![]() |
Alıntı:
|
Tavuk bitleri için kaolin, diyatom yerine geçmez. Diyatom, fosil deniz kabuklarından oluşan son derece aşındırıcı bir malzemedir. Tavuk bitlerini bertaraf eden de bu aşındırıcı özelliktir. Bitlerin dış iskeletlerini kolayca parçalayabilir. Buna karşılık kaolin son derece yumuşak bir malzeme.
|
Sn Meyvelitepe,
Tavuk bitleri için D-limonen çok etkili olduğunu öğrendik, ancak deriye de zararlı olduğunu biliyoruz, Yani tavukalra direk uygulamıyoruz. Bizim arıcılar olarak varroa diye bir problemimiz var, tıpkı tavuk bitlerine benzer arının kanı ile baslenen bir akar. Formik ve oksalik asit uyguluyoruz, bilimsel başarısı %90 olarak lanse ediliyor, D-limoneni arı üzerine uygularsak ki, tavuk gibi bit ve arıyı ayırma ihtimali yok çünkü. Bu uygulamada arııyı da devre dışı bırakırmıyız? **** karışım dozunu ayarlama ihtimali olabilir mi? |
Varroa için d-limonen kullanılmaz. Arıya değerse zarar verebilir.
Varroa için kekik uçucu yağı kullanmalısınız. Onu da, bazı emici malzemelere (söz gelimi küçük parçalar halinde kesilmiş hazır mutfak bezleri) kekik yağı emdirip, kovanın alt tarafında köşelere yerleştirip, haftada bir yenileyerek uygulayabilirsiniz. Buharlaşan kekik uçucu yağı parazitleri temizler. |
2 Eklenti(ler)
Bu sene ufak bir amatör sera yapma niyetindeyim. Resimde de göreceğiniz üzere bir tek naylon geçirmesi kaldı. Maksadım fidelerimi burada ve evde yetiştirip eğer sera işi başarılı olursa seneye sadece burada yetiştirmek. Tabi pek malumat sahibi değilim konuyla alakalı. Sera için herhangi bir ısıtma yapmayacağım böyle bir durumda en düşük sıcaklık hangi derecelerdeyken ekim yapılabilir, çok maliyetli olmayacak şekilde sıradan bir şeffaf naylon kullanma düşüncesindeyim böyle bir durumda içeride oluşacak nem ve damlacıkların bitki üzerine düşmesi büyük bir risk oluşturur mu? sadece hafta sonları bahçeye gideceğimden haftasonu sadece havalandırma işlemi yapabilirim bu durum ne kadar sağlıklı? gibi konularda tereddütlerim var. Daha önce bu konuda uygulamalar yapmış yahut bilgisi olan arkadaşların önerilerini bekliyorum.
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Öndeki ve arkadaki t biçimli tahta kısımlarıda mavi borudan yaptığınız şekilde yaparsanız daha iyi olur.Naylonu örtünce bu şekilde pek düzgün olmayacaktır zaten. Sadece haftasonu uğrayacaksanız fideler yanar. Hava verseniz bile ön taraftan içeride sıcaklık baya artar ayrıca o sürede bitkiler sıcağında etkisiyle sulanması gerekeceği için fideleri solmuş halde bulursunuz en iyi ihtimalle.Birde çiğ damlaları örneğin domates üzerine damlaması ve domateslerin havasız ve çok nemli bir ortamda kalması neticesinde mildiyö hastalığına yakalanacaktır. Bazen cam balkon kapalı oluyor ben fideleri cam kenarına koyuyorum 2 gün uğrama hemen kuruyorlar. |
1 Eklenti(ler)
Biber, patlıcan, domates tohumları ıslatıldı haftasonu tohumların bir kısmını evde hazırladığım fide standına bir kısmını bahçeye kurduğum serada ekimini yapacağım. Doğa canlanmaya başladı. Arı kontrollerimde yumurta atımının başladığını ve hızla genişlediğine şahit oldum, doğadan da taze polen gelmeye başlamış. Bu sene arı kaybım 1 koloni oldu ve aldığım haberlere göre genelde %40-60 arası zayiat veren arıcılar var, onların kaybına üzülmekle beraber 8 kolonimin kıştan çıkmasına sevindim. Havaların sıcak seyrine rağmen arıların ölmeyişini varroa hususundaki başarıma ve kovan giriş deliği haricinde kapak altında cereyanı sağlaması için açmış olduğum havalandırma deliğine borçlu olduğumu düşünüyorum. Bu yöntem muhsin doğaroğlu hocanın yöntemi ve önerisiydi herkesin uygulamasını tavsiye ederim.
|
Kıymetli arkadaşlar,
Tohum ekimi yapacağımı paylaşmıştım ama yapmadım ve ıslatılan tohumları pamuk bezlerin içerisinde nemli ortama bıraktım. Sebebini de muhtemelen çoğunuz buna dikkat ediyordur ama faydalanmanız amacıyla paylaşıyorum. Belki forumda çok yerde bu konuya dair paylaşım mevcuttur ancak tekrarının faydalı olacağını düşünüyorum. Tabiat üzerinde en büyük etkilere sahip hususların başında ayın süreçleri geliyor. Bunu atalarımız çok iyi takip edip referans almışlar ve tüm işlerini bu doğrultuda yürütmüşler. Ayın eskisi ve ayın yenisi! Ayın eskisi; Gökyüzü gözlemlendiğinde ayın dolunay halinden hilal şekline doğru günden güne küçülmesidir. Hicri ayın 16'sı ile 1'i arasındaki süreçtir. Bu süreçte su bitki gövdesinden aşağı yani toprağa doğru çekilir ve köklere kuvvet verir. Ayın yenisi; Ayın hilal şeklinden dolunay şekline doğru günden güne büyüyerek 14'ünde dolunay halini almasıdır. Hicri ayın 1'i ile 14'ü arasındaki süreçtir. Bu süreçte su bitki gövdesinden yukarıya doğru hareket eder. Ayın yeni halinde budama yapılması halinde bitkide su yukarı yürüdüğünden su kaybı çok olur, ayrıca bitki özünden beslenen böceklerden dolayı böceklenme çok olacaktır. Ayrıca bitki, ağaç, tohum dikimi vs. su yukarı yürüdüğünden köklenme açısından problem oluşturuacak, aşı yapılması halinde başarısız olma ihtimali yüksek olacaktır. Bu süreçte toplanan meyve, sebzeler daha sulu ve lezzetli olacaktır. Ayın eski halinde ise yukarıda ifade edilen durumların tam tersi meydana gelecek dolayısıyla ekme, dikme, çelikleme, budama, aşı vs. hususlarının bu süreçte yapılması gerekmektedir. İfade ettiğim hususlardan eksik veya hatalı olanlar varsa düzeltebilirsiniz. Bu yüzden hicri ayın 14'ü sonrasında ekim dikim faaliyetini gerçekleştireceğim. |
@chntskn06, netten bakınca hicri ayın 14 ü olarak buldum bir kaç kaynaktan, bugün başlanabilir o halde. Kendimce bir yorum yapayım; toprağa ekim-dikimlerde bahsettiklerinizde hemfikirim ancak evde tohum ekiminde bu tip etkilerin olacağından şüpheliyim.
|
Bunların inanış olduğunu düşünüyorum.
Eski ay bir hafta sürse, yeni ay da bir hafta sürse arada iki hafta kalır. İki haftada tohum için ne değişebilir. Çimlenmesi 10 gün süren tohumu nasıl planlayacaksınız ? Ayın, yıldızların durumuna bakarak ekmek İlkçağ a kadar gider. Ancak, bitki büyümesinde Ay'ın etkisi konusunda bir çalışma bilmiyorum. Bu arada tohumlara bir şey olmasın. |
Tohumların saksılara dikimini gerçekleştirdim. Ben zaman planlamasında hata yaptığımdan bu şekilde hareket etme durumunda kaldım. Açıkçası bu konu üzerine bilimsel bir araştırma yapılıp yapılmadığına dair pek inceleme fırsatım olmadı ancak gözlemsel olarak bazı konular tecrübe edilebilir diye düşünüyorum. Eski ay yeni ay süreçleri yaklaşık 14 gün sürüyor her biri. Tohumlar üzerinde çatlama ve çimlenme olasılıklarında artış söz konusu zira kökü olmayan bir şeyin gelişimiyle alakalı birşey iddia etmek mantıklı olmayacaktır dediğiniz gibi. Ayın yenisinde dal kesiminde bitkiden eski ay sürecine göre daha fazla sıvı kaybı olduğu gözlemlenebiliyor. Ayrıca med cezir konusu herkesin malumu. Tabiiki tabularla hareket etmek bazı dayanağı olmayan şeylere körükörüne inanmak tasvip ettiğim birşey değil ancak bazı gözlemlerle eskilerin tavsiyeleri bahsetmiş olduğum hususlarla örtüşmekte.
|
Alıntı:
Astronomisi şöyle : Ay'ın güneşe bakan yüzü bize dönük değilse karanlık, bize dönükse dolunay görünümünde. Bu demektir ki ay hep orada. Bazen parlak, bazen karanlık. Parlak olması çekim etkisini değiştirmiyor. Dolunay da olması med cezir büyüklüklerini değiştirmiyor ki. Biz göremesek de orada ve olası etkilerini sürdürüyor. Kütle çekimini ölçebilmek o kadar zor ki. Bildiğim kadarıyla İtalya ve ABD de laser ışınıyla çalışan iki dev gözlem evi var. Gezegenlerin sıralanması bile o kadar küçük çekim değişiklikleri oluşturuyor ki 0,0.... şeklinde yazılamıyor. Ay ışığı ayrıca etkili oluyor diyene rastlamadım. Ancak, aydınlık varsa foton geliyor ve klorofillere enerji transfer ediyordur. Bitkinin yaşam döngüsü içinde bu durumlar süreğen olarak var. Bitkileri astroloji olmadan yetiştirebiliriz :) |
Alıntı:
Türkiye ormancılık dergisinde yayınlanmış bir araştırma makalesi birtakım deneysel gözlemlerle de bu durumu destekler neticelere ulaşmış, sonuç kısmında bu konuyla alakalı yeterli araştırma olmadığını ifade etmiş. Bahsettiğiniz çekim etkisinin çok düşük olduğu hususunun baz aldığı nokta önemli açıkçası, zira kayda değer bir etki olmasa devasa kütle ve hacimdeki denizler göller vs. üzerinde bu denli yükselme etkisi oluşturamazdı sanırım. Bilim keşfedilmiş, tecrübe ve ispat edilmiş gerçekler bütünüdür, geniş çaplı bir kabulü kati olarak reddetmek için aksini ispat eden birçok materyale ihtiyaç var. Aksi halde çağlar öncesine dayanan ve tecrübe edilmiş koca toplumsal bir kabulü göz ardı etmek mantıklı olmasa gerek diye düşünüyorum. |
2 Eklenti(ler)
Merhabalar.
Bahçede oluşturmuş olduğum sera alanında yetiştirmeye çalıştığım fideler gayet iyi seyrediyor, bu haftasonu dikimleri yapmayı planlıyorum. Diğer yandan fide standında büyüttüğüm fideler de büyümeye devam ediyor ancak haftada bir kez bakıp sulamama rağmen sera alanındakiler çok daha güzel büyüyor. Diğer yandan arı kovanlarından beş tanesini Konyada bulunan köyüme götürdüm zira köyde evin hemen önünde kanola tarlası yer alıyor faydalanmak istedim önümüzdeki hafta geri getirmeyi planlıyorum. Bu sene ana arılarımı almış olduğum ana arı üretme kutularında kendim yetiştirmeyi planlıyorum. Bahçede kiraz vişneler çiçek açmış durumda diğer ağaçlar daha önceleri açmıştı çiçek dökümü çok iyi görünüyor umarım bu sene güzel meyve verir. Geçtiğimiz ay asmaları budadım ve çok sayıda aşı uygulaması yaptım umarım başarılı olurum. Bahçeyi üçüncü kez çapaladım sürekli yağış sebebiyle ne kadar da çapalasam tekar tekrar otlar canlandı. Fasülye mısır bezelye ve kıvırcık marulları dikmiştim, fasülyeyi ve mısırı soğuk vurdu tekrar yaprak açmaya çalışıyorlar, bezelye ve marul gelişimi devam ediyor. Çilekler oldukça güzel çiçeklenmiş durumda bu sene epey çilek yiyeceğiz gibi görünüyor. Bahçe yataklarını çapalayıp gübreledim malç ve sulama borularını serip dikime hazır hale getirdim. Patatesleri dikmiştim filizlenmiş durumdalar. Güncel vaziyetle ilgili inşallah resim paylaşımında bulunacağım. |
Maşallah, emeğinize sağlık. En güzeli üretmektir.
|
merhaba @chntskn06 bahçeniz çok güzel görünüyor. Konunuzu en başından başlayarak okudum. Sanki dizi izliyor gibi hissettim. Her sezonda farklı bir tecrübe farklı sorunlar ama güzel mutluluklar olmuş. Darısı bizim bahçemize:) gerçi bizim çok çok daha küçük bir alamız var ekim yapmak için ama olsun çocuklarımız dalından 2 çilek 3 domates koparıp yesin yeter bize:) Bahçenizi takipteyim paylaşımları ihmal etmeyin lütfen, sevgiler..
|
Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
Seradaki fideler iyice coşmuş durumda. Bu hafta kanola tarlasına götürdüğüm arılarımı getirmek durumunda kaldım. Zira yoğun bal ve polen gelmiş arılar yavru çıkan her göze ana arı yumurtlamadan bal polen basmışlar. Kabartması için verdiğim ve bal alabilirim ümidiyle verdiğim karakovan çıtalara komple yavru basmak durumunda kalmış, daha fazla beklemesi halinde oğula meyletmesi söz konusu olduğundan arıları getirip tekrar bahçeye koydum. 6 adet her birinde de 2 bölme olan ana arı üretim kovanı almıştım seleksiyon çıtaları birleştirip kabartması için vermiştim onları alıp 6 bölmeye pay ettim. Kaygılı olduğum husus petek gözlerinde polen ve bal hiç olmaması üstten kek takviyesi yaptım ancak tarlacı olmayacağından onca yumurta ve larvanın bakımını yapabilirler mi kaygılıyım. 5. gün gidip kapalı ana gözlerini keseceğim. 4 kovanım kat atılacak seviyeye geldiği için kat verdim. Kanolaya götürdüğüm koloniler bal ve polen bol olunca çok hızlı gelişti bahçede bıraktığım iki koloni çok yavaş ilerliyor şeker kek takviyesi arının gelişimi için yeterli değil. Varroa alametleri gördüğüm için formik asit uygulaması yaptım 5-6ml.
Tel çit kenarındaki toprağı düzenleyip gübreledim ve odun külü serptim, sulama hatlarını döşedim. Bu hafta kavun, karpuz, marul, salatalık, domates, biber, patlıcan, mısır, fasülye, patates dikimlerini gerçekleştirdim. Fideler o kadar çok ve büyük olunca dikimi gerçekleştirmesem daha fazla büyüyeceğinden şaşırtma sırasında tutmama durumu söz konusu olabilirdi. Çok fide olunca da kıyamadım tel çit kenarlarına biraz daha sık da olsa fazla fazla diktim. Salçalık domateslerimi de tel çit kenarına diktim. Geçen sene bahçenin boş alanına diktiğim kavun karpuzları düzenli sulanan ama az su giden leylandilerin olduğu tarafa diktim zira geçen sene az su ihtiyacı var diye sulama konusunda ihmal etmiştim umarım bu sene verim olur. Fotoğraf yoğun çalışmadan çekme fırsatım olmadı önümüzdeki hafta inşallah çekip paylaşırım. |
5 Eklenti(ler)
Fidelerin durumu part 1
|
5 Eklenti(ler)
fidelerin durumu part 2
Kıymetli arkadaşlar yoğun yoğuşların seyrinde güncel fidelerin durumu bu şekildedir. Geçen çıkan fırtınada barbekünün bacası yıkılmış, armut ağacı aşı yerinden gövde kısmından kırılıp düşmüş, sera olarak kullandığım kısımdaki destek kırılmış, malç naylonlarımı süpürüp toplamış. Malç naylonlarını düzeltip altta kalıp ezilip kırılan fideleri elimde yedek bulundurduğum fidelerden takviye ederek eksikleri tamamladım. Bir defa magnezyum sülfat gübresi uyguladım, yağıştan bir fırsat bulup gülleci uyguladım. |
5 Eklenti(ler)
Bu sene meyve tutumu çok iyi olmasada biraz var, ancak gördüğünüz üzere yoğun meyve tutumu olduğu halde bir kısmı büyümüş yine bir kısmı kuruyp ölmüş sebebi ne olabilir? Kiraz ağacında her sene olduğu gibi bitlenme başladı. Siyah bitler yaprak özsuyunu emip kıvrılmasına sebep oluyor yağıştan fırsatta hızla yayılıyorlar. Uyguladığım gülleci bir nebze fayda etti ancak hala bazı yapraklarda bir miktar var. Ağaçları bizden önce budayan olmamış ve gövde kısımlarında çatallaşmalar olmuş bu kısımlarda kabukta yarıklar oluşmuş tahmin ediyorum ki bu bitlenme işinin altında bu sebep yatıyor. Kıyıp da kesemedim kocaman dalları iki üç ağaç aynı şekilde. Bana herhangi bir öneriniz olur mu çözüm olarak???
|
5 Eklenti(ler)
Erik ağacında da yapraklarında kıvrılma ve sararmalar mevcut sebebini anlayamadım. İlk çilek hasadından bir görüntü...Tel çit kenarlarına bu sene patates, arta kalan salatlık domates fideleri, marul, karpuz, kavun ve kabak diktim.
Arıların güncel durumu... Koloni gelişimleri malesef çok yavaşladı, besleme takviyesine rağmen istediğim performansta ilerleme olmuyor, kata çektiğim kolonilerde haftalık iki çıta ilave etmem gerekirdi bu zamanda ama malesef seyir yavaş olduğu için hiçbir ilave yapamadım. Bir koloni oğula meyletmişti kat çekip rahatlattım ana yüksüklerini bozdum seyrine girdi. Bir koloniyi kontrol ettiğimde anasını göremedim yumurta da yoktu bir açık biri kapalı iki ana yüksüğüyle karşılaştım, yüksükleri bozdum zayıf 4 çıta bir kolonim vardı anasını alıp bu koloniye verdim bigudi içerisine kek koyarak ertesi gün kontrolünde ne ana ne de yumurta ile karşılaştım (ana kabullendirme yöntemlerinin dışında yaptığım bir uygulamaydı). Şuan 6 adet katta biri 10 çıta olmak üzere 7 kolonim var. Anasını aldığım koloniyi iki iki olmak üzere iki kovana böldüm ana ürettirmek için. 7 koloninin 6 sını destek koloni yöntemi uygulamak üzere 3 tanesine 3 tane destek olacak şekilde birinden kapalı yavru alıp diğerini diğerinden açık yavru alıp bu tarafa aktardım kademe kademe iki üç hafta bu şekilde yapacağım. Bu sene ana arı üretme kutusu almıştım, geçen haftalarda kolonilerere kabarttırıp yavru atımından sonra seleksiyon çıtaları bölüp aldığım ve ana arı üretim kovanlarına koyduğum çıtalarda yavru çürüklüğü, yağma, besin ve tarlacı arı yetersizliği sebebiyle başarısız oldum. Son halde iki bölmeye yoğun arı olacak şekilde ana ürettiymeyi deniyorum. |
Arılarla aranız iyi galiba çok yakın çalışıyorsunuz, benimkiler beni 20 metre ötede de olsa bulup ensemden sokuyorlar :))
Aynı yerde hanımla çalışıyoruz, hnma hiç elleşmiyorlar, ama beni her seferinde ensemden sokuyor. |
Alıntı:
Kendi adıma alıştım her kontrolde birkaç tane sokuyor ancak çocuklara musallat olmaları pek iyi olmuyor. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
5 Eklenti(ler)
Bahçeden güncel durumlar...1
|
5 Eklenti(ler)
2...
|
5 Eklenti(ler)
3...
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 00:35. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025