agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama) (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/)
-   -   Kaolin (Kaolen) Kili (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/21025.htm)

malina 05-07-2011 12:36

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Lilium (Mesaj 831679)
Acaba diyorum bütün her şey bu cümlelerde mi gizli?

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe http://www.agaclar.net/forum/images/...s/viewpost.gif
Sn Meyvelitepe uzun zaman önce bazı sebeplerden dolayı Uzak bahçelerden fikir olarak değilse bile çalışmalarından ayrıldı. Bunu da çalışmaları sekteye uğratmamak için hiç bir zaman beyan etmedi, dolayısıyla oluşum içinde bir liderlik savaşının içinde olacağını sanmıyorum. Bir başka arkadaşın da olacağını sanmıyorum.

Bu oluşumun ilk tohumlarını atan kendisi,
Biri ona bir şey mi dedi? Niçin ayrıldı? Neden ayrıldı? Sebep neydi? sebep göstermiş mi? (sorma yetkim yok sadece merak ediyorum)

O tarihler bu ürün çıkarılmaya karar verildiği tarihler olmasın.

Hani diyorum, "şeytan detaylarda gizlidir" mi acaba?

"Ürünü ben piyasaya sürecektim, neden siz yaptınız?" kavgası mı var demek istiyorsun? Laf bu kadar dolandırılınca anlamakta zorlanıyorum da... :)

zafersu 05-07-2011 12:41

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sabry (Mesaj 831734)
........
Uygulamaya gelince ağaçlara püskürtme esnasında böyle bir tehlike var mı? Olabilir. Ama unutmayalım ki çok uzun süre sürekli serbest silis solunması da gerekir.
.......

Bu arada dikkatimi çeken bir durumdan söz etmek istiyorum.
Hep konuşulan kaolinin bitkiye atılıp bırakılması sanki devamında bir işlem yapılmıyor gibi. Oysa Kaolin uygulaması sonrasında ağaç ya da sebzelerde yapılan yakın plan çalışma sırasında, (yaz budaması, meyve seyretme, olgunlaşan ürünü toplama, hasta dalı temizleme, yaprak alma, vs, vs…) insan ister istemez ilaçlı bitkilerle, ilaç atma işleminden daha korunaksız olarak daha fazla soluma ve temas durumunda kalıyor. Bence eğer varsa kansorejen veya daha başka bir zarar, burada daha fazla (ilaç atma esnasından) ortaya çıkıyor. Olaya bu yönden bakınca insan çok daha tedbir, daha fazla ayrıntı istiyor.
Herkese kolay gelsin.

malina 05-07-2011 13:40

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe (Mesaj 831034)
Ürünün site yararına ücretsiz dağıtımının yapılmasının teklif edilmesini ise iyi niyetli, talihsiz bir açıklama olarak görüyorum.

Ayrıntı olabilir ama düzelteyim. Site yararına ücretsiz dağıtım değil, site için (Doğa İçin Çal) ürünün site tarafından, site üyelerine satışı teklif edilmişti...

Not: Konuyu aralıklarla takip ettiğim için, zamanında yazamadım. Geçmiş yazılara şimdi cevap vermemin nedeni bu...

MeyveliTepe 05-07-2011 15:04

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Lilium (Mesaj 831679)
Çok yazık arkadaşlar, güzel başlayan bir başlığın ve bir bereberliğin (Ubyi) içine maddiyat çıkar hırs (vs) girdiğinde nerelere vardığını görmek bana sadece üzüntü veriyor

Çok haklısınız sevgili Lilium. Bu söylemizde size tamamen katılıyorum.


Alıntı:

Şu kadar gündür bir sürü denemeler deneyler sonun da geldi 315- 580grama ve diğer konu, kalsinemidir rafinemidire dayandı.
Yahu arkadaşlar ayıptır Ubyi ile başlayan bu güzel iş birliğine bir arkadaşımız doğal mücadele adına bir ürün çıkarmış ve bir kaç aylık bir ürün, eksikleri olabilir, bunu hep birlikte konuşarak düzeltebilirdik,
Sevgili Lilium, sizin için çok önemsiz, hatta fark etmediğiniz, görmediğiniz ya da görmeme eğiliminde olduğunuz bir şey olabilir, ama işin düğüm noktası da burada.


Böyle bir ürünün uygunluğu konusunda yeterli değil ama gerekli olan, hemen ve tereddütsüz bir fikir veren ölçüt, bir litresinin serbest yoğunluğudur. Buna kullanıcı deneyimi diyelim. %95+ rafine ve kalsine, parçacık dağılımı %90 <2 mikron olan kaolinin bir litre serbest yoğunluğu +/-, 25-30 gr farkla 300gr civarındadır. Safsızlıkları hariç tutarsak tane boyutu büyüdükçe ağırlık da artar. Nitekim, %82'si <2 mikron olan AT-80 369gr gelmişti. Belirtilen spek'i ise 330gr ve makul teloransının içinde. Mantıklı ve tutarlı.

Bunun iki boyutu var.

Bu deneyime sahip bir kullanıcı olarak bu ürün ile ilgili veriyi sordum. Özel mesaj ile 290gr dendi. Akabinde de ürünün sitesinde 315gr olarak ilan edildi.

Bu rakamlar benim için çok önemli parametreler. Hemen ücreti mukabil ürün istedim. Verilen ve ilan edilen rakamlara göre beklentim, geçen yılkinden çok farklı ve gelişmiş bir üründü kuşkusuz. Gönderilmedi, cevap bile verilmedi. Bunlar forumda var. Nihayetinde ürünü satın aldım. İlk ölçüt için tarttım. Heyhat, 580gr geldi. Bir daha tarttım, aynı sonuç. O esanada ürünün sitesinde hala 315gr yazıyor.

Satılan bir malın ilan edildiğinden başka olması, ya da bir ürün için yanlış bilgi verilmek suretiyle alıcıların yanıltılmasının adı sizce nedir? Bırakalım hukuku, vicdani olarak nedir? Bu mesaja yanıt verirseniz şayet, son üç paragraftan hiç bahsetmiyeceğiniz düşüncesindeyim.

İkincisi ise, yalan beyan kısmını bir kenara bırakıp, ürünün özellikleriyle ilgili. Serbest yoğunluğu bu kadar fazla olan bir ürünün uygunluğunun detayına girerek anlaşılması lazım.

Ürün özelliğinin uygunluğunu da bir kenara bırakalım. Kullanım ve fiyat açısından bakalım. Kiloya göre %3 kullanılsın deniyor. Bu ürün için 5.1 litre eder. Uygun diğer ürünlerde bu miktar 10 litre. Sonunda bitkilerin kaplanmasında kullanım miktarı ile parçacık sayısı arasında doğrudan korrelasyon var. Birinde çok kiloda az parçacık varken, diğerinde az kiloda çok parçacık var. Kiloya göre belirlenmiş fiyatı makulmüş gibi göstermek adına az parçacık kullanılması öneriliyor. Bu da bana dürüstçe gelmedi.

Hoş ürünün belirlenmiş fiyatı bana göre kiloya göre dahi çok fazla. AT-80 ile gördük. Bu kısmı beni ilgilendirmez. Ancak, ucuz diye yapılan propoganda da ince bir şekilde ucuz olmaktan uzak ve doğru bir söylem değil.

"Hep birlikte konuşarak düzeltebilirdik" notunuz da önemli. Bunlar bildiğim kadarıyla benim, benden de daha çok Zeytinlibahçe tarafından muhtelif şekillerde son bir yıl içinde kendilerine iletilmişti zaten.

Alıntı:

Bunun yerine sevgili meyvelitepe (Bir tek ben bilirim) ürünü kötü lanse ederek aklıma en son gelen şu, kime, kimin için çalıştığını çok merak ediyorum. Normaldir çalışabilirsiniz kimse de bir şey diyemez.
Sevgili Lilium, şimdi siz yazınca ben de çok merak ettim birden(!).
Kime, kimin için çalışıyorum dersiniz? Şimdi, fikir zikir meselesi diyeceğim alınacaksınız.

Bir tek şey aklınıza gelmiyor, ihtimal veremiyorsunuz değil mi? Bu zamanda bu memlekette olur mu böyle bir şey diyorsunuz. Belki de haklısınız, bu zamanda bu memlekette böyle düşünenler benim gibi gemileri yakıp şehirlerden, insanlardan ve zihniyetten kaçıyor, olabildiğince uzaya yakın yaşamaya çalışıyor :)


Alıntı:

Düşünüyorum da sizin reyting gibi bir şeye de ihtiyacınız yok.

O halde niye sevgili meyvelitepe?
Haklısınız, en az ihtiyaç duyduğum şey sizin deyiminizle reyting (ne demekse).

Ahh, o "niye"? Ne kadar da zor. Söylemesi değil de anlaması. Hadi, sizi rahatlatayım. Surround, Sunguard ve Avsmineral ile ne acaip anlaşmalar var. Yakında bir dördüncüsü de gelir belki. Diğer ürünlerin sorumluluları bunları okuyor mu bilmem, Sabri bey buralardadır, anlatır o çok gizli çıkar anlaşmalarını :) Özellikle de rica ediyorum ki anlatsın.

Tek aklınıza gelmeyen bu ürünlerin ortak özellikleri, değil mi? Başka her şeyi iyi dikte etmişler.

Bu arada Sn.Üyeler, bir kısım uzak bahçeler mensubuyla ayrıca irtibat kurulduğunu, söylenecek bir şey kalmadığı için bu gibi kişisel saldırılar ile zevahiri kurtarmak babından destek istendiğini biliyorum. Başkaları da biliyor.

Alıntı:

Biraz vijdanı olan yeni çıkmış bir ya da iki aylık bir ürünü üstelik UBYİ çatısı altındaki ürünü bu kadar tu kaka adeta dalga geçercesine nişastadan örnekler vererek bu kadar küçümsemesini kınıyorum.
Kınamasaydınız şaşardım diyeceğim. Bu arada Mısır nişastası örneği konuyu teknik olarak takip edenler için çok önemli. O denemede, 2 numaralı yaprak buğday nişastası, 3 numaralı örnek de gölge tozuydu. Absürd örnekler kullanmamın sebebi ise, show business'dan çok farklı olarak kaolin parçacık film teknolojisinin esas işlevine dikkat çekmekti. Gereksiz yazışmaları bitirince oraya döneceğiz.


Alıntı:

Diğer bir konu satın almış olduğunuz herhangi bir ürün sahibine "getirin analiz raporlarınızı" deme cesaretini nereden alıyorsunuz siz kim oluyorsunuz ki,
Ürünle varsa bir sorununuz alırsınız ürünü gider tahlil ettirirsiniz sonuçlar yanlışsa gerekli mercilere baş vurursunuz.
İyi ezberlemişsiniz. Yazılı verdiler galiba. Başkası bir şey satarken rapor istemek mübah da tersi olunca yasak mı? Para verip aldığım ürünün ne olduğunu soramıyacak mıyım, yalanını gördüğümde söylemiyecek miyim? Bravo.

Alıntı:

Bu analizler elinizde var olsa bile, ürünü kötü reklam etme hakkına sahip değilsiniz.
Kusura bakmayın, iyiye iyi, kötüye kötü derim. Yalan reklam yapmış olmakta bir beis görmüyorsunuz, bu yalan deyince sahiplendiniz, neden?


Alıntı:

Bu oluşumun ilk tohumlarını atan kendisi,
Biri ona bir şeymi dedi? Niçin ayrıldı? Neden ayrıldı? Sebep neydi? sebep göstermiş mi? (sorma yetkim yok sadece merak ediyorum)

O tarihler bu ürün çıkarılmaya karar verildiği tarihler olmasın.

Hani diyorum, "şeytan detaylarda gizlidir" mi açaba?
Süper tahminlerde bulunmuşsunuz ne diyeyim :) Tek bilmediğiniz şey "sorumluluk".

ahmet salih 05-07-2011 18:05

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ahmet salih (Mesaj 830311)
Sayın ensar bey, Ben halen konuyu pehlivan tefrikası heyecanıyla takip etmeye çalışıyorum. kaolinin gelecekte sürdürebilir tarım acısından faydalı olacağını düşünüyorum.

Sizin ürettiğiniz kaolini öğrendiğimde kendi adıma sevindim, tarım girdilerinde yerli üretimin çok önemli olduğunu biliyorum. Ayrıca bu cesur girişimizden dolayı sizi tebrik ederim.

Sn meyvelitepe ile girdiğiniz tartışmaların doğruyu bulabilme adına , gerekli olduğunu kanaatindeyim.Konuyu takip eden kişiler, bu tartışmalar sonucu ,doğru bilgiler ,sağlıklı ve ucuz ürünü bulacaklardır.

Sn meyvelitepe , kaolin konusunu açmakla önemli bir iş yapmıştır, Sn;meyvelitepe çok fazla sayıda çalışma ve sunum yaptığından hata riski artmaktadır (hiç yazmazsanız hata riski sıfır). Konuyu takip edebildiğim kadarıyla sizin hatalı dediğiniz ,tartışma konusu olan maddeler ,çözeltinin çökme hızı ve miktarı, beyazlık, 2 mikron altı parçacık oranı, 1 litre ürün kaç gram geliyor, nem oranı gibi maddeler, bildiğim kadarıyla bunların hepsi ölçülebilen, somut şeyler.

Tartışmanızın bizler için daha verimli olabilmesi adına ürünün en azından tartışmalı maddelerle ilgili spectleri ve belgelerini siteye yükleyebilirseniz, daha fazla polemiğe girmeden ,daha çabuk doğruları bulmamıza yardımcı olacağı kanaatindeyim. Şimdiden teşekkürler, saygılarımla.

Bir kaç gün aradan sonra konunun hararetle devam ettiğini gördüm. yazımın yanlış anlaşıldığı izlenimine kapıldım. Öncelikle Sn meyvelitepe'ye hata yaptı gibi bir ifadem yok.iyi bilmediğim konularda görüş bildirmek, hele birini yargılamak tarzım değildir. Çok fazla çalışma yapması hata riskini artırıyor demiştim, Bunu da ,konu fazla gerilmiş , kasıtlı hatta çıkar sağlama gibi suçlamalar yazılmıştı.

Sn meyvelitepe'nin hatası olsa bile , daha hoş görülü yaklaşmak gerekliliğini belirtmek istemiştim. Bunu isteme gerekçemde sn meyvelitepe'nin şahsı ile ilgili değil (kendisini şahsen tanımamam), Bu kadar çok araştıran , bilgi, belge toplayıp,ciddi bir emek ve zaman harcıyarak bizlere sunan kişinin ürettiği bilgilerin 100 tanesinden faydalanıp ,kendimize göre ilk hatasında, kurşuna dizmenin doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum.

Serbest silika kritallerine gelince , bildiğim kadarıyla silikon dioksit dünyamızın taşında , toprağında bol miktarda mevcut, özellikle granit, kum ve taşlarda var. Bunların parçalanması,ısıtılması ,işlemden geçirilmesi esnasında serbest silika kristalleri ortaya çıkıyor.

Bunlardan özellikle , metalik katyonlara bağlı olmayan üç tanesi insan sağlığına ciddi zararlar verebiliyor.

Bunlar ; quartz, tridinite, kristobolitler bu üçünün insan için sitotoksik ve fibrinojenik özellikleri var. 0.05-2 mikron arasındaki boyutta olanlar asıl zararı veriyor.

Silikozis denilen, akciğeri tutan nefes darlığı, akciğerde nodül oluşmu yapan ilerleyici kronik bir meslek hastalığına neden oluyor, tüberküloz ve akciğer kanseri riskini artırıyorlar. Bunların oluşabilmesi için uzunca bir süre belli dozlarda temas olması gerekiyor. (burası yuvarlak oldu ancak bildiği kadarıyla kesin süre ve doz belirten bir yayın yok) . Tam olarak nedeni bilinmese de yeni oluşan serbest silika kristalleri daha fazla zarar vermektedirler. yeni oluşandan kasıt işlem esnasında taş parçalanırken ,sondaj yapılırken gibi, Silikozis in, kot beyazlatmada çalışanlarda sık görülme nedeni de bu özelliğine bağlanıyor. Kaolinin içindeki serbest silika kristallerinin ne kadar zarar verebileceği hakkında yorum yapmak oldukca zor.

Sn, soilles kaolinin saf halinin herhangi bir zararı yok, ilaç sektöründe dahi kullanılabiliyor. sıkıntı kaolinden kaynaklanmıyor, içinde serbest silika kristalleri bulunan kaolin tehlikeli olabiliyor. Doğru bilgilere ulaşmak adına emeği geçen herkese teşekkürler.

soilless 05-07-2011 21:07

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sabry (Mesaj 831734)
Merhaba,

Tartışmalarınızın sadece kaolin ile ilgili kısmına ticari kaygı gütmeden katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

İyi işlenmiş bir kaolin mide ilacından dudak boyasına, göz kalemine veya cilt maskesine kadar kullanılan bir üründür. Doğru teknikler ile işlendiği zaman en zararsız minerallerden biridir. Özellikle kalsine olmuş son derece zararsızdır.

Gerçek kaolin mineralinin kansorejen etkisi olmaz. Rafine kaolin bulunduğu ortamın nemini emebilen özelliğe sahiptir. Rutubetli ortama uzun süre maruz kalır ise bakteri üremesi olabilir. Kalsine kaolin kimyasal ve fiziksel yapısında oluşan değişiklik nedeni ile rafine (yıkanmış) kaolinin aksine üstüne su dökmez iseniz ortam nemini emmez. Bu nedenle yukarıda saydığım insan sağlığı için oldukça hassas yerlerde daha çok kalsine olmuş ürünler kullanılır.

Sn sabry

Ticari kaygı
Serbest silis ve kansorojen etkisi şudur;
Yurdumuzdaki kaolin yataklarının bir çoğunda SiO2 değeri % 60-70 hatta daha üstünde, Al2O3 değeri % 10-25 arası ve SO3 yani kükürt değeri % 2-3 ler mertebesindedir. Buradaki yüksek silisyum diokasitin bir kısmı alüminyum silikat yapısındaki bağlı SiO2 olmayıp serbest silisdir. Bu serbest silis değerleri ancak işleme (yıkama, rafinasyon) tabii tutularak azaltılabilir. SO3 ise ısıl işlem gördüğünde uçar.

Yani rafine olmamış, sadece öğütülmüş önemli bir kısım yerli kaolinde serbest silis bulunabilir. Bunun ne zararı var; işleme sırasında uçuşan silis parçacıklarının solunması (meşhur kot yıkama işçileri olayı gibi) akciğerlerde bloklaşıp tahribat yapabilir. Bu daha çok kaolini öğütürken, torbalarken karşılaşılabilecek bir tehlike.

Uygulamaya gelince ağaçlara püskürtme esnasında böyle bir tehlike var mı? Olabilir. Ama unutmayalım ki çok uzun süre sürekli serbest silis solunması da gerekir.

O nedenle ben şahsen kaolinin kansorejen etkisi konusuna katılmıyorum. Fakat kuru öğütme, özellikle yerli kaolinin içinde işlem sırasında öğütülmüş olan serbest silisin sizin istediğiniz film oluşumunda veya UV/IR yansıtıcılığındaki etkisinin ne olduğu sanırım daha önemli.

Saygılarımla


Sn Sabry

İthal kaolin kili ticareti yapmanıza rağmen ticari kaygı gütmeden KANSOROJEN etkisine hele ki yerli kaolin de bile bu etkinin olmadığını açıklamanız gerçekten takdir edilecek bir doğruluk ve dürüstlük. Size ticeri hayatınızda başarılar diliyorum. Umarım ve tüm içtenliğimle söylüyorum hedeflerinize ulaşırsınız.

Ancak sizi de birazdan eleştireceğim. Bu hakkım da baki :)

Saygı ve sevgilerimle

soilless 05-07-2011 21:19

Yadırgadıklarım 2
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sabry (Mesaj 828301)
Sayın Soilless,

Yıllarca Türkiye de rafine kaolin üretmiş ve şu anda da ithalatını yapan, 20 yılı aşkın bir kaolin tecrübesine sahip olan biri olarak tarımda kaolin kullanımı konusundaki yazışmaları zevkle izliyorum. Ziraat ve tarım kesinlikle konum olmadığı için sadece kaolin ile ilgili birkaç konuyu belirtmek isterim.

Benim bildiğim kadarı ile Türkiye de şu anda rafine kaolin üretimi yapılmıyor. En son 2002-2003 yıllarına kadar Aksaray ilinde biz üretim yaptık. Pazar payının yetersizliği nedeni ile fabrika kapandı. Ayrıca Türkiye de gene benim bildiğim kalsine kaolin üretimi de yapılmıyor.Özellikle bildiğim kadarı ile diyorum çünkü 2003 den beri üretim yapmıyor ithalat yapıyoruz. Bu tarihten sonra açılan fabrika duymadım ama araştırmadım da. Her ikisinin üretimi de pazar payı itibarı ile rantable değil. Yapılacak yatırımı karşılamaz. Ayrıca kaolin yatakları açısından zengin olan ülkemizde yukarıda bahsi geçen marka kaolinlerin yapısal ve kimyasal özelliklerinden biraz daha farklı kaolinler bulunur. Genellikle SiO2 oranı oldukça yüksek Al2O3 oranı da düşüktür. Serbest silis oranı yüksektir. Beyazlık değeri en fazla 82-83 de (R457) kalır. 93-95 beyazlıkta doğal kaolin yoktur. Bu değerlere ulaşmak için bleaching ve/veya manyetik seperasyon ardından kalsinasyon yapmak gerekir.
Yerli olarak ziraat amaçlı üretilen ürünlerin yapısal açıdan adı geçen ithal markalardan biraz farklı olduğunu düşünüyorum. Uygulama ve neticeleri konusunda görüş bildirebilecek bilgiye sahip değilim.

Farklı tiplerdeki kaolinlerimiz farklı arkadaşlar tarafından ziraat uygulamalarında deneniyor. Net netice alındığında sizler ile paylaşacağız.

Selamlar

Sn Sabry

2003 yılından beri ithalat yapıyorsunuz, ve Türkiye piyasasındaki rakip olacak sektörel gelişmeleri takip etmiyorsunuz. ????

Ben ithalatçı olsam gün be gün kendi pazar alanımı takip ederim, devlet teşviği var mı? üretim hangi koşullarda? yeni kağıt, seramik, çimento yatırımları var mı* bunlar yüksek teknolojik yatırımlar mı* Bu yatırımların kaolin kili beklentisi nedir? bu beklentiyi karşılayacak kaolin kili rafinasyon yatırımı var mı? DİYE sorgulamazmısınız?

soilless 05-07-2011 21:25

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ServetAydoğan (Mesaj 831739)
Merhaba

Kaolin konusunu uzun zamandır (yıllardır diyebilirim) takip ediyorum. Hemen belirteyim ki şu an tarımla uğraşmıyorum ve bir ticari bağlantım da yok, sadece doğal tarıma bir hobi olarak ilgi duyuyorum.

Kaolinin tanıtımı konusunda sanırım herkesin meyvelitepe'ye teşekkür borcu var, çünkü o bu teknolojiyi öğrenip uygulamasaydı şu an kimse burada tarımsal kaolini konuşmuyor ve ticaretini de yapmıyor olacaktı.

benim okuduklarımdan anladıklarım özetle şunlar (yanlışım varsa lütfen düzeltin).

1. Kaolininin rafine edilmemesi tarımsal olarak çok fazla önemli olmayabilir fakat kaolin içinde bulunması muhtemel kanserojen maddeler insan sağlığı açısından (özellikle uygulamayı yapan kişiler) ciddi bir risktir. Bu durumda rafine edilmemiş tarımsal kaolinin ticaretini yapanlar sattıkları ürünün içerdiği maddeleri gösteren bir analizi beyan etmek zorundadırlar.

2. Kaolinin kalsine edilmesi ve parçacık büyüklüğü konusu tamamen bitkiler üzerindeki etkileriyle ilgilidir.

Anladığım kadarıyla 2 mikrondan büyük parça büyüklüğüne sahip kaolin fotosentezi olumsuz etkileyebilir ve verim düşüklüğüne sebep olabilir.

Kalsine edilmemiş kaolin ise güneş ışınlarını gerektiği gibi yansıtma konusunda ideal değil gibi görünüyor.

Bu maddedeki konular isteyenler tarafından kendi bahçelerinde denenebilir, fakat gereken olumlu sonuçlar elde edilemezse "kaolinin bir faydası yok" deme hakkına sahip olamazlar.

3. Ağırlık konusu ise fiyat karşılaştırması açısından önemli. Diyelim ki aynı yüzeyi a ürününü 1 kg. kullanarak, b ürününü 2 kg. kullanarak örtebiliyorsunuz. O zaman a ürünün birim fiyatı 2 TL, b ürününün birim fiyatı 1 TL ise b ürünü a ürününden daha ucuz değildir, aslında fiyatları aynıdır. Bir matematikçi olarak
2=1 şeklinde ifade edebileceğimi düşünüyorum :)

Kısacası yukarıdaki örnekte b ürününü satan kişi, benim ürünüm daha ucuz diyorsa doğru söylemiyordur.

Sn Servet 1. sorunuzun yanıtı 2 mesaj üstte Sn Sabry nin verdiği yanıtta okuyabilirsiniz. Sanırım siz yazarken Sn Sabry de yazıyordu göremediniz

soilless 05-07-2011 22:22

Yadırgadıklarım 3
 
Sn Meyvelitepe,

Temel konular başlığındaki ilgilendiğim konulardaki tüm mesajlarınızı okuyorum, hoşuma gidiyor ve ilgimi artırıyor. Meyvelitepe bloğunuza üyeyim yeni bir yazınız var mı diye sürekli takipteyim zevk alıyorum.

Yaklaşık 1.5 yıldır sizin sayenizde doğal tarımı inceleyiorum, okuyorum ve sanki ben yapıyormusum gibi zevk alıyorum.

Kaolin kili başlığı en sık incelediğim konular arasında. 1 yılda 60 70 mesaj varken aniden 300 küsürlere ulaştı. Bu da çok sevindirici.

Ancak ve şimdi yadırgadıklarım konu başlığına dönersek;

Sizin takdir ettiğim araştırmacı yönünüz , onlarca yerli ve yabancı literatür kaynaklardan derlediğiniz bilgi ve bulgular var.

Tüm bu bilgi ve kaynakları okuduğumuzda ve değerlendirdiğimizde ben şunu YADIRGADIM;

6 bardak su deneyi ve sonuçta sınavı geçemeyen 3 bardak su ;

Sorularım;

1- Okuduğunuz ve kaynak olarak verdiğiniz tüm bu literatürde bardak ve su analizi var mı?
2- Var sa etki ve kesinliğini bildiren bir kaynak vermenizi isterim
3- Bence 6 bardak su analizi ile 3 ürünü çimento fabrikasına gönderemezsiniz. Çünkü kaolin kili en alt neredeyse ham kaoline yakın düşük kaolinit değerlerde ise çimento sanayinde kullanılır.
4- en etkin bilgilendirme yöntemi renk ve görselikllerdir. hafızada Çok etkin ve kalıcıdır. Bardak analizlerinizin renklendirilmiş tabloda yer vermeniz nihai bir sonuç gibi olmuş. Analizleriniz nihai bir sonuç mu?

Son ve en çok merak ettiğim soru?

% 95 saflık, 2 mikron altı tanecik boyutu ile % 90 beyazlık içeren kaolin kili ile bu değerlerin altında özellikler içeren kaolin kilinin tarımda kullanımının etkisi ne kadar azdır?

Bir başka değişle siz zeytinde kullandınız % 1 in altında zarar tespit ettiniz. Halbuki aynı dönemde ve yaklaşık aynı yörede ialaçlı mücadele yapanlarda % 25 meyve hasat kaybı oldu.

Yani Sn Sabry nin ifadesiyle kansorojen etki yoksa 2 mikron ile 5 mikron arası parkiül farkı zararlı etkisini ne kadar etkiler. Bence SORU bu?

epsody 05-07-2011 22:36

Konuyu gerginlikten kurtaran arkadaşlarıma sonsuz şükranlarımı sunarım.
 
sarıcan arkadaşımızın tavrı,soilless arkadaşımızın açıklamaları vede lilium arkadaşımın aynı yaklaşımda bulunarak bu üç arkadaş benim gözümde mesajları ile kaolin başlığındaki güzel paylaşımların bozulan açıklamarı ile ubyi nin ruhunu olumsuzluklardan kurtarma başarısını göstererek benim için yüceldiler.

Benim için önemli olan Ubyi'nin zarar görmemesi idi, Sn. Meyveli tepenin güzel paylaşımları yersiz nişasta ve diğer ilgisi olmayan mataryelleri konuya sokması ile konun dağılmasına yersiz polemiklere imalı yaklaşım tavırları içinde Sn. sarıcanın dediği gibi Uzak Bahçelerin Yakın Dövüşleri konumunda bu paylaşımlar ubyi yıpratmaya yönelik olmadan durdurulması gerekmekteydi.

Kaolin başlığına katkı sağlamayı düşünen arkadaşlarımız olsalarda bu üç arkadaşımızın yaptıkları bence her şeye değer bir paylaşım olmuştur.

Arkadaşlar bizler bu seviyelere hep iyi niyetli paylaşımlarla geldik birbirimiz kırarak paylaşımlar ortaya koymamız yarar sağlamıyacaktır.

Konuyu işin uzmanlarına bırakmak bence en hayırlısı olacaktır.

MeyveliTepe 05-07-2011 23:15

Sn.Soilless, dikkat ettiyseniz bardak deneyi kalite ölçen bir deney değildi. Tek bir amacı vardı. Birim hacimdeki ağırlığı ne olursa olsun, serbest yoğunluktaki hacimde, parçacık büyüklüklerindeki farklar göz ardı edildiğinde eşit miktarda parçacık vardır. O deney bunu gösterdi. Hangisinin daha kaliteli olduğunu değil. Yine o deneyde RT-89 kodlu ürün bariz bir sapma gösterdi. Çünkü, ortalama 0.8 mikron parçacık çapına sahip olduğu halde lojistik sebeplerle sıkıştırılıp kekleştirilmiş. Suda açıldığında diğerlerinin 2.5 misli hacim verdi ki, bu o malzemenin neden birim hacimde ağır olduğunu açıklıyordu.

Başka bir mesajımda kaolin kaplanmış bir yaprağın, uygulamadan üç gün sonra yaprak stomota'larının, bir zararlıya yapışmış parçacıkların SEM görüntülerini yayınladım. O resimlere dikkatle bakın lütfen. İdeal bir filmin mikroskobik görüntüleri. Resimler ölçekli olduğu için kıyaslamada bulunabilirsiniz. Filmin kalınlığı en fazla 2-3 mikron. Zararlıya yapışmış parçacıklar 2 mikron. Yaklaşık 5 mikron genişliğindeki stomoto'lar, uygulama sonrası üzerlerine yapışmış 2 mikronluk hafif parçacıkları kolaylıkla üzerlerinden atabilmişler ve gaz değişimine başlamışlar.

Işık testlerinde, filmin UV, IR ve PAR ışınlarına karşı davranışları ölçülmüş. Filmin optimum optik özelliklerini tesbit etmişler. İlginç olan, malzemelerin hepsi faydalı ve gerekli PAR ışınlarını şu ya da bu ölçüde yansıtıyor. Burada önemli olan maksimum UV ve IR yansıtılırken, minimum PAR yansıtılması. Yansıtılan PAR'a rağmen ısı stresinin azaltılması göreceli olarak fotosentezi arttırıyor.

Farklı ilkimlerde yapılan araştırmalarda farklı sonuçlar da alınmış. Söz gelimi, PAR ışın yoğunluğunun az olduğu bölge ve zamanlarda film uygulamaları her durumda fotosentezi azaltmış.

Stomota'ların yeterince açılamadığı durumda gaz değişimi ve terleme de azaldığı için bitkinin su kaybı azalmış ama fotosentez de azalmış.

uzun lafın kısası bir çok uzman yıllarca araştırma yaparak en iyi sonuçları veren en optimum formülasyonu bulmaya çalışarak hem laboratuarda hem de sahada doğrulamaya çalışmışlar. Bunlardan bazılarında lab.da çıkan sonuçlar sahada doğrulanamamış. Bu sebeple formülasyondan sapmaların neyi ne kadar etkileyeceğini tahmin etmek kolay değil. Belki şunu varsayabiliriz. O sapmalar onca yıllık araştırmada mutlaka denenmiş ki, optimuma gelinmiş. Nitekim, bugün sapma olarak adlandırdıklarımızın bazılarına ait deney sonuçlarını da bulabiliyoruz.

Buradan anladığımız, optik özellikler en temel doğrulardan biri. PAR geçirip UV ve IR yansıtılacaksa en az bu optik özelliklere sahip olmalı. Başka bir malzeme ile daha iyi değerler elde edilebilir. Söz gelimi elastiki, nefes alan nano-teknoloji cam defalarca kere daha iyi sonuç veriyor olabilir. Başka bir koşulda, PAR ışınlarının yansıtılması, fotosentezin azaltılması isteniyor olabilir. Bu durumda kalsine edilmemiş kaolin ya da kalsiyum karbonatın işe yaradığını biliyoruz. Böyle bir koşul da var gerçekten. Tuhaflıklardan fırsat bulursam yazacağım.

Öte yandan, fotosentezi arttırmanın da bir ölçüsü olmalı. Bunun her durumda iyi olduğu anlamı çıkmamalı. Bitki metabolizmasının gereğinden fazla hızlanması her zaman olumlu sonuçlar vermeyebiliyor. Söz gelimi, bizim naşi ve zeytinlerde fazla hızlanan bu sürecin olumsuz etkileri de var mı diye düşünüyorum. Kışın zaten keseceğim dal ne diye metrelerce büyüsün.

Dolayısıyla, sapmaların orantılanması, aynı ölçümlerin yeniden yapılmasını gerektiriyor. Bu ölçümler yapılmadan söylenecek her şey yanıltıcı olur.

Serbest silika konusunda SnAhmet Salih'in açıklaması çok doğru. Bu, olsa olsa, ya da küçük olasılık diye var sayılacak bir durum değil. İşin uzmanları mutlaka ayrıştırılmış olması gerekir diyor. Dünya Sağlık Örgütünün nefes yoluyla alınması durumunda kanserojen maddeler listesinde. Böyle bir durumda her yaş, her bünye aynı şekilde davranmaz. Hiç kimsenin tıbbi geçmişi bir başkasıyla aynı değil. Solunma süresi ve doz ile ilgili bir ölçüt yok ve değişken olduğu aşikar. En tehlikelisi de küçük parçacık boyutuna sahip olanlar. Bu sebeple risk yoktur denemez. Risk azdır, kabul edilebilir de denemez. Önemli olan gereksiz yere bu riskin alınmamasıdır.

ServetAydoğan 06-07-2011 09:00

sn. soilless

İnsanlar kimyasalların zararlı etkilerinden korunmak için doğal tarım yapmaya çalışıyorlar. Bu durumda rafine edilmemiş kaolinin içindeki kanserojen maddeleri nasıl önemsemeyiz. Pestisitlerin de ugun dozlarda kullanıldığında zararlı olmadığını söyleyen bir çok kişi var ama iş uygulamaya geldiğinde hiç te öyle olmuyor.

Saygılar.

Sabry 06-07-2011 09:07

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 832033)
Sn Sabry

2003 yılından beri ithalat yapıyorsunuz, ve Türkiye piyasasındaki rakip olacak sektörel gelişmeleri takip etmiyorsunuz. ????

Ben ithalatçı olsam gün be gün kendi pazar alanımı takip ederim, devlet teşviği var mı? üretim hangi koşullarda? yeni kağıt, seramik, çimento yatırımları var mı* bunlar yüksek teknolojik yatırımlar mı* Bu yatırımların kaolin kili beklentisi nedir? bu beklentiyi karşılayacak kaolin kili rafinasyon yatırımı var mı? DİYE sorgulamazmısınız?

Sn. soilless,

Sandığınızın aksine gelişmeleri gayet iyi takip ediyorum. Sadece ahkam kesmemek için bildiğim kadarı ile kısmını ekledim. Kaolin yurdumuzda ağırlıklı olarak beyaz çimento ve seramikte kullanılır. Kağıtta kaolin kullanımı Amerika kıtasının aksine Avrupa ve ülkemizde bas ve alkali ortam farkı gözeterek daha kolay ve ucuz temin edilen kalsiyum karbonat ile yapılmaktadır. Bu geçiş 90 lı yılların sonunda oldu. Şu anda sadece kuşe kağıtta Güney Amerika menşeli kaplama kaolini kullanılmaktadır.

Seramik tesislerinin çoğu kendi ocaklarından çıkardıkları ürünü kullandıkları gibi porselende kullanılmak üzere rafine kaolini Bulgaristan ve Ukrayna dan ithal etmektedirler. Yurdumuzun kaolinlerinde SO3 bulunduğundan bu uygulama esnasında porselende çatlamalar ayrıca bacalarda korozyon yapmaktadır.

Size uygun kaolini üretmek için tesis kurulabilir ama bu yatırımın verimli olacağını düşünmüyorum. Bir başka üyenin önerdiği gibi başka bir maden tesisini kiralayıp kalsinasyon, rafinasyon yapmak da daha ucuza mal etmenizi sağlamayacaktır.(Şahsi görüşüm)

Kanserojen etkiye gelince; ben saf kaolinin kanserojen etkisi yoktur dedim. Hassas bir konu olduğu ve elimde bilimsel bir araştırma olmadığı için daha fazla yorum yapmayı doğru bulmuyorum.

Ancak anladığım kadarı ile burada tartışılan kaolinlerin hiç biri zaten yerli üretim değil. Sadece bir tanesinin üreticisi ve menşei belirtilmediği için bir takım polemiklere konu oluyor. Bunlar da açıklansa konu tamamen bilimsel tartışmaya dönebilir.

Saygılar

Sabry 06-07-2011 09:25

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 832025)
Sn Sabry

İthal kaolin kili ticareti yapmanıza rağmen ticari kaygı gütmeden KANSOROJEN etkisine hele ki yerli kaolin de bile bu etkinin olmadığını açıklamanız gerçekten takdir edilecek bir doğruluk ve dürüstlük. Size ticeri hayatınızda başarılar diliyorum. Umarım ve tüm içtenliğimle söylüyorum hedeflerinize ulaşırsınız.

Ancak sizi de birazdan eleştireceğim. Bu hakkım da baki :)

Saygı ve sevgilerimle

Sn. Soilless,

Yanlış anlama olmaması için düzeltmeyi uygun buldum. Ben saf kaolinin kanserojen etkisi olmadığına inanıyorum. İçeriğinde serbest silika içeren ürünler konusunda böyle bir etkisi yoktur veya vardır diyebilecek donanıma sahip değilim. Yerli veya ithal olmasından öte işlenme şekli önemlidir. Yerli rafine kaolinde bu etki kuru öğütme kaoline göre azalmış olacaktır. Çünkü rafine edilirken daha ağır olan serbest silika hidrosiklonlar yardımı ile ayrıştırılabilir.

Şahsen rafine veya kalsine olsun iyi işlenmiş bir kaolinin kanserojen etkisi hakkında bir araştırma, literatür veya habere rastlamadım.

Bu arada forumda tartışma konusu olan ürünlerin hiç biri için (kendi ürünümüz de dahil) tarımda kullanıma uygundur veya değildir diyebilecek yeterli bilgi birikimine sahip değilim. Lütfen yazdıklarımın sadece kaolin ile ilgili olduğu tarımda kaolin ile ilgili olmadığı dikkate alınsın.

Saygılar

Sarıcan 06-07-2011 10:38

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan (Mesaj 831332)
Türkiyede Sunguard kaolini satan orfeteknik firmasının http://www.orfeteknik.com.tr/surround.htm web sitesine girip baktığımda hiç bir belgeye rastlamadım. Hatta ürün ismi Sunguard olmasına rağmen dökümanların tamamı Surround firmasına ait broşür ve dökümanlarla dolu. Fakat ürünlerle ilgili hiçbir OMRI belgesi de yok. Bu iki marka aynı firmaya mı ait ki aynı broşürleri kullanmışlar? Bilgisi olan varsa aydınlatırsa memnun olurum. Sn. meyvelitepe' nin mesajındaki OMRI belgeli Sunguard ile bu web sitesindeki Sunguard aynı ürün mü?

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan (Mesaj 831628)
Birde Sungard ile Surround aynı firmamı diye merak etmiştim ama bilen birisi cevap vermedi. Çünki Sungard' ın web sitesine girip baktığınızda tüm broşürler Surround' a ait. Herhalde kendi literatürlerini oluşturamamışlar. Belki OMRI belgeleri de ortaktır.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 831735)
Sn.Sarıcan, durumunuzu çok güzel yansıtmışsınız, tebrikler.

Sn. meyvelitepe,

Yazdığım mesajlara işinize geldiği gibi cevaplar veriyorsunuz. Yukardaki mesajlarımda konuyu iyi bilen birisi olarak bilginize de başvurmuştum. Siz kaolin konusunda firmaların kendi literatürünü oluşturması konusunda çok hassassınız. Bir kere daha sormuş olayım.

Türkiye' de satılan Sunguard web sitesinde Surround' un broşürlerini kullanıyor. Satılan ürün Surround mu? Sunguard mı? Yoksa ikisi aynı ürün mü? Siz bu ürünleri kullandığınız için umarım konuya vakıfsınızdır.

Bu arada linkini verdiğiniz OMRI belgesi rakı bardağında yaptığınız testlerden kaç numaralı ürüne aitti, onuda açıklarsanız sevinirim. OMRI belgesi bu konudaki inandırıcılıkta olmazsa olamaz bir belge çünki. Kişilerin en güveneceği belge OMRI belgesi. Umarım tukaka yaptığınız ürün dışında diğer beş bardaktaki ürününde OMRI belgesi vardır. Ben sadece Surround' un belgesi olacağını tahmin ediyorum. Yoksa yanılıyor muyum?

Sarıcan 06-07-2011 10:50

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sabry (Mesaj 832168)
Bu arada forumda tartışma konusu olan ürünlerin hiç biri için (kendi ürünümüz de dahil) tarımda kullanıma uygundur veya değildir diyebilecek yeterli bilgi birikimine sahip değilim. Lütfen yazdıklarımın sadece kaolin ile ilgili olduğu tarımda kaolin ile ilgili olmadığı dikkate alınsın.

Sn. sabry,

OMRI belgeniz yoksa ve birde üstüne üstlük kendi literatürünüzü oluşturmadıysanız korkarım risk altındasınız:D Çünki her an bu konuda bir eleştiriye muhatap olabilirsiniz.

Cumhur Tonba 06-07-2011 11:11

Siteyi açınca okumadan geçemediğim tek sayfa. (Dışardan bakan bir göz)
Tartışmalar muhakkak olmalıdır. Gerçeğe ulaşmanın yolu da budur. Tek üzüntüm bazen agaclar.net ruhuna acı çektirecek çıkışlar yapılmasıdır. Ciddi bir konu, ciddi yazışmalar. İnanın ilgi ile takip ediyoruz.
Ve sonucu da çok merak ediyoruz.
Hepinize selamlar, sevgiler.

MeyveliTepe 06-07-2011 11:59

Sn.Epsody, Ben de bekliyordum, geç oldu, nerede kaldınız diye, klübe hoş geldiniz.

Bu arada, görüyorum ki mısır nişastasını garipseyenler oldu. Azıcık kimya bilgisine bile gerek yok. Mısır nişastasının kağıt, tutkal, ilaç, plastik sanayinde ciddi endüstriyel kullanımı vardır. 3 mikrondan başlayan parçacık dağılımı ile iyi solusyon oluşturur. Örtücülüğünü gördünüz, iyi bir film oluşturur. %95 beyazlığı vardır. Kilosu da 1,5 TL civarındadır. Yabana atmayın yani, bitkisel organik malzeme, serpintisi toprağa yarar, kalanından da puding olur ziyan olmaz.

MeyveliTepe 06-07-2011 12:22

Sn.Sarıcan, önceki mesajınızın yine bir anafikir beyan ettiğiniz ilk cümlesini alıntılamayı unutmuşsunuz? Evet meraklı müşteri olarak bahsettiğiniz konuda da hasbelkader bilgim var. Daha önce de yazmıştım aslında, yeni talimat geldi geldi galiba bir daha sormuşsunuz. Sıfatı müşteri olanlar, bir malı para verip alanlar, satıcılara sorar, kiminden cevap alınır, kimi cevap vermez, kimi yalan söyler. Siz de öyle yapın. AT-80 için de endişe etmeyin, kapı gibi analiz raporu var, bir görünüp bir kaybolmuyor, fazladan bir de doğru çıkıyor, daha ne olsun :)

Sarıcan 06-07-2011 12:50

Yine işinize geldiği gibi cevap vermişsiniz. Bu konuyu izleyenler benim ne demek istediğimi gayet iyi anlamıştır. Bana talimat gelmesine gerek yoktur. Ben bu karalama kampanyasında Sn. acemi_caylak' ın tanıdığım insani yönü ile bir yanlış içinde olmayacağını belirterek yazdıklarımın taraflı bulunabileceğini zaten daha önceki mesajlarımdan birinde belirtmiştim.

Ben sizin bu tartışmadan galip çıkabilmek için her türlü argümanı rahatlıkla kullanabileceğinizi belirtmek için o soruları sormuştum. Piyasaya yeni çıkan bir ürünü kendi literatürünü oluşturmayıp bu konuda öncülük eden firmaların dökümanlarını kullanmasının etik dışı olduğunu söyleyen sizsiniz.

Bende sizin taraf olduğunuz ürününde kendi literatürünü oluşturmadığını göstermek için o soruyu sordum ve o linki verdim. Konuyla bu kadar ilgilenip broşürlerin Surround' a ait olduğunu görünce, deklere ettiğiniz OMRI belgesininde başka birine ait olabileceği gibi bir hisse kapıldım.

Ben Sn. Sabry' i sizin tavrınızdan emin olamadığım için her an olumsuz bir eleştiriyle karşılaşabileceği konusunda uyarmak istedim.

MeyveliTepe 06-07-2011 13:00

Durumunuzu yansıtmaya devam ediyorsunuz. Sizin işinize gelecek şekilde yanıt verecek değilim herhalde. Bu arada "durumunuz" tam olarak nedir, anlaşılmıyor. Siz bu gibi ürünleri alıyor musunuz, satıyor musunuz, hangisi? Alıyor olsaydınız, artık yüz keredir tekrar ettiğim, bana göre de düğüm noktası olan gramlar hakkındaki yalan beyan konusunda bir şey söylerdiniz. Fakat, almadığınızı söylemiştiniz galiba.

Merak etmeyin AT-80 konusunda uyarıya gerek yok. Spekleri de belli, ki az sapmayla gayet uygun, raporu da belli, tartınca da da düzgün çıkıyor, fiyatının da ne olduğu belli. Aynı uyaryı düzgün çıkmayanlara da yapıyor musunuz?

skanatlar 06-07-2011 17:00

Tüm Okuyuculara,


Sn.MeyveliTepe tüm söylediklerinize % 100 katılıyorum (Siz ve birkaç arkadaşımız 3 madde halinde yazdi tekrar etmeye gerekyok ) ve sizi gönülden desteklediğimi yazmak istedim.
Bu başlığı benim gibi ilgiyle izleyen ve yararlı bulan ama çok fazla yazı yazmayan tüm okuyuculara sormak istiyorum . Sizler ne düşünüyorsunuz ?

Sarıcan 06-07-2011 18:48

Benim durumum ortada. Ben sizin yürüttüğünüz karalama kampanyasına engel olmaya çalışan bir forum üyesiyim. Bundan başka da kimseyle bir organik bağım yoktur. Ne kaolin alırım, ne de satarım. Benim söylemek istediğim şu, siz insanları yalan beyanla suçlarken, bu karalama kampanyasından galip çıkabilmek için her yol mübah mantığı ile henüz piyasaya yeni çıkan bir üründen kendi literatürünü sorarken ve olması gerekliliğini savunurken, bizzat sizin önerdiğiniz ürünün başka bir ticari markanın broşür ve literatürünü kullandığını söylediğim için bana kızıyorsunuz. Bir önceki mesajda da söyledim. Literatürü olmayan firmanın OMRI belgesinin olmasıda beni düşündürüyor diyorum, onada kızıyorsunuz. Olsaydı her halde web sitesinde yayınlardı diye düşünüyorum.

Sabry beyin benden çekinmesine gerek yoktur. Çünki ben Kaolinin spektleri ile ilgilenmiyorum. Çünki bugün iyi dediğiniz ürüne yarın kerameti kendinden menkul bir test uydurup o ürünede tukaka diyebilirsiniz. Bu yüzden sizden çekinmesini önerdim.

Suna 06-07-2011 20:48

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ajanse1978 (Mesaj 832430)
Tüm Okuyuculara,


Sn.MeyveliTepe tüm söylediklerinize % 100 katılıyorum (Siz ve birkaç arkadaşımız 3 madde halinde yazdi tekrar etmeye gerekyok ) ve sizi gönülden desteklediğimi yazmak istedim.
Bu başlığı benim gibi ilgiyle izleyen ve yararlı bulan ama çok fazla yazı yazmayan tüm okuyuculara sormak istiyorum . Sizler ne düşünüyorsunuz ?

Sn.MeyveliTepe nin tavrını anlıyamıyorum. 3 senedir kaolin uygulaması yapıyor neden sitemiz içinden arkadaşlarımız kaolin üretir üretmez deneyler yapmak aklına geliyor. onların ürettiği kaolini ağaçlarıma kullanmam çimento fabrikasına yollarım diyor.
bu deneyleri ben yapsam bu sözleri ben sarfetsem hiçbir önemi yoktur ama sayın meyvelitepe söylediği zaman çok çok kötü reklam olur. Çok yanlış buluyorum.
Bu güne kadar sn meyvelitepe şu ürünü kullandım çok memnunum dese gözüm kapalı o ürünü alırdım eminim birçok kişide benim gibi düşünüyordur.
Sayın meyvelitepenin bloğunun tamamını birkaç kere okumuşumdur çok değerli paylaşımları olmuştur teşekkür ederim.
evet bende ubyi nin sessiz kalmasını yadırgıyorum şimdiye kadar okuduklarımdan hatırladığım kadarıyla kaolini üretmesi için sayın Ensar ı teşvik etmemişlermiydi . Ubyi ve meyvelitepe kaolin örneklerini beğenmemişlermiydi.
Ne oldu, birden bire ne oldu da bu günlere geldik. :(:(
Destek olmak varken köstek olmaya ne gerek var.

MeyveliTepe 06-07-2011 21:13

Sn.Ajanse1978, teşekkür ederim. Başlığı ve konunun tekniğini takip edenler her şeyin farkında zaten. Sn.Suna, size de teşekkür ederim. Söyleminizin arkasında temel bir soru var. Aslında sıralı ve objektif olarak takip ederseniz o sorunun yanıtını bulursunuz. Bu konudaki hassasiyetimizi ise bu yazımızda yazmıştık, devamındaki gelişmeler ise bu yazıya gelen tepkilerden bu güne geldi. Neden hassasiyet gösterdiğimize gelince sebebini siz de yazmışsınız. Yoksa bize ne, öyle değil mi? Hoş, linkini verdiğim yazımıza tepki olarak yazılan, bizi elimize tutuşturulan broşürleri bellemiş birileri olarak niteleyip, üstüne üstlük bu işin literatüründe manipülasyon yapılarak belirli bir grup bilim adamının hiç söylemediği bir şey söylenmiş gibi yazılmamış olsaydı, yine bize ne, kim ne yaparsa yapsın olurdu. Nasılsa ortalıkta böyle 8-10 tane ürün var.

soilless 06-07-2011 21:40

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 831742)
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. .....

Sn Doğasever işte sorduğum ve merak ettiğim konu bu idi.

Sarıcan 06-07-2011 22:20

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Suna (Mesaj 832531)
Bu güne kadar sn meyvelitepe şu ürünü kullandım çok memnunum dese gözüm kapalı o ürünü alırdım eminim birçok kişide benim gibi düşünüyordur.

Sn. Suna,

Sn. meyvelitepe bu gücünün farkında ve o gücünü kullanmaya çalışıyor zaten. Ama insanlar kendilerine olan bu inancı narsizme dönüştürürler ve kendilerine inananları yanlış yönlendirmeye başlarsa, ellerindeki bu güç kendilerine zarar vermeye başlar. Dünyayı kendi eksenlerinde dönüyor zannetmeye başlarlar ama hiç ummadıkları hatalar içine düşerler. Bir markayı öne çıkarıp diğer bir markayı kötülemek kimin haddine. İnsana sorarlar bu gücü kendinde nasıl buluyorsun diye.

Benim gibi delinin biride çıkar "-Kral çıplak" diye bağırıverir. Forumda gözü kapalı kendisine inanan insanlarda her halde yeniden bir durup düşünürler. UBYI nin sessiz kalmasını bende bu yüzden yadırgamıştım ama krala en küçük bir eleştri yapan hemen çete suçlaması ile yaftalanıyor. Belkide millet bu yüzden yazmaya çekiniyordur.

Selahattin Yılmaz 06-07-2011 22:58

Geçmişte bir ürünün yanında olmakla başka ürünlerin hakkında çok bir şey söyleyememiş hatta yeterince sorgulayamamış ve hakkaniyeti tarafsız birisi olarak istediği gibi dile getirememiş birisi olarak şunu söyleyeyim ki bu başlıkta gerçekleşen olaylardan son derece üzüntü duyuyorum zira benim yaşadığım benzer olayların bu başlıkta da yaşandığına şahit oluyorum ya da olduğumu düşünüyorum. Sonucun aynı olacağınıda biliyorum aslında.

Herkes kendi ürününün peşinde olmalı işine gücüne bakmalı ve işin doğrusu bu şekilde olmalı. Ürün kendini ispatlayabiliyor mu mesele budur.

Bir ürün uğruna ürünlere izin veren makamların işini yapmaya kalkışmak ya da kontrol mekanizmalarının işini yapmaya kalkışmak tüm rakiplere karşı sizi hedef yaptığı kadar ne denli zorlu bir mücadeleyi göze almış olmak bir, ürünü olan kişinin o ürünün bir şekilde karalandığını görerek o zorlu mücadelenin karşı tarafı olmak ve bunlardan ciddi düzeyde etkilenmek o ürünü pazarlamaktan çok çok daha zor ve anlamsız iki.

Hele hele karşılıklı taraflarının iyi niyetli olduğunu bildiğinizde bu daha anlamsız bir hal alıyor, resmen bu anlamsızlığı sorgulayıp duruyorsunuz, bu tıpkı kısır döngü gibi ve her yeni çıkan üründe bu döngüye insanların kapıldığına şahit oluyorum bu anlamda başka ürün isimleride verebilirim işin aslı bu Türk tarzı gibi bir şey ya da Türkün ürünle imtihanıda diyebiliriz.

Bir ürünün peşinden koşmanın değeri o ürünü ispatlamakla ölçülür ürünü ispatı bilimsellik dışında üreticinin ürününün üzerinde görülür ancak zira kimsenin umrunda değil bilimsel sonuçlar o sadece otokontroldür belgelendirmedir belgesi olmayan şeyin uygulaması da yoktur bilimselliğide yoktur zaten. Başka ürünler varsa ispat mekanizması ürünlerin etkinliğinin karşılıklı ortaya konulmasıyla ölçülür, bunun dışındaki ölçüleri yönetmelikler, kontrol makamları ve izin veren makamlar belirler.

Bu başlıktaki mesajları aslında okumuyorum ama saolsun Hamdi bey (Acun beyin hamdi beyi değil agaclar.netin Hamdi beyi ;) )neredeyse günlük haberini taşıyor, tabi farklı kanallardan da başlıktan haberim oluyor. Bu forum nedense hayatımın hep bir yerinde dışarda olsamda bir şekilde geri çekiyor beni. Dolayısyla dönüp tıpış tıpış okuyorum.

Elime benzer amaçlı ve daha fazla özellik olduğu söylenen zeolit tozu geçti hatta forumdaki bu tartışmaya uğramadan işine gücüne bakan buradaki tartışmayı kafaya o kadarada fazla kafaya takmayan bir arkadaşımdan bizaat kendim istedim, ayrıntıları çok anlatacak değilim ama buradaki tartışmalardan sürekli kafamda sorgulayarak anladım ve kanaat getirdim ki piyasadaki bir çok ürün var olmak için ya alternatif ürün geliştiriyor ya da arge ürünü niteliğinde değişik etkili karışımlar piyasaya sürüyor ve ürün değişimlerindeki farklılıklar buradan geliyor yoksa sizlerde sepiolit-bentonit-kalolin-zeolit karıştırın kullanın o kadarda çok mahsuru yok. Diyelimki piyasaya sürülen ürünün sahteliği var o zaman yapılacak iş bakanlığa ufak bir dilekçe vermektir ve doğru mekanizmada budur.

İnci Akalp 06-07-2011 23:01

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan (Mesaj 832579)
Sn. Suna,

Sn. meyvelitepe bu gücünün farkında ve o gücünü kullanmaya çalışıyor zaten. Ama insanlar kendilerine olan bu inancı narsizme dönüştürürler ve kendilerine inananları yanlış yönlendirmeye başlarsa, ellerindeki bu güç kendilerine zarar vermeye başlar. Dünyayı kendi eksenlerinde dönüyor zannetmeye başlarlar ama hiç ummadıkları hatalar içine düşerler. Bir markayı öne çıkarıp diğer bir markayı kötülemek kimin haddine. İnsana sorarlar bu gücü kendinde nasıl buluyorsun diye. )

Bence tamamen yanılıyorsunuz Sn Sarıcan.. Sn. Meyvelitepe'nin böyle bir güç kullanmaya ihtiyacı yok, o sadece doğru ürün kullanmak isteyen bir tüketici. Siz herşeyi satın alırken etiketini kontrol etmiyor musunuz? Doğru beyan edilmemiş bir etiketi sorgulamıyor musunuz? Eğer siz de insanları kaolin kullanmaya, zehir kullanmamaya teşvik eden, böyle bir girişimi başlatan birisi olsaydınız, bu insanlara karşı bir sorumluluk hissetmez miydiniz? Kötülenen marka bu sitenin bir üyesine ait olmasaydı yine böyle narsist falan gibi terimler kullanacak mıydınız yoksa teşekkür mü edecektiniz?

Burada kişilerin değil, ürünün tartışmasını izliyoruz. Böyle bir tartışma var diye kimsenin Sn. Acemi Çaylak'ın değerli çalışmalarını izlemekten vazgeçeceğini sanmıyorum.

MeyveliTepe 06-07-2011 23:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan (Mesaj 832488)
Benim durumum ortada. Ben sizin yürüttüğünüz karalama kampanyasına engel olmaya çalışan bir forum üyesiyim. Bundan başka da kimseyle bir organik bağım yoktur. Ne kaolin alırım, ne de satarım. Benim söylemek istediğim şu, siz insanları yalan beyanla suçlarken, ...

Sn.Sarıcan, buradan anladığımız, aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz. "Karalama" (gerçek olmayan bir şekilde iyi bir şeyi, değilmiş gibi gösteren şeyler) dediğiniz şeye engel olmak istiyorsunuz, onun için bir dizi mesaj yazdınız. Doğru mu?

Peki, sizin karalama diye nitelendirdiğiniz şey nedir? 6 adet ürüne ait elde edilebilir, bildirilmiş ya da bildirilmemiş bilgilerden bir tablo yapmam, öyle değil mi?

Üstelik de, o tabloda, tabloların yayınlanış tarihi itibarıyla yanlış bilgi varsa memnuniyetle düzeltebileceğimi yazmışken.

Peki, o tabloda yanlış olan ne vardı? Renk gri olarak yazılmıştı. Bakın bunu "kirli beyaz gri tonda" şeklinde düzelttim. Çünkü grinin binlerce tonu var. Rengi tam beyaz olmayanları da benzer şekilde düzelttim.

Formülasyon konusunda, ürünler hakkında bilinen ve bilinmeyen (varsa analiz, yoksa söylenmiş ya da söylenmemiş) bilgiye göre tabloya koydum. Ürünlerin bana ulaşan, sorduğumda cevap verilen ya da verilmeyen bilgilerine göre, rafinasyon, kalsinasyon ve parçacık dağılımından oluşuyordu. Şu ana kadar bu bölüme yazılı olanları değiştirecek bir bilgi gelmedi.

En önemlisini sona bıraktım. Ürünlerin bildirilen serbest yoğunluklarını yazdım. karalandığını düşündüğünüz ürün için 315 gr ilan edilmişti. Doğru mu?

Yapabileceğim en basit test ise elime ulaşan 6 örneği tartmak idi. Tarttım ve 315 gr diye ilan edilmiş ürün 580gr geldi. Bu da doğru mu?

Aslında bu noktada kalmak da yeterliydi. (bunu tekrar tekrar yazmaktan bıktım artık) Ürünün serbest yoğunluğundaki ilan edilen ve ölçülen arasındaki iki misline yakın fark, bu grup ürünleri hiç bilmeyen, dokunmamış, kullanmamış, ne anlama geldiğini bilmeyenler için küçük ve önemsiz bir ayrıntı olabilir. Fakat işin aslı öyle değil. Çok somut bir durum.

Dikkat ederseniz, vurguladığım en temel şey budur. Bunun önemini ve işlevini daha önce bir çok kere yazdım. Size hitaben de daha önce yazdım. Bir ürün hakkında bu kadar önemli bir noktada müşterilere doğrunun söylenmemiş olması, insanların ticari kaygılarla yanıltılmış olması anlamına gelir. "karalama" diye bir şey varsa tam olarak budur.

Bahsettiğiniz gibi bir forum üyesiyseniz yapmanız gereken, bu ürünün tam da ilan edildiği gibi bir litresinin 315gr olduğunu ispat ederek beni yalancı çıkarmanızdı. Düğüm noktası budur. Bunu size kaç kere yazdığım halde bunu düzeltmek için hiç bir şey yapmadınız. Bu bir karalama ise lütfen öyle olduğunu gösteriniz.

Belki bilmeyenler anlam veremiyorlardır. Bu nokta, ürünün kullanım dozu, kalitesi, parçacık dağılımı, saflığı, fiyatının anlamına kadar bir çok şeyi belirliyor. 580gr olarak ilan edilmiş olsaydı ne olurdu? Ürün ile ilan edilen değer ile uyumlu olurdu. Belki tabloda yine kırmızı alanlar olurdu, ürünün efsafının uygunluğu dışında da başka söylenecek bir şey olmazdı. Doğru mu?

Ya da, daha iyisi, ürünü tarttığımda 315gr çıksaydı ne olurdu? Size söyleyeyim, hemen o üründen yarım ton sipariş ederdim. Çünkü öyle bir kaolinde benim deneyimime göre tablodaki bütün alanlar yeşil çıkardı.

Peki bunun yerine siz ne yaptınız?

Yukarıda bahsettiğim şeylerin yanından bile geçmediniz. Oysa gayet somut şeyler. Ortada bir karalama varsa çok basit bir şekilde öyle olduğunu gösterebilirdiniz. Onun yerine kişisel saldırıya geçip, size göre kişiliğimin detaylarında dolandınız, çamur attınız, ne narsistliğim kaldı ne de insanları yanlış yönlendirdiğim. Oysa arkadaş değiliz, tanışmamışız, konuşmamışız, böylece sizce yıpratarak bahsettiğiniz karalamaya engel olmaya çalıştınız. Bunu yaparken de önceden ayarlanan bir grup kişi ile birlikte yaptınız ve devam ediyorsunuz. Bravo! İnsanların kişilikleriyle uğraşmayı seviyesizlik sayarım. Bu yüzden ne sizin ne de başkasının kişiliğine dokunmamak için azami özen gösteririm, ama dokunursam da feci olur.

Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.

Bakın geçen sene ne yazmışım. #51, #81. Şimdi sizce farklı bir şey mi söylüyorum?

Sanıyorum bu hengame içinde çok rahatsızlık veren bir şey daha var. Galiba da esas rahatsızlığı da o veriyor. Ortaya birden bire bir ürün daha çıktı. Bir rakip. Hem de aslında sadece en iyiler diye saydığımız ürünlere rakip, diğerlerine değil. Üstelik de bu güne kadar;

Alıntı:

En büyük sevincimiz, rakip ürünler fiyatlarını düşürmek zorunda kalıyorlar ki, bu Türkiye tarımı ve çiftçilerimiz (Kolay olduğu için midir nedir? Herkes bu ülkede çiftçi sırtından para kazanmayı çok seviyor.) için büyük başarıdır diye düşünüyorum. Çünkü çiftçiler yoksa bizde yokuz demektir.
şeklindeki söylemleri fena halde zedeleyip, ilginç bir şekilde ironik olan bir ürün.

Bu ürün karşılaştırma tablosunda açık yeşille gösterilen bir minör sapma dışında bu güne kadar söylenen her şeye uygun. Fiyatı ise fecaat(!) Şimdi bu yeni ürünü satanlar, yukarıdaki alıntının aynını söylemeyi hakkediyorlar mı, etmiyorlar mı?

Benim hedefte olma sebebim ise, aniden çantadan böyle bir şey çıkarmam oldu galiba :) Çünkü, her şeyi yıktı geçti.

Oysa benim çantadan böyle bir şey çıkarmama hiç gerek kalmadan, en azından bu efsaftaki ürün (tercihan daha da iyisi), en azından bu yeni ürünün fiyatıyla gelmeliydi. Söylenmişti ve zor değildi. Üstelik de çiftçiye doğru ürünleri gerçekten uygun fiyatlarla sağlamak konusunda da yalan söylemiyorsak. Ben bunu beklerdim. Ya siz?


Not: Engelleme çabalarınızda sözünü ettiğiniz web sitesi vb. şeyleri oradaki iletişim bilgilerine ulaşarak, ilgililerine sorabilirsiniz. Sürekli tekrarlayarak sanki o ürünlerle bir bağım varmış intibaasını yaratma gayretiniz gereksiz. Madem ki, bizim önerdiğimiz ürünler bir çok kişi tarafından uygun kabul ediliyor, biz de bu sorumluluğumuz çerçevesinde şimdilik üç ürün öneriyoruz. Kullanıcı arkadaşlar hangisi uygun ise onu alıp kullanırlar. Kimse kusura bakmasın, bizce uygun olmayan ürünü önerme sorumluluğunu almayız. Önermediğimiz ürüne karalanıyor demek de diyenlere aittir.

MeyveliTepe 06-07-2011 23:43

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 832563)
Sn Doğasever işte sorduğum ve merak ettiğim konu bu idi.

Sn.Soilless, kaolin bazlı ve parçacık film teknolojisine oturan yeni bir ürün geliyorsa lütfen doğru düzgün rafine ve kalsine olsun, parçacık dağılımı da %90 <2 mikron olsun. Öyle olursa beyazlık, optik özellikler filan da kendiliğinden olur. Hoş gelir, sefalar getirir :)

Not: Yanında başka mineral filan da istemez, mümkünse sade olsun :)

Halil Önen 07-07-2011 00:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832091)

Öte yandan, fotosentezi arttırmanın da bir ölçüsü olmalı. Bunun her durumda iyi olduğu anlamı çıkmamalı. Bitki metabolizmasının gereğinden fazla hızlanması her zaman olumlu sonuçlar vermeyebiliyor. Söz gelimi, bizim naşi ve zeytinlerde fazla hızlanan bu sürecin olumsuz etkileri de var mı diye düşünüyorum. Kışın zaten keseceğim dal ne diye metrelerce büyüsün.

Dolayısıyla, sapmaların orantılanması, aynı ölçümlerin yeniden yapılmasını gerektiriyor. Bu ölçümler yapılmadan söylenecek her şey yanıltıcı olur.

Sevgili Meyveli Tepe,

söz konusu olan kaolin ve zeytin ise;

kaolinin ''zeytinde fazla hızlanan bir sürecin olumsuz etkileri '' sürgüne yansıyorsa bu istenen bir durumdur.

Zeytin sürgün verdiği yerde meyve verir. Sürgün yoksa meyve yoktur.

Üretici zeytin her yıl sürgün versin ve meyve tutsun diye bor ve benzeri ürünler_ yaprak gübreleri_ kullanır.

Kaolin, metabolizmayı hızlandırıp metrelerce zeytine sürgün verdirmez. Keşke verdirse meyvesine toplasak, sonra budasak. :)

Hatta var yılı_ yok yılını azaltan ürün budaması yapsak.

Ben kaoline sadece bor karıştırıp sürgün vermesini istiyorum.

Zira sürgün versin ve meyveye yatsın diye mebor _5 ' kullanıyorum. Hem bir ağacın başına iki kere gitmekten kurtulurum.:)
Saygılar

Halil Önen 07-07-2011 01:39

3 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak (Mesaj 830856)

Bu resim Müdürün Bahçesinde Sn. Acemi' nin çektiği resim. Bu resimden elimde çok var.


Bir hafta gibi oldu atılalı.
400 lt. lik taralla motorun üzerinden atıldı. Atanlardan biri ben bir de Ayhan kaptandı.

Kullanılan kaolin ise, Sungurt ...

Sevgili Meyveli tepe ile aynı yıl kaolin uygulamasına başladık.

Eklenti 231734

Bu da geçen yıl Ayhan Kaptanın zeytinlerinde uyguladığımız kaolin. Kullanılan ürün Sunguart...

Eklenti 231735

Uzaktan bakınca Temmuzda Zeytinlere kar yağmış gibi...

Eklenti 231736

Bu da benim armutlarda geçen yıl Ensar beyin deneme için gönderdiği kaolin uygulaması....

Bu üç resim de 3 yıllık tecrübe ve üç kişi tarafından kullanıldı.

Şimdi bu üç resmi aklınızda tutun... Bir resim daha ekleyecektim, yapamadım....


( diğer resmi bu sayfaya ekleyecek yeteneğim yok, ayrı yazacağım.) :)

Lilium 07-07-2011 01:48

Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim,

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 831915)
Belki de haklısınız, bu zamanda bu memlekette böyle düşünenler benim gibi gemileri yakıp şehirlerden, insanlardan ve zihniyetten kaçıyor, olabildiğince uzaya yakın yaşamaya çalışıyor :)

Bak burda da ben size hak verdim, Ama anlıyamadığım bir şey var, o halde bu insanlarla bu zihniyetlerle niye uğraşıyorsunuz, boşverinnn.
Uzaya yakın yaşamaya çalışın, haaa mustafa topaloğlunu görürseniz benden de selam söyleyin.

"İyi ezberlemişsiniz. Yazılı verdiler galiba. "

Vallahi bravo, nasılda bildin, senden korkulur müneccimlik tarafınızı bilmiyordum.

"Kusura bakmayın, iyiye iyi, kötüye kötü derim."

Bak bu cümlenizi sevdim, bende öyle düşünüyorum.
Şu savunduğunuz ürünü çakma belgelerle savunmassanız bu cümlenize katılacağım,
Sevgili sarıcan sormuştu, sizde sizin istediğiniz gibi cevap veremen demiştiniz ya, aynı şeyi bir başkasından da istemeyin o halde.

"Süper tahminlerde bulunmuşsunuz ne diyeyim"
Yok yaaa nerede ben size yetişemem, siz yakında müneccimlik dersleride vermeye başlarsınız.

" Tek bilmediğiniz şey "sorumluluk"."
Bak bunu da iyi bilmişsiniz çünkü bir tek sizde var, her şeyden sorumlu olduğunuz içinmi acaba uzaya yakın yaşamaya çalışıyorsunuz.

"Sn.Epsody, Ben de bekliyordum, geç oldu, nerede kaldınız diye, klübe hoş geldiniz.
"

Sevgili meyvelipe gibi düşünmek onun yanın da yer almalısın öyle düşünmüyorsan hemen bir külübe sorgusuz olarak kaydını bile yaptırırlar, hatta ergenegoncu diye hemen iceriye alırlar. Haman haaa dikkat.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Suna (Mesaj 832531)
Sn.MeyveliTepe nin tavrını anlıyamıyorum. 3 senedir kaolin uygulaması yapıyor neden sitemiz içinden arkadaşlarımız kaolin üretir üretmez deneyler yapmak aklına geliyor. onların ürettiği kaolini ağaçlarıma kullanmam çimento fabrikasına yollarım diyor.
bu deneyleri ben yapsam bu sözleri ben sarfetsem hiçbir önemi yoktur ama sayın meyvelitepe söylediği zaman çok çok kötü reklam olur. Çok yanlış buluyorum.

Tamam sevgili suna hanım seninde kulüp üyeliğin tamam. Daha da konuşursan tekirdağdaki yerin hazır.
Yakındır sayın soilless'te üyelik kartı hazırlanıyor.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832608)
Ya da, daha iyisi, ürünü tarttığımda 315gr çıksaydı ne olurdu? Size söyleyeyim, hemen o üründen yarım ton sipariş ederdim.

Çok merak ettim yarım ton ürünü nerede kullanacaksınız?
Siz şimdi onu köylülere hediye de edersiniz.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832608)
İnsanların kişilikleriyle uğraşmayı seviyesizlik sayarım.

Bu cümlenizi de sevdim. Peki belgesiz olarak bir ürünü kötü reklam etmeyi ne sayarsınız sevgili meyvelitepe.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832608)
Yapabileceğim en basit test ise elime ulaşan 6 örneği tartmak idi. Tarttım ve 315 gr diye ilan edilmiş ürün 580gr geldi. Bu da doğru mu?

Kendi doğrunuzu onaylatmaya çalışıyorsunuz.
Hangi ürün olursa olsun,
Doğru söylediğinize ben nasıl inanayım, beyaza gri dedikten sonra. Bunun doğru olduğunu kanıtlıyan elinizde belge varmı? Gösterde inanalım. Sana da teşekkür edelim. Bu kadar uzatmanın alemi ne yaaa.

Sizin testiniz allahın terazisimiiii

Hani siz gönderin belgenizi deme hakkını görüyorsunuz ya, bende sizden iyi ya da kötü reklam ettiğiniz testlerin resmi belgesini istiyorummmm.

Gönderin belgenizi inanalım.

Halil Önen 07-07-2011 02:20

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 812313)
..
Eklenti 217837
...
Yapraktaki ideal bir kaplama ise budur. 2 mikrondan daha küçük tanecikler homojen bir şekilde dağılarak eşit kalınlıkta bir film oluşturur. 2 mikronluk tek bir tanecik, siyah bir zemine dahi koysak çıplak gözle göremiyeceğimiz kadat küçüktür. Yaprak stomalarının kapanmaması, fitotoksite oluşmaması ve fotosentezin devamı için bu kalitede bir film oluşturmak elzemdir...

Sevgili Dostum Meyveli Tepe,

kaolinin yaprakta ideal kaplaması bu ise; biz _siz de dahil_ yanlış yapıyoruz demektir.
Bu şekli ile Temmuzda zeytine kar yağması mümkün değildir.

Böyle bir kaplamayı tutturmak da mümkün değildir.

Ki üretici bunu sırt tulumbası, motorlu sırt tulumbası _ benim yaptığım gibi_ ve taral ile atacak.

Ve ideal kaplamayı hiçbir zaman başaramayacak. Sisleme dahi olsa milyonlarca parçacık bir 'an' kadar zamanda gecikme ile yaprağı ve meyveyi tamamen kaplıyor.

Bu yukarıdaki resimde kaplama uygulama sırasında taa 10 metre ileride başka bir yaprakta serpme şeklinde görülüyor. Yani hedef dışında...

Şimdi bir kaolin satıcısı bu resmi gösterir de, 'böyle kaplama yapacaksın' derse
hiçbir üretici _ben de dahil_ kaolin alıp kullanmaz.

Bir üründe kullanım kolaylığı aranır. Böyle zorluklardan dolayı bir çok faydalı ürün tarihin çöplüğüne gitti.

Bunun en güzel örneği, bordo bulamacı ve gülleci bulamacıdır. Yapımdaki ve kullanımdaki zorluk, zehirleri ilaçların kullanım kolaylığı üreticiyi bu yöne çekti.

Buna göre ve bana göre eğer kaolin_ yukarıdaki resim gibi_ bu kaplama şekli ile kullanılacaksa ve bizim uyguladığımız yöntem hatalı ve sağlıklı değil ise;

kaolini çıktığı gibi, tarihin çöplüğünde bilin.

...
Bana en çok yardımcı olan sizsiniz. Size saygım ve sevgim sonsuzdur.

Kaolinle ilgili üzerinde hiç bir şey yazmayan çuvallardan geçilmiyor bu günlerde... Üretici bana da bu çuvallardan getirip gösteriyor. Tarımda kullanılan kaolinin nasıl olması gerektiğini _deneyle_ gösterdikten sonra sizin araştırmaya dayanan yazılarınızı referans gösteriyor ve yönlendiriyorum.

Bu yönü ile emeğinize saygı duyuyor sizi kutluyorum.

Saygılar

Zeytinlibahçe 07-07-2011 07:31

oooo Halil bey hoş geldiniz.

Artık dikkat çekiyor, ne zaman forumda bir tartişma çıksa hemen internete bağlanamaz köyünüze kaçıp, final bölümüne doğru ortaya çıkıyorsunuz. :)

Şaka bir yana dün kendisi ve diğer arkadaşlarla beraberdik. Özlemişim kendilerini. Aramızdaki sohbetin temelini elbetteki son günlerdeki kaolin hakkındaki hararetli tartışmalar oluşturdu.

Yaptıkları uygulamaları gördüm. Herkesin ellerine sağlık.

Son derece teknik olan böylesi bir konuda tartışma bilimsel olmaktan çok taraf olup, renk bildirme, bazıları içinse ''sen beni falanca bölümde sıkıştırmıştın işte bak seni burada yakaladım'' a doğru gitmeye başladığından, biraz soğutulup, zamana bırakılmasını teklif ediyorum.

Çamtepe 07-07-2011 07:49

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe (Mesaj 832653)
... biraz soğutulup, zamana bırakılmasını teklif ediyorum.

Can-ı gönülden destekliyorum :)

MeyveliTepe 07-07-2011 08:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Lilium (Mesaj 832639)
Sizin testiniz allahın terazisimiiii

Küçümsemeyin, "allahın terazisi" doğru tartar, yanlış ile doğruyu da tam olarak ayırır. Daha da güzeli, herkesde vardır bir terazi.

Müneccimlik konusunda da ilerlemişim galiba gerçekten. Size yazdığım önceki mesajımda, tüm bu tartışmanın odak noktasını yazmış ve

"Satılan bir malın ilan edildiğinden başka olması, ya da bir ürün için yanlış bilgi verilmek suretiyle alıcıların yanıltılmasının adı sizce nedir? Bırakalım hukuku, vicdani olarak nedir? Bu mesaja yanıt verirseniz şayet, son üç paragraftan hiç bahsetmiyeceğiniz düşüncesindeyim." demiştim. Öyle de oldu :)

Onun yerine siz de başka bir seviyeden medet umuyorsunuz. Ne diyeyim.

MeyveliTepe 07-07-2011 08:59

Halil bey,

İyi bir kaplama konusunda yazdıklarımın buradaki gereksiz tartışmalarla bir ilgisi yok, yanlış anlaşılmasın.

Hangi ürünü kullanırsanız kullanın, bir parçacık film uygulamasının hemen akabinde malzeme kuruyunca yapraklarda gördüğünüz, kullandığınız alet edavat, elinizin ayarı vb. ye göre irili ufaklı beyaz lekeler. Mısır nişastası bile aynı şekilde görünüyor.

Siz de uzun bir süredir bu gibi malzemeleri kullandığınıza göre farketmişsinizdir. Uygulamadan 3-4 gün sonra, 10 gün sonra ne oluyor, uygulamanız ne duruma geliyor? Bu kadar bir zaman geçince görmeniz gereken, belli belirsiz ama homojen bir kaplama olmalı. Bu kaplamanın elde edilmesinin de çok aykırı değilse (iri parçacıklalar, az sayıda parçacık vb.) kullanılan malzeme ile doğrudan ilgisi yok.

Uygulamadan 10 gün sonra yapraklara yakından baktığınızda hala belirgin ve kalın beyaz noktalar görüyorsanız, bunların arası kaplamasız nisbeten geniş boşluklar şeklinde kalmış ise, ağaçlar hala beyaz görünmesine rağmen iyi bir kaplamanız olmamış anlamına gelir.

Bir ağaca ilk kez uygulama yapılıp 10 gün sonra yapraklara bakıldğında kalın ve birikintili malzeme incelerek düzgün kaplama haline gelmiş olsa bile muhtemelen aralarda pek çok boşluk da görülecektir. Bu sebeple, 10-15 gün ara ile peş peşe üç uygulama yapılıp bu boşlukların yok edilmesi, kalın birikintiler yok olduktan sonra da geriye homojen bir kaplamanın kalması istenir.

Bu filmin iyi ya da kötü, az ya da çok, iş yapması ise malzemenin detay özellikleriyle ilgili. Sonradan, kısmen mevsim sonunda, yapılan benzer araştırmalarda da iki-üç yıllık dönemlerde olumlu ve olumsuz etkilerin ayırd edildiği bildiriliyor.

Ağaçların metabolizmalarının fazla hızlanması ise benim kişisel bir endişem. Metrelerce sürgün verenler naşiler. Zeytinler tepelerden 40 santim kadar fırça gibi sürgün verdi. Çoğu ilk budamada çıkarılacak. Dengedeki bir ekosisteme müdahalenin uygun ölçüsü nedir diye düşünüyorum.

Halil Önen 07-07-2011 09:28

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832672)
....

Siz de uzun bir süredir bu gibi malzemeleri kullandığınıza göre farketmişsinizdir. Uygulamadan 3-4 gün sonra, 10 gün sonra ne oluyor, uygulamanız ne duruma geliyor? Bu kadar bir zaman geçince görmeniz gereken, belli belirsiz ama homojen bir kaplama olmalı. Bu kaplamanın elde edilmesinin de çok aykırı değilse (iri parçacıklalar, az sayıda parçacık vb.) kullanılan malzeme ile doğrudan ilgisi yok.

Uygulamadan 10 gün sonra yapraklara yakından baktığınızda hala belirgin ve kalın beyaz noktalar görüyorsanız, bunların arası kaplamasız nisbeten geniş boşluklar şeklinde kalmış ise, ağaçlar hala beyaz görünmesine rağmen iyi bir kaplamanız olmamış anlamına gelir.

Bir ağaca ilk kez uygulama yapılıp 10 gün sonra yapraklara bakıldğında kalın ve birikintili malzeme incelerek düzgün kaplama haline gelmiş olsa bile muhtemelen aralarda pek çok boşluk da görülecektir. Bu sebeple, 10-15 gün ara ile peş peşe üç uygulama yapılıp bu boşlukların yok edilmesi, kalın birikintiler yok olduktan sonra da geriye homojen bir kaplamanın kalması istenir. .

Ben buna bakmam.

Hiçbir üretici de buna bakmaz. İlacını atar gider başka tarlasına çiftini sürer, çapasını yapar.

Üretici;

1.İlaç iyi yapışmışmı,
2. güneşten koruyormu,
3. bitkiye/ağaca sürgün veriyor mu yoksa durrurmuşmu,
4. Sineğe _ zararlıya_ etkilimi,

bunlara bakar.

Bunlardan bir ya da ikisi yoksa arkasına bile bakmaz.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:55.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025