![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
Karadut
Kozak Yaylası'nda bulunan Aşağıbey Köyü'nün meydanında aşağıda ayrıntısını gördüğünüz karadut ağacının fotoğrafını çektim. ![]() Nerede bir karadut ağacı görsem aklıma ne tadı, ne şifası, ne şerbeti, ne reçeli, ne pestili gelir... Benim aklıma sadece Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun o şiiri gelir... Bir de bu şiirin içimi acıtan öyküsü... Bir zamanlar CNN-Türk’te yayınlamış olan "Yüzyılın Aşkları" belgeselinin çekimi için Bedri Rahmi - Eren Eyüboğlu çiftinin oğulları Mehmet Hamdi Eyüboğlu'nun Gazeteci Can Dündar’a anlattıkları şöyledir: "1949'da bir gün İstanbul Büyük Kulüp'teki bir toplantıda, davetliler Bedri Rahmi Eyüboğlu'ndan bir şiir okumasını istediler. Eyüboğlu ayağa kalktı ve Karadut'u okumaya başladı: "Karadutum, çatal karam, çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın"... Bedri Rahmi, şiiri okurken aniden gözlerinden yaşlar süzüldü. Salondaki herkes niye ağladığını anlamıştı; tabii herkesten çok, hemen yanı başındaki karısı Eren Eyüboğlu... Çünkü şiirde "kadınım, kısrağım, karımsın" dediği kadın, karısı değildi. Bu şiiri 3 yıl önce, bir başka kadın için yazmıştı: Mari Gerekmezyan... "Kara saplı bıçak gibi" Mari, Bedri Rahmi'nin asistanlık yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi'nin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelmişti. O dönem askerliğini yapmakta olan şair - ressamın sinesine, "kara saplı bir bıçak gibi" saplanmıştı. Mari, Bedri Rahmi'nin bir büstünü yapmıştı. Bedri Rahmi bu büstü, Mari'nin çeşit çeşit portresiyle ve ona yazılmış şiirlerle yanıtlamıştı. Artık aşklarından bütün İstanbul haberdardı. Bedri Rahmi, sanatında tam bir patlama yaşıyor, Eren Eyüboğlu ise sabırla eşinin kendisine dönmesini bekliyordu. Yorgun yürek "Karadut", 1946'da menenjit tüberküloz kaptı. İyileşebilmesi için antibiyotik lazımdı. Savaş yeni bitmişti ve ilaç ateş pahasıydı. Bedri Rahmi, genç sevgilisine ilaç alabilmek için tablolarını elden çıkarmaya başladı. Ancak bu çabalar da sonuç vermedi ve o yıl İstanbul Alman Hastanesi'nden Mari Gerekmezyan'ın ölüm haberi geldi. Bedri Rahmi yıkılmıştı. Sevgilisini sonsuzluğa uğurladıktan sonra keder içinde eve döndüğünde kendisini teselli eden, yine eşi Eren olacaktı. O dönem içkiye başladı ünlü şair... Aşağıdaki şiir, o dönemin ürünüdür: "Türküler bitti Halaylar durdu Horonlar durdu (..) Hüzün geldi baş köşeye kuruldu Yoruldu yüreğim, yoruldu." Eren Eyüboğlu, eşinin bu zor dönemi atlatmasına yardımcı oldu. Onu yeniden sanatıyla buluşturmak için çabaladı. Başardığını sanıyordu. Ta ki Büyük Kulüp'teki o geceye kadar... "Karadut"u okurken, Bedri Rahmi'nin yanaklarından süzülen gözyaşları, sevda yarasının hâlâ kapanmadığının kanıtıydı. Bunun üzerine Eren, bir süre Paris'te yaşamaya karar verdi. Oradan eşine yazdığı bir mektupta "o gece"yi hatırlattı: 4 Ocak 1950 - PARiS "Canuşkam, Kulüpte bir gece, şiir okumuştun, hani! Hatırladın mı? Gözlerinden, birden yaşlar döküldüğünü görünce içimin karardığını hissetmiştim. Sesin, nasıl titremişti. Hey! Bütün bunları hatırlıyor musun? Sanki böğrüme, kızgın bir ütü yapmışmış gibi olmuştum. O gece... Senin seneler sonra bile olsa yanıp tutuştuğunu anlamıştım! Bedri'nin ruhuna, insan üstü bir gücün acıyıp, ona güç vermesi için dua etmiştim. Ruhunun çektiği acıları Allah dindirsin. Allah sana resim yapma sevinci versin ve bizim yanımızda yaşamaktan, mutluluk duyabilmeni sağlasın. Eren." 'Buna katlandımsa.' Bu dualar işe yaradı. Bedri Rahmi, 11 yaşındaki oğluyla eşine döndü. 1974'teki ölümüne kadar geçen çeyrek asrı, aynı evde çalışıp üreterek, diz dize birlikte tükettiler. Öldüğü gün, eşi Eren cenazeden dönüşte, 35 yaşına gelmiş oğlunu karşısına oturttu. "Babanı uğurladık" dedi, "Ama şunu bilmeni istiyorum ki, ona çok kırıldım. Yaşadığı ilişkiyi unutmadım. Hiçbir kadın aşağılanmayı kabul etmez. Buna katlandımsa, bil ki, sadece senin hayatın kararmasın diyedir." Karadut ağacı için bknz: http://www.agaclar.net/forum/showthr...hlight=karadut ![]() ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-02-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 708
|
Son resimdeki siyah dutmu yoksa ahududumu acaba |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-10-2005
Şehir: adana
Mesajlar: 389
|
Şöyle kocaman bir tabak olsada yesek. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 |
Ağaç Dostu
|
Karadut- Bedri Rahmi Eyüboğlu
Araştırırken karşıma çıkan yazının bir kısmını burada görünce Sn. Hassoman'ın yazısına şu eklemeyi yapmak istedim: Bedri Rahmi'nın karısı Eren aslında bir Fransız ve eşinin sevgilisinin yaptığı büstü evinde tutacak kadar da özverilidir. ______________________________ "Sevilen biri için yazıldığı çok açık olan bu şiir şairin sevgisinin büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Mehmet Kaplan Şiir Tahlillerinin ikinci kitabında “Karadut” adlı şiiri değerlendirmesine “Karadut şiirinde Bedri Rahmi Eyuboğlu karısına karşı olan sevgisini ifade ediyor.” cümlesiyle başlıyor(6). Oysa bu şiir Bedri Rahmi’nin karısı için değil, evliyken sevdiği bir Ermeni kızı için yazılmıştır. Bedri Rahmi’yle akademide heykel öğrencisi olan Mari Gerekmezyan’ın aşkı bilinmiyor olsaydı şiirdeki verilere göre elbette Bedri Rahmi’nin karısına duyduğu sevginin şiiri olduğuna herkes katılacaktı. Çünkü Bedri Rahmi ve karısı Ernestino Letoni’nin de büyük bir aşk öyküleri vardı. 1932’de Paris’te başlayan ülkelerine dönmelerinden sonra birkaç yıl mektuplarla süren bu aşk Bedri Rahmi’nin ailesinin gönülsüz kabülüyle 1936’da evliliğe ulaşmıştır. Karısına karşı böyle büyük bir aşk besleyen Bedri Rahmi daha sonra Mari’ye de âşık olmuştur. Bu aşktan, evlendikten sonra adı Ernestino’dan Eren’e dönüşen karısının haberi vardır. Kendisi de bu aşkı gizlememiştir. ........................................... ..... Eşi Eren ise, çok kırılmasına rağmen olgun davranmış, oğlu için evliliğini sürdürmüştür. Daha da önemlisi, bezgin Bedri Rahmi’yi yaşama bağlamaya, sanata döndürmeye çalışmış ve bunu başarmıştır. Mari’nin yaptığı Bedri Rahmi büstünü evlerinin baş köşesinde tutması, özverisinin bir başka göstergesidir." Kaynak:http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TU...Aydogan_04.pdf (Kaynak aslında B.R.Eyüboğlu'nun şiirlerinde kullandığı meyvelerle ilgili bilgiler içeren araştırma yazısından alıntı.) |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-06-2006
Şehir: konya-seydişehir
Mesajlar: 194
|
Bunlar da benim dut fidanlarım. İlk 5- 6 yapraktan sonra (biri dışında) kıvrımlı bir yapıda büyümeye başladılar,tohumdan çıkanlarda yozlaşma mı oluyor? ![]() Üçü de bu anaç duttan alınan tohumlardan çimlendiler.İlerde aşılatmamız gerekir mi? ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#11 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-06-2006
Şehir: konya-seydişehir
Mesajlar: 194
|
Evet tohumdan çimlendirmiştim.Küçüklüğümden beri hayran kaldığım bir ağaç.Tüm çabam onun gibi olmaları için. Çelik almak için hangi mevsim uygun,nasıl hazırlamalıyım tavsiyelerinizi bekliyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
çimlerdirdiğiniz karadut aşı değilse yine karadut olacaktır. Örneğin; beyaz duta karadut aşılanmışsa, siz onu çimlendiriseniz beyaz dut olur, kara değil. Başka bir örnek, bir arkadaşım baş parmak kadar iri bademi çimlendirmişti. Küçücük tane verdi ve acı badem çıktı. Çünkü aşı yapılan anaç, acı bademdi. Siz çimledirmişsiniz. Emeğiniz boşa gitmesin. Onları istediğiniz kara duta aşılayın. Emeğiniz boşa gitmesin. Bu çok kolay, kendiniz de yapabirisiniz. Hem 'aşı yapmak, deliyi akıllandırmak kadar iyidir'; der büyüklerimiz. Hatta bir ya da iki dalına başka çeşitler aşılamanız harika olur. Eğer çelikten üretmek istiyorsanız, nisan/ mayıs gibi, yani gözler uyanmadan almalısınız. Gelişmiş ağacın orta yerlerinden bir genç dal bulup keserseniz ve gübreli toprağa dikerseniz hemen o bahar uyanacaktır. Aşılamaya gerek kalmıyacaktır. Aşılamada bir sorun daha çıkabilir. O da aşı uyuşmazlığıdır. Başka duta, karadur ya da ekşi karadut aşılandığında aşı bölgesinin üzeri hızla büyür ve kalınlaşırken, aşı altı ince kalabiliyor. Aşı bölgesi 'top' gibi görüntü alabilir. Biz bir sakıncasını görmedik ama... Saygılar |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#13 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-06-2006
Şehir: konya-seydişehir
Mesajlar: 194
|
Değerli bilgileriniz için teşekkür ederim Halil Bey. Anaç dut kasinlikle aşı değilmiş, dedemden onay aldım ve sevincim bir kat daha arttı. ![]() Aşılama işi çok istememe rağmen boyumu geçiyor.Eskilerin deyimiyle daha kırk fırın ekmek yemem lazım. Çelik için yazdıklarınızı bu bahar hayata geçirmeyi düşüyorum.Yalnız aklıma gelen bir şey oldu bu önerinizi hemen uygulamak.Ağaç yapraklarını dökünce bahsettiğiniz şekilde hazırlayıp serada uyanmasını sağlamak(üzüm çelikleri için yapıyoruz) nasıl olur?Baharı beklemem şart mı ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#14 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Ançak ağaçların _aşı alınacak anaç_ kış uykusuna yatması gerektiği unutulmamalı. Erken kesilmesi zorunlu olan üzüm çeliklerinin toprağa gömmenin sebebi; onları zamanı gelinceye kadar uyutmak, yaşını (ıslaklığı) korumak ve beslemektir. Üzüm çeliği yaşını çabuk kaybeder. Bence gözler uyanmadan, kabarmaya başladığında kara dutan çelik alırsanız daha iyidir. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#15 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-06-2006
Şehir: konya-seydişehir
Mesajlar: 194
|
Alıntı:
Sağolun Halil Bey.Fırsat bulursam bu kış bir deneme yapacağım inşallah.Yine de bahar tüm umutları barındırıyor bağrında değil mi? Tavsiyeleriniz için teşekkürler. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#16 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Özellikle badem örneğiniz çok çarpıcı! Acı ve küçük meyve veren anaca aşılanmış iri ve tatlı badem, çimlendirilip, meyve verince acı ve küçük badem oluşturuyor! Tohumun bademin kendisi olduğunu zannediyoruz ama hiç de öyle olmayabiliyor. Bu çok ciddî bir durum. Aşı nedeniyle bademin meyvesi kendi DNA'sı yerine aşı anacının DNA'sını devam ettiriyor. Bir çeşit taşıyıcı annelik durumu. Aynı şekilde; beyaz anaca aşılanmış karadut'un meyvesi karadut oluyor ancak çimlenince (hep) beyaz dut ağacı oluşuyorsa, aşı konusunun doğada çok çok özel bir yeri var demektir. gece aşı konusundaki engellerini aşmayı aklına (aslında arka cebinin 'umutlar' listesine) koyan forum kişisi |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#18 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: izmir bergama kozak yaylası
Mesajlar: 9
|
gerçekten emeğinize sağlık .dut ağacı o kadar sevabı çok olan bir ağaçtırki .kuşlar ,böcekler insanlar herkes yiyebiliyo ...kozak yaylasında genelde çeşme kenarlarına dikerler .. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#19 |
Ağaç Dostu
|
MAYHOŞ KARADUTUM ÜZERİNDE ADETA KİREÇ SÜRÜLMÜŞ GİBİ YER YER LEKELER OLUŞTU; Bu hastalıktan karadutumu nasıl hangi ilaçla kurtarabilirim.Bana ilaç tavsiye edebileceklere şimdiden çok teşekkürler. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#22 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-04-2011
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 477
|
*** üstatlar bizim köyde bir tane kara dut var benim dedem bilmiyormuş nezaman dikildiğini ben çocukken bile gövdesi kurumuş içi boşalmıştı okadar yaşlıki anlatamam ama hala meyve veriyor meyvesini de olgunlaştıktan sonra bile kopartırken zorlanıyorsunuz. Sanırım dutlar anadoluda türklerden önce yaşamış uygarlıklar tarafından dikilmiş SORUM ŞU; Bu ağacın meyvesinden tohum alabilirmiyim? Aldığım tohumları nasıl saklamalıyım ne işlemlere tabi tutmalıyım? tohumdan aynı duttan yetiştirmem mümkünmü? konuyla ilgili bilgileriniz için şimdiden teşekkürler. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#23 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-04-2011
Şehir: Akhisar/MANİSA
Mesajlar: 538
|
sayın yakup ÜNAL bahsettiğiniz dutun olduğu köyünüz Ankaraya yakınmı? böyle orjinal dut ağacından çelik almak çoğaltmak istiyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#24 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 711
|
Karadut çelikden üretiliyor niye tohumla uğraşıyorsun ki?Saksıda bile kökleniyor.Hiç bir işlemede gerek duymadan direkt toğrağa dik. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#25 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-04-2011
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 477
|
Teşekkür ederim |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#26 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-04-2011
Şehir: Akhisar/MANİSA
Mesajlar: 538
|
verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#27 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-06-2006
Şehir: konya-seydişehir
Mesajlar: 194
|
Karadutun yapraklarında oluşan bu lekelerin sebebi ne olabilir? İncelediğim kadarıyla yaprak altlarında böcek ya da larva benzeri bir canlı yok.Filiz uçlarından itibaren kuruma var.Mayıstan beri bu şekilde. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#28 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-04-2011
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 477
|
1000 yıllıdan büyük olduğu söylenen köyümüzdeki dut ağacı yıllara meydan okuyor |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Etiketler |
karadut |
|
|