Adeniumlarımla devam edeyim. Kendilerini tohumdan yetiştirdim. Van'dan buraya türlü perişanlıklarla getirdiğim bitkilerimden ikisi.
Uzun zamandan beri yaprakları sararıp dökülüyordu. Üstüne bir de sonu gelmez unlu bit yumurtaları eklenince dayanamayıp budadım. Budadığım yerlere az miktarda tarçın sürdüm. Şu anda yeni sürgünler var. Unlu bit vs. diğer zararlılardan korunabilmeleri için de pencere önüne koydum.
Bilenler bilir. Mantar, unlu bit vs. zararlılar hava akımının olmadığı kapalı mekânlarda daha da azıyorlar. Ev içi çiçeklerimin bulunduğu odaların pencerelerini daima açık tutuyorum. Hem temiz hava da iyi geliyor diye düşünüyorum.

Bu adeniumum da haberim olmadan kök çürüğüne yakalanmış. Gövdesindeki küçük bir kısmın sürekli ıslak görüntüsünden şüphelendim. Saksısından çıkarıp baktığımda şok oldum. Tek ve küçük bir damar hariç koca koca damarlar çürümüş, çürükler gövdeye doğru ilerlemişti.
Hemen çürük kısımları temizledim, diğeri gibi tarçın sürdüm. Küçük damarın canlılığına güvenerek temiz adenium toprağına geçirdim. Tek bir dal hariç tamamen budadım. Aylardır bekliyordum.
Bugün mini mini bir sürgün görmemle umudum da yeşerdi. Zaman, bitkim gibi umudumu da kurutacak ya da büyütecek.

