Sûz-i Dilârâ / Kaktüs ve Sukulentler

[Sûz-i Dilârâ]

Yaz ortasında eşimin tayini çıktı ve biz şehir değiştirmek zorunda kaldık, çocuklar aşırı sıcaklardan etkilenmesinler diye de eşim bizi köye bıraktı ve eşyaları yeni evimize o taşıdı, biz de bir buçuk ay kadar köyde kaldık.

Konuyu baştan bildiğim için çiçeklerim ne olacak diye kara kara düşünüyordum.

Aşırı sıcaklarda yollarda perişan olacaklar hem de gidecekleri yerde 1,5 ay susuzluktan ölecekler diye en sonunda nadir bulunduğu ya da çok sevdiğim ya da tohumdan yetiştirdiğim için çocuğum gibi olan 6 çiçeğim hariç hepsini Van'da çiçekleri çok seven arkadaşıma verdim.

6 büyük saksıyı da sıkış tıkış arabanın içine yerleştirdim (bizim eşyalarımız ve çocuklar da olduğu için araba çok doluydu).

Eşyaları ve çiçekleri koyduktan sonra eşim bana bakarak "eee sen nerede oturacaksın?" diye sorunca kendimi çocuk koltuklarının arasındaki daracık yere sıkıştırdım kucağıma da yeri rahat değil gibi gelen bir saksıyı da aldım ve yola çıktık. 13 saat kollarım bacaklarım her yanım tutuldu bir de yolda çocuklar vızıldayıp ağlayınca zaten kendimi zorla sığdırdığım yerden birkaç kere çıkmak zorunda kaldım.

Oldukça zahmetli bir yolculuktan sonra köye geldik. 1,5 ay sonra da yeni memleketimize Ancak 6 saksı çiçekle kalakaldım, çiçeksiz hayat çok sıkıcıymış bu arada bunu öğrendim. Şimdi yeniden sipariş vermeye başladım baştan başlayacağım ama bu sefer Van'da sert iklimden dolayı yetiştiremediğim için içimde kalan pekçok bitkiyi yetiştirebileceğimi ümit ediyorum.

Hadi hayırlısı.