Ççok güzel, keşke tohum yapaymış ne iyi olurdu.Nasibimde varsa çıkar karşıma nasipte yoksada sizin abutilonunuzu seyretmekte çok güzel.

Maşallah size her şey çok güzel fındık bahçesine bayıldım.Alacalı zakkumda çok güzelmiş.Hayalet selvinizde, kış hanımeliside, çan sarmaşığının tohumuda,içini açsanız kurumazmı acaba.

Sana imrenmemek mümkün değil. Böyle büyük bir bahçeyi ,bukadar düzenli bu kadar göz okşayıcı yapmak kolay değil.Yorulduğuna değiyor mutlaka,o güzelliklere baktıkça içi açılıyor insanın.Hayalet selvi düzelecektir inşallah onu çok sevdiğimizi sevgiyle bakıldığını biliyordur. Kolaylıklar diliyorum ,eline yüreğine sağlık canım arkadaşım.

Merhaba Orhan Amca,
hayalet selviniz gerçekten çok güzel.hayatta kalmasını sağlamalıyız :)hayalet selvisini ne kadar sıklıkta suluyorsunuz? çok suyu sevmezler,başımıza gelmişti. (annemin yanındayım, yuppii :))

Sevgili Arkadaşım;
İnan sizlerin beğenisi ve motivasyonları ile yorgunluk hissetmiyorum. Veya şöyle diyeyim. ''Yorulmaktan keyif alıyorum.''
Buda, zihinsel yorgunluk yoksa, bedensel yorgunlukta zevkle yapılan bir iş sonucu ortaya çıkmışsa şikayet gerektirmez. Sonucunu ortaya çıkarıyor.;)
Bugünde, ön bölümün tırpanlamasını bitirdim. Ortaya çıkan temiz görüntü benimde hoşuma gitti.
Nootkatensis ile ilgili gelişmeleri, sevgili kızımız İpomea ile paylaşacağım, izninle.
Meliha! İyiki varsınız.:)

Eklenti 183027

Eklenti 183028

Eklenti 183029

Eklenti 183030

Sevgili ipomea;
Hayalet Selvi'yi, Sanırım temmuz başında saksısından çıkarıp, toprakla buluşturdum. Fidanlıktaki görevli mühendis, ilk hafta hergün sulamamı, sonrasında sıklığı azaltmamı söylemişti. Sorası dönemde suyu biraz fala kaçırmış olabiliirim.
Kasım başında gelip, durumu görünce onu aradım. Sürekli yağmurlu havaların ardından, havaların birden açması nedeniyle tüm pul yapraklılarda, Ateş Yanıklığı oluştuğunu, yeni sürgünler verebileceğini söylemişti.
Seninde söylediklerin, aşağı yukarı onunki ile örtüşüyor. Nitekim demin kurumakta ve kuruyan dalcıkların dibinden sürmüş daha küçük filizlerin yaş olduğunu gözlemledim. Dilerim kurtulur.
Annelerden, haftasonu için geleceğinizi öğrenmiştik. Onlarda çok mutludurlar şimdi. Gözlerinden öpüyorum.:)

İşte kurumakta olan ve kuruyan dalcıklar veee sağlıklı dip sürgünleri..;)

Eklenti 183031
Eklenti 183032

Eklenti 183033

Merhaba Orhan Bey;
Bahçenize, emeğinize, kattığınız sevgiye ilgiye hayran kaldım.
Doğaya böylesi bir güzellik bahşettiğiniz için size ve değerli eşinize teşekkürler.
Bundan böyle sayfanızın takipçisiyim.
Öğreneceklerim olacağından hiç şuphem yok..
İzmir' den sevgiler, selamlar...

Sevgili mimoza ege;
Açık söyleyeyim. Bende, henüz üçüncü mesajıını yazan bir üyemizin, bu denli net ve anlaşılır cümlelerle kendini ifade etmesine hayran kaldım.
Bahçem, eşim ve benle ilgili sözlerinizle gururumu okşadınız. Sağolun. İhtiyaç duyduğunuzda, her konuda yardımcı olacağımdan da şüpheniz olmasın.:)
Sağlık ve mutluluk dileklerimle. Selamlar.:)

Orhan bey hurmalar çok güzel.Nedense tadına hiç bakmadım. Bizim oralardaki üvez dediğimiz küçük siyah olanların tadı hala damağımda .Çocukken bol bol ondan yerdik.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------




Ancak bugün aklıma geldi. Ağacın sadece yüksekte olan iki dalında meyve kalmış. Bir dalına uzunca bir sopa ile yetişip eğebildim. O dalda olanları topladım. Olgunlaşma sırası konusunda yanılmışım.:confused: Gerçekten yemesi o kadar keyifliydiki.:)
Karşılaştırma kolay olsun diye yanlarına büyük hurmadanda koyarak fotoğrafladım.
Eşimin, deneme amaçlı yaptığı korogakiler kurudu. Gelecek yıl daha çok sayıda yapmaya karar verdi.;)

Eklenti 183070

Eklenti 183071

Eklenti 183072

Eklenti 183073

-Ağaçta kalan son üç incirden biri daha olgunlaşmış.;)

Eklenti 183096

-Nasıl ogunlaşmasın ki?

Eklenti 183097

Eklenti 183098

-Renkli çiçekli Hanımeli de durmuyor.

Eklenti 183099

-Buda bahçemizin yeni konuklarından. Adı yok! Sarı diye sesleniyoruz. Ama biz seslenmesekte zaten kendi geliyor. Tabii bakım iyi.:D

Eklenti 183100

Bugün serince ama yine yazdan kalma bir gün. Sanırım Türkiye' nin en yaşlı ( 55-56 ) Sarkık Dallı Sofora Ağacı' nın bulunduğu bahçenin sahibi dostlarımıza, Çerkes Haluj'u (Ceviz içlisi) yemeye davetliydik.;)

Hem Haluj, hem Sofora.. Bu fırsat kaçmaz diye makinayı aldım elime.:dilli:

Eklenti 183226

Eklenti 183227

Eklenti 183228

Eklenti 183229

Eklenti 183230

Afiyet olsun, güzel görünüyor. Biz halujayı, patatesli, peynirli ve suda haşlayarak yapıyoruz.

Haluju hiç duymamıştım. Ben kendimi çok şey biliyorum zannediyordum. Senelerce yok Osmanlı yok Dünya mutfakları hem araştırdım, hem de uygulamaya çabaladım. Bu mantı çeşitleri ve baklava türü saray burmayı bile başarı ile yaptım. İki senedir de yine yöresel mutfaklara merak sardım. İl il nerede ne meşhur. Ama haluju gerçekten hiç duymadım. Benzer hamur işlerini bilirim ama adı değişik olduğuna göre tadı da değişiktir. Afiyet olsun ve Yapanların ellerine sağlık.

Tarifini bulup uygulamazsam çatlarım!.. Bu hangi yörenin hamurişi ?

Bu arada da Ağaç olağanüstü!..

Evet öğretmenim, bazı yerlerde suda haşlayarak yapıldığını duydum. Burada genellikle Çerkes Peyniri ile ve ıslamadan yapılır.
Son yıllarda ceviz, artı şekerden oluşan iç malzeme ile de yapıyorlar ve çayla birlikte ikram ediyorlar.

Bu çerkes hamurişi. Google dan haluja yazarak aratırsanız tarifine ulaşırsınız.

Bu arada da Ağaç olağanüstü!..


Sayın Uzaylı;
Haluj, birçok mutfakta, farklı isimlerle bilinen bir börek türünün Çerkes Mutfağındaki adıdır. Benim bildiğim diğer isimler: Tatar Böreği, Puf Böreği ve Serpme Börek. Yapılışı, kullanılan malzeme ve verilen şekil, üç aşağı, beş yukarı aynıdır. Denilebilir.
Ağaç konusunda size katılıyorum. Sarkık dallı türünün en yaşlı ve ihtişamlısı olduğunu düşünüyorum. Ağacın, farklı açılardan çekilmiş fotoğraflarını, konu başlığına ve galeriyede yükledim.
Sağlık ve mutluluklar.:)

Gecenin bir körü (bana göre artık) böyle börek çörek olmaz ki hocam ya:(
Ağaç ta ağaç hani, keşke orada olsaydım dedim kendimce:)

Cemo!
Böreği ikindide yedik. Kokusu, foruma fotoğrafıyla bir geldi.:p
Ağaç gerçekten çok görkemli. Hele dalları.. Ahtapot gibi. Aşağı yukarı buradaki herkesin bahçesinde, onun yavrusu var. Tabii bendede. Ama onun kadar büyümesini ben bekleyemem valla..:D

Allah içinize sindirsin bizsiz boğazınızdan geçmemiş anlaşılan

Ağaç çok ilginçmiş dalları olağanüstü

Orhan bey o ağaç gerçekten müthiş dalların gelişi güzel dağılımı harika

Sevgili nazlı06;
Özgün bir ikindi kahvaltısı. O nedenle fotoğrafladım. Yoksa canınız çeksin diye değil, valla! :D
O ağacı görmek için gelenler olduğunu söylüyorlar. Ama gerçekten görmeye değer.:eek:

Bak. SELEHATTİN 67 abisi. ;) Yavrusundan bende de var. Daha üç yaşında. 53 yıl sonra aynı annesi gibi olacak. Eee, ne demişler? ''Cinsine tükürdüğüm, cinsine çeker.''
Ama, doğaldır ki, ben göremeyeceğim.:D

Şaka bir yana, ziyaretiniz beni çok mutlu etti. Çok teşekkürederim.:)

Sarmısaklar çimlenmiş.

Eklenti 183373

Rezene (Arapsaçı) de çimlenenlerden.:p

Eklenti 183375

Bezelyelerde kendini gösterdi.

Eklenti 183376

Portakal Nergisi her yıl kendiliğinden çıkmaya devam ediyor!

Eklenti 183374

Roka çiçekleri çok ilginç ve bir o kadarda güzel.;)

Eklenti 183377

Sayın Orhan Özbilgiç; Hepsi çok güzel güle güle büyütün. Rezenenin zamanı olduğunu bilmiyordum. Bende de biraz var. Çay olarak tüketiyordum. Birazını tohum olarak paketledim. Şimdi eksem mi acaba? ne dersiniz ?

Sayın Uzaylı;
Rezeneyi ilk defa ekiyorum. Tamamen bir varsayıma dayalı olarak ektim. Neden mi?
Çünkü; İlkbaharda yeşil olarak tükettiğimiz bir bitki. Bu tür ilkbaharda yenilen benzeri yeşillikler, genel olarak kasım ayında ekiliyor.:)

Şimdi siz sorunca, internetten araştırdım. Ayrıntıları çok uzun olduğu için, sadece bir kısmını alıntıladığım şu bilgiye ulaştım. Yapıştırıyorum. Selamlar.



Yetiştirme Tekniği : Doğrudan doğruya tarlaya ekimi yapılabildiği gibi, çelik şeklinde üretilebilir. Koşullarımızda direkt tarlaya ekimde iyi bir bitki gelişimi sağlanmıştır.
Sonbaharda tohumlar 60 cm sıra arası mesafesinde mibzerle ekilmiş ve tohumluk miktarı olarak 1 kg/da kullanılmıştır.
Eğer rezene üretimi çelik şeklinde yapılacak ise bu takdirde İlkbaharda Mart, en geç Mayıs başına kadar 30 cm sıra arası mesafesinde tohumları 2.5-3 cm derinlikte ekmek gerekir. 0.4 kg tohumluk 100 m2 için yeterlidir. Buradan elde edilecek pençe 1 dekara kafi gelir.

Bahçe çalışmalarınız süper Orhan Bey, allah kolaylıklar versin :p keşke benimde olsa çalışsam ama nafile 3 adet akasya ve 2 adet antepfıstığı fidem var daha bebekler ama, ;) kabul ederseniz bahçenize vermek isterim ne dersiniz....

Sayın Orhan Özbilgiç; Çok sevindim bana iş çıktı desenize. Çok teşekkür ederim. Yetişirlerse vesile olmuş olacaksınız.

Sayın bettyycim;
Çok teşekkürederim. Dilerim en kısa zamanda sizde büyük bir bahçeye kavuşursunuz.
Fide teklifiniz, inanın beni çok duygulandırdı. ama ne yazık ki kabul edemeyeceğim. Nedenlerine gelince,
Antep fıstığı, Karadeniz İklimi bitkisi değil!
Akasya; kökleri metrelerce uzağa gidebildiği gibi, toprağı ayrık çayırı gibi saran bir ağaçtır. Aryrıca bu köklerden sürekli yeni fidecikler vererek, kısa zamanda bir bahçeyi Akasya korusuna çevirir. Kısacası, bizim buraları gibi Alüviyal topraklarda, kontrolü imkansız bir ağaç olduğu için, var olanlarda kesilmekte ve yerine yenisi dikilmemekte.:(
Güzel jestiniz için tekrar teşekküreder, sağlık ve mutluluklar dilerim.

Şimdi benide sevindirdiniz.:)
Anladım. Sizin, bu azimle en mükemmeli bulmanız zor olmayacak.;)