![]() |
Ekolojik çöküş ve yokoluştan kendimizi kurtarabilmek amacıyla radikal değişimleri gerçekleştirebilmek için şunun şurasında en iyi ihtimalle birkaç yılımız kaldı. Vegan beslenen bir insan her gün 4165 litre su, 9 kilogram CO2 eşdeğeri, 3 metrekareye yakın ormanlık arazi, 20 kilo tahıl tasarruf ediyor ve her gün, duyguları olan bir canlıyı ölümden kurtarıyor. İleride bizi nelerin beklediğini biliyorsak eğer, veganlıktan başka hiçbir seçeneğimiz olmadığını görürüz.
Chris Hedges İnsanlık asırlardır hayvanları öldürüp yiyor. Geldiğimiz nokta ekolojik bir çöküş. Demek ki başka şeyler yapmak lazım. Hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuç edeceğini sanmak aptallıktır. Aptallardan olmayı reddedebilecek insanlar lazım. |
1 Eklenti(ler)
Çoğu zaman vegan olduğumu belirtmezdim ancak bu durum yavaş yavaş değişti. Artık bundan bahsetmenin tam zamanı çünkü veganlık devrimci anlayışın bir parçası –merhamete dayalı ilişki kurma yolları ararken, yalnızca insanlarla değil, bu gezegeni paylaştığımız diğer canlılarla da merhamete dayalı bir ilişki biçimi nasıl geliştirebiliriz sorusunu sormamız ve bunun için de kapitalist endüstriyel forma dayalı gıda üretimine meydan okumamız gerekiyor.
Angela Davis Eklenti 681633 Angela Davis Komunist düşünür ve aktivist |
Bu video vejeteryanlık tanımı yapılmadan 500 yıl önce Tüm Zamanların en dahi insanı Leonardo da Vinci’nin vejeteryan olduğu ve bir çok deha, bilim insanı, dini lider ve düşünürün vejeteryan olduğu anlatılıyor.
Benim için Leonardo, Lev Tolstoy, Gandhi nin vegetarian olması yeterli referans. Zeka ve öngörüleri güçlü insanlar. https://youtu.be/uXQQ8UweBHA Şimdi bu insanlar dururken sanayi et , tavuk, balık ve yumurta üreticilerinin sponsor olduğu araştırma sonuçlarına mı kanacağım. Yaşamak için yiyin, yemek için yaşamayın. |
1 Eklenti(ler)
Veganlara sataşmalar devam ederken
Eklenti 682803 Dr. Ellsworth Wareham , 1958 den bu yana vegan olan, hala doktorluk yapan arkadaşımız. :) |
Eee.. ne var bunda?
Vegan olduğu için 100 yaşını aşmış, veganlık iyidir demek mi bu şimdi? Ona bakarsanız et ve diğer tüm hayvansal besinleri yiyen benim büyük annaannem 108 yaşında ölmüştü. 100 yaşını aşmış ve vegan ve vejeteryan olmayan bir dünya insan var. Bu mantıktan yola çıkarsak, veganlıkla sağlıklı yaşamak ya da uzun yaşamak arasında bir alaka yok anlamına gelir. Ayrıca doktor olup da veganlığın ve vejeteryanlığın çok sağlıksız olduğunu yazan, söyleyen binlerce doktor var. Onları ne yapacağız...!? :: (Ayrıca bir üstte üstün zekalı insanların vegan olduklarından dem vurmuşsunuz ama vegan olmayan binlerce aynı üstün zekaya sahip insanlar da var. Bu verdiğiniz MANTIK bence çok yanlış. Çünkü her iki durumda da olan insanlar var ve bu da bize belirli bir durumu kanıtlamaz. Tezler birbirlerini çürütüp duruyorlar çünkü). |
1 Eklenti(ler)
1 Kasım - Dünya Vegan Günü . Kutlu olsun. ❤ https://www.facebook.com/events/405796469953801/Eklenti 683258 Ankara Dünya Vegan Günü Etkinlikleri Programı 1 Kasım Perşembe: 17.30 – Kuğulu Park: Çorba, balon ve bildiri dağıtımı 19.30 – Altıüstü Bar: Veganlık Sunum 2 Kasım Cuma: 19.00 – Veganka: Bisiklet sporcusu Berk Okyay ile Söyleşi 3 Kasım Cumartesi (Turuncu Sanat) 14.00: Antimilitarizm, Queer Teori ve Veganizm 16.00: Ekofeminizm 17.30: Açık Mutfak 19.30: Dr Emine Ayhan ile Veganlık ve Sağlık 4 Kasım Pazar (Haymatlos) 11.00: Vegan Kahvaltı 14.00: Kuki Veterinerlik Hayvanlara İlkyardım Atölyesi 16.30: Dominion Film Gösterimi 19.00: Fotoğraflarla Hayvan Hikayeleri 21.00: Kapanış Partisi – Konser . |
1 Eklenti(ler)
80 yaşındaki Raw vegan Mimi Kirk da böyle görünüyor.
Eklenti 683345 Bir de bazı kişiler var ki kendini "eşref-i mahlukat" sayıp diğer mahlükları doğrayıp yeme hakkı görüyor kendinde. Kimseyi ( insan veya hayvan) kesip , biçip doğrayıp yok etmeyen neden acaba daha şerefli olamıyor ?! İsra suresi 70. ayette "İnsanları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık." ifadesi var. Burada “birçoğu” ifadesi bazı varlıkların insandan daha üstün olduğu manası çıkmaz mı? |
Bazı mahluklar da güzelim bitkileri kesip, biçip, ezip, doğrayıp, pişirip katledip öldürüyor ve afiyetle yiyorlar.
Onları ne yapacağız...!? Onlar da aynı diğer canlılardan zerre farkları yok biyolojik ve canlılık açısından. Bitkilerin katledilmesini ne yapacağız...!? Bitkileri katlet sağlıklı yaşam adına ama hayvanlara dokunma...!! Bu nasıl ikiyüzlülük böyle? Ben de bunu bir türlü anlayamıyorum. Tekrar üstüne basa basa söylüyorum. Bir hayvan ile bir bitkinin arasında canlılık yönünden hiç fark yoktur. Gerisi masaldır, laf-ı güzaftır. |
Alıntı:
Öte yandan bitki bazlı beslenmeyle hayvansal beslenme çektirdiği acı (suffering) bakımından özünde diyelim ki aynı. Hangi beslenme türü daha çok çevresel yıkıma sebep oluyor bence biraz onu araştırın. Hala kendi diyetinizi aklama derdindesiniz. Burada söz konusu olan Dünya ve de onun içinde yaşayan tüm ekosistem. 70-80 yıllık ortalama insan ömrüyle ve de "ömrünüzle" kıyaslanamayacak bir çevresel etkiden bahsediyoruz. Netflix'ten "Cowspiracy"ı izleyin. Eğer tarafsız kalabilirseniz. |
Dünya nüfusunu 450 milyon civarına indirmeyi planlayan küresel ailenin sahibi olduğu Netflix sitesinin film-dizi propaganlarını hiç ciddiye bile almam.
("Ben bu konuda bilimsel veri diye dünyaya sunulan her iki taraftaki raporlara bakmam. Doğa bizi nasıl şekillendirdi ise ona bakarım" diye daha önce yazmıştım). |
Alıntı:
|
sağlıklı insan aklıyla kavranamayan her şey zırvadır, bilimsel terimlerle dile getirilse bile.
|
1 Eklenti(ler)
Cümleye "BEN" ile başlayıp... kendinibeğenmişliğin zirve noktasına varan herkes... ben mekezcidir.;)
Kendini Dünyanın Merkezi sanan değerli ve çok kıymetli şahsiyetler şunu bilin isterim - Dünyanın zaten bir merkezi var, o siz değilsiniz. Kimi ve neyi kaale alıp almadığınızın bir önemi yok... Veganlık diye bir akım var, etik görüş ve tutum sergileyen nazik ve kibar insanlar. Bazıları ama hepsi değil, bizim gibi tatlı su veganları :p Bir de militan veganlar var, ekstremistler ;) Benim mentor ( akıl hocası ) diyebileceğim kişi öyle biri ... Buyurun : Eklenti 683408 https://www.youtube.com/watch?time_c...&v=vg3faNg8X9Y Nasılmış:confused::D |
O BEN kelimesi cümleye BEN ile başlamak değildir ki.
Sizin ki ajite etmek olmuş. :)) :: Ayrıca... Ben (!) hayvanların hissetmediğini ne zaman söyledim ki...!? Tam aksine... "BİTKİLERİN DE HİSSETTİĞİNİ" söyledim. :: Kendimi hiç bir zaman dünyanın merkezi falan sanmadım. Onu nereden çıkardınız şimdi? Elif Şafak'ın yıllar önce veganlıktan tekrar hayvansal gıdalara dönüşü ile ilgili bir röportajı var internette. Onu okuyun bence. O diyor ki... "Biz veganlar ve vejeteryanlar kendimizi çok özel insanlar gibi görürdük, bununla gurur duyardık, diğer insanlardan daha bir farklı konumda olduğumuza inanıyorduk (İster istemez öyle duygulara kapılıyorduk)"" gibi açıklamaları var. Yani... "Kendimizi azınlıkta görüp, bunun avantajını kullanıp (!) hayvansal gıda tüketen diğer insanlardan ayırıp, dünyanın merkezine koyuyorduk" şeklinde açıklamaları var. Bence siz olayı karıştırıyorsunuz. Bazen cümlelere/yazıya "BEN" ile başlamak "BEN MERKEZCİLİK" değildir. Benim bu konudaki düşüncelerim en başından beri bellidir. Dünyaya empoze edilen görüşler benim zerre umrumda değil bu konuda. Ben, doğa bizi nasıl evrimleştirmiş ise, nasıl şekillendirmiş ise ona bakarım. Doğa biz insanları "HEPÇİL" evrimleştirmiştir. Bundan gerisi benim için laf-ı güzaftır. |
Şimdi bitkiler düşünüp, sesleri duyup, algılayıp, hissedip, akıllı olup davranmıyorlar mı?
|
İsmail bey,
Bu konuda bu sitemizde bir başlık bile var. Üyelerimizin bazıları çiçek veya meyve vermeyen bitkilerine öfke ile bağırdıklarını ya da tam tersine bazıları da sevecenlikle konuştuklarını, muhabbet ettiklerini ve bundan sonra bitkilerinin bol çiçek veya meyve verdiklerini falan anlatıyorlar. Hepimizin çevresinde böyle insanlar, yakınlarımız, komşularımız vardır. Çiçekleri veya ağaçları ile sanki kuzusuyla, kedisiyle muhabbet eder gibi sohbet eden tanıdıklarımız var. :) |
Memlekette zaten cinsiyet, ırk, dil, sağ, sol derdi var birde beslenme çıkmasın. Biri ot yemiş diğeri kebap, biri ayran içmiş diğeri rakı.. Beslendiğimiz sürece bir sıkıntı var mı?
Vegan olunabilir, haklı yanlarıda vardır fakat hayvanlar gibi değiller denilirse benim için sıkıntı olur. Bende her sabah bitkilerde konuşurum mesela, onlarda hayvanlar kadar hisseder, tepki gösterir algılar.. Bunlarıda videolarla ekleyebilirim buraya. |
@ayazkentli, @İsmail Kuzucu, burası "veganlık", "etçillik" tartışma platformu değil yalnız. Başlığı amacından saptırmamakta fayda var. Arzu ederseniz "Hayvansal Beslenme" şeklinde başka başlık açıp orada faydalarını ve övgülerinizi paylaşabilirsiniz. Forum içerisinde vegan beslenme ve yaşam biçimiyle alakalı bilgi edinmek isteyenler bu başlığa girip de bir yığın tartışma okumamalı diye düşünüyorum. Yoksa istendikten sonra bu konuyu sayfalarca tartışabiliriz.
|
Mesajlarımın neresinde vegan karşıtı veya hayvansal beslenme destekli cümle vardır? Birde konu sadece veganlık ise sadece veganlık ile ilgili konuşalım. Siz cümle içinde et, süt derseniz vegan olmayanlarında yazma hakkı doğar.
Alıntı:
Alıntı:
|
Alıntı:
Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
Konunun tartışma ekseninde devam etmeyeceğini umarak bir infografik paylaşmak istiyorum. Geçmişteki mesajlarda tekrar tekrar paylaşıldığı oldu.
Eklenti 683439 Dünyadaki bitmek bilmeyen hayvansal gıda talebi nedeniyle yürütülen endüstriyel hayvancılığın yarattığı çevresel tahribat ortada. Esas bundan ötesi lafügüzaftır :). Bundan sonra bu başlık altında "beni herhangi bilimsel veri alakadar etmez" diyenlerin "düz dünyacı"lardan farkı yoktur. Dikkate almaya dahi değmez. |
Son mesajınız da olmak üzere, söylediklerinizin hepsi ne yazık ki laf-ı güzaftır.
Hiç bir anlamı yoktur. Çünkü DOĞA bizi nasıl evrimleştirdi ise ona göre yaşamak zorundayız. En büyük BİLİMSEL KANIT doğanın bizi nasıl evrimleştirdiğidir. Hem doğal yaşama inanıyoruz diyeceksiniz ama hem de doğanın bizi evrimleştirdiği yaşam şekline ters davranacaksınız. Bu siteye üye olup, bahçelerimizde domates, biber yetiştirip yemekle "Doğal yaşıyoruz, organik yaşıyoruz" diye paylaşımlar yapıp, sonra da doğanın bizi hepçil dizayn etmesine aldırmayıp, tekil beslenmek nasıl doğal yaşam oluyor? doğrusu çok merak ediyorum. Bu çelişkidir ve o nedenle "Ötesi laf-ı güzaftır" diyorum. Doğa ne diyorsa o. Sizler nedense ısrarla bunu görmemeye çalışıyorsunuz. Çünkü bunu gördüğünüz an "Tekil beslenmenin" doğaya aykırı olduğunu kabul etmiş olacaksınız. Bu nedenle de, dünyadaki tüm veganlar ve vejeler bunu görmezden geliyorlar ve ısrarla bu noktaya değinmemeye çalışıyorlar. Bunun adına halk arasında şark kurnazlığı deniyor. :)) |
Bitkisel beslenme dendiğinde hemen gardını alan arkadaşlar, sistemin bir çok kanalla dayattığı "sağlıklı, dengeli" veya "yeterli" beslenmeye bu kadar sahip çıkmak yerine bitkisel beslenmeyi eleştirmek yerine, yok diş yapımız, yok bağırsak sistemimiz diyerek yarım yamalak bilgilerle eleştireceğinize insan sağlığını etkileyen, stresi, insan yaşamını etkileyen toplumsal mobbingi, ağır çalışma koşullarını, iş kazalarını, işlenmiş gıdaları, kimyasallarla dolu yiyecekleri **** hastalığa tedavi amaçlı yaklaşan modern tıbbı neden eleştirmiyorsunuz. Neden mi? İnsanlar kendilerini tamamıyla çoğunluğun fikrine göre yönlendirmekteler, çoğunluğun fikri doğru olmalı!
|
1-cahille tartışmayacaksınız
2-veganla tartışmayacaksınız 3-inananla tartışmayacaksınız bu 3 ünde kesinlikle galip gelemezsiniz hele bu 3 ten 2 si bir kişide bulunuyorsa kesinlikle tartışmaya girmeyin üzülmeyin derim. birbirinizi de inandıklarınız hakkında lütfen ısrarcı olmayın karşı tarafı ikna etmeye çalışmayın |
Et Bağımlılık Yapar
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim üyesi ve Başhekim Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Halit Yerebakan et tüketiminin özellikle artığı bayram döneminde gözardı edilen bazı bilimsel gerçeklere dikkat çekti: ET BAĞIMLILIK YAPAR! Doç. Dr. Yerebakan yemek kültürümüzün çok önemli bir unsuru olan “et ve et ürünlerinin tüketimi”yle “erken ölüm” bağlantısını ve toplumumuz için vazgeçilmez olan bu besinle ilgili neler yapabileceğimizi anlattı. Sebze, meyve ve baklagiller gibi besin değeri yüksek gıdalar içeren bir beslenme düzenine aniden geçtiğinizde anlamsız bir yorgunluk hissettiğiniz oluyor mu? Belki de kendinize soruyorsunuzdur ¨acaba yeterli besleniyor muyum?¨ diye. Saydığım besin değeri yüksek gıdaların toksik etkisi yoktur, kırmızı et gibi değildir kısaca. Biraz abartılı bir tabir olsa da hayvansal gıda yediğinizde kendinizi adeta zehirliyorsunuz (iyi huylu zehir diyelim) ve diğer zehirler gibi (sigara, alkol) bu da size kendinizi iyi hissettiriyor! Hayvansal gıdalar sindirilirken açığa toksik metabolik maddeler çıkar, ve damarlarınızda gezmeye başlar, ne zamanki hayvansal gıdaları aniden azaltırsınız o zaman adeta diğer bağımlılıklarda olduğu gibi çekilme bulguları gün yüzüne çıkar. Besin değeri yüksek gıdalara ani geçişin oluşturduğu yorgunluk-bitkinlik hissi işte bundan kaynaklanıyor. Hipoksantin adı verilen madde etin uyarıcı ve tatmin edici etkilerinden sorumludur. Yani, beslenme düzeninizden eti çıkarttığınızda oluşan ¨bir şeyler eksik¨ hissinin sebebi etin sindiriminde açığa çıkan bu maddedir. Bu madde eti oluşturan kas hücrelerinde bulunur ve et yaşlandıkça-dinlendirildikçe artar. Kimyasal yapısı kahvedeki kafein veya kakaodaki teobromin ile aynı olup etkileri de benzerdir. Bunların hepsi sinir sistemi uyarıcıları olup bağımlılık yaparlar. Nasıl ki bazen çikolata ararsınız veya kahvesiz yapamazsınız, işte benzer bir etki ile et de bağımlılık yapar ve onsuz yapamayabilirsiniz. KENDİ ELİMİZLE ERKEN ÖLÜME DAVETİYE Mİ ÇIKARTIYORUZ? Kırmızı et ve ölüm arasındaki ilişkiyi değerlendiren 2012 yılındaki bir çalışma medyada çok yankılandı. Hatta dünya basınında ¨Kırmızı et ölüm araştırması¨ ve ¨Kırmızı et sizi öldürür¨ gibi atılan manşetlerle bilim ve haber detayı uyumsuz olarak servis edildi. Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü tarafından yapılan bu araştırmaya göre her gün ekstra bir öğün işlenmemiş kırmızı et (kasaptan bütün et kestirilerek alınan), erken ölüm riskini %13 arttırdığı gösterildi. Aynı araştırma işlenmiş kırmızı etlerin (salam, sosis, sucuk, vb.) ise %20 arttırdığını göstererek ciddi bir korku fırtınası estirdi. Araştırma 121 binden fazla kadın ve erkeğin 24 yıl süreyle takip edilerek yapıldı. Araştırma süresince her 4 yılda bir beslenme alışkanlıkları kaydedilmiş ve çalışma süresince yaklaşık 24 bin insan hayatını kaybetmiş. Araştırma sonuncun verdiği bilgiye göre daha fazla kırmızı et yiyen bireyler daha erken ölmüşler. Araştırmaya katılanların yaş ortalamasının 50 ve yenilen etin ise günlük 100gr’lık normal öğüne ilave 100grları değerlendirmeye kattığını belirmek gerekir. Günümüze kadar yapılan en kapsamlı ve uzun süreli araştırma bu olduğu için sonuçlarına kulak vermek gerekir. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ha...ilik-yapabilir :) |
2 Eklenti(ler)
Burada masum ve terbiyeli bir şekilde veganlığı anlatıyoruz.
Bakınız yurtdışında et yiyenlerin işlediği ayıbı yüzlerine nasıl vuruyorlar: Eklenti 683491 Empati yapmayı kolaylaştırmak için. Ambalajın içindeki et sizinki olsa ne hissederdiniz :confused: Eklenti 683492 Eskiden Komünistlerden nefret edilirdi şimdi çevrecilerden :) Nefreti kışkırtan ise aynı grup, çıkarlarının zarar göreceğini düşünen emperialisler ve onlara körü körüne itaat eden kitleler :) |
Burada masum ve terbiyeli bir şekilde veganlığı mı anlatıyorsunuz...!?
Sn. Jezebel kusura bakmayın ama hiç de masumane anlatmıyorsunuz bazı mesajlarda. Öyle paylaşılan yorumlar var ki, laf aralarında çaktırmadan biz HEPÇİLLERE vahşiler, katiller, hayvan katilleri gibi hakaretvari yorumları ve saldırıları uzun bir süre izledikten sonra zaten bu konuya yazmaya başladım. Kusura bakmayın da... hiç de masumane değil bazı (!) yorumlar. İsterseniz vegan arkadaşların yazdığı bazı yorumların içinde bizlere katliamcılar gibi saldırı kelimelerini listeleyeyim. Belki farkında değilsinizdir ama büyük hakaretvari kelimeler var. Yani... hiç de öyle masumane anlatımlar falan değil vegan arkadaşların bazı yorumları... 1. sayfadan itibaren biraz dikkatli göz ile tekrar bir okuyun bazı yorumları, o zaman ne dediğimi anlarsınız. |
1 Eklenti(ler)
Eğer veganlar aptal olsaydı bu insanlar da öyle olurdu
Eklenti 683503 Öyle mi ?! Ama zeka ve üstünlük konusunda kendini altın standart sanan Karatay ve zavallı takipçileri nasılsa bir sürü Nobel ödüllü kazanmış Kişilermişcesine şişinir dururlar. Karatay “Sihirli kavalcı “ masalındaki kavalcı gibi takip edenleri ölüme götürüyor. Kırmızı et ve yağ ile beslenen zeki insanlar tez zamanda kalp krizi, inme geçirip hakkın rahmetine kavuştukları için aleyhine ifade veremiyorlar. Herkes kendine benzeyeni sever derler :) Haşa bu kabalık ve patavatsızlıkta, sürekli genelleme yapan, kişiye benzemek istemem :) Beslenme bilimi kimsenin tekelinde değil. Hepimizin genleri bu kadar farklıyken Karatayın kafasındaki dar kalıplara sığmamız beklenemez :) |
1 kişiyi 1 yıl beslemek için ihtiyaç duyulan toprak: Vegan: 650 metrekare. Vejetaryen: Bir vegan için gerekenin 3 katı kadar. Et tüketen: Bir vegan için gerekenin 18 katı kadar. https://veganlik.org/cevre/ Boşuna yazıyorum biliyorum, ama ne yapayım, dayanamıyorum. Zamanında Kopernik ve Galileye ve hatta Teslaya da gülmüşlerdi, hatta Sokratesi suçlu bulup baldıran zehiriyle öldürdüler. Bu onların söylediklerinin gerçek olmadığını göstermiyordu. Haşa, o insanların tırnağı bile olamam, sadece gerçeği söylemekte inat eden kişiyim. Sevgiyle ve sağlıkla kalın. |
Merhaba Jezebel boşuna yazmıyorsun en azından yapman gerekeni yapmış olmanın rahatlığı ve huzuru da yeterli, veganlık etik açıdan anlatıldığında vicdanlarda, ne hikmetse hazzın önüne geçemiyor ve bu tartışmaya girmeyeceğim tamamen etik nedenlerle 2013 yılından beri ben ve ailem vegan. ukalaca algılanacak olsada yapacağım paylaşım etik ahlakı boşverip kendi sağlıkları açısından irdelemeleri ve dikkat etmeleri adına olacak. böyle yazıncada sanki lutfediyormuşum gibi oldu, öyle değil yani hadsizlik etmeyi düşünmedim. ilk linkte deli dana hastalığı hakkında bir yazı hastalığın seyri gelişimi ingilterenin bu konuda aldığı önlemler ve sonuçta bu hastalık tedavisi olmayan ölümle sonuçlanan ve dünya üzerinde hastalığın önüne geçilemediği vs. ve bazı avrupa ülkeleri ingilterede yaşayan en az 6 ay dahi kalmış insanların kan vermesi yasak bu yasak halen devam ediyor.kızıl haç bu insanlardan kan bağışı kabul etmiyor, neden? deli dana taşıyıcısı olması açısından. deli dananın insanlardaki versiyonuna alzymer demans denilmekte 2 ve 10 yıl içersinde ölümle sonlanmakta. delidananın insandaki adının 3 farklı isimle tanımlanması halkta et tüketimini yok edip et endüstrisine bu işten kazanç saylayan kartellere zarar vermemek ve demans alzymer adına üretilen hiçbir faydası olmayan pahalı ilaçları tükettiren ilaç kartellerinin kesesini doldurmak. yapay et için yapılan çalışmalar hayvanların bu delidanaya sebep olan virüsün önüne geçilemeyeceğinin anlaşılmış olmasındandır. dünyada tüm ülkelerde hızla yaş aralığı daha aşağı düşmeye başlayarak yayılmakta. neyşınıl coğrafide dünyanın değişik bölgelerinde hayvanların tüm kanı çekilerek öldürülmesine tanık olanlar bunun uzaylı saldırısına dahi yorumlamışlar araştırmalar sonucu olayın gizli yürütülen deli dana araştırması olduğu ortaya çıkmıştı. yaşlı bakım evlerinde bulunan alzymerlı yaşlıların sayısı benim çalıştığım dönemde bir katta sadece kadın sayısı 87 idi bu sayı sadece bir bakım evine ait yer olsa sayı daha artacak ki devletin huzur evlerinde kapasite yetmiyor sıra bekleyenlerin sayısı oldukça fazla. gerisini siz hesaplayın. dünya nufusunu 500 milyona indireceğiz diyen bill gates boşuna konuşmadı.
Veteriner.CC - Hastalklar - Deli Dana (BSE) Hastal Deli Dana Nedir, Belirtileri ve Tedavisi burada ise farklı bir isimle tanımlanan delidana hakkında bazı üyelerin paylaşımları mevcut.https://eksisozluk.com/creutzfeldt-j...i--3501353?p=2 orada bahsedilen bir link http://www.itfnoroloji.org/infeksiyon/infection.htm burada yine hastalık hakkında bir paylaşım http://www.kadinlariz.com/saglik/gen...igi-nedir.html ki nette yığınla bilgi mevcut. |
Sn. su teresi, Türkiyede Alzheimer Hastalığından ölen kimselere "doğal ölüm" olarak düşünüldüğü için otopsi yapılmıyor.
Kaçının aslında Jacob-Creutzfeldt Hastalığı(Deli Dana) olduğu anlaşılamıyor bile. Tanı koymak için beyin dokusunda " prion" tespit etmek lazım. Hal böyleyken çılgınca et ithalatına ve et tüketimine devam eden toplum kendi kuyusunu kazıyor. Jacob-Creutzfeldt Hastalığı (Deli Dana)' ın uzunca bir kuluçka dönemi var, tüketilen hangi etten bulaşmış olduğunu tespit etmek mümkün değil. Aklın yolun bir, et y e m e m e k. Ama kalbine giden yolun mideden geçtiği bir millete bunu nasıl anlatacağız:confused: Beyin dokusunu usulüne uygun kullanmayıp birilerinin yarım yamalak bilgi ve fetvalarına tabi olmak varken :confused: Netekim birisi kafasını kırmak istiyorsa kıracaktır, kimse mani olamaz. Anlamak isteyen zaten gayret gösterir ve öğrenir. Kimse hakettiğinden fazlasına sahip olamaz. |
Alıntı:
Typical onset of symptoms occurs at about age 60, and about 70 percent of individuals die within one year. Some symptoms of CJD can be similar to symptoms of other progressive neurological disorders, such as Alzheimer’s and Huntington’s disease. However [...] it also tends to cause more rapid deterioration of a person’s abilities than Alzheimer’s disease or most other types of dementia. Bu nedenle Alzheimer ile CJD'nin konunun uzmanları tarafından kolayca birbirine karıştırılmayacağını düşünüyorum. Alzheimer ilaçlarına tepki vermeyen hızlı bilişsel kayıp bulgusu kanımca doktorların dikkatini çekecektir. Vegan/Vegan olmayan beslenme alışkanlığı hakkında bu forum başlığındaki tartışma zaman zaman hararetlense de farklı bir konuda bildiklerimizi tazelemek için çok faydalı oluyor. Omnivor beslenme alışkanlığım var, liseden beri evrimin bizi bu yola soktuğunu düşünürdüm. Meğerse Homo sapiens'in Omnivor mu yoksa Herbivor mu olduğu iki tarafın da iddia ettiği kadar açık değilmiş. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3329511/ https://www.ninds.nih.gov/Disorders/...ase-Fact-Sheet |
İnsanın etçil olduğunu iddia etmesi ki yıllarca bu konuda hiç kafa yormamış olan ben dahi ne büyük cüret. Adilmiyiz gerçekten, belirli süre sonrasında dondurmadan tuzlamadan dahası yemek için yakalayıp öldürmeden çiğneyebilmek için parçalamadan en az bir saat sindirebilmek için pişirmeden tüketemeyeceği eti sadece o an doymak amacıyla doğası şartları gereği yakalayıp dişleriyle pençeleriyle parçalayıp çiğ tüketen sindiren hayvanla aynı kategoridemiyiz etçilmiyiz. Bu ne büyük iki yüzlülük. Damak zevki hazzı için seçenekler olduğu halde keyfi sistemin tuzaklarıyla et tüketmeye teşvik edilen belirli periyodlarla bazen yararları bazen zararları arz talebe -rant-göre pompalanan et.
işin ilginç yanı sevgili kutsal inekler bunu insanoğunun gözüne sokmuş 100 yıl önce adı konan alzymera, demansın erken evrelerinde kategorilendirilen isimler her neyse, inekler sonrasında geyik koyun vs başka hayvanlardada görülmüş insanda belirtileri tanımlanmış yayılması durdurulamıyor ve hala bunlara rağmen onca tedavi çalışmaları ve tutarsız araştırma sonuçlarıyla -oyalama- bu basit oyalama değil yılları bulan bulacak olan kazan-kazan, sen hastalığı devam ettir ben tedaviyi. kendilerine hizmet eden araştırma merkezleri üniversitelerde labarotuavrlarda değişik proteinlerden farklı tanımlamalarla hastalıklar üretip -farklıymış gibi-algıyı et tüketiminden uzaklaştırmak gerçekten işe yarıyor. hadi onu geçtim sütten kesilip 3-5-7-10 yaşında bir çocuğun herhangi bir hayvanı yakalayıp çiğ tüketebilirmiş gibi herhangi bir bakteri virüse maruz kalmadan hastalanmadan bu şekilde sağlıklı kalabilirmiş gibi insanlığın tarihini irdeleyip varsayımlarla etçil -olması gerek olmak zorunda 46 denek var maymunları inceledik araştırdık rahatlıkla pişirip ama, -çiğ değil- tüketebilirsiniz diyen bilim- adı altında bilimsel çalışma sunmakta modern guzide insana özgüdür. etçillik deneylerle ispatlanmak zorunda zaten mazallah insanoğlu bitkilere yönelir kolay sindiriyorum diye tüm sistem çöker nemelazım. koy 3 yaşında çoğuğun önüne bi parça çiğ et biraz üzüm, tadına bakar birisini kolayca yer diğerini çiğner çekiştirir ki o çiğ etin dahi kemiksiz olmasını bozulmadan muhafaza edilmesini sağlamak zorundasınız. kutsal tuzla. kutsal ateşle kutsal suyla. ben bi uyluk kemiğini slatalık gibi kıtır kıtır yiyen insan görmedim henüz. Sindir -e- bilmek için pişirilen toksik maddeyi tuzla ateşle daha az zararlı hale getirip tüketmek, olan biten bu.binlerce makale araştırma ki süreklide güncellenmek ha bire kendini yenilemek zorunda itiraz etmeye çalışanları farkedip baskılamak için. Robert M. Kradjian tarafından yazılan anne sütü harici süt ve süt ürünleri tüketiminin sonuçları https://www.notmilk.com/kradjian.html gogıl çevrisiyle okunabilir. hastalık sürecinin 1yıl ya da 10 arasında olması insanın yaşam kalitesiylede alakalı bireyin hızlı ya da yavaş ölümüyle tanımlamayı -deli dana, alzheimer demans- değiştirip et tüketme lüksüne devam edilebileceği kanısı oluşturanları desteklemek savunma yapmak pes gerçekten pes. dünyanın her yerine dağılmış durumda kontrol altına alınamadı. milyonlarca insan ya hasta ya taşıyıcı. verdiğim ilk linkte ithal edilen hayvanların 30 aydan önce kesilmesi şartı vardı kuluçka evresinde yani bu dahi olayın katakulleyle örtbas edilediğini göstermiyor mu. neyse bunlar kendi isyanlarım gerçekten tartışmak ortamı germek düşüncesinde değilim. ölümcül prionlar https://www.scienceinschool.org/tr/2010/issue15/prions Alzheimer Hastalığı ve Prion Protein https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4204584/ |
“Leşçil beslenme şekli, etçil beslenmenin bir türü olarak karşımıza çıkar. Leşçil canlılar; kendi besinlerini edinmek için avlanma çabasına girmek yerine avcı canlıların artıkları veya kendiliğinden ölen canlıların bedenleri ile beslenirler. Bu noktada biz insanlar avcı etçil canlılardan çok leşçillere benzeriz. Tek farkımız bizler metobolizmalarımızdan kaynaklı çürümüş et parçalarını öğütemeyeceğimizden dolayı, soğukta muhafaza ederek tazeliğini korumasını sağlayarak tüketiriz.”
Leşçil olmaktan vazgeçelim. https://gaiadergi.com/doganin-cop-bidonlari-lesciller/ |
buraya yazdığım demansın erken yaşlarda belirtilerine verilen isimlerinden alzheimerin namı diğer delidana ilerde zombi - bulaşıcı ve ölümcül yazımı infial yaratma düşüneleceği için delidana hastalığı bulaşıcı ve öldürücü yazarak daha sempatik duruma getireyim gerçekler biraz daha geride beklesin alay edilme şiddetle karşı çıkılma evresinde henüz -gerçi alzheimerin -bulaşıcı- ve öldürücü olduğunu tek ben söylemiyorum.
et ve et ürünleri süt ve süt ürünleri kozmetikler içinde prionun hastalık yapan bozulmuş türünün tespit edildiği paylaştığım linklerden birinde vardı. şaka gibi aynı belirtilerle teşhis edilen hastalığı farklı isimlerle insanların duygularına algılarına tepkilerine göre ifade edenleri onaylarcasına iki yüzlü olmak zorunda kalmak. sistemin beni getirdiği nokta. neden? toplum sisteme öyle entegre olmuşki kimse başını biraz sağa çeviremiyor bilakis seni tehdit olarak görüp manipule edecek her yolu deniyor. etik mevzu söz konusu dahi değil. en az hasarla yeryüzünde yaşamaya çalışanların sisteme zarar vermesine engel olmak daha öncelikli. |
Şaşırmayın :)
Alzheimer Hastalığında kullanılan iki ilacın 2018 kutu fiyatını vereceğim şimdi. Birisi etken maddesi Donepezil HCl olan Aricept , kutu fiyatı 103 lira diğeri Memantin etken maddeli Memanzaks kutu fiyatıb129 lira. Bu sadece 1 aylık tedavi dozu. Alzheimer hastalarının artışı kimin işine yarıyor:confused: Çok basit bir aritmetikle 3 aylık reçete kaç paralıktır anlarsınız ve bu tedavi ömür boyudur, iyileşme şansınız yok çünkü. Şimdi kıskacı gördünüz mü. Et üreticileri ve ilaç sektörü nasıl kolkola ilerliyorlar. Hasta hayvanlara tüketiciye ulaşana kadar semirmeleri ve ölmemeleri için hormon ve antibiyotik veriliyor. İlaç sektörü de et üreticisi de cebini dolduruyor. Bu et tüketiminin yol açtığı hastalıklar da ilaç sektörüne yoğun ilaç siparişi olarak geri dönüyor, Kolesterolden tutun, Kalp -Damar Hastalıkları, Börek Yetmezliği, Beyin -Damar Hastalıkları , Alzheimere kadar. Bir gözlemci olarak da söyleyebilirim ki son 30 yılın içinde genç kızların vücut kıllanmasında hızlı bir artış oldu, büyükbaş hayvanlarda kullanılan anabolizan hormonların bunda rolü varmıdır acaba:confused: E şimdi sizin, benim gibi 2-3 kişi çıkıyor, acı gerçeği söylüyor diye sözlü veya fiziksel olarak saldırıya uğruyor. Böyle bir sitede bile lafı ağızıma tıkmaya çalışan üyeler oldu. Keşke yıllar önce bana bunları anlatacak birisi olsaydı. Yıllar boyu ete dokunduğumda hissettiğim tiksintiyi aşmaya çalıştım halbuki doğru yol hiç elini sürmemekmiş :( Çok janjanlı ambalajlarda şaşalı reklamlarla bize yalanlar sunuluyor. Dost acı söyler. Biz o acı acı konuşan dostunuzuz. |
Siz bu ezberler ile kendi kendinizi kandırıyorsunuz.
Bir de üstüne sanki haklıymışsınız gibi ajite yapıyorsunuz. LEŞÇİL mi dediniz? Sizin bitkileri turşu yapmanız, dondurmanız, salça yapmanız leşçilliğin farklı yöntemleridir. Sizler de bitki leşlerini yiyorsunuz. Hayvanlardan insanlara hastalık geçiyor da, bitkilerden hiç mi hastalık geçmiyor? Bitkilerden geçen hastalıkları da yazmanız lazım. Onları niye es geçiyorsunuz? Genetikleri değiştirilmiş bitkileri tüketiyorsunuz ve bunları sağlıklı zannediyorsunuz. Kusura bakmayın ama asıl doğruları söyleyen bizleriz. Dost gerçekten acı söyler. Asıl acı acı konuşan bizleriz. Sizler değil. Sizler, sizlere belli merkezlerden dayatılıp ezberletilen, çocukların bile inanmayacağı yukarıdaki benzeri şeyleri gerçek veri zannediyorsunuz. İnsan nüfusunu azalmak için veganlık ve vejelik tüm dünyada özellikle yüceltiliyor ki, sağlıksız insanlar yaratıp, onlar elensin gitsin amacı güdülüyor. Bunu siz değil ama çocuklarınız yakın gelecekte çok fena anlayacaklar, görecekler. Daha önce de söyledim. Benim için en büyük doğru, DOĞA'nın BİZİ NASIL EVRİMLEŞTİRDİĞİDİR ve doğa bizi HEPÇİL dizayn etmiştir. Bunun üstüne söylenecek her söz beyhudedir, anlamsızdır. |
https://asihakkinda.com/2013/09/09/k...-sigir-serumu/
https://asihakkinda.com/2018/04/01/i...isan-yildiran/ linkteki uzun yazıyı okumayacaklar için -ki insanlığın düşürüldüğü tuzağı açıklayan bir yazı- kısa bir alıntı; "dünyada şu anda aşı konusunda, dolayısı ile immünoloji konusunda bir numara kabul edilen Emory Vaccine Center ABD’nin Georgia eyaletinde, Atlanta şehrinde bulunmakdadır. Ne tesadüf, meşhur ‘hastalıkları önleme dairesi-CDC’, Ahmet Rasim hocanın deyimi ile (47) komedi merkezi buraya sadece bir dakika mesafede (hiç gitmedim ama Google maps sağolsun). Aşı merkezinin bu eyaletde olması bir anlam ifade etmez ama, Washington, Boston veya New York’da olması daha makul olan CDC’nin burada olması ilginç! Daha ilgincine gelince; 1976’da kitle aşılamasına geçildikden kısa bir süre sonra 1980’de kim tarafından ve neden yapıldığı bilinmeyen, aşı merkezine 2.5 saat mesafede ve aynı eyaletde yer alan taş ocağında tuhaf bir abide yapıldı (48). Bu abideyi en azından bendeniz için ilginç kılan şey ise üzerinde yer alan yazıların ilk cümlesinin ‘insanlığı tabiat ile uyumlu olacak şekilde beş yüz milyonun altında tutun’ emrinin (!) yer almasıdır. Ülkemizde pek iyi tanınmayan yayın kuruluşu CNN’in kurucusu Ted Turner’ın buna benzer cümlesi ve GAVI (Aşılar ve bağışıklama için küresel birlik)’yi kuran minicik yumuşak (!)’ın sahibi Bill Gates’in ‘Aşılar nüfusu kontrol etmenin en iyi aracıdır’ (49) sözleri çok uyumlu bir komplo teorisi teşkil ediyor galiba!… Bunlar komplo ise 2014’de Kenya’da DSÖ’nün tetanoz aşısında bulunan kısırlaştırıcı hcg’yi kim oraya koymuş acaba? (50)" ve yine alttaki linkte sonlarda deli dana serumlarından yapılan aşıların ingilterede toni blair döneminde örtbas edildiği toplatılmadığı aşıların akıbeti hakkında bilgi verilememesi ki 3 dünya ülkerindeki çocukların bill gates sponsorluğunda -bağışla- aşılanması kendisnin yapay ete yatırım yapması, biz 3 dünya halkları doğal sığır tüketimiyle kendi kendimizi yok ederken sözde doğal ölümlerle gömülürken - bu arada delidananın -bulaşıcı-olduğu için inssanların beynini incelemeye çok fazla dr nin yanaşmadığını hatırlatayım. bu çorba yazıyı şöyle bitireyim nufus azaltılıyor. ve doğal ölüm görünümlü bu uygulamalar çok kar getiriyor. açılan sayfada en alttaki tarihe tıklamalısınız ve yeni açılan sayfanın en sonundaki makale http://www.mad-cow.org/current_UK_news.html |
BSE aşıları ile iki milyon çocuk aşılandı
Two million children innoculated with BSE vaccines gözatmak isteyen olursa iki link daha UK NEWS UK NEWS Yerli cesur yürek: Prof. Dr. Alişan Yıldıran: Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısı derhal askıya alınmalıdır | Beslenme Bulteni |
1 Eklenti(ler)
Araştırdıkça gelişen ve öğrenen, öğrendiklerinden tatmin olmayan,
tatmin olmadıkça daha çok "araştıran insanlara" hep hayran oldum. Hayatım boyunca onlardan birisi olabilmek için çaba gösterdim. Beynini yormak istemeyen, kelimelere ve kabul görmüş kurallara ve geleneklere bağlı kalmaya yeğleyen insanlara karşı güzel duygular hissetmiyorum. "Allah bitkileri ve hayvanları insanlar için yarattı" deyip bitkileri ve hayvanları aç gözlülükle tüketiyorlar. Ama sadece bizim kuşağımızdaki insanlara değil, gelecek kuşaklar için de yarattı.O halde bizim bu bitkileri bu hayvanları, bu doğayı tüketmeye, yok etmeye ve tahrip etmeye hakkımız yok. Dünyayı bulduğumuz gibi bırakmamız gerekiyor. Öyle mi yapıyoruz? Eklenti 684736 "Homo homini lupus est" eski romalıların 2 bin yıl önce söylediği söz. "İnsan insanın kurdudur" ve hala...birbirini yiyorlar. İnsanoğlunun genetiğindeki bencillik sistemin dayatması ile hiç olmadığı kadar ayyuka çıktı. Sadece kendimizi düşünüyor asla empati yapmıyoruz. Hayvanları da, insanları da, doğayı da... "Benden sonra tufan" dercesine... |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 05:29. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025