View Single Post
Eski 16-08-2010, 01:37   #1692
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,964
Saygıdeğer forum üyeleri ve başlığı izleyen dostlar,

Bu mesajımın ağaçlar.net'in moderatörlerinden biri olmamla hiç bir ilgisi yoktur ve hiç bir şekilde ağaçlar.net'i bağlamaz. Ağaçlar.net'in moderatörlerinden biri olma tarihim Kasım 2009'dur. Hoş, o tarihten sonra da farklı olarak spam mesajları avlamak, bir kaç kızgın üyeyi yatıştırmak dışında moderatörlük manasında bir şey yapmadım.

Bionem ürünü ile malum problemin olması, sitenin "gübre tescilli ürünlerin bitki koruma ürünü olarak tanıtımına aracı bir platform" olmama kararı vermesi ise Ekim 2009 ayının ortalarıdır. Bu olaydan hemen sonra sade bir forum üyesi olarak tepkim "Zeytin Hastalıkları ve Zararlılarıyla Doğal Mücadele" başlığında #204 nolu mesajdadır. Bugün de harfiyyen o mesajda yazdıklarımın arkasındayım. Sağolsun, Mine hanım uzun uzun açıklamalar yazmak zorunda kalmıştı Ayrıca, günlerce bionem dışında başka ürünlerin de yazışmalarını tarayarak benzeri bir durum olup olmadığını incelediler.

Bu olaydan çok önceleri muhtelif başlıklarda Sn.Oğuz Alper ile pek çok yazışmalarımız olmuştur.

Her şeyden önce ben bir bionem müşterisiyim. Yani, para ödeyerek epey bir miktarda bionem ve bioperl ürünleri satın aldım, bahçemde, ağaçlarımda kullandım.

Satınalma ve kullanma kararımda tek kriterim bionem'in içeriğinde bulunan mikroorganizma ile ilgili yaptığım, özellikle yurt dışı kaynaklı ve doğrulamalı bilgilerdir. Aksi durumda, milyonlarca çeşiti olan, bir çoğu hastalık yapıcı,varlığını durumunu gözle göremediğiniz bir mikrobu değil satın almak, elime bile almam söz konusu değildi. Tabi, bu bilgilenme sürecinin diğer parçası ise, ne işe yarar, nasıl kullanılır, etki mekanizması nedir vs. konuları.

Ürünün kendisi ile ilgili de bu güne kadar hiç bir şekilde olumsuz bir görüş belirtmedim. Ancak, kullanmakta olduğum ürün ile ilgili pek çok soru sordum, ya da başkalarının sorduğu soruları dikkatle izledim. Bugün hepsinin detayına girmek istemiyorum. Literatürde yazanların ne olduğu zaten belli olduğundan literatüre göre farklı olarak lanse edilen noktalar ise özellikle sorduğum, sorguladığım alanlar oldu.

Bir dostumun bin beşyüz kadar fidanla elma bahçesi kurma projesi vardı. Fidanın çeşitinden, bahçenin düzenlenmesi, sıra aralıkları, güneşe göre yönü, fidan çukurları, kullanılacak gübreler vs. planlamaya çalışıyoruz. Düşündüğümüz şeylerden biri de dikim sırasında kullanılması gereken koruyucu malzemeler.

Tam da bu arada; 20 Haziran tarihinde;
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Alper Mesajı Göster
Merhaba Halil Bey;

Kesinlikle önerebilirsiniz.Arkadaşınıza sizi mahçup etmeyecektir. Roa kesinlikle bu sorununuzun çözümü olacaktır.Hem kök kanserini çözdüğü gibi ekstradan da mükemmel yeni saçaklar oluşturarak kök bölgesine kolonize olur ve besinleri ağacınızın alınabilir düzeyine getirir.

Ancak daha sonradan bakırlı preparatlar ve fungusitler uygularsanız bakterinin ölümüne sebeb verirsiniz .
böyle bir mesaj yazılıyor.

Bu mesajın yazıldığı sıralar, mesajdan da anlayabileceğiniz gibi roa konusu epey olgunlaşmış. Roa'nın da bionem'de olduğu gibi PF bakterisi içerdiği, roa ve bionem aynı çeşit, sadece izolasyonları farklı bakteri olduğu için birlikte kullanılabileceği, roa'nın bionemin yaptığı her şeyi yaptığı ama daha iyi olduğuna dair pek çok yazışma var.

Her neyse, aynı tarihte Denizakvaryumu taşı gediğine koyup meşhur sorularından birini soruyor "Bionem , kök kanseri için etkili değil mi?"

Çok değil, üç dakika sonra yanıt geliyor: "Bionem de kök kanseri için etkilidir."

İki saat kadar sonra yanıtı görüyor 21/6/2009 01:09'da saf saf soruyorum, aklım elma fidanlarında.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Kök kanserine sebep olan bakteri agrobacterium tumefaciens olarak bildiriliyor. Halil beyin mesajında adı geçen ürün Nogall'ın içeriği ise agrobacterium radiobacter strain K1026.

EPA'nın yazısından okuduğuma göre, kök kanserine (crown gall) sebep olan agrobacterium turnefaciens ile rekabete girerek galip gelen bakterinin agrobacterium radiobacter Strain K84 olduğu bildirilmekte ve strain K1026'nın ise K84'den üretildiği şeklinde açıklanıyor. K84'Ün etki şekli ise agrobacterium tumefaciens'ı hedef alan bir antibiyotik üretmesi olarak bildiriliyor.

Bu anlamda, Pseudomonas fluorescens'ın agrobacterium tumefaciens'a herhangi bir etkisi olduğuna dair bir kayda rastlamadım. Bu konuda özel bir kayıt var da ben bulamadı isem yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Yanıt hazır, on dakika içinde geliyor: 21/06/2009 01:19
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Alper Mesajı Göster
KÖK KANSERİNE ETKİSİNİ GÖSTEREN YAYINLAR


Title: Novel approach for screening different antagonists against Agrobacterium tumefaciens causing crown gall in stone fruits.
Personal Authors: Gupta, A. K., Brijesh Kamal, Sandeep Kumar, Sharma, R. C.
Author Affiliation: Department of Mycology and Plant Pathology, Dr. Y.S. Parmar University of Horticulture and Forestry, Nauni, Solan - 173 230 (H.P.), India.
Editors: Sharma, R. C., Sharma, J. N.
Document Title: Integrated plant disease management. Challenging problems in horticultural and forest pathology, Solan, India, 14 to 15 November 2003

Abstract:
A laboratory experiment was conducted to screen different fungal and bacterial isolates, i.e. Trichoderma viride, Bacillus sp., Pseudomonas flourescens [Pseudomonas fluorescens] and a soil isolate of Agrobacterium tumefaciens by prick inoculation of the stem of 25-day-old tomato plants. Subsequently, the pathogenic A. tumefaciens isolate was applied on the same wounds at 24 h after inoculation of the different antagonists. No galls developed on the tomato stem. No development of galls or retarded growth of galls was considered as a positive sign towards the antagonistic activity of the tested microorganisms.

http://www.cababstractsplus.org/abst...No=20053203349

http://www.i-sis.org.uk/full/GMMINAFull.php

http://books.google.com.tr/books?id=...esult&resnum=6
Oturup okuyorum. Birinci link, para ile satın alınabilen bir makalenin giriş bölümü. Makale okunamıyor. Girişte de mesajda görünen yazı var. Orada da öyle bir şey söylemiyor.

Sonuncu link Plant Pathology isimli bir google.book. Günler sürdü ama okunabilir bölümlerini zevkle okudum. Özellikle de o güne kadar pek fazla bir şey bilmediğim B.Subtilis hakkında çok şey öğrendim. Şu ünlü kitinaz enziminin ağababası B.Subtilis imiş meğer. (bu sene fazladan kullandığım bir şey. Başka ürünlerin içinde de var, ayrıca bir ürün olarak da var). Kök kanseri ile ilgili ise benim soruyu sorarken zaten verdiğim bilgiden başka bir şey yok. (bu kitabı okumayı herkese tavsiye ederim)

İkinci linkte ne olduğunu ben söylemeyeyim. Anlamak için mikrobiyoloji bilgisine hiç ihtiyaç yok. "Yani ben bu içeriklerden anlamıyorum" gibi bir şeyin arkasına saklanmadan, az buçuk ingilizce bilen birinin anlayabileceği bir döküman. Yazışmalardan hatırladığım odtü mezunu bir arkadaş vardı. Topu topu bir sayfa. odtü ingilizcesi rahat rahat yeter. Okuyup ne anladığını bize özetleyebilir.

Yazının içeriğini söylemeyeyim ama burada da uzaktan yakından PF bakterisinin kök kanserine etkisi ile ilgili herhangi bir bilgi yok.

Hımm. Ben bu yazıları okudum. Okumayabilirdim de. Nitekim anladığım kadarıyla bunları kimse okumuyor. "Biz zaten bunlardan anlamıyoruz" diyor.

Müşteri ihtiyacı için bir soru soruyor. Yanıt hazır. Tabii bizim ürün bunu havada yapar deniyor. Müşteri muzır, soruyor," nerden belli" diye. Aslında muzırlıktan değil, binlerce fidan söz konusu. Dikildikten sonra sökülmez.

Satıcı sallıyor bir şeyler. Nasılsa müşteri dediğin aptaldır ve kandırılmak içindir. Söylersin yalanı iş biter. Senin fidanlarına ne olacağı kimin umurunda. O kadar fidan için epey satış yapılır. Peki kök kanseri konusu ne olacak? Nasılsa bu meret hemen çıkmaz, çıksa da anlaşılmaz, anlaşıldığında da çok vakit geçmiş olur, kim öle, kim kala.

Buna benzer başka şeyler de var. Üyelerin dikkatleri, hafızaları ve ilgileri çerçevesinde kimi hatırlanır kimi hatırlanmaz. Ama sanırım, aynı yukarıda verdiğim örnekteki gibi çoğu burada. İspatı ile duruyor.

Bu yalana tepki göstermedim. Çok ağır olur diye düşündüm. Bu yoklukta satıcının yaklaşımına kızıp ürüne zarar vermek doğru değil. Bu sıralar gerek forumdan, gerek dışarıdan bir sürü mesaj alıyorum. Bionem kullanıyormuşsun nasıl diye. İçinde ddt varmıdır diye soranlar bile var.

Gelen mesajlardan birisi;
Alıntı:
sayın meyveli tepe
sizden bir ricam olcak
roa natura **** plus sizce nasıl bir ürün
deneme amaçlı oğuz Alper gönderdi
sizce kullanılmasında sakınca varmı
teşekkür ederim saygılarımla
not: szin bahçenize ve çalışma şeklinzi ve araştırmacı lığlığnız hoşuma gidiyor.....izlenim alanımızdasınız
Tarih 29 Eylül. Ne cevap verdiğim de günün bulmacası olsun. Bakalım yazılan mesaj hatırlanıp, verilen cevap bulunabilecek mi?

Şimdi gelelim daha yakın tarihlere. Roa ismindeki ürünün tescili ile ilgili mesajlar yazılıyor, linker veriliyor, analiz raporları sunuluyor, roa'nın nasıl da bitkilere iyi geldiği, yaprakları yeşerttiği yazılıyor filan.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Alper Mesajı Göster
Ben hiçbir zaman olumsuz yorumlara tepki göstermedim.Yazılarımdan bunu anlayabilirsiniz.
Bionem forumda bazılarının dediği ( çay a ,çorbay a , limon a Bionem ) cümleleri rahatsız edici. Tekrar Ürünümü ifade ediyorum

Bionem = Nematisit + Fungusit + İnsektisit ( Larvalarına ) + Akarisit + Köklendirici

( organik olarak kalıntı bırakmadan )görevi görmektedir. Herkese sevgiler.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Alper Mesajı Göster
Sn.Halil Önen;
Kafa karıştırmak kolay değil !!!
ROA = Biyolojik Pestisit + Biyolojik Gübre
Bilmiyorum anlatabildimmi ))))))))))
Ortada böyle mesajlar ve önemlice "işkembe-i kübra"dan serbest bırakma sicili olduğundan (bu lafı nerden öğrendiğim de ikinci bulmacamız olsun) ister istemez ne oluyoruz dedik. Tescile baktım, Plus isimli ürün için sıvı gübre. Mikrobiyal değil. Yine verilen linklerden tescil edilen ürünün tanımında;

"ROA +Plus organik sıvı gübre, ROA9223 adlı faydalı mikroorganizmanın (Arthrobacter grubuna mensup bir bakteri türüdür), doğadan izole edilerek çoğaltılması ve şilempe, meyve suyu posası, üzüm posası gibi organik maddelerle fermantasyon işlemine tabi tutulması yöntemiyle üretilmektedir. " (not - harflerin koyu yazılması orijinalinde vardır. Ben koyultmadım)

Türkçem fena değildir ama ben de bunu anlamadım. Ürünün içinde mikrop var mı, yok mu? Yoksa ünlü kitinaz enzimi sağmal inek misali bakterilerden sağılıp, bakteriler dışarıda kalacak şekilde şişelere mi doldurulmuş? Her neyse. Sonra gidip önemle bildirilen analiz raporuna baktım. Redoil konsantre isimli bir preperatın, muhelif patojenler üzerindeki denemesi ile ilgili. Tarih Mart 2009.
Analizle ilgili de redoil diye bir şey, ne olduğu belli değil diyorum.

Bu çok tepki alıyor. Sanırım bu redoil meselesini de daha önce kimse görmemiş veya bakmamış. Ben söyleyince olay olmuş, hemen açıklamalar yapılmış, bu roa'dır diye. Sonrada hangi roadır diye sordum ama yanıt verilmemiş.

Bu yazılarıma tepki olarak başka bir forumda başka ürünler ve meyvelitepe adı kullanılarak veryansın edilmiş. Kişisel bir saldırının söz konusu olması sebebiyle;

"Kurulan mantık, uygulanan yöntem, uslup vs. tek kelimeyle iğrenç. Konumuz sosyoloji olsaydı uzun bir yazı yazabilirdim bu konuda. Roa ürününü, aslında roa perdesi altında ürünü piyasaya sunmaya çalışan şahsı yüceltip, hayranlık yaratmaya yönelik bir propagandadan ibaret. Bunu yaparken de kendisi dışındaki ürünleri hedef seçmiş. İkide bir de benim kullanıcı adımı anarak hedef gösteriyor. Gerçek adımı bilmediği için "meyvelitepe" diyesiymiş, bilseydi deşifre edecekti zâtı muhterem."

Paragrafını da içeren bir mesaj mesaj yazdım. Bu, tarihte çok kullanılan tipik bir yöntemdir, bilenler bilir. Yazıda gayet net yazdığım gibi yüceltilmeye çalışılan şey ürün, yani roa değil. Şahsıma saldırının da bir araç olarak kullanıldığı yöntem. Bunu iğrenç buldum. İlerleyen zamanda bu iğrençlik daha da arttı. Bundan sonra da artmaya devam edeceğinden kuşkum yok.

Buraya gelip genelde,"ben içerik, mikrop vb. birşeyden anlamam, saksıma roa sıktım, bahçeyi ot bürüdü" türünden mesajlar yazıp, dönüp tekmil verip biatta bulunup aferin alma sürecini epeyce gözlemlediğim için mürid lafını kullandım.

Fakat bunda yanılmışım. Öyle değilmiş meğerse. Bu yanılgının bir eseri olarak yazdığım bir mesajda, vaktiyle mikrobiyal olarak lanse edilip sıvı gübre tescili olan ürünler için Oğuz beyin neler dediğini hatırlattım. Hemen ertesi günü, can sıkıcı bu mesajımdan dolayı taziye mesajları yazılmış.

Şu meşhur kişisel saldırılarla beslendiği için iğrenç bulduğum yöntemi yazdığım paragraf alıntılanmış. Sebebini yazdığım son cümle değil de diğer kısımları koyultulmuş (aynı buraya da taşınmıştı, Oğuz Alper'in koyu yaptığı yerler kırmızı yapılarak. Son cümleyi görünmez yapmak çabası vardı besbelli).

Sonrasında da bir yazı yazılmış ki yerin dibine girdim. Bizim özel blogumuzda yaptığımız bir deneme ile ilgili yazdığımız bir yazının linki verilmiş. Yazımızın ana fikri sonunda.

"Bu küçük deney, sürekli kimyasal gübre kullanılan tarımda neden her yıl bir öncekine göre daha fazla gübre kullanma ihtiyacı olduğunu da anlatıyor. Sebebi büyük ihtimal toprağı bir canlı gibi görmeyip endüstriyel bir araç gibi görmenin bir sonucu olarak topraktaki gerekli mikroorganizma varlığının sürekli azalmasıdır.
Bu konu daha çok araştırma ve deneye fazlasıyla değer diye düşünüyoruz."

Bu nasıl olabilir ki? Toprakta mikroorganizmalar lazım demişiz, bu ne rezillik!

Bu yazıya devam etmekte güçlük çekiyorum. Bize bir mizah, hatta kara mizah başlığı lazım. Bunları ciddi ciddi yazmak zor zenaat.

Bununla da yetinilmemiş. Bu yazımızla bizi kalbimizden vurmuş. Yazımızda;
Sebze Adaları, kardeş bitkiler, zararlılarla doğal mücadele, kaolin kili, kadife çiçekleri, fesleğenler vs. bunlardan bahsetmişiz. Yazının ana fikri, bir takım doğal tarım tekniklerinin bir arada uygulanması ile küçük alanlarda büyük miktarlar üretilebileceğinden bahsetmişiz.
Bu yazının tarihi 25 Eylül. Tam bir kepazelik. Nasıl olur, kaolindir, mikroptur filan. Üstelik zehir kullanmayın demişiz, hatta da monsanto'nun round-up'ını kullanın bile dememişiz.

Devam ediyor; "arkasından bu mesajda yine Zatı muhterem Mehveli Tepe İsmail EM çalışmalarına devam ediyor. Ve tescilsiz satılan ürünü hiçmi hiç sorgulamıyor." (harfleri koyultma işi bana ait değil)

Önceden dedik ya, adımı bilseydi deşifre edecekti zatı muhterem diye. Google hocaya danışmış, öyle diyor, "Aha böyle deşifre edilir diye" Aman dikkat, google'ı hoca bellersen rezil olmak olasılığı her zaman vardır. Bir de fazladan okumak lazım.

Fakat ders iyi çalışılmamış, yine çırpıştırılmış. Bak, o yazıların hası burada. Tarihi de 13 Ekim 2009. Şu ikidebir mikrobiyal kullanayım ama içindekinden anlamam diyenlere de bir faydası olur belki. Bu adreste ise sana göre her türlü rezillik mevcut. Şu google işine iyi çalışmak lazım, öyle görüldüğü kadar kolay değil.

El netice, diyor ki, "sen bu EM'yi lanse ettin, benim ürünlerim için sorduğun soruları sormadın". Daha çok yaptığım şeyler değil de yapmadığım şeylerden söz ediyor. Bunun referansını da bizim özel siteye götürüyor. Benim EM ile uğraşma zamanım geçen sene. O sıra moderatör filan değilim, madaratör hiç değilim. İkna olmam yeterli, ki bu hiç kolay değil. Bu yıl için yeni keşfedilecek bir şey yok. Kullandığım ürün EM1. Zaten bir tanesi 20 litre yapıyor, o da 15-20 ton su yapar, ki bu mereti öyle ikide bir de kullanmak gerekmiyor. Toprak canlıları barındıracak nitelikteyse 2-3'den sonra hiç gerekmez. Yani bir tanesi bir sene yeter zaten. Sormadığımı düşündüğün şeylerin daniskasını sordum. Hem de bir adama değil. Ne Amerikası kaldı, ne Japonyası, ne de Filipinleri. Hem bir sürü bilgi verdiler hem de fazladan yalan söylemediler. İş ilerledi. Sen roa'nın içindeki bakterinin ne olduğuna karar verinceye kadar (bu arada madem bilmiyordun o kadar da şu kübra'dan serbest bırakma işini yapmasaydın diyeceğim), biz EM'nin kökenine, orijinaline gittik. Bir EM müşterisi olarak elimdeki bilgi ve bulgu derya deniz. Aynı şekilde bionem için de elimde derya deniz bilgi olsun isterdim. Yine şu kübra meselesi yüzünden sayenizde olamadı. Ona rağmen sizin deyimizle lanse de etmişiz. Yeterince anlı şanlı değilse sayenizde, müşterinizi ciddiye alıp kandırmaya çalışmamanız gerekirdi, ki bunda ürünün hiç bir suçu yok.

Sizin deyiminizle benim esas lanse ettiğim şey kaolin kili. Bak, bu suça hala devam ediyorum. Hadi itiraf edeyim. Bu yıl köyü de ikna ettim. Kooperatif dikildi karşıma, bize bunun için indirim yaptır dediler. Olur dedim, al takke ver külah pazarlık edip torbasını 5 lira indirttim. Kooperatifin aldığı yüz kadar torbadan dördünü ben aldım. 5 lira kâr koydukları için gitti bizim indirim

Bu yıl pek çok yerde on binlerce ağaçta kaolin kullanıldı. Şimdi zeytin zamanı, sinek saldırmak üzere. Bakın, bu suça hala devam ediyorum, zehir kullanmasınlar, çoluk çocuk kalıntısız zeytin yesin diye, kendimi paralıyorum adeta. Ne büyük günah değil mi?

Kelime dağarcığım zenginleşiyor bu günlerde. Acemi_caylak, dayanamayıp o foruma girmiş. Demiş ki, bunun içinde mikrop var mı? Yanıt, ne olduğunu anlamadığım bir şey. Türkçeye göre var, ama sanki yokmuş gibi davranılıyor. O da şaşırmış, manda gözü gibi kırımızı harflerle yazmış türkçe diline göre mikrop olduğunu yazan ifadeyi. Adı üstünde acemi işte. Biri acemiye "sen başkasımısın" diye sormuş. ben sandı tevekkeli. Buraların yabancısı. Buraları iyi bilen, o lafıın değil manda gözü, fil kulağı kadar yazılsa işlemeyeceğini bildiğimi bildiğinden dolayı hemen tastiklemiş acemidir diye

Peşinden mürit sandıklarım girişmişler acemiye. Ben orada değilim ama "Mehveli Tepe İsmail" diye namım yürümüş.
"...
Hal böyle iken, Konu buysa, yukarıda bahsi geçenleri yanlış değerlendirmiyorsam, biz ürünlerinizden bu kadar memnunken, iğrençlikle suçlanan bizlermi akıllıyız, masumane bitkilerimizin gelişimlerini yayınlıyoruz (Roayı yüceltmek adınaymış, öyle deniyor.), yoksa çakma mikrobiyoloji uzmanlarımı??"

Demiş Biri. Hem de buralardan. Şu iğrençlik meselesi gıyabında şahsa yapılan saldırının kullanılması ile ilgiliydi. Üstüne alınmış zahir. O paragrafta da yüceltirilmek istenenin roa olmadığını yazıyordu, manipüle etmiş, ne yapsın aynen o paragrafta yazılana hitap ediyor, türkçeye göre anlaşılanı yazmakta engel durumu var.

Öğrendiğim laflardan söz ediyordum. "Çakma mikrobiyoloji uzmanı" meselesi. Kendi adıma mikrobiyoloji uzmanı olduğumu hiç iddia etmedim. Fakat "çakma" olanla olmayanı da ayırd etme ihtiyacım var. Söz gelimi, geçen sene şubatta teste götürülen redoil'in bu günkü roa ürünü olduğunu var sayalım. O tarihlerde bunun PF bakterisi olduğu sanılıyordu değil mi? Acaba hangi çakma mikrobiyoloji uzmanı, ürününün içinde ne bakterisi olduğu bilmeden test yaptırıp, bir de biliyormuş gibi yedi düvele bu bakterinin ne işler yaptığını anlatır? Daha da tuhafı, 2 Nisanda (rapor tarihi) artık PF değil de arthobacter olduğu anlaşılmış olması gereken organizma için daha aylarca PF olduğu söylenmeye devam edilir? Raporun "çakma" olduğu sanıldığı için mi, ilk sözden dönülmez acep? Yoksa malum alışkanlıkla ne farkeder nasılsa bunlar müşteri dendiği için mi?

Öğrendiğim bir kavram daha var. Söz etmeden geçemeyeceğim. Üç dört gün önce eşimle birlikte 250 kilo elmayı iri iri rendeledik. her biri 45'er litrelik kaplara doldurduk. Tarifine göre üstüne biraz klorsuz su, biraz geçen seneden sirke anası kondu. Üstlerine hava geçiren başka şey geçirmeyen bezler bağlandı, altı kocaman kap kilere dizildi. Kileri tuhaf bir koku doldurmuş, girip çıktıkça yoğun bir şekilde alıyoruz. Sirke aşamasındaki elma suyu diyorum buna. Bakalım sonunda ne olacak.

Müşteri denince aklıma geldi. Şu mürit meselesini açıklığa kavuşturayım. O forumdan sanki kendileri yazmış gibi bir şeyler ikidebir buraya taşınıp, ya da "ben başka şeyden anlamam sıktım ot bitti" (karikatürize ettiğim için özür) gibi şeyler yazıp, dönüp biat edip aferin alınca, Hatta biri, buradaki bir yazıya istinaden sahibine, "adı lazım değil, atlamış katlamış işte" gibi biat şeyleri olunca öyle düşünmüştüm.

Fakat acemiyi sürerken söylediklerine çok güldüm ve mesele anlaşıldı. Biri acemiye şöyle yazmış;

"Buraya sadece siz ve Sn.xxxx yok.Herkes giriyor ve herkes bilgi ediniyor.Yeri gelicek Roa hakkında bilgi almak isteyen müşteriler,üreticiler buradaki yorumlara bakacak ve kullanıp kullanmama konusunda ona göre karar verecekler.Fakat,siz çok fazla kirlilik yaratıyorsunuz."

demiş, ve hemen aferin'i de almış. Böylece mesele anlaşıldı. Dükkanın önü temiz kalmalıymış. Müşteriler rahatsız olurmuş. Neymiş o mikrop filan mevzuları, vitrin temiz ve düzenli olmalıymış. Hatta biri işgüzarlık edip acemi gibiler için bir yer açtı.

Buraya kadar okuma sabrı olan olur mu bilmiyorum. Dediğim gibi ağlanacak halimize gülme durumu var. Orada gördüğüm 805 nolu bir mesaj var. Ona samimi ve ciddi bir açıklama yazmak borcum olsun.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön