![]() |
Sayin Meyvelitepe, "Neden Bonzai?"(Neden BONSAI?) diye baslik acip, dusunduklerinizi hissettiklerinizi yazmissiniz.
Asagidaki link benzer tartismalarin yapildigi bir yer. Okuduktan sonra umarim Neden bonsai? sorunuza yanit bulursunuz. Iyi gunler. http://www.agaclar.net/forum/showthr...p?t=542&page=3 |
Hayvanlarla bitkiler arasında karşılaştırma yapmak yanlış. hayvanlar çevresindekileri hissedip duygusal tepki veren canlılar. Bitkilere ne yaparsak yapalım, ve de onlar nasıl cevap verirse versin, olan bitenden haberlerinin olmasını sağlayan bir bilince sahip değiller. Bu nedenle bonsai ve diğer bahçe sanatlarının ahlaki ve vicdani bir sakıncası olmadığı bir gerçek.
|
Sayın karaselvi3 telleme hakkında ben de sizin düşüncenize yakın bir örnek buldum. Diş teli kullanıyorum. İlk takıldıkları zaman ağzımın içini yara yapmışlardı yani acı çekmiştim baya. Sadece ilk takıldığı zamanda değil tellere ilave takılan lastikler çene ağrısı bile yapıyor zaman zaman.
Bu örneği niye verdiğimi düşünüyorsanız hemen cevaplıyayım: Bu konuda bitkilerle en rahat empatiyi ben kurabilirim. :p Tellerden duyduğum acıdan bahsettim, çünkü benim acı algılayıcı sinir sistemim var...(1) Acıya katlanıyorum çünkü sonuç güzel olacak...(2) Tel takmasaydım, sadece 2 dişim yamuk olacaktı...(3) Bitkilerin kanıtlanmış sinir sistemleri, acı algılayıcıları yok...(1) Telleme bitkiye şekil vermek için yapılır. Bu normal ağaçlara da yapılır [ parklarda ki ağaçlara dikkat edin, ben gördüm.Dalları telle sarmıyorlar ama telle bir yere bağlıyorlar.]...(2) Bonsai ye bunu uygulamazsak görsel bir fark olacak...(3) Şunu da belirtmeliyim ki bitkilere algısız varlıklarmış gibi bakamayız. İnsanlar enerjileriyle cansız varlıkları etkiliyorlar. Bence; canlı ve enerjiye sahip bir bitki hem etkilenir hem de bizi etkiliyebilir. Bu işi geliştiren Japonlar ki doğaya çok duyarlı insanlar. Bu yüzden bence bonsai ağaca acı çektirmiyor. Çektirse yapmazlarmış gibi geliyor bana. Yine de tatmin olmayan arkadaşlar: Babam da bonsaiye sıcak bakmıyor. Ona göre ağaç doğada olur, meyve verir, gölgesinde dinlenilir. O ağaç dikmeye devam edecek, ben de babama yardım etmeye. Aldığım bonsaiye çok iyi bakmaya çalışacağım, hazır bir bonsai, yeri gelince budayacağım, telleyeceğim de. Bonsaiye karşı olanlar sanat karşıtı olmadığı gibi bonsaiseverler de cani insanlar değil. Şunu da eklemek isterim ki: Doğa hiç birimizin oyun alanı değil. Bonsai de oyuncak değil. Belki kızacaksınız ama; özgülüklerine düşkün hayvanları nasıl evcilleştirmişsek bence bonsai de bitki evcilleştirmesi oluyor bir yerde. |
aklıma takılan bir soru etik ile ilgili.
arkadaslar bende aslında hemen herkes gibi kendimi bitki dunyasına attım ve kacınılmaz olarak bonsai ile karsılastım. cok ilgi cekici ve bana hitap ediyor gibi bu sanat (suan ultra acemi olmama ragmen).
Aklıma takılan bir konuyu sizinle paylaşmak istedim bu işle ilgili üstadların fikirlerini ogrenmek istiyorum. Konu vede soru şu; bonsai etik mi? yani bir bitki buyumeye cogalmaya programlıdır. şartları yerindeyse yeni dallar yeni kokler yeni yapraklar verir, bu bir canlı olarak en dogal hakkı olmalıdır diye dusunuyorum.Bonsaide bitkiyi minicik bir hacime hapis etmiş olmuyormuyuz? ustelik öldürme riskine girerek? sürekli dallarını ve köklerini budayarak o bitkiyi mutlu mu ediyoruz gercekten? yoksa kendi zevkimiz icin o bitkiyi dar kalıplara mı sokuyoruz? bonsai ye baslamadan once (ki bu buyuk ihtimalle hazır bir bonsai ile olacak) bu sorunun kafamda netleşmesini istiyorum aslında. degerli fikir ve dusuncelerinizi bekliyroum arkadaslar. |
Bu konuya daha geniş bir çerçeveden bakılabilir. Yediğimiz bütün bitkisel ürünler bonsaicilerin ağaçlarında kullandığı teknikler kullanılarak biçimlendiriliyor. Ağaçlar budanıyor dalları şekillnediriliyor. Sebzeler belirli biçimde büyümesi için düzenleniyor.
Bonsaide tarımsal üretim teknilerinden farklı çok fazla uygulama yok. Bonsaiye ilham veren doğadaki örneklere bakarsak, doğal nedenlerle büyüyemeyen ağaçlarla sıkça karşılaşırız. Bu bakımdan bonsai doğanın saksıdaki taklidinden başka bir şey değil. Üstelik, bonsaici başka saksıdaki herhangi bir bitkiden çok daha fazla özenlidir ağacı için. Aksi olsa ağacın hemen tepki vermesinden anlayabilirdik. Bitki en ufak bir"mutsuzluk"da büyümesini durdurur. Bonsaide bunu görüyorsanız haklısınız. Bir meyve bahçesine dikilen fidanların da tümünün yaşayacağı garantisi yoktur. Bonsainin saksıda yetiştirilen herhangi bir bitkiden bu bakımdan çok farkı yoktur. |
Değerli arkadaşım Jokerkan,
Bonsai ye başlamayı düşünmüşsünüz ama başlamadan önce de kafanızdaki bazı soru işaretlerinin aydınlanmasını istemişsiniz. Aslında o soru işaretlerinin içine kendi kendini sokmuşsunuz. Bonsaiye, gerçek bonsai felsefesiyle, maksatlarıyla ve inancıyla başladıktan sonra bu soru işaretleri zaten olmayacaktır. Anlık ya da günlük heveslerle, tesadüf beğenilerle bonsai konusuna dalıvermek yakın zamanda zaten ağaçlar kadar o kişiye de mutsuzluk, sıkıntı vermeye başlar. Bu evimize bir kedi ya da köpek almaya karar vermek gibi birşeydir. Alınacak sadece bir hayvan değil, ihtiyaçlarıyla, sağlığıyla, eğitimiyle, sevgisiyle bir aile bireyi almaktır. Bu sebeple zaman, maddiyat, uygun ortam, ilgi gibi birçok yönden iyice düşünüp karar verip ondan sonra alınmalıdır. İşte bonsai de bunun gibi düşünülmelidir. Bonsaiyi minicik bir hacime hapsetmek olarak görerek çekinmek yerine, ne istediğine çok emin olup karar vermeden başlayıp, bir süre sonra bıkıp o bonsai ağacını ölüme ve bakımsızlığa terketmekten çekinilmelidir. Dikkat ederseniz bonsailer küçük hacimlerde de olsa çok sağlıklı ve titizlikle bakılmaktadırlar. Doğadaki cinslerinden çok daha iyi şartlarda (toprak, hava, sağlık konularında) yaşatılmaktadırlar. Aynı zaman da bir eğitimden de geçmektedirler. Dal budama, gövde ve kök budama, şekillendirme vs. hepsi doğada olanlarda da mevcut. Doğadakiler soru işaretiyken bonsailerin köklerinde kocaman kurtlar, solucanlar vs. olmasına asla izin vermeyiz değil mi? Aslında bence konuya şöyle bakmalıyız. Bonsailer seçilmiş, farklı ve de kültürel ağaçlardır. Kültürel canlılarda, o canlıların doğal ortamlarıyla karşılaştırma yapmak çok da gerçekçi ve mantıklı olmaz. Akvaryum balıklarının bir çoğu aslında tropikal ortamlarda, farklı coğrafyalarda yaşıyan balıklar olduğunu, evlerimizdeki muhabbet kuşlarının, kanaryaların ya da papağanların da yine böyle olduğunu biliyoruz. Bu canlılar da kültürel canlılardır. Bunlarda da mevcut evimizdeki ortamlarla doğal ortamları kıyaslanamaz. Hatta bunlar yapay ortamlarda daha çok ve sağlıklı çoğalıp gelişmektedirler. İşte bonsailer de böyle. Eğer olması gerektiği şartları veriyorsak ve gerçekten bonsai mantığına uygun bakıyorsak bu ağaçlar da son derece mutlu bir ömür geçiriyor. Budanmak, kesilmek, kırılmak ve hatta donup ölmek, susuzluktan ölmek doğal ortamda da mevcut birer gerçek. Doğmanın, çoğalmanın olduğu yerde ölmek de son derece normal. Yeter ki biz yapmamız gerekeni gerçekten yapalım, bonsaimizin hakkını verelim, ona ilgimizi verelim görücez ki o da yaprak ve çiçek açıcak, yeni sürgünler dallar verecek. Bu da onun sorunsuz ve mutlu olduğunu gösterecek. Her bonsaisever mutlaka bir doğasever ve ağaçseverdir. Hiç birimiz onlara eziyet etmek, işkence yapmak ya da mutsuz etmek istemeyiz. İşte bu sebeple " hiçbirşey gibi bonsai de karşıdan görünüldüğü kadar" kolay değildir. Sizin bonsaiye başlamadan önce ağaçları mutsuz etmekten sakınmanızı bir ağaçsever olarak taktir ediyorum. Ancak konuya ve amaca böyle bakarsak, doğru başlayıp doğru ilerlersek, bonsaiye dalıvermek için daha birçok sebep var bunları da görmüş oluruz. Ağaçları bu kadar düşünüp sevdiğinize göre, eğer yer ve şartlarınız uygunsa bonsaiye hemen başlamanızı diliyorum. Eminim ki bu sevgi ile birleştireceğiniz, burada ki hepimize yardımcı olmaya gayret eden üstadların bilgi ve tecrübesi ışığında çok güzel bonsailer yetiştireceksiniz. Yeter ki kararınızı verin. Kararınızı verdikten sonra yanlış yapmaktan değil, yanlış kararı vermekten korkun. Saygı ve sevgilerimle... |
Ben sırık domatesi bile sardırırken, ip keser diye çarşfalarımı yırtıp bez yapmaya çalışırken, asla bir dala tel saramam.
Ağaçlarin budanması ile bu aynı şeymidir, bilenler cevap verir. Hediye bir bonsaim vardı, alıp bahceye diktim. Bakalım akıbeti ne olacak. |
Bu durumda giydiğiniz ayakabılar konusunu da düşünmeniz gerekiyor. Malum kesilen hayvanların derileri yüzülüyor bu iş için.
|
Ben, yılan derisi ayakkabı giymiyorum.
Saygılarımla |
''...Doğadakiler soru işaretiyken bonsailerin köklerinde kocaman kurtlar, solucanlar vs. olmasına asla izin vermeyiz değil mi? '' Bildiğim kadarıyla solucanlar zararlı değildir.
|
Evet memet bey çok haklı. Tavuk balık yememeliyiz, arıların o kadar uğraşıp emek verdiği balları tüketmemeliyiz. Hele yumurta... yazık değil mi bırakalım her biri civciv olup çıksın. Hunharca kaynatıp ya da kızgın yağa boşaltıp öldürmeyelim...
Ayrıca bilmediğim için soruyorum; domates fidanları budanmıyor mu? hiç biri ölmüyor mu? yani her fidan garantili mi? Sitede birçok defa arkadaşların yazılarında şöyle cümlelerle karşılaştım. " işyerimin önünde kazı vardı dozerden son anda kurtardım" , " yanımızdaki arsa kazılıyordu şu ağacı oradan kurtardım" , "yoldaki ağaçlar budanmış birçok çelik aldım bunları yeşertip bonsai olarak büyütecem", " arkadaşın çiçeklerinden dallar aldım bonsai yapıcam" vs. vs.. İşte bunlar da bonsainin can verdiği örnekler arkadaşlar.... |
Alıntı:
|
Pardon
Alıntı:
umarım bu hali düzgündür.. Saygılar... |
ilginç bir soru
Alıntı:
Hayır arkadaşım, öyle de olmuyor zaten. Her kurtarılan ağaç maalesef ki olmuyor , olamaz da. Peki insanlar yemeyecekleri yahut çıkarları olmayan bitkiler ve canlıları çoğaltıp , yetiştirmeye ne zaman başlarlar sizce? :cool::cool: |
Alıntı:
|
Alıntı:
Tespitiniz için kutluyorum sayın şehnaz. Avatarınızdaki ya da evlerimizdeki saksıdaki çiçekler de aynı bonsailer gibi kısıtlanmış, sınırlandırılmış, yönlendirilmiş değilmidir? Doğasından alıkonan herşey aynı değilmidir? 2 litrelik saksıda yarım yamalak çiçek yetiştirmek ile bonsai saksısında son derece titizlikle, çocuk büyütür gibi ağaç büyütmek bence aynı kefeye konulmamalı. Bu, bu kadar basit olmamalı. Bunu böyle düşünen ve kabul eden arkadaşların böyle bir sitede bu kadar çok yazı takip ettiklerine, ortak konu bulabildiklerine inanamıyorum. Saygılarımla... |
neden kimse konuya şu gözle bakmıyor..bugün özellikle büyük şehirlerde ağaçlarla ilgilenebilmek çok zor. ama bonsai sayesinde isteyen herkes evinde kendi korusunu yaşatabilir.
|
Alıntı:
Bence burada bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmak gibi ülkemizin günümüz insanında yaygın ve kronik bir sorun olduğu ortada. Ayakabı benzetmesi de çok manidar. Malum, kağıdı da aynı uygarlık bulmuştu. Ağaçların katledilmesine neden olduğu için kağıt kullanımı konusunda da buna benzer fikirleriniz olduğunu düşünmelimiyim acaba. Bu nedenle kütüpanelere de karşımısınız? bir sürü katledilmiş ağaçtan üretilmiş kitap istiflenmiş duruyor. oralarda. Kapı ve pencerelerinizin ağaç olması da ayrı bir karmaşık durum tabi. Bence önce bir şeye "bence öyledir o yüzden de karşıyım ben" demeden bir ne olduğunu öğrenmek gerekir. İşkence gördüğü için daha iyi gelişecek bir canlı sizce ne derece gerçekçilikle bağdaşır. Bilmediğiniz bir konuda yapılan uygulamaların doğru olmadığı fikrine nasıl ulaştığınzı da öğrenmeyi isterim. Doğal durumda olması için çocuklarınızı eğitim vermekten uzak tutma gibi bir fikriniz var mı? yoksa onların ileride bir meslek sahibi olması için bazı eğitimleri almaları gereğini zorunlu görüyor olabilir misiniz? |
Alıntı:
|
Bonsai tartışırken, kendimi balıklarda buldum birden.:))
|
Herkes istediğini yapmak da özgürdür. Kimse kimseyi karpuz yetiştiriyor, menekşe yetiştiriyor, kaktüs yetiştiriyor ya da sırf kağıt fabrikasına gidecek diye ağaç yetiştiriyor şeklinde suçlayamaz. İsteyen domates yetiştirir oturur peynir ekmekle yer, isteyen domatese kıyamaz doğasını bozmamak için kuru ekmek yer. Ben bir arkadaşımızın SORUSU ÜZERİNE sadece özenti için bonsaiye başlanmaması gerektiği, ağaca yani o canlıya değer verilmesi gerektiğini, bonsaiye sadece tabakta bir ot şeklinde bakılmaması gerektiğini kendimce yazdım. İsteyenin hoşuna gider isteyenin gitmez dikkate almaz. Ben bonsai profesörü yahut doğabilimci değilim. İster domates, biber, patlıcan isterse de tavuk, balık vs.. herkes istediğini yetiştirir işine gelen yer ve ya satar. Ben şunu görüyorum. Yoldaki cayır cayır sıcakta kurumakta olan ağaca kaç kişi çıkıp su veriyor, parkta çocukların kırdığı çiçeklere gerçekten sahip çıkıyormuyuz? Harcadığımız her yaprak kağıdın ağaçlardan olduğunu düşünerek kullanıyormuyuz? Bence HAYIR.
İşte bu bonsailer belki de ileriye aktarılabilen nadide ağaçlar olacaklar. Bundan gerisi boş. Adı bonsai olmuş ya da armut olmuş çok mu önemli? Önemli olan her canlı gibi ona gerekli ihtiyaçları veriliyor mu, Canlı ve sağlıklı tutmak için çaba ve değer veriliyor mu önemli olan bu değil mi... |
Ben ise, sizin ne konulara yazdığınıza bakmadım. Sadece bonsai bana göre değil diye fikrimi söylemeye çalıştım nacizane.
Size göredir, o size kalmış. Ama bi başlık acılmış fikir beyan edemiyeceksek, etmeyelim. Siz buyurun lütfen |
Alıntı:
|
Alıntı:
Bence bonsai konusuna dönelim. Kişisel tartışma olacaksa yeri burası değil. |
Bu konuda çok fazla bilgiye sahip olmamakla birlikte görüşümü bildirmekte istiyorum.
Bonsai= budama teknikleri değil midir? Bunu doğal ortamlarda bulunan ağaçlarada yapıyoruz. Kiraz ağacını tepesinden alıveriyoruz daha çok yükselmesin meyvesi toplanmıyor diye,... böyle örnekler çoğaltılır. Eğer o kadar kök küçük bir saksıya giriyor ve ölmüyorsa bunda tartışılacak bir durum göremiyorum ben. Bu baktığımız bitkiler devasa da olsa minicikte olsalar doğru bakım önemlidir bence. Bilmek önemlidir. Kaktüslerimizi çöllerden getirip evimizin baş köşesine yerleştiriyoruz mesela. Yani demek istediğim şu; boyut, yaşadığı yer,saksı,...vs önemli olan yaşıyor mu uygun ortam sağlanmış mı? Önemli olan bu. |
Alıntı:
Ayşe Afyonlu'nun işaret ettiği gibi, ormandaki ağaçlara bile sizin karşı çıktığınız uygulamalar yapılıyor. Daha tohumdan başlayıp çam fidelerininn nasıl üretildiğine dair biraz bilgi edinmelisiniz. |
Katılıyorum Ayşe hanım, önemli olan sağlıklı bir şekilde yaşamını, gelişimini sürdürecek ortam ve ilgiyi vermek. Bu bonsai olmuş maydonoz olmuş çok önemli değil. Bundan ötesi kişisel seçime girer.
Saygılar... |
Alıntı:
Şimdi konumuza dönelim |
Alıntı:
O bonsailer çok daha kötü ortamlardaydılar. Kimi kırık bir dal, kimi sökülmüş bir ağaçcık kimi de henüz sadece tohumdular. Biz onlara sizin bilmediğiniz ÇOK ÇOK ÇOK DAHA İYİ koşullar sunacağız. Onlara herkes imrenerek bakacak, cümlelerine MAŞALLAH diye başlayacaklar. Endişeniz olmasın... |
Alıntı:
Bu arada balıklar hala korumada. Filitre falan yok henüz, doğru okuyun. Ben bilmediğim konuda fikir beyan etmedim, hissettiklerimi söyledim. Sizi rahatsız ettim demek, buyurun siz ne derseniz deyin. |
Arkadaşlar, Jokerkan arkadaşımız Bonsainin etikliğini sordu, bazılarımız etik bazılarımız değil şeklinde forumda süratli bir tartışma başladı. Burada tartışılan fikirdir ve herkes kendisinin fikrine saygı duyulmasını istiyorsa, mutlaka karşısındakinin fikrine saygı duymalıdır. Tartışma doğruları bulmak için yapılmalıdır. Eğer bir tartışma ''illada ben haklıyım'' söylemine taşınırsa amacına ulaşamaz ve kırıcı olur, lütfen birbirimizi kırmayalım, teşekkürler, saygılar.
|
Çok güzel bir tartışma konusu olmuş belki bir çoğumuzun düşündüğü bir konu...Bonsailere büyük bir hayranlık duymama rağmen ki çok uzun süredir, hiç bonsaim olmadı :( forumdaki çalışmaları izlemek çok keyifli gerçekten sanat eserleri yaratılıyor ve bunlar sadece doğanın minyatür bir yansıması. Ben de etik olarak değerlendirilecek konunun onu sıkıştırıp budamaktan çok uzun yıllar yaşatabilmek olduğunu düşünüyorum tıpkı diğer bitkilerimize yaptığımız gibi ki bize haklarını helal edebilsinler...Bence bu kendini hazır hissetmekle ilgili uzun zaman önce gittiğim bir uzak doğu seyahatinde benim haricimde herkes bir bonsai edinmişti ki mükemmel ötesiydiler ama çoğu yaşatamadı. Sonuçta tüm bitkilerimiz için geçerli olan bir şey var hastalık ve zararlılar onları yok edebilir ama bonsailer daha fazla emek istiyor kendinizi hazır hissediyorsanız başlamamak için neden yok...
|
Arkadaşlar etik ve özgürlük gibi hatta ağaç gibi Türkçe kelimelerin anlamına şuradan bakıp en azından bir fikir sahibi olduktan sonra bu tartışmaya devam ederseniz, hem amacınız hem de vardığınız sonuç anlaşılabilir olacaktır.
Saygılarla |
Alıntı:
"Anladığım, motor suyu alacak filitreye yollıyacak. Filitrede temizlenen su, tekrar şelaleden akacak. Sanırım böyleydi))" Filtrenin çalışıp çalışmaması beni pek ilgilendirmiyor. Cümlenize göre zaten çalışacak. Burada ben ironik olarak bakterilerin öleceğine bir gönderme yaptım. Balıkları esir ediyor olmanız gerçeğini ortadan kaldırmıyor bu durum.. "Kurtardığımız her ağacı bonsai yapmak zorundamıyız. Onlar özgürce yaşayamaz mı. " balıklar için özgürlük gerekli değil mi? sadece ne yapıldığına dair bir fikriniz olmayan bonsai konusunda mı özgürlük gerekli. bahçenizdeki bitkilerin ne gibi bir özgürlüğü var. " Ben, ince dallardan çelik yaptım tutmadı. Tekrar denesim mi, baharı mı beklesem. " Bir bitkinin dallarını kesip onlara işkence yapmış olmadınız mı bu uğraşınız sırasında. Ya da aynı şey bonsaide yapılınca mı sorun oluyor. Çelik almak sizin özgürlükleriniz dahilinde ama bilmediğiniz bu konuda bu yapılmamalı. Özgürlük sadece sizi sınırlamayan alanların olması mıdır? Bilmediğiniz konuda fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmaya çalışmanız bu bakımdan nasıl bir anlam içerir. Size şunu yapmanızı öneriyorum. Kişi önce kendini sorgulamadan, özellikle de bilmediği bir konuda, bilgi sahibi de olmadan fikir sahibi olmamalıdır. Ne yazıktırki bu ülkemizde normal bir davranış kabul edilir oldu. Sizin balıklarınıza ve bitkilerinize yapmadığınız hiç bir şey bonsaide de yapılmıyor. Fazlası sizin bilmediğiniz ve yapmadığınız bir çok şey bu ağaçlar için yapılıyor. Yani sizin saksılarınızdaki bitkilerin bir bonsaiye göre daha ciddi sorunları var. "Bir kök bahcede bıraktım donacak mı deneyeceğim." Hiç bir bonsaicide böyle bir cümle göremezsiniz sözgelimi. Hiç bir bonsaici bakalım donacak mı diye ağacını ortaya bırakmaz. Çünkü önceden hangi iklim koşulları gerektiğine dair araştıması vardır. Aslında bonsai bakım tekniklerinin bitkileriniz bakımından size çok yararı olur. |
Bonsai'nin Japonya'da sadece kadınların değil soylu olmayanların da yapmasına izin verilmiyordu geçmişte.
Herkesin bonsai yapabilmesi çok eski değildir Japonya'da. Kadınlara ise çok yakın zamanda izin verildi. Bütün dünya'da erkeklerin bonsai konusuyla ilgisi daha fazla. Fakat bizde biraz değiik bir durum var. Toplantılarımza katılımda böyle bir fark olmuyor. |
arkadaslar bu konunun bu sekilde tartısılması beni sevindirdi sonucta herkes fikrini paylasmıs bu gayet guzel birsey.
Naçizhane bir seyi belirtmek istiyorum balıkların **** kusların evde beslenmesi ile bitkilerin biraz farklı oldugunu dusunuyorum. bitkiler hayvanlar kadar cabuk tepki veren canlılar degil sonucta ve ihtiyac duydukları sartlarda aynı degil (bir balık icin 1,5 m lik akvaryum okyanus gibi olabilir ona bazan ama bir kafes kus icin ozgurce icinde ucabilecegi yer degildir) o yuzden bu kıyaslamaların en azından bonsai konusunda yapılmasının cok dogru oldugunu sanmıyorum. Bonsai ye ilgim devam ediyor ilk hedefim bir hazır bonsai edinmek oncelikle ve toprak degişimi gibi bazı hamlelerle onu hayatta tutmaya calısmak.Gorerek ve deneyerek bazı seyleri kafamda oturtmak aslında amacım. eger yapamayacagıma kanaat getirisem uygun bir sekilde dogaya kazandırmak istiyorum , yani ilk hedefim onu hayatta tutmak. |
Alıntı:
''yani bir bitki buyumeye cogalmaya programlıdır. şartları yerindeyse yeni dallar yeni kokler yeni yapraklar verir, bu bir canlı olarak en dogal hakkı olmalıdır diye dusunuyorum.Bonsaide bitkiyi minicik bir hacime hapis etmiş olmuyormuyuz? ustelik öldürme riskine girerek? sürekli dallarını ve köklerini budayarak o bitkiyi mutlu mu ediyoruz gercekten? yoksa kendi zevkimiz icin o bitkiyi dar kalıplara mı sokuyoruz?'' Sayın Jokerkan, ben şimdi bu iki mesaj arasında çok ciddi farklılıklar görüyorum. İlk önce doğru mudur?, etik midir? diyorsunuz şüpheleriniz öyle basit şeyler değil. Fakat bir yandanda ben alıp yaşatmak istiyorum diyorsunuz. Çok afedersiniz ben iki mesaj arasında bir bağ göremiyorum. Bu tartışmalar sizi hemen netleştirmiş sanıyorum. |
Ben bir bonsaici olarak akıllardaki bu sorulara kendimce cevap vereyim, eminim diğer arkadaşlarım da hemfikirlerdir.
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
oncelikle sayın ayse_afyonlu ,
cevaplardan hemen tatmin olmus degilim sadece deneyerek gormek istedigimi soyledim ki bu zaman zarfında yeni fikirleride okuyorum zaten ve demek istedigim bu olay icime sinmezse daha ozgur olacagı bir yere (dısarda bir bahce belki) ekmek şeklinde. çunku icimde bonsai ye karsı ciddi bir merak ve ilgi var bunuda itiraf ediyorum zaten. sayın jeomeo fikirlerinizi acıklamıssınız sizde tesekkur ederim ama bu uslup la fikrinizimi beyan ediyorsunuz kızıyormusunuz dersmi veriyorsunuz anlamıs degilim.kızmanıza gerek yok sadece dusuncelerimi paylastım ve insanların fikrini ogrenmek istedim.siz "hakkımız istedigimiz gibi bitkilerle oynarız keseriz biceriz zaten onlar dolasamaz yerlerinden memnun kalırlar" demissinizdir buna da saygı duyarım cunku sizin fikriniz. |
Kedilerimizin üremesine izin vermeden onlari nasil seve biliyoruz
Kendi ürememize de sınır koyuyoruz ve her seferinde çocuk olması durumunu engelliyoruz, her ne kadar bazı başbakanlar seksen milyon olmamızda saknıca olmadığını söylese bile. Kedilerin bir seferde en az beş altı yavru yapacağını bile bile ve onlara bakamayacağınızı bile bile sınırsızca doğurmalarına izin vermede ne gibi bir özgürlük olabilir. Tarımsal alanlarda kısıtlamalar yapıyoruz . Her ürünü canı isteyenin özgürce dikmesine izin vermiyoruz. Orman alanlarında kısıtlamalar yapıyoruz . Fidanları dikip sonra bazılarını verimli gelişme sağlamadığı için kesiyoruz. Özgürlüklerle bonsai arasında kurulan eğreti koşutluğu ilgiyle izliyorum. Etopya'da,Sudan'da birkaç milyon kişi açlık sınırında yaşıyor bizim özgürlük alanımıza değmedikleri için onların varlığını umursamıyoruz. Bu insanlardan kadın ve çocuklar her gün tecavüze uğruyorlar, bizim özgür benliğimiz bunu umursamıyor bile. Haberlere konu olmuyor. Kimseyi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendien tek şey varsayılmış ezberimize neyin uyup neyin uymadığı. Başbakan heykele ucube demiş amaan kime ne, ben mi diktim heykeli sanat da neyin nesi. Bir vatandaş olarak beni ne ilgilendirir sanatın varlığı. Ben kanuni dizisinde sultanın uçkurunu daha önemli buluyorum. Ben bilmediğim konularda varsayılmış gerçekliğime uyup uymadığına bakarım gerçekliğin. Bonsai mi karşıdan baktım bunlar işkence ediyorlar, besbelli, ben anladım bakınca. Ayağımdaki ayakabı mı, ee ne olmuş bir inek boğazlandıysa derisi yüzüldüyse de, ayakabı yapıldıysa, zaten biz yiyelim diye tıkılmıştı onlar da bir ahıra. Orhan Pamuk'a ( kendisi nobel sahibidir ve bu yüzden hakarete de uğramıştır) Neden romanlarında ülkenin siyasetiyle ilgilenmediği sorulduğunda "mecbur muyum" demişti. Bonsai ne işkencedir ne ağaca eziyettir. Ne de başka birşeydir. Kendisini evine, işine ve tabularına sıkıştırmış bireylerin kendi gerçekliğini ve özgürlüğünü sorgulaması gerekir bonsaiden önce. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 21:36. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025