agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Meyve Ağaçları (Özel) > Zeytin
(https)




Beğeni Düzeni1194Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 12-04-2010, 23:38   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Burada İspanyol çeşitleri tartışılırken, tamda karşıma bir ispanya seyahati çıktı. Bol bol zeytin görmeyi umuyordum. Ancak Madrid sahilden 400-500 km içeride olduğu için bu şansım yokmuş gibi duruyor.
Ama bulunduğum semtte evlerin bahçeleinde ve yol kenarlarında bolca zeytin ağacı var. Ne zaman bizde de zeytin evlerin bahçelerine dikilir, işte o zaman zeytine gereken önem verilir diye düşünüyorum.
İşte resimler. Son ağaçta dallarda mantar var (açık kahverengi olanlar). Bu mantarı bir çok ağaçta gördüm. Ne olduğunu öğrenmeye çalışacağım.


Eklenti 135889
Sn. acemi, iyi tatiller _iş için gitmiş olsanız bile _ diliyorum. Birşeyleri paylaşacağınızı (yediğiniz içtiğiniz olursa daha iyi olur) biliyordum.

Son resimdeki hastalık mıdır? bende merak ettim.

İnsan katalanların tarafına yani Barselona' ya giderdi. Bodur zeytinler oradaymış.
Bu adamları dünya birincisi yapan nedir? Zeytin ağacıyla, meyvesi ve yağıyla nasıl bir yaşam biçimi oluşturmuş da İspanya denince aklımı düşüyor?

Sofralarında zeytini ve onun yağını nasıl tüketiyorlar? Küçük işletmeler nasıl çalışıyor? Nasıl pazarlıyorlar? Gerçekten bir çoğu sadece zeytincilikle mi geçiniyor? diye ben düşünüyor olsam bile siz aldırmayın.

İşinizde başarılar dilerim.
Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-04-2010, 14:25   #2
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
Dal knserine benziyor. Bir müddet sonra iletim yollarını kesecek ve dal kuru çalı görünümüne gelecek. Minicik de olsa dalda meydana gelen yaralanmalara virüsün yerleşmesi ile bu hale geliyor. Bulaşıcı diye biliyorum. Hoşçakalın.

Melih Bakırlıoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-04-2010, 23:33   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Melih Bakırlıoğlu Mesajı Göster
Dal knserine benziyor. Bir müddet sonra iletim yollarını kesecek ve dal kuru çalı görünümüne gelecek. Minicik de olsa dalda meydana gelen yaralanmalara virüsün yerleşmesi ile bu hale geliyor. Bulaşıcı diye biliyorum. Hoşçakalın.
Melih Bey,

Teşekkürler. Ne kadar zeytin hastalıkları hakkında okumuş olsakta, görmek ve yaşamak apayrı oluyor. Evet aşağıdaki resimdekilere benziyorlardı.

Not: Resim Antepfıstığı Araştırma Merkezi'nin Zeytin Yetiştiriciliği El Kitabı'ndan alıntıdır.

Name:  43.jpg
Views: 953
Size:  35.7 KB

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-04-2010, 22:50   #4
Ağaç Dostu
 
Zeytinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
Fotoğrafı görünce ben de dal kanseri olduğunu anladım. İnsanın yaşamına yakın olan zeytinlerde sık görüyorum.

İnsanoğlunun çevreye verdiği zararı zeytin kanser olarak gözümüze sokuyor.
Fotoğraflardaki ağaçlar da yerleşim yerlerinde. Eminim uzak bahçelerde yoktur.

Zeytinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-04-2010, 16:39   #5
Ağaç Dostu
 
fatmadundar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-08-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 567
Galeri: 82
kaolin kili

Ben bu başlıkları nasıl atlamışım. Meğer burada ne kadar faydalı paylaşımlar varmış.

Zeytinle ilgili yaptığınız bütün çalışmalar çok takdire değer. Özellikle kaolin kili ile alınan sonuç, kansere bulunan çare ile eşdeğer.

Bu kaolin kilinin böyle bir faydasının olması çok akla yatkın geliyor. Bu bahar çamurlu bir yağmur yağmıştı hatırlarsınız. Babam; bahçedeki badem ağacında böceklenme olduğunu, yaprakları kıvrıldığını, bu çamurlu yağmurdan sonra ağaçların böcekten temizlendiğini anlattı. Daha başkalarından da güllerdeki böceklerin temizlendiğini duydum. Biz eskiden tütün yetiştirirken de tütün kırarken böcekli tütünlerin üstüne yerden iki elimizle toprak alır, tütünün tepesinden aşağı dökerdik. Bunun bile çok faydası olurdu. Karpuzlar için Babam yol tozunu (çok ince olduğu için) çuvala koyar üzerlerinde silkelerdi.
Geçen yıl Babamın zeytinlerinin tamamı kurtlandığı için toplama zamanından önce yere döküldüler. Bu yüzden yağların asidi çok yüksek oldu. Doğru dürüst sofralık zeytin seçemediğimiz için de kahrolmuştuk.
Babam da ilaçlamalar, gübrelemeler yapıyor ama… Açıkçası ben neler uyguladığını bilmiyorum.
Bu sizlerin deneyimlerinizi babama aktaracağım. Umarım ilk uygulama için geç kalınmamıştır.
Değerli paylaşımlarınız için hepinize teşekkür ederim.


Düzenleyen fatmadundar : 17-04-2010 saat 16:45 Neden: yazı boyutu
fatmadundar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-04-2010, 17:19   #6
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Sn fatmadundar

size ve babaniza selamlarimi sunarim, uygulamada herhangi bir sorunuz olursa hazir oldugumuzu bildiririm.

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-04-2010, 18:12   #7
Ağaç Dostu
 
fatmadundar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-08-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 567
Galeri: 82
Teşekkür ederim Ayhan Bey.
Yardım edeceğinizi biliyorum. Sizler kaolin kilini nasıl temin ediyorsunuz? Bu yılın ilk uygulamasını henüz yapmadık galiba.

fatmadundar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-04-2010, 20:52   #8
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Sn fatmadundar selamlar

Kaolini www.orfeteknik.com.tr temin edebilirsiniz.

uygulama icin henuz erken, zeytinler sacma iriliginde oldugunda kullanacagiz

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-04-2010, 22:05   #9
Ağaç Dostu
 
fatmadundar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-08-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 567
Galeri: 82
Tamam buna sevindim. O zamana kadar ancak getirtebilirim. Hemen işe koyulmalı.
Kolay gelsin.

fatmadundar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-04-2010, 13:27   #10
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
Mastercop'u iki senedir kullanıyorum. Labicuper'i de bu yıl kullandım. Şeftalilerimi mastercop kurtarmıştı. Neticede bu preperatlar da bakırlı. Ne var ki, bakır oranları bir hayli düşük. Bakırın elde ediliş biçimi de değişik. Bir farkı, gerektiğinde yaprağa da atılabilir. Bunun için önemli.

Elmada karaleke için potasyum tuzları içeren organik bir ilaç öneriliyor.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-04-2010, 14:20   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Aslına bordo bulamacı hep tartışılıyor. Sn. Meyvelitepe ve Sn. Ayhan Bey'in bu konudaki tecrübeleri önemli.

Labicuber'i pek bilmiyorum. Ancak Mastercrop'u daha önce de araştırmıştım. Mastercrop ile normal bakır sülfatın formülleri pek farklı değil. Sadece üretim ortamlarının farklılığından belki içerdikleri diğer metallerin oranları (binde seviyelerde) farklı olabilir. Mastercrop için 65,82 g/l Bakıra eşdeğer Bakır Sulfat Pentahidrat diyor. Benim bildiğim Pentahidrat 5 tane su molekülü bağlı olduğu anlamına geliyor. Normal göztaşının formülü de CuSO45H2O şeklinde. 5H2O, 5 su molekülü içeriyor anlamına geliyor. Yani ikisi birbirinden farklı değil. Böyle olunca da ben daha ucuz olan göztaşını seçmiştim.

Bakır sülfata en fazla karşı çıkılmasının nedeni topraktan yok olmasının yıllar alması ve suda çözünerek akarsulara ve göllere karışması. Akarsu ve göllere karıştığında 1mg/litre si bile sulardaki yararlı bakteriler, algler ve balıklar için öldürücü olabiliyor.

Ayrıca ilaçlama yapan kişilerde akciğer kanserinde artışa neden olduğu söyleniyor, ancak veriler yeterli değilmiş.

Bu durumda aslında kanser hastası için nasıl kemoterapi öneriliyorsa bitkiler içinde başka çare yoksa bakır sülfat kullanılabilir. Ki kemoterapi sağlıklı hücreleri de öldüren bir yöntemdir. Eğer kansere alternatif bir yol bulunabiliyorsa nasıl kemoterapiye karşı çıkmak gerekirse, bakır sülfata alternatif yöntemlerde buldukça bakır sülfattan vazgeçmeliyiz.

Bu durumda dal kanseri ve çeşitli mantar hastalıklarına alternatif yollar bulmalıyız. Bakırı bitkinin ihtiyacı olan iz element oranları dışında hiç kullanmamalıyız. Ancak alternatif bulana kadar başka çare yok gibi duruyor.


Düzenleyen acemi_caylak : 03-05-2010 saat 17:38
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-04-2010, 10:19   #12
Ağaç Dostu
 
syıldıran's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-03-2008
Şehir: Aydın
Mesajlar: 208
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Aslına bordo bulamacı hep tartışılıyor. Sn. Meyvelitepe ve Sn. Ayhan Bey'in bu konudaki tecrübeleri önemli.

Labicuber'i pek bilmiyorum. Ancak Mastercrop'u daha önce de araştırmıştım. Mastercrop ile normal bakır sülfatın formülleri pek farklı değil. Sadece üretim ortamlarının farklılığından belki içerdikleri diğer metallerin oranları (binde seviyelerde) farklı olabilir. Mastercrop için 65,82 g/l Bakıra eşdeğer Bakır Sulfat Pentahidrat diyor. Benim bildiğim Pentahidrat 5 tane su molekülü bağlı olduğu anlamına geliyor. Normal göztaşının formülü de CuSO45H2O şeklinde. 5H2O, 5 su molekülü içeriyor analmına geliyor. Yani ikisi birbirinden farklı değil. Böyle olunca da ben daha ucuz olan göztaşını seçmiştim.

Bakır sülfata en fazla karşı çıkılmasının nedeni topraktan yok olmasının yıllar alması ve suda çözünerek akarsulara ve göllere karışması. Akarsu ve göllere karıştığında 1mg/litre si bile sulardaki yararlı bakteriler, algler ve balıklar için öldürücü olabiliyor.

Ayrıca ilaçlama yapan kişilerde akciğer kanserinde artışa neden olduğu söyleniyor, ancak veriler yeterli değilmiş.

Bu durumda aslında kanser hastası için nasıl kemoterapi öneriliyorsa bitkiler içinde başka çare yoksa bakır sülfat kullanılabilir. Ki kemoterapi sağlıklı hücreleri de öldüren bir yöntemdir. Eğer kansere alternatif bir yol bulunabiliyorsa nasıl kemoterapiye karşı çıkmak gerekirse, bakır sülfata alternatif yöntemlerde buldukça bakır sülfattan vazgeçmeliyiz.

Bu durumda dal kanseri ve çeşitli mantar hastalıklarına alternatif yollar bulmalıyız. Bakırı bitkinin ihtiyacı olan iz element oranları dışında hiç kullanmamalıyız. Ancak alternatif bulana kadar başka çare yok gibi duruyor.
Sn. acemi çaylak ,
Merhaba . Göztaşı (Bakır sülfat) konusunda sizinle benzer düşünüyorum. Bordo bulamacını gerekiyorsa kullanıyorum. Benimde kendi çapımda yaptığım araştırmalar sonucu bulduğum , Hektaş. ürünü mikronize sıvı Bakır Hidroksit ihtiva eden Champ Formula FL. adlı ilacı var. Diğer bakırlı preparatlar gibi yüksek konsantrasyonda kullanılmıyor. 250 cc/100 lt. oranında kullanmak yeterli oluyor. Suda dağılımı da çok iyi , çökelme de yapmıyor. Saygı ve selamlar . .

syıldıran Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2010, 22:11   #13
Yeni Üye
 
cumaöğretmen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2009
Şehir: Bornova
Mesajlar: 16
Galeri: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Aslına bordo bulamacı hep tartışılıyor. Sn. Meyvelitepe ve Sn. Ayhan Bey'in bu konudaki tecrübeleri önemli.
Bakır sülfata en fazla karşı çıkılmasının nedeni topraktan yok olmasının yıllar alması ve suda çözünerek akarsulara ve göllere karışması. Akarsu ve göllere karıştığında 1mg/litre si bile sulardaki yararlı bakteriler, algler ve balıklar için öldürücü olabiliyor.
Ayrıca ilaçlama yapan kişilerde akciğer kanserinde artışa neden olduğu söyleniyor, ancak veriler yeterli değilmiş.
Bu durumda dal kanseri ve çeşitli mantar hastalıklarına alternatif yollar bulmalıyız. Bakırı bitkinin ihtiyacı olan iz element oranları dışında hiç kullanmamalıyız. Ancak alternatif bulana kadar başka çare yok gibi duruyor.
Arkadaşlar, kaynatılmış Eşek Isırsanı suyunun yapraktan verilmesinin balsıra ve benzeri mantari hastalıklara karşı iyi geldiğini ben de duymuştum. Bu yıl denemekte kararlıydım, ancak bazı nedenlerden dolayı uygulayamadım. Bu yöntemin bakırlı ilaç ve kükürt uygulamasını azaltacağını düşünüyorum.
Saygılar.

cumaöğretmen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-04-2010, 13:48   #14
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Biraz daha netleştirmek açısından organik tarım yönetmeliğinden bazı bölümleri buraya alıyorum.

Organik tarımda geleneksel olarak kullanılan maddeler özet olarak aşağıdaki gibi.
  1. Mantari hastalıklardan korunmak için 3 kg Cu/da dozunu geçmeyecek şekilde Bakır hidroksit, Bakır oksiklorür, (tribazik) bakır sülfat ve bakır oksit Bakır hidroksit, Bakır oksiklorür, (tribazik) bakır sülfat, bakır oksit, bakır oktanoate,
  2. Muz, kivi ve Trabzon hurması olgunlaşmasının sağlanması, ananasların çiçek indüksiyonu için etilen,
  3. Böcek öldürücü olarak Arap sabunu (potasyum sabunu),
  4. Muzların olgunlaşmasının geciktirilmesinde potasyum alum (kalinite),
  5. Böcek öldürücü, kırmızı örümcek öldürücü ve mantari hastalıklarla mücadelede kireç-kükürt (kalsiyum polisülfit),
  6. Sadece meyve ağaçları, asmalar, zeytin ağaçları ve muz gibi tropik ürünlerde böcek öldürücü ve kırmızı örümcek öldürücü olarak, Parafin yağları,
  7. Sadece meyve ağaçları, zeytin ağaçları ve asmalarda mantari hastalıklara karşı ve bakteri öldürücü olarak potasyum permanganat,
  8. Zararlıları uzaklaştırıcı olarak kuvars kumu,
  9. Mantari hastalıklara karşı, kırmızı örümcek öldürücü ve zararlı uzaklaştırıcı olarak kükürt,
  10. Mantari hastalıklar ve fidanlıklar da dahil olmak üzere sadece meyve ağaçlarında Nectria galligena’yı kontrol altında tutmak için kalsiyum hidroksit kullanılır.

Mantari hastalıkları önleyici (Fungusit) olarak aşağıdaki bakır bileşikleri belirtilen koşullarda kullanılabiliyor.

Kullanım Koşulları:
-Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kullanımına onay verilmelidir.
-31 Aralık 2005 tarihine kadar, maksimum 8 kg saf bakır/ha/yıl,
1 Ocak 2006 tarihinden itibaren maksimum 6 kg saf bakır/ha/yıl kullanılır.
-Ülkede bitki koruma ürünleri ile ilgili yasal mevzuatta bakır kullanımına ilişkin sınırlamalar mevcut ise izin verilen limitler dahilinde kullanılır.

-Yukarıda belirtilen miktarlardan farklı olarak, çok yıllık bitkiler için kullanılabilecek en fazla bakır miktarı aşağıdaki gibidir:

-31 Aralık 2006 tarihinden itibaren 4 yıl geriye gidildiğinde kullanılacak toplam bakır miktarı 38 kg. saf bakır /ha’ı aşamaz.
-1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere her yıl için önceki dört yıl dikkate alınarak kullanılacak toplam maksimum saf bakır miktarı 2007 yılı dahil 36kg/ha, 2008 yılı dahil 34 kg/ha, 2009 yılı dahil 32 kg/ha, 2010 yılı ve takip eden yıllarda 30 kg/ha miktarını aşamaz.


Düzenleyen acemi_caylak : 25-04-2010 saat 00:49
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-04-2010, 16:52   #15
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-04-2010
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 3
Edremit bölgesinde 400 zeytin ağacı takriben olan bir yer alıp geçimimi sağlamak istiyorum tavsiyelerinizi yazarsanız sevinirim. Böyle biryerin fiatı ne kadardır.

icabikanbur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-04-2010, 18:30   #16
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-04-2010
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 3
Teşekkürler

Arkadaşlar ben şehir hayatında yaşamımı sürdürüyorum.Fakat doğa,yı çok seviyorum ALLAH nasip ederse zetinlik almayı düşünüyorum .Ağaçlarla ilgili bilgilerinizi paylaştığınız için çok TEŞEKKÜR ederim.Sizlerin sayesinde bayağı bilgi sahibi oldum.

icabikanbur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-04-2010, 01:51   #17
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Kesmiş olduğum zeytin ağaçlarının köklerini yararken ilginç bir kaç durumla karşılaştım ve fotoğraflamak istedim, bilgilenme açısından yararlı olacağını düşünerek resimlerini çektim, ilgimi çeken yumru kökün içinden oluşan kök ve bu kökü takip ettiğimde gövdeden çıkan iki üç yıllık bir dalın kökü olduğunu gördüm, yani sonradan oluşan bir dalın köküde apayrı bir kök. Tüm ağaçlarda da bu böylemidir bilmiyorum.
Name:  Fotoğraf-0001.jpg
Views: 8229
Size:  75.1 KB

Name:  Fotoğraf-0003.jpg
Views: 9230
Size:  71.4 KB

Name:  Fotoğraf-0004.jpg
Views: 3616
Size:  72.8 KB

Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-04-2010, 00:25   #18
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
İşte bunun için 'ölmez ağaç' ya da 'Hayat ağaçı' demişler ya...

Akdeniz efsanelerine göre, Adem 930 yaşındayken öleceğini hisseder. Havva ile cennetten yeryüzüne kovulur ve Tanrı'dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir.

Oğlu Şit' i cennet bahcesine gönderir.

Şit Bahcenin bekcisi Melek'ten duası üzerine İyi_Kötü Ağacı'ndan üç tohum alır. Melek ''baban ölünce bunları ağzına koy'' der.

Adem ölür ve Tabor Dağı' nın yanındaki Hebron Vadisine gömülür.

Adem'in ağzından üç ağaç filiz verir. Akdeniz' in simgesi üç ağaç.
Zeytin, sedir ve servi.

Sayılar.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-04-2010, 14:28   #19
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
Zeytin ağacının her ana dalının kokü ayrıdır.

Melih Bakırlıoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-04-2010, 11:07   #20
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Sn. Meyvelitepe,

Orfe Teknik'ten Turhan Bey, Kaolin kilinin çiçeklenmeden önce de uygulanabileceğini, böylelikle çiçek dökülme oranının azaldığını söyledi. Mersin civarında bu tür denemeleri olmuş ve başarılı olmuşlar. Sizin bu konuda denemeleriniz oldu mu?

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-04-2010, 13:36   #21
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
Hayır olmadı. Turhan bey ile geçen yıl bu konuyu tartıştığımda tozlaşmada negatif bir etkisi olup olmayacağı hakkında net bir bilgi yoktu. Yurt dışı kaynaklarda da özel olarak böyle bir şeye rastlamadım. Bu yüzden ağaçlarda meyve tutumu sonrasını daha garanti görüyorum.

Öte yandan geçen yaz sebzelerle uyguladığımda herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşmadım.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-04-2010, 16:42   #22
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Kaolinin, ciçellenmeden önce uygulanması konusundaki şahsi görüşüm,

-Yagmur mevsımı devam ediyor uygulanan kaolin uzun süreli olmayabilir

-Ciceklerin tozlaşmasını etkileyebilir, ciceklerinde bir kısmının dökülmesi gerekir hepsi tutsa agac kırılır.

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-04-2010, 17:58   #23
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Sn icabikanbur selamlar

zeytinbahcesi alma fikri cok güzel tebrikler, Edremit civarında fiyatların, bulundugu
yere göre cok degiştigini biliyorum, yazlıklara yaklaştıkca fiyatlar anormal artıyor

Size bir gelir getirecektir, nekadar olacagı agacların verim ve saglık durumları, sizin işleyip, işlememenizle yakından alakalı

Umarım alacagınız yerde zararlılarla dogal mücadele ve yetiştiricilik yaparsınız

saygılarımla

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-04-2010, 12:08   #24
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 29-04-2010
Şehir: manisa
Mesajlar: 1
merhabalar sitenin yeni üyesiyim
ege bölgesinde manisa ilinde 5 dönümlük bir arazide zeytincilik yapmak istiyorum. zeytinciliği tercih etmemin nedeni çok fazla bir masrafı olmaması. bunun dışında herhangi bir bilgim yok. ve zeytinin hiç elde kalmadan satılabildiği.

küçük bahçemde 15 adet zeytinim var ama cinslerini bilmiyorum. yılda 150 kg zeytin veriyorlar yaşları değişiyor. en yaşlısı 5 yıllık sanırım.

z<eytin çeşitleri içerisinde de en verimlilerin ayvalık ve bodur zeytin olarak anılan ARBEQUINA I-18 olduğunu biliyorum.

yazılanların çoğunu okudum. ve zeytincilikde oldukça tecrübeli olan kişilerin olduğunu gördüm.

düşündüğüm şekilde bir zeytin bahçesi oluşturmak fizibıl mı dır?
görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

azimli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-04-2010, 23:58   #25
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 10-10-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 35
Para kazanmak için 40-50 dönüm altı fizibl değil maalesef.
Hobi bahçeciliği olur anca o dediğiniz miktarda zeytinlik.

qba1976 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-05-2010, 12:19   #26
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-04-2010
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 3
sn AğaçDostu aleykümselam

Vermiş olduğun bilğiler için teşekkür ederim zaten almak istediğim yer insanlardan uzak olması insanlara yakın yerdeki ağaç,lara MİKROP hastalık bulaşıyor diye duydum.Beni cesaretlendirdiğin içinde teşekkür ederim.saygılar.

icabikanbur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-05-2010, 18:31   #27
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 05-05-2010
Şehir: New York
Mesajlar: 1
Zeytin ağacını almak mı yoksa dikmek mi daha hesaplı bir yatırımdır?

Babadan kalma 70-80 donumluk bir zeytinligim var Ayvalik'da. Yurt disinda yasadigimdan dolayi, yillardir kiraya veriyordum. Gelen gelir dusuk oldugu icin satmayi dusunuyorum. Ama ne yazikki anladagim kadariyla, yillardan beridir agac sayimizda azalma olmus, ve toplam sayi su an 675 civarindaki buda yanlis bimiyorsam donum basina dusen agac sayisi ortalamasinin altinda. Amacim bu zeytinligi elden cikarmak, ama once mumkunse agac sayisini artirmak ve oyle satmak. Cunku bu buyuklukte bir araziden alabilecegim potensiyel rakamin altinda bir fiyat alacagimi dusunuyorum agac sayisi eksikliginden dolayi. Bu konuda karar vermeden once, kafamdaki sorulari silzere sorayim istedim.
1- Gunumuzdeki verimli 100 yillik ve uzeri agac satis rakami avaraj olarak nedir Ayvalik civarinda?
2- Eger simdi degilde daha cok agac diktikten sonra satarsam daha mi mantik li olur? Eger dikip, bakip, verimli bir duruma gelmelerini beklersem, yapmis olacagim masraflar cikinca elde edebilecegim satis geliri sizce su anda satmakdan daha mi karli olur.

Eger bana bu konuda yardimci olabilirseniz cok memnun olurum.

zerdust Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-05-2010, 14:30   #28
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 08-05-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1
zeytin fidanı dikimi

arkadaşlar ben 1,5 yıl önce 3000 adet gemlik çeşidi zeytin fidanı diktim. dikmeden önce fidan yalaklarını 80 Cm derinlik olacak şekilde kepçe yardımı ile oluşturdum. 5-6 gün sonrada dikimi yaparak can sularını verdim. yılda 2 defa gübreleme ve diplerini çapalatma işlemi yapıyorum. ayrıca yılda iki kez çapraz sürme işlemi yapmaktayım. fidanlar çok iyi gelişti . 2011 yılında ürün almaya başlayacağımı tahmin ediyorum. aynı yıl 500 kadar fidanı ise kürek yardımı ile yeri kazarak diktim. aynı işlemleri uygulamama rağmen onda bir fidan fire verdi. hiçbir şekilde de diğer gruba yetişemedi. yılda (yazları ) 4 kez sulama yapmakta vede ilaçlamalarını muntazaman yapmaktayım.
yeni dikm yapacak arkadaşların fidan çukurlarını mutlaka kepçe ile açmalarını kürekle **** delme makineleri ile açmamalarını öneririm. fidan yalağının sıkışık olması fidanın kök atmasını ve gelişmesini önlediği gibi suya olan ihtiyacını arttırıyor.
saygılarımla

faruk kara Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-05-2010, 14:47   #29
Ağaç Dostu.
 
bahtiyar02's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-09-2006
Şehir: ADIYAMAN
Mesajlar: 2,460
Galeri: 3
Sevgili faruk kara Öncelikle aramıza hoşgeldiniz;
Forum'a göz atın derim.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2892

bahtiyar02 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2010, 08:52   #30
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Sn zerdust

Bu bölümde size, ne yaparsanız zeytin bahcenizi nasıl daha iyi satacagınız konusunda ben dahil pek kimseden yardım gelecegini zannetmiyorum.
Eger kendiniz samimi bir şekilde yetiştirir, yardım isterseniz gelecek olan yardımlara şaşırırsınız.
Yok eger ugraşamıyorum, vaktim yok derseniz, mevcut haliyle, kıymetini bilen birine satıp, bu bölümüde kendisine tavsıye ederseniz bence en iyisini yapmış olursunuz.

saygılarımla


Düzenleyen Zeytinlibahçe : 09-05-2010 saat 10:15 Neden: ek
Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
ağaç, gübre, zeytin, zeytin gübreleme

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:39.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025