![]() |
Alıntı:
Alıntı:
|
Sn. Eser İlhan, ayrıca konu tatlıya bağlanmışken tekrar kışkırtıcı mesajlar atıp konuyu kaşımaya devam eden ve yine gerilim ortamını başlatan üyelere neden tepki göster miyorsunuz?
|
Alıntı:
Ne bicim cevap diye düşünmeyin, ne hakaretamiz bir soru sordum diye düşününüz. Çünkü bir insana "senzevk icin öldürüyorsun" demek çok ağır bir söz! İspatlamanız lazım, başarırsanız da o insanın cezalandırılması ve tedavi görmedi gerekir. Yoksa müfteri. Durumuna düşersiniz! |
Avcı doğa dostu değildir.
|
Alıntı:
Kimse birbirini kırmadan yazışılması dileğiyle, iyi geceler. |
Alıntı:
Zevk icin öldürmek hastaliktir. Ama avcılık zevk icin yapılmaz. Zaten avcı da öldürmez, "avlar". |
Alıntı:
Başlığa artık girmeme niyetime rağmen neler konuşulmuş diye bugün tekrar baktığımda önce Odeh'in 149 no.lu mesajını sonra da sizin alıntı yaptığım 153 no.lu mesajdaki ifadelerinizi okuyunca her ikisine de cevap verme ihtiyacını hissettim. Durum budur..... Aşağıya göndermediğim mesajımın giriş kısmını da ilave ediyorum sizin için : "Sevgili Arkadaşlar, bu başlığa bir haftadır uğramadım. Konuya dair tüm söyleyeceğimi 42 no.lu mesajda söylemiş olduğumdan konuya dair yeni birşey söylemeyeceğim, bugün bir haftadır yazılmış olanların bana düşündürdüklerini paylaşmak istedim sadece. Haddimi aşarsam umarım affedersiniz ;) Yazılanları dikkatle okudum ve üzülerek bu tartışmanın kendisin de bir tür "av"a dönüşmüş olduğunu gördüm. " Ne kadar yaralayıcı kelimelerle vurursam o kadar iyi" mantığıyla bir sürü satır yazılmış. Özellikle içimi acıtanları alıntılama yapmadan (çünkü isim vererek şahsi hale dönüşmesini istemedim) cümle olarak seçip aşağıya aldım : .......Avcıların büyük çoğunluğu acıma ve merhamet duyguları bulunmayan saldırgan, sadist, ileri düşünceleri bulunmayan insanlar. ...…nede olsa sizin tanıdıklarınız hep psikopat, sadist falanmış, belki ondandır. ….Anlamayacağınızdan ve boşa yazdığımdam eminim ama yazalım bakalım. …….Eğer bir avcı avda bir kurt sürüsü, bir ayı tarafından öldürülse inanın hiç acımam.. ……………………………….Ava giden avlanır inşallah.. ………………..Dil çıkarma efekti olsaydı, cevap olarak onu ekleyecektim. ………Sığırcığı sadece elinde sapan ya da havalı tüfekle kuş öldüren salak çocuklar vurur, ( çocuklar ki onlar hepimizin içini sevgiyle titreten varlıklardır ) " Gördüğünüz gibi sayın syılmaz, her iki taraftan da alıntılar yapmıştım ama konuyu siz açtığınız için konuyu taşıma ve yönlendirme yetisinin de sizin elinizde olduğunu düşünüyorum doğrusu, bunu da yadsıyamam.. Bu arada yazmakta tereddüt ettiğim, fakat bu tartışmada dikkatimi çeken bir olgudan da söz etmeden geçemeyeceğim : Her iki taraf da fikrini savunurken dinsel öğelerle düşüncelerini desteklemek gereğini duyuyor. Son derece somut ve ayakları yere basan bir konu tartışılırken, ruhani dünyamıza ait olması gerektiğini düşündüğüm , allah, din, ayetler, ahiret, günah-sevap vb. kavramlarla tartışılan konunun birleştirilişini de yadırgadım doğrusu. Benim düşüncelerim şimdiye kadar ifade ettiklerimden ibarettir. Daha önce de birkaç kez söylediğim gibi, bir ortak paydaya gelemeyeceğimiz için ve konuya katabileceğim farklı bir bakışım da olmadığından sizlere iyi tartışmalar dileyerek bu başlıktan gidiyorum ;) Herkese iyi geceler ..... |
o zaman ağaçlarımızdaki meyvelere dadanan kurtları, böcekleri, çekirgeleri de öldürmeyelim... bu işi yaparken de bir canlıyı yok etmiş olmuyormuyuz?
Kendi adıma söyleyim bahçeme diktiğim meyve ağaçlarımın daha ilk meyvesinin olgunlaşmasını beklerken gelip onu yemeye kalkan kuşu zevkle seyrediyorum. onu korkutup kaçırmıyorum. ama ben bir avcıyım.. işimiz öldürmek olsa önce onu öldürürdüm.. |
Avci doga dostumudur
Arkadaslarin cogunun, ulkenin y.hayatinin ,su an ki durumundan haberleri yok ne yazik ki. Bir baska aci olan durumda bu dostlar. Ulkenin y. Hayati sehirli koylu, egitimli egitimsiz eli kanli tufekliler tarafindan koku kurutulmus. Son 60 yilda, kala kala 800.000 km 2 lik memlekette, 200 tane alageyik, 1500 k.geyik, 200 tane ceylan, kaldiysa 5-10 tane a.leopari kalmis. Yilda 3 kere 8-10 yavrulayan tavsani bile tuketmis bu kanicici vampirler. Bohcaci dedikleri katliamcilar; bis seferde suruyle katlederken digerleri teker, teker katledip elbirligiyle tumden koca poplulasyonlari yok ettikleri gibi Ekolojik sist. Alt ust etmisler. Sorsaniz y.hayatini tarim ilaclari, gubreler bitirdi derler. Ya o zaman ormanlarda ki, makilerde ki canlilara ne oldu. Oralarida mi gubreleyip ilacladilar? Pes dogrusu. Ulkede y.domuzu, karga ve birkac kusun disida ozelikle memelilerin buyuk cogunlugu yok olma sinirina gelirken, yerli turlerden keklik, cil, turac,toy gorulmez olmus. BOYLE BIR DURUMDA, HALA NASIL AVCILIGI SAVUNUYORSUNUZ YA, ELINSAF, PES DOGRUSU!
|
Avcılıktan ve avcıdan kastımız, yine söylemek istiyorum:
Yasal, seçilmiş, miktarı, yeri belli hayvanlar ile, avlanma zamanı hatta atacağın fişek sayısı dahi belli olan vergilendirilmiş faaliyetler ve bu faaliyetleri yapan ruh sağlığı normal insanlardır. Ayrıca verdiginiz hayvan sayılarını kontrol edemiyorum şu anda ama keşke kaynak belirtseydiniz.. Toptancı bir zihniyetle yapılacak değerlendirmeler bilimsel ya da mantıksal bir kıymet taşır mı?! |
Avcılık sporuyla ilgilenen arkadaşlar, Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu olduğuna göre
federasyon çatısı altında ateşli havalı silahlar yarışmalarına , ferdi, bireysel, Türkiye şampiyonasına katıldınız mı?Aldığınız dereceleri yazarmışsınız. Milli takım düzeyinde uluslar arası başarılarınız varmı? Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Avcıların doğa ile ilgili faaliyetleri bizimle paylaşırmısınız. |
Merhabalar efendim,
Şu işin aslını, başlık konusunu ele alarak ''felsefi'' olarak tartışsak lütfen. Her iki tez de, kırdıklarından özür dilese ve de sıfırdan başlasak. Felsefesini cıcık cıcık etsek, 2 taraf, 2 ayrı fikir sahipleri bir platformda tartışıyorlar gibi etsek lütfen. Bir tarafı, belki de haklısınız diyebilecek duruma getirtebilsek. Sadece hislerimizi, hissettiklerimiz, edindiğimiz bilgileri, tecrübeleri, çıkarttığımız dersleri..vs sersek ortaya. Kalpler sağlam kalsa, fikirler değişse, evrim geçirse... Her fikirden saygı duyduğum insanların, kırıldıklarını ve hiç uslûpları olmadığı halde alındıklarını hissediyorum yazılarından. Özür ve saygılarımla lütfen. |
Alıntı:
Federasyon un detaylı faaliyetleri icin sitesinden telefonla başkanına ulaşabilirsiniz. Sehrimizde milli takıma (Skeet) girme eşiğinde puana sahip sporcu dostlarımız vardır. |
Peki, avcılık karşıtı olup da av ve avcılık konusundaki bilgisini temenniden öteye bir belgeye bir veriye dayandirabilen var mı?
|
Alıntı:
Alıntı:
Yasal mevzuatta atıcılığın önüne engel koymaktan başka bir işe yaramadığı için malesef uluslararası alanda başarılarımız çok az. Ama Oğuzhan Tüzün gibi başarılı sporcularda mevcut, kendisi iki defa Dünya Trap Şampiyonasında 1.'lik elde etti. |
Sevgili arkadaşlar,
Ben, avdan da anlamam, avcılıktan da. Bu başlığın açıldığını gördüğümde neler yazılmış avcılık neymiş diye okumaya, birşeyler öğrenmek niyeti ile girmiştim. İki grup oluşmuş, tezlerini savunuyorlardı. Daha sonra arkadaşların mesajlarında kullandıkları uslup beni rahatsız etti, ve ufak bir müdahale etme ihtiyacını hissettim. Oysa buna hiç gerek yoktu çünkü yazışanlar yetişkin, belirli yerlere gelmiş değerli üyelerimizdi. Bir müddet yazışmalar, savunma ve tepki olarak devam etti. Bunlar bana lise çağlarımızda edebiyat derslerinde yaptığımız münazaraları hatırlatıyordu. Tez ve tezi çürütme. Bizler o yaşlarda bile bunu daha güzel bir uslup içinde yapıyorduk. Sevgili arkadaşlar, eğer buradaki yazışmalar tezlerinizi sunmanın daha da ötesine geçer, üyelerin birbirlerine hakaretamiz davranışları haline gelirse, başlığı okumaktan vaz geçen üyelerin olduğu gibi, durumu yönetime bildirmek mecburiyetinde kalacağım. (Sevgili delphin7, sizi birkaç kez mesajlarınızın yazılımı hususunda uyardım ve hatta düzeltmeler yaptım. Lütfen mesajlarınızı ya cep telefonunuzdan yazmayın ya da blok yazılım kullanmayın. Hem okuması zor, hem de anlaşılması) |
Bu başlıktan rahatsız olmaya başladım. Bilgilenmek amacıyla iki şey sorup, yanıtdan sonra uğramayacağım. Tartışmalar da geçen trap ve skeet atıcılıkları nedir ? Kısacık yanıtlarmısınız? En azından bunları öğrenmiş olayım. Net'de (Türkçe) bulduğum tek şey, acemi bir avcının trap tüfeğiyle ava çıkabilirmiyim sorusuna verilen hayır cevabı.
|
Alıntı:
Trap ve Skeet |
Alıntı:
Hem de kurban kesmek gibi bir adedimiz varken... Kurban kesmeyi onaylıyorsanız ve vejetaryen değilseniz yani yolunuz kasaba uğruyorsa avcılıkla ilgili yorumların bu kadar sert olmaması gerekiyor... Avcıların (en azından burada yazanların) da onaylamadığı avlanma biçimini esas alıp, ona göre tepki göstermek, acemi kasabın kurbanlık hayvanı kısa sürede kesemediğini görüp, kurban etme adeti yasaklanmalıdır demesine benziyor... Avlanmadığımı söylememe gerek yok. Av eti olduğunu bildiğim zaman o eti de yiyemiyorum. Hatta uzun zamandır eve getirilen kurban etlerini de yan komşuya veriyorum. Et kasaptan alınırken, sanki hayvan ölmemiş yanılgısı içinde oluyoruz. Kasapların, kestikleri havyanların önünde hatıra fotoğrafı çektirmemeleri bunu kolaylaştırıyor olabilir :) Ama elimizi vicdanımıza koyunca, avcının karşısındaki hayvan kadar, mezbahaya giren hayvan da korkuyor... Avcının tüfeği karşısında kendini koruyacak durumda olmayan hayvan, bağlanıp asıldığı yerde, kasabın bıçağından da kendisini koruyamıyor... Avlanırken kaçma ihtimali küçük de olsa var ama mezbahada bu oran daha az... Sözün kısası, vejetaryen değilseniz tepkileriniz çok dürüst sayılmaz... |
Teşekkürler Sn. Malina, gerçekten moral buldum.
|
Alıntı:
5 yıldır üye olduğum ağaçlar.net'te yıllardır tuzağımı kurmuş düşecek birilerini bekliyordum. Demogoji yapmayı hiç sevmem; ancak mesajlarınızdan gördüğüm kadarıyla bu konuda bayağı başarılısınız. Nedense günümüzde bozgunculuk ve bölücülük çıkaranlar ağzından DEMOKRASİ ve BARIŞ'ı; hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar ADALET'i, cinayet ve katliam yapanlar VİCDAN ve MERHAMET'İ düşürmezler. Bizim buralarda bir deyim vardır; " Çingene adını başkasına takarmış." diye. Bu deyime de hak vermeye başladım. Alıntı:
" Yok yaşlıymış, izin varmış, harika bir trofeymiş vs." gibi bahanelere sığınmayın. Bir şekilde öldürüyorsunuz. Öldürürken vicdanınız rahatsa ya öldürmeyip yaşatmayı seçen bizim vicdanlarımızda; ya da siz öldürenlerin vicadanlarında çok ciddi sorunlar var demektir. İki taraf aynı anda haklı olamaz. Ruh halimiz hakkında siz rahat olun. Her yıl yüzlerce ağaç dikerek, yaban hayvanlarına yem, su ve barınak alanları oluşturarak, yasak olan bölgelerde avlananları şikayet ederek; kısacası öldürmeyip yaşatarak, çoğaltarak, tüketmeyip üreterek çocuklarımız için daha yaşanılabilir bir dünya bırakmaya çalışıyoruz. Bazı mesajlarımın ne şekilde algılandığı konusunda kuşkularım olduğu için yanıt vermeyeceğim. Saygılar. |
Alıntı:
Sayın Malina, avcılığa karşı çıkan bizlerin burada neyi savunduğumuzu sanırım size iyi anlatamadık. Mezbahanede kesilen hiç bir hayvan zevk için kesilmiyor. Bizler zevk için hayvan öldürülmesine karşıyız. Kaldı ki burada yazan hiç bir avcının da et alamayacak kadar kötü ekonomik koşullara sahip olduklarını sanmıyorum. Sırf zevk ve hobi amacıyla hayvan öldürüyorlar ki buna karşıyız. Kendi adıma konuşayım tepklilerim ve dürüstlüğüm konusunda içim rahat. Saygılar. |
Alıntı:
halbuki bir yabani tavşan_ evde besleme değil_ yılda 11 ay yavrular. Her ay _ ortam iyi ise_ bir, genelde 2 yavru yapar. Çok nadir 3 yavru yapar tek bakında... Avlayanı çoktur ama en büyük düşmanı tilkilerdir. Tek tilki genelde yakalayamaz. Ama genelde 2, 3 tilki işbirliği yaparak avlanır. O zaman kurtuluşu yok denecek kadar azdır. Tilkinin bol olduğu yerde tavşan olmaz. Çok ilginç; tavşan dünyada hamile iken, hamile kalan tek hayvandır. Saygılar |
Alıntı:
Şu karda kışta, özellikle tüm yabani hayvanların en çaresiz olduğu bir dönemde yurdun hemen her yerinde neredeyse tüm avcılar faaldir bence.. Bunun hakkaniyeti olamaz.. Ben şu karda kışta bu topiğe avlanmanın meziyetlerinden dem vuran arkadaşlardan ''...yahu..avın serbest olduğu dönemlerde ava çıktık..iyi güzel avlandık..etlerini yedik..bak şimdi kar kış..bizim avlayacağımız hayvanların en aciz, en aç, en korunmasız günleri..şimdi av değil merhamet,yardım zamanı..silahımızı bırakalım..alalım 3-5 kilo yem veya yiyecek..çıkalım avlandığımız sahalara..uygun yerlere yem bırakalım..'' diye bir mesaj yazmalarını çok bekledim.. Eğer böyle bir mesaj okuyabilseydim inanın avcı arkadaşlar lehine biraz daha olumlu düşünebilecektim.. Ama..maalesef yok böyle bir zarif davranış gösterebilen.. Avcı arkadaşlardan böyle bir jest göremediğimiz gibi, ben dahil, çevremizdeki aç çaresiz kuşları, hayvanları yemleyen bizleri dahi adeta ti'ye alan mesajlar yazıyorlar ki, üzülmemek elde değil..tabi..onlar adına.. |
Alıntı:
Ne kadar avlarsan avla tavşan nesli azalmaz, tükenmez öyle mi ? Bütün suçlular tilkiler öyle mi ? Kendiniz diyorsunuz yılın 11 ayı gebe kalır diye. Önünüzden can havliyle 40-50 km hızla kaçan bir tavşanı dişi-erkek diye ayırt edebileceğinizi hiiç sanmıyorum. Böylelikle gebe tavşanları da av listenize alıyorsunuz. Daha doğmadan ölen tavşan yavrularının suçu nedir ? |
Avcılık bir vakıadır. İnsanoğlunun her bireyi olmasa da dikkate alınacak sayıda av tutkusu yaşayan insan mevcuttur.
Bu istek, özellikle erkeklerde daha baskındır. Bir antropolog değilim, ancak okuduğum makaleler ışığında insanoğlunun kentleşme ve teknolojiyi beslenme için de kullanma sürecinde bu avlanma arzusunu büyük oranda bastırdığı, bu arzusunu kimi zaman farklı faaliyetlerle de ikame ettiği yönündedir. Atıcılık sporu birçok dalı kapsamakla birlikte tam anlamıyla olmasa da özellikle Trap ve Skeet sporunun -Hedef Atıcılığı da bunların arasında sayılabilir- insanoğlunun avlanma faaliyetlerinden önemli kesitler içerdiği, bu sporların temelinde insanın avlanma eylemi ve avlanmanın sportif sahalarda canlandırılmasının yattığı ayrı bir gerçektir. Ateşli silahlarla avlanmanın gün geçtikçe daha sınırlı imkanlarla daha pahalıya ve daha meşakkatli bir hal almasının yanısıra yaban hayatı koruma isteğinin bir sonucu olarak insanların atıcılık sporuna kayması bu insanlarda güçlü bir şekilde varolan avlanma ihtiyacı/güdüsü/isteğinin ikame edilmesinden başka bir şey değildir. Bu noktada elimizdeki en önemli etkenin, insanoğlunda varolan avlanma ihtiyacı, güdüsü isteği olduğunu tekrar vurgulamak isterim. Peki, her insan ateşli silahla avlanmayacağım gidip Skeet sporu yapacağım der mi? Demiyor işte... Bu da bir vakıa. Bu aşamada artık yapılacak olanlar bellidir: Avcı eğitilirBöylece tüm ülkeden toplanan fon -külliyatlı bir miktardır- yaban hayatı korumak, geliştirmek ve denetlemek için kullanılır.Artık isteyen avcılık lisansına sahip olamıyor. Önce bir kurs, sonra sınav var.Avlanacak avcının bu eylemini kontrollü bir şekilde yapması sağlanırZaman, yer, tür, miktar, kullanacağı silahlar kısıtlanırAvcı, vergilendirilir Bu kurallar, yasal sınırları ve vicdanını aşmayan bir AVCI ile yasal bir AV için çok açık bir şekilde korumacı, tüketmeyen, doğadan koparmayan ama avcının avlanma ihtiyacını da karşılayan bir sistemdir. Yeterli midir? Tartışılabilir. Özetle bir ihtiyacın hem de insanın doğasından gelen bir ihtiyacın yani AVLANMA İHTİYACININ, avı tüketmeden, soyu yok etmeden, kontrollü bir şekilde giderilmesi sağlanır. Aksi durumda ne olur? Aksi durumdan kastım, 2 farklı konu için: 1-AVCI olmayan silahlı bir kişi neler yapabilir? ÇOK şey yapabilir. Tehlikeli ve vahşi olabilir. Yok eder. Sadece yok eder. Bilinçsiz ve bilgisiz ve eğitimsizdir. 2-AVLANMA yasaklanırsa insanlar ne yapabilir? Yasa dışı yollarla kontrolsüz biçimde yok eder. Bu durumda; avlanma faaliyetinin hiç bir kuralına uymayan eli silahlı bilinçsiz kişi ile yasalara uyan, yaban hayatın değerini bilen, vicdana sahip bilinçli bir AVCI'nın aynı kefede tutulması haksızlık değil midir? Hangi profil doğaya dosttur? Sizler yanıtlayınız... Saygılarımla, |
Ayrıca bazı tartışmacılar "neden gidip yem vermiyorsunuz" diyor.
Bu çok tartışmalı bir konudur kanaatimce. Yem bulamayacağı için zayıf düşecek bir otobur, belki de sayısı otoburların binde birine yaklaşan bir etoburun beslenme kaynağıdır. Doğa çarkını kendi çevirecektir. O etobur da neslinin devamı için zayıf düşen bir otobura muhtaçtır. Sıradışı mevsimsel koşul ve süreler belki böyle bir eylemi düşündürebilir, ama doğa, halleder. Yüzbinlerce yıldır çark böyle döndü. İnsan yem taşımadı. |
Devletler av hayvanları için kota koyarken doğaya mı soruyor? Avcı iznini doğadan alarak mı hayvan öldürüyor? Avcılar doğanın dengesiyle oynayarak hayvan öldürünce iyi, bilinçli avcı, popülasyona zarar vermiyor da hayvansever gidip doğaya yem bırakınca mı dengeyi bozmuş oluyor? Bir etoburun yemeğine engel olmuş oluyor?
Kaldı ki bohçacı denilen avcılar -bunu da burada öğrendim- doğadaki hayvan popülasyonuna yeterince zarar verip hayvan katletmişken sizin gibiler neden hâlâ bilinçli avcılık adı altında zaten tahrip edilmiş doğayı tahrip etmeye devam ediyorsunuz bunu da anlamış değilim. |
Alıntı:
Şu an itibari ile zaten keklik ve tavşan için av sezonu kapandı, göçmen kuşlarında çoğu göç etti. Birşey yazarken önce dünyadan haberiniz olsun. Çoğu av hayvanı için sezon Ekim'in ortasında başlar, Ocağın ortasında (bazen sonunda) biter. Ne yani ilkbaharda, yazda hayvanların üreyip yavrularını büyüttüğü mevsimde mi avlanalım? Sezon tabi ki kışın ilk ayları olacak. |
Alıntı:
Avazınızın çıktığı kadar bağırıp çağırmaya devam edin, zaten yapabildiğiniz tek şey bu. Ortaya hiçbir mantıklı düşünce koyamayan, tek yaptığı siz öldürüyorsunuz, öldürüyorsunuz, öldürüyorsunuz diye tekrarlayıp duran. Çevrecileri bir tek kendisi gibi olan insanlardan ibaret sayan. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi, cani, psikopat, ruh hastası sanan biriyle muhatap olacak değilim. Dediğim gibi siz bağırmaya devam edin, ben bundan sonra bağırıp çağırmalarınızı duymayacağım. |
Alıntı:
Bu başlık altında avcılığın iddia edildiği kadar kötü olmadığını savunmak durumunda iseniz (ki yazışmalara bakılınca öyle) aksini savunanlara karşı, onların üslupları zaman zaman sertleşse de, siz (sizler) sakin olmak durumundasınız. Son tahlilde, "aman ne iyi iş yapıyorsunuz" denecek, bu konuda tartışılmayacak bir iş değil söz konusu olan... Değil mi? |
Alıntı:
Bu tip asıl amacı siyaset olup, kendileri gibi düşünmeyenleri doğa düşmanı gibi gösteren derneklere ve bunların faliyetlerine aman dikkat diyiyorum. * Bir üstte ki üye Tema'dan bahsetmişti, kastım Tema Vakfı değildir. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Devletler av hayvanları için kota koyarken doğaya mı soruyor? Devletler av hayvanları için değil insanlar için bile kimseye akıl sormaz. Bir ideolojisi, siyaseti ve uygulama politikası vardır, uygular. Devlet, bu toprakların altında üzerinde bulunan herşey üzerinde nihai hak sahibidir. Dilediği tasarrufta bulunabilir. Nihai karar devlete aittir. Beğeniriz beğenmeyiz, ama kural tüm dünyada böyledir. Eleştiri sahipleri kamuoyu oluşturarak fikrini yaymaya çalışır, yetkililere bildirir ya da yetkililer görür, buna göre düzenlemeler karşıt görüş sahiplerinin haklarını da yok etmeyecek biçimde düzenlenir. En azından ilke olarak basitçe böyle izah edilebilir. Ben tanımam diyemezsiniz. O devlettir. :) Herkes uymakla mükellef olduğu gibi esasında uymayanlar sisteme çomak sokup dengeleri bozarlar... Avcı iznini doğadan alarak mı hayvan öldürüyor? Avcı, eğitimini tamamlayıp, sınavını verip, hem silahına hem lisansına her yıl vergisini ödeyip devletten aldığı izin ile, devletçe belirlenen türleri, belirlenen zaman aralıklarında, belirlenen kısıtlı yöntem ve mühimmatla AVLAR. Avcılar doğanın dengesiyle oynayarak hayvan öldürünce iyi, bilinçli avcı, popülasyona zarar vermiyor da hayvansever gidip doğaya yem bırakınca mı dengeyi bozmuş oluyor? Bir etoburun yemeğine engel olmuş oluyor? "Avcılar doğanın dengesiyle oynayarak hayvan öldürünce" cümlenin düzeltilecek bir yeri yok. Bir defa AVCI, doğanın dengesiyle oynayamaz. Devlet, yaban hayatı koruma programı uyarınca gerekli sayım ve tespitleri yapılmış türlerden seçilmiş olanların AVLANMASINA izin verir. "...hayvansever gidip doğaya yem bırakınca mı dengeyi bozmuş oluyor" Kasıtla sözlerimi çarpıttığınıza ihtimal vermiyorum ama tekrar anlatmaktan memnuniyet duyarım. Çünkü az önce dediğim gibi bu tartışmalı bir görüştür. Hayvansever dilerse servetini yem ve bakım yöntemlerine harcayabilir... Biz avcılar bundan asla şikayet etmeyiz... :) Çünkü devletin kaynakları ve imkanları her zaman her yerde yeterli olamayabilir. Ancak ben, doğanın ve mevsimlerin işlerini bildiği düşüncesindeyim. Yok illa verilmeli diyen biri varsa, bu da doğa severliktir. Memnun oluruz... İnsani, vicdani nitelikleri normal olan ve gerekli bilgiye sahip bilinçli AVCI arttıkça bohçacı da kalmaz... Çünkü popülasyonumuz gereği biz onların bu faaliyetine engel oluruz. ABD'de -bir belgeselde izledim- milli park içerisinde yanan ormanı, hem de devasa bir alana yayılmasına rağmen söndürmediklerine şahit oldum... Neden? Ağaç ya da yaban hayattan nefret ettikleri için mi? Yanıtı basit, yukarıda dediğim gibi: doğa kendi işini halleder. Bu yangın da doğadaki devinimin bir parçası, söneceği yer sönmesi gereken yerdir ve bu da doğaldır... Böyle. Saygılar, |
Alıntı:
|
Alıntı:
Alıntı:
Tanrıya bin şükür ki, mantığım öldürmeyi marifet sananların mantığıyla aynı değil. Beni muhatap alın diye ölüyordum ben de. Ve en önemlisi, Türkiye'nin bir numaralı çevreci sitesinde, belli bir adap-erkan içerisinde insanlarla tartışırken bu ruh haline bürünüyorsanız, dağda, ormanda elinizde silahla savunmasız hayvanlar karşısında acaba nasıl bir ruh haline bürünüyorsunuz sayın " DOĞAYA KATKIDA BULUNAN BİLİNÇLİ AVCI" Düşünmek bile istemiyorum... |
Alıntı:
HABER: Suşehri'nde Yaban Hayvanları İçin Doğaya Yem Bırakıldı haberi HABER: Karahall'da Yaban Hayvanlar in Doaya Yem Brakld haberi http://www.sarivelileravcilardernegi.com/ http://web.ogm.gov.tr/Haberler/Haber...3108e&ID=13462 HABER: Rize'de Yaban Hayvanlar in Doaya Yem Brakld haberi Yaban hayata yem desteği Yaban Hayvanları İçin Doğaya Yem Bırakıldı 19 Ocak 2012 14:52 T.C KIZILOREN BELEDIYESI Kar nedeniyle yiyecek sıkıntısı çeken yabani hayvanlara yem bırakıldı Yabani Hayvanlara Yem Bırakıldı Haber - Knal keklikler a kalmasn diye dalara yem brakld haberi Bolu’da Halk Hayvanlara Sahip Çıkıyor « timur34 HABER: Yabani Hayvanlar in Doaya Yiyecek Brakld haberi Siz ''Sıradışı mevsimsel koşul ve süreler belki böyle bir eylemi düşündürebilir'' diyorsunuz..Böylesine ağır kış şartlarında, böyle acil bir yardım konusunda bile hala kararsızsınız.. Allah'tan vicdan sahibi avcı derneği mensupları da var..Siz ise hala doğal seleksiyon taraftarısınız..kalan sağlar bizimdir, demeye getiriyorsunuz.. Doğa halleder, diyorsunuz.. Siz hiç aç kalmadınız sanırım.. |
Kış, dünyanın güneşin etrafında dönmeye başlamasıyla birlikte ekseni nedeniyle hep vardır.
Böylesine ağır kış şartları dediğiniz şey kent yaşamına göredir. 1 cm karda şehir insanının halini gördükçe şartları ağır olarak yorumlamanız hayli doğal. Bu ağır dediğiniz kış büyük şehirlere ara sıra uğrasa da Anadolu'da hep var. Dünyanın her yerinde hep var. Ne sıradışı, ne mevsim normallerinin aşırı dışında ne de doğanın akışına aykırı. Yani, KIŞ, kar, buz, yemsizlik, doğanın akışının bir parçasıdır. Ancak siz yem verirseniz, bunu yıllar boyu sürdürürseniz, bu da doğanın akışının bir parçası olur bir zaman sonra... Seleksiyon tabirinin az öncesine eklediğiniz DOĞAL kelimesi siz yokken de işleyen sistemin ta kendisidir. Ama siz varken de işleyecek... Ne olacak, biz avlayacağız. Bu da seleksiyonun bir parçasıdır. Şahsınız acıyor, ya da farklı çerçevede bir hayat anlayışına sahipsiniz diye kimse bu faaliyetini durdurmaz. "Yem verenler vicdanlı, vermeyenler vicdansız", "aç kalmadınız..." diyorsunuz ayrıca... Haddinizi bilmeye, yazdığınız sözleri her reşit yetişkin gibi ölçüp biçmeye saygılı davranmaya davet ediyorum sizi!!! "Yapamıyorsanız", tartışmadan çıkınız. Bilgi ile veri ile tartışın. Her mesajınız hakaret ya da itham içeriyor! |
Bana bu kadar şey yazacağınıza ''..eklediğiniz linklerdeki haberler çok ilgimi çekti ve hoşuma gitti..ben de üyesi olduğum Avcılar Derneği'ne böyle bir organizasyon için çağrıda bulunup, katkıda bulunacağım..'' demeniz yeterdi..
Acze düşen yaban hayvanlarının imdadına koşanların kervanına katılabilirdiniz.. Alınganlık yapmayın lütfen.. Hiçbir mesajım rencide etme amacını gütmez.. Sadece ufkunuzu, bakış açınızı değiştirebilmek için minik bir katkıda bulunmak istedim.. |
Anket yapılsa güzel olur.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 22:29. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025