![]() |
grimurya:
|
keleme:?
|
Bunların etimolojisini bilen var mı?
|
Sakız: Eski Türkçe kabarmak, filiz çıkarmak, tomurcuklanmak anlamında sak kökünden gelir. Sakal ve saksı gibi.
|
Önemli bir konuyu atlamışız. Ay adları. Kasımda budayacağız, ağustosta çiçeklenir diye konuşuyoruz ama ay adları dilimize nerden gelmiş?
Ocak: Sözcüğün, odcak >>> ocak olduğu savlanırken, öte yandan Eski Türkçedeki "oc-mak, uc-mak" "ateş tutuşturmak" kökünden de olabilir. Ocak, ateş yakılan yer, ev, yuva sözcükleriyle bağlantılı olup ocakların yakıldığı, günlerin dışarıda çalışarak, avlanarak değil de, ocaklarda (evlerde) geçirildiği soğuk ay, anlamını taşımaktadır. Ocak adı ayrıca üç uzun çubukla ateş üstünde pişirme kabının tutulmasına yarayan düzeneğin, üçok'un adının evrilmesi sonucunda da bugünkü formuna kavuşmuş olabilir. Şubat: Süryanice şabat sözcüğünden Türkçeye geçmiştir. Esasen Babil takviminde 11inci aydır, Babil sürgünü sırasında Yahudi takvimine geçmiş. Mart: Eski Roma’da Mart ayının adı, Roma Savaş Tanrısı "Martius" idi ve bu ayın savaşa başlamak için şanslı bir zaman olduğu kabul edilirdi. Ocak ve Şubat ayları, savaşmak için uygun olmadıklarından Roma takviminin ilk ayı Mart idi. Nisan: Nisan sözcüğünün, Arapça (nisan), Süryanice (nisanna), Sümerce (nisag = ilk meyveler), Akadca (nisānu) ve İbranice (nîsān) sözcüklerinden alındığı söylenebilir. Mayıs: Yunan Tanrıçası "Maia'nın ayı" (maia's) anlamında Latince maius mensis'ten gelmektedir. Haziran: Süryanice sıcak anlamına gelen "hazıran" sözcüğünden alınmıştır. Temmuz: Eski Türkçe'de "tamu-z" "çok sıcak, cehennem" sözcüğünden, Sümerce/Sumarca/Sümmerce/Suomerce bereket tanrısının bir adı olan "dummuzzi" sözcüğünden gelme Süryanca/Süryanice "temmuz" sözcüğü aynen Türkçeye geçmiştir. Türkçe'de bu aya "Orak ayı" ya da "Ot ayı" denir Ağustos: Ağustos adının İngilizce karşılığı olan "August", bir rivayete göre, Roma İmparatoru Caesar Augustus’a ithafendir. Bir rivayete göre, Augustus da, tıpkı Julius Caesar’ın ayı Temmuz gibi (Julius’dan kaynaklanan July: Temmuz)) kendi ayının da 31 gün çekmesini istediği için Ağustos ayında 31 gün vardır. Augustus, Cleopatra’nın öldüğü zamana denk geldiği için, bu ayın, takvimde bulunduğu yere yerleştirilmesini istemiştir. Augustus bu aya adını vermeden önce Ağustos ayı, Mart ayı ile başlayan Roma takviminde altıncı ay olduğu için, Latince "Sextilis" olarak adlandırılmaktaydı. Oysa ayın adı; Sanskritçe "agastamaasa" dır. Kökeni de budur. (Agastamasa, Sanskrtiçe ağustos ayının karşılığı fakat anlamını bulamadım. Todor) Eylül: Süryanice "üzüm" anlamındaki aylûl'den (üzüm ayı) gelmektedir Ekim: Türkçe "ekme" eyleminden türemiş olup tarlaların sürülüp ekildiği ay anlamındadır. Anadolu'da bu ay için "Gazel ayı" dendiği de olur, "gazel" "kuru yaprak" anlamına gelir Kasım: Ayın adı bir iddiaya göre Arapça kâsim قاسم, (bölen)'den gelmektedir, ama neyi bölmektedir? Oysa Anadolu'da, bu yasa çıkmadan yüzyıllar öncesinden beri halk yılı, Kasım, Kasım Günleri ve Hızır, Hızır Günleri diye ikiye ayırır, Hızır Günleri 6 Mayıs günü ile başlar ve Kasım'a dek sürer. Bir başka iddiaya göre ise, adın "koç katımı" ya da "katım ayı" olarak bilinen dönemin bu aya denk gelmesidir. T - S ses değişimi Türkçede başka kelimelerde de gözlenir. Bu ay için Kasım adının sebebi budur. Hızır, Hıdır, Haydar حيدر ,خضر, tarihte türlü adlarla (Saint Valentine /Ermiş-Aziz Valentine, Aya Nikola/ Santa Klaus/Noel Baba, Dede Korkut ...) anılan bir biçimde Bilinen vaktin günü ne dek yaşayacak olan bir insandır, kimi inanışlar onu bir nebi/peygamber olarak sayarlar. Arapça söyleyişle Kasım قاسم, Kazım كاظم, İlyas الياس ya da İbranice Kazaam כזאם ile Ellas אללס, Alias אליאס ise Yahya يحيي (Yuhanna, Yohanna, Yohann, John, Ioannes, Ivan, Yohannes, Johannes, Hans, Johann, Jean, Giovanni ...) Peygamber'in takma adı olarak bilinir. 6 Mayıs günü Hızır ile İlyas (Ellez)ın buluştuğuna inanılır. (Kasım ayında sürüye koç katarsanız, 150 gün sonra nisanda kuzularınız çıkar. Otun en bol olduğu, çayırların en yeşil olduğu zamandır. Günümüzde koç katımı hala kasım ayında yapılır. Hızır ile İlyas arasındaki bağlantıyı hıdırellez başlığında yazmıştım.Todor) Aralık: İki bayram arasına denk geldiği için aralık olduğu rivayet edilir. Kaynaklar: http://tr.wikipedia.org http://www.nisanyansozluk.com |
Turkana Tourkana'nın okunuşu: Doğu Afrika'da göl yakınlarındaki Koobi Fora bölgesinde bilinen en yaşlı iki ayak üzerinde yürüyen hominid fosili olan Lucy'nin bulunduğu göl. Rudolf gölü olarak da bilinir. Bu fosilin leğen kemiği ve kalça eklem ve kemiklerinin yapısından iki ayak üzerinde yürüdüğü ve dişi olduğu anlaşılmış. Australopithecus Aferensis ti sanırım. O yıllar Beatles çok meşhur. Ekip de o sırada radyoda "Lucy in the Sky with Diamonds" adlı parçalarını dinledikleri için bu fosile Lucy adı verilmiş diye rivayet edilir.
Gerçi dostumuz Tourkana kendi nam-ı müstearının etimolojisi ile ilgili çok farklı bir izahatta bulunsa da ben bu fikir mecrasını takip ederek bu Tourkana'yı tercih ettiğine inanmak istiyorum. |
Mantar: Rumca manitari den Türkçeye geçmiş.
|
Marul: Rumca maroulion dan maruli ve Türkçe marul.
|
Kır: Eski Türkçe'de geniş otlu arazi, ova, çayır. Türki lisanlarda da benzer.
İlginç olan Sümerce'de de kur kır demek. Rumca'sı da khora (kura-kora) Ayrıca atın gri rengine de kır deniyor. |
Ökse Otu: Nişanyan Yunanca iksia-iksos kökünü vermiş. Eyüboğlu Yunanca oksos (Macar Üzümü) kökenine işaret ediyor. Eyüboğlu'nun yorumu daha derin sanırım. Ökse otunun ağaçtaki biçimi de bildiğiniz gibi üzüme benzer.
|
Göynümek : (meyvelerde) yumuşamak, olgunlaşmak.
|
Muşmula ile ilgili arama yaparken çıkan sonuçlarda yolum buraya düştü;) ancak ne yazık ki buraya yıllardır birşey eklenmemiş. İnşallah hem buraya hem de ağaçlarla ilgili etimoloji başlığına ilgi devam eder. Konuya ilgi duyanlar bu kadar az mı?
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 04:46. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025