02-03-2013, 13:32 | #211 |
/
Giriş Tarihi: 17-01-2013
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 929
|
Naz ın resmini çektim.Şu andaki hali aradan bir yıl geçti 15 kiloya yakın aldı.Ve büyüdü.Tahmini 2-3 yaşındaymış veteriner dediğine göre.Saygılar.. |
02-03-2013, 13:33 | #212 |
/
Giriş Tarihi: 17-01-2013
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 929
|
Ona ablanın bahçesinde yer yaptık.Arada kontrollere gidiyor.Şu anda iyi şükür.. |
02-03-2013, 16:27 | #213 |
Ağaç Dostu
|
Soklakta yaşayan kediler, köpekler. İnanın sevgi delisidir. Başını bir kere okşayın sizi hiç unutmazlar. Hele bir de karnını doyurduysanız. Onlar zaten hissediyor kendine yardımcı olacak, kendini sevecek kişileri, Onlar can dır, can. Gözlerine bakın ne demek isiteğimi çok iyi anlarsınız. Köydekiler, şehidekilere göre biraz daha şanslı. 2 seneye kadar bahçemizde tavuk ve kaz besliyordum. Kışın maallesef aç kalan köpekler, tilkiler umumi bir temizlik yapıyorlardı. Ne yapsın hayvanlar. Haklılar. Kızamıyorsunuz ki. Bıraktım ben de tavuk ve kaz beslemeyi. |
02-03-2013, 17:32 | #214 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Sayın gülenyüz, Naz çok güzelmiş. Size ne kadar alışmış ki elbise giydirebilmişsiniz üzerine. Ben saz ekibimin ki birisi hiç yaklaştırmaz yanına diğer ikisini ancak başlarından sevebilirim, pek ellettirmezler kendilerini. Sadece üçü de peşimden hiç ayrılmazlar ama. |
02-03-2013, 18:05 | #215 |
/
Giriş Tarihi: 17-01-2013
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 929
|
Sn YeniGine merhabalar,tüm tedavisinde yanındayım. Tüm gezdirmelerini ben yapıyorum.İlk önce benim kızları arkasından Naz ı düşünün bir de uzun tur hem sabah hem akşam ne yapayım.Karşı komşum abla dediğim yer verdi sağolsun. Dışarıda da bir sürü köpek ve kedim var beni bekleyen. Yetişebildiğim yere kadar yetişeceğim.Saygılar... |
04-03-2013, 00:38 | #216 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-03-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 248
|
Yaradılanı SEV! Yaradandan ötürü. |
10-03-2013, 23:03 | #217 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-11-2012
Şehir: Sakarya
Mesajlar: 209
|
Benim köpeğim de bir sokak köpeğiydi. Belediye tarafından ormana atıldığını tahmin ediyoruz. Daha 2 aylık kadardı. Çok küçükken atılmış sanırım. Tek yaşayabilmeyi çok iyi öğrenmişti. Biz onu süt ile besledik, kalan çorbaları verdik, sıcak bir yer verdik. Bol ilgi, bol sevgi verdik. Fakat öğünleri sık olmasına rağmen kilo almıyordu. Sonra veterinere başvurduk. Veteriner gençlik aşısı yaptırmamız gerektiğini söyledi. O aralar yeni diş çıkartıyormuş, atlatamazsa ölebilirmiş. 3 tane aşı yaptırdık. Biraz toparlandı ama hala çok zayıftı. Ne yapacağız diye düşündük. Bir tanıdığımız kuru ekmek verdiğinizde ekmekle nereye gidiyor diye kontrol edin dedi. Kontrol ettik. Bir yere 20-25 dilim ekmek saklamış. Zor günler çektiğinden yedeklemiş ekmekleri aç kalırım diye. Hem hareketliliğinden hem de bu saklama olayından dolayı kilo alamıyordu. En sonunda düzenli olarak gezdirdim. Spor yaptık koştuk. Mera' da gezindik(av köpeği kırması olduğundan). Kilo almaya başladı Şimdi maşallahı var. Çok mutluyum bir sokak köpeğini kazanabildiğimiz için. Yoksa ölümle başbaka kalacaktı. Bunlarda paşanın fotoğrafları Düzenleyen Elma Kurdu : 14-12-2022 saat 04:54 |
12-05-2013, 22:54 | #218 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
İstanbul'da yaşadığım semtte yüzlerce sokak köpeği var tabi..Bunların gelip geçerken hiç çekinmeden başlarını okşarım.. Ama bazı insanlar yine de bunlardan çok korkuyor..Korkmamaları için gerekli şeyleri yaparım onlar geçerken..Korkmaları için bir neden olmadığını onları hemen severek kanıtlamaya çalışırım.. Bugün sahilde gezerken eşimle bankta mola vermiştik..yanımızda horul horul derin uykuya dalmış, çimenlere yayılmış iki köpek vardı..Herhalde mangalcıların tavuk ızgara kemiklerinden çok fazla yiyip kendilerinden geçmişler diye yorumladım.. Derken yanımızdan üç-dört yaşlarında çocuklu bir aile geçiyordu..Çocuk köpekleri görünce ''eeee..eee'' demeye, yani uyuduklarını söylemeye çalıştı..Anne baba tedirgindi..çocuğu köpeğe yaklaştırmak istemediler önce..ben hemen kalktım, köpeklerin birisini severek uyandırdım..sevmeye devam ettim..çocuğa da ''gel sen de sev'' dedim.. Anne baba tereddüt ettiler ama bir müddet sonra onlar da çocuklarına bir zarar gelmeyeceğine inandılar ki, ''sev hadi sende oğlum'' demeye başladılar.. Çocuğun çok hoşuna gitti, çok sevdi köpeği..zor ayırdılar onu köpeğin yanından.. ...... Bir de, dikkatimi çeken iki durum var: - Bazı sokak köpeklerinin çöp toplayıcılarına çok havladıklarını, onlardan hoşlanmadıklarını görüyorum..Herhalde köpeklerin yiyeceklerini temin ettikleri çöp konteynerlerini karıştırdıkları ve belki de kendilerine ait olması gereken yiyecekleri aldıkları için onlardan hoşlanmıyorlar diye yorumluyorum bu durumu.. - İkinci olarak, bazı sokak köpeklerinin bazı taksi ve taşıtlar geçerken araçlara saldırdıklarına tanık oluyorum..Çok düşündüm bunu niye yaparlar diye.. Sanıyorum bu köpekler, bir arkadaşlarına, yavrularına veya anne babalarına bir araç çarpıp yaraladığı veya öldürdüğü için düşmanlık besliyorlar..Böyle bir çarpma-öldürme olayına tanık olan bir köpek bu yüzden araç hızla yanlarından geçerken saldırıyorlar.. Bunu ancak böyle yorumlayabiliyorum.. |
|
13-05-2013, 01:25 | #219 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Sayın pria biliyorsunuzdur benim de 3 tane sokak köpeğim var. Sakin, kendi hallerinde, bizleri doyurun, bize bakın diyorlar adeta. Fakat bir an geliyor ki gerçekten bazı arabalara her arabaya değil nasıl saldırıyorlar, nasıl peşlerinden havlıyorlar yanlarında valla tazı oluyorlar zaten bakıyorum bir gün bir ayak sekiyor, diğer gün bir bakıyorum başka ayak sekiyor. Fakat başka arabaya da duyarsız kalıyorlar. Aslında devamlı inceliyorum fakat hâlâ çözebilmiş değilim. Neden her arabaya değil de bazı arabalara öyle saldırıyorlar? |
16-05-2013, 12:42 | #220 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-04-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 19
|
|
16-05-2013, 12:43 | #221 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-04-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 19
|
|
16-05-2013, 12:44 | #222 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-04-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 19
|
|
16-05-2013, 12:48 | #223 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-04-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 19
|
Sokakta yaşayan dostlarımızı bu karektersiz,haysiyetsiz,cibiliyetsizlere teslim etmeyinde nereye teslim ederseniz edin.. Yukarıdaki haberleride her yere basın.. |
16-05-2013, 14:48 | #224 |
Ağaç Dostu
|
Yerin dibine batsın onların bakımevleri de barınakları da. O zavallıların dışarıda aç ama özgür olarak ölmelerini tercih ederdim. İnşallah o zavallılara bunu reva görenler ölmeden önce kendileri de aynı duruma düşerler, bir damla merhamet görmeden defolup giderler bu dünyadan. Bunları gördükçe hayattan soğuyorum, bir an mutlu olacak olsam bile bir yerlerde garibanların (insan ya da hayvan veya bir ağaç, çiçek, böcek hiç farketmiyor minicik ya da kocaman bir can) işkence altında, soğukta-sıcakta, aç ve susuz veya üşümüş eziyet çektiğini bilerek yaşamak insanı kahrediyor. Ne biçim bir yaratık şu insanoğlu, bunu onlara yaptıran nasıl bir dürtü çok çok merak ediyorum. |
16-05-2013, 15:33 | #225 |
Ağaç Dostu
|
Baron: Emekli polis köpeği, cinsini bilmiyorum (zaten hiç merak da etmem), daha önceden kısırlaştırılmış bir dişi. Hayvancık yaşlanınca serbest bırakılmış, polis lojmanları civarında merhametli bir polis eşi tarafından besleniyor. Arada bizim evin arka tarafındaki tepelere gezintiye çıkan ancak sürünün aralarına kabul etmediği, uzaktan görseler bile havlaya havlaya ortalığı ayağa kaldırdıkları bir can. Dilsiz: Annesi benim sevgili Tin Tin'imin (sokak köpeği) kızkardeşi. Yani Tin Tin onun teyzesi olur Annesi, Tin Tin'i çöpün oralarda beslediğim sıralarda uzaktan bizi seyrederdi, asla yanımıza gelmedi. Ben de Tin Tin'e yemek götürdükçe sağa sola onun için et bırakırdım ki gittikten sonra gelsin yesin. Dilsizle birlikte beş yavru doğurdu (Şaşkın, Jagi, Duman, Dilsiz ve küçük kahverengimizi bebekken kaybettik). Yavruladığı ve isim bulamadığımız için ona Anne deyiverdik öyle de kaldı adı. "Gel Anne gel" diye seslendiğimde gelmese de kulak kabartır beni dinlerdi. Dilsiz annesinin kopyasıydı, tıpkı annesininki gibi bir kulağı aşağı sarkık diğer kulağı dimdik. Hiç havlamazdı adı bu yüzden Dilsiz oldu. Tıpkı annesi gibi büyüdükten sonra asla tam olarak bana güvenip yanıma gelmedi. Sadece çömeldiğimde geldi ve başını okşamama izin verdi. Ama beni gördüğünde yüzündeki ışıltıdan beni sevdiğini anlardım. Beş kardeş yavruyken annesine süt olsun hem yavruları da yesin diye her gün et götürdüm. Anne beni görünce hep uzaklaştı ve getirdiklerimi yemek için gitmemi bekledi. Beş şebek de beni uzaktan görünce (ev ev ev) diye incecik havlayarak karşılamaya koştular. Gel zaman git zaman büyüdüler. Jagi, Duman ve Şaşkın beni o kadar seviyorlardı ki gideceğimi anladıklarında inleyip önümde yere yatarlardı, paçalarımı ısırırlardı. Deprem oldu biz memlekete gittik 50 gün ayrı kaldım kuzularımdan. Şaşkın'ın hayatına depremden önce bir trafik canavarı son verdi. Elli gün sonra gelip Jagi ve Duman'ı ilk gördüğümde onlardaki sevinci görecektiniz. Jagi üzerime atladı, karların üzerine düşürdü, yüzümü yaladı. Dumancık sevinçten etrafımda dört döndü ve tabi getirdiğim etleri de afiyetle yediler. Sonra bir gün ikisi de aniden ortadan kayboldu. Duydum ki belediye toplayıp götürmüş onları ve birkaç insana alışık köpeği. O gün ilk defa yaptığım şeyden pişmanlık duydum. Keşke uzaktan besleseydim de bana (ve şahsımda insanlara) güvenmemeyi öğrenselerdi, belediye görevlilerinden de kaçıp kurtulurlardı. Nitekim Dilsiz öyle oldu. Yabancıları otuz metre uzaktan görse kaçıp uzaklaşıyor sadece beni görünce uygun bir mesafeden bakıp uzaklaşmamı bekliyor sonra gelip yemeğini yiyor. Tin Tin'e bu kış araba çarpıp öldükten sonra bizim bahçe Dilsiz ve Baron'a kaldı. Bebeklerden dolayı dışarı çıkamıyorum ama onlar gece gelip pencerenin altında yemeklerini bekliyorlar, yiyorlar sonra da güneş doğmadan çekilip gidiyorlar. Bu arada yalnız kızım Dilsiz ve emekli polis köpeğimiz Baron kanki oldular. Hiç ayrılmıyorlar. Eskiden ikisi de yalnızdı. Dilsiz yaz-kış hep yalnız gezerdi. Yazın sıcaklarda bütün sürü gölgede hep birlikte dinlenirken o büyükçe bir taşın altına kazdığı serin çukurunda yalnız uyudu. Kışın sürü birbirine sokulup çok büyük kayaların altındaki mağara gibi oyuklarda soğuk geceleri atlatırken bizim kız bizim bahçede yağan karın altında kara gömülerek uyudu. Hatta bir keresinde sabahın üçünde donmasından korkup kontrole gittim. Tabi o beni farkettiğinde korkudan havalara sıçrayıp uzaklaşmıştı da ben rahatlamıştım. Ama felaket bir geceydi ve ben o bir anlık dışarı çıkmamda bile donma tehlikesi atlattım diyebilirim. Hem ameliyat yaram daha yeniydi hem de felaket ötesi yorgundum. Tin Tin'in can yoldaşı kronik uyuz köpeğimiz Tüysüz de Tin Tin öldükten sonra bir daha bizim bahçeye gelmedi. Bazen pencereden dışarıyı izlerken uzaktan farkediyorum onu sanki tüylenmeye başlamış. Tüysüz'ün o derin, kara kara, anlamlı bakan gözlerini çok özlüyorum. Sanki bana bakan bir insanmış gibi, bir şeyler söylemek istiyormuş da söyleyemiyormuş gibi. Tin Tin, Tüysüz hariç kimsenin otoritesini kabul etmedi yemeğini sadece (gönüllü ya da zorla ama hiç mücadele etmeden) ona verdi. Dilsiz kızım insanlara olan mesafesini koruduğu için bugün hâlâ hayatta inşallah uzun yıllar da yaşayacak. Darısı diğer sokak köpeklerinin başına. Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 17-05-2013 saat 00:01 |
16-05-2013, 17:05 | #226 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-04-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 19
|
Şarköy Bakımevi Rezaleti! Belediye Başkanı'nın Görevden Alınması Talebi | İdari Makamlara Yazılan Dilekçe Örnekleri Haytap Ekibi, İstanbul'da - Beylikdüzü Toplama Kampı Vicdansızlığın Adresi! | Haytap Saha Çalışmaları |
16-05-2013, 17:06 | #227 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-04-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 19
|
Şarköy Bakımevi Rezaleti! Belediye Başkanı'nın Görevden Alınması Talebi | İdari Makamlara Yazılan Dilekçe Örnekleri Haytap Ekibi, İstanbul'da - Beylikdüzü Toplama Kampı Vicdansızlığın Adresi! | Haytap Saha Çalışmaları Haytap Güney Marmara Çalışmaları - Yalova Bakımevi Aç Bırakılan Köpekler | Haytap Saha Çalışmaları |
11-06-2013, 00:18 | #228 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Merhaba!.. Zorlardayım ve acil yardıma ihtiyacım var arkadaşlar. Çoğunluk bilir 3 tane saz ekibim var. Ve 3'ü de kene istilasına uğramış durumdalar. Binada her yerimiz de kene kaynıyor. Henüz binada oturanlar olayın pek farkında değiller. Eğer farkederlerse hepsi benden bilir. 2 veterineri aradım 2 si de sağolsun gelip gördüler ve biz başaramayız dediler. Çünkü çok da evcil değiller; ben yakalayacakmışım onlar da iğneyi vurup uyutacaklarmış ellerinde uzaktan tabanca ile uyutma teşkilatları yokmuş. Az önce HAYTAP mail attım ne cevap gelecek bilemiyorum. 3 köpeğin de hem kenelerden kurtarılması hem de tüylerinin traşlanması gerekiyor. Yardım önerilerinizi bekliyorum. Lütfen!.. |
11-06-2013, 01:28 | #229 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-05-2011
Şehir: izmir
Mesajlar: 998
|
Sevgili Yenigine veterinerlerin dediklerini yap bence çok fazla kene sardıysa süreceğin ilaçlar çok fayda etmez. Bildiğim kadarıyla "Kestane" senden kaçıyor onu yakalaman da zor olur. Köpekler gezdikleri için kenelerden kurtulmaları zor olur. Genelde topraktan çok gelir kene bahçene atabileceğin bir ilaç varsa onuda araştır ve bahçene at bence. |
11-06-2013, 01:52 | #230 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Zaten çok da evcil değil benim saz ekibim. Gelen veterinerler de ben yakalayabilirim onlar uyudabilirler sanmışlar. Fakat ben sadece başlarını okşayabilirim sevebilirim o kadar. Yoksa öyle ben onları severken başka bir yabancı yanlarına yanaşıp da iğne falan yapamaz mümkün değil. ) Yok Kestane, Postaki sevridir kendisini Boz asla yanaşmaz. Bakalım işte dediğim gibi HAYTAP mail attım ne cevap gelecek. Oradan da bir ses çıkmaz ise Belediye yi arayacağım mecburen. Yoksa valla bütün komşular hepsi benden bilecek çözümleyemez isem ben yandım. |
11-06-2013, 01:54 | #231 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-05-2011
Şehir: izmir
Mesajlar: 998
|
En güzeli uzaktan tabanca ile uyutup müdahale etmek gibi duruyor. |
11-06-2013, 02:02 | #232 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Evet işte öyle olması gerekiyor. Fakat veterinerlerin böyle bir yetkileri yokmuş. Ben de üzüldüm peki bundan sonra ne yapacağım, nereye başvuracağım onu da bilemiyorum. Fakat kesinlikle bu yöntemi uygulayabilen bir yerlere ulaşabilmem gerekiyor şu an. Keneler cirit atıyor hem saz ekibimin üzerinde, hem yattıkları yerlerde, hem de bina giriş kapılarımızın önünde. Atacaklar beni bu siteden kesin atacaklar. |
13-06-2013, 12:43 | #233 |
Ağaç Dostu
|
Sayın YeniGine köpeklerin üzerinde muhtemelen pire vardır. Onların sürekli kaldıkları yerleri ilaçlarsanız o bile faydalı olacaktır. Bu ilaçlamayı arada bir yaparsanız bir süre sonra üstlerinde bulunanlar da muhtemelen başka köpeklere gideceklerdir. Eskiden bayer firmasının çıkardığı neguvon isimli bir toz vardı. Onu sulandırarak yapabiliyordunuz. Küçük bir poşette çok etkili idi. Şimdi yok. Küçük kuş veya civcilere zararlı. Onları öldürebiliyordu. Ancak köpekte çok etkili idi. Yalasalar bile zararlı olmadığı söyleniyordu. Siz buna benzer uzun süre etkili bir ilacı yattıkları dolaştıkları yerlere püskürterek kullanabilirsiniz. Soran olursa sineklere karşı ilaçlama yaptığınızı söylersiniz. |
30-06-2013, 14:25 | #234 |
Ağaç Dostu
|
Üye arkadaşlarımın bu konudaki hassasiyet ve duyarlılığını bilerek kısa bir hatırlatma yapmak isterim. Bunaltan bu sıcak yaz günlerinde sokaklarda yaşamak zorunda olan tüm canlıların ihtiyacını giderebilmek adına yakın çevrenizdeki uygun gördüğünüz yerlere LÜTFEN 1 KAP TEMİZ SU bırakınız. Canlıların yaşam hakkını savunalım, betonlar arasına sıkışan zorlu yaşamlarında onları koruyalım, çevremizi de bu konuda lütfen bilinçlendirelim. Duyarlılığınız için çok teşekkürler. |
30-06-2013, 19:50 | #235 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-05-2011
Şehir: izmir
Mesajlar: 998
|
Alıntı:
|
|
03-08-2013, 02:31 | #236 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 02-05-2013
Şehir: ankara
Mesajlar: 40
|
bu gün bir bayan gördüm pazar arabasıyla köpek maması, kedi maması dolu sokaklarda kedi ve köpeklere yiyecek dağıtıyordu. |
03-08-2013, 08:38 | #237 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-09-2008
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 851
|
O harika kadından bizim üst sokakta da var. Ben yalnızca kendi sokağıma koyuyorum mama ve su ; ama Sevgili Ayşen Teyzemiz çoğu canı doyuruyor. |
02-02-2014, 16:29 | #238 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Hemen hergün çarşıda soluklandığım, çayını 10 yıldan beri severek içtiğim bir çay ocağında 2-3 sokak köpeği, 2-3 kedi her zaman yanıbaşımızdadır.. Çay ocağının sahibi ve eşi de onlara çok düşkün..Hergün yemeklerini, mamalarını alıp doyururlar..Hatta, hasta olduklarında veterinere bile götürürler..Müşterilerle sürekli içiçedirler..Dün hava çok soğuktu..Ben çaylarımı içerken, hep bacaklarımın arasına girdi..Sırtını bacaklarıma yasladı..Ben de hiç kıpırdayıp rahatsız etmedim onu.. Söz dinler, çok usludur, akıllıdır. |
02-02-2014, 17:35 | #239 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
03-02-2014, 00:11 | #240 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Çok hoşuma gitti, ne mutlu size Sayın pria. Gelmiş, sığınmış, güvenmiş ve oh kendisini rahat hissedip yatmış yanınıza... Saz ekibim düştü aklıma, üçgen ve dikdörtgen tarlamdaki çiçeklerime zarar verseler de onları seviyorum. Geçen gün çocuklar üçgen tarlamın yanında yine top oynuyorlar tabi toplar tarlamda topu almak için kendileri tarlamda gidiyor benim laleler, sümbüller... Çağırdım hepsini bakın dedim yeni yeni sürgün vermeye başlamış soğanlılarım, gösterdim e yazık değil mi bunlara, üstüne basıyorsunuz, eziyorsunuz diye izah etmeye çalışırken bir tanesi 'Ama Sema teyze Kestane, Postaki, Kurt da hep bunların üstünde yatıyorlar' deyince kendi kendime 'Anlaşıldı artık benim bu üçgen tarlayı terketmem gerek' diye düşündüm. |
|
|