08-09-2008, 15:53 | #61 |
Ağaç Dostu
|
Bengi su, üzüm tanelerini kurutacaksan eğer kabuklarının çatlatılması gerekiyor. Birde taneler, direkt serdiğin yere dokunduğunda çürüme yapabilir. Bence sen bu üzümleri sirke **** pekmez olarak değerlendir. |
16-09-2008, 11:32 | #63 |
Ağaç Dostu
|
Pekmez Toprağı
Pekmez toprağı niçin kullanılıyor? Kullanmasak olmaz mı? Önce bu soruya cevap verlelim. Kullanamsak olur. Olur da pekmezimiz ekşi olur. Kırşehir'de pekmezlik üzümler ayıklanırken, tam tatlanmamış salkımlar ayrılıp, ayrıca sıkılır ve topraksız olarak işlenir. Özel bir ekşi pekmez elde edilir. "eşgi" denilen bu pekmez sulandırılıp şerbet olarak tüketilir. Çok hoş bir içeecektir. Özellikle yazın, ağır tarla işleriinde çalışanlar için hayat iksiri gibi gelir. Yani, katılan toprak şıranın içindeki ekşiliği gidermektedir. Ben kimyacı değilim. Okuduklarımdan aklımda kaldığı kadarı ile şıradaki asidik özelliği yok etmeye yönelik bir işlemdir. O zaman katılan toprağın uygun özellikli olması gerekir. Şayet kullandığınıız toprak da asit özellikli ise beklenen faydanın sağlanması mümkün olmaz. Bitkiler için bile artık toprak tahlili yaptırdığımız bir çağda, kendi yiyeceğimize katacağımız katkı maddesine biraz daha dikkat etmek pek boş bir çaba olmayacaktır. Hele tarlalarımız tarımsal ilaçlama, kimyasal gübre, çeşitli atıklar yüzünden kirlenme tehdidi altında iken, herhangi bir toprağın alınıp yiyecek katkı maddesi olarak kullanılması, ya da kullanılmasının önerilmesi, doğrusu benim kafama yatmıyor. "agaclar.net"e de pek uygun düşmüyor. Bilinmeyen bir zamandan beri kullanılan pekmez toprağı beyhude bir seçim değildir. Pekmez toprağı, tarımsal alnlardan ve kirlilik kaynaklarında uzak, kirliliğe maruz olmayan ocaklardan alınmalıdır. Düzenleyen Yücel Özlem : 21-09-2012 saat 11:39 |
02-06-2009, 23:32 | #64 |
Ağaç Dostu
|
Zerdali çekirdeğini tatlandırmak
Sevgili Üzüm, Sitede dolaşirken sebze ve meyvelerin kurutulması adı altında bir başlığa rastladım. Başından sonuna kadar okudum.Hem eski bilgilerimi tazeledim,hem de yeni şeyler öğrendim. Bu arada sizin bu işlere çok meraklı olduğunuzu ve uyguladığınzı anladım. Ayrıca bahçenizde bir de zerdali ağacı var,meyvelerini kurutuyorsunuz çokta güzel olur. Zerdalinin çekirdeği acıdır ve atılır.Bu çekirdeklerin tatlandırılarak çeşitli yerlerde kullanıldığnı biliyor muydunuz? İlginizi çekerse anlatımını yaparım. hoşça kalın |
08-08-2009, 09:02 | #65 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 08-08-2009
Şehir: Yurt dışı
Mesajlar: 64
|
Bende ilk kez patlıcan kurutmak isitiyorum umarım başarılı olurum.Burda gölgede kurudugunu ögrendim.Evde balkonda deneyeceğim dolmalık patlıcanlarımı. Fakat yaşadığım yerin havası nemli başarılı olurmu bilmiyorum denemekte fayda var. Paylaşımlarınız için teşekkürler. |
08-08-2009, 11:05 | #66 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-12-2008
Şehir: İzmir-Foça
Mesajlar: 224
|
Sayın Akdoğan hiç merak etmeyin, patlıcan kolayca kuruyor. Benim patlıcanlar 3 günde kurudu. Ben patlıcan ve biberlerimi kışın kurtlanmasın diye kuruttuktan sonra ılık tuzlu suya batırıp çıkartıyorum. Sonra yeniden kurutup kaldırıyorum. Böylece hiç birşey olmuyor. Aklınızda olsun. |
11-08-2009, 07:49 | #67 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 08-08-2009
Şehir: Yurt dışı
Mesajlar: 64
|
Sevgili maviyeşil bugün patlıcanlarımın 3. günü ama hala gelişme yok tuzladıgım için hala suları damlıyor. |
11-08-2009, 09:28 | #68 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: Nevşehir
Mesajlar: 641
|
arkadaşlar asma yaprağının kurutması veya salamurası değilde, plastik şişelere hiç ıslatmadan rulo yaparak koyuyorsunuz, ağzınıda sıkıca kapatıyorsunuz, ne zaman isterseniz çıkardığınızda halen yeni toplanmış gibi oluyor, hem kuruyup ufalanmıyor, hemde salamura olmadığı için tadı bozulmuyor, |
11-08-2009, 09:30 | #69 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: Nevşehir
Mesajlar: 641
|
Alıntı:
bizim buralarda dışarıda bırakılan ürün istemesende iklim özelliğinden dolayı kuruyor, |
|
11-08-2009, 11:20 | #70 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-12-2008
Şehir: İzmir-Foça
Mesajlar: 224
|
Sevgili Akdoğan sanırım patlıcanlarınızı iyice kurutmadan uyguladınız tuzlama işlemini. Yoksa 3. gün su damlatacağını sanmıyorum. İklimden dolayı daha kurumamıştır onlar. Çok sert olacak, takır takır ses çıkaracak, ondan sonra suya batırıp çıkaracaktınız. Patlıcanlar çok kuru olduğu için suyu da içine çekmez, hemen kururdu. Sanırım acele ettiniz. Neyse belki kururlar, dursun bakalım biraz daha. |
19-08-2009, 16:09 | #71 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2009
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 41
|
sebze kurutma
Alıntı:
Antalya sıcagında bile kurumadı çürüdü şimdi ikisinide oyduktan sonra hemen ipe dizip asıyorum çünkü dışarıda yine toz oluyor.Patlıcan 2-3 günde kuruyor ama biber biraz zaman alıyor biberlerin arada birbirlerine değmesin diye ipte ayırıyorum. Patlıcanlar hemen kurur arzu ederseniz birde böyle deneyin hatta kuruduklarında birbirlerine çarparak çok güzel sesler çıkarıyorlar. |
|
19-08-2009, 18:07 | #72 | |
Ağaç Dostu
|
Sayfa 1 'deki mesajım; Alıntı:
|
|
20-08-2009, 00:20 | #73 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2009
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 41
|
Sevgili Berduray haklısınız ilk yaptığım zaman patlıcan ve biberleri oyduktan sonra yıkayıp tuzlamıştım o zaman öyle tarif etmişlerdi sonra yıkamadan yapınca kurudular artık kendi sebzelerimizi yazları kendimiz yetiştirdiğimiz için zirai ilaç kullanmıyoruz diye birde nasıl olsa balkonda yine toz oluyor diye yıkamıyorum zaten biberleri çok zor kurutu-yorum ama tuz kurumayı daha mı çabuklaştırıyor veya koruyor bu konuda bilgi verirseniz çok sevinirim birde salamura tuzumu kullanıyorsunuz. Siteyi yeni tanıdım yazışmaları okuyunca sizleri imrenerek hemen üye oldum. İleride daha çok şeyler paylaşmak dileğiyle hoşçakalın. |
20-08-2009, 09:45 | #74 |
Ağaç Dostu
|
Tuz antiseptik maddedir, koruyucu olarak kullanılır. Sofra tuzu, iri tuz hiç faretmez. Antalya oldukça nemli bir bölge, tam kurudu kaldırıyorum dediğiniz anda bir bakmışsınız kuruyan sebzeler tekrar nemlenmiş. Bu yüzden nemli bölgede yaşayan tüm arkadaşlar için düşük ısıda mesela,50-70 derecede sebzenizin tam kuruduğundan emin olana dek fırınlamanız, sonra hava geçirmez yöntemle saklamanız. Bez torbalar havayı, nemi geçirir. En ideali naylon poşet, yahut kapağının sıkıca kapandığından emin olduğunuz cam kavanozlar. |
21-08-2009, 22:04 | #76 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2009
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 41
|
Berduray verdiğimiz bilgiler için teşekkürler ben zaten sebze yetiştirme ve kurutma işlerini Antalyanın yaylasında yapıyorum burada nem yok bu sene kurutma işlemini zararsız hallettim seneye kuruturken tuzu bir daha deneyeceğim. Birde burada turunçları reçel zamanı kabuklarını rendeleyip ipe dizip kurutuyorlar parti parti kaynatıyorlarmış sizin bu konuda fikriniz var mı? Her şey gönlünüzce olsun |
21-08-2009, 22:10 | #77 |
Ağaç Dostu
|
Ben şu yöntemi biliyorum; portakal kabuğu reçeli yaparken, kabuğu hiç koparmadan ve beyaz etli kısmına inmeden soyup, öylece ipe dizip, kabuktaki asidi çıkarmak amacıyla kaynar suda haşlarlar. Bir kaç sefer de su değiştirilir, sonra da şeker ile kaynatılır. Ama rendelenmiş kabuğu ipe dizmek bence delinin pösteki sayması durumu |
23-08-2009, 15:39 | #78 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
24-08-2009, 21:52 | #79 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2009
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 41
|
Elma kurutmak istiyorum, fikirlerinize ihtiyacım var. Şimdiden teşekkürler |
25-08-2009, 18:00 | #81 |
Ağaç Dostu
|
|
27-08-2009, 11:12 | #82 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Ürün Kurutma, Aflatoksin ( Detaylı bilgi için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.) http://www.roa-turkiye.com/ROA%20AKA...20Kurutma.html Günlük yaşantımızda sık görülen ve hemen her çeşit gıda maddesinde üreyebilen küfler, uygun koşullarda ham ve işlenmiş materyalde çoğalarak bir yandan kalite ve kantitesini değiştirip bozulmasına neden olmakta, diğer yandan da insan sağlığı için çok zararlı toksik maddeler oluşturabilmektedirler. Funguslar (küfler), bitki, hayvan ve insanlarda birçok hastalığa sebep oldukları gibi her yıl tarımsal ürünlerin büyük bir çoğunluğunu da kayba uğratmaktadırlar. Küfler, üzerinde geliştikleri ürünlerde belirli koşullarda toksinler oluşturur ve bunların canlı organizmaya etkileri farklılıklar gösterir. İnsan, bitki ve sıcak kanlı hayvanlar için zehir etkisi gösterenlere, MİKOTOKSİN ismi verilmektedir. Mikotoksinler, funguslar (küfler) tarafından üretilen sekonder metabolitlerdir. Doğal koşullarda insanlar ve hayvanlarda kitle halinde zehirlenmeler yapan en önemli mikotoksinler ise Aspergillus, Penicillium ve Fusarium cinsi küfler tarafından oluşturulmaktadır. Bitkisel ürünlerin, gıda maddesi ve baharat olarak kullanılmak üzere kurutulmaları sırasında, doğal yollardan bu materyallere bulaşarak onları kokuşturan ve çıkardığı mikotoksin ile onları KANSEROJEN maddeler haline dönüştüren, en bilinen ve tehlikeli fungal etmen, Fungus Aspergillus Flavus adlı küftür. Bu fungusun salgısı olan mikotosine, fungusun latince isminin başında bulunan “A” harfi ile “FLA” harflerinden oluşan “AFLATOKSİN” adı verilmiştir. Mikotoksinler üzerindeki çalışmalar, 1960'da aflatoksinin bulunmasından sonra yoğunluk kazanmış, bütün dünyada inceleme konusu olmuş ve insanlarda karaciğer kanseri nedenlerinden birisi olduğu kesinlikle ispatlanmıştır. Yapılan çalışmalar, aflatoksinin B1, B2, G1, G2 olmak üzere dört temel bileşiği olduğunu göstermiştir. Ultraviyole ışık altında bunlardan ikisi mavi, ikiside yeşildir. Bu fluoresans renklere göre ortaya çıkan toksinlerden mavi olanlarına Blue'nun baş harfi olarak B1 ve B2, yeşil renkli görünenlere de Green'in baş harfi olarak G1 ve G2 adları verilmiştir. Bu dört temel bileşik içerisinde en baskın ve zehirli olanı ise, AFLATOKSİN B1 tipi küf zehiridir. |
27-08-2009, 11:57 | #83 |
Ağaç Dostu
|
Bu konuda ki tüm sayfaları okuduktan sonra, ben de şu noktaların altını çizmek istiyorum müsadelerinizle: Sevgili Berduray'ın belirttiği gibi patlıcan tepesi dahi çıkarılmadan yıkanıp kurulandıktan sonra kurutma işlemine geçilir. Biz bu yıl şöyle yaptık:Elazığ'da, 1450 rakımlı bir bölge, güneş var, sürekli hafif bir esinti var. -Patlıcanları yıkayıp kuruladıktan sonra ikiye bölüp içlerini oyduk. Tepelerine yakın oyulmamış kısıma gelecek şekilde iplere dizdik. -Biberler ise yörenin çıtır çıtır sarı dolmalık biberleri, hem dolma yapmak hem kızartmasını yaparken kullanılmak üzere hiç yıkamadan başlarını tohumlarıyla birlikte çıkararak ipe dizdik. -Acı minik biberleri ise yıkanmadan, sapları ve tohumları üzerlerindeyken ipe dizdik. Burada dikkat edilecek konulardan biri de ipe dizerken çok sıkı dizmeyip, biraz boşluk bırakmak. Aşşağıya eklediğim resimdende görüleceği üzere direk güneşe değil ağaçların dalları arasına/altına biraz güneş ve biraz rüzgar alacak şekilde germek gerekiyormuş. Bir başka püf noktasıda dizdiğiniz ipin iki ucunu sıkıca bağlarsanız dalların arasına yerleştirmek, gerektiğinde çıkarmak çok kolay oluyor. Mesela ani bir yağmur indirmesi gibi bir sorun olduğunda iple-düğümle uğraşmak yerine doğrudan dalı üzerinden alıyorsunuz. 3-5 gün içinde takır takır kuruma gerçekleşiyor. Bu süre zarfında yağmur hariç gece-gündüz yerinden kaldırmadık Patlıcanlar ve biberler kullanılmadan önce haşlandığı için yıkamaya gerek yok aslında. |
27-08-2009, 12:02 | #84 |
Ağaç Dostu
|
Resimden de görüleceği gibi minik acı biberler iyice kurutulduktan sonra mutfak mikserinde ya da rondo da bıçak yardımıyla çekilir. Çekerken dikkat ağzınızı burnunuzu bir örtü ile iyice kapatın yoksa hapşırmaktan nefes alamaz hale gelebilirsiniz. Böylece kendi ellerinizle mis gibi acı biberiniz oldu. Tüm bu işlemlerden sonra yaptıklarımızı bez torbalarda saklıyoruz. Mesela ben Ankara'ya gelince kapalı balkonumda kapalı bir dolapta bez torba içinde saklıyorum şimdiye kadar hiçbir sorun olmadı. |
27-08-2009, 12:07 | #85 |
Ağaç Dostu
|
Elma ve armut kurutması da yıkanıp kurulandıktan sonra kabukları soyulup, altıya ya da sekiz dilime bölünerek (amaç ince olması) direk güneşin altına temiz bir bez/örtü üzerine yayılıp, günde bir kontrol edilir, üst üste gelmeler engellenir ve 5-6 gün sonra Elma ya da armut kakınız hazırdır. Bunlarıda bez torbada saklıyorum. Aksi taktirde cam kavanoz bile olsa kurtlanma olabiliyor. |
27-08-2009, 12:08 | #86 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
................................................ Düzenleyen selis : 27-08-2009 saat 14:07 Neden: Elma konusuna Sema ile aynı şeyleri yazmışız.. |
|
27-08-2009, 12:11 | #87 |
Ağaç Dostu
|
Kayısı da yıkanıp kurulandıktan sonra ikiye bölünerek çekirdeği çıkartılarak direk güneşin altına temiz bir bez/örtü üzerine yayılıp, günde bir kontrol edilir, üst üste gelmeler engellenir ve 8-10 gün sonra kurumuş olur. Bunu da bez torbada saklıyorum. |
27-08-2009, 12:25 | #88 |
Ağaç Dostu
|
Gelelim dutun kurutulmasına, eş dost toplanılır; bir kişi duta çıkar, beş-altı kişi ise hasavan dediğimiz beyaz oldukça geniş bir bezin köşelerinden, yanlarından tutar. Sirkelenecek dut ağacının altında bez açılır, dutun üstünde ki kişi gerektiğinde ayağı ile duta vurarak, gerektiğinde dalları silkeleyerek dutları sirkeler. Aşşağıda bezi tutanlarda bezi iyice gererek dutların yerlere dökülmesini engellerler. Bu işlem sirkelenen dut ağacının çevresinde dönerek tüm ağaç sirkelenene kadar devam eder. Hasavana dökülen dutlar hemen sepet-yerel adı kufa ya da aleminyum kovalara-yerel adı sitil konulur. Bunları içinde fazla bekletilmeden kurutulacak yere çıkartılır. Kurutma işleminin yapıldığı yer evin damı ya da fazla dolaşılmayan boş bir yerdir. Buraya serilmiş olan bir bezin üzerine dutlar iyice yayılır. Üst üste gelmemesine dikkat edilir. Dikkat yıkama yapılmadı.3-4 gün sonra şüyle elle biraz hareketlendirilir, alt üst edilir. 7-8 gün de kurumuş olur. Mutlaka bez torbada serin bir yerde tüketilmeyi bekler. |
|
|