Yılan kaktüs tek dalında 3-5 çiçekle kendince show yapıyor:)))

Honeyberry meyveleri hasat edilip tadına bakıldı. Tadı bence güzel, yaban mersinine çok benziyor. İnşallah bitkiyi öldürmeyiz. İlk işim bitkiyi yarı gölgeye taşımak olacak. Yarından sonra hava sıcaklığı (bir kaç gün) gölgede 35 derece olacakmış.

Sayın Lonicera , öncelikle bu kadar bitkinin bakımına nasıl yetisiyorsunuz maşallah size:)
Ve sizden ricam bu kıymetli otu cogaltıp paylasıma sunmanız;) Ben gecen sene tohumunu aldim cimlendirememistim.

Gerçekten de çok zor oluyor bakım işleri.'' O '' da olsun '' bu '' da olsun deyince bir bakmışsınız yüzlerce bitki elinize bakmaya başlıyor. Yorucu da olsa çok güzel ve dinlendirici bir uğraş bildiğiniz gibi.

Selam otu şimdilik yarı gölgede. Biraz daha boylanınca direkt güneşe alacağım. İnşallah tohum elde edebiliriz. Nadir bulunduğu için tohumunu paylaşmayı ben de çok isterim.

Sayın Lonicera,
Bu sabah ben de bahçenizi dolaştım ve yeni güzellikler gördüm yine.Elinize sağlık.

Benim pandora yasemin ilk yıllarda çok güzel açardı son iki senedir hiç keyfi yok
sebebini anlar gibiyim.Eşim sağına soluna onun alanını kısıtlayan bitkiler dikince hava sirikülsyonu olmuyor galiba,bitkinin nefes alamadığını fark ettim teşekkürler.

Brokoli tohum kapsülleri yavaş yavaş renk değiştirmeye başlamış. Bir iki hafta sonra iyice sıcaklar basar, tohumlar olgunlaşır. Tohum paylaşım etkinliğine koymak istiyorum ama tohumun köken konusu belirsiz olunca sıkıntı oluyor. Ben de bu yüzden karasızım, hele o gün bir gelsin de...Bakarız artık bir hal çaresine.

Etkinlikte Sn MeyveliTepe' nin paylaşmış olduğu soya fasulyesi küçücük boyu ile çiçek vermiş( biz boşuna ipe almışız demek ki). Çiçeği de öyle minik ve sevimli ki... Belli belirsiz bir şey, çiçek demeye bin şahit ister. Ama soya fasulyesi için söylenen bir söz kesin doğru galiba. O da soya fasulyesinin sebze grubu içerisinde en verimli bitkiler sıralamasında ilk üçte yer aldığı. Her yaprak koltuğunda yan dal...Her yan dal üzerinde bir sürü çiçek. Bu kadar çiçeğin yarısı bakla yapsa ....diye uzar gider bu hesap:))

Ovalis saskatoon...Üzeri meyve dolu, tek dalında bu kadar meyve..Ve saksıda..

Aronia melanocarpa meyveleri irileşiyor. Niyetim hem saskatoon hem de aronia tohumlarını bir şekilde muhafaza edip paylaşıma sokmak.( hemen ekilmeyecekse kurumalarına müsaade edilmemeli, hafif nemli bir ortam ayarlayacağım)

Ne yapayım, nadir tür bitki tohumlarını paylaşmak da benim tarzım oldu. Şimdi ''tarz deyılsın '' diyen de olur ne yapalım '' elin ağzı torba değil ki büzesin'':))

Önce tohumunu 24 saat suda bekletip( tabii ön aşındırma işleminden sonra) sonra kurutup, sonra yeniden ıslatıp zip poşet içerisinde güç bela çimlendirebildiğim gözüm gibi baktığım ''hawai orman gülü''(Argyreia Nervosa) Tohumunu elde edebilirsem bunu da etkinliğe sokacağım. Herhangi bir saldırıya karşı 7/24 üzerinde ızgaralı sebze kasası var.:))

Feijoa , kaymak ağacı çiçekleri bir bir açmaya başladı. Yan yana iki bitkim var ama ben garanti olsun diye el ile tozlama da yapıyorum.

Ortanca bir el büyüklüğünü geçti. Bunun gibi 7 tane daha iri çiçeği var. Yakında başlar aşağı doğru sarkmaya.

Pepino da bugün yarın açar. Bu yıl fide sayısını 3 ' e çıkardık. Her biri 20 litrelik saksılarda. Ve sadece compost çayı ile beslenecekler. Ancak bu şekilde lezzeti tavan yapıyor. Hele biraz da güvercin gübresi bulabilirsem çok iyi olacak.

Zıpçıktı başladı zıp zıp çıkmaya:)) Beyaz olanı soğuklarda yitirdik büyük ihtimal, ses seda yok saksısında.

Bidonda çilek uygulamasının ilk meyveleri:))) Tamamı tohumdan yetişme 3 farklı çeşit. Mükemmel kokuyorlar..

Loganberry hasadının ilk partisi...Sanki tüm meyvelerin üstüne özellikle toz atılmış gibi bir görünüme sahip. Hafif mayhoş, tam reçellik yani.

Biz logan en erkenci diye ahkam keserken tayberry' nin bu ilk meyvesi sardunyanın yaprakları arasına gizlenmiş.

Heritage cinsi ahududu da olgunlaşmaya başladı. Meyveleri biraz küçük ama tadı çok güzel.

Tulameen yediveren ahududulardan biri. İlk meyveleri İzmir şartlarında bu zamanlarda olgunlaşırken ikinci meyveler yaz sonuna doğru kendini gösteriyor. Tadı süper...

Sn. Lonicera, ellerinize emeklerinize sağlık, çok değişik türlerde bitki ve meyveler yetiştiriyorsunuz, hayranlıkla takip ediyorum, nasıl başarabiliyorsunuz bu kadar hiç görmediğim, duymadığım bitki ve meyveler sunuyorsunuz bizlere.

Frenk üzümü ve franboğaz yetiştirmeye kalktım ama başarılı olamadım, bildiğim kadarıyla sıcak iklimleri sevmiyorlar, o yüzden başarılı olamadığımı düşünüyorum fakat sizin bulunduğunuz bölge de sıcak iklim, bunun sırrı nedir? :) özellikle ahududu çok seviyorum ki Ankara'da çok rahat yetiştiriyordum ama burada 4-5 defa denememe rağmen olmadı, bir de kirazı yetiştiremedim.

Acaba yanlış çeşitler mi yetiştirmeye çalışıyorum onu da anlamış değilim, sıcak, soğuk iklimlere dayanıklı çeşitler mi var... bizi aydınlatırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.
Hepsi de biri birinde güzel çeşitler, ağız tadıyla tüketin, sevgiler.

Sevgili akçabardak, öncelikle iyi dilekleriniz ve övgü dolu sözleriniz için teşekkür ederim.

Yıllar yılı ben de o kadar çok bitkiyi yitirdim ki. Bunun bir çok nedeni vardı, saymaya kalksam sayfalar dolar.

Benim hep yakındığım şey bir bahçemin olmaması. Bahçem olmayınca evin dış avlusunu saksı bahçesi haline getirerek bir nebze olsun bu arzumu törpülemiş oldum. Avlu da en fazla 50-60 metrekare bir yer tutar. Yüzü aşkın bitki çeşidine sahibim hala. Çok sıcak olan İzmir' de güneşi gölgeleme tülü ve sulama sıklığı ile engellemeye çalışıyorum. Neredeyse tüm saksı harçlarımın tamamını en iyi drenaja sahip harçlardan oluşturdum. Sulama sıklığı ile gelebilecek kök çürüklüğü de bu şekilde minimum düzeyde tutulmuş oldu. Ortanca, gardenya, honeyberry vb. adını şimdi sayamayacağım ama genel özelliği serin yer seven tüm bitkilerimi haziran ayı başlarında kuzey cephesine taşıyorum. Tam tersi durumda olan yani soğuk sevmeyen bitkilerimizi de evin alt katına. Orada kiracı yok.( depo olarak düşünülmüş tek göz oda + tuvalet) Bugün yarın imar geldi gelecek derken neredeyse 7-8 yıldır boş. Bu durum benim de işime geldi, soğuk sevmeyen bitkilerimi kiracı olarak buraya aldım:))Soğuk sorununu da bu şekilde çözdük. Bahçemin olmadığına hayıflanırken bunu avantaja çevirmiş ve bu sayede pek çok bitkiyi hayatta tutmuş olduk. Bahçem olsaydı bu bitkilerin pek çoğunu ben de yitirmiştim.

Yani bitkilerimizle göçebe hayatı yaşıyoruz.:))

Elbette belirttiğiniz gibi sıcak ve soğuk iklimlere göre aynı bitkinin değişik varyeteleri var. Ama inanın ben de bunlara hiç dikkat etmeden alıyorum bitkiyi. Aslında bu özelliğine bakmak lazım, çünkü aksi halde randıman alamıyor veya bitkiyi kaybediyorsunuz. Ben bitkileri öldüre öldüre dillerini çözdüm diyebilirim.

Hemen aklıma gelen ve en sık verdiğim örneği vereyim. Şimdiye kadar abartısız en az 20 tane likapayı kaybettim. İşi öğrendikten sonra( asitli ortam, yarı gölge, kuzey cephesi vb) yaklaşık 4 yıldır bluecrop cinsini sorunsuz yaşatmayı başardım. Bir de sabahtan akşama kadar değnekçi gibi bitkilerimin arasında dolaşıp kontrol ediyorum hep. Gözden kaçırdıklarım mutlaka oluyor ama herhangi bir hastalık başlangıcı veya besin eksikliğine hemen müdahale edebiliyorum. Böyle böyle bir sürü bitkiyi yaşatabildim ama ben yaşlanmışım haberim olmadı:)))

Neredeyse tüm narenciyelerin aşılık anacı olan Poncirus trifoliata.. Toplamda 7 adet fidanım var. Bunları yarım santim boylarındayken sevgili redbullah' tan almıştım. Şimdi kocaman oldular. Dikenleri serçe parmağım boyuna geldi. Bu yıl bunları aksilik olmaz ise elimdeki washington portakal ve kumkuat ' la aşılamak niyetindeyim. Böylece iyice bodur tür bitkilerim olacak.

Yıldız çiçekli yasemin aşağıdan yukarıdaki balkona kadar çıkıp oradan da çatıya kadar çıktı. Alaca yapraklısı o kadar hızlı büyümüyor. Ama koku olarak her ikisi de balkonumuzun değişmez ikilisi.

Etkinlikte Sn mücevher çalısı 'ından gelen aşk mercanı sarmaşığının 5 tohumundan 4 tanesi çimlendi. Bu yıl saksıda iyice pişkinleşsin, sonra bahçe toprağının bir kenarına koyacağım.

Geçen yıl yapraklarından ürettiğim bardak menekşelerden sadece 2 tanesi kalmış. Toplamda 7 rizom olmuştu, saksıyı boşalttığımda 2 rizom ve bir de faili olarak 4 tane ''tel kurdu'' na rastladım. Artık yola bunlarla devam edeceğiz. Ta ki Haziran ayı ortasına kadar. O zaman en az 20 rizom hedefim olacak:)) Tel kurtlarının da beni tüm kalpleriyle desteklediklerini şimdiden duyar gibiyim.

Ocak ayı sonunda çeliklediğim bluecrop cinsi likapaların 2 tanesi köklenmiş. Diğerlerinden de köklenme olacağını tahmin ettiğim için şimdilik ( sonbahara kadar) saksısına dokunmayacağım.

Sevgili Lonicera, ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Dediğiniz gibi böyle böyle bir çok bitkiyi öldürdük orada size katılıyorum ama yaşlanmışım haberim olmadı cümlenize katılmıyorum :) daha durun bakalım bilmediğimiz bir çok bitkiler var, daha onları edinip öldüreceğiz :D :D

Şaka bir yana gerçekten seneler nasıl da hızlı geçmiş ben de bu hayattan bir şey anlayamadım :)

Ne güldüm sabah sabah, siz çok yaşayın e mi...İçime su serptiniz.

Şeker kamışı tohumu taze olunca 1 hafta içerisinde son hızla çimlenmişler.. Nasipse bu sene tohumunu bitki üzerindeyken tül kese içerisine alıp güveden koruyacağım. Geçen yıl paylaşamayınca bekleyen arkadaşları üzmüş kendim de bu yüzden çok üzülmüştüm.

Washington navel portakal mesajı almış olmalı ...Korku dağları beklermiş:)))