![]() |
Kaktüsleri sevmeye başladim :)
|
Sayın Kartalpin
Yazılarınızı keyifle takip ediyorum..Kaktüslerimden, sahte çiçekleri özenle üzerlerinden aldımm.zamkların bıraktıgı izleride temizledim.Onlarda bana güzelliklerini bu sene sunuyorlar.2 kaktüsüm daha çiçeklenmeye başladı.açtıklarında sizlerle paylaşmak istiyorumm.En kısa zamanda açıcaklar inşallah. Bol çiçekli günlerr diliyorumm.. |
Gerçekten de 3 kitabı merak eden başkası yok mu? Arkadaşlar birlik olalım alalım şu kitapların adlarını sevgili kartalpin den:)
(Ya çok mu meraklıyım acaba:( ) |
Arada bir ses vermek gerekiyor sanırım sayın Kartalpin.
Sürekli buralardayım, hergün olmasa da günaşırı uğruyorum ama yazmayınca bilinmeyebilir. Sevgiler. |
Sayın kartalpin,
Ses vermem iyi olmuş demekki. Açıkça merak etmiyor değildim. Acaba adımıza kaktüs tohumları ekildi mi, gelişmeleri ne durumda? Fotoğrafları görmek değişik bir duyguya neden oldu. Sanki kendi çocuklarım gibi bir süre baktım yüzümde bir gülümseme ile... Minik diken oluşumları bile çıkmış. Bir yıl sonraki durumlarını şimdiden merak ediyorum. Sevgiler... Teşekkürlerimle... |
Alıntı:
|
Ne mutlu bana...
1 Eklenti(ler)
Yürektendir en güzel çiçekler...
Açar ak ak... Sımsıcak sevgiden.... Sevgili Kartalpin, Sevincimi çoğaltıyorsunuz, hayranlığımı arttırıyorsunuz ve de kıskandıryorsunuz beni.... Büyüyor büyüyor _her güzelliğini sundukça bize_ Kıskançlığım! Korkarım kıskanç, haset biri olacağım yakında.... Umuyorum ve yürekten diliyorum ki bütün yavrucuklarınız güzel, alımlı gençler olsunlar. Ve yürekten diliyorum, görebilelim O güzel gençleri... Sevgilerimle. Çok çok yaşayın sevgilerde, sevgililerle.... |
Harika tohumdan yetiştiriyoruz bir yandan da:) Sevgili kartalpin emeklerinize sağlık. Ben tohum paketim vardı mix tohumlar onları yetiştirmeye çalışıyorum. Maaesef ilk çıkanların bir kısmını kaybettim ama kalanlar büyüyor merakla takip ediyorum büyümelerini:)
|
Dostlarınız vardı,
okuduk, dinledik, tanıdık geldi çokça... Dostlarınızda sizin, kendi dostlarımızı özledik... Çocuk olduk, renkli uçurtmalar bezendik. Biz, dostlarımızı da, dikenlerini de öpmekten hiç çekinmedik. Biz şimdi yavrularınızı da yavrularımız bildik, çokça da sevdik! 12.05.10 Asuman Kısa... |
Sevgili Kartalpin teşekkürler:p Nasıl atlamışım yukardaki mesajı. Tohum kaplarından birinde adımı okuyunca gözlerim doluverdi. İzninizle bilgisayar başında ağlarken yakalanmamak için önce kendimi toparlıyayım.:o Harikasınız. Kocaman teşekkürler size, sevgiler:p
|
Aslında "kaf" ve "nun" yazım itibariyle birbirlerine de benzerler sayın kartalpin.
"kaf"ta baş kısmında küçük bir yuvarlak bulunmakta ve sonrasında "nun" gibi devam etmektedir. Her ikisinde de üste tek nokta bulunur. Kaktüsünüze bakınca aslında bu iki harfin karışımı gibi geldi bana. Sağ üstte bulunan çiçek "kaf" harfindeki küçük yuvarlak, alt ortada bulunan çiçek ise her iki harfin üst kısmında bulunan tek nokta gibi algılanabilir. Kaktüs şekli zaten "nun" harfi görünümünde. Kaktüsünüz bu nedenle "kaf" ve "nun" harflerinin birleşimi. |
Bu kadar özel olarak anılmak insanın yaşayacağı en güzel durumdur sanırım hayatı boyunca.
Ben hemen saksıyı sormak isitiyorum. Bu (galveniz deniyor galiba) saksılara dikerken altını deliyor musunuz yoksa öyle deliksizmi dikiyorsunuz. Bende de var ama içine hep küçük bir plastık saksı aracılığı ile yerleştirdim:( |
Alıntı:
huzur Parmaklıklar arkasından bakar gibiyim Ölgün ışıklarına sokak lambalarının Ayaz gecede Puslu karanlığında solgun ışıklarla göz kırpan yıldızlara anlatıyorum yaralı sevdalarımı umutlar biriktiriyorum artık uzak zamanlara geride bırakarak yürek yaralarımı sarılıyorum, sığınıyorum sana ulaşırcasına kollarıma Sevim Karaman 2006 Kızıma şiirler |
Nur içinde yatsın Anneanneniz..
|
Çok ilginç:) Anneannenizi okurken babaannemi okur gibi oldum. Nur içinde yatsınlar. O çiçek babaannemin dik, onurlu, mağrur duruşu gibi. Ama bir o kadar da dirençli, güçlü, savaşkan.
|
Teşekkürler Sevgili Kartalpin
Kıyısına tuz ileten rüzgarı
balıkların yüzdüğünü duyarım Dinlerim yosunların konuştuğunu midyelerin ağladığını. Aşkın bir kanadı vardır kırmızıdır delinir kan akar. Bir kanadı var zehir yeşili... Vefalı olmak... başkalarının adına bile utanabilmek vefasızlıklardan... aşkı var edebilmek , duyumsamak, duyumsatabilmek... ve böylesine yakından , böylesine dostça anlatmak... Güzel insan harcıdır, sevda ustası olmaktır. Kutluyorum yürekten... Her anlatınızı , duyarak okuyorum. Dostlarınızı, kaktüsleri, sizi sevdik anlatılarınızla. Sağolun, varolun. Sevinçler, sevgiler çiçek çiçek açsın yaşadığınız, yaşayacağınız her günde... Sevgiyle. |
Kaktüslerle ilk tanışıklığım Giresun Keşap ta, komşu teyzenin bahçesinde teneke içinde baktığı bu kaktüsü görmemle başladı.
Ailem bitkilere düşkündür, bütün ömrüm salondaki terstaki bitkilerle geçti ama böylesini ilk defa görüyordum. Uzun süre uzaktan seyrettim. Biri açtı biri kapandı uzun sürdü seyri. En sonunda dayanamayıp teyzeye gittim bir kök rica ettim. Teyze ; -Amaaan al ne kadar istiyorsan ben nedecem? dedi. Niye diye sordum; -Geçen gün tenekenin birini öteye çekim derken elime battı andır kalasıca, ben de sinirlendim götürdüm çöpe attım elimi kanatanı, ooh iyi oldu ona dedi. Hem güldüm hem üzüldüm ben alırdım neden atıyorsun be teyzecim yaaa. Neyse ben iki kök aldım ve birini üzerinde çiçek belirtisi görür görmez eve[ memlekete anneme] yolladım otobüsle. Annem çiçek delisi bir kadındır, konuşur oynaşır onlarla. O görünce bu ne yaa felan dedi, "Bekle" dedim. Sonra inanamadılar acayip heyecanlandılar, eve gelenler inanamadı. Bu kocaman çiçek el kadar kaktüsten mi çıktı dediler. Ben annemin gözünü böyle parlatabildiğim için çok mutlu oldum. Sümbülü de ilk kez o yıl görmüş [Bizim oralarda sümbül diye bitki forumlarında LEYLAK diye geçen ağaç bitkisini biliyorduk] koklamıştık ve ben yine hemen soğanları çiçeklenmek üzereyken eve yollamıştm. Bunlar bizim en güzel paylaşımlarımız oldu. Annem şimdi inşallah cennette daha alaa nimetlerin, güzelliklerin içindedir. Bu kaktüs onunla bizim kaktüsümüz, sevgimiz, bağımız... |
O değil ama o kökün torunu var şu an elimde. O zavallıcık da çok badireler atlattı, yeni yeni kendini toparlıyor. Gündüz resmini çekip yüklerim inşallah.
|
Sayın Kartalpin, ondokuz numaralı kaktüs ondokuz Mayıs'ta gülümsüyorsa boşuna değildir bu rastlantı.
(Sol üst köşe ne durumda, hala sadece bir tane lithops mu var?) |
Sait Faik'in çiçeği çok güzel:). Duru, sade bir güzellik
|
Merhaba kaktüs sever dostlarımm..
4 Eklenti(ler)
Merhaba kaktüs sever dostlarımm..
Seyretmeye doyamadığım,bakarken huzur bulduğum çiçeklerimm. İşte birtanesi daha tüm güzelliğiyle ''merhaba'' diyor,bütün dostlara. |
Arkadaşlar, sevgili KARTALPİN hiç bu kadar sessiz bırakmış mıydı bu sayfayı? Hayırdır ***.
|
Evet bırakmıştı:( Ama bu kez o kadar uzun olmaz umarım. Bu sayfa onsuz çok yalnız ve çok boynu bükük kalır:(
|
Kaktüs Sevdalısı Kartalpin'e...
Sevgili Kartalpin'in sessizliği, umalım ki yaşam işlerinde, sevinçli teleşlarda
kaldığından olsun... Umalım ki sevgili dostlarıyladır, sevgilerde, huzurdadır. Onun güzel anlatılarıyla, güzel dostlarını bekliyoruz tanımak için... Bizlerin özlemleri de çağrıştırır umalım Sevgili Kartalpin'i.... |
"Şaman" ın güzelliğine sözüm yok çok güzel. Ama sizin şaman ı anlatımınız bir başka güzel sevgili kartalpin. Sevgiyi anlatmak, saygıyı; kavuşmayı özlemi ama bir o kadar da imkansızı anlatmak. Uzaktan uzağa sarıp sarmalamak yüreğindeki o koruyucu sıcaklıkla sağlık dilemek, yaşam dilemek.
Duygu ve düşünce güzelliğiniz şamanın güzelliğiyle birleşti eşsizlik oldu:) |
Ya Andlar'ın muhteşem kondoru,
beni evime götür, Andlar'a, Ülkemi geri istiyorum, ve İnkalı kardeşlerimle yaşamak istiyorum, bunun hasretini çekiyorum, El Condor Pasayı dinlediğimde ortaokula gidiyordum. Yine unutulmuş ama çok güzel bir şarkıyla çok güzel bir kaktüsün çok güzel öyküsü. Teşekkürler... |
Sevgili Kartalpin Hocam... Kaktüs, succulent ve de hikayeleriniz muhteşem.
Ben yeni üyeyim. Bir kaktüs severim. Daha doğrusu sıradan menekşe türü çiçekleri hiç yetiştiremedim nedense... Hep kaybettim. Değişik çiçeklere ilgim var ve bu siteyi bulduğumda cennete düşmüş gibi oldum. Hikayelerinizi ve de tabi ki diğer arkadaşların hikayelerini çok beğendim. Daha önce hiç bu yazıları kitaplaştırmayı düşündüğünüz oldu mu diye sorsam ayıp olur mu acaba? Severek okuruz emin olun... Sevgilerle. Bir İngilizce Öğretmeni.. |
Benim gibi merak edenler için, link
|
Alıntı:
Sadece avatarımdaki resmi yükleyebildim. O da 2 yaşındaki kaynana topuzu denilen kaktüsüm. Onu dağıta dağıta bitiremedim. Sürekli yavru veriyor. Bu yıl çok güzel çiçekler açtı. Hala da devam ediyor. Sizin deyiminizle tam bir saksı kıran. En yakın zamanda evre evre çiçek açma resimleri ekleyeceğim. Umarım başarırım.. Ama resimsiz de anlatabilirim size niçin kaktüs sevdiğimi: Geçen yaz Antalya da Minicity'de bir gezinti yapalım dedik. Ve ben orda Golden Barrel kaktüslerini gördüm ve top top halleri çok hoşuma gitti. Ben kaktüs kaktüs derken teyzem bana bir kaktüs hediye etti ve benim serüvenim başladı. Artık bir tane kaynana topuzum ( sanırım echinopsis multiplex) vardı. Onunla kendimi avuturken Güneydoğu'daki görevime gitmek zorunda kaldım ve kaktüsüm beni İstanbulda bekledi. Beni beklerken balkonda soğukta ve de susuz kalmış ( ki bu çiçek açmasına yaradı ) Eşim ilgilenemediği için saksısını kıracak kadar büyümüş ve bir sürü yavru vermiş. Ben de Mart ayında geldim. Saksısını değiştirdim. Veeee 2 hafta sonra tomurcuklar çıkmaya başladı. Gün gün fotoğrafladım ve de kedinin cğer beklediği gibi çiçek bekledim. Sonunda çiçekler açtı, ben çocuk gibi sevindim. Ertesi gün solduklarında ise yine çocuk gibi ağlayacak oldum. Yanlış bişey yaptım sandım. Meğer ömürleri 1 günmüş. Bu arada 2 tür succulent ve bir yılbaşı çiçeği çeliği bulup toprağa diktim. Resimlerini yükleyebildiğim zaman diğer aldığım kaktüslerimin de isimlerini sizlerden rica edeceğim. Bulamadım çünkü. Şimdiden teşekkürler. |
Hoş geldiniz
Sn. Aysahay,
Yazınızı okurken benim davranışlarım ve düşüncelerimi yaşayan birisini daha görmenin mutluluğunu hissettim. Kedinin ciğer beklemesi gibi kaktüslerin çiçek açmasını beklemek, kare kare fotoğraflarını çekmek :) Hikayelerinizi de dört gözle beklemekteyim. Hoş geldiniz kaktüs sevdalılar ve yeşil severler arasına. |
Çok teşekkür ederim İrem Hn. Ben bu kadar çiçek meraklısı olacağımı hiç beklemezdim kendimden ama demek ki içimde varmış. Çok küçük bir balkonum var. Evim lojman ve çok dar. O yüzden öyle kocaman çiçekli cıvıl cıvıl bitkiler alamıyorum. Küçükleri tercih ediyorum. Okul yüzünden bu ara ilgilenemedim. Not işleri biter bitmez ağaçlar netten isimlerini aldığım kaktüs ve succulentları bulmak için Eminönü'ne gideceğim.
|
Sizin muhteşem anlatımlarınıza, ufak bir dinleti ile katkıda bulunabildiysem ne mutlu bana.
|
Gerçekten insan bu çiçeklere bakarken bir çiçekten daha fazlasını görüyor.. Süper çiçekler...
|
Vazgeçilmezlerim.
4 Eklenti(ler)
Merhaba dostlarım..Güzel yaz gününün,güzel çiçeklerini sunuyorum sizlere. Bir yıl bekledim.Bir bebeğin büyümesini bekler gibi:) Sanırım değdi..1 gün bile olsa ömürleri seyretmeye doyamadım.sevgiyle kalın.
|
Gerçekten muhteşemler:)
Sizin mektup arkadaşınız da çok güzel. Sahip olmayı istediğim kaktüslerden biri. Kıvrımları çok hoşuma gidiyor:) |
İçinde hazineler saklayan bu muhteşem canlıları açtıklarında keyifli bir şekilde izlemek ne büyük bir haz. Bu dikenli hazinelerin hayatlarından çok mutlu oldukları sayın pandora.u ya verdikleri her teşekkür tomurcuğundan belli oluyor...
|
Sayın Kartalpin, Sayın Sevim, Sayın Faruk,teşekkür ederim yorumlarınız için.Bir kaktüsüm kaldı açacak onuda paylaşıcağım sizlerle. Fırsat bulur bulmaz giriyorum siteye,yazılarınızı okumaktan büyük keyif alıyorum.Tabi değişik kaktüs çiçeklerini görmektenede.
Sevgiyle kalın. |
Aman allahım:eek: Gerçekten biricik adını hakediyor. Vuruldum ben bu kaktüse:)
|
Saklı uyum
Sevgili arkadaşlarım...
Uzun süredir sizleri okuyorum, yazmak istiyorum lakin bir türlü kafamı toparlayıp düşüncelerimi kağıda dökemiyordum... Şimdi tatil ortamında fırsatını bulmuşken okuduğum 'Kral ve Hortlak' kitabından esinlenip birazda çok daha evvelden aklıma takılan düşünceleri birleştirip sizlerle paylaşmak istedim... Bu sayfalar çok güzel...iyilik ve aşk, bir kaktüsün tüm varoluşunda duyumsanıyor ve yazılıyor...Ama ya kötülük? Sorunumuz kötülük... İnsanın tüylerini diken diken kötülük... Çeşitli kültürlerde çeşitli metaforlarla veya isimlerle tanımlanmış... ama en çok bilineni ve çağırışım yapanları; Şer... Şeytan... Oysaki hiçbirşey insanın nefsinden daha öte değil... Kötülük dediğimiz şeyde öyle... Kaç zamandır aklımda bu sorun... İyilik ve iyiliğin yüceltilmesi..hatta çeşitli new age akımlarında yerin dibine sokulup yok sayılması gereken kötülük... Oysaki iyilik ile kötülüğün arasındaki gerilimdir oluş... Celal ile cemalin arasında... Rahmet ile gazap arasında hayır ile şer arasında... kaktüsün dikeni ile çiçeği arasında :))) Yin ve yang arasında... Peki esas olan nedir? Esas olan dengedir... Karanlığı görmeden, güçlerini denetlemeden, onunla tanışmadan, kötülüğünde kendine göre bir anlamı olduğunu hissetmeden denge kurulabilir mi? Yin ile yang'in uyumu sağlanabilir mi? Karanlıktan habersiz kaldığın sürece, aydınlık ile karanlığın karşılıklı çekişmesine dayalı kozmik dengeyi nasıl kavrayabilirsin? Kötülük ancak niteliksel (niceliksel değil) bir üstünlükle denetim altına alınabilir. Bu kişinin kendi kendini denetim altına alması ile de ilgilidir. Kişinin niteliğinde... Bizzat kötülüğün kudretini deneyimlememiş ve bu kudretle bütünleşmemiş kişi kötülüğün üzerinde bir zafer elde edemez... Masum olanlar dünyadaki kötülük olasılıklarını her zaman kendilerinden uzak tutmaya ve inkar etmeye çabalar. Oysaki tam da bu kötülüğün varlığını sürdürme sebebidir. Çünkü kötülük çatışma içinde de olsa iyilik ile güç birliği yaparak yaşam kumaşının dokunmasına yardım eder...Kötülüğün deneyimlenmesi ve bu deneyimin yaşanması; olgunluğu, gerçek pişmanlığı, empatiyi asıl yaşamı , yaşamın güçlerini ve vazifelerini gerçek anlamda yönetme becerisini gerçekleştirir... Yasak meyvanın, yaşantıyla oluşan günah meyvesinin, insanlık tarihi başlamadan önce masumiyet bahçesinde bunun tadılması oldukça anlamlıdır. Çünkü ancak kötülüğü idrak edip, kendi nefsinde deneyimleyince kötülükten kaçınabilirsin...Yoksa eylemlerindeki kötülükten bihaber idraksiz bir yaşam seni bekler ve kendini iyi sanırken kötülüğe en büyük hizmet edenin kendin olduğunu anlayamadan yaşar gidersin... Bilinç bu gerilim üzerinde inşa edilir... Hayır ve şer neden Tanrının iki nimetidir? Ve neden her şerde bir hayır mevcuttur? Bunu mistik deneyimlerle çeşitli cevaplar verebilirsiniz... Ya da en basitinden bir oluş için ikisininde bir arada olması gerektiği kavrayabilirsiniz... İslam dininde şeytan, hiç de ayrı bir güç değildir... Tanrı onu bizzat baş melek olarak yaratmıştır...İsyan edeceğini bilmiyor olmak zaten Tanrısal kudrete aykırıdır... İsyan etmeliydi ki dünya yaşamı var olabilsin...İnsan ortaya çıkabilsin, tüm sıfatları kendi nefsinde cem edebilsin...Mikrokozmoz ile makrokozmozun simgesi olabilsin...İnsan neden Halifedir hiç düşündünüz mü? Ve Kuran'a göre şeytan insandan güçlü değildir... Hele hele dualist dinlerdeki gibi Tanrıya denk bir gücü asla olmamıştır... Çeşitli ayetlerde de belirtildiği gibi Şeytan, İnsana sadece "vesvese" verebilir ki bu nokta çok önemlidir... Vesveseye kapılan insan şeytani şeyler yaparken , yaptığı herşeyi aslında kendi için yapıyordur... Kendi nefsinden o gücü alıyordur... Şeytan insandan daha mı kötüdür? Daha mı gülüdür? Yoksa sadece bir vesvese yüzünden bir sürü kötülüğe yol açan insan mı daha mı kötüdür? Olgun ve bilge bir kişi olmanın yolu kendi nefsindeki kötülüklerle tanışmaktan ve deneyimlemekten geçer.. Kendi kötülüğünü bilen ve hakim olan kişi ancak onu alt edebilir... Cehennem illaki ateşlerle dolu bir çukur olmak zorunda değildir... Gören gözler için vicdanında, yaşadığın ve yaşattığın kendi sorumlu olduğun her kötü eylem senin cehennemindir... Kendi nefsini bilmeden ve tanımadan olgunlaşmak mümkün değildir... Günaha sapmamış ve bundan ders almamış hiçbir kişi dengesini bulamayacaktır... Masumiyet, ancak kendi günahlarımızın veballerini idrak ettikçe ve kendi nefsimiz ile savaştıkça olgunluğa dönüşecektir...aksi takdirde kötülüğün elinde bir maşa olmaya mahkumdur... Evet masumiyet değerlidir ama yeterli değildir... Kudret ancak her iki gücün dengelenmesi ile elde edebilir... Son dönemlerdeki masumiyete övgü ve iyiliğin kutsanması romantik ancak yeterli bir tez değildir... Öyle olsa hepimiz çocuk saflığında yaşardık...neden olgunlaşma derdindeyiz ki? Ve Tanrı neden insanların günah işlemesini istedi? Amacım kötülüğe övgü değildir..amacım aksine kötülüğün denetim altına alınması gerekliliği ile bir yol saptamadır. Kendi içindeki kötü ile tanış...Bu kötü ile yüzleşmekten sakın kaçınma...Onu tanı ki bir daha onun oyunlarına kapılma :) Onu tanı ki, bir kötülükle karşılaştığın zaman onu alt edebilecek donanımda ol....Gerekiyorsa kötü olmak zorunda kal ki, esas kötüyü yok edebil... Tıpkı şifa için acı ilacı içmek gibi... Tıpkı şerin içindeki hayırı ortaya çıkarabilmek gibi... Tıpkı Kehf suresindeki Musa ile Hızırın yolculuğu gibi... Sevgilerimle... |
Sevgili Kartalpin
Çok zarifsiniz... Aslında size karşı mahçuptum daha da mahçup oldum :)) Atfettiğiniz muhteşem kaktüsle hipnotize olmamak, böyle bir güzelliğin girdabına düşmemek ne mümkün... Yazımda sizinde çok iyi gördüğünüz gibi ikilik yok, aksine denge-uyum için birlik var...ve insanı birliğe götüren yolda nefsini bilmesi tanıması, kendi kötücül yanıyla da tanışması var... Herşeyi kendisinde birleyen (ki bu birlik - bir- sayısı ile tanımlansa da aslında sadece alegorik bir birliktir) olgun kişiye ne mutlu :))) Sevgilerimle... Not: Kaktüsüm taşınma sırasında, başına birşey gelmesin diye kucakladığımda ne yazık ki benimle beraber yere düştü ve düşerken bazı dikenleri yüzüme yapıştı...saksısı kırıldı...o halde onu en yakınımdaki çiçekciye götürüp yeni bir saksıya ekmesini rica ettiğimde yüzümdeki nokta nokta kanları gören çiçekçi dehşete düştü :) Ama bana çok yardımcı oldu ve ona yeni bir saksı sağladı...Çok şükür yüzüm iyileşti...Şu an bende kaktüsümde iyi durumdayız. En kısa zamanda resmini çekip burada yayınlamayı başaracağımı umuyorum... |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 01:37. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025