agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Bitki Dünyası > Tıbbi, ıtri, boyar, aromatik bitkiler
(https)




Beğeni Düzeni141Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 22-09-2006, 09:47   #1
Ağaç Dostu
 
TigerX's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-09-2006
Şehir: Gaziantep
Mesajlar: 188
Galeri: 1
Adaçayı (Salvia officinalis)

Adaçayı (Salvia officinalis), dişotu ve meryemiye adları ile de tanınır. 30-70 cm boyunda olan bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir. Karşılıklı olan beyaz keçeli yaprakları gümüş gibi parıldar ve acımtırak, ıtırlı bir koku yayarlar. Bahçe adaçayı, güneşli bir yerde yetiştirilmelidir. Don olayına karşı duyarlı olduğu için, kış boyunca çam dalları ile örtülmesi doğru olur. Ülkemizde İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilmektedir. Bir başka cins olan çayır adaçayı (Salvia pratensis -Salvia tribola), çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişir. Çevresine ıtırlı hoş bir koku yayan mavi–menekşe renkli çiçeklerin pırıltısı uzaklardan seçilebilir. Çayır Adaçayı (Anadolu adaçayı) batı ve güney-batı Anadolu'da bol olarak yetişmektedir. Anadolu adaçayından "elma yağı" veya "acı elma yağı" denilen yağ da üretilmektedir. Bu tür adaçayı da kimyasal yapı ve tedavi etkisi bakımından tıbbi (bahçe) adaçayına benzemektedir. Fakat burada tanıtmaya çalışacağımız bahçe adaçayı (tıbbi adaçayı) ise, şifalılık bakımından daha etkilidir.

Toplama/Kurutma: Bitki yaprakları çiçeklenme öncesi, Mayıs-haziran aylarında toplanır. Etken maddelerinin doruğa ulaştığı öğlen saatlerinde toplanan yapraklar, gölgeli ve havdar bir yerde kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılarak, hava almayan kaplarda saklanır.

Bileşim: Eterli uçucu yağlar, %30 Thujon, %5 Cineol, Linalol, Borneol, Salven, Pinen ve kafur; tanenler, triterpenoitler, flavonlar; Östojen benzeri maddeler; reçineli bileşikler içerir.

Bu bitkinin çiçekleri, gargara ve adaçayı sirkesi yapmak için toplanır (bir avuç çiçek, doğal sirkenin içinde bir süre bekletilir) ve elde edilen sirke, uzunca bir süre hasta yatağından kalkamayan kişilere rahatlatıcı ve canlandırıcı anlamda sürülerek, masaj yapılır. Yapraklar daha çiçeklenme başlamadan, mayıs ve haziranda toplanır. Bitki kuru ve güneşli günler boyunca, eterli yağlar oluşturduktan sonra, yapraklar öğlen güneşinde toplanır ve gölgede kurutulur. Adaçayı, çok eski çağlarda da ünlü bir şifalı bitki olarak tanınırdı. 13. Asırdan kalma bir dizede şöyle deniyor: “Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye!"

Adaçayının eski çağlarda da ne büyük bir övgü ile anıldığını, çok eski bir şifalı bitki kitabı şöyle anlatıyor: "Kutsal Meryemana, Bebek İsa ile Herodes’un gazabından kaçmak zorunda kaldığında, kendisini saklamaları için, çayırdaki tüm çiçeklerden yardım istemiş, ama hiçbir çiçek ona yanıt vermemiş. İşte o zaman adaçayı eğilmiş ve Meryemana sığınacak bir yer bulmuş. Onun sık ve koruyucu yapraklarının arasına girerek Herodes’un askerlerinden saklanmış ve askerler onu görmeden geçip gitmişler. Tehlike geçiştirildikten sonra, saklandığı yerden çıkan Meryemana, tatlı sesiyle adaçayına şöyle demiş: Bu andan sonra sonsuza dek insanların en çok sevdiği çiçek sen olacaksın. Seni, insanları tüm hastalıklardan koruyacak kadar güçlü kılıyorum. Bana yaptığın gibi, onları da ölümden kurtar!” İşte o zamandan beri adaçayı, insanları iyileştirmek ve onlara yardım etmek için her yıl yeniden çiçekleniyor.

Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir. Pek çok doktorun, adaçayının değerli özelliklerini artık iyice tanımış olduklarını biliyoruz (Referans1: M.Treben). Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında, beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su bardağı çay yudumlanarak içilmelidir. Adaçayı, hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir ve gazları yok eder. Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır. Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar. Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır. Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır. Adaçayı, dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanır. Adaçayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle önerilir. Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmayabilirdi. Bedenimizin polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler doğruca böbreklere ulaşırlar. Adaçayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da (Çalkalama ve Gargara) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara ve çalkalamaların yanısıra yara kompresi olarak da kullanılabilir. Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim) hastalığı çeken kadınlar arada sırada adaçayı oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilir. Bu çay, tahriş kaynaklı öksürüklerde de başarılıdır. Şifalı bitki olarak kullanılmasının yanı sıra, adaçayının çok değerli bir baharat olduğunu ve böylece mutfaklara girdiğini de unutmamak gerekir.

UYARILAR:

Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı (tansiyon) yükselebilir. Dölyatağı (Rahim) kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılmaz. Annelerin süt üretimini durdurur. Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen başka bir yan etkisi yoktur.

Kullanım Biçimleri:

Çay hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir.

Çalkalama/Gargara: 2-3 tatlı kaşığı kurutlmuş ve ince kıyılmış yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. kaynamaya başlayınca ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.

Tentür Kullanımı: Günde 3 kere, 15-20 damla kadar D2 inceltisindeki tentür, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanılabildiği her yerde tentür de kullanılabilir.

Karışımlar: Gargaralarda ve çalkalamalarda kekikle, sindirim sorunlarında ise Mayıs papatyası ile eşit oranda karıştırılır.

Adaçayı Sirkesi: Geniş ağızlı bir şişe, çayır adaçayı çiçeği ile doldurulur, çiçeklerin üstüne çıkacak kadar doğal üzüm sirkesi eklenir ve şişe 14 gün güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve süzülür.

Oturma banyosu: İki avuç dolusu yaprak soğuk suda gece boyunca bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.


Referanslar:

1-"Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık", Maria Treben,Anahtar Kitaplar Yay., Çev.: N.Eröztürk, 1994

2-Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.,1984,İstanbul

3-"Bir Yudum Sağlık", N.Eröztürk,Anahtar Kitaplar,2000

4-"http://www.bitkisel-tedavi.com/adacayi.htm"

TigerX Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-09-2006, 09:48   #2
Ağaç Dostu
 
TigerX's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-09-2006
Şehir: Gaziantep
Mesajlar: 188
Galeri: 1
Elma Yağı (Acı Elma Yağı):

Anadolu adaçayı (Salvia triloba L.) türünün yapraklı ve çiçekli dallarından su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağdır. Ülkemizde özellikle Muğla ve Fethiye bölgelerinde elde edilmektedir. Sarımsı veya renksiz, özel kokulu ve yakıcı lezzetli bir sıvı olup %60 kadar sineol taşımaktadır. Gaz söktürücü, sindirim düzenleyici, ter kesici ve idrar arttırıcı özellikleri vardır. Dahilen küçük miktarlarda (günde 3-5 damla), 1 fincan suya damlatılarak içilir. Yüksek miktarlarda zararlıdır. Haricen yara iyi edici, antiseptik ve karın ağrısına veya gaz söktürmek için kullanılmaktadır.

Bu yağa "Elma Yağı" denmesinin nedeni, bu yağın elde edildiği Salvia triloba türünün bazı dalları üzerinde, küçük bir elmayı andıran, esmer-yeşil renkli mazıların bulunmasıdır. (Referans2: T.Baytop)

TigerX Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-09-2006, 10:08   #3
Ağaç Dostu
 
TigerX's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-09-2006
Şehir: Gaziantep
Mesajlar: 188
Galeri: 1
Talking

Bu kadar faydalı olan bir bitkiyi kullanmaya karar verdim. Yaklaşık 1 aydır elimden geldiğimce düzenli olarak kullanmaya çalışıyorum.

Tabii 2 bardağı aşmamak kaydıyla...

Aktardan aldığın için cinsini tam olarak bilmiyorum. Tıbbi olanı en iyisi elbette.

Ciddi ciddi faydalarını görmeye başladım. Gece terlemesini şu an için geçirmiş gibi. Ayrıca susuzluğa da çok iyi geliyor. Ben 1 bardak adaçayı içtikten sonra neredeyse 4-5 saat su içmiyorum. Oysa ben çok su içen birisiydim. Günde 5-6 litre su içerdim.

Bu nedenle yaklaşan Ramazan 'da orucu açtıktan sonra su içmeden adaçayı çayını içmek, yemekten sonra aşırı su içmemize engel olacağı için sağlığımıza önemli katkısı olacaktr.

Adaçayını evde kendim yetiştirmek istedim. Çünkü bakanlığın yasaklılar listesine girmiş. Bir şey yasaklandı ise kesin birşeylere faydalıdır ve büyük şirketlerin zararı vardır. İyice araştırdım. Sonra tohumlarını aramaya başladım. Nihayet Praktiker 'de buldum. 1 Hafta önce ektiğim tohumlar yeşermeye başladı. Resimleri ilerleyen zaman içinde sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Bilmem faydalı olur mu?

Aşağıdaki resim bugün sabah işe gelirken çekildi. Tohumların yeşerdiğini görmek insanı çok mutlu ediyor. İnşaAllah sağlıklı olarak büyütmek de kısmet olur...


canannuman beğendi.
TigerX Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-09-2006, 10:38   #4
Ağaç Dostu
 
Oğuz Sağlam's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-06-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 267
Bu değerli bilgiler için çok teşekkür ederim.
Çocukluk yazlarımın çoğunu geçirdiğim Burdur'da, çaybahçelerinde ve kahvehanelerde çaydan çok adaçayı içilirdi. Çay o kadar yaygın değildi o zamanlar. Muhtemelen kısmen yörüklüğün ve Toros kokularının içselleştirilmesi için, kısmen de çayın tanınmadığı zamanlardan kalan Akdeniz/Ege alışkanlıklarının bir iz düşümü olarak. Çok, birçok değer gibi orada kaldı. Geçmişte...


Alıntı: http://www.giardinaggio.it/giardino/...via/salvia.asp

O zamanlardan kulağımda kalan "adaçayının kırk türü"nün olduğudur. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum ve bu güne kadar adaçayı diye tattığım bitki iki tür gibi geliyor bana. İlki S. officinalis. İkincisi ise ne olduğunu bilmediğim, yukarı doğru tek sap üzerinde altınoran spiraliyle tırmanan üçgen ve boyuna damarlı çiçek mi yaprak mı anlaşılmayan bir bitki.

S. officinalis'i akşamları severek ve sırf keyif için içiyorum. Bundan sonra faydalarını bilerek içmek aromatik hazzı nasıl değiştirecek bilmiyorum. İnşallah tılsımı kaçmaz. .

Saygılarımla,

Oğuz Sağlam Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-09-2006, 13:03   #5
Ağaç Dostu
 
TigerX's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-09-2006
Şehir: Gaziantep
Mesajlar: 188
Galeri: 1
Daha da bir zevk alarak içeceğinizden eminim.

Ben kendim faydalarını öğrendikten sonra bu tür bitkisel çayları daha bir keyif alarak ve ne içtiğimi ve bana nasıl bir fayda sağladığını bilerek içim rahat bir şekilde içiyorum.

Bir de kendim yetiştirip, kendi ürünümün çayını içersem ayrı bir zevk alacağımdan eminim.

Hem ayrıca Tıbbi olan Salvia Officinalis türünün ekimi ve ticareti yasaklanmış. Belki de şu an son tohumları piyasadan bulabiliriz. Yakında yerli piyasada ne kendisini ne de tohumunu bulabileceğimizi sanmıyorum. Maalesef faydalı olan herşeye yasak geliyor.

TigerX Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2006, 20:35   #6
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Adaçayi Yetiştiriciliği

EGE ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Teknik Bülten



E.Ü. Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü


Giriş

Avrupa’da tıbbi kullanımı resmen kabul edilmiş olan adaçayı, Türkçe Tıbbi adaçayı olarak isimlendirilen Salvia officinalis L. bitkisidir. Butür, Türkiye’de doğal olarak yayılış göstermemektedir. Ülkemizde yetişen adaçayı türleri içerisinde en fazla toplanan ve hem iç tüketimde kullanılıp, hem de ihraç edileni ise; Anadolu adaçayı’ da denilen Salvia fruticosa Mill. türüdür.

Salvia officinalis L. (Tıbbi adaçayı)

Labiatae familyasına dahil olan ve uçucu yağ içeren adaçayı türleri (Salvia spp.) özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yaygın durumdadır. Bu cinse dahil olan Salvia officinalis L. (Tıbbi adaçayı) Avrupa’nın güney ve orta kısımları ile Batı Balkanlar’da özellikle Dalmaçya ve Makedonya’da yabani olarak bulunmaktadır. Bu tür Türkiye’de yabani olarak yayılış göstermemektedir. Ancak nadiren park ve bazı bahçelerde yetiştirilmektedir. Son yıllarda Ülkemizde, bazı özel firmalar tarafından tarımına başlanmıştır.

Bu türün özellikle Almanya, Güney Fransa, Macaristan, Rusya ve Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Adaçayı çok yıllık, genel olarak 50cm, nadiren de 100cm boyunda, çalımsı basit yapraklı, genellikle morumsu mavi çiçekli bir bitkidir. Hegi’ye göre Salvia officinalis’in birbirinden oldukça farklı en az 3 alt türü vardır.

Bunlar:
S. officinalis spp. minor (GMELIN) GAMS

S. officinalis spp. major (GARSAULT) GAMS

S. officinalis spp. lavandulifolia (VAHL) GAMS’dır.

Drog olarak bitkinin yaprakları (Folia Salviae) kullanılmaktadır. Adaçayı yapraklarının en önemli maddesi uçucu yağı (Oleum Salviae)’dır. Bunun yanında tanen ve acı madde de taşımaktadır.

Yapraklarda uçucu yağ oranı %1-2,5 arasında değişir. Kodekslerde bu oranın en az %1,5 olması istenir. Uçucu yağın bileşimi incelendiğinde esas maddenin α-β Thujon (%35-60) olduğu bunun yanında 1,8-Cineol, Borneol, Campher ve Bornylacetat içerdiği görülmektedir.
Tıbbi adaçayı, ilk çağlardan beri yararlanılan bir tıbbi bitki olup; gıda, eczacılık, parfümeri ve kozmetikte kullanılmaktadır.

Salvia fruticosa Mill. (Anadolu adaçayı)

Türkiye florasında Salvia genusuna ait 87 tür doğal yayılış göstermektedir. Ülkemizde Salviafruticosa Mill. (Anadolu adaçayı) bitkisi Salvia genusunun en önemli türlerinden biridir. Salvia triloba L.’nin sinonimi Salvia fruticosa Mill. olarak tanımlanmaktadır. Salvia fruticosa Mill.’in anavatanı Akdeniz Bölgesi, özellikle Batı ve Güney Anadolu ve Yunanistan olarak belirtilmektedir. Türkiye’de hem iç, hem de dış ticareti yapılan bir bitkidir. Her yıl önemli miktarda drog yaprak ihraç edilmektedir. Ülkemizde Anadolu adaçayı, elma çalpası gibi isimlerle anılmaktadır. Tıbbi adaçayının yerine Ülkemizde bu türün yaprakları (Folia Salviae trilobae) kullanılmaktadır.

Bitki 120cm yüksekliğe kadar erişebilen çalımsı görünüşte ve çok yıllık olup, dalları beyaz renkli tüylerle kaplıdır. Yapraklar saplı, grimsi yeşil renkli, esas yaprakların yanında bir veya iki tarafı az veya çok gelişmiş yan yaprakçık taşımaktadır.

Bitkinin yapraklarından su buharı distilasyonu ile, renksiz veya açık sarı renkli elma yağı (Oleum Salviae trilobae) adı verilen bir uçucu yağ elde edilmektedir. Bu yağın elma yağı olarak isimlendirilmesinin nedeni, bazı bitki dallarının ucunda 2-3cm çapında elmayı andıran yeşilimsi kahverengi mazıların bulunmasıdır.

Bitkinin yaprakları %1-3 oranında uçucu yağ taşımaktadır. Bornova lokasyonunda yetiştirdiğimiz bazı populasyonlara ait tek bitkilerde bu oran %5,5-6’ya kadar çıkmıştır. Alman kodeksinde bitkinin içerdiği en az uçucu yağ oranının %1,8 olduğu belirtilmektedir. Uçucu yağın başlıca bileşenleri, 1,8-Cineol (%40-65), Champer, Borneol, olup, bu türde Thujon (%5)oranı oldukça düşüktür.

Salvia officinalis L. uçucu yağının esas maddesi Thujon olmasına rağmen Salvia fruticosa Mill. uçucu yağının esas maddesini 1,8-Cineol oluşturmaktadır.

Bu bitki gaz söktürücü, midevi idrar artırıcı, balgam söktürücü olarak ve romatizmal ağrılarda kullanılmaktadır. Salvia fruticosa Mill. antimikrobiyal, antihipertensif, kan şekerini düşürücü ve spazmolitik etkisinden dolayı önemlidir.

Dünya’da Salvia fruticosa Mill.’in kültürü üzerinde ilk araştırmalar E.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nde yapılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar yayımlanmıştır. Ayrıca uzun yıllar diğer adaçayı türleri ile de değişik amaçlı kültür çalışmaları yürütülmüştür.

Kültürü
Bornova koşullarında yürütülen araştırmalarda, Tıbbi adaçayı (Salvia officinalis L.) ile Anadolu adaçayı (Salvia fruticosa Mill.) arasında yetiştirme tekniği açısından büyük farkın olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle her iki türün kültürü birlikte ele alınmış farklılıklar ise bitki ismi verilerek belirtilmiştir. Ancak özellikle Salvia triloba’nın soğuklara çok dayanıklı olmadığı ve her iki türün bitki habitusu bakımından farklı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

İklim ve Toprak İstekleri

Adaçayı sıcağı seven çok yıllık bir bitkidir. Kurak koşullara dayanıklı olmasına rağmen sulu koşullarda daha yüksek verim vermektedir. Özellikle genç gelişme devresinde yüksek oranda rutubete gereksinim duyar. Daha ileri büyüme devrelerinde kuraklığa dayanıklı bir bitkidir. Ege Bölgesi koşullarında kurak yaz dönemlerinde 3-4 defa sulanması uygundur.

Toprak istekleri bakımından özellikle kireçli, kumlu - tınlı toprakları tercih eder. Bornova koşullarında yürütülen denemelerde killi-tınlı ve tınlı bünyeye sahip besin maddelerince zengin topraklarda başarılı bir şekilde üretilebileceği belirlenmiştir.

Adaçayı, besin maddelerince zengin toprakları tercih ettiğinden ekim nöbetinde baklagillerden veya ahır gübresi ile gübrelenmiş bir çapa bitkisinden sonra gelmelidir.

Toprak Hazırlığı

Özenli toprak işlemenin bitki gelişmesi üzerine olumlu etkisi bulunduğundan, toprak ne kadar iyi işlenirse, su ve besin maddelerinden yararlanması o derece yüksek olacaktır.

Amaca uygun toprak işleme, direkt ve indirekt olarak toprak verimliliğini arttırmaktadır. Toprağın işlenmesi yani toprağın devrilmesi, karıştırılması ve kabartılması birinci derecede toprak işleme aletleri ile (pulluk, diskaro vb. ) yapılır. Daha sonra tohum ekiminden veya fide dikiminden önce ikinci derece toprak işleme aletleri ile tohum yatağı hazırlanır. Adaçayı tohumları fazla iri olmadığından tohum yatağının hazırlanmasına özen gösterilmeli, tarlanın tezekli olmaması, toprakla tohumun birbirine iyi temas etmesi sağlanmalıdır.

Üretim Tekniği

Adaçayı hem generatif hem de vejetatif olarak üreyebilen bir bitkidir. Bu özelliği nedeniyle özellikle ıslah çalışmalarında araştırıcılara geniş olanaklar sağlamaktadır. Vejetatif üretiminde, koltuk altı sürgünleri **** yaşlı bitkileri kısımlara ayırmak sureti ile üretim yapılabilir. Ancak geniş alanlarda tarlavari yetiştirmede vejetatif kısımlarla üretim hemen hemen hiç uygulanmaz. Zira çok fazla işgücü ve emek isteyen bir uygulamadır. Ekim zamanı bitki yetiştirmede en önemli faktörlerden biridir. Tohumla üretmede ekim zamanı İlkbahar veya Sonbahardır.

Ege bölgesi koşullarında en uygun ekim zamanı Sonbahar olarak belirlenmiştir. Bornova ekolojik koşullarında Salvia officinalis ile yapılan çalışmada, ekim sonbaharda yapıldığında ilk yıl iki biçim alınırken, ilkbaharda yapılan ekimlerde tek biçim alınmıştır. Ekim doğrudan doğruya tarlaya mibzerle yapılabileceği gibi, tohumların önce özel hazırlanmış fideliklere ekilmesi, buradan elde edilen fidelerin daha sonra tarlaya şaşırtılması şeklinde de uygulanabilir.

Burada yetiştiricinin doğrudan doğruya tarlaya ekim yöntemini mi yoksa şaşırtma yöntemi mi kullanacağına karar vermesi gerekir.

Direk tarlaya ekim mibzerle yapılmakta dekara 2,5 kg tohumluk kullanılmaktadır. Sıra arası mesafe 40cm olarak önerilmektedir. Ancak sıra arası mesafe ekolojik koşullar ve mekanizasyon durumuna göre değişmekte ve verimde önemli değişiklikler olmaktadır.

Bornova koşullarında yürütülen denemelerde 30cm sıra arası mesafede, 60cm sıra arası mesafesine göre daha yüksek verim elde edilmiştir.

Önce yastıklarda yetiştirilen fidelerin daha sonra tarlaya şaşırtılması şeklinde üretim tercih edilecekse 1 dekar alan için yaklaşık 0,2-0,3 kg tohumluk yeterli olmaktadır.
Fidelikler kekik fidesi yetiştirmek için kullanılan yastıklar gibi hazırlanır. Ege bölgesi koşullarında fideliğe en uygun ekim zamanı Kasım - Aralık aylarıdır. Özellikle tohum çimleninceye kadar tohumun bulunduğu topraklı kısmın kurumamasına özen gösterilmelidir. Fideliğin üzeri naylon vb. ile örtülmelidir. Güneşli havalarda zaman zaman naylon örtüyü açarak fideliği havalandırmak gerekir.

Yastıklar dikim zamanından yaklaşık 20-25 gün önce tamamen açılarak fideler dış hava koşullarına alıştırılır.
Fideler 10-15cm boyuna geldiğinde fidelikten sökülerek tarlaya şaşırtılır. En uygun dikim zamanı erken ilkbahardır.

Bakım

Bitkiler hava koşulları uygun olduğu takdirde ekimden yaklaşık 20 gün sonra toprak yüzeyine çıkarlar. Bitkiler 5-7cm büyüklüğe geldiğinde ilk çapa yapılır. İlk yıl bitki gelişmesi yavaş olduğundan çapalama işlemi birkaç defa tekrarlanır. İkinci çapada, adaçayı bitkilerinin kök boğazı doldurulur. Çapalama biraz derin yapılarak toprak her iki sıraya doğru çekilir ve bitki sıraları arasında karıklar oluşturulur. Çapa sayısı yabancı otların gelişme durumuna ve ekolojik koşullara göre değişir. Özellikle ilk yıl bitkiler daha az geliştiği için yabancı ot mücadelesi çok önemlidir. Daha sonraki yıllarda 3 **** 4 defa çapa gerekebilir. Çapalamada sıra arası mesafesi geniş olduğu zaman, traktörle çekilen çapa makineleri kullanılabilir. Son biçimden sonra iyi bir çapa yapılırsa tarla kışa yabancı otlardan arınmış olarak girer.

Adaçayı, vejetasyon süresince sulanmalıdır. Özellikle Anadolu adaçayı kurak aylarda da yaşamını devam ettirebilir. Ancak yüksek verim elde etmek için sulama yapılmalıdır. Böylece bitkinin vejetasyon dönemi birden fazla biçim yapılabilir. Sulama sayısı toprak ve iklim koşullarına bağlıdır. Sulama karık **** damla sulama şeklinde olabilir. Fide dikiminden hemen sonra eğer yağmur yağmazsa yağmurlama sulama olumlu sonuç vermektedir.

Adaçayı çok yıllık bir bitki olması, her yıl birden fazla biçim yapılması ve hasat edilen bitki aksamının çokluğu nedeniyle, topraktan kaldırdığı besin madde miktarı fazladır.

Tıbbi adaçayı ile Bornova koşullarında yapılan N’lu (Azotlu) gübre denemesinde, gübrelemenin verimi önemli ölçüde arttırdığı belirlenmiştir. Özellikle azotlu gübre iki defada uygulanmalıdır. Dekara atılacak toplam gübre ikiye bölünerek; birinci gübreyi ilkbaharda, ikinci gübreyi de ilk hasattan sonra vermek uygundur. Adaçayının kökeni Akdeniz Bölgesi olduğundan, genel olarak kuvvetli soğuklara karşı biraz hassastır. Bu nedenle, özellikle böyle yerlerde potasyum sülfatla gübrelenmelidir. Yine dikimde ve her yıl ilkbaharda fosforlu gübre uygulanmalıdır. Adaçayının fosforlu gübre gereksinimi fazla değildir.

Hasat

Adaçayı çok yıllık bir bitki olup her yıl birkaç kez biçim yapılabilir. İlk dikim yılında fideler tarlaya erken şaşırtılmış ise biçim yapılır. Kaliteli ürün elde etmek için biçim zamanı çok önemlidir. Genel olarak biçim çiçeklenme döneminde yapılmalıdır. Ancak özellikle ilk biçimden sonra çiçeklenme olmayabilir. Bu durumda üretici adaçayının biçim zamanına gelip gelmediğine karar vermelidir ve biçimi yapmalıdır. Biçim yüksekliği 5-10cm’dir. Biçim bağ bıçaklarıyla yapılabileceği gibi biçme makineleri ile de yapılabilir.

Kurutma

Hasat edilen bitkiler çok fazla su içerdiği için, yığın şeklinde bekletilirse kızışma sonucu kalitede önemli kayıplar meydana gelir. Be nedenle hasattan hemen sonra bitkiler kurutma yerine götürülerek serilmelidir. Kurutma doğal koşullarda ****, suni kurutma şeklinde yapılabilir. Doğal koşullarda kurutmada, biçilen adaçayları özel hazırlanan kurutma alanlarına yaklaşık 20cm kalınlığında serilir. Kurutulmak üzere serilen bitkilerin belirli aralıklarla alt üst edilerek kurumaları sağlanır. Yapay kurutmada ise sıcaklığın 35°C’yi geçmemesine özen gösterilmelidir. Biçim zamanına göre değişmekle birlikte, genellikle yaş bitkiden kuru bitki elde edilme oranı 4-5:1’dir.

Verim
Literatürde tıbbi adaçayının kuru herba veriminin 200-300 kg/da, kuru yaprak veriminin de 150-200 kg/da olduğu belirtilmektedir. Ancak Ege bölgesi koşullarında yürüttüğümüz araştırmalarda Salvia officinalis’te (Tıbbi adaçayı) ortalama kuru herba verimi dekara 275-600 kg, kuru yaprak verimi 200-450kg olarak belirlenmiştir. Koşullarımızda tıbbi adaçayı ile Anadolu adaçayı verimlerini karşılaştırdığımızda aralarında büyük fark bulunmadığı belirlenmiştir.

Tohumluk

Tıbbi adaçayı (Salvia officinalis L.) tarımı yapmak isteyen üretici gerekli tohumluk materyali özel tohum firmalarından sağlayabilir. Eğer Anadolu adaçayı (Salvia fruticosa) yetiştirecekse henüz bu bitkide tescilli ve ıslah edilmiş bir çeşit olmadığından üretim doğadan toplanan tohumlarla yapılmaktadır.

Öneriler

Adaçayı tarımında bitkilerin yetiştirileceği alanın fungal hastalıklarla bulaşık olması durumunda, özellikle Anadolu adaçayında büyük kayıplar meydana gelmektedir. Bu nedenle üreticilerin, bitki yetiştirilecek toprak fungal hastalıklarla bulaşık ise, çok dikkatli olmaları gerekmektedir.

Pazarlanması

Son yıllar ortalamasına göre, ülkemizde en fazla dış satımı yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler içerisinde adaçayı %3’lük bir pay ile 9. sırada yer almaktadır. İzmir’de birçok firma tarafından adaçayı ticareti yapılmaktadır. Hem yurt içinde tüketilen, hem de yurt dışına ihraç edilen adaçayı büyük oranda doğadan toplanmaktadır. Özel sektör tarafından üretimine yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

YeniBON beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-12-2006, 15:56   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
Stachys byzantina ile Salvia bitkileri birbirlerine çok benziyor. Koku, renk, yaprak büyüklüğü. Bu konuda ayırtedici özellikleri bilen arkadaşlarımız var mı?

sukranayalp Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-12-2006, 16:19   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
Sütçüler Akçal Zirvesi yamaçlarında Mentollü bir tür Adaçayı doğal olarak yetişmekte ve Çandır köylüler tarafından toplanıp satılmaktadır. Adaçayının yoğun mentollü bir türü.Uzun dallı küçük yapraklıdır. Rakım 1800 mt.civarında. Zirve ise 2010 metre dir.

Mahmut Leventoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-12-2006, 01:35   #9
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Stachys byzantina ve Salvia officinalis karşılaştırması

Stachys byzantina'da yapraklar basal rozet yapılıdır. Salvia officinalis'te ise çalı formunda olduğu için yapraklar dalların üzerinde karşılıklı dizilişlidir. Stachys yaprağının üzeri Salvia dan çok daha fazla tüylüdür, kadife gibi, yün gibi tüylüdür. Yapraklar adaçayından daha büyüktür, daha geniştir. Yerel adı kuzu kulağıdır ve gerçekten de kuzu kulağına çok benzer.Ada çayı yaprağının üzeri de tüylüdür ama yaprak daha dokuludur.Sanki pürtüklü bir deri dokusu üzeri tüylerle kaplı gibidir. Yaprak arkasını çevirince damarlar çok barizdir. Kuzu kulağında ise kadife gibi tüylerden damarlar çok seçilmez. Yaprak arkasında adaçayı gibi çok bariz damar dokusu gözlenmez.

Ayrıca adaçayının dalları yaşlandıkça odunsulaşır.Kokusu acı ve keskindir.Kuzu kulağı yer örtücü formdadır. Yani kısaca ikisi birbirine benzememektedir.

Adaçayı yaprağı dokusu




Kuzu kulağı yaprağı dokusu


Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2007, 04:55   #10
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 17-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 151
Galeri: 20
Yabancıların yapraklarını yemek yapımında kullandıkları adaçayı daha farklı galiba?

agartha Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-04-2008, 20:53   #11
Ağaç Dostu
 
bademagacı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-03-2007
Şehir: Bursa
Mesajlar: 162
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu Mesajı Göster
Sütçüler Akçal Zirvesi yamaçlarında Mentollü bir tür Adaçayı doğal olarak yetişmekte ve Çandır köylüler tarafından toplanıp satılmaktadır. Adaçayının yoğun mentollü bir türü.Uzun dallı küçük yapraklıdır. Rakım 1800 mt.civarında. Zirve ise 2010 metre dir.
Sayın Mahmut Leventoğlu
Bahsettiğiniz türü çok merak ettim. Sadece dediğiniz yerde mi bulunur?
Oranın haricinde nereden temin edebiliriz?

Adaçayı içmeye kolay alışamadım.Mucize olduğunu gördükten sonra lezzetli gelmeye başladı.

bademagacı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-11-2008, 07:32   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Öksürüğe karşı adaçayı!

Önümüzdeli günlerde havaların daha da soğuyacağı düşünülürse, ada çayına olan ihtiyacımız artacak gibi görünüyor.

Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu

Değerli okuyucu, kış mevsimine yavaş yavaş girmeye başladığımız şu günlerde okul çağındaki çocuklar sık sık farenjit veya bademcik iltihaplanması yaşamaktadırlar. Bademcik iltihabı veya farenjit şikâyetini yıllardır çeken birçok kişi tanıdım. Özellikle okul çağındaki çocuklar bademcik iltihaplanmasından dolayı günlerce yüksek ateşle yatmakta ve okullarından geri kalıyor. Bu durumlarda adaçayı ile yapılan gargara mükemmel bir yardımcıdır. Bademcik ve/veya boğaz iltihabının (farenjit) oluşumuna karşı da gerçek bir koruyucu ve önleyicidir. İlk günlerde gün boyu birkaç defa yapacağınız adaçayı gargarası sizi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettirir. Daha sonraki günlerde haftada birkaç defa bu gargarayı tekrarlamak sizi bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı koruyacak.

Doğal bir antibiyotik

Latince adının ilk kelimesi olan “salvia” korumak, korunmak ve muhafaza etmek anlamına geliyor. Adaçayının içerdiği salvin, carnosol asiti ve cirsimaritin antibiyotik özelliği olan etkin maddelerdir. Özellikle salvin ve carnosol asidi, bakterilerde RNA sentezini etkileyerek çoğalmalarını ve rejenerasyonlarını engeller. Adaçayında bulunan önemli bir eterik yağda, içerdiği cineol’dür. Cineol, öksürüğü engelleyici bir maddedir. Kısaca, adaçayı hem doğal bir antibiyotik hem de doğal bir öksürük engelleyicidir.

Adaçayında bulunan doğal antibiyotik özellikli etkin maddeler suda çözünen maddelerdir. Suda çözünme özelliklerinden dolayı, alkolle tentürleri yapılmadan doğrudan sıcak suda demleyerek kullanma imkânı sağlar. Ağız gargaralarının çoğu bir miktar alkol kullanılarak hazırlanmak durumundadır. Çünkü, birçok bitkinin içerdiği doğal antibiyotik özelliği taşıyan etkin maddeler suda çözünmediklerinden, su ile hazırlanmaları durumunda etkili olamamaktadırlar. Adaçayının içerdiği doğal antibiyotik özellikli etkin maddeler suda çok kolay çözünme özelliği gösterdiklerinden, hem yetişkinler hem de çocuklar için, sıcak suda demleyip (kısık ateşte kaynatarak) gargara olarak hazırlanmasına imkân sağlar.

Dikkat

Farenjit ve bademcik problemi olanların sigara ve asitli içeceklerden (kola, soda, maden suyu gibi) özellikle uzak durmaları gerekir. Gargara uygularken bu tür içeceklerden uzak durulmasını öneririm. Bütün bunların paralelinde diş ve ağız temizliğine özen göstermek gerekir. Yemeklerden sonra mutlaka dişlerinizi fırçalayınız. Uygulamada belirtilen gargarayı mutlaka dişlerinizi fırçaladıktan sonra yapınız. Bu noktada, okul çağında çocukları olan anne ve babaların dikkatli olmaları gereken bir konuyu önemle vurgulamak istiyorum; Çocukluk döneminde boğaz iltihabı, boğaz ağrısı bazı ebeveynler tarafından pek fazla önemsenmeyen bir rahatsızlıktır. Basit bir durum gibi görünen boğaz iltihabının ciddi sonuçlar doğurabileceğini gözardı etmeyiniz. Mutlaka hekiminize danışınız.


BİLİYOR MUYDUNUZ?

Antik çağda ve sonraki yüzyıllarda sebze ve tahıl ekilen alanlara adaçayının yaprak ve sapları serpilirdi. Adaçayına parazitler, böcekler yaklaşamaz. O, bir parazit kovucudur (uzaklaştırıcıdır). Tarlalarda ekili mahsullerin aralarına serpilen adaçayının sap ve yaprakları zirai ilaç olarak kullanılmıştır.

GÜNÜN KÜRÜ

Bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı da koruyucu
Yaklaşık bir su bardağı (150 ml) klorsuz suda dört-beş gram kurutulmuş adaçayı veya bir tatlı kaşığı taze adaçayı kısık ateşte on dakika demlenir. Günde iki-üç kez gargarası yapılır.
Bademcik veya boğaz iltihabı olanların sabah kalktıklarında ağız kokuları olabilmektedir. Koku dişlerin fırçalanmasından sonra biraz hafifler, kahvaltıdan sonra da tamamen kaybolur. Çünkü gece boyu oluşan iltihap sabah kahvaltısı yapılırken, besinler ile sürüklenerek taşınır. Gün boyu herhangi bir ağız kokusu da çekmezler.
Ancak, gece uykuya geçildiği zaman iltihap oluşumu tekrar başlar. Normalde adaçayı gargarasını hazırlayıp lavabodan eksik etmemeniz gerekir. Her gün ağız temizliğinin ardından bir defa adaçayı gargarasını yapmak ağızdaki bakterilere ve de ağız kokusuna karşı güçlü bir engelleyicidir. Hazırlanan bir bardak adaçayı gargarası 24 saat bozulmadan bekleyebilir.
Hamileliğin ilk üç ayı çok önemlidir. Hekiminize danışmadan ilaç ve tanımadığınız bitkisel tedavi yöntemlerini kullanmayınız. Memleketimizde bitkisel ilaçların yan tesirinin olmadığı genel olarak yaygın bir görüştür. Bu görüş doğru değildir. Bilmediğiniz ve tanımadığınız bitkileri kullanmadan önce mutlaka bu konunun uzmanı olan kişi veya kuruluşlardan bilgi alınız.
Adaçayı, memleketimizde son yıllarda sıkca tüketilmeye başlanmış bitkisel bir çaydır. Ancak hamileliğin ilk üç ayında adaçayının temkinli kullanılması gerekir. Eğer düşük tehlikesi söz konusu ise kesinlikle adaçayından uzak durulması gerekir. Çünkü, adaçayı yaprakları, düşük yapma riskini artıran dört tane madde içermektedir. Hamile olanların hekimlerine danışmadan, kendi başlarına ilaç almaları ve yine kendi başlarına bitkisel tedavi yöntemlerini seçmeleri yanlıştır.

Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız

http://saglik.milliyet.com.tr/Saglik...008&b=Oksuruge karsi adacayi&ver=05

canannuman beğendi.
denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2008, 13:07   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Bilim adamları Alzheimer için aranan ilacı mutfakta buldu.


Adaçayının alzheimer sendromlarından unutkanlığa karşı etkili olduğu açıklandı.

Şifalı bitkilerle ilgili en eski metinleri inceleyen Britanyalı bilim adamları, adaçayının hafıza üzerinde etkili olduğu sonucuna vardı. Britanya'nın New Castle ve Northumbria Üniversitelerinde yürütülen araştırma için 44 denek seçildi. Deneklerin bir kısmına adaçayı yağı, bir kısmınaysa etkisiz maddeler içeren tabletler verildi. Daha sonra yapılan kelime hatırlama testlerinde adaçayı tableti alanların çok daha başarılı olduğu görüldü.

Araştırma ekibinden Nicola Tildsey, "Bu çalışma, yüzyıllar önce şifalı bitkilerle uğraşanların çalışmalarının ne kadar değerli olduğunu ve bazı hastalıklar için onların söylediklerinin ciddi biçimde ele alınması gerektiğini ortaya koydu" dedi. Adaçayının alzheimer üzerindeki etkileriyle ilgili daha geniş kapsamlı bir araştırma başlatan ekibe ilham verenlerin arasında John Gerard'ın 1597 tarihli kitabı da vardı.

Gerard, adaçayının hafızayı güçlendirip, kafayı çalıştırdığını söylüyordu. Araştırma, İngiliz Şifalı Bitkiler Araştırma Merkezi'nin (MPRC) daha önceki bulgularıyla da uyumlu. MPRC'nin araştırmasında, adaçayının, alzheimer nedeniyle azalan bir beyin kimyasalını koruduğu görülmüştü. Ortalama ömrün artmasıyla yaygınlaşan alzheimer, ilaç endüstrisinin en aktif olduğu alanlardan.

Adaçayının antioksidan ve iltihapları giderici özellikleri de bilimsel araştırma konusu.

Faydası
Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır.

Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir. Pek çok doktorun, ada çayının değerli özelliklerini artık iyice tanımış olduklarını biliyoruz (Referans1: M.Treben). Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında, beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su bardağı çay yudumlanarak içilmelidir.

Ada çayı, hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir ve gazları yok eder.
Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır.
Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar.
Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır.
Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır.
Ada çayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle önerilir.

Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmayabilirdi.

Bedenimizin polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler doğruca böbreklere ulaşırlar.

Ada çayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da (Çalkalama ve Gargara) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara ve çalkalamaların yanısıra yara kompresi olarak da kullanılabilir. Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim) hastalığı çeken kadınlar arada sırada ada çayı oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilir. Bu çay, tahriş kaynaklı öksürüklerde de başarılıdır.

http://www.alzheimerpostasi.com/Post.Aspx?l=1&id=22

canannuman beğendi.
denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2008, 14:18   #14
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Name:  ZZZZZZZZZZZZZZZVBNUI90.jpg
Views: 72463
Size:  66.8 KB

Yüksük Adaçayı, Fingerhut Salbei, Salvia Sideritis L.
Çiçekli Adaçayı
Ege Adaçayı

Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblüttengewâchse, Lamiaceae (Labiatae)
Drugları: Yüksük Adaçayı otu;Salvia’e Sideritis Herba
Yüksük Adaçayının çayı içilir.

Botanik: Yüksük Adaçayının vatanı Türkiye olup, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege Bölgesinde yabani olarak yetişir. Boyu 1 m ye kadar uzanan bitki karşılıklı dallara ayrılır.Her dalın üst kısmında çiçek demetleri oluşur.Ortadaki ana dalda 15-25 çiçek ve yandaki dallarda 10-15 çiçek bulunur.Çiçekleri kavrayan iki kupa yaprağı bir çanak gibi durur.Yetiştirilmesi ve hasadı aynı şekildedir.Tadı güzel olduğundan Antalya ve civarında içilir, fakat fazla incelenmediğinden fazla bilgiye sahip değiliz.

-----------------------

Arkadaşlar bu bitki hakkında daha fazla bilgisi olan var mı?

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2009, 01:46   #15
Ağaçsever
 
halilaras's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-06-2008
Şehir: İstanbul Maltepe
Mesajlar: 92
Adaçayını evde büyütebilir miyim?

Evetse, çok yıllık bir bitki midir?

halilaras Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2009, 18:10   #16
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi TigerX Mesajı Göster
...

Hem ayrıca Tıbbi olan Salvia Officinalis türünün ekimi ve ticareti yasaklanmış. Belki de şu an son tohumları piyasadan bulabiliriz. Yakında yerli piyasada ne kendisini ne de tohumunu bulabileceğimizi sanmıyorum. Maalesef faydalı olan herşeye yasak geliyor.
SO nun ekimi ve ticareti neden yasak anlamadım?

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-03-2009, 15:11   #17
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu Mesajı Göster
SO nun ekimi ve ticareti neden yasak anlamadım?
Aynı soru işareti bende de oluştu...

kaktüs Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-03-2009, 17:18   #18
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
izzeterisen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: Muğla-Ortaca
Mesajlar: 1,316
Galeri: 66
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu Mesajı Göster
Eklenti 54038

Yüksük Adaçayı, Fingerhut Salbei, Salvia Sideritis L.
Çiçekli Adaçayı
Ege Adaçayı

Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblüttengewâchse, Lamiaceae (Labiatae)
Drugları: Yüksük Adaçayı otu;Salvia’e Sideritis Herba
Yüksük Adaçayının çayı içilir.

Botanik: Yüksük Adaçayının vatanı Türkiye olup, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege Bölgesinde yabani olarak yetişir. Boyu 1 m ye kadar uzanan bitki karşılıklı dallara ayrılır.Her dalın üst kısmında çiçek demetleri oluşur.Ortadaki ana dalda 15-25 çiçek ve yandaki dallarda 10-15 çiçek bulunur.Çiçekleri kavrayan iki kupa yaprağı bir çanak gibi durur.Yetiştirilmesi ve hasadı aynı şekildedir.Tadı güzel olduğundan Antalya ve civarında içilir, fakat fazla incelenmediğinden fazla bilgiye sahip değiliz.

-----------------------

Arkadaşlar bu bitki hakkında daha fazla bilgisi olan var mı?
Bu adaçayı hakkında bilgim yok ama çocukluğumdan beri kaynatır içeriz. Pazarda da her zaman bulmak mümkündür. Çok hoş bir içimi vardır. Birkaç dakika kaynatırsanız çayın rengi kırmızıya döner. Daha çok yamaç alanlarda yetişir. Bizim zeytinliğimizde var. Başka yerlerde görmek mümkün değildir. Göcek koylarında dalgaların oluşturduğu yarlarda gördüm ayrıca.

izzeterisen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-03-2009, 20:34   #19
Ağaç Dostu
 
Zeytinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
Sideritis syriaca L.

http://www.florahealth.com/flora/home/usa/healthinformation/encyclopedias/GreekMountainShepherd`sTea

İzmir dağlarının yükseklerinde (doruklarda ki toprak birikintilerinde) mevcuttur.

Zeytinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-03-2009, 15:04   #20
Ağaç Dostu
 
Zeytinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kaktüs Mesajı Göster
Zeytinci,

Trekking falan mı yapıyorsunuz... Bitkileri doğal ortamlarında gözlemleyebilmek çok güzel. İzmir de bitki örtüsü bakımından oldukça zengin.
Haklısınız sayın Kaktüs.

Dağların tepesinde çukur tabir edilen 50mt karelik topraklı alanlarda adaçayları (sideritis) doğal ortamında yetişiyor. Bu alanlarda tavşan ve kekliklerin yiyecek aradıkları olur.
İşte burada yetişen adaçaylarının içerisine küme yapar tavşan beklerdik av için. Akşam hava kararır kararmaz yaban tavşanı gelirdi.
Bildiğim ordan gelir, şimdilerde ise karınca bile ezemem. Doğanın tadını çıkarmak gerek.

Resulgur beğendi.
Zeytinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-04-2009, 13:54   #21
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
Geçenlerde bir fidanlıkta değişik yaprak renklerine sahip üç adaçayı gördüm. Biri yeşil biri morumsu diğeri alacalı idi. Bunlar adaçayının değişik kültürleri mi acaba?

kaktüs Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-04-2009, 19:12   #22
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Salvia, sabla, şalva; yani "şifa veren"

Anadolu'da çok yaygın yetişen, "yakı sablası" veya "kara şalva" gibi yöresel adları olan Salvia crypthanta adlı endemik adaçayı bitkisinin yapraklarının kaynatılmasıyla Aksaray'ın Nizip yöresinde elde edilen çayı mide ağrısı ve soğuk algınlığı için içilir. (6)

Binlerce yıldan beri Salvia türleri Anadolu'da sağlık kavramı ile özdeşleştirilmişlerdir. Bitkinin bilimsel cins adı olan Salvia Latince bir isim olup anlamı "şifa veren" demektir. Antik Dönem'deki Salvia ismi yukarıdaki endemik bitki isminden de görüleceği gibi Anadolu insanınca hâlâ sabla, şabla ve şalva gibi adlarla devam ettirilmektedir.

Salvia türlerinde olduğu gibi ülkemiz endemik sığırkuyruğu bitkileri açısından da oldukça zengindir. Bu bitkilerden bir bölümü de insanımızca ilaç yapımında kullanılır. Genelde bu bitki türlerine adaçayını andıran isimler verilmezken, dünyada sadece Adana ve Kayseri yöresinde yetişen endemik sığırkuyruğu Verbascum luridiflorum'a bir istisna uygulanarak tıbbi özelliğinden dolayı, yöresel ad olarak "şalba çiçeği" adı verilmiştir. Bu nadir bitkimizin çiçeklerinin kaynatılması suretiyle yapılan çayı taş düşürmek amacıyla kullanılmaktadır. (3)

Adaçayı kadındır; adamı iyi de eder, hasta da

Salvia isminden de görüleceği üzere bu bitki türlerimizin cins ismi kadınsıdır. Binlerce yıldan beri bitkilerden ilaçları damıtan kadınlar olmuş, halk ilaçları da Anadolu kadınları tarafından hazırlanmıştır. Nitekim Hitit uygarlığında sal kadın determinatifidir ve dişiliği işaret eder. Orkide türlerimizden elde edilerek soğuk algınlığına karşı içilen salep içeceği de adlandırmasının kaynağını Eskiçağlardan ve sağaltıcı kadınlardan alır.

Günümüz Anadolu kadınlarınca giyilen "yalvar" giysisinin de kaynağı Türkçe olmayıp tahminimizce binlerce yıl öncesindeki Anadolu dillerine dayanmaktadır. Salvia türlerimizin kadınlarla ilişkisini yine bir başka endemik bitkimizin yöresel isminde görebiliriz: İç Anadolu illerimizde yaygın olarak yetişen Salvia dichoroantha adlı endemik adaçayı türümüze Sivas yöresinde "kızlar yülmesi" denir. Yine başka bir adaçayı olan Salvia virgata'ya Balıkesir yöresinde "Fatma ana otu" denilmektedir. (11)

Anadolu'nun her tarafından her yıl yeni ve lokal endemik adaçayı türleri fışkırmaktadır. İşte size taptaze bir haber; 2009 yılı Şubat ayında yayımlanan bir makalede, Kahramanmaraş'ın Ahır Dağı yöresinin bir köyünde keşfedilen adaçayımızla ilgili bilgiler ülkemize olan sevgimizi ve heyecanımızı bir kat daha arttırmıştır: Hoşgeldin Maraş adaçayı Salvia maraschica, şeref verdin. (22)

Kadınlar, adaçayından yaptıkları ilaçlarla her zaman hastaları tedavi etmezler, bazen de adamı hasta ederler. Günümüz Anadolusu'nun bitirim delikanlıları eğer güzel bir bayana "hastayım sana" diyorsa, şaşırmayın, bu garip deyim delikanlının o kadına âşık olduğunu gösterir. Roma Dönemi'nde aşkından deliye dönen ve garip hareketlerde bulunarak hasta gibi davranan erkeklere salax denirdi. (23)

Bu deyim Rumca'ya saloz olarak geçmiş, günümüz Türkçesi'nin o meşhur kelimesi salak da bu tarihsel süreçten süzülerek gelmiştir. Bu bilgilerden hareketle Salvia türlerinin Anadolu kültürlerinde çok derin etkiler bırakan bitkiler olduğu açıkça görülmektedir.

Kaynak: Bilim ve Gelecek Dergisi
Hasan Torlak, Kültür ve Turizm Bakanlığı (Kırsal Çevre Ormancılık Sorunları Araştırma ve Eğitim Derneği Üyesi)

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-05-2009, 18:00   #23
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-04-2008
Şehir: Burdur
Mesajlar: 338
Galeri: 6
Forumdan öğrendiğime göre bahçemde bir salvia var.
Name:  salvıa.JPG
Views: 58701
Size:  68.3 KB

seleste Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-08-2009, 10:28   #24
landarch
 
Giriş Tarihi: 11-08-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 36
Salvia - kurumuş çiçekleri

selamlar,
adaçayı peyzaj uygulamalarında da kullandığımız bir bitki.
Şu aralar üzerindeki çiçekler kurudu, içleri tohum dolu..
ben dallarından toplamaya başladım. Hem tohumları için hem de çayı için. Ancak yazılanlardan okudugum yapraklarının kurutulması gerektiği..
Burda kuru çiçeklerini demledik içtik bile.. esas içilen kısmı hangisi anlamadım.
bir de bu minik tohumlar sonbaharda kapalı ortamda üretiliyor sanırım.?

nyhang Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-09-2009, 21:28   #25
Ağaç Dostu
 
arnavut biberi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-09-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 191
selamlar hepinize,
buradaki değerli arkadaşlarımızın yazılarınıda okuduktan sonra hali hazırda tohumluğumda olan salvia officinale (eczane adaçayını) evde saksımda yetiştirmek üzere çimlendiricem. sanırım bu aralar ekim için uygun bizaman daha sonrada diğerlerini bahçeme ekerim...

arnavut biberi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-10-2009, 12:41   #26
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 07-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 6
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi arnavut biberi Mesajı Göster
selamlar hepinize,
buradaki değerli arkadaşlarımızın yazılarınıda okuduktan sonra hali hazırda tohumluğumda olan salvia officinale (eczane adaçayını) evde saksımda yetiştirmek üzere çimlendiricem. sanırım bu aralar ekim için uygun bizaman daha sonrada diğerlerini bahçeme ekerim...
Vallahi bende de eczane adaçayı tohumu var. Ama ne ektiklerim çimlendi nede ılık suda beklettiklerimde bir hareketlilik var. Acaba neyi yanlış yaptım.

rrecete Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2009, 16:20   #27
Ağaçsever
 
obay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-08-2009
Şehir: Antalya
Mesajlar: 39
Arkadaşlar, adaçayının yetiştirilmesi halen yasak mı acaba?

obay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2009, 16:21   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Sizin yasak diye belirttiğiniz salvia, sanırım;

Salvia divinorum dur.Burda bahsedilen ise Salvia officinalis dir (tıbbi adaçayı)

Salvia divinorum, ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından sarmaşık türü bir bitki.

Salvia divinorum Meksika'nın, Oaxaca Sierra Mazateca bölgesinde doğal olarak bulunan entojenik bir bitkidir.
Bilinç değiştirici özellikleri nedeniyle Mazatec şamanları tarafından iyileştirme ve evreni keşif amaçlı olarak yüzyıllarca kullanılmaktadır.
Kullanım kökeni Aztek yerlilerine ve daha öncesine dek gider.
Salvia divinorum temel etken madde olarak Salvinorin A içerir ve kullanımı dozajına bağlı olarak halüsünasyon görmeye yol açar.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Salvia_divinorum

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=salvia+divinorum

canannuman beğendi.
denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2009, 18:14   #29
Ağaç Dostu
 
limon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6,265
Galeri: 637
Adaçayı bitkisi, İstanbul'da kışı saksıda, dışarıda geçirebilir mi? Toprağa geçirmemi mi tavsiye edersiniz?

Bu bahar alıp, büyükçe saksıya dikmiştim ancak oldukça güzel gelişmesine rağmen çiçek açmadı.

limon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-10-2009, 11:28   #30
Ağaçsever
 
obay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-08-2009
Şehir: Antalya
Mesajlar: 39

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi TigerX Mesajı Göster
...

Hem ayrıca Tıbbi olan Salvia Officinalis türünün ekimi ve ticareti yasaklanmış. Belki de şu an son tohumları piyasadan bulabiliriz. Yakında yerli piyasada ne kendisini ne de tohumunu bulabileceğimizi sanmıyorum. Maalesef faydalı olan herşeye yasak geliyor.

SO nun ekimi ve ticareti neden yasak anlamadım?


Burada yasak olarak belirtilen SO değil mi? Akdeniz bölgesinde ticari olarak üretilen hangisi? Ekeceksek, yanlış birşey ekmeyelim

obay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:07.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024