Maşallah.. ne kadar da bol yapraklıymış.. bu kadar yaprak aynı zamanda sağlık demek. kök demek. ileride bir sürü dalcık demek.. banada böyle bir begonvil lazım :D

Bu sene kök değişiminde simderma kullandım onun köklerdeki etkisi diye düşünüyorum.
Bu begonvilden burada bir serada var. İsterseniz bir bakarız sizin için de

Yaz boyunca ne gelişme elde ettim diye sonbahar bilançosu çıkasrıyorum. Bu inciri görüntülemiş olmam gerek daha önce ama aramak zor geldi.

Bu sene çiçeklenemsini görmek istediğim için dallarına hiç müdahele etmediğim oya. Yaprak döksün budama ve telleme yapacağım kışın.

Sanki arkada bir mugo görüyorum :)

Mugo saklanıyor arkaya. Ortama uyum sağlayıp sağlayamayacağına bakıyor. Kışı sorunsuz geçirir de yazı nasıl geçirecek göreceğiz.

İncir ve Oya harika birer aday daha da güzel olmaları dileğiyle.
saygılar

İyi dileklerin için teşekkürler, elimden geldiğince çalışacağım.

Yaz içinde görüntüleşmiştim. Sonbahar bilançosu olarak, bu aşamaya gelmiş.Yapraklardaki delikler bir böceğin matirefeti kesip görütürüyordu. çok seri olduğu çin görüntüleyemedim. Yaprağı kestiğini görene kadar arı sandım.

Burada Eylül de görüntülemişim. Sonbahar bilançosu bir kere daha fotoğrafladım. Bu görüntülediğim yönü aslında arka yüz olarak planlıyorum.
Yaz boyunca kendi haline bıraktığım sürgünlerle ilgilenceğim kışın. Kuruyan iki gövde üzerinde, oyma yapmak istiyor.

Manisadaki mugoyu gördükten sonra ben yaşayacağı kanaatindeyim ama tek dezavantajı toprakta olmaması. Aslında akdeniz iklimi için çam türlerinden kızılçam var deneyebilirsiniz.

Sorma hiç, bu İzmirli milletinde yaşatamayacağımızı bile bir acer palamatum merakı var. Bir kaç acer var bende ölmediler diye mutluyum işte. Bir de iklime uymadığı halde mugo takıntısı. Kışın benim ortam bir derece durumu kurtarıyor da yazın sıkıntılı oluyor. Fazla kuru ve sıcak.

Manisa yakın olsa da iklim farkı çok. Davutlar'da ( Kuşadasının güneyi)bir mugo devasa olmuş, bir de ona bakan sıra sıra klimalar da var.

Burada kızılçam yetişmese sanırım hepimiz kızılçam dener olurduk.
Bakalım, önümüzdeki yaz durumu belli olacak mugonun.

Iğdırda portakal yetiştiği gibi, afyonunda sultandağları ve emirdağlarında mikro klima etkisi olan yerlerde iklimde yetişmeyecek ağaçlar yetişiyor mesela kestane, dağ fındığı porsuk gibi. Bu yüzden orada da mikroklima etkisi varmı diye düşünmeye başladım. İnsanın doğası normal olarak, olmayacak şeylere, bilinmeyene merak salıyor. :) Bende de bu ilgi var ama artık kendimi engellemeye başladım çünkü tabiata bakarsak her iklimin kendine has bitkileri var. Zorlamak istemiyorum.

Sığla ile uğraştım biraz. Bir takım sorunlar yaşayınca Muğla Orman Fidanlığı ile yazıştım.
Mikroklima konusunu onlar da söyledi. Büyük olasılıkla bu yüzden sorun yaşıyorsunuz dediler.

En uygunu bölgesel iklime uyacak ağaçlar yönelmek ama, insanoğlu işte. Her lokmayı ısırmaya çalışma gibi huyumuz var.

Bonsaide başarıyı sağlayanlar benim gözlemim kendi çevrelerindeki ağaçlardan bonsai yapıyor olmaları ve fazla tür ile uğraşmıyor olmaları. Bence bunu denediğimizde emek, zaman, ve en önemlisi psikolojik olarak rahatlayacağız çünkü yazın yaşarmı, kışın yaşarmı diye ek şeyler yapmayacağız kafamızıda yormayacağız. Kızılçamada mugo formu verilebilir ibre yapısı herşeyi aynı görünüyor göze ama bir tek o yapısı ilgi çekiyor. Ki geçen okumuştum kızılçamın form olarak sıkı yapılı alttürleri keşfedilmiş aynı karaçamın alttürü olan ebe çamı gibi.

Tabi bir de şöyle bir durum var. Eğitimlerde, acer palmatum İzmir'de olmaz demesi kolay. neden olmaz diye sorulduğunda, işte şundan demem de gerekiyor. Şu mevsimde şu uygulama hatalı diyebilmek için hatayı da görmem gerekebiliyor bazen.

Bazı çeşitlere bu nedenlerle bakıyorum.

İbrelilerle, çamlarla bugüne kadar çok uğraşmadım. İyi örnekler bulursam bu kış birkaç ağaç alırım belki.

Sizin için fazla sorun olmuyorsa istediğiniz kadar türle bonsai deneyebilirsiniz. Kendi görüşüm tür çeşidini azaltmak ve yerli türlere yönelmek bu; bakım, sulama, gübreleme gibi şeylerde büyük kolaylık sağlayacaktır.
İzmirin ormanlık alanlarında karaçam, kızılçam ve fıstıkçam'ı yetişiyor.

Aslında çok fazla çeşide yönelmenin dediğin gibi çok da bir yararı yok. Biri gölge ister, öbürü az su ister. Birinin gübre isteği farklı olur. Hepsini her zaman karşılamak kolay olmayabilir.
Birbirine yakın türler üzerinde yoğunlaşmak, dediğin gibi bakım konusunda kolaylık sağlar.

Kulunu yalancılıktan muzdarip etmesin. Portulacariaya ilgim az dedim, bu kaçıncısı.
Bir de ufak gövdeliler var, dizili duruyor.

Burada Ağustosta görüntülemişim. Sonbaharda gelişmesi bu durumda.
Eklenti 251729
Bana gelmeden önce, budamada bazı hatalar yapılmış. Telafi etmesi biraz zamanımı alacak.

Aynı konuya devam edeyim. Madem crasulaya ilgim yok dedim, bu ne o zaman.

Burada yaz içindeki durumu.
Bu da şimdiki hali.

Eski mesajlarıma çok dikkatli bakmadım umarım iki kere aynı fotoğrafı koymamışımdır. Fotoğraf makinamı bozdum yeni fotoğraflar yok bu aralar.

Kış içinde bir telleme yaparım.

Bir de eski dalların yaptığı yumrular var onlar üzerinde çalışsam iyi olur.

Önceki fotoğrafa göre güzel bir gelişme göstermiş, yumrulara çözüm traşlama şeklinde mi olacak acaba?
İyi çalışmalar..

Aslında crasulada denemedim. PA düzgün biçimde kesilirse, traşlanırsa yarayı kapatıyor. Crasulada da olacağını düşünüyorum.

Mehmet Bey, boğum arası çizgisinden sıfırdan kesildiği zaman bitki kendisi yarayı kapatıyor. Uzun keserseniz budak şeklinde kalıyor. Sizdeki sanırım budak ta değil , birazcık uzun kalmış. Ayrım çizgisine kadar hemen bir bıçakla alıverseniz, zaten bitki gelişme döneminde hemen kapatmaya başlar.

Zeytinin fotoğrafı pek iyi olmadı ama, Tellemeden önceki durumu.
Bu ara zeytin üzerinde uygulama için uygun mevsim değil telleme için bekleyeceğim.

memet hocam zeytin güzel olmuş elinize sağlık.sayın hocam daha öncede sormuştum bahçede acem borusu,hanımeli gibi bonsai adayları var saksıya kaldırayımı biraz daha bekleyimi saygılar

Yerden alıp saksılamak için mevsim erken. Aralık şubat arası daha uygun. Bitkiler iyice uyuklamaya geçse daha uygun olur.

memet hocam teşekkür ederim sağolun

Fotoğraf çekme işi yavaşlayınca biraz çeneye kuvvet..
Crasula'da budakları aldım.
Yağmur yağdı kurtuluk mu demiştim, erken konuşutum. Sulamaya devam.

Kim o yağmur yağdı kurtulduk diyen.
Susuzluk çekiyor ağaçlarım. Sabah çiyleri bahane. Acerlere sonbahar serinliği nemi yağmuru gerek. Nerede o İzmir'de. Ginkolar bile kendisini yaz mevsiminde sanıyor daha.

Yeryüzünün ağaçlarına inek kuzu ve köpek saldırabilen tek bonsaicisi olarak, erguvanlardan birinin dallarından fire verdim bu arada.

Mine Pakkaner'in ürünü hepyeşil kompost kullandım bazı bitkilerime. Simderma kullanacaktım kullanamamıştım. Mine hanım, kompostunun analiz sonuçlarını almış, içeriğinde tricoderma olduğunu söyledi, sevindim.
Saçak kök geliştirmek için ideal bir ürün böylece.