Ç İ Ğ D E M / Bahçe

[Ç İ Ğ D E M]

Yıllarca bahçeli ev hayali kurup 2010 da bu hayalime kavuşmuş ama bahçeyi düzenlemek için 2 yıl daha beklemek zorunda kalmıştım. 2010 ve 2011 yazı ot dolu bahçede geçtikten sonra nihayet 2011 ekiminde otlardan kurtulup çimlerime kavuşmuştum. Artık temiz ve yeşil bir bahçem vardı.
İçim içime sığmıyor daha nereye ne yapacağımı bilemeden bulduğum kasalara toprak doldurup çiçek soğanları dikiyordum. Bir ara dayanamayıp çimin arasına çuha dikmişliğim bile var. Her yer çim, çiçeklik alan yok, çiçek tarhı yok, bordür yok hiçbir şey yok...

Kaldırımdan geçene çay ikram etsek eğilip alacak... O kadar açıktayız. Nihayet 2012 baharına girerken artık şehirle aramıza betondan başka bir şeyler de koyma zamanı geldi deyip limon servi ve arap yaseminlerimizi diktik. Yaseminler tamamen doğaçlama oldu. Çok araştırmadan karar verdim. Mayısa girerken açan çiçekleri muhteşem bir coşkuyla yazı karşılıyor. Daha çiçekleri geçmeden mayıs ortalarında yağan yağmurlarla çiçekleri çürümeye başlıyor. Sonra 2 ay boyunca kuruyup dökülen çiçeklerini ve kalan 10 ayda da kuruyup dökülen yapraklarını topluyoruz. Baksan 12 ay yeşil ama o kadar yaprak döküp nasıl yeşil kalmayı başarıyor bilmiyorum.

O zamanlar "yaseminler büyüyüp duvarı kapatacak, bahçeye bir de çit yaparsak o çiti de saracak biz de göreceğiz" diye düşünüyordum. Bu arada yaseminleri duvara nasıl sardırdığımı 17 nolu mesajımda anlattım.

Eşimin hayali ise bahçenin baş köşesinde mavi ladinimizin olmasıydı. İthali ile yerlisi arasında 5 kat fiyat farkı vardı. Malesef yerlisini diktik. Eh işte baharda yeni sürgünler 15 gün mavi, ondan sonra bildiğin yeşil... Tavsiyem, hayaliniz mavi ladinse yerlisini önerenlere kulak asmamanızdır. Bütçeniz yoksa olana kadar bekleyin ya da mavi ladin hayalinden vazgeçin

[Ç İ Ğ D E M]

Nasıl oldu anlamadık bir heves 2012 baharı ile beraber artık bahçe odaklı yıllarımız başlamıştı.
Ağaçlar tamam,
Yaseminler tamam,
Bahçenin çitleri yok, (olmasa da olur )
Havuz yok, mutlaka olmalı deyip işe koyulduk.

Havuz ekipmanlarını Bauhaustan almıştık. Artık bulamıyorum. Talep olmadığı için getirmiyorlar herhalde. Motorun fıskiye ve şelale olmak üzere 2 çıkışı var. 8 senedir tık demeden çalışıyor. İthal bir marka. Bir ara markasına bakar mesaja ilave ederim. (Baktım markası Heissner) Havuz da Heissner marka ve 120 litrelik hacme sahip. Ekipmanın maliyetli kısmı bunlardı. Geriye kafamda tasarladığımı gerçeğe dönüştürme işi kalmıştı. İşte bazen hayallerle gerçekler bir olmuyor malesef... Bahçe zaten eğimli düz alan yok daha büyük yapmayalım dediğimiz havuz biraz küçük oldu. Bu yüzden küçük alanı büyük taşlarla çevrelemek kusurları gizlemek zor oldu.

Tasarımcı olarak bir aşağı inip taşları konumlandırmak sonra yukarı çıkıp oldu mu diye bakmak yorucuydu (1. resim)

Havuza bir şelale yapmak için kenarına mebran sererek işe başladım. 2. resimde görebilirsiniz. Havuz kenarından başlayarak taşları basamak basamak dizdim. Her sırada mebranın altını toprakla destekleyip yaklaşık 30-40 santim yüksekliğe ulaştım. Terazi ile taşları dengeledim. Mebranın yanlarını taşlarla destekleyip su kaçışını engelledim. 3. resimde son halini görebilirsiniz. Bu arada bahçe hala daha dışarıya karşı savunmasız.
Her şey süper... Doldur havuzu çalıştır motoru... Tamam, su havuzun dışına kaçmıyor ama yukarıdan akmaya başlayan su, taşla mebranın arasına kaçıyor. Yukarıdan şaldır şaldır akan su havuza varana kadar taşın altından akıyor. Sağdan kaydır soldan kaydır. Biraz destek vs. Eh idare eder bir yoğunluğa ulaştı. Ama istediğim tadı vermedi.

Nisanda kurup tüm yaz seyrettiğim havuzun şelalesini kış gelmeden eylül ayında yıktım (4. son resim). Yine mebran serdim ama bu kez her taşı dizerken harç ile birbirlerine yapıştırarak ilerledim. Kenarlarından alta kaçmasın diye de minik beyaz taşları yapıştırdım. Sonuç süper. Alta kaçış yok yukarıdan akan su artık taşların üzerinden süzüle süzüle iniyor.

Artık etrafını çiçeklendirebiliriz
Ama gözden kaçırdığım bir şey vardı. Havuz aynı kalacak ama ağaçlar aynı kalmayacaktı

[Ç İ Ğ D E M]

2011 sonu çim ekilen bahçemizde 2012 baharında başlayan çalışmalar sonucunda artık ağaçlarımız, yaseminlerimiz ve süs havuzumuz vardı. Ama eksikler bitmiyor ve problemler çıkmaya başlıyordu.

Bahsedeceğim çalışmaları ilk resimde oklarla işaretledim. Köprüden bahçeye inmek için derme çatma tahta bir merdiven vardı. Bahçeye iniş çıkışlar zor oluyordu. Eşim ferforje süslemeli ahşap basamaklı büyük bir merdiven yaptı.
Çim alan dışında balkon altını taş döşemeyi düşünüyorduk son anda çiçeklik olarak değerlendirmeye karar verdik. Çimenle arasına tahta bordür çakıp içini toprakla doldurduk.
Ön bahçeyi ikiye bölen köprünün altında daha ilk zamanlarda yaptığımız bir depomuz vardı. Tüm sezon yoğun geçtiği için deponun önünde bulunan ve güneş görmeyen çimlerimiz bozulmaya başladı. Biz de köprüye paralel şekilde bu alandaki çimlerin üzerine kayrak taşları boşluklarına da beyaz çakıl döşeyerek durumu kurtardık. 2. resimde yakın plan görülebilir. (Ama sonra bu taşlar değişecekti) Bu arada 2. resimdeki mavi çiçekli ağaç duranda erecta, müthiş vanilya kokulu çiçeklere sahip ama 2. senesinde malesef dondu.
3. resme baktığımızda, nihayet bahçemizin çitlerini de yaptırıp biraz daha izole olduğumuzu görebilirsiniz. Bir de ağaçların ve yaseminlerin altındaki toprakta bir sınır olmadığı için çimlere karışıyor, biçme zorlaşıyordu. Buralara da bordür döşedik ve böylece daha temiz bir görüntü elde etmiş olduk.