![]() |
Sayın Arkadaşlar
"Avcılık sporunun" bir sonraki aşaması belki de şu. 1970'li yıllarda özellikle Amerikalı zenginlerin başlattığı daha sonra dünyanın farklı ülkelerinin zengin "avcılarınının" da belli bir ücret karşılığı katıldığı "insan avı sprou". Buradan gelir elde edecek kişiler sokaklarda yaşayan insanları kaçırıyor, besliyor, sağlıklı hale getiriyor ve sonra etrafı çevrili (doğal engellerle) alana bırakıyorlar. Sonra arkalarından ava çıkıyorlar. Bu 1990'lara kadar gizli "avcılık kulüpleri" çerçevesinde devam ediyor. sonra açığa çıkınca yasaklanıyor suçlular cezalandırılıyor. Halen devam ediyor mu gizli olarak bilmiyorum ama bazı yoksul ülkelerde benzer durumun olabileceğini insan hakları dernekleri yazıyor. Bu "spor" bir kaç filme de konu olmuştu. Şimdi kısaca yorumlarsak, paran varsa, silahın varsa, güçlü isen (ya da gerçek anlamı ile güçsüzlüğünü örtmekiçin) ve bu "spor"u yapma "isteğin" varsa ve bu servisi sağlayan "spor organizatörleri" de varsa.... Kime ne değil mi? Spor yapıyoruz. Çok farklı boyutlarda düşünülebilir avcılık olayı. Balık avlamaktan insan avlamaya kadar. Avcılık insanlık tarihinde bir yaşama mücadelesi, bir geçim yolu (sosyolojik olarak bir üretim biçimi) iken bu gün spor olmuş. Zevk için. Her sporda ahlaklı yapan da var... diğer türlü de.... Elinde olan gücü başka canlıyı öldürmek için kullanmak spor ve zevk ise bu konuyu tekrar tekrar düşünmekte yarar var. Ne için "öldürüyoruz", pardon spor yapıyoruz... Olayın diğer bir yönü de ne tür sporları kimler yapar? bunun psikolojik ve toplumsal boyutu... Konu ile ilgili bazı araştırmalarda ortaya çıkanlar "avcılık sporunu" yapan arkadaşları üzecek sonuçlar ortaya çıkartmış. Tabii genellemeler şeklinde. Eminim pek çok istisna vardır. Yanı bu sporu son derece "insani" ve "vicdani" temellere dayandırarak yapanlar ... Hatta "zayıflık hissi" olmadan güçlerini adil bir şekilde uygulayan... vs.... Saygılarımla. |
Alıntı:
Alıntı:
Doğan her çocuk, yeni konut ihtiyacı, yeni işyeri, yeni altyapı, yeni yol, yeni enerji santrali ihtiyacı demektir, yeni tarım sahası ihtiyacı yeni su kaynağı ihtiyacı demektir. Ve bu nasibinin peşinde koşan bir avcının doğadan aldığından çok daha fazlası demektir. Dünyada üç beş insan varken de bu dünyanın bize sunabileceği imkanlar aynıydı, 7 milyar insan varken de... Nüfusumuz artıyor, dünya ise sabit, nereye kadar? Yaşadığımız dünyaya çok yabancı olduğunuzu düşünüyorum. |
Şahsım hakkında düşündüklerinizi kendinize saklayın lütfen
-alınganlık gösteriyorsunuz, eleştiriyi kaldıramıyorsunuz, yaşadığımız dünyaya yabancısınız vs. - burada bir konudan bahsediyoruz, konuya yoğunlaşın ve yazdıklarıma cevap verin lütfen. "Konuyu şahsîleştirmeyin" diye moderatörden uyarı aldık -artık o uyarı kime geldi bilmiyorum- ki muhtemelen hepimize geldi ben payıma düşeni aldım sizin de gereken hassasiyeti göstereceğinizden eminim. İnsanlar uzaydan gelmediler tabi ki yaşadığımız her an zaten bu dünyanın nimetlerinden faydalanıyoruz ne ben ne de buraya yazan bir başkası bunu inkâr etmiyoruz zaten. Konumuz avcılık ve bunun bir spor olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, sizse kalkmış dünyanın artan nüfusundan, kentleşmeden, tarım alanlarından bahsediyorsunuz. Konuyu şuraya mı getirmek istediniz? Yani dünya nüfusu artıyor ve avcılık yapılabilir? :) Dünyanın artan nüfusuyla birlikte ortaya çıkan yeni durumlar ve bu yeni durumlara tabiatın dengesine zarar vermeden uyum sağlayabilmek ayrı bir başlık konusu olarak tartışmaya açılabilir. Bu konunun avcılıkla ve durup dururken zevk olsun, spor olsun diye canlı avına çıkmakla nasıl bir bağlantısı var doğrusu bu bağlantıyı kuramadım açıklarsanız sevinirim. Eğer ki dünyanın artan nüfusunu düşünerek hareket ediyorsanız bence mevcut popülasyona müdahele etmeyerek en doğrusunu yaparsınız, spor olsun diye canlı avlamak kendi topuğunuza sıkmak olur. Çünkü bu denge ne kadar uzun süre korunursa dünyanın ömrü de o kadar uzun olur. |
Avci doga dostumudur
Ne yazik ki yazdilaklarimin cogu silindi gitti:( Su kis gunu yasamak ve yavrularini buyutmek icin ornegin keklik ve tavsan avlamak zorunda olan, ulkedeki bir avuc karakulagin vasagin avina ortak olmak ve bunuda zevki hobisi icin yapmak, yirtici avcilari kendisine rakip olarak gormek ne kadar etik ve akil dolu bir davranis degil mi. Merhamet ve vicdandan daha soz etmiyorum bile...nereden baslasak ki o karda kista yasama savasi veren tavsana mi, bir diger tarafta yavrularini kendisini yasatmak icin avini kaybeden vasaga mi? Bu duzeni ahen ki zevkiniz hobiniz icin bozarken akil vicdan merhamet nerede kaliyor? Bu hakki bana devlet kanunlar veriyor deyip isin icinden cikamazsiniz. Birde gercek mutlak olan ilah adalet var. Ha hala ben ila ki avlanirim derseniz. Kendi malinizi kendi yetistirdinizi avlarsiniz etinide yersiniz size kimse bir sey demez. Ama birakin yaban hayatinin buyuk cogunlugunu son 50 senede kaybetmis ulkenin bir avuc canlisini avlamayi. Hele ki bunu zevkiniz ve hobiniz icin yapiyorsaniz
|
Alıntı:
Alıntı:
Bu arada kurallara uygun avcılığın hayvanların nesline zarar verdiğini iddia edenler, ortaya hala bilimsel bir çalışma/veri vs. koyamadılar. Galiba yok öyle birşey. :cool: |
Dil çıkartma suratı uygun olurdu, o cümle zaten oraya konuya azıcık espri katsın diye eklendi.
Devede kulak işlerle uğraşmak, bizler İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca gibiyiz, maksat safımız belli olsun. Çok çok güçlüler zaten dünyayı ateşe vermişler, üstelik bu ateş İbrahim'in ateşi gibi içindekini yakmayan bir ateş değil, sona doğru hep birlikte gidiyoruz. Belki de Nemrut'un burnuna kaçan sinek oluruz belli mi olur? Hiç umulmadık şekilde bir şeyleri düzeltiriz. Her iki durumda da bizim içimiz rahat biz bize bırakılan emanete ihanet etmedik. Kurallara uygun avcılığın hayvan popülasyonuna zarar verip vermediği meselesine gelince kimsenin böyle bir şeyi ispatlamak diye bir derdi yok. Zira bizim ölçümüz devletler, kurallar, kanunlar, yasalar, istatistikler veya bilinçli avcılar değil! O sizin bahsettiğiniz kanunlar olsa olsa yapıyorlar yapmaya bari kontrollü yapsınlar türünden bir oyalama, avuntu ve konunun canlı hakları kısımları tamamen yok sayılarak yapılmış. Burada kimse konuya sizin baktığınız taraftan bakmıyor, sizin anlamamakta direndiğiniz konu bir canlıyı, spor için öldürme hakkını kimin verdiği? Sizin bu hakkı nereden aldığınız? Bana bunun cevabını yazın. Sorun, kaderi hakkında söz söyleme şansı ve imkânı bulamayan bir cancağızın kaderi üzerinde sizin sürdüğünüz hükmün kaynağı. Yaşlı da olsa hasta da olsa can candır ve kutsaldır. Ne bilinçli ne de bilinçsiz avcıların onu almaya hakları yoktur. Allah'ın verdiği canı Allah alır? Her şey gelir insan vicdanında düğümlenir kalır! Ya sudan havadan -sizce şahane ve tersi ispatlanamayan- bahanelere sarılarak işlenen cinayetlere çanak tutar, ortak olursunuz veya bir şeylerin ucundan tutar kaldırmaya çalışırsınız. Seçim sizin. |
Bakın..ben 1970'lerde daha 16 yaşındayken yazın, okul harçlığı çıkarmak için Kazdağları'nın zirvesinde orman idaresi şantiyelerinde birkaç yıl çalıştım..
Daha çocuk sayılırdık.. Yüksek bir ormanın içinde, dağın zirvesinde korkmadan yaşamak zordur.. Beni bir akşam şantiyeye dönerken yapayalnız bıraktılar.. Ben içimdeki korkuyla, ayı hikayelerini hatırlaya hatırlaya, korku içinde bağıra çağıra, şarkı söyliye söyliye 5 kilometrelik yolu gece karanlığında bitirdim.. Bunu kasıtlı olarak yapmışlar bana..korkumu yenmem için.. Daha sonraları alıştım tabi böyle bir hayata.. ... Hergün sabahleyin iki arkadaş, şantiye binasına 50 metre uzaktaki çeşme başına elimizi yüzümüzü yıkamak için giderdik..çeşme başında birçok yabani erik ve elma ağaçları vardı.. Meyvelerin olgunlaştığı günlerde ayılar bizden önce çeşme başına gelir, ağaçların kalın dallarını kırarlar ve bir tek olmuş erik bırakmaksızın yerlerdi.. Günümüzün olağan sahneleriydi bunlar.. Yine işbaşı yapmak için sabah yola çıktığımızda, yerlerini bildiğimiz yabani çilek dolu olan yerlerden geçerken, ''inşallah, bizden önce ayılar gelmemiştir'' diye dua eder, eğer ayılar gelmediyse bir güzel çilek ziyafeti çekerdik kendimize.. ... Büyüklerimiz bize tenbihlerdi; ''eğer ayıyla karşılaşırsanız, telaşlanmayın, geç koca oğlan dersiniz, o geçip gider'' derlerdi.. Sadece giysilerimizde ayıların gözüne güneş ışığını yansıtacak kemer tokası, metal düğme olmamasını tembihlerlerdi.. Ayılar da insanlar da huzurluydu kısaca.. Hatta ayıların, dağda çalışan türkmen obalarının çadırlarına inerek, pişmiş yemeklerini vs. çaldıklarını bile anlatırlardı.. O kadar çok ayı öyküsü dinlerdik ki..ama..''ayıyı şöyle vurdum, böyle devirdim'' diyen bir tek kişi bile görmedim.. ... Ben ormanın grayder operatörünün gece kaldığı yüksek kazıklar üstüne yaptığı çardağında birkaç kez ayının yavrularıyla misafir olduğuna tanık oldum..grayderci yadırgamazdı bile bunu.. ... Fakat o yıl bir alman karı-kocayı öldürdü ayılar..kaçak avlanan bu çift pusuya yatmış..kiraladıkları köylüler ayıyı sıkıştırmış, onların üstüne doğru sürmüşler..alman tek atışta devirememiş ayıyı..ve..en tehlikeli durum çıkmış ortaya..yaralı ayı ikinci fişeğe fırsat bırakmadan karı kocayı altına alıp parçalamış..öyle derlerdi, ilk atışta ayıyı deviremezsen, ikinciye fırsat vermez, derlerdi.. ... Hayatımın en renkli günleriydi o yıllar.. Fakat ne büyüklerimiz bizi avcılığa alıştırdı..ne de biz artık bir tüfek sahibi olalım da avlanalım demedik asla.. O doğal ortamdan doğal hikaye ve anılarla döndük.. ... Hayatım boyunca ormanda yalnız dolaşırken kurtla da domuzla da karşılaştım..hiç tedirgin olmam.. ... Şimdi 10 yaşındaki fidanlığımda yuva yapmış tavşanları görüyorum..hatta bir defasında fidan sularken bir yavru, pıt diye önüme sıçradı..sevdim onu..hiç unutmam.. Bu yavrunun ana babası benim fidanlıkta..bir ben bilyorum sanırım..vururlar diye en yakın tanıdıklarıma bile bahsetmedim onlardan.. Zevk için vururlar çünkü.. Bizler böyle yetiştik..tüfeğin gez göz arpacığında kendimizi bir kahraman avcı gibi görmedik,istemedik asla.. Lanet olsun öyle spora.. Hele o güzelim canlıları keyif için, güya spor bilmemne için öldürüp, dinden imandan bahsedenlere aslında söyliyecek çok şey var ama..yeri değil.. |
Sevgili pria, yazdıklarınız, anlattıklarınız içimi ısıttı :))) Teşekkürler ;)
|
Avci doga dostumudur
Ne dini felsefi, ne akli vicdani nede hic bir ilmi dusence sistemi, dogada ki bu muhtesem mucizevi duzeni bozmaya onay vermez, veremez. Cunku kendi varliligininda bu duzenin devamina bagli oldugunu bilir. Kurani kerimin farkli ayetlerinde, yuce yaratan defalarca esrefi mahluk olarak nitelendirdigi insanoglunu ,kainatin evrenin tabiatin sirlari ve ahenki, o muhtesem duzeni hakkinda dusunmeye tefekkur etmeye davet eder. Umulurki ders alasiniz ; hikmeti esyanin, canlilarin ,tum tabiat ve kainatin, arkasindaki gercek ilahi kudretin, kime ait oldugunu, kimden geldigini anlayasiniz, idrak edesiniz diye. S.Peygamberimiz, kendisine o kadar eziyet edilmesi, yuzunun yaralanmasi hatta Taif de disinin kirilmasina ragmen, agzindan bir kotu soz cikmamisdir, omrunde sadece kainatin duzen ve ahengini bozanlara ,cevreyi tabiati bozan, tahrip edenlere lanet etmistir. Ki Turkiye gibi bircok nadide turunu kaybetmis **** kaybetmenin esigine gelmis bir ulkeden bahsediyorsak. Alageyigin tum dunyaya yayildigi bir ulke yani anavataninda sayilari 1970 lerde 7 ye inmisse simdilerde genetik havuzu daralmis 150 birey var ise, y.koyunlari 1965 lerde 35 taneye inmisse a.leopari, cizgili sirtlan yok olmussa. Yuzbinlerce ahu gozlu ceylandan geriye ciftlik hayvanina donmus 800 tane bireyin kalmasi tum eli kanli tufeklilerin kabahatidir bilincli olsun olmasin. Biri bir gidiste tum bir suruyu katlederken digeri tek tek katletmistir! Vurduklarinin kendileri gibi memeli oldugunu senede bir kere ve bir kac yavru dogurduklarini unutmuslardir bu merhametsiz ve vicdansizlar. Milyonlarca yumurtlayan baliklari bitiren bu katliamci canavarlara tek tek doguran memeli canli dayanir mi dostlar. Ki dayanmamistir zaten ulkenin y. hayati bitme noktasina gelmistir. Nedir bunun caresi kultur balikciliginda yapildigi gibi dogal tabiatta var olan faunaya dokunmadan kendi ciftliklerinde ormanlarinda yetistirdikleri kendi hayvanlarini avlanirlar. Kimsede bir sey demez onlara.
|
Alıntı:
10 mesajda hırçınlandığını bir daha cevap vermiyeceğimi bildirmiş, 11 mesajda özür dilemişti. Alıntı 39 mesaja aittir. Ondan sonraki mesajları okudunuz. Değişen hiç bir şey yok. Avcı devamlı taktik değiştrir.Hedefine varmak için tüm yollar mübahtır. Konuya örnek avcının yapısı budur. Uğraşlarınızın cevap bulmayacağını bilin. Sayın pria, Eser İlhan gibi benim de içim ısındı. Sağolun. |
avlanacak ne kadar hayvan kaldı ki? bütün avcılara tavsiyem tüfeklerini bırakıp fotoğraf makinesi almaları. tetik yerine deklanşöre basmaları. çok daha zevkli ve dinlendirici olduğunu göreceksiniz.
|
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
Neyse ki Türkiye'de ki tüm bayanlar, burada ki bayan üyeler gibi düşünmüyor. Yoksa evde kalırdım herhalde. :rolleyes:
YABAN TV Haber - KADIN AVCILAR haber sayfası AVDOĞA DERGİSİ agustos 2010 |
Soru
Avlanmak haram mı? Bazen zaman geçirmek için avlanıyoruz. Cevap (Nihat HATİPOĞLU) Eti yenen hayvanların eti için, zararlı hayvanların ise zararlarından korunmak için avlanmak caizdir. Bu anlamda hayvanların etlerinden ve derilerinden yararlanılabilir. Ancak zevk ve spor için hayvan öldürmek, av avlamak ve bunu alışkanlık haline getirmek uygun değildir. Nihat hatipoğlun'dan soru ve cavapları ...Hadislerde hayvan hakları konusunda ısrarlı bir şekilde vurgulanan husus, onların yaşama haklarıdır. Hz. Peygamber'in tavsiye ve uygulamalarında belli başlı zararlılar hariç, hayvanların faydasız ve keyfi bir şekilde öldürülmesi yasaklanmış, hayvanlara merhametli davranılması gereğine işaret edilmiştir. (Kaynak:Nesâi, Sayd, 34; Dârimi, Sünen 2, 115 ) ...Yine Hz. Peygamber'in karınca, arı, kurbağa, hüdhüd ve surad kuşu vs. gibi hayvanlar karşısındaki tutumu (bunları öldürme yasağı) , sonraki nesiller üzerinde fazlasıyla etkili olarak "hayvanın insan üzerindeki hakkı" şeklinde kolektif bilinci doğurmuştur. Öte yandan hayvan türlerinin ve neslinin devamı açısından önemli olan av olgusuna da nasslarda yer almakla birlikte doğal dengeyi bozan ve eğlence amaçlı avcılığa izin verilmemiştir.(Kaynak:. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 357; 2,371) ......Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz. (Kaynak : Doç. Dr. Adnan KOŞUM, İslam'da Hayvan Hakları, Diyanet Aylık Dergi, Sayı:194, S.39-41 ) ...Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, hayvanlara tanınan söz konusu hakların insanlar tarafından verilen, başka bir ifadeyle beşeri kaynaklı değil, üstün bir iradeye dayanmakta olduğudur. Hayvanların insanlar üzerinde haklarının yalnızca günah korkusuna dayanmayıp İlahi irade tarafından hayvanlara bahşedildiği bilincinin, Müslüman toplumların tarih boyunca hayvan hakları olgusunda hassas olmalarında etkin olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Şükrü Özbuğday- Konya İl Müftüsü slam'da Hayvan Sevgisi ve Hayvan Haklar-kr zbuday Konya l Mfts - VAAZ STES Sonsöz: MERHAMET ETMEYİ BİLMEYENE MERHAMET EDİLMEZ... |
Sn. Pria, sizin yazdığınız kaynaklarda da avın mübah olduğu tekrar tekrar vurgulanmış. Zevk için öldürülmez demiş, zevk için öldürmüyoruz. Aldığımız zevk hayvanın ölmesinden, ya da nasıl öldürdüm ama? gibisinden hava atmak için değil.
1500 kere de bunları yazsam, size kendimi ifade edemeyeceğimi biliyorum. Kısaca, verdiğiniz örnekler benim düşüncelerimi çürütmüyor. Zaten verdiğiniz örnekleri içeren linkleri ben daha önce kendim ekledim foruma. Ayrıca merhametsiz falanda değiliz. |
Çok fakir ve hayvansal protein sağlayabilecek bir geliriniz olmadığı için mecburen avcılık yapıyormuş gibi lanse ediyorsunuz kendinizi..
Usta bir demagogsunuz gibime geliyor.. Tetiği çekerken gözleriniz de yaşarıyordur belki :rolleyes: |
pekı hayvanları hangi duygularla vuruyorsunuz? merhamet ederek mi?
|
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
4 Eklenti(ler)
|
Sayın syılmaz, burada yazılanları sadece sizin şahsınızaymış gibi algılamayın, ağaçlarnet'te çok sayıda avcı üyenin olduğunu söylüyorsunuz, bu mesajlar size, ağaçlar.net'in avcı üyelerine (siz de ağaçlar net'in avcı üyelerinden birisisiniz) ve sizler gibi düşünen bütün avcılara yazılıyor.
Burada şahsınıza yönelik herhangi bir nefret uyandırmak da amacımız değil. Kendiniz yazmışsınız Antalya için ağaçlandırma çalışmalarınız var, bunlar güzel işler. Burada tartışılan sizin şahsınızda avcılığın spor olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği. Bu tartışmada siz karşı cenahtasınız o kadar. Medenîce tartışıyoruz değil mi? Burada mesajlaşırken bir konu hakkında usturubuyla fikir beyan etmeyi de öğreniyoruz aynı zamanda. Bizim milletimiz tartışmayı pek bilmez, tartışma programlarını bir izleyin -eskiden daha beterdi, resmen bağırışıp dururlardı, sinirlenir tv'yi kapatırdım-. Tv programlarının bir toplumun aynası olduğunu düşünürüm. Gelelim konumuza; Avcılık bir canlıyı vurmak değilse nedir? Avdan eli boş döndüğünüzde avcı olmuyorsunuz dolu döndüğünüzde ne oluyorsunuz? Bir canlıyı vuran bir avcı. Bu da spor oluyor değil mi? Doğadan kendi mücadelenizle yemeğinizi çıkarma zevkine eriyormuşsunuz avlanınca, bu zevke başka bir canlının yaşamı karşılığında eriyorsunuz bunu iyice anlayabiliyor musunuz? O canlı sırf konuşamıyor, derdini anlatamıyor, hakkını savunamıyor diye ona bunu yaptığınızın farkında mısınız? Komşunun kümesinden tavuk çalabilir misiniz? Çalamazsınız çünkü sahibinin gazabından korkarsınız ama dağdaki zavallının arkasını kollayanı yok diye ona tetik doğrultma hakkını kendinizde bulur bunu da yaparsınız. Allah'ı işe karıştırmayın diyorsunuz, bu hakkı inanç sisteminizden aldığınızı söylüyorsunuz. Ben de size diyorum ki sizin inancınız ortada onca yenecek et varken gidip de dağa sırf kendi zevkinizi tatmin edesiniz diye hayvan avlamayı yasaklıyor. İnanç sisteminizde bir de israf diye bir olgu var, bunca yiyecek et varken ortalıkta -ki alım gücünüzün olduğunu siz de söylüyorsunuz- gidip de yabandaki bir zavallıya tamah etmek israftır, boşuna cana kıymaktır. Kanunların size verdiği bütün haklar karşısında da bu kadar cevval misiniz? Hakkınızı hep böyle savunur musunuz? Yoksa siz de mazluma karşı aslan kesilip sizden güçlü olan karşısında divan mı durursunuz? Ya da şöyle başka bir açıdan yazayım hani daha önce belirttiğiniz medenî ülkeler ve onların yasaları kıstaslarınız var ya? Onlardaki bütün yasaların her şeyin en doğrusunu buyurduğu gibi bir inanca sahip misiniz? Hakkınızın kaynağı olan bu yasalar size %100 doğru davrandığınızın bir garantisini mi veriyor? Bu işin hiç vicdanî, ahlâkî boyutunu da düşündünüz mü? |
Sn. Gcakar, eklediğiniz resimlerin avcılıkla olan bağlantısını kuramadım. Açıklarsanız memnun olurum doğrusu.
Avcıları, yavru kedileri öldürüp, köpeklerin kuyruğuna teneke bağlayan, sapanla serçe öldüren, sokakta aç hayvan gördü mü 'oh ne güzel, ölsün acından' diyen insanlar sanmıyorsunuz umarım. |
Ne farkeder bazıları sokaktakini öldürüyor, bazıları dağdakini. Sapanla serçe öldüren de geleceğin avcısı!
|
Sn. Suz-i Dilara, yazacaklarım daha önce ki yazdıklarımla aynı içerikte olacak, yeni birşey sormuyorsunuz ki yeni bir cevap vereyim. Sorularınızın cevapları eski mesajlarımda mevcut.
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Mazlumdan kasıt illa insan değil ki, ava gittiğinizde sizi görünce korkan, hayatta kalma içgüdüsüyle canhıraş öldürülmemek için kaçan zavallı hayvan da mazlum grubuna girer. Ben demiyorum siz diyorsunuz ava gidiyorum, avlanıyorum, yiyeceğim eti mücadele ederek kazanmanın zevkine eriyorum diye. :)
Gelin siz bu av işinden vazgeçin değerli arkadaşım, Antalya'daki ağaçlandırma çalışmalarınıza yoğunlaşın -gıpta ettim keşke benim de imkânım olsa da böyle ağaçlandırma işine girişebilsem, köyden üç-beş palamut getirip saksıda büyütüp insanların zarar veremeyeceği köşelere dikebiliyorum ancak- ha ava yine gidin ama silahsız olarak hani demişsiniz ya avdan elim boş dönünce de kendimi spor yapmış sayıyorum diye siz sporunuzu hep böyle yapın. Şimdi şurada ortada bir ateş yakalım ve barış çubukları içelim. :) |
Herkese çok selam.
Bende bir avcıyım. Etinden faydalanmayacağım hiç bir canlıyı avlamam. her canlının bir üreme ve yetişme dönemi vardır. Gerçek avcı bu dönemde hiç bir şekilde avlanmaz hatta o hayvanlarıda o dönemde vurmaya kalkanları bizzat gerekli mercilere bildirerek yakalanmalarını sağlarlar. Gelelim asıl mevzuya. Dinimiz Besleme ile başlanan ve boşa gitmeyecek kadar avlanmayı helal kılmıstır. Ayrıca bu forumun çoğuya yakını et tüketmektedir. siz hiç tavuk kesimi gördünüzmü. Tavukların ayaklarından asılarak bıçaktan geçirildiğini. Lütfen bi araştırın bu konuyu. İnanın o rezilliği görseniz avcılığın canilik olduğunu düşünmezsiniz.. Şunu da söylemeden edemeceğim. Bu devirde sömürgeciliğin ön planda olduğu bu zamanda özellikle de geri kalmıs ülkelerde insanların "kuş" gibi avlandığını düşünürsek biz sadece kendimize tartışacak bi konu aramış oluruz. Asıl sorunumuz bu olması gerekir. Unutmayalımki atalarımızda avcılık bir gelenekti.. |
Sayın delphin7, size daha evvel özelden de hatırlatma yaptım. Lütfen mesajlarınızı bir blok halinde yazmayınız, okumakta zorluk çekiyor, hatta okumuyoruz.
Ara sıra paragraflar yapın, boşluk bırakın ki, gözlerimiz yorulmasın. |
Alıntı:
Ben avcılıktan vazgeçemem zaten aman aman bir avcı değilim, genelde eli boş denen ve avcılığa yeni başlamış sayılacak biriyim. Yukarıda ki mesajlarda Türkiye'nin bayan avcılarıyla ilgili bir röportajın linkini eklemiştim. Sizin av hikayelerinizi de dinleriz umarım bir gün. :) |
Sn. Harun_ç, avatar fotoğrafınıza daha önce nette denk gelmiştim ve gerçekten çok harika bir fotoğraf.
|
Avcıların, ister bilinçli,ister bilinçsiz olsun zevk almaktan daha çok ilkel insani dürtülerle hareket ettiklerini düşünüyorum. İlk çağlarda insanoğlunun hayatta kalması için gerekli olan bu dürtülerin, halen devam ettirilmesi belki kişileri tatmin ediyordur, ama zaten büyük zararlar verdiğimiz doğal yaşamda yeri olmamalıdır.
Sayın syılmaz,bütün forumu ya da çoğunluğunu karşınıza almış, kahramanca fikirlerinizi savunmaya devam ediyorsunuz. Medeni cesaretinize hayran kaldım ama kesinlikle yazdıklarınızın hiç birine katılmıyorum. |
teşekkür ederim. Sn. Syılmaz
bu arada belirtmeliyim. zamansız ve katliam için avlananlara "bohçacı" denir. Lütfen bohçaçılarla avcıları karıştırmayalım. avcı doğayı sever her ava gittiğinde avlandığı gibi av hayvanlarına yemde bırakır.. |
Alıntı:
|
Barış çubuğu, Kuzey Amerika yerlileri arasında ritüel amaçlı kullanılan tütün çubuğu. Calumet veya şaman piposu şeklinde de adlandırılır. Kaynak wikipedi.
Savaş - barış mevzusu değil de mecazî anlamda -daha çok ben ve arkadaşlarım arasında bu anlamda - bir işi tatlıya bağlamak için kullanırız. Yaygın bir deyimdir, duymamanıza şaşırdım. Aman aman benden ne avcı olur ne de av hikâyeleri dinlersiniz -Allah saklasın-. Evime dadanan böcekleri bile öldüremem, alır dışarı çayırların içine bırakırım. Onlarla konuşmamı duyan evinden misafir uğurluyor sanır. :) Buradan size dua ediyorum, inşallah hep eli boş bir avcı olursunuz. Dağda, bayırda boş boş gezip yorulduğunuzla kalırsınız. :) |
Sayın syılmaz cevabınızı şu an gördüm. Evet, fotoğraflar kedi ve köpeklere ait ama içeriği tüm canlılarla ilgili. O afişlere yaban hayvanlarının fotoğraflarının yerleştirilmesinin olabilirliğini düşünmeden yazmışsınız. Ayrıca bir kedi yavrusu ile bir ayı yavrusu arasında fark olduğunu da düşünmüyorum. Diyeceksiniz ki avcılar yavru hayvanları avlamaz, peki aç kaldıklarında karınlarını doyurur, üşüdüklerinde ısıtırlar mı?
|
Alıntı:
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Bir katilin bile cinayet işlerken sebebi ve vicdan muhasebesi var.
Bir şey uğruna hapse girmeyi, cana kıymayı göze alabiliyor. Avcılık öyle mi:confused: Sadece keyif aldığı için yüzlerce canı alıp, cezasız kurtuluyor, hatta bunu gururla ballandıra ballandıra anlatıyor, öldürdüğü hayvanlar bazen yiyebileceğinden çok fazla olduğu için eşe dosta dağıtıyor. Kasaplıkla bile kıyaslanmaz bu yaptıkları, kasap aldığı ücrete mukabil bir iş yapıyor, keyif aldıklarını görmedim. İnsan avlayanlardan seri katiller, onlar da dağ, bayır, engel tanımadan kurbanlarını arar, bulur, sever ve öldürür, bundan da inanılmaz heyecan ve haz alırlar. Bilimi bir yana bırakalım, bilim de manipüle edilebilir, parayı veren istediği çalışmayı yaptırır ve dilediği sonucu çıkarıp gözümüze sokabilir. Asılolan vicdan, onu kimse para ile milim oynatamaz. Avcılık günahmıdır bilmiyorum, ama cinayettir, hemde toplu cinayet. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 20:19. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025