07-06-2011, 22:57 | #301 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Bu asma 19 lt lik damacana da ...izabelle üzümü...nam-ı diğer karadeniz kokulu üzüm... Dedemin 40 sene önce Rizeden getirdiği asmadan çelikten ürettim...büyüdü adam oldu...salkın bile verdi...bakalım büyüyecekmi bunlar...şimdi yanlışlara bak... yanlış 1_..Ben daha geçen hafta salkımdan sonraki sürgünü kestim... yanlış 2_..salkıma kadar olan yaprakları budamadım... Bir daha yaparmıyım yapmam... Bu asmanın en büyük özelliği aşırı yağmurlara karşı çok dayanıklı buna bağlı olarak ta mantari hastalıklara... zaten doğu karadenizde tam olarak yetiştirilebilen tek üzüm ... |
08-06-2011, 08:25 | #302 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Daha doğrusu filiz kırma diye bir şey yok. Geleneksel tarımda vardı. Hala uygulayanlar var. Genç, yaşlı asmalar ile üzüm çeşitleri dahil yöntem aynı; üzüme kadar yapraklar çıkarılır, üzümden sonra yaprak ve sürgün bırakılır, oburlar alınır. 15 yıl önce bağcılık araştırma kurumlarının mühendisleri bunu önermişlerdi. Belen köyünde dayım bu yöntemi ilk uyguladı. O zamanlar herkes karşı çıktı. Çünkü asma balkan _ kalabalık _ olur ve hastalıklar çok olur denmişti. Halbuki üzüme kadar yapraklar ve bodurlar çıkarılıyor, asmanın ortası açılıyor hava alması sağlanıyordu. Bu da hastalıklara karşı kültürel önlemdi. Ve başarılı oldu. Üzümden sonra sürgünün kırılması _ filiz alma_ aslında salkımı beslemiyordu. Asmanın gelişimini de yavaşlatıyordu. Aksine sürgün bırakalırsa salkım daha güçlü oluyordu. |
|
08-06-2011, 08:47 | #303 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
|
|
09-06-2011, 00:20 | #304 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Börülce ve bamyada ballık hastalığı
Alıntı:
Evet bu köyönü tarımın baş belası ballık hastalığı. Halk dilinde canlı ballık. Yani akar hastalığı. Yüzlece siyan yaprak bitinden oluşan ordu. Yaprakların altında yaşıyorlar. Bitki yapraklarından besleniyorlar. Yapışkan bir sıvı bırakıyorlar. Bu sıvıya halk dilinde basra deniyor. Yani karbonhidratlı atıklar... En çok börülcede oluyor. Daha iki küçük yaprak iken yakalıyor, yaprakları içeriye büzüyor bitkinin gelişimini durduruyor. Yapraklar kısa sürede sararıyor ve bitki kuruyor. Bamyayı da seven bu canlı akar elma ağaçlarında da çok oluyor. Güllerde olduğu gibi. Yukarıdaki ürünleri yetiştirenlerin çok sık karşılaştığı bir sorun. Ama üretici çözümünü kolay ve ucuz bir zehirli ilaç ile bulmuş. Yaprağın üstüne atıyorsun, altındaki akar böcekleri öldürecek kadar güçlü. Kesin çözüm. Kimsede sorun değil, bende _ doğalı seçtim ya_ sorun... Bu sorunla karşılaşacağımı biliyordum. Çocukluğumdan beri tanırım kendilerini. Ballık ile mücadelede doğal yöntemler... 1kg. su. 1 yemek kaşığı acı biber. 1 yemek kaşığı arap sabunu. 1 yemek kaşığı zeytin yağı. 6 diş ezilmiş sarımsak. apartman ünündeki güllerde _çoktu_ denedim, 2 gün sonra tertemiz yapmıştı. Oranları 10' a katladım. Börülcelere attım. Bana mısın demediler. Belki bir az yavaşlattım. Ama durduramadım. 3 gün sonra ikinci deneme _ her seferinde çakala halil çalkala_ yaptım. Sonuç; (köy kahvesinde sohbet) ''Yahu bilader ballıklara acı biber arap sabunu atmışsın kıcını başını yakmışsın hepsi sıraya girmişler su dolu kanala doğru koşuyorlardı'' dediler. Olmadı, ema+kekik suyu+ sütleğen suyu: ( ki ema kullandığım, vazgecemediğim ve memnun olduğum bir üründür.) 2 gün sonra; gülleci bulamacı, olmadı. olmadı... Elimin altında nimisk 4.5 vardı, hazırda... Pahalıydı. Biraz yüksek dozda kullanmak zorunda kaldım. Organikcilerin kullandığı bir ürün. Durdurdum. Önledim. ..... bu işlerin ustasıydı. ''10 tl. ye bu zehirden 650 gr. alaçaksın. Sırt tulumbasına _ 15 lt. ye_ bir çay kaşığı kullanacaksın...'' '' Şimdi karşıyaka katlı pazarda ya da ege kent semt pazarında börülce bamya satarken farkımız nedir?'' dedi. '' Peki hayata anlam veren dedir? '' dedim. ''Hayatta gerçeketen neyin önemli olduğunu ayırt etme kapasitesi olarak değerlendirdiğinde...'' ........ Yaprak bitleri ile karıncaların müthiş bir işbirliği var. Yaprak bitlerinin _ ballık_ çıkardığı karbonhidratlı sıvıyı _ basrayı_ karıncalar yiyor. Ve karıncalar, yaprak bitlerini yiyen avcı böcekleden onlardan koruyor. Bu ortaklığı bozmalıyım. Bir antrenör ve 11 kişilik bir ekip kurdum. Karınca ile mücadelede müthiş bir yöntem. Tam bir yok ediciler... Karınca yuvası nerede, komutan ve askerler orada. 'Uç' 'Uç' lar yoksa hücum emri veriliyor. |
|
09-06-2011, 01:01 | #306 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Daha küçükler ve bitkiye zararı yok. |
|
11-06-2011, 22:14 | #307 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
'Buyur gel dostum. Başımızın üstünde yerin var.' Yani yarın 12 Haziran 20011 günü geleceksin; '' bende bir isteğiniz var mı?'' diye sordun. Var...! Kendini getir dostum. Ve... ''ampülü sola çevir, gel.'' ve hatta kapıları kilitle, elektriği butondan değil, şartelden kes de gel. Allah korusun yazlık yerdesin, hırsızı var, yangını var... |
|
11-06-2011, 23:11 | #308 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Off off off...Yılmaz Özdil e rakip mi geliyor...Halil Önen Abim ...nükte mi diyorlar buna kinayemi...ne diyorlarsa... |
12-06-2011, 00:17 | #309 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Gülleci bulamacı ve kullanım alanları
UBYİ ilaç kullananım sayfasında 'gülleci bulamacını tekrar yapmış, etkisini arttırmıştık. Kaolin kili _ ki geçen yıl Sevgili Ensar bey' den almıştık. 750 kg.lık yoğurt kanında... 100 cc. gülleci bulamacı, Önce kaolin kili ayrı bir kapta eritilir. Sonra güleci bulamacı konur ve karıştırılır. Böyle renkte bir karışım elde edilir. Kükürdün rengi baskın... Ve 15 lt lik sırt tulumbasına konur. Motorlu sırt tulumbası ya da tralla daha iyi oluyor. devam.. Düzenleyen Halil Önen : 14-06-2011 saat 10:51 |
12-06-2011, 00:36 | #310 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Zeytinde kullandık; güneş yakmasın, uc zararlısı olmasın, zeytin sineği uğramasın diye. İçine hiç yapıştırcı kullanmadık. Kirecin yapıştırıcı etkisinden dolayı. Domateste _ siyan çeri ve diğerleri_ kullandık. Külleme, tuta kelebeği, tripsi olmasın diye... Portakal ve mandalinada...Akdeniz sineğine karşı... Asmada... külleme, salkım güvesi için. bamyada... devam... |
12-06-2011, 00:59 | #311 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
gülleci kullanım + kaolin kullanım alanları
Cevizde kullandık güneşten etkilenmesin diye. Geç kaldık. Ceviz iç kurdu başladı. Aslında bir ilaç denemiştik, sonuçlarını izlerken kabuğa girdiler. [B]patlıcan kırmızı örümcek için. börülcede tirpsi, kırmızı örümcek için. yer fıstığında... o da ne... yer fıstığına kaolini ve gülleci bulamacını yapıştıramadık. Küçük boncuk gibi taneler halinde aktı gitti. Tutunamadı. ( bunun sebebini acemi açıklar herhalde) Düzenleyen Halil Önen : 14-06-2011 saat 10:53 |
12-06-2011, 06:30 | #312 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Halil Bey, Hidrofobik yüzeylerde, su vb. sıvılar tutunamaz. Burada kısa bir açıklama yapalım. Hidrofobik: Su itici, su sevmez anlamındadır. Bu tür yüzeylerde su dağılmaz. Damlalar halinde toplanır ve yüzeyden kayarak düşer. Örneğin ıslanmayan kumaşlar, süperhidrofobik bir bitki olan lotus (nilüfer) çiçeğinin yapraklarından esinlenerek yapılmıştır. Hidrofilik: Su seven, su tutucu anlamındadır. Bu tür yüzeylerde su dağılır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bir yazıyı Film Oluşturan Bileşikler, Inert Tozlar ve Kaolin Kili buradan okuyabilirsiniz. Sizinde farkettiğiniz gibi, yerfıstığı yaprağı hidrofobiktir. Aynen resimdeki gibi damlacıklar halinde kayarak yüzeyden akar. Ki bu sadece kaolin içinde geçerli değildir. Bu türden yapraklara uyguladığınız diğer ilaçlarda yapraklardan kayarak uzaklaşır. Aslında ilaç fimaları bunu bilseler de, genel uygulama açısından ürünlerini özelleştirmiyorlar. Oysa, lahana yaprağı ile domates yaprağı aynı yüzeye sahip değildir. Hatta üzümün yaprağı ile meyvesi, domatesin yaprağı ile meyvesi aynı özelliklere sahip değildir. Bunun için bu tür yüzeylere uygulanacak ürünlerde farklı olmalıdır. Sizin örneğinizde karışım içerisine %0.1-0.2 oranında arap sabunu katarsanız yüzeyde daha iyi yayılır. Düzenleyen acemi_caylak : 12-06-2011 saat 08:27 |
12-06-2011, 13:55 | #313 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Halil bey elinize sağlık. Yalnız bir konuda uyarmak isterim. Gülleci bulamacı aynı zamanda kuvvetli bir anti-bakteriyel. Bu yüzden Delfin'in içindeki BT bakterisini de işlevsiz hale getirmiş olması kuvvetle muhtemel. |
14-06-2011, 11:56 | #314 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Kabuklu bite karşı gülleci tortusu
Alıntı:
aslında Gülleci bulamacı içine sadece BT bakterisi değil, bakteri içeren hiçbir ilaç karıştırılmamalı. Gülleci bulamacı süzüldükten sonra dipte kireç ve kükürtten oluşan tortu oluşuyor. Bu tortunun güçlü bir anti-bakteriyel... Bu yoğun kireç+kükürt tortusunu budanmış ağaçların yerlerine ve kabuklu bit v.b kabuk hastalıkları için de firca ile gövdelerine sürüyoruz. Kabuklu bit... Ve (zeytinde) zararı... Bu durum Sn. Müdürün Bahçesinde hastalanmış ağaçta oluşmuştu. Gülleci tortusunu bu ağaçta fırça ile sürmüş kullanmış, sonuç almıştık. Ayrıca Gülleci bulamacının, sönmemiş kireç ile yapılması etkisini daha da artırdığı, bu şekilde yapılması gerektiği teyit edildi. Bu Atıf hoca' nın bir uyarısıymış. Atıf hoca (gülleci hoca); külleme ( mantar), kırmızı örümcek, akar hastalıkları, sinek zararlıları, kabuklu bit zararlıları v.b zararlılar için; bulamacın zararlılar öncesi atılması ve bitki yüzeyini kapaması gerektiği, böylece etkisinin daha iyi olacağını söylemiş. Gülleci bulamacının bazı yararlı _ avcı böcekler_ böceklere, örneğin uğur böceğine zararının olmadığını da gördük. |
|
15-06-2011, 06:43 | #315 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
Genel olarak bilinen bakterisitler (bakterileri öldürücü); klorlu bileşikler, iyotlu bileşikler, fenol (karbolik asit), ozon, hidrojen peroksit, derişik alkoller, bakır sülfat, fosforik asit, sülfürik asit, permanganantlar vb. dir. Kalsiyum polisülfür (gülleci bulamacı, kaliforniya bulamacı), külleme, mildiyö, kara leke gibi mantar hastalıklarına karşı ve insektisit olarak kullanılabilir. Sulandırılırak, asidik olmayan çeşitli bileşiklerle (hatta biyopestisitlerle) karıştırılarak kullanılabilir. Asidik olan bakır sülfat vb. türü bileşiklerle karıştırılmaz. Her türlü ilaçta olduğu gibi kullanım zamanını ve hedef zararlı veya zararlıları tespit ederek buna göre karışımlar hazırlamakta fayda vardır. Örneğin gülleci bulamacı daha ağaçlar uyanmadan, derişik olarak, ağaç diplerine ve gövdeye sürülerek kullanılabilir. Yapraklanma sonrası ise daha seyreltik hallerini kullanmakta fayda var. Not: Anlaşılması için bazı kavramların kısa tanımı. Derişik: İçindeki çözünen madde oranı yüksek çözelti Seyreltik: İçinde çözünen madde oranı düşük çözelti. Bakterisit: Bakterileri öldüren Bakteriyostatik: Bakterileri öldürmeden, onların üremesini engelleyen Fungusit: Mantarları öldüren İnsektisit: Böcekleri öldüren Nematisit: Nemtodları öldüren |
|
15-06-2011, 11:44 | #316 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Teşekkürler, böylece gülleci bulamacının "kalsiyum polisülfit" olduğunu öğrenmiş olduk. Bir mikrobiyoloji laboratuarımız olsaydı karışım içindeki bakteri değişimini izleme şansımız olurdu. Ancak çeşitli kaynaklar kalsiyum polisülfit'in anti bakteriyel olduğunu ve mikrobiyal içeriklerle uyumsuz olduğunu ve birlikte kullanılmamasını öneriyor. Kimyasal içerikler temas etkili olduğu için dolu tank karışımlarına da dikkat etmek gerekir. Biribiriyle uyumsuz denilen mikrobiyal içerikte dolu tank karışımı hazırlanıp hemen atılması şartıyla emniyetli olabilir fakat kimyasal içerikte böyle olmama ihtimali yüksektir. Bu arada, gülleci bulamacının kışın ve baharda gözler uyanana kadar kullanımının daha uygun olduğu, yazın mümkünse kullanılmaması ya da çok dikkatli kullanılması öneriliyor. 29,5 derecenin üzerinde uygulandığında fitotoksite riskinin çok yüksek olacağı bildiriliyor. |
17-06-2011, 13:53 | #317 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sayın Meyvelitepe, Kalsiyum Polisülfit'in bakterisit etkili olmadığını ben değil, bir çok patoloji ve farmakoloji kitabı özellike belirtiyor. Alıntı yaptığınız yer, ciddi bir bilimsel kaynak değil, herkesin yazmasına açık bir web ansiklopedisi. Düzenleyen acemi_caylak : 17-06-2011 saat 20:50 |
17-06-2011, 20:45 | #318 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Bu arada karışımlarla ilgili kendi görüşümü de yazayım. Ben olsaydım, BT ile gülleci bulamacını karıştırmazdım. Şimdi bu örnekte gülleci bulamacı, fungusit olarak mı, bakterisit olarak mı ya da insektisit olarak mı kullanıldı? Bu bile karışmış durumda. İster biyopestisit olsun, ister kimyasal pestisit bunların etki mekanizmasını ölçebilmek için, bu ürünlerin tek başına kullanılması gerekiyor. (Etki mekanizmasını ölçmüyor isek birbirini olumsuz etkilemediğinden emin olmamız gerekiyor.) Üstelik ilaç karışımı hazırlarken mutlaka pH ölçümü yapmak ve önerilen oranlarda karıştırmak veya sulandırmak gerekir. Bir çok yerde, büyük tanklara ilaç hazırlanırken kuyu suyu kullanılıyor ve suyun pH derecesi hiç kontrol edilmiyor. Oysa pH seviyesi oldukça önemli. Mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Özellikle uygulamada, bir çok kişi birden fazla fungusiti karıştırarak kullanabiliyor. Aynı etken madde içerikli, farklı firmaların ürünlerinin bile karıştırılarak kullanıldığını gördüm. UBYİ bu konularda öncülük etmelidir. Çünkü UBYİ'de öne çıkan arkadaşların yazıları bir çok kişi tarafından referans alınıyor ve uygulanıyor. "Şu ürün etkilidir" diyebilmek için, birincisi o ürün ile onun alternatifi bir ürün ve bir tane de hiç uygulama yapılmamış en az 3 tane örneğin olması gerekiyor. Örneğin, hem azotobacter hem de alg içeren bir gübreyi birlikte uyguladık ve olumlu sonuç aldık diyelim. Bu durumda, hangisinin etkili olduğunu nasıl bilebiliriz ki? Tam kontrol için elimizde en azından bir tane de hiç uygulama yapılmamış referans olmalı. Oysa bir çoğumuzun uygulamasında, allah ne verdiyse türünden her şeyi karıştırma düşüncesi hakim. Düzenleyen acemi_caylak : 17-06-2011 saat 21:22 |
17-06-2011, 22:28 | #319 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Kesinlikle katılıyorum. Aliağa da kendi aramızda yaptığımız toplantının en önemli konusu buydu. Karışımlardan ziyade ( o da bir denemeydi ) şu sıralar piyasadaki birbirine yakın ürünleri kullanmaya başladık. Hangisinin ne kadar, nasıl işe yaradığını anlamak gerçekten ciddi bir iş. Her zaman olduğu gib ihale Halil beyde kaldı. |
20-06-2011, 08:58 | #320 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2010
Şehir: Istanbul / Karamürsel
Mesajlar: 202
|
Asma problemi
Halil Abi Merhaba, Sayfamda sana bir mesaj yazmıştım ama göremeyebilirsin diye burada da sorayım dedim. Bizim Kalecik Karası asmalarında 2.fotoda da göreceğin bir problem var. Külleme mi , Mildiö mü anlayamadım. Diğer asma çeşitlerinde yok ama sadece bu cinste var. Bağa şu ana kadar hiçbirşey atmadım, haftaya kükürt atayım diyorum ama kesermi bilmem? Yorumlarını bekliyorum . Şimdiden teşekkürler. |
22-06-2011, 12:06 | #321 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
1. resimde bizim 'ballık' dediğimiz siyah akar hastalığı var. Karıncalar bunun kanıtı... 2. resimde külleme değil _ki daha erken, mildiyö de benzemiyor.. ( biz asmasa bu hastalık ile pek karşılaşmıyoruz.) Bir çeşit akar _pamuklu bit_ hastalığı gibi duruyor. Neler yapılabilir: 1. Ev yapımı ilaç, 1 lt. su, 1 yemek kaşığı arap sabunu, 1 yemek kaşığı acı biber (en acılısı) 1 yemek kaşığı zeytin yağı, 6 diş sarımsak (ezilmiş) karıştırlır bir gün sonra 2 gün aralıklarla _ çalkalanarak_ atılır. Dikkat: Bu oranlar 10 katı ve daha çok çoğaltılarak atılması durumunda _ çalkalama probleminden dolayı pek etkili değildir. 2. Hastalık gelmeden önce 'gülleci bulamacı' atılır da kaplama yapılırsa pek hastalık olmuyor. Hastalık yayılmışsa 'gülleci bulamacı' etkili değil. 3. Hastalık ilerlemişse nimisk kullanılmalı, etkili. ( Ancak pahalı bir ilaç) 4. Mostar denen zehirli ilaç _ ki tüm üreticilerin kullandığı vazgeçilmezdir_ meyve olmadan toprağa bir örtü serilerek kullanılması kesin çözümdür. ( asma fidanınz tehlikede ise bu kullanılabilir) 5. Bionem ve içindeki bakteri _ P. F) bu hastalıklara etkili. Nimisk den daha iyi ve aynı zamanda mikrobiyal gübre... Ve hatta bionem+ roa _ ki içindeki bakteriler birbirine müthiş uyumlu_ karıştırılarak kullanıldı ve çok iyi sonuç alındı. Elinizin altında özellikle bionem hazır olmalı. Bu ve benzeri hastalıklara etkili bir mikrobiyal. Uyarı: külleme ilerlemişse bionem pek etkili değil,_ ki hiç bir ilaç etkili değil, ancak durdurur_ başlamadan önce kullanılmalı. Kolay gelsin Düzenleyen Halil Önen : 27-06-2011 saat 08:56 |
|
22-06-2011, 12:46 | #322 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Köyönü Tarım da ilk hasat, fasulye..
Alıntı:
Buradan geldik. Köyönü Tarım da ilk fasulyeyi yetiştirdik. Doğal yöntemler kullanarak _ kimyasal gübre ve kimyasal ilaç kullanmadan_ yetiştirmek idealimizdi... Benden bir kaç gün önce ekenlerden erken hasat da başladık. Yemeklik kadar _şimdilik_ topladık. Evet, her ikisini de yapmak gerek; bilmek ve eyleme geçmek... Geçmişte var olanı _ doğal olanı_ yapmak insanların hayatları üzerinde nasıl fark yaratır bilinemez ama; iyi alışkanlıklarda dikkatli olmak gerekir çünkü alışkanlıklar karakterin haline gelir... Düzenleyen Halil Önen : 23-06-2011 saat 08:48 |
|
22-06-2011, 16:29 | #324 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2010
Şehir: Istanbul / Karamürsel
Mesajlar: 202
|
Merhaba Halil Bey, Tavsiyelerinizden sonra Bionem ile ilgili mesajlara baktım biraz.Tamamını okumaya vaktim olmadı. Ama konu hakkında bayağı bir tartışma olmuş. Detayı çok iyi bilmiyorum ama ürün bana pek güven vermedi açıkcası. |
23-06-2011, 00:02 | #325 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sn. Ozinin Bahçesi, Bionem içerisindeki Pseudomonas fluorescens bakterisi bir çok ülkede, ruhsatlı ve ticari olarak satılıyor. Hem biyopestisit hem de Plant Growth Promoting Rhizobacteria (Bitki Gelişimini Uyaran Bakteriler) olarak lisanslı ürünler var. Hatta bakteriyel ve fungal hastalıklara karşı, Bacillus subtilus, Bacillus pumilis vb. gibi en fazla kullanılan bakterilerden biridir. Pseudomonas fluorescens 2-79 ve Pseudomonas aureofaciens 30-84 şuşları phenazine denilen bir antibiyotik salgılar ve buğday bitkisindeki bir çok hastalığı baskı altına alırlar. Yine Pseudomonas fluorescens CHAO şuşu hydrogen cyanide, 2,4-diacetylphloroglucinol ve pyoluteorin salgılar ki bir çok patojene karşı oldukça etkili antibiyotiklerdir. Pseudomonas fluorescens'un bir başka etkisi demir rekabetine girmesidir. Pseudomonas fluorescensortamdaki demir için diğer mikroorganizmalarla demir rekabetine girişir ve pyoverdin veya pseudobactin adı verilen siderofor (demir bağlayıcı bileşik) salgılar. Pseudomonas tarafından üretilen sideroforlar, patojen için gerekli olan demiri (+3) bağlayarak, fungal patojenlerinin spor çimlenmesini engellemekte ve çimlenmedeki azalışla daha az kolonizasyon meydana gelmektedir. Böylece patojenler daha zor bir şekilde enfeksiyon oluşturmaktadır. Örneğin bu sideroforun demire hızlı bğlanması sayesinde ortamdaki Fusarium oxysporum hastalık yapabilecek kadar güçlenemez ve baskı altına alınır. Türkiye'de de mikrobiyal gübre olarak lisansı var. Burada tanıtımını yapan kişinin tutarsızlıkları sonucu hakkında epeyce tartışma oldu. Hatta bu kişi tarafından geliştirildiği söylenen ROA adlı üründe tartışmaya bende katıldım. Ancak Pseudomonas fluorescens içeren bir ürünün hakkını da teslim etmek gerekir. Düzenleyen acemi_caylak : 23-06-2011 saat 07:28 |
23-06-2011, 07:58 | #326 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2010
Şehir: Istanbul / Karamürsel
Mesajlar: 202
|
Günaydın, Açıklama ve yardımlarınız için teşekkürler Sn.Acemi ve Halil Bey , asmalar için alıp bir denemekte fayda var.Gelişmeleri yazacağım. Kolay gelsin. |
27-06-2011, 00:27 | #327 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
BT bakterisi tek başına tam etki sağlamıyordu... Kaolin tek başına kullanıldı, yine etki tam etki sağlamadı... Gülleci bulamacı 15 lt. suya 30 cc kullanıldı tek başına durdurmuştu. Bu bize olumlu etki yaptı. Bu defa yeni yapılan gülleci bulamacı 15 lt.suya 200 cc + kaolin+ delfin _ki cevizde iç kurdu için de) kullanıldı. 3 gün beklendi. Hiç olumlu etkisi gözlenmedi. 5. gün gittiğimizde akar (ballık) hastalığı tamamen yok olmuştu. Bu defa; başka elma ağacında sadece yeni yapılan gülleci bulamacı _15 lt. suya 200 cc olarak kullanıldı. 5 gün sonra akar ( ballık) hastalığını tamamen silindiği gözlendi. Yani gülleci bulamacı tek başına etkili... Şimdi; elmada akar hastalığı için gülleci + elmada güneş yanıklığı için kaolin iyi ikili oluşturuyor... BT. bakterisi ise ceviz iç kurdunda etkili. Deneme; Gülleci bulamacı+ kaolin+ BT. bakterisi, cevizlerde kullanıldı. Ve kullanılan ağaçlarda ceviz iç kurdu olmadı. BT bakterisi (delfin) zaten tek başına etkiydi. Ama tam etki istendi. Gülleci+ kaolini gelecek yıl kullandığımızda ve etkisini gördüğümüzde; listeden BT. bakterisini yani ticari adı Delfini çıkaracağız ve maliyeti düşüreceğiz. Yardımlarınız için teşekkürler dostlar. Saygılar |
|
29-06-2011, 12:49 | #328 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Bu ürün don ve güneşin etkileriniden bitkiyi koruyordu.
Bu mesajımda geçen sene alıp uyguladığım bi ürünün bilgilerini aktarmak adına, Ubyi Aliğa, Menemen hattındaki arkadaşlarıma ziyareti sırasında bu üründen bahsederek ilgilerini çekmiştim, bu ürün kısaca tanımlama ile Doğal Bitki Antifirizi olarak lanse edilerek Üreticelere sunuluyordu. CROPAIDNPA Doğal Bitki Antifrizi 1Lt lik şişede bu şekilde tanımlanıyordu. Ubyi Hattındaki arkadaşlarımın Kaolin kili üzerine odaklandıkları çalışmalara katkı sağlar düşüncesi içinde bu bilgilerimi paylaşma ihtiyacını hissderek bu bilgilerimi forumlara aktarmış oluyorum. Bu preparat genelde kış aylarındaki olumsuzluklari gidermede kullanılıyor buradan daha geniş bilgilere ulaşabilirsiniz. sevgilerimle. |
30-06-2011, 00:18 | #329 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
sizden rica etmiştim, bulmuşsunuz. Kullanacağım. Güneşten de koruyormuş, fasulyede ve domateste kullanacağım. Doğal bitki antifrizi olarak Thiobocillus bakterisi yanında yanında 60 kadar makro ve mikro element içeriyor ve çiçekte de atılıyormuş. Topraktan da _damlama için uygun_ veriliyormuş. Havanın serbest azotunu fiske ederek toprağın azot bakımından zenginleşmesini sağlıyormuş. Sıvı gübrelerle karıştırılıyor ve yapraktan veriliyormuş. Kımızı örümçek, yaprak bitleri, kara leke, kelebek yumurtası ve iç kurduna da faydası oluyormuş. Tabii bunlar fazladan yararları; asıl faydası bitkileri soğuktan koruması. Müdürün Bahçesinde de zeytinlerde uygulayabiliriz. Çok sağol Asit karakterli ama organik yetiştiricilikte kullanılan biyolojik bir ürünmüş. |
|
01-07-2011, 22:39 | #330 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Üzerine kaolin atmak istemiştik ama yapıştıramamıştık. Halbuki güneşe dayanıklı yaprak yapısı ve hastalıklara direnci ile bize ders verir gibiydi. Şimdi çiçek açtılar. Ben de üzerine bir kürek kadar toprak atacağım. Ve çiçeklerine kadar gömeceğim. Onun amacını bilmem ama benim ki; gücünü çiçekten tohuma değil, köke vermesi ve toprak altında daha fazla fıstık salkımı oluşturmasıdır. Onların boya gitmesini istemiyorum. 'O' her çiçek açtığında ben bir kürek toprak atacağım. Ölçülü olmalıyım bu müdahalede, ona nefes alacak kadar yaprak bırakmalıyım _ ki bana küsmesin. Yılmak yok. Ondan iri taneli, salkım salkım fıstık istiyorum. |
|
|
|