agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Hoyaları (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-hoyalari/)
-   -   dkp / hoyalar (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-hoyalari/15741.htm)

ilknur aşık 28-11-2010 09:39

Hoşgeldiniz sevgili dkp. Eminim daha anlatacak pek çok şery vardır. Sabırla bekliyoruz, ama sizde bizi çok bekletmeyin bizi.

dkp 29-11-2010 23:51

5 Eklenti(ler)
Hafta sonunda galiba sorun vardı, fotoğrafları yükleyemedim.
İzlenimlerimi ve düşüncelerimi ayrıca yazacağım. Bunlar son fotoğraflar.
Paul ,oğlum ve ben.
Eklenti 182266

Eklenti 182267

Kaktüs serası (Atlas'lar)
Eklenti 182268
Özel olduğunu belirtti..
Eklenti 182269

Bu manzaradan çok etkilendik, sözcüklerin tükendiği nokta.....
Eklenti 182270

missmenas 30-11-2010 00:40

Şu son kareye kelimeler yetmez ifade etmeye:(

iris41 30-11-2010 06:14

Atlaslar cok güzel sayın dkp gözlerimi alamadım ;);)

karalale 30-11-2010 08:52

Sayın dkp; herhalde Paul beyle sayenizde akraba gibi olduk, bana göre resimler de aile sıcaklığı var.:p Nerden nereye... Paylaştığınız resimler çok güzel, Paul beyin serası ise başka bir güzel. Emeğinize sağlık, teşekkürler.....

sevim4 30-11-2010 19:32

Kaktüsler çok güzel.

agozce 30-11-2010 19:45

Dilaver bey, hoş geldiniz. Ne güzellikler getirmişsiniz böyle. Teşekür ederiz.

dkp 30-11-2010 22:59

Umarım ,Hobimi ifade edebildiğim bir sunum olur. :confused:

Uzun zaman çiçek açmasını beklediğim mumçiçeğim ile sanki bütünleşmiştik. Bir çok zorluğu birlikte yaşadıktan sonra, onunla ilgilenecek zamanım olmuş, keyifle gelişmesini izlemiş ve ödül olarak çiçeğini görebilmiştim. Tabi ki çiçek görmek için yirmi küsür yıl beklememiştim. Ancak çiçek açtığında anlamıştım o kadar süreyi birlikte geçirdiğimizi. Sevindim, muhteşem bir çiçek görüyordum, üzüldüm, bunca zaman ilgisiz kalmışım .

İnternetin yaygınlaşması, koleksiyonerlerin blog açmaları, müşterilerin ve üreticilerin artması, yeni fotoğraflar, öyküler, bilgiler; sanki bana nispet yapıyorlardı. Tek aradığım solan mumçiçeğimin yerine yenisini koymaktı. Beş yıl kadar önce Ağaçlar.net ile tanışmama vesile olmuştu, mumçiçeğim. Carnosa dışındaki türlerle tanışmama da. Bir çok değerli dostlarım da oldu Hoya ile birlikte.

İlk çeliklerle Sayın Tunahan Çakır' ın çabaları sayesinde tanışmıştık. Heyecan içinde, merakla, incelemeyle, sormakla, öğrenmekle geçti günlerim. Öğrendikçe birşeyler eksik oluyor, eksikler bitmiyor, o kadar çok bilgi var ki....
Peki; Hobide doğru olan ne ? Bana göre; Bireyin aklı ve duyguları ile mutlu olduğu zamanlardır.

İlk alımlarımızı sonbaharda yapmıştık, ikincisi ilkbaharda idi, Hoya türlerinin fotoğraflarını, googel görselde inceliyor ve sipariş listemi oluşturuyordum. Paul' e listeyi göndererek fiyatlarını öğrenmek istemiştim, iki hafta sonra çelikler elimdeydi. Hemen PayPal' dan bedelini transfer ettim. Güveni beni şaşırtmıştı.

Sonbaharda veya ilkbaharın başında diktiğim çelikler tutuyor, sonbaharla birlikte bozuluyorlardı. Birbuçuk yıl deneme ile geçti, ikinci yıl bir seradan yardım aldım, sonuç olarak çiçek görmemiştim ama Hoya' ları da kaybetmemiştim. Sonraki zamanlarda her sipariş gurubunda yeni çeliklerim oldu. Geçen yıl mini seramı elektrikli kalorifer ile ısıtmıştım ama nemi ayarlıyamıyordum. Serada da istediğim sonuçları göremiyordum. Sonbaharlar da sürekli geliyordu.
Birçok sera gördüm ama Hoya serası görmemiştim.
Bütün hoyalar seramik gibi miydi acaba ?
Bir yaprağı bozulsa bizler bir yığın soru soruyoruz. Orada bozulan oluyormuydu ?
Diversifolia, Carnosa, Pubicalyx gibi türler acaba seranın tavanını tamamen kaplamışmıydı ?
Serpens' e olan talep çok fazla bunun anaç olanı ne kadardı ?
Neden Mathilda bu kadar pahalıydı ?
Linearis köklendiği ve geliştiği halde neden yazları kuruyordu ?
Tricolorlar neden kızarmıyordu ?
Köklerde maksimum yapıyı nasıl sağlardım ?
Birçok tür ayni ortamda nasıl duruyordu ?
Aşırı nem eve zarar verir, yüksek mi ? büyük mü ? nasıl bir seram olmalıydı ?
Hobi mi ? iş mi ? internet sitesine bakınca şirket gibiydi Paul ?
Ortalama yılda bin euroluk alım yapıyorduk, indirim konusunda bir duvar gibiydi ?
Zamanının ne kadarını serasına ayırıyordu ? (Bazı sergilere katıldığını biliyordum)
Acaba, ileride, hobi için, düşünmelimiyim.. ?
Plan mı yapmalıyım ? Hayal mi kurmalıyım ?
Birçok soruyu cevaplamak, karar vermek için ortamını görmek istiyordum. Evde belki üç, beş tür yapılabilir fakat sayı arttıkça sera ortamı zorunlu.

Bu yaz dostlarımızdan birkaçı ile Paul' e gezi yapmayı konuşmuştuk. Uygun şartları arıyorduk, inceliyordum. Ağustos sonunda program oluştu, eylülde Paul ile kesinleştirdik.

missmenas 30-11-2010 23:23

Sevgili dkp, sunumuzu okurken kendimi gördüm.
Bütün hoya severlerin kalbi sanırım aynı çarpıyor:))
Çok Teşekkürler yüreğinize sağlık. Bu kocaman soru işaretleriylen bocalayan tek ben değilmişim;) umarım bu gezi, beklentilerinize cevaplar vermiştir.

sevim4 01-12-2010 09:56

Sevgili dkp, size çok teşekkür ederim ben sayenizde burda gördüm hoyaların çok çeşidini.
Her yönden yardımınızı esirgemediniz sabırla hepimize cevap verdinz.
Benimde sayenizde hoyalarım oldu.
Size tekrar çok teşekkür ederim yüreyinizdeki bu sevgi hiç eksik olmasın.
Sevgiler.

yeşillim 01-12-2010 11:04

Evet evet, hobi için düşünmek lazım. Öyle ise emekli olmanızı bekleyenlerdenim.
Devamında da hobinin yavaş yavaş masraflarını karşılamak için işe çevirmeniz dileğimle neden Türkiye de H. serası olmasın ki...
Hem çelik verme siparişi derdinden kurtulurum.

elek 01-12-2010 12:33

Sizin ve Gül Hanımın yazılarını okumam " Bu mum çiçeği de ne ola" diye düşünüp, tabiri caizse "hastalığa" yakalanmamdaki en büyük etkendir. Geziniz oldukça keyifli geçmişe benziyor, seraları görmek eminim çok farklı bir tecrübe olmuştur. Paul'le buzların eridiği de gözümden kaçmadı hani :rolleyes:

İklim açısından bize göre çok fakir sayılabilecek İsveç'te bile Hoya kulübü var, eskiden İngilizce'ye çevrilen dergilerinden gördüğüm kadarıyla türler üzerine oldukça kapsamlı çalışmalar yapmışlar. Burada üyelerinden birinin 350 üzerinde hoyası olduğunu okuyunca inanamamıştım, resimleri görünceye kadar.. Umarım siz de gerekli zaman ve imkanı bulup hobinizi ilerletme şansına ve verdiğim linkteki pencerelerin daha da güzellerine kavuşursunuz.

dkp 01-12-2010 19:38

Sayın missmenas, hepimizin duygularının benzer olduğunu tahmin ediyordum ama ifade edilince bi hoş oluyorum,rahatlatıyorum sanki, yanlız olmadığım için :)
Sayın yeşillim, masraflar konusunu boş verirsek diğer konuda, minyatür de olsa girişimlerim var. :)
Sayın sevim4, nezaketiniz ve güveniniz için bende size teşekkür ederim. :)
Sayın elek, hikayeleri okumuş olmanıza sevindim, duygularımı en iyi size ifade edebileceğim galiba :D diğer yazıları da okumuşsunuz, satır aralarını iyi yakalamışsınız, dikkatinizi ve dostlarımıza yardımlarınızı taktir etmeden geçemiyorum, teşekkür ederim.
Hoya bölümündeki tüm yazıları okumaya özen gösteriyorum fakat cevap yazma konusunda eksik kaldığımın farkındayım, zaman bulamıyorum.

ilknur aşık 01-12-2010 20:23

Sevgili dilaver bey bu geziyi nasıl beklediğinizi, nasıl en ince ayrıntısına kadar planaldığınızı biliyorum. Hem sizin için hemde kendimiz için sorularınızın cevabını bulduğunuzu, seyahatinizin size beklediklerinizi verdiğini umarım.

agozce 01-12-2010 21:37

Dilaver bey, şevkinizi kırmak istemem ...

Hobi, hobi olarak kaldığı zaman zevklidir. İşe dönüştüğü zaman aynı keyfi verir mi bilmem. Paul'ün yüzüne bakatığınız zaman ...benim anladığım -iş işte- gibi bir ifade..:)))

Ama yine de insanlarla, makinalarla çalışmaktansa bitkilerle, hayvanlarla çalışmak çok daha iyi bence...:)))))

Dilerim her şey gönlünüzce olur.

dkp 01-12-2010 22:28

1 Eklenti(ler)
Sunumun devamı ..

İlginin Hoya olduğu bir sunum dedim ama hazırlık ve Hoya' ya ulaşırken yaşadığımız heyecanlı ve komik olaylara da değineceğim.

Gezi günü yaklaştıkça Hoya ikinci planda kaldı. Şöyle planlamıştım, cumartesi gündüz Berlin' e uçuyoruz, Avis' ten kiraladığım 5 kişi + 5 valiz' lik aracımı teslim alıyorum,geceyi geçiriyoruz, pazar sabahı 06:00 da Hollanda'ya yola çıkıyoruz, 13:00 da Paul ile buluşuyoruz, geceyi Boskoop' ta geçiriyoruz, pazartesi günü gezinin diğer bölümlerine geçiyoruz.

Tamam ... Planı ben yaptım da.. Avrupada hiç araç kullanmamıştım, hemen googel maps'ten gideceğim yerlerin haritalarını ve rotamızı çalışmaya başladım. Problem çıkma olasalığına karşı telefon ve adresleri düzgün bir şekilde kayda aldım. Benim öğrenciliğimden kalan Almanca, oğlumun İngilizcesi(hazırlık okumuştu), eşimin tam desteği, daha ne olsun edasında ayrıldık İzmir' den.

Berlin' de bir dostum bizi karşıladı, hemen Avis' e gittik, pasaport ve ehliyeti gösterdim, belgeleri uzattı, hazırdı (istediğim aracı bulamam diye bir ay önce ödeme yapmıştım, 5 kişilik arac bulmak kolay olmazdı, mondeo da bemim aracımın benzeri idi) .. Ruhsat ve anahtar ile birlikte otopark fişi verdiler, ellerimizde valizler, park yerine gittik, Avis levhasını bulduk, tanrım bir araç var... o da mersedes.

Anahtarı tıkladım açıldı, şaşkınım, bozuntuya vermiyorum, valizleri yerleştirdik, koltuğa oturdum, gömüldüm sanki, koltuğu oynatacak kol yok, olamaz... araç otomatik vites, ben yirmibeş yıldır yanlızca düz vites araç kullandım, bunun lambaları nereden çalışıyor derken aracı çalıştırabildim. Saat 19:00 ısı 7-8 derece ben yanıyorum, ter mi ? yağmur mu ? anlamak zor...
Araç çalışıyor fakat yürütemiyorum, böyle olmaz dedim, gittim başka araç istiyorum dedim, yokmuş ! deneme yanılma ile aracı yürüttüm. Navigasyon lafı geçmişti ama anlamamıştım, ben rotayı çalışmıştım ya, çaresizliğimize gülüyoruz, kafadan karaya oturmuş durumdayız.

Önce kendimizi, ödül olarak bir akşam yemeğine götürdük. Tesadüfen Arnavut asıllı bir dostumdan araç ve navigasyon dersi aldım. Heyecanım ve şaşkınlığım bir türlü geçmiyordu. Kiralık diye verdikleri araç E200 CGI , herhalde kiralama şirketleri için üretilmiş ucuz araçlardır diye düşündüm, CGI diye birşey görmemiştim ya. Bir hafta katlanacağım dedim, uyudum.

06:00 da yola çıkıyoruz pazar sabahı sokaklar tamamen boş, kurallara tam olarak uyulduğundan endişesiz,seyir halindeyiz, bu arada ben aracı, oğlum navigasyonu keşfe çalışıyoruz ve sonunda hakimiyet bize geçiyor, bir uçtan diğer uca gidiyoruz, hava bulutlu, hafif yer yer yağışlı, ısı 10-12 derece, görüş çok iyi, sürüş mükemmel ötesi keyifli. İlerleyen günlerde eşim ve ben navigasyonun, internetten daha önemli bir icat olduğu kararına varacağız.

Navigasyon 13:30 gibi Paul' ün verdiği adrese bizi yetirdi. Tek ev var, arkasında da garajı, deposu ve seraları var. Çok zengin bir adammış diye kendi aramızda konuşuyoruz, hani bizi birileri duyar da karşılar diye yüksek sesliyiz. Arabayı park ettik, sormak için, etrafta insan arıyoruz, yok... Sonunda eşim farketmiş, serasının dışında bizi karşıladı ..

Güler yüzlü çok cana yakın, mütevazı, olgun bir kişi. İlk sözü nasıl anlaşacağız ? oldu. Ona oğlumdan hiç söz etmemiştim. Ata konuşmaya başlayınca, kahkahaları görmeliydiniz... Çiçek görme umuduyla gelmedin değil mi ? bir kaç tane göreceksin ...dedi. Tüm sorularımızı tek, tek, öğretmen edasıyla cavapladı, depo, malzemeler, araç, gereç, diğer seralar, her yeri gösterdi.

Serasını hayalimde abartmışım, gönderdiği çeliklerin kalitesi, müşterilerine gösterdiği saygı-güven ve hepimizin bildiği internet sitesi böyle olan birinden daha farklı bir sera bekliyordum. Boskoop' u araştırmıştım, şehrin tamamı sanki seracılık amacı ile kurulmuş kanısına varmıştım. Okuduğum bir yazıda seralarda gece oluşan gazların, merkezi bir sistem ile toplanıp değerlendirildiği yazıyordu.

Hoya serası tahmini 80 metrekare dışarıdan cam ile kaplı görülüyor ama içerden tamamen naylon kaplı. Zemin su içinde (pardon ; memleket su içinde). Zeminde bitki yok, ya askıya almış, ya da büyük ve seyyar bir tezgahın üzerinde bulunuyorlar. Nem ve ısı veren iri bir cihaz kenarda duruyordu.Ortam ısısı 24-26 derece gibiydi, nem ölcere bakmadım ama rahatsız edici bir nem yoktu. İlk gözüme çarpan Serpensler oldu, askıda üç saksı ve durumları kötüydü, arkadaşlarından almış ve hiç çiçeklerini görmemiş. İlk olarak hoyaların farklı özellikte olduklarını çiçeklenmelerinin de farklı ısı ortamlarında olduğunu anlattı. Örnek olarak Carnosa türlerini göstermek için diğer seraya geçtik. Linearis' i çiçekli görünce kendime kızdım, kaç yıldır uğraşıyorum nem ve ısı diye, büyütüyorum kuruyor. Isı ve nemi diğerleri gibi istemiyormuş, yaprakları küçük ve ince, çiçekleri carnosa kadar iri ve güzeldi.
Paul' un ellerinde...

Fatih 02-12-2010 12:30

O yolculuğu sizinle beraber yapmışkadar oldum;)

delete61 02-12-2010 12:39

Dilaver abi sizinki tam bir macera olmuş. Vallahi yazılanları yüzümde gülümseme ve sizinle bende yola çıkmışım gibi sevinçle okudum inanınki heyecanla anlatacaklarınızın devamını bekliyorum.

ilknur aşık 02-12-2010 20:43

Dilaver bey trt radyosunda her sabah "arkası yarın" lar vardı hatırlarsınız. O saatte herkes radyo başına toplanır, nefes almadan dinlerdik. Hala da var, ama artık o kadar ilgi varmı bilmem. Sizin seyahat hikayeniz de tam arkası yarınlar gibi, heyecanla hikayenizin devamını bekliyoruz.

dkp 02-12-2010 21:22

Gurubumumuzdan sözettim, hepimizin meslek sahibi olduğunu, hobi olarak uğraştığımızı, hedefimizin de çiçek görmek olduğunu söylediğimde gülümsedi, gönderileri hatırladığını ve çok farklı türleri seçtiğimizi, hepsinin şartlarının farklı olduğunu anlattı, her türü ayrı ayrı incelemeli ve uygun şartları sağlamalısınız diyor. Kendi serasında çok fazla çiçek olmuyormuş, tabi ki olmaz, dilim dilim budayıp, tüm dünyaya gönderiyor. Siparişler konusunda da oldukça uzun konuştuk, sonunda ben pes ettim. Birçok türü etraftaki seralardan, arkadaşlarından topluyormuş. En ucuz benim, fiyat budur, siz bilirsiniz, benim sera şartlarıma bağlı olarak Hoya gönderirim, sizin dilediğiniz zaman gönderemem, ücreti peşin alıyorum, diyor.
Ücret ve gönderi zamanı konusunda söyleşimizi şöyle noktaladı. Benden almayın, Ted' e gidin.(Ted Green)

Hoya serasının içinde, farklı bir sera ortamı daha oluşturmuş, çelikleri bu alanda köklendiriyor. Kendisi de farklı ülkelerden alım yapıyor ve anaç olarak yetiştiriyor, sürgünler birbirine karışmış, bir çok sürgün kurumuş, bozulmuş bir çok yaprak mevcuttu, bu sera benim olsaydı yüzde on' u çöpe giderdi. Fazla sulamanın çok zararlı olduğunu, suzuzlulğun da kökleri kurutacağını vurguladı, yurdumuzda ısısnın fazla olduğunu bazı dönemlede klima ile ısıyı 25-30 derece aralığına düşürmemizin gerektiğini söyledi, şaşırmış bir durumda dinliyoruz. Tropikal dedim gülümsedi, güneş görmüyor, orman içinde, yağmur ve nem var diyor.

Serada 20.10.20 gübreyi 1 lt ye 1 grm olarak hazırlıyor ve yağmurlama ile sulama yapıyormuş. Diğer seralarıda gezdik yetiştirdiği bitkilerin çoğu Afrika kökenliymiş. Onun heyecan ile anlattıklarını algılamaya çalıştım ama nafile, ilgi alanım değil ki ! Yetiştirdiği bir çok türü Avusturalya kökenli sitelerden mevsimlik bahçe bitkileri olarak görmüştüm.

Türkiye hakkında bilgi sahibi olmadığına kanaat getirdim. iklimden söz ederken Antalya sözü geçtiğinde, nedir diye sordu, uzatmadık. İzmir' e davet ettim, anlamadı, oturduğum şehir dediğimde, gülümsedi teşekkür etti. Armağanlarımızı bıraktık, her zaman destek vermeye hazır olduğunu söyleyerek biz uğurladı.

Misafir perverliği, ilgisi, cevapları, yardım çabaları, cana yakınlığı, güler yüzü, herşey çok güzeldi.

Peki şimdi, Hoya ve ben, ne olacak ? Ne anladım veya neleri öğrendim ?

Önce sabırlı ve kararlı olmalıyım.
Sonrasında sıra ile araştırma, uygun bütçe, iyi planlama, doğru hazırlık, uygun mevsim veya ortam şartları ve kalan proses kendiliğinden tamamlanıyor.

Hergün büyülteç ile al saksıyı eline evir, çevir... bu sabır değil...:D

Hatırladığım kadarı ile yazmaya çalıştım..Şimdi sorularınızı cevaplayabilirim.

dkp 18-01-2011 20:12

4 Eklenti(ler)
2010 yılbaşından birkaç gün önce, tanesi 3 euro'ya orkideler görünce gülümseyerek fotoğraflamıştım.
2011 yılbaşından birkaç gün sonra, ayni satıcı, saksısının fiyatı 1 euro.
Eklenti 189304

Eklenti 189305
Geçtiğimiz yıl Hidrokültür ile ilgili bilgilerle donandık, birkaç denemede ben yapmak istiyordum. Bu malzemeleri görünce dayanamadım...:D
Eklenti 189306
Yeni Hoya çelikleri gerekiyor, artık liste hazırlamaya başlamalı....:D
Eklenti 189307

agozce 18-01-2011 20:24

Saksılar güzelmiş Dilaver bey, nereden aldınız?

dkp 18-01-2011 21:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi agozce (Mesaj 744075)
Saksılar güzelmiş Dilaver bey, nereden aldınız?

http://translate.google.com.tr/trans...%26prmd%3Divns

OBI - Berlin' den aldım ama bu linkte çok daha ucuzmuş..

agozce 18-01-2011 21:48

Teşekür ederim.

karalale 19-01-2011 08:06

Sayın dkp; Size bir sorum olacak. Hidrokültür saksılar da dipte su birikimi oluyor. Hoyaların köklerin de çürüme yapmaz mı? Mum çiçeklerinde fazla sulamanın kök çürümesine neden olduğunu öğrenmiştik. Bilgilendirirseniz çok sevinirim. Benim elimde 2 boy bu Hidrokültür den var. Biri daha küçük yapılı olan dan, seramis toprak olarak geçiyor. İlginiz için şimdiden teşekkürler.

delete61 19-01-2011 10:31

Hoşgeldiniz Dilaver abi. Evet yine iç geçirerek orkideler ne kadar ucuzmuş demekten kendimi alamıyorum. Hoyalar için listemizi hazırlamaya başlayalımmı. Ayrıca Pasaport sistemi ile ilgili yeni haberler varmı, Saygılar.

Fatih 19-01-2011 12:37

Orkideler ne kadarda ucuzmuş dedim içimden her görenin dediği gibi.En iyisi bir yurtdışı çıkartması yapalım biz:D
Yeni saksılar çok güzelde boş boş güzel gözükmüyor.Havada sipariş kousu var sanki;)

dkp 15-03-2011 21:33

2007 Kasım' ından itibaren burada tanıştığım arkadaşlarımla veya bireysel olarak Carnosa'dan farklı türler aradım, temin ettim, yetiştirmeye çalıştım, bilgilendim, paylaştım, başardım dediğim de oldu ama ev ortamında olamayacağını erken bulmuştum. Sera ortamında sorunsuz yetişiyorlardı, ben de kış aylarında, kıymetlilerimi bırakmak için sera arıyordum, bir gün bulmuştum.

Ege Ünv.Bot.Blm.' nde gelişimlerini takip ediyor, mutluluğumu bazı dostlarımla paylaşıyordum. Aralık ayında sorumlu hocamız ile görüştüm, Ege' de bir Hoya bölümü kurma dileğimi, en az elli kadar tür ile başlayıp zaman içinde bu sayının artacağını konuştuk. Ticari boyutu olmayacak bir çalışma içinde desteklerimizi, hedeflerimizi, imkanlarımızı konuştuk, antlaştık. Hoya' larımın artık bir ikametgahı mevcuttu. Yetişmelerini ve çiçeklerini görebileceğimiz, uygun zamanlarda ve şartlarda çelik olarak satın alabileceğimiz, bilgi ve tecrübelerin depolanacağı bir kaynak oluşacaktı...

Fazla olan bazı türleri evde hala yetiştirmeye çabalıyorum. Önceki siparişlerimde Carnosa türevlerine ilgisiz kalmıştım ama bunlarla başlamak gerekiyormuş, aksi; emeklemeden koşmak oluyor . 2011 siparişlerimi bu çercevede oluşturacağım.

agozce 15-03-2011 21:46

Ne güzel bir haber. Başarılar dilerim Hocam..:)))

elek 15-03-2011 21:58

Antalya'daki "Sera Cafe" haberinden sonra bir güzel haber de İzmir'den geldi. Sizin hoyalar da bilime emanet olacak, bol bol çiçek görebileceğiz desenize ;)


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 09:35.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025