![]() |
Sayın Kızıltan,
Merak ettiğim şey hava motoru ve hava taşıyla suya oksijen verilmesi olayı. Bu konuda çok yazı okudum ama çok tartışmalı. Yani bu konuda bilgim, deneyimim olmadan okuduklarımdan birkaç şey aktarmak istiyorum. Bilginiz dahilinde yanıtlarsanız sevinirim. 1- Hava motoru + hava taşı ile suya oksijen verilmesi bitkiye fayda sağlayamayacak bir miktarda olacağından gereksiz deniliyor. Yani bu sistemle, sanıldığı kadar suya oksijen karıştırılamazmış. 2- Hatta bir perlatör yardımıyla suya bu havataşından daha fazla oksijen kazandırılabilirmiş. Ancak bu da öyle abartılacak kadar bir oksijen karışımı sağlamıyormuş. Gerçek manada suya oksijen karıştırmanın, sıvı oksijen üretecek sistemin kurulması ve istenilen oranda karıştırılması olarak belirtiyorlar konuyu iyi bilenler. Tabi ben konuyu hiç bilmediğimden, bunları okumakla yetiniyorum. Oksijen ölçebilen aletler inanılmaz pahalı. Yani imkan olsa ölçüp deneyip, buraya yazarım. 1- Konuyu tam bilmediğim için soruyorum. Bu sistemin bir yararı var mı (yani mutlaka minimal de olsa vardır ama değer mi)? 2- Oksijen her canlı için çok önem arz ettiğinden sıvı oksijen üretmek kolay mı? Tabi bu soruyu da tamamen amatör düzeyde üretmekten bahsediyorum. İnternetteki sıvı oksijen düzeneklerine bakınca amatörlerin rahatça yapamayacağı ya da yapsa deymeyeceği bir sistem gibi görülüyor. |
Sn Levent Ali daha once bir link vermistim, oksijen vermenin bitkinin verimine katkisini universite testetmis ve yayinlamis.
Sn Fozada`ya yukarida yazdim, hava oksijen degil ki, % 20 si yani 1/5 I oksijen. Oksijen verebilsek suda cozunecek ve faydasi olacak. Sizin sistende kok tamamen suda degil havuz gibi degil, zaten hava aliyor. Havuz icin, durgun su icin sart. Soyle ornek vereyim, saksinin dibini delin, altina tabak koyun, tabaga da su doldurun. Birkac gunde hersey curuyecektir cunku saksidaki toprak veya karisim hava alamayacak. Bu konu hakkinda Sn Tezel`in bir fotoflanmis yazisi var forum icinde ama nerede bilmiyorum, durgunsu tipi bir uygulama da , akilli vana denen autopot da oyle , saksi ayakli, ayaklar delik ve sivi oradan fitil seklinde emiliyor ortam tarafindan, ama saksi altida bulunan delik sivi ile tikanmadigindan oradan saksi ici haca cekebiliyor. Saygilarimla |
Leventali bitki fizyolojisi ile ilgili bir dosyada , Utanarak söylüyorum yazıyı hangi makaleden aldım bilmiyorum . Sadece o kısmını alıp kopyla yapoıştır yapmışım .Demek senin aklına gelen soru bir zamanlar benim de aklıma gelmiş. Ve bunu bulmuşum . Saklamışım.
O da şu; 2. Toprak havası: Bitki kökleri uygun havalanma koşullarında iyi bir gelişme gösterir. Normal gelişme %10 oksijenden sonra başlar, yeni kök oluşumu %12 oksijenden sonra başlar. Optimum gelişme için kök bölgesinde karbondioksit miktarı %1’in altında olmalıdır. Oksijensiz solunum sonucu oluşan Hidrojen sülfür ve metan gazlarının bulunması bitki kökleri içi zararlıdır. |
Megep bahçecilik ders notlarından bir alıntı;
''Su ile doygun bir yetiştirme ortamında fazla suyun drene olmasından sonra suyun terk ettiği gözenekler hava ile dolar. Suyun drene olmasından sonra ortamda kalan hava ile dolu gözeneklerin hacmi ortamın toplam hava kapasitesinin altına düşmemelidir; çünkü bitki kökleri, fazla miktarda oksijene gerek duyar. Bunu karşılamak için yetiştirme ortamında hava ile dolu durumda bulunan geniş gözeneklerin toplam hacim içerisindeki oranı en az % 10, tercihen % 20 üzerinde olmalıdır. Yetiştirme ortamının hava kapasitesi en az % 10-20 olmalıdır.'' |
http://www.agaclar.net/forum/1222272-post277.htm
Aslında bu linkteki bitki çalışmasında, akvaryum hava motoru ve hava taşı deneyi mevcut. Bitkinin büyüme hızı topraktakiyle kıyaslanamayacak kadar fazla. Zira aynı çiçekten toprakta ekili olanı da var. Zaten ondan küçük bir kök alıp ekmiştim. Yani ben hava taşının etkisini mi gördüm, yoksa suyun etkisini mi tam anlamış değilim. Çünkü 1/20 oranında hazırladığım besinli su var. Hem bu sistemin içinde hemde topraktakinin sulanmasında. Her ikisi de coştu. Ama büyüme hızı sudakinde daha fazla. Hava taşının etkisi olduğunu düşünüyorum. Tabi bu küçük bir sistem olduğu için yeterli geliyor olabilir. Bir videoda seyretmiştim bulursam linkini eklerim, her kovaya bir fide dikiyor ve her kovaya bir hava taşı koyuyordu adam. Karşısına da hava taşı konmamış kovalar. Farkları anlatıyordu. İkinci dikkatimi çeken de benim marul sisteminde işgüzarlık sayıp yaptığım sistem değişikliği. Depodan suyu basan pompanın bir çıkışına yine damlama sistemi parçalarıyla yukarıdan akacak şekilde suyu bağladım. Bir çıkış direk marulları besledi, bir çıkış sürekli devirdaim. Ama yukarıdan akarak. Bu düzeneği bu hale getirdiğimden sonra inanılmaz büyüme hızı gördüm. Daha önceki yazılarımda da yazmışımdır mutlaka. Şimdi perlatör alıp deneyeceğim. Çünkü bu konuyu araştırdığımda yapılan testlerde perlatörün, havadaki oksijeni en fazla karıştırdığı tespit edilmiş suya. Tabi bununla ilgili bilgim yok. Zaten bu konuda bizim besin eriyiği konusu gibi, alanında acayip bir kavga konusu. Belli ki bu su arıtma, oksijenleme gibi işlerde karlı işler ve az bilinen işler :) Ancak kaliteli perlatörleri öneriyorlar. Ucuzlarını değil. Orada da kalitelisinin fiyatını yazmışlardı 14 tl. Artema'nın perlatörü diye. Ucuzları da 2-5 tl arası. |
Bugün uzun ve yorucu bir gün olacak. Belki gün boyu buraya hiç uğrayamayabilirim.
|
Alıntı:
|
Merhaba
Kendi mesajim icin bir duzeltme yazayim, amatoruz duydugumuza inaniriz, bir hata yaparak kimseyi etkilemek istemem. Sisteme hava vermek konusunda, bazi cidddi kuruluslarin yaptiklari calismalarin sonucunda pek etkili olmadigi yazilmis. Demek ki belli bir orani tutturmak sart daha fazla verelim daha fazla alalim yok. Bir arastirma sonucunda oksijentakviyesinin genc bitkide buyumeyi etkiledigi ama sonucta olusan marulun agirliginda etkisinin cok az oldugu yaziliydi. Hatta birkac hidroponik system denenmis, durgunsu, akansu, sistemlerinde pek bir fark cikmamis, kabuledilebilir hata sinirlarind farkliliklar olmuz ama enteresan bir nokta cikmis, hindistan cevizi kabugu tozuna dikilip elle sulama yapilan en buyuk marulu vermis agirlik olarak. Bu konuda okumaya devamederek elde edilen bilgiyi vermek lazim. Arayip cozunmus oksijen miktarinin optimum degerini bulup yazmaya calisacagim. Bu arada kok bolgesinin oksijen almasii sart ama bunu besin icerisine hava basma ile karistirmamak lazim saniyorum. Ikisi biraz farkli. Saygilarimla |
Havadaki oksijen miktarı, Sn. Kızıltan'ın da dediği gibi % 20-21 civarındadır. Havataşı ile kullanılan hava motorları da suya oksijen değil hava basıyor zaten. Havuz sisteminde bitkinin oksijeni kullanabilmesi, suda çözünmüş oksijen oranıyla sınırlı. Hava motorunun aslında yaptığı tek iş, dışarıdan aldığı havayı hortum vasıtasıyla suyun içinden geçirmek ve çıkardığı kabarcıklarla su yüzeyini hareketlendirmek. Bu yolla suya oksijen kazandırmaya çalışıyor.
Akvaryum kafa motorlarını düşündüğümüzde, suyu hareketlendirme konusunda çok daha başarılı ve güçlü olduklarını görebiliyoruz. Yine bu motorları karşılaştırdığımızda, hava motorlarının aynı işi tabiri caizse "kulağını ayağının altından göstermek" şeklinde yaptığını söyleyebiliriz. Bu nedenle durgun su sistemlerinde kabarcıklı hava motorlarının çok yetersiz kalacağını düşünüyorum. Bizim durgun su yönteminin problemi olan oksijen, aslında alabalık üreticilerinin oksijen sorunuyla benzerlik gösteriyor. Neyse ki biz daha avantajlıyız, zira balıkların oksijen ihtiyacı bitkilerinkinden kat be kat fazla. Burada alabalık üretimiyle ilgilenen bilim adamları oturmuşlar, bir balığın hangi evrede ne kadar oksijen tükettiğini hesaplamışlar. Bu yöntem bitkiler için de kullanılabilir ve bir sonuca varılabilir. Yöntem aslında basit, örneğin elimizde 100 litre su var diyelim. Önceden elimizdeki yöntemlerle suyu oksijenlendirip, su içerisindeki erimiş oksijenin miktarını ölçüyoruz. Ardından bu suyu bitkinin kullanımına veriyoruz. 1 saat sonra suyu kullanımdan alıp ermiş oksijen miktarını tekrar ölçüyoruz. Aradaki fark, bitkinin bir saatte harcadığı erimiş oksijen miktarını bize veriyor. Bu elbette milimetrik bir sonuç olmamakla birlikte, bize yaklaşık bir değer sunuyor, fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Zira suyun ısısının gün içinde sürekli değişeceğini gözönünde bulundurarak, deneyi ortalama bir sıcaklıkta yapmak gerekiyor. Yani gün içindeki ısı değişimlerinin bir ortalamasını alarak suyu o sıcaklıkta tutarak deneyi gerçekleştirmek gerek. Ya da mevsim normallerinde oluşabilecek birden çok sıcaklık ortamında da test edilebilir. Elbette bunun için erimiş oksijeni ölçen ölçü aleti lazım. O da bende yok. Fiyatları çok yüksek. Ancak oksijen ölçen sensörler ayrı satılıyor ve fiyatları daha makul. Bir mikrodenetleyici üzerinde kullanarak bu tarz bir ölçü aleti yapmak düşüncelerim arasında. pH, EC, ısı ve oksijeni takip eden bir sistemi oluşturarak elimin altında bulundurmak istiyorum. Ama ne zaman işlerden fırsat bulurum da başlayabilirim onu bilemiyorum açıkçası. Son bir not, suyun debisinin oksijenle direkt ilgisi olduğunu biliyorsunuzdur. Yani yüksek debili akan suların oksijen açısından da daha zengin olduğunu biliyoruz. Şelale, çağlayan gibi yerlerde suların yüksek oksijen içerdiği bilinen bir durum. Yüksek debi belki NFT sistemlerinde kullanılamaz ama havuzlar için iyi bir seçenek gibi geliyor. Eğer havuz sistemi denemesi yapacak olursam, havuzdan aldığım suyu bir şekilde merdivenli bir sistemden aktardıktan sonra tekrar havuza vermeyi düşünüyorum. |
Sayın Ankafar'ın söylediğini nasıl da unutmuşum. Teşekkür ediyorum kendisine. Hemen bir tecrübemi de aktarim.
Büyük kasaya perlit doldururken, 2 çuval aldı, her çuval 200 litre, büyük kovaya yarım su doldurdum, ve küçük bir tasla perliti içerisene boşalttım. Hortumun ucuna bahçe sulama fiskiyesi takıp sürekli üzerine tutarak, çabucak ıslattım. Ona rağmen etrafa perlit saçılıyor. Bunun damda olmamın da etkisi var. İlk çuval yarımdı, bu şekilde yaptım. Açılmamış çuvalda yanlarına bıcakla delik deldim, altlarına da, çuvalın ağzını açıp, fiskiyeyle su tuttum. Böylece ilk alımlarda perlit uçmasını önledim. Küçük bir uyarı daha eklemek istiyorum. Perliti iyice yıkamanız gerekiyor hemde bir parça derin kapta. Tozlar, alakasız maddeler dibe çöküyor. Buna rağmen sistemi çalıştırdığımda bir sürü toz depoya inmişti. Çünkü, düzleme yaparken, fedeleri ekerken, naylonu çekerken, kazıkları çakarken, yine ezilmeden kaynaklı sanırım ufalanma oluyor. Sayın Kızıltan, Fazla oksijenin insana bile zararı var. Sorun az oksijende. Dağlarda yetişen bitkilerin daha sağlıklı, daha güçlü olmasının sebebi belkide budur. Oksijen. Bir amatörün ölçmede zorlanacağı en zor element olduğunu sanıyorum. Çünkü bunu ölçen aletler pahalı. Bugün akşam bir tecrübemi daha paylaşacağım. Bilgili kişilerin de yorumuna muhtaç bir tecrübe. Resimlerle daha iyi anlaşılacağından, resim çektikten sonra yazacağım. Akan su için iyi bir gözlem... |
Sevgili Levent
Depya donen besin borusunun altina, bulabildigin en buyuk huniyi koy, hunu alt tarafini keserek deligi genislet, icerisine plastic bulasik tellerini cekip genisleterek yerlestir. Birkac turdan sonar sivi temizlendi. Telleri al temizle ya da yenisi ile degistir, kopan kok parcalari da temizlenmis olacak Saglicakla kal. |
Ortaklaşa besin formülü üzerine yeni bir başlık açıldı arkadaşlar. Uğramayı ihmal etmeyin..
http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/33248.htm |
Agaclar Net Adana'dan Misafirimiz Vardı...
4 Eklenti(ler)
Yeniden merhabalar,
Bu hafta hep sürprizlerle geçti. Dün Adana'dan bir araba dolusu akraba ziyareti oldu. Seramızın namı Adana'lara ulaşmış. Gelenleri de boş çevirmeyip, Ağaçlar'ın Adana ve Mersin toplantılarında üyelerimizin değerli paylaşımlarını biz de onlarla paylaştık. Ziyarete gelenleri birer yaş daha büyütüp(!) yolcu ettik. Zira "Bir yaşıma daha girdim!" demeyen yoktu, topraksız tarımla tanışınca... Bugün de Ağaclar Adana üyesi, toplantı vesilesiyle tanıştığımız Omencek ziyaretimize geldi. Gelmişken de günlerdir bir el atıp akan su kültürüne ekleyemediğim salatalıkları kendi elleriyle ekledi. Onun sayesine salatalıklarımız şaşırmış(!) bir vaziyette akan su kültürümüzde, marullarımızdan boşalan deliklerde yeni maceralarına başladı. Bunları tohumdan büyütmüştüm. Büyüme serüvenini hep birlikte izleyeceğiz. Sevgili omencek gelir gelmez ceketi çıkartıp, kolları sıvayıp, seramızda bilmediğimiz, eksik olan ne varsa yardımcı oldu. Domatesleri elden geçirip, salatalıklarımızı ekti. Çay, sohbet ve geç gelse de omencek'e de kısmet olan su böreğinden sonra yolcu ettik. Toplantılara katılmaya imtina edenlere, çekinenlere, geri duranlara aşağıdaki resimler çok şey anlatacaktır. Eklenti 458791 Eklenti 458792 Eklenti 458793 Bir adet marulumuzu sistemde bırakıyoruz ki, gelen boş sistemle karşılaşmasın diye. Eklenti 458794 |
Sayın Levent Ali abi,
Öncelikle hoş sohbetin ve onca işinin arasında ev sahipliğin için çok teşekkür ederim. Bu arada taze, sıçak çay ve börekleride unutmamak lazım. Yapmış olduğun sera ve sistem gerçekten çok güzeldi. Birçok üyemizin hayallerini gerçekleştirmiş olmanda taktiride hak ediyor. Çorbada benimde tuzum olduysa ne mutlu bana. En kısa zamanda yeniden bir arada olmak dileyiğle. |
Ben geldigimde Adana`ya ugrar Sn Omencek`i alir oyle gelirim Tarsus`a Sn Levent Ali. Onceden haberli olunca suboregi gec kalmaz !
Iyi eglenceler Engin |
Kapımız her dosta sonuna kadar açıktır. Her daim beklerim.
Bu arada Sayın Omencek haberli geldi Sayın Kızıltan. Ama su böreğinin şanındandır. İlle de misafir gelince başlanır yapılmaya ki, taze taze sıcak sıcak yensin diye :) |
levent abi biberlerin çok güzel gözüküyorlar eline bilgine sağlık yalnız biraz erken kopartmışsın biraz daha büyümeleri gerekiyor ohafif acılıkta ondan kartlaşırlarsa acıdan yiyemezsin . salatalık larda güzel gözüküyor elimizden işimizi alma sakın ama bundan sonra havalar soğuyacağı için dikkatli ol hava durumlarını takip et edemezsende dededenkalma yöntemi söyleyeyim torosların üstüne bak ayna gibi parlıyorsa don var demektir hiç şaşmaz. torosların üstünde hafif bulut olsadahi don yapmaz tabi sabaha kadar kalma şartıyla. esas don sabah güneş çıkmadan önce olur.sebzelerini iyi koru mazallah batarsın bir sene vurulursan 10 sene kendini toparlayamazsın çifçilik kumar gibidir abi dondan kork rüzgardan, yağmurdan , toludan fiyattan,kapılardan, tüccardan, hastalıklarından böceklerden,işçisinden[hırsızındanpahalı olduğu zaman] bir jiletlik işi var seranın. işin şakası bir yana eline sağlık abi ilgiyle izliyoruz çalışmalarını kolay gelsin.
|
İyi dileklerin ve önerilerin için teşekkür ederim Sayın Ahmet Melek. Toroslar artık takipte :)
|
EC ölçümü hakkında.
Burası belki yeri değilama, konu geçtiği ve bilgi taze olduğu için yazıyorum. Formül. Gerçek değer = Ölçülen değer * 56/ (t+31) 17 derecede ölçülen EC değeri 1.4 için. 1.4 x 56/ (17+31) =1.62 EC 25= ölçülen EC -(t-25) x 0.063 = EC metre ile gelen broşürdeki formül. 1.4 +(17-25) x 0.063= 1.9 iki formül arasında fark oluyor. Ben mi hata yapıyorum. |
ölçülen EC -(t-25) x 0.063
1.4 +(17-25) x 0.063 Bu ikisi ayni sey degil ! Lutfen tekrar yaziniz. Ayrica 1.4+(17-25)x0.063 hatali cozulmus. 17-27=-8 -8x0.063=-0.504 1.4+(-0.504)= 1.4-0.504=0.896 Once carpma ve bolme yapilacak sonra toplama ve cikartma yapilacak. Hatali yazmis ama usttekine goreyse dogru cozmussunuz. Ayrica ilk cozum sonucu 1.633 cikiyor, sanirim hesap makinanizin genellikle ust sol kosesinde bulunan ayari " yuvarlamaya " getirmissiniz. 1.4 x 56 = 78.4 78.4 / 48 = 1.633 cikacagina 1.4 x 56 = 78 yuvarlamis 78 / 48 = 1.625 yuvarlamis ilk iki formulu tekrar yazarsaniz 17 derece C da olculen 1.4 EC yi birlikte her iki formul icin hesaplayalim. Saygilarimla |
Sayın Kurşun merhabalar,
Benim başlığı hızlıca tararsanız içerisinde bunun anlatımını yaptım. Bende çok zor anlamıştım. Hatta minik bir programcık yapıp linkini yine oraya koydum. İndirebilirsiniz. Orada hesap yapmak zorunda kalmazsınız. Isıyı ve ec değerini girdiğinizde programcık size otomatik hesaplar. |
Yeni ürünler güzel görünüyor Levent abi. Yalnız bir sorun var sen bu sistemi marula göre kurmuştun yarın bunlar büyüyünce yerleri oldukça dar olacak. Yani sistemin hıyar ve domatese göre oldukça yukarıda. Boruları aşağıya indirebilme imkanın varsa iyi olur diye düşünüyorum.
|
Sayın leventali sizin yazılarınızın tamamını okudum. Ve formülü oradan gördüm.
Sayın kızıltan bendeki ec metre ile gelen kağıtta bu formül var. Ben hesapları buna göre yapıyordum. ama kudret beyin yazdığı formülü görünce ikisinin hesapları farklı çıkıyor. EC metre ile gelen kağıtta bu formül var. ölçülen EC 5.2 ms/cm su ısısı 30 derece EC 25= 5.2-(30-25)x0.063 5.2-0.31 =4.89 ms/cm aynı EC 20 derece için EC 25=5.2- (20-25)x 0.063 EC 25= 5.2+ 0.31= 5.51 ms/cm 25 dereceden küçük olan değerlerde ekleme yapıyor. |
Teşekkür ederim h_dogan,
Yok salatalıkların yeri orası değil. Sistem boş durmasın diye koyduk omencek'le öylesine. Katlı bir sistem denemesi yapacağım şimdi. İşlerim çok yoğunlaşınca, başlayamadım. Elimde hiç eriyik kalmadı, o da bir etken. Bu bir iki gün içinde maddeleri temin edip sistemi kuracağım. Domates ve biberlere bile üç gündür besinsiz çalıştırıyorum. İş yoğunluğu girince dikkat dağıldı haliyle. Sayın Kurşun, Matematikle çok aram olmadığından dolayı, ben formülü içeren bir programcık yapıp onu kullanıyorum. Eğer Kudret Bey'den temin ettiysen EC metreyi formülün şu: Burada da anlatmışım. http://www.agaclar.net/forum/1211299-post57.htm Gerçek EC= Sistem değeri *(t+31) /56= Ölçülen değer Örneğin marul yetiştiriyoruz ve EC sini 1.6 da tutmak istiyoruz sistemin. Isıyı ölçüyoruz : Örn. 20 C derece Besin sıvısından alıp EC metreye koyuyor ve değerini ölçüyoruz : Örn. 1.5 Sistemi çalıştırmak istediğimiz sabit EC miz = 1.6 idi. Şimdi formülde yerine koyalım: Gerçek EC= 1,6 x (20+31) /56 = 1,6 x 51 / 56 = 81,6 / 56 = 1,457 EC. Virgülden sonra tek hane yeterli olduğu için aslında sistemimizdeki EC miktarı 1.4 müş. Başta benim de sık karıştırdığım şey EC metreden ölçtüğüm değeri formüle direk koymamdı. Doğru olan, sistemi sabit tutmak istediğimiz EC değerini koyacağız formüle. Biz EC metrede ne ölçmüştük örnekte : 1.5 EC O zaman şu sonucu çıkartıyoruz. Sistemimizdeki EC değerinin 1.6 olması gerekiyor. Ben ölçüm ama 1.5 çıktı. Bu gerçek değer değil çünkü ısı farkı var. Formüle eklediğimde karşıma 1.4 çıktı. 1.6 dan küçük değer. O zaman besin eriyiği ilave etmem gerekiyor. Eğer formülden çıkan değer 1.6 dan yüksek olsaydı o zaman su eklemem gerekiyor diye düşünmeniz gerekecek. Umarım yardımcı olabilmişimdir. |
Sn Levent Ali
Merhaba. Ust mesajinizda soyle yazmissiniz. Anlatilan dogru ama kullanilan deyimler nedeniyle bazen anlasilamiyor. Gerçek EC= 1,6 x (20+31) /56 = 1,6 x 51 / 56 = 81,6 / 56 = 1,457 EC. " Gercek EC " demek sanirim hatali. Formulde hesaplanan 1.6 EC degeri ile calismak istersek, 20 derece sicaklikta olcumde okumamiz gereken EC degeri Bizim bu sartlarda 1.457 okumamiz gerekirken 1.5 olcuyoruz, demekki ayarlayip 1.457 yapmamiz lazim. Sn Karagulle`nin dedikleri gibi ya EC 1.457 yapacagiz ya da isiyi 25 derece yapacagiz. Kisacasi gercek EC diye birsey yok ! Bu deyim hatalari cok fark yaratiyor. Besin solusyonu icin birisi 10 litre hazirlayacagim diyor, ne demek bu ? 10 litre hazirlayip kovaya koyacagim ustune fideyi koyacagim mi , yoksa sonradan bunu 100 misli sulandiracagim konsantre mi? Belki formul hesaplanirken 100 degil de 200 misli seyreltilecegine gore hesaplanmistir, ozaman hepten karisir isler. 10 litre yerine, " 100 misli sulandirilacak 10 litre konsantre " demek lazim. Ornegin daha once konuya yazilmis olan Hoagland formulu gram hesabi, o agirliklar final solusyonu denen, yani sisteme bagladiginiz besin deposuna konacak , 200 litre besine katilacak gramlar. Hesap 200 litreye gore yapilmis hesap. Isterseniz 1/4, 1/10 , 1/50 yogun hazirlar sonar sulandirirsiniz ( seyreltirsiniz ). Ozaman Bu agirliklar 200 litre seyreltilmis solusyon icindir yazmak lazim. Ben yazilanlari sokmek icin cok ugrasiyorum, yazilan deyimler standart olmayinca cok zor oluyor sokmesi. Neyse ugrasmak da bu isin mezesi oluyor. |
Ben kafa karıştırmamak için mesajı sildim .;)
|
Sayın leventali. Çok özür dilerim. Aşağıda sizin yazınızdan bir paragraf aldım.
Sistemin çalışmasını istediğiniz EC=Ölçtüğünüz EC x (ISI+31) /56 Örneğin marul yetiştiriyoruz ve EC sini 1.6 da tutmak istiyoruz sistemin. Isıyı ölçüyoruz : Örn. 20 C derece Besin sıvısından alıp EC metreye koyuyor ve değerini ölçüyoruz : Örn. 1.5 Sistemi çalıştırmak istediğimiz sabit EC miz = 1.6 idi. Şimdi formülde yerine koyalım: Gerçek EC= 1,6 x (20+31) /56 = 1,6 x 51 / 56 = 81,6 / 56 = 1,457 EC. Ben şunu anladım. Sizin (gerçek EC) diye yazdığınız, ölçtüğümüzde olması gereken EC yani 1.457 ısı farkından dolayı biz 1.5 ölçüyoruz. Formülde geçen (ölçtüğünüz EC) yerine sabit olması gereken 1.6 EC değerini yazmışsınız. Burada bocaladım. Olması gereken değer. =Sistem değeri* ( t+31) /56 olmalıdır Sanırım böyle olmalı. |
Hesaplanan ve ölçülen değer
Formulde , bitkinin istediği ec formulde yerine konur.
eğer ec metre ile ölçüm 25 derecede yapılmış olsaydı . Karışım da doğru olsaydı , netice olarak yaptığımız ölçüm bitkinin istediği ec olarak ölçülecekti. Isı 25 dereceden farklı olduğunda , ec metremiz gerçek değerinden farklı bir değer gösterecektir. Zira ısı değişimi ile sıvının elektiriksel geçirgenliği farklılık gösterir. Biz burada ısı farkından dolayı meydana gelen farkı görüyoruz. O yüzden formulde , bizim bitki için istediğimiz ec değeri yerine konuyor. bU şekilde hesapladığımız değer, artık o ölçüm için bitkimiz için saptadığımız , karar verdiğimiz değer olarak düşünülür. Ve fark eksi ise besin ilave edilir. ( ölçülen değer hesaplanandan düşük ise) fark pozitif ise su ilave edilir. ( ölçülen değer hesaplanandan büyük ise) |
Merhaba Kurşun, Kızıltan ve İsmail Karagülle
Yoğun bir çalışma arasında cevap vermiştim. Hatalı bir cümle yazmışım. Sağ olsun arkadaşlar düzeltmişler. Düzeltmeyi bende yaptım. Sakın üzülmeyin zira bunun böyle olduğunu benim öğrenmem de 5 günümü almıştı :) Evet yazdığım yanlışlıktan dolayı da sizi bocalatmış oldum. Siz de doğru anlamışsınız aslında. |
Boşver leventali ,
Aslında tek başına bu formullerde pek bir şey ifade etmiyor. Mesela , diyelim ısı bugünlerde olduğu gibi 5 derecelerde hesapladık ve 1.2 olmalı diye bulduk. örneğin 2 olması gereken ec yi hesapladık 1,2 çıktı . Biz ölçtük , 1,2 değil , 0.8 çıktı . Ne yapacağız sorusuna cevap olarak ec 1,2 ye çıkana kadar besin eriyiği ekliyeceğiz mi diyeceğiz? Yukarıdaki yazıları okuyunca, evet besin eriyiği ekliyeceğiz demeliyiz. ve problem çözüldü mü? Eklersek bitki gelişmeye devam edecek mi? Ama acaba bu tahlil doğru mu? Bence tek başına doğru değil. Niye dersek , Bu ısıda bitki zaten gelişmeyi durduracaktır. Besin eklemek pek bir işe yarayacağını zannetmiyorum . Ancak ısıyı da bitkinin gelişmeye devam edeceği düzeye çıkarırsak doğrudur. Yani bu topraksız meselesi sadece matematik formullerle izah etmek pek mümkün değil. İktisat formulleri gibi diğer şartlar değişmezse faktörü her zaman düşünülmeli. |
Merhaba
Olcum yaptiginiz anda hesaplanacak EC icin duzeltme yapilsa bile sera sicakligi sabit kalmayacaksa pek fark olmayacak. Bu hesaplama ve hassas duzeltmeler tam otomasyonlu ve isitma sistemleri guclu seralar icin uygun olacaktir, bir nokta da durgun su havuz icin uygun olabilir, orada besin solusyon miktari cok oldugundan ortalama sicakliga gore olcum ve ayarlama olablir. Saygilarimla |
Haklısın İsmail Agabey,
Zaten iklim şartları sera içinde tam ayarlanmadan, yapılan çalışmaların neticeleri çok tutarlı neticeler olmaz. Sen bir yerde belirtmiştin bunu. Bir kömür sobası kuracağım nasip olursa bu hafta sera içerisine. Isıyı sabitleyemeyiz ama en azından soğuktan koruyabiliriz diye düşünüyorum. Toroslar bembeyaz. Baktım yarın gece 1 dereceye düşecekmiş. Allah büyük serası olanların yardımcısı olsun. Tabi tüm çiftçilerinde. |
Her konuda yaptığımız gibi topraksız konusunda da yapıyoruz.
Detaylarda boğuluyoruz. Bitki ne ister , İklim şartları , ( ısı-nem -ışık ) Besin , ( Bitkinin alabileceği formda) Aslında çok da zor şey değil istedikleri , ve doğa bunları veriyor. Ama bizim istediğimiz , doğanın vermediği zamanlarda ve şartlarda bunu doğa yerine biz bitkiye sağlayabilir miyiz ? Olayı daha geniş pencereden irdelemek lazım . Detaylar içinde bilinenleri tekrarlamanın ilerlemeye katkı sağlamayacağını düşünüyorum . Ağaçlarda onlarca kere okuduğum bilgilerin , Yeni okuyan biri tarafından sanki yeni bir şeymiş gibi tekrarlanması , belki hatırlatmadır. Ama bu bilgi verilirken , Daha önce falanca yerde bahs edildiği gibi demek lazım . Bilgiye ve emeğe saygı bunu gerektirir. Ben şimdi bir daha söyliyeyim . Bitki konusunda ne öğrendimse , ağaçlardaki ustalardan bilim insanlarından öğrendim . Bu bilgiler doğrultusunda uygulamalar yaparken teorik olarak öğrenilenlerin pratiğe dönüşmesi esnasında yeni şeyler öğrendim . Ve öğrendim zannettiklerimin aslında çok da iyi öğrenemediğimi de gördüm . Ağaçlarda kendinizi tanıtır mısınız? Başlığında, ağaçlarda sizden ne öğrendiler diye soru vardı . Cevap veremedim . Ancak öğrendiklerimi sayabilirim . Ama ağaçlar okuyanlarına bir şey öğrettim diyemem . Zira benim dediklerimin hepsi daha önce ağaçlarda birilerinin söylediklerinden başka bir şey değildi. Sağlıcakla kalın . |
Akıllı vana ile on saksılık sistem ve pvc levhadan kanal yapımı
Sn. Kızıltan Merhaba,
Bu başlıkta yukarılarda bir yerde akıllı vana ile yapılabilecek on saksılık bir uygulamadan ve ayrıca bir de pvc levhadan kanal yapmaktan söz etmişsiniz fakat, bunları bu başlık altında anlatmayayım da demişsiniz. Bunları yeni bir başlık altında ya da kahvede anlatırmısınız. Sonuç olarak kahve hala açık ve geri dönecek müdavimlerini bekliyor :) Ertuğrul |
Sn Ertugrula
Merhaba, bu konuyu ve besin ile ilgili hesap programi ayrica besin temini ile ilgili olarak yazacagim, gecikmenin iki nedeni var, Birincisi, yil sonu olmasi sebebiyle mal aldigimiz bazi firmalar ile hesap teyidi yapmamiz, vakit bulamiyorum. Ikincisi, Kahve sanirim kapali, Levent Ali Bey`in basliginda ise maalesef evsahibi evde yok ki ben yazayim. Kendileri ya benim gibi yil sonu sikisikliklari ile ugrasiyordur yakinda donerler, ve ya artik bu konu ile sevkleri kirilmistir bilemiyorum. Tahminim yeni yil baslarinda donerler, donmezler ise baska bir baslikta fikirlerimi ve internet uzerinden ulasilabilecek kaynaklari aciklarim, size de burada ve ozel mesaj ile haber veririm. Herkesin yeni yilini kutlar, gecen yillerdan daha basarili, enonemlisi saglikla gecmesini dilerim. Saygilarimla Engin KIZILTAN |
Sn Kızıltan,
Ben de yeni yılda size ve herkese sağlık ve mutluluk dilerim. Saygılarımla. Ertuğrul |
Sayın leventali, titizlikle hazırladığınız bilgilendirme yazılarınız için teşekkür ederim. Çok faydalı olduğunu bilmenizi isterim.
EC ve PH ayarlama konusundaki eksiklerimi giderdim. Üstelik yeni şeyler de öğrendim. Sizin tecrübenize bir miktar ortak oldum. Ve çalışmanızı görmesem belli bir süre log tutma işini de es geçerdim. Her ne kadar bu tip bilgilendirici sayfalarda, kişisel mesajlar yazmanın bilgi almak isteyen insanların işini zorlaştırdığını bilsemde, yaptığınız işin karşılık bulduğunu bilmenizi istedim. Allah çalışmalarınızda size kolaylık versin. |
Aklıma takılan sorular...
Merhaba Sayın Levent Ali,
Sizin "Damda 12 m2 Hidroponic Sera Yapımı" uygulamanız ile ilgili tüm mesajları okudum. Harika bir çalışma yapmışsınız. Özellikle de gelişmeleri günlük olarak paylaşmanız ve fotoğraflamanız diğer meraklı/hevesliler için çok yararlı olmuş. Sizin yaptığınız deneme sırasındaki bilgisayar uygulamalarının da bundan sonra bu işi yapacak/deneyecek olanlara çok yardımcı olacağını umuyorum. Bu sırada kafamda oluşan soruları sormak istiyorum. Aslında daha çok sorum vardı fakat yazıya dökerken hepsini hatırlayamadım. Öncelikle malzeme listesinde üç tane 110'luk, bir tane 150'lik boru kullanacağınızı yazmışsınız fakat fotoğraflarda hepsi aynı gözüküyor. Yazdıktan sonra fikir değiştirip hepsini aynı ölçüde yapmaya mı karar verdiniz? Sistemde yaklaşık 200 lt. su bulunduğunu yazmışsınız. Sistemi ilk defa hazırladığınızda ne kadar besin eriyiği kattınız? Tüm üretim süresince toplam ne kadar eriyik tükettiniz? Tüm suyu ilk defa üç hafta sonra değiştirmişsiniz, daha sonra bir daha su değiştirdiniz mi? Hasatta marulları tahlil ettirmeye çalışacağım demişsiniz. Bunu yaptırabildiniz mi? Bir de kullandığınız eriyik marul için hazırlanmış bir eriyik miydi? Eğer öyle ise perlitte yetiştirdiğiniz diğer bitkilere de aynı eriyiği mi kullandınız yoksa onlar için farklı bir eriyik mi hazırladınız? Mesajlarınızın bir yerinde soğukluk diye adlandırdığınız bitkiler var. Onlar nedir? Bir mesajınızda sizin de söz ettiğiniz, suyun sık sık değiştirilmesini gerektiren, eriyiğin içinde azalan elementler konusu sanırım çok zorlu bir konu ve bu konuda yapılabilecek herhangi bir gelişme devrim niteliğinde bir gelişme olabilir. Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Zaman bulup cevap yazarsanız çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürlerimle ve gelecek çalışmalarınızı da bir an evvel görmek umuduyla iyi günler dilerim. Saygılarımla Ertuğrul |
Uzunca bir zamandan sonra yeniden merhaba tüm dostlara.
Baktım da en son mesajın üzerinden neredeyse bir aya yakın zaman geçmiş. Günlerin, saatlerin acelesi var sanki. 4 nala koşturuyorlar. Bugün yorucu bir gündü. Serada marulları hasat ettikten sonra, kullanılan sistemin temizliğini yapmamıştım. Nedeni sadece üşengeçlik. Bedeli, belki yarım saatte temizlenecek sistemi 3-5 saatte anca temizleyebilmek! Fotoğraf makinesi yeğenlerimde kaldığından resim de çekemedim. Temizlik esnasında yaşananlar ayrı birer tecrübe imiş. Nasip olursa paylaşırım. Domatesler çoştu, biberlerden ikinci üçüncü hasatı mangal başında bir güzel yemek nasip oldu, üvey evlatlık bıraktığımız fideler artık huzura kavuştu. Onlar için yeni bir düzenek kuruldu. Resimleri de nasipse yakında eklerim. Anlayacağınız bugün tüm günüm seranın bakımıyla geçti. Bir de iç temizliğini yaptık mı, bu ayı kurtardık sayılır. Uzunca bir süre ağaçlara uğramadım. İşlerimin yoğunluğu, teslim etmem gereken sürenin kısıtlılığı, hem serayla hemde ağaçlarla ilgilenmemi olanaksız kıldı. Teslim süresi olan işlerim vardı. Söz ağızdan çıkar, teslim ettik. Şimdi başka bir sözümüz vardı ağızdan çıkan, onu da nasip olursa bitirip 2014'e ertelenmiş sözler bırakmadan devam etmek istiyorum. Sevgili İsmail Karagülle ve Kızıltan'a da buraları boş bırakmadıkları için ayrıca teşekkür ederim. Merhaba beingobserver, iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Faydalı olabilmişsem ne mutlu. Ayrıca kişisel mesajlar ayrı bir güzellik de katıyor üzülmeyin. Yeter ki mesajlar birilerini hedef almasın ya da polemik yaratacak ve ayrı bir başlık konusu olan konular olmasın. Çorbada tuz her zaman iyidir. Merhaba beingobserver, Sizin de iyi dileklerinize teşekkür ederek sorularınızı yanıtlamaya çalışayım. Aslında bir sonuç raporu hazırlıyordum ama önceki yazımda bahsettiğim gibi, işlerim mani oldu. Ama o da hazırlanıyor. Orada aklınıza gelmeyen çok sorunun da cevabını bulacaksınız. Sorularınızın başına numara koyarsanız, hangi soruya cevap verdiğim bir başka arkadaş tarafından da daha kolay bulunur. Ben sırayla sorularınızı cevaplayacağım: * Malzeme listesinde bulunan 150'lik boru alınmadı. Tüm sistem 110'luk boru üzerine inşa edildi. * Sistem deposunda 200 litre ve 4 x 25 litrede borularda bulunan suyla birlikte sistem toplam 300 litre suyla çalışıyor. Sistem çalışmaya 1 EC ile başladı. Fidelerin alışma süreci olarak önerilmişti. Yaklaşık (emin değilim) 1.5 - 2 litre arasında bir eriyikle başladı. * Benim üretim sürecim biraz sancılı geçti. İlk olduğu için bayağı hatalar yaptım. Sistemi bir süre 1.2 EC de çalıştırdım. Ama öneri üzerine 1.6 EC ye çıkardım. Fideler büyüdükçe ve 1.6 EC de inanılmaz ölçüde besin tükettiler. Yazılarımı okuduysanız bazı günler 1 litreye yakın besin ilave ettiğimi biliyorum. Ama kendi tecrübelerim ışığında şunu söyleyebilirim. 10 - 15 litre arası besin eriyiğine ihtiyaç duyar benim sistemimdeki özellikler. Yani 60 marul, 300 litre su ile. * Tüm suyu değiştirdikten sonra bir daha değiştirmeye fırsat kalmadı :) 30-35 gün içinde hasada gelmişti ürünler. Büyük sistemler için konuşmayacağım ama benim sistemim kadar olan bir sistem için sanırım 20. gün bir su değişimi ve hasada kadar devam etmek uygun olur diye düşünüyorum. * Hasatta marulları tahlil ettirmedim. Bu tahlil işi dışarıdan bakıldığı kadar kolay ve ucuz bir şey değilmiş. * Marul sisteminde hemen tüm eriyikleri kullandım :) Marul eriyiğim bittiğinde elimde bulunan diğer eriyiklerle devam ettim. Deney deneydir. Salatalık, biber, domates ve marul eriyikleri kullanıldı sistemde. Belki de o yüzden yiyenler "İnanılmaz lezzetli" diyorlardı :) Son cümle işin şakası ama, maalesef yazdıklarımın gerisi doğru. Aslında son cümle de doğru. Adana grubu üyeleri canlı canlı test ettiler :) Perlitte domates ve biber ekili. Orada da sadece domates eriyiği kullandım. Bir miktar salatalık da kullandım. Soğukluk, siz sorunca baktım :), semiz otu imiş :) Bizim burada böyle derler. Azalan besinlerin bulunması devrim niteliğinde olmaz inanın bana. Sadece iyi bir laboratuvar desteği ve Ar-Ge'ye ayrılacak zamanla bu iş çözülür. İnsan geninin haritası çıkartıldı üstadım, bu ne ki? Bilgisiz olduğumuz konuları gözümüzde hep büyütmüşüzdür. İnsanoğlunun genel karakteri bu. İnsanoğlunun bu özelliğini de en iyi batılılar kullanmıştır. Pireyi deve yaparak göstermişlerdir bize. O yüzden pire kadar mal edip, deve yüküyle satmışlardır bize. Ama iletişim çağı, yeni kuşağın bu çağın araçlarını yoğun kullanması, artık develeri sıkıntıya sokmuştur. Bu kuşağı hayranlıkla, kıskançlıkla izliyorum. Saygı ve sevgilerimle... |
hoş geldin
Hoş gelişlerin olsun. Stres yok .;);):D
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 17:51. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025