Sonbahar iyiden iyiye kendini göstermeye başladı bahçede....

Evimizde kalorifer var ama sobayı da kaldırmadık. Çocuklar geldiklerinde sobayı yakmayı çok seviyorlar. Üzerinde kestane kebap yapmak, elma ve mandalina kabuklarını yakmak hoşlarına gidiyor.
Onlar için bir römork odun getirttik, köyümüze bu sene makta verildi.
Oğuz vakit buldukça 5-10 dalı sobaya uygun kesiyor, ben bıçkı kullanmıyorum. O kesiyor ben istifliyorum.

Armutlar toplandı, kışa dayanmaları için gazete kağıtlarına sarılarak kolilendi ve çocuklara postalandı.

Gül çanakları gübrelendi, atlasların bakımları yapıldı....

Enteresan bitki clematisler..... beni bayağı zorladılar.

İki sene evvel sieboldi'yi pamuklu bit sarmıştı, seyreltilmiş oksijenli su ile temizleyip sert bir budama yapmıştım. Canlanacağından pek ümidim yoktu ama ertesi sene çok güzel gelişti ve çok güzel çiçeklendi.
Aynı dert bu sene clematis piilu'nun başına geldi. Yine aynı şekilde uğraştım 3-4 saat temizleme ve budama sürdü. Koca saksı kuşa döndü, umarım kurtulur.

Bir kısım clematislerin yaprakları kururken bazıları tohumlarını döküyor ama bu pastırma yazına kanıp tomurcuklananlar da var.

Beyaz güle sarmış olan clematis tek tük açmaya devam ediyor, sanki gülle yarışıyor...

Sevgili Benol Hazaroğlu için hazırladığım sieboldi havaii köklendirmenin keyfi iyi görünüyor.

Hot lips bu havaları çok sevdi.

Meyvelerin çoğu toplandı ama kuşların payları da bırakıldı

Mutfakta bulaşıkları yıkarken gözüm hemen mutfak penceresi önündeki güle takıldı.
Kendi kendime " yaşam bu" dedim.

Açıp solan miyadını dolduran gül, hemen yanında açıp yaşamına devam eden, onun yanında yeni açan ve güzelliğini sergilemek isteyen taze gül.....ve minik, gelecek vadeden taze tomurcuklar

Sabah korogakilere devam ettik, 250 ye tamamladık.

İkiz elmalardan bir tane kalmış ağaçta koparmadım, artık kimin kısmeti olursa.

Güllerin yaprakları bayağı dökülse de çiçekleri hâlâ güzel.

Hafta sonundan sonra havalar soğuyacak ve yağmurlar başlayacakmış, benim de saksıları limonluğa taşımam gerekecek.

Balkondaki lisiler tek tük de olsa açıyorlar, kıyamıyorum onlara. Limonluğa kalkanlar sudan kesiliyorlar, uykuya bırakılıyorlar.

Eklenti 660885

Eklenti 660886

Eklenti 660887

Eklenti 660888

Eklenti 660889

Artık bahçede yapılacak pek iş kalmadı desem de çay bardağım elimde bahçede son teftişleri yaparken gözüme yine pek çok şey takılıyor.
Bu gün " şu çiğdemler çok sıklaştı biraz yerlerini mi değiştirsem" diye başladım yine üç saat oyalanmışım. Oğuz'un " Güler karnım acıktı" diye seslenmesiyle kendime geldim.

Güller iyiden iyiye yapraklarını döktüler ama çıplak dallarda bile hâlâ tomurcuklar var ve hala açıyorlar.

Nergisler iyiden iyiye boylandılar, hatta tomurcuğa geçenler bile olmuş

Clematis aşka geldi......

İstanbul'a dönerken artık kivileri toplarız....

Muşmulalar tam da benim istediğim kıvamda ama Oğuz biraz daha olsun bekle dese de ben gelip-gidip ceplerimi dolduruyorum.

Topla topla bitiremediğim erikler....hâlâ kütür kütür ve yemesi çok güzel.

Oğuz " Güler acıktım" diye seslenince içeri girip ona yemeğini ısıttım. O da bana yardım olsun diye sofrayı kurmuş bana da servis koymuş. Ama ben ceplerime doldurduğum erik ve muşmulalar, iki elma ve üç hurma ile öğle yemeğini yapacağım diye kendi servisimi hazırladım. :D

Maşallah Sn. Güler. Bu sevdaya yeni adım atan bir doğa sevdalısı olarak sizi kutluyorum. Darısı bizim de başımıza inşallah.

Teşekkür ederim sevgili Sezerakk, bahçe işleri, uğraşları çok keyifli. Ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi. Hiç bir şeyi daha sonra yaparım diye düşünmeyin, aklınıza koyduğunuz zaman hemen başlayın zaman su gibi akıp gidiyor.

Selamlar Güler hanım, bu kadar klematis türünü nereden buldunuz? Bahçeniz hayranlık verici, bilgilndirebilirseniz çok sevinirim, sevgiler

Eğer Clematisleri seviyorsanız mutlaka bulursunuz.
Bir kısmını Bauhaus'dan almıştım, ama çok değişik türleri değişik fidanlıklarda var. Yeri geldi Anadolu yakasındaki fidancıları,yeri geldi Yalova'daki fidancıları dolaştım. Sağlıklı ve ender türleri aradım, bir kısmını bulmamda da Forumdaki arkadaşlar yardımcı oldu.

Sağı solu toplayıp, korunacak bitkileri, masaları sarıp sarmalayıp İstanbul yolunu tuttuk.
Tam yola çıkacağız sanki bize "gitme bak çiçeklerimi açmaya başlıyorum, her taraf mis gibi kokacak diyen Kış Tatlısı (Chimonanthus praecox) ile Lonicera fragrantissima'nın çiçeklerini görünce içim gitti. Oğuz'a bir hafta daha kalsak mı, bak çiçekler açıyor dedim.

Kuşlar için ağaçlarda elmalar, hurmalar, narlar bıraktık ama elmalara pek rağbet yok sanki

[ATTACH][/ATTACH]

Hemen hemen hiç yaprağı kalmayan güller hem açıyor hem de tomurcuk veriyordu, bırakıp gelmek zor geldi.

Bahçemi özledim. Nergislerim ben gelirken tomurcuktaydı şimdi hepsi açmıştır, etrafa mis kokular saçıyordur.

Kış bitkilerin kokuları bir harika oluyor, Chimonanthus praecox - Lonicera fragrantissima ne güzeldir şimdi. Oğuz'u razı edebilsem de yılbaşını köyde geçirsek ama sanırım bu sıralar sağlığım pek iyi değil diye rıza göstermez.

Güler Hanım;
Hepside, şu anda bile harikalar... Ellerinize ve yüreklerinize sağlık.
Bizde de, birkaç nergis ve lonicera fragrantissima var. Ama ne yazık ki, o kokuları hiç duymuyoruz.
Nergisleri göz önünde bir yere dikmiştim. Bu yıl onları uzak bir köşeye aktarmayı düşünüyorum. Yerlerine, daha bir yazlık bitkileri taşır veya eker-dikerim. Zira, geçmiş yıllardaki gibi, şubat mart aylarında gidemiyoruz. Çok uzak. Gidip gelmek yoruyor.
Siz, şurada 1-1,5 ay sonra, gülleri ve diğerlerini budama bahanesiyle gidersiniz. ;)
Ben, hepsini kasımda budayıp geldim. Mayısa kadar, İstanbul'daki fidanlıklar ve çiçek satılan yerlerde özlem gideririm artık.:)

Teşekkür ederim, haklısınız yol uzun olunca gidip gelmek biz yaşlarındakiler için yorucu oluyor.

Olsun, fidanlık-sera dolaşmanın apayrı bir keyfi vardır. Tadını çıkarın sevgili Orhan Özbilgiç, ama müsait bir zamanda buluşalım mini bir toplantı yapıp özlem giderelim. Sizin için bir sap korogaki ayırdım.

Korogaki?:p
Bu toplantı kaçırılır mı?;) Teşekkürler.

Manyas'da hazırladığımız korogakilerin bir kısmını İstanbul'a getirdik ve balkona astık. Onların şekerleri yavaş yavaş üzerlerine çıkmaya başladı, Manyas'da bıraktıklarımız ne haldedir kimbilir?

Senecio rowleyanus' un açmış olduğu bu beş adet minik çiçeğinin balkonu bu kadar güzel kokutacağı kimin aklına gelir.

Güler hanım, bahçenizi gezerken gördüğüm güzellikler karşısında başım döndü. Umarım uzun yıllar siz ve eşinizle birlikte bu güzellikleri bizlerle paylaşırsınız bizleri de mutlu edersiniz. Siz ve sevdiklerinize sağlıklar dilerim. Şuan itibari ile 80 inci sayfadayım devamı gelecek.

Teşekkür ederim sayın İSAK, daha güzelleri sizin olur inşallah.

Merhabalar güler hanım.Aloe verayı araştırırken sizin forma denk geldim size yazmak için üye oldum ama bayadır o konuya yorum yapılmadığını görünce buraya yazmak istedim.Benim cildimde izler var bunun için kullanmak üzere temin ettim.4yaprağı vardı 1 ini kesip kullandım.Büyümüş olarak iki yaprağı kaldı ama kesmeye korkuyorum zaten az diye.Kesilen yer tahmini ne kadar sürede uzar ve diğerlerini şuan kesmemeli miyim?

Siz bana özelden adresinizi yollayın, benim aloeveramın alt yaprakları çok etli yani içlerinde dolu dolu jel var iki üç yaprak size gönderirim, jeli size uzunca bir müddet idare eder.

Çok kibarsınız gerçekten.Dikmem içinmi acaba?

Birde kesilen yer çabuk uzamıyor mu acaba?

Kesilen dal öylece kalır yani uzama olmaz ama bitki dibinden yeni yeni yavrular verdiği gibi kendisi de içinden yeni dallar verir.

Ben size hem bir bitki hem de kesilen dallardan gönderirim. ;)