![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
|
İçe dönük pazarda, tarlada ki fiyat ile tezgahtaki fiyat arası fark bu kadar yüksek olmamalı. İşçilik ücreti, ürünün getirisini karşılamıyor. Binilen dalı kesme gibi birşey. Rekabetçi olunmayınca üretimin anlamı yok, ne yazık ki... Düzenleyen Zeytinci : 25-06-2014 saat 08:12 Neden: cümle düşüklüğü giderildi. |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
|
Sayın t.tuncel Bursa'daki fidancılarda bulabilirsiniz, yanlış fidan vereceklerini sanmıyorum. |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
|
Sayın Meyvelitepe çok haklısınız. Bu sene yağmurlardan hiç bir şey yapamadık. Hala fiğleri biçip toprağa karıştıramadık. Yağmurlar pamuklu biti yıkadı, halkalı leke için bir ilaçlama yapamadık. İşler çoookkkk. ![]() |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-07-2013
Şehir: BURSA
Mesajlar: 46
|
Melih bey peki başka tür önerisi olabilir mi? |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
|
Sayın t.tuncel, bildiğim kadar sizin bölgede zeytin yok. Gerçi mevsimler çok değişti, denenip görülecek. Size en yakın Artvin'de bir iki cins zeytin olması gerekiyor(tabii kaldıysa), orasının iklimi de sizin bölgeden çok farklı. |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
|
Bizim bahçelerde yağmurlardan şaşırdı. Ayni dalda; çığırtık(ne zaman çiçek açacak?), çiçek (ne zaman döllenecek?) ve tohur yan yana. Olana bereket diyelim. ![]() |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Hadi biz hobi amacıyla yapıyoruz zeytinciliği, yiyecek yağımızı zeytinimizi alsak dahi yine de mutlu olabiliyoruz ama, zeytin işini evinin geçimi için yapan çiftçinin işi çok zor.. |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Bu yıl zeytinlerimde meyve tutumu çok iyi.. Hiç bu kadar çok tane bağlamamışlardı.. Sanırım bunun nedeni her yıl 5 kez yapraktan uyguldığım içinde çinko ve borun da bulunduğu denizyosunu ile güvenin çiçek dölüne karşı zamanında ilaçlama yapmamdandır.. Ben Bilecik ve Yalova'lı zeytincilerle sık sık görüşürdüm..Bana hep zeytinleri çiçeklenmeden bir hafta önce ilaçlamamı söylediler.. Ama bu yıl Erdek'li emekli Zir.Mühendisi Kuddusi Taner beyin tecrübelerine inanarak zeytin çiçeklerinin sararıp beyazlamaya ve açmaya başladıklarında ilaçladım..Onun tecrübe ve tavsiyesine uydum bu yıl..Sonuç çok güzel..Bu yıl tüm yıllara göre çok yüksek oranda meyve tutumu var..İnşallah zeytin sineği mücadelesinde de başarılı olur ve bol mahsül almak nasip olur bu yıl.. ''....güvenin çiçek nesline karşı;en iyi ilalama zamanı ;ilacı atacaksın iki gün sonra çiçek açacak.tersten düşünme.%10 açtığında ilaçlama yapmalı denir.denirde ilacı hazırlayıp attım diyinceye kadar tamamı açıveriyor.zeytin tomurcukları önce sararır,sonra beyazlar ve çatlar,işte çatlarken ilacı atmalı.hangi ilaç;en ucuz ilaç atılmalı.içine tomurcuğu muhafaza eden ve döllemeye faydalı gübreler konursa daha iyi olur.mantar ilacıda konmalımı;sıcaklığa bağlı.ama bakırlı ilaç koymamalı.güvenin meyve nesli:en önemli ilaçlamalardan biridir.ilaçlama zamanı çok,çok önemlidir'' Erdek Tarım: ZEYTİNDE İLAÇLAMA Bu yıl gerek köy içindeki zeytinlerde gerekse zeytinliği olanların hiçbirinde zeytin yok..Köyde bir tek benim zeytinlerde meyve tutumu var gibi.. Onlar güve mücadelesini genelde ya yapmıyorlar ya da çiçeklenmeden 10-15 gün önce yapıyorlar.. Tabi ki, tam çiçek açarken ilacın etkisi azalıyor ve güveler çatır çatır yiyor çiçekleri.. Köylülere sorduğumda, çiçek dökülmesinin nedenini sık sık yağan yağmurlara bağlıyorlar.. |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Sık sık yağan yağmurlar yüzünden olsa gerek, zeytinlerde hem çiçek var, hem mercimek büyüklüğünde hem de neredeyse nohut büyüklüğünde taneler var bu yıl.. |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
15 mayısta köye gittiğimde otları ikinci kez biçmeyip bırakmıştım..Çünkü biçseydim yağan yağmurlar sonrası otlar tekrar büyüyecekti.. Ayrıca ektiğim fiğlerin tohum kapsüllerinin kuruması için ertelemiştim ot biçimini.. Bu gidişimde tekrar biçtim benzinli tırpanımla..ama..misinayla biçmek mümkün değildi..çok kalın ve boylu otlar vardı..bıçak taktım makinaya bu sefer.. 3 yıldır biçtiğim otlar fidanlıkta çok güzel malçlama yapıyor artık..toprak görünmüyür artık.. Çok kumsal fidanlık toprağımın güneşin yakıcı etkisinden korunmasına ve nemini muhafaza etmesine yararı oluyor malçın.. |
|
|
|
|
|
#11 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
|
Alıntı:
Kolay gelsin. Düzenleyen Zeytinci : 23-06-2014 saat 14:14 Neden: İşleme konusu çıkarıldı. |
|
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Sayın Zeytinci, Bazen bu sorun aklıma gelmiyor değil ve ''bir yerden ateş kaçsa benim fidanlığa durum ne olur'' diye düşünmüyor değilim.. Özellikle bu konuda hiç endişe duymuyorum.. Çünkü etrafımda bitişik evi, damı olan insanlar var..Onlar buna izin vermezler.. Ayrıca kasaba kıyısında olduğu için anında itfaiye gelir, benim fidanlığa atlamadan ateşi söndürür.. Ha, minik bir ihtimal bile olsa ancak kasten yangın çıkabilir..Bu da cesaret ister..Çünkü benim fidanlık ayna gibi her taraftan görünür..İçine birinin girip çıkması bile cesaret ister..Anında gören olur. Ola ki, kasten biri yaktı diyelim..Yine de pek zarar olmaz..Çünkü otlar biçili ve yerde yatık..Alevler otları yalayıp hızla ilerler ve zeytinlere sıçramaz ateş.. Eğer otlar biçili olmasa o zaman zeytin dallarına sıçrama durumu olabilirdi. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Her yıl genelde güvenin meyve dölü ilaçlamasını haziran sonrası yapardım..ama bu yıl sık sık yağan yağmurlar neticesinde zeytinler bir ay içinde açıp nohut büyüklüğüne ulaşmışlar.. Aslında mercimek büyüklüğündeyken ilaçlamayı yapmak gerekiyordu.. Taktım gözlüğümü, 40-50 ağacı inceledim..Zeytin tanelerinin ancak binde birinde güve deliği gördüm..Yani, güvenin meyve dölü pek zarar yapamamış.. Güvenin zarar verdiği karabiber dökümü çok çok azdı..Yok gibi bir şey yani.., Ama, ağaçların kuytu yerlerinde uçuşan minik güve kelebeklerini görünce zarar büyümesin diye yine denizyosunu karışıyla korumagor ile ilaçladım ve döndüm köyden.. Alttaki fotoda hem karabiber oluşumunu hem de güve deliği olan 2 zeytin tanesini görebilirsiniz. Düzenleyen pria : 22-06-2014 saat 11:05 |
|
|
|
|
|
#14 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Mevsimler iyice allak bullak oldu..Ne zaman ne olacağı hiç belli değil.. Aniden sürprizler olabiliyor artık.. Köye gidişimin üçüncü gününde aniden hava değişti.. Ceviz büyüklüğünde dolu ile karışık yağmur başladı..zor kaçtım kulübeye..Allah'tan 5 dakika falan sürdü ve seyrek düştü dolular..Yoksa ne filiz kalırdı ne meyve.. Çok çok az dolu vuruğu var.. |
|
|
|
|
|
#15 |
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Karabuğday ekmiştiniz galiba. Çıkmışlar mı? |
|
|
|
|
|
#16 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Hayır, hiç göremedim sayın Meyvelitepe.. Ayrıca ben geçen yıl 5 dekar alana hem kasımda hem şubatta iki kez macar ve yerli fiğ tohumu saçmıştım 30 kilo kadar..Deneme amaçlı 100 gram kadar da belli bir alana karabuğday saçmıştım..Ayrıca Mısır Çarşı'sından aldığım tirfil tohumu da saçtım..Bir de İstanbul'da bir parkın kenarında bulduğum beyaz çiçekli fiğ tohumu saçtım. Eğer hepsi çıkmış olaydı, fidanlığın her tarafı kilit gibi fiğ ile kaplanırdı.. Geçen yıl ben fiğleri saçıp döndükten sonra yan komşumun anlattığına göre büyük bir sıyırcık sürüsü konmuş fidanlığa..Komşum sıyırcıklar konunca fidanlığın kapkara olduğunu söyledi.. Sanırım o kalabalık, bulut gibi sıyırcık sürüsü, yiyecek zeytin bulamayınca saçtığım tohumları afiyetle toplayıp yemişler.. Bu yıl karabuğdayları daha fazla saçacağım..O da olsa iyi olur.. Gerçi bu organik gübrelemede ve malçlamada fiğden daha iyisi yoktur sanırım..Çok yayılıyorlar..ve çok bol tohum veriyorlar..Bu yıl fiğ kümelerini tırpanla biçmedim..Onları elle yolup, tutam tutam her yere dağıttim tohum kapsülleriyle.. Acı baklalarım da çok güzel gelişip tohum verdiler bu yıl..Onların azot nodülleri fiğlerden daha iri..Ama fazla yer örtücü özellkleri yok..Acıbaklaları genelde 50-100'erli kümeler halinde toprağın çok zayıf ve kumlu olduğu yerlere ekiyorum.. Tirfiller de yer örtücü olarak iyi..Hızla yayılıyorlar.. Benim favori bitkim fiğ..Dört çeşit fiğ var fidanlıkta.. Bu gidişimde baktım; fiğ kümelerinin altı ıslak..Toprağın nemini çok güzel koruyorlar..Yılan korkusu olmayanlar için ideal bir yerörtücü ve gübreleyici.. |
|
|
|
|
|
#17 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Genelde zeytinleri ben alt ve yan dallarda görürdüm..tepelerde pek olmazdı..ama bu yıl nedense tepe filizlerinde tane çok daha yoğun diğer dallara göre.. Bu da ilginç geldi bana bu yıl.. |
|
|
|
|
|
#18 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Emekli Ziraat mühendisi Kuddusi Taner'in tecrübelerinden çok yararlanıyorum ben.. Şöyle yazıyor: ''...kitaplar hiçbir bitkinin yalnız yapraktan beslenmesinin mümkün olmadığını,toprağa muhakkak gübre verilmesini aksi halde yeterli verimin alınamıyacağını söyler.doğrumudur;doğrudur.katılıyorum.ancak zeytin ağacı başka.nasılmı? şehriçlerindeki kaldırımlarda büyüyen zeytinlere gübremi veriliyor? birçok yerdeki kayaların içinde ulaşılamsı dahi çok zor olan yerlerde yetişen zeytinlere hiç gübre verilmeden nasıl mahsül veriyorlar. işte yaşadıklarımdan örnekler: ”mühendis bey ben 10 senedir toprağa hiçbirşey atmadım,hersene yapraktan gübreleme yapıyorum.azotumu,potasımı yapraktan veriyorum.her senede var yok olmadan zeytin alıyorum.masrafımda,toprağa atılanın 1/3 ü kadar.ilacın içine zamanı geldiğinde gübremi koyup atıyorum.”bir başka çiftçi”topraktan gübreyi mahsülü görmeden atıyoruz.doğal bir afet olursa hiç mahsül alamıyacak duruma düşersek atılan gübreyi geri alamayız ki” bir başkası,”ben bir miktar topraktanda gübre veriyorum,ancak mahsülün miktarına,tutuşuna göre,ağırlığı yapraktan gübrelmeye veriyorum” bu görüşleri çeşitlendirmek mümkün.söylenenler doğru.peki,kullanılan gübreler hangileri? yapraktan atılan azotlu gübre triozon azotu içeren gübreler.potas olarakta,KTS kullanılıyor.zaten ister topraktan ister yapraktan gübreleme olsun her halikarda iz elementleri(demir,bor,çinko, …. Vb.)yapraktan kullanmak durumundayız'' Erdek Tarım: ZEYTİNDE GÜBRELEME Bu görüşlere aynen ben de katılıyorum ve her yıl içinde bitkinin tüm ihtiyaçlarını gideren DoktorTarsa'nın ithal denizyosununu (proton veya acotrop) kullanıyorum. Yılda 5 kez..Nisanda, çiçeklenme devresinde güve ilacıyla, haziranda güvenin meyve dölüne atılan ilaçla, eylül başlarında zeytin sineği mücadelesinde ve son olarak hasattan sonra.. Bunun neticesini gördüm..Zeytin tanelerinin çok daha irileştiler..Marmarabirlik standartlarının 2 numaralı zeytin iriliğine ulaştılar.. Denizyosunu kullanmazdan önce her yıl toprağa 15x15 veya azotlu gübreler verirdim..Denizyosunu sayesinde bu külfetten kurtuldum.. Yosunun ayrıca kuraklık, sıcaklık, soğuk ve tuzluluk stresine karşı çok faydası var.. DRT TARIM | Aylk E-Blten: Ascophyllum nodosum (Proton) Faydal Bilgiler II TAVSİYE EDERİM ben de..Ama piyasada bulmak biraz zor..Diğer yosun gübrelerine de güvenemiyorum.. Organik Gübreler | DRT TARIM Düzenleyen pria : 22-06-2014 saat 21:10 |
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Ben fidanlığımı 3 yıldır sürdürmüyorum ve elimden geldiğince azot nodülü oluşturma yeteneğindeki otlarla toprağı daha da zenginleştirmeğe ve otları biçerek malçlama yapmağa çabalıyor, meyilli arazimi ayrıca erozyondan koruyorum.. ''Zeytin'' başlığında ilk mesaj da bu konudaymış..2006'da yazılmış.. O mesaja uygun işler yaptığım için ayrıca sevindiğimi belirteyim istedim: http://www.agaclar.net/forum/13476-post1.htm |
|
|
|
|
|
#20 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
|
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
|
Zeytin bahçelerini ''güneş enerjisi tarlaları'' haline bile çevirebilecekler. Bir yandan dikilmesi için teşvik et, bir yandan köstekle. Zeytin işi bizleri oldukça zorlamaya başladı. Diğer yağlı tohumlara verilen destekler, zeytin yağına verilen destekten daha yüksek. Diğerleri makine ile tarım yapılıyor, zeytin el emeği yoğun tarım yapılıyor. ![]() |
|
|
|
|
|
#23 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
|
Kendisi küçük budama için henüz erken. Çalı aksamının gelişmesi lazım. Şimdi budarsanız gelişimi yavaşlar ve zamansız olur. Ayrıca budamayı şubat-mart 'da yapın. |
|
|
|
|
|
#24 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Zeytinlerim bu yıl 14 yıldan beri ilk defa daha bol zeytin yüklü..Bazı fidanlarımda 30 kilodan fazla zeytin var.. Fakat, şöyle ilginç bir durum var.. Köyde zeytinliği olan 8-10 kişi ile yaptığım görüşmelerde onların zeytinlerinde neredeyse hiç tane olmadığını tesbit ettim..Bahar aylarında , özellikle çiçeklenme döneminde sık sık yağan yağmurlara bağlıyorlar bu durumu.. Belki bu durumun da biraz meyve tutumuna etkisi olmuş olabilir ama aynı yağmurlar benim fidanlığa da yağdı..buna pek anlam veremiyorum.. Son üç yıldan beri yılda 5 kez yapraktan verdiğim denizyosununun etkili olabileceğini düşünüyorum.. Çünkü, hasatta 20 gün kadar erkencilik sağlayan bu denizyosunu, çiçeklenme ve meyve tutumunda da erkencilik sağlamış olabilir. Köyden dönerken Yalova'da bir Tarım dükkanı sahibiyle sohbet ettim..Benim bildiğim kadarıyla Bilecik taraflarında zeytin az olduğu gibi, Orhangazi yöresinde de zeytinlerde % 90 kayıp varmış..Onlar da baharda sık sık yağan yağmurlara yorumluyorlar bu durumu. |
|
|
|
|
|
#25 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, girdi maliyetleri ve mevsim şartları nedeniyle zor günler geçiren Bursalı zeytin üreticilerinin seslerini meclis kürsüsüne taşıdı. Demiröz, Gemlik, Orhangazi, Mudanya ve İznik Ziraat Odası başkanlarının mesajlarını ve çağrılarını Meclis Genel Kurul kürsüsünden okudu. Gemlik Ziraat Odası Başkanı Ali Çelik’in mesajından şunları aktardı: "2013 Kasım ayından 2014 Nisan ayına kadar bölgemizde yağış yağmaması, sıcakların mevsim normallerinin çok üzerinde seyretmesi her ağacın ihtiyacı olan dinlenme süresi zeytin ağaçlarında olmamıştır. Ziraat odaları olarak biz, bu kuraklığın verimi düşüreceğini bekliyorduk, üreticinin bakım masraflarını karşılayabilir mi diye düşünürken zeytin çiçeklenmesi sırasında yağan yağmurlar çiçeklerin döllenmesine mani olduğundan bu 4 ilçemizde yüzde 75-85 civarında ürün kaybı meydana gelmiştir. Parasal olarak ifade edersek 225 milyon TL civarında kaybımız olmuştur. Bir sene borç ertelemesi borcun yığılmasından başka bir şeyi ifade etmediğini, gelecek sene bu borçların nasıl ödeneceğini bilmiyoruz. Çare, bu borçların beş seneden az olmamak kaydıyla taksitlendirilmesidir. Üretimin devam etmesi dünyanın en değerli zeytini için, mutlaka üreticinin yapılan 2014 bakım masrafları ile 2015 yılı bakım masraflarının karşılanması için dönüm başı devlet tarafından karşılıksız yardım yapılmasını bekliyoruz." Haberin tamamı: Zeytin için TBMM'ye acil çağrı Bu çiftçilik var ya bu çiftçilik; gerçekten zor zenaat.. Aynı durum bizim köyde de mevcut.. Emekli öğretmen Ziya Hocamız var köyde..13-14 yaşında 300'den fazla fidanı var..Zeytinliğinin içinden hiç çıkmaz..çocuk gibi uğraşır onlarla..onda da hiç zeytin yok bu yıl..köyde benden başka kimsede zeytin yok..bu durumu bildiğim için soranlara ''bende zeytin çok bol '' diyemiyorum..Sıkılıyorum adeta.. Köyde aynı yağışlar benim fidanlığa da düştü..Benim fidanların 14 yılın en çok zeytin ürettiği bu yılı, kendimce düşünüyorum, düşünüyorum.. Mantıklı bir tek izah buluyorum.. Olsa olsa yılda 5 kez attığım denizyosununa yoruyorum bu durumu.. http://www.drt.com.tr/blog/labels/proton.html http://www.drt.com.tr/BitkiBesleme.aspx?sayfa=organik Hasatta ortalama 20 gün erkencilik sağlayan bu denizyosunu, çiçeklenme döneminde de çevre zeytinliklerden 15-20 gün önce erkencilik ve meyve tutumu sağlamış olabilir. Bu tür konularda 2-3 günün bile büyük önemi var.. Denizyosununun bulabileceğim en ideal ve harika bir gübre olduğu inancım iyice kuvvetlendi bu yıl. Vazgeçilmez bir ürün.. Beni topraktan, çuval çuval gübre atma derdinden kurtardı.. Ha, bu arada, bilemiyorum; ''no till'' uygulamalarımın, fidanlığıma her yıl acıbakla, 2-3 çeşit fiğ, yonca, tirfil gibi kökleri azot nodülü üreten bitkileri saçmamın da etkisi olabilir mi diye de düşünmeden edemiyorum: http://www.agaclar.net/forum/daha-iy...cin/3575-2.htm Düzenleyen pria : 30-07-2014 saat 12:31 |
|
|
|
|
|
#26 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Oldum olası, hayatta en sevdiğim şey, okumak, araştırmak ve denemektir.. Sayın Meyvelitepe'nin blog yazıları da benim açımdan bu yüzden çok değerlidir.. Ara ara bir okurum, hatta tekrar okurum deneyimlerini.. Yalnız bir hususa kafam çok takılıyor.. Sayın Meyvelitepe diyor ki: ...Zeytine en çok zarar veren, geçen yıl Neemazal’a rağmen bizi de etkileyen esas zararlı zeytin sineği. Anlıyoruz ki, tüm dünyada zeytine en çok zarar, zeytin sineği tarafından veriliyor ve zehir kullanmadan baş etmesi de bir o kadar zor. Zeytin sineği kışı toprakta bir kaç santim derinlikte pupa olarak geçirdiğinden, yere dökülmüş zeytin bırakılmaması ve hasat sonrası toprağın yeterli derinlikte sürülerek, varsa pupaların toprağın derinliğine gömülmesi mücadelenin en etkili yöntemi olarak öneriliyor. Biz de öyle yapmıştık zaten. Yerde tek bir zeytin tanesi bile bırakmadık ve hasat sonrası bahçe en az 25 cm derinliğindeki pullukla sürüldü. http://blog.meyvelitepe.org/2009/04/...sil-yapmali-1/ Ben sayın Meyvelitepe'nin halâ zeytin bahçesini ''en az 20-25 santim derinlikte'' sürdürdüğüne devam edip etmediğini bilemiyorum ama ben 10-11 yıl fidanlığımı 15-20 santim derinlikte sürdürme hatasını yaptığımı, yüzeysel kökleri çatır çatır kesip yolduğumuzu ve zeytinlerin köklenmesini bozduğumu çok geç anladım ve 3 yıldan beri fidanlığa traktör sokmuyorum.. 3 yıldan beri de zeytinlerimde olağanüstü bir gelişim ve meyve artışı gözlemliyorum. Hani, belki, yeşil gübreleme, ot kontrolü için 5-10 santimlik diskaro veya çapa makinasıyla sürüm biraz daha mantıklı gelebilir bana ama 20-25 santim derinlikte sürümün yarardan ziyade fidanlığa zararı olur gibime geliyor.. Ne dersiniz sayın Meyvelitepe ? |
|
|
|
|
|
#27 |
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Tarım kütüphanesi Zeytin Yetiştiriciliği dökümanında zeytinliklerin kış aylarında 25 santim derinliğinde sürülmesi tavsiye ediliyor. Tagem Zeytin Entegre Mücadele Teknik Talimatında başta zeytin sineği olmak üzere bazı zararlıların toprataki pupalarının yok edilmesinde toprak işlemesini tavsiye ediyor. Alıntı yaptığınız yazımızda da; Zeytin sineği kışı toprakta bir kaç santim derinlikte pupa olarak geçirdiğinden, yere dökülmüş zeytin bırakılmaması ve hasat sonrası toprağın yeterli derinlikte sürülerek, varsa pupaların toprağın derinliğine gömülmesi mücadelenin en etkili yöntemi olarak öneriliyor. diyerek bu önerilerden söz ettik. Ancak 5 Nisan 2009 tarihli yazımızda esas olarak anlatılan, o gün için dünyada da çok yeni bir bilgi olan (yanlış hatırlamıyorsam final raporu 2010'da yayınlandı) ABD Sonoma bölgesinde yapılan üç yıllık saha deneyleri sonucunda zeytin sineği ile en etkin mücadelenin usulüne göre işlenmiş kaolin kaplaması ile yapıldığı bilgisini vermek idi. Şimdi yıl 2014, beş yıl geçmiş, ortadaki bilimsel raporlara ve bir çok deneyime rağmen Tagem'in dökümanlarında hala kaolin kaplamasının zeytin sineği mücadelesinde kullanılabilirliği ve etkinliği ile ilgili herhangi bir kayıt geçmiyor, ama zeytin sineği zararını engellemekte en başarılı yöntem kaolin kaplaması, üstelik de herhangi bir sentetik toksin kullanmadan. Zeytinlikte toprak işlemeye gelince, evet, önceki sene toprağı sürdürmemiştim. Yüzlerce fare deliği dolup, başka toprak zararlılarına ait belirtiler görünce geçtiğimiz kış yine 20-25 santim derinlikte sürdürdüm. Önceki yıl sürülmemiş olması sebebiyle bazı ağaçlarda köklerin yüzeye yaklaşmış olduğunu gördüm. Aynı durumu naşilerin dikili olduğu bölgede de görüyorum. Toprak işlenmediği takdirde kökler toprak yüzeyine çıkmaya çok meyilli oluyorlar. Herhalde kış ve bahar yağmurlarının üst tabakayı daha nemli tutması ve oksijen seviyesinin daha yüksek olmasının bir etkisi. Zeytinlikte toprak işleme yapılırken ağaç kütüklerinin dibine kütüğü merkez kabul ederseniz bir metre yarıçapın içine pek girilmemesi gerekir. Bizim buralardaki traktör sürücüleri bunu çok iyi biliyorlar ve pulluğu mükemmel idare ediyorlar. Tavsiye edilen önerilerdeki toprak işlemenin de kütüğün dibi olduğunu sanmam, daha çok zararlı larvası içeren tanelerin düştüğü tac altı ve sıra araları olsa gerek. |
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Sayın MeyveliTepe, ''En az 20-25 santim derinlikte sürmek'' bence çok derin sürümdür. Bakınız; benim sık sık tecrübelerinden yararlandığım ve telefon ettiğim Erdek eski İlçe Tarım Müdürü Ziraat Mühendisi Kuddusi Taner bey bu konuda neler yazmış blogunda: ''...Zeytinlikte toprak işlemenin amaçları tüm meyve bahçelerinde olanlarla aynıdır.Yabancı otlarla müacadele,toprağın havalanması,yangın tehlikesi ve hayvan otlatmanın önlenmesi...vb.Zeytinliklerde yanlış yapılan "derin sürümdür".Zeytin ağacının köküne dokunmamalıdır. Derin sürelimde saçak kökler kesilsin ana kökler derinlere doğru gitsin,susuzluk çekilmesin yaygın görüşü çok hatalı ve yanlıştır.Zeytinin köklerini kestinmi;verimden düşer,tekrar mahsüle yatmasıda zordur.Zeytinin kök yapısıda yüzeyseldir.Bu yapıyı derin sürerek değiştiremezsin ki. Erdek gibi toprak yapısı kumlu olan yerlerde "sürmek" hele hele, meyilin fazla olduğu yerlerde intihar etmek demektir.Hafif bünyeli toprak yapısına sahip yerlerde ;bilakis teras yapılmalı,veya enazından yalak yapılmalıdır.Amaç herzaman toprak muhafaza olmalıdır. "BİR İNSANA DÜŞMANLIK MI YAPACAKSIN; BAYIRDAKİ ZEYTİNLİĞİNİ DERİNCE SÜR". Erdek Tarım: ZEYTİNLİKLERDE TOPRAK İŞLEME VE OT İLACI Kısacası, herkesin apayrı görüşleri olabiliyor..Ülkemizde zaten yeterli tarımsal yerli kaynak olmadığı gibi hemen her konuda bir görüş birliği de yok maalesef.. Ben şahsen, hiç sürdürmemek, otları biçerek malçlama yapmanın yararına inanıyorum. Bu yöntemin en büyük sakıncası, yılan korkusu yaşayanlar için olabilir. 11 yıl en büyük hatam pullukla sürüm yaptırmak idi. Artık kabullenebileceğim tek şey, toprağı 5-10 santim karıştıracak şekilde diskaro veya çapa makinası kullanmaktır.Pulluk asla.. |
|
|
|
|
|
#29 |
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Toprağı işleyip işlememek farklı yöntemler, duruma,toprağın yapısına ve ihtiyaca göre de olumlu veya olumsuz olabilir. Toprağı hiç işlememek organik maddesi çok yüksek olmayan ve nisbeten killi yerlerde toprağın sıkışmasına, nisbeten derindeki köklerin oksijen alamamasına da sebep olur ve köklerin neredeyse toprak yüzeyine çıkmasının sebebi de büyük ihtimal budur. Pulluğun 40 santime kadar inebildiği düşünülürse 20-25 santim sıra araları ve köke çok yakın olmayan yerler için o kadar da derin sayılmaz, nitekim bu kış sürülürken tek bir ağaç dışında hiç köke rastlamadım. Üç yıl önce dekar başına 2,5 ton klinoptilolit, 1,5 ton leonardit verdiğimde bu malzemenin üst tabakaya olabildiğince homejen karışabilmesi için bir kaç yıl üst üste hem sürmek hem de çapalamak gerekiyor. Her sene ekilip biçilerek bahçede bırakılan örtü bitkilerinin organik maddeyi arttırması da nereden bakılırsa 5-6 senelik bir zaman gerektiriyor. Ne zaman ki organik madde %5-6 seviyesine gelir, o zaman toprak sıkışması ve havalanma problemi kendiliğinden çözülür. Her neyse, önceki mesajımda yazdığım gibi, alıntı yaptığınız yazıdaki mesele toprak işlemesi değil, yazıdan da anlaşılacağı üzere zeytin sineğine alternatif çare bulmaktı, gereken çare de bulundu. |
|
|
|
|
|
#30 |
|
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
|
Bazen düşünmeden edemiyorum.. Nasıl ki günümüzde doktorların çoğunluğu ve hastalar ilaç şirketlerinin gönüllü köleleri haline geldiyse, sanki aynı olay tarımsal mevzularda da göze çarpıyor.. Binbir ilaç, binbir madde var ortalıkta..Onu mu atsam, bunu mu kullansam yarışı içindeyiz adeta.. Örnek vereyim; Eskiden Pendik İstanbul zenginlerinin sayfiye alanıymış..İstanbul'da benim evin altında 5 dekar kadar alanda (sanıyorum trilye) 30 adet kadar 80-100 yaşlarında zeytin var..Her yıl aynen benim yaptığım gibi belediye gelip motorlu tırpanla otunu biçiyor, o kadar..Ne gübre veren var, ne organik ne de kimyasal ilaç falan atılmadığı halde, hemen her yıl zeytin yapıyorlar ..Hem de oldukça iri oluyorlar..10 yıldan beri izlerim onları, ne zeytin sineği gördüm, ne de vuruk zeytin..Eğer bu zeytinler Anadolu'nun ıssız bir köyünde olsa, al sana bal gibi organik zeytin.. Acaba diyorum, doğanın dengesini biraz da bizim aşırı ilgimiz ve meraklı oluşumuz mu bozuyor ? Onu attım, bunu verdim derken bir bakıyorsunuz, bitki afallıyor belki de.. Bu durum şuna da benziyor..Roman mahallelerinde nasıl ki çocuklar yalınayak, toz toprak içinde, doğal hayatın içinde yaşadıkları halde daha dirençli oluyor bağışılık kazanıyorsa, zengin, varlıklı veya tek çocuk sahibi pirpirikli insanların çocukları ise her türlü ihtimam gösterildiği halde çok çabuk hastalanıp, dirençsiz birey olarak büyüyorlar.. Bundan binlerce yıl önce, Akdeniz ülkelerinin hepsinde zeytin yetiştiriciliği varmış.. İlaç mı kullanmış, gübre mi kullanmış bu insanlar ? Toprağı mı sürmüşler ? Herşeye müdahale etmeye bayılıyoruz bizler..İlaç ve gübre sanayii beynimizi esir almış adeta..Belki de doğallığı sağlasak, doğa belki belli bir süre sonunda kendi kendine her türlü zararlıyı, olumsuzluğu kendi içinde yokedebilme olanağını da yaratacak.. Ama, biz doğayı rahat bırakmıyoruz gibi.. Doğayı deneme tahtasına çevirmişiz. |
|
|
|
![]() |
| Etiketler |
| ağaç, gübre, zeytin, zeytin gübreleme |
|
|