ezgili dünyam / Bahçe

[Güler]

Sevgili ezgili dünyam, bahçen çok güzel olmuş ellerine sağlık. Bir iki şey yazarsam bana kırılmayacağını tahmin ediyorum.
Sarmaşığın sarıldığı ağaç kurudu diyorsun ya. O sarmaşık resimden anladığım kadarı ile acem borusu. Çok azgın bir türdür. Benim de koskoca salkım söğüdümü kurutmuştu. Baş edebilmek çok zor, bahçenin her tarafından patlar, hatta evin içinden bile çıkar. Görüntüsü çok güzel olmasına karşın çok karınca ve arı çeker. Hangi ağaca sardırırsan emin ol kurutur, bu yüzden dikkatli ol.
Ortancaların çok güzel. Aralarından çıkan Ezan çiçekleri de ayrı bir bölümde daha güzel durur sanki. Onlar da diplerinden çok yavru verirler biliyorsundur. Zamanla ortancalarla iyice karışırlar. Çiçeklerin açılış şekline dikkat ettin mi hiç? Pervane gibi dönerek açarlar ve hafif çok güzel bir kokuları vardır. Bahçenin bir köşesinde topluca bulundursan sanki daha güzel görünüm sergilerler.
O güzel banka oturup, akşam çayı içmek ne keyif vericidir değil mi? Sık sık yapıyor musun?
Güzel bahçenin doya doya tadını çıkartmanı dilerim.

[ezgili dünyam]

Sevgili Güler hanım kırılmak ne kelime sizin vereceğiniz fikirler benim için altın değerinde. Sarmaşık konusunda çok haklısınız, gerçektende çok arsız, bir kaç gün önce, erik ağacının uzandığı yerinden ayıramayınca eriği dalıyla kesmek zorunda kaldım. Bahçenin beton kanalında bile fide vermiş. Ezan çiçeklerimiz çok vardı ama, duvar için kanal kazdıklarında üzerine toprak attıkları için yok oldu. Bu sene kalan çiçeklerden tohum alıp dediğiniz gibi yapmaya çalışacam. Ezan çiçeklerini ailece çok seviyoruz. İlk diktiğimiz yıllarda açışını izlemek için beklerdik.
Bir ayı aşkın süredir malesef bahçede oturmak mümkün değil, yol çalışması yakında bitince inşallah bizde rahat ederiz.

[ezgili dünyam]

Sevgili Sabah ve Nurbahar ahudu'yu ablam fide alıp dikmişti. Evimizin inşaatında yanlışlıkla keserler diye korumaya almıştım. Bir hafta önce kocaman bir dalını yanlışlıkla kırabildik. Hemen annemle kırılan dalına bezle beraber toprak sardık ve her gün ıslattık, dal kurumadı. Eskiden bizim buralar böğürtlen cennetiydi, malesef artık fazla kalmadı. Çocukken elimize bir gazoz şişesi alıp içine böğürtlen ve şeker koyup bir dal parçasıyla ezerdik, çok güzel olurdu. Artık bunu yapan çocuklar yok. Ahududu böğürtlen gibi tatlı değil, görünüşünün aksine ekşimsi bir tadı var.