![]() |
Hayatımda hiç unutamadığım bir hatıra var:
1974'lerde üniversite arkadaşımın köyü olan Kütahya/Aslanapa Bucağı Çalköyüne giderdik ara ara gezmeye.. Çaldağlarında çok gezi yaptık..Haşhaş tarımıyla ünlüydü oralar o zamanlar..Fakir,kıraç topraklar.. Arkadaşımın bir yeğeni vardı..Adı BASRİ..8 yaşlarında.. Yılanlara usulca yaklaşır..Minicik elleriyle yılanın kuyruğunu tuttuğu gibi fırfır döndürür,belini kırardı yılanın.. Hiç unutamam.. Hayatımda böyle cesur insan görmedim bir daha.. |
Cesaret
8 yasında bir çocugun öldurebildigi bir hayvandan bahsediyoruz burda yani ortada cesaretle ilgilib ir konu yok
kaldıki bilseydiniz o yılanlar zehirsiz. yazık. oysa o kıraç toprakta sizden daha çaresizdi o hayvanlar yılan öldurmenin **** herhangi bir hayvan öldürmenin cesaretle ilgisi york bence. dogada pek çok yılan görup yanında geçip gitmiş biri olarak kendimi daha cesur buluyorum |
Akreplerin mavi renge yaklaşmaması gibi bir durum okumuştum yılanlarda da bu veya buna benzer bir durum var mıdır acaba?
|
yılan ısırmalarında kullanılan ilaç yılan serumu diye geçer.iğne şeklinde uygulanır.çok pis ve keskin bir kokusu vardır.sağlık ocaklarında bulunmaz.sadece hastane ortamlarında uygulanır.ilacı yan etkileri ve riskleri vardır.başınıza yılan sokması gelirse mutlaka oyalanmadan en yakın devlet hastanesinin acil servisine başvurunuz.eskiden yara kanatılır veya bir başkası tarafından emilirdi.artık bu uygulamalar kalktı.el ayak gibi bir noktadaysa ısırılan yer mutlaka vücuttan yükseğe kaldırılmalı.yılan bulunursa türün tespiti ve müdehalesi açısından önemi var. tabi yılanın canlı olması tercih.zehiri alınarak panzehir olarak kullanılabiliyor.
|
Benim merak ettiğim şey ise şu : Yılanın zehri nasıl bir işlemle panzehire dönüştürülüyor?
|
arkadaşlar yılanlar zehirli ya da zehirsiz hiç farketmez siz ona birşey yapmayınca o da size birşey yapmıyor iş için gittiğim yerde yanlış hatırlamıyorsam bir boynuzlu engereğe rastladım sopayla öldürmeye çalışıyorlardı bilindiği üzere çok zehirli ama kıyamayıp öldürmelerine engel oldum elime eldiven giyerek alıp arabaya koydum ve veterinere götürdüm yaralarına bakıldı falan sonrasını şarkıyla anlatayım aldım onu içeriye sürünerek gitsin diye kıvrana kıvrana canlandı sonra ormana kaçtı
|
böyle bir vakaya bende rastlamıştım ama iş işteeeen geçmişiti yılan çoktan ölmüştü ya resmen zehirsiz olan kör yılanı öldürmüşlerdi çocuklar hayla sopayla vuruyor gülüyordu çok sinir olmuştum yılanlar hayvanlar konusunda en çok bilgi sahibi olduğum hayvandır evimde vardı ama yoğun istek üzerine verdim (: birdaha alma şansım oldudaa istediğim tür değildi ben engerek bakmış biri olarak bir tane daha engerek istiyorum
|
ve bitkisever çocuğa katılıyorum yılanlar zehirli ya da zehirsiz hiiiç farketmez siz ona birşey yapmayınca o da size birşey yapmıyor dediğim gibi tam 7 sene zehri alınmamış engereğe baktım ama vermek zorunda kaldım
ve 7 sene boyunce beni bir kez bile sokmadı(üstelik günde 10-15 kere elime alıyordum) |
Bahçenin kenarlarındaki kurumuş uzun otları temizlerken yılana rastladım, çok fazla büyük değildi. Cinsini bilmiyorum. Tırmığı alayım öldüreyim diyene kadar kaçtı. Nereye kaçtığını göremedim, benden korkmuştur die devam ettim çalışmaya. Tekrar karşılaştık, meğer gitmemiş. Hatta otların arasında elime bişe battı hemen geri çekildim, elimde eldiven vardı. Dikenli tel battı diye düşündüm ama hemen akabinde yılanı gördüm. Belki de yılan ısırmaya çalıştı, bilmiyorum.
Ben çalışmaya tırmıkla devam ettim, biraz daha ot temizleyince yumurtayla karşılaştım. Bir tanesi kırılmış,içi boştu. Diğeri doluydu, daha derinlerde başka yumurta var mı bilmiyorum. Bu yılanlara nasıl bir önlem alabilirim? Yumurtasına dokunursam düşman olur belki diye düşündüm, korktum. Bu yılanları uzaklaştırmak için ne yapmam lazım? Bilgisi olan arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevinirim. |
Pek yazmayı sevmem, mesleğim gereği okumaktır işim benim. Gördüğüm ve düzeltilmesi gerekliliğini hissttiğim bir kaç hususa değinmek zorundayım. Bunların başında spesifik olaylar üzerinden genelleme yapmak geliyor. Bu tip konularda genel geçer bilgi verirken özellikle genelleme yapmak ve veya akıl yürütmek tam anlamıyla cinayettir. Sebebi ise çok basit türler alt türler çevre koşulları göze alındığı zaman yılanın biri süt içer biri içmez bunu içerler içmezler diye genelleyerek kurala dökmek hem yanıltıcı hemde gerçek dışıdır. Hayatımda oturup bir bardak süt içmedim, kalkıpta beni izleyen birinin insanlar bardakla süt içmez ya da Mehmetler Ahmetler bardakla süt içmez demesi abesle iştigaldir. Kaldıki belkide gizli gizli içiyorumdur. Gözümle görmeden inanmam da zaten şu anda var olduğunu bildiğimiz, birçoğumuzun gözüyle gördüğü ama birileri görmedi diye de yok saymadığımız çeşit çeşit şeye işaret eder. Bu da başka bir gereksiz genelleme biçimidir.
Yılanlardan ziyade doğal yaşam ile ilgili en net şey hiç bir vahşi hayvanı insana alıştırmamak gerektiğidir. Kör bıçakla derisini yüzün daha az canını yakarsınız, ama bir yabani hayvanı asla insana alıştırmayın, çünkü insandan korkmayan bir hayvan zaten yarı yarıya ölmüş demektir. Bunun en gereklilik yaratan kısmı insanlarında çeşit çeşit olması. Sen yılandan korkmazsın ama pikniğe gelenler korkar. Senden zarar görmeyen yılan da yukarda bahsettiğim genellemeyi yapar ve insanlardan çekinmez ve herşey yolunda giderse yılan ölür. Diğer olasılıklarda yılandan kaçarken yola atlayan çocuklar, düşük yapan hamileler, kendini yaralayan kahramanlar, kayalardan yuvarlananlar, üstüne bilmemne düşenler sağı solu yakan tipler vs... Piknik günleri acil serviste bekleyerek bu listeyi inanılmaz uzatabiliriz. İnsandan korkmayan hayvandan daha acıklı bir diğer konu gene genelleme yaparak işte bizim aileden yıllardır bahçemizde yaşar bu denilerek herhangi bir yılana dikkatsizce yanaşmak. Bu da genellemenin baştan kokan türüdür, yılan aynı yılan olmadığı için size herzamanki gibi davranmayacaktır. Özetle yabani hayvanlarla içli dışlı olurken bu hayvanların birbirlerine çok benzedikleri için yapılan hatadır. Bir tilki size alışabilir ve siz o sanarak bambaşka bir tilkiye gidip al kızım mama diyerek önünde eğilebilirsiniz. Üçüncü ve diğer hata ise size alışık olan yabani hayvanın sizin dışınızda bir dünyası olduğunu unutmak. Aynı hayvan o gün feleğin çemberinden geçip insanların ne menem şeyler olduğunu anlamış bir şekilde bahçenize gelir ve iki ruh hali arasındaki farkı bi kerede anlarsınız. Bu örnekte hayvanın yaralı olması hasta olması şeklinde çeşitlendirilebilir. Diğer bir hata ise hayvanın özellikle yılanlarda bu böyledir, çiftleşme döneminde babası gelse tanımaması durumudur. Bu dönemlerde hem dişi hem erkek yılanlar açıkca agresiflerdir ve tahammül eşikleri oldukça düşüktür. Sonuç olarak bahçenizde ve veya doğada bir yılana, gelinciğe, tilkiye, sincaba, sansara, baykuşa, alıcı kuşlara, özetle yabani hayvanlara iyi davranıyorum sanarak onları insana alıştırmanız, doğal reflekslerini köreltmeniz, sizin egonuzu beslemesi dışında hayvana hiç birşey katmadığı gibi çok hayati olan birçok şeyide götürür. Hiç bir hayvanı özel durumlar dışında yiyecek istasyonlarına alıştırmamak onları size bağımlı canlılar yapmamak bunların başında gelir. Yılanlar, sincaplar, gelincikler ve birçok alıcı kuş türü çok kolay evcilleşebilen hayvanlardır. Evcilleştirdiğiniz hayvana hayatının sonuna kadar barınma, sağlık ve gözetim imkanı sunamıyorsanız hiç bir ilişki kurmayın, inanın hayvanlara müdahil olmayarak en büyük iyiliği yapmış oluyorsunuz zaten. Özetle konu başlığına yönelecek olursak yılanları rahatsız edenler olarak sayılan mazot, zift, ses, sinyal, sarımsak, kükürt, naftalin ve beşbenzemezleri yılanları da sizi rahatsız ettiği kadar rahatsız eder. Üçüncü dubleden sonra sapıtıyor yılanlara rakı içirin demekle mazot dökmek arasında çok bir fark yok. Adamlar bir naftalin dökmüşler bir ay falan şehrin o tarafına gidemedik diyorsa bir insan muhtemelen yılanın biride arkadaşına aynı şeyi anlatıyordur. çatlakları delikleri kapatarak bu hayvanlara barınak olabilecek olasılıkları azaltarak kısme bir mücadele başlatılmış olması dışında Dışarda ayakkabı bırakmayarak Geçiş ve yuva yaptıkları yerlerde kümes telini toprağa yatırarak ve üstünü örterek Yerlerde ıvır zıvır eşya bırakmayarak (iç içe saksılar, odun yığınları, artan karo taşları vs) Bahçe sınırını oluşturan duvar çit tel vs nin önünü açık tutarak, Sarmaşıkları gülleri ve benzeri bitkileri alttan budayarak Kuru ot ve uzun ot tutmayarak Bahçenize insan eli değmiş düzenli bir görüntü vererek Kiler, kömürlük, alet dolabı yerleri temiz, yalıtımlı, aydınlık tutarak Benzeri yabani hayvanları zaten gereğinden fazla rahatsız edip kendi bölgenizden uzaklaştırdığınızı göreceksiniz. Not: internet üzerinden tür tespiti yapmak neredeyse imkansızdır. Yılanlarda renk ve desenlerin yaşa, mevsime, sıcaklığa, coğrafi koşullara bağlı olarak değişmesinden dolayı, bir sitede bulduğunuz ve aynı sizin gördüğünüz yılan olduğunu düşündüğünüz fotoğrafın başka bir türe ait olma olasılığı yüksektir. Aynı şekilde verilen bilgilerde de sizin pratiğinizle uyuşmayacak durumlara sebebiyet verebilir. Örneğin birçok sitede çukurbaşlı yılan için zehirsiz veya yarı zehirli, insanlar için zararsız ibareleri bulunur. Oysa kazın ayağı perdelidir, ve çukurbaşlar zehirlidir. Zehir dişleri çok geride olduğu için insanlara zehir enjekte edecek büyüklükte ısırmaları neredeyse imkansız gibi gözüktüğünden böyle hatalı bir bilgi vardır. Oysa bu bilgiden hareketle çıplak elle bir çukurbaşla haşırneşir olursanız parmak gibi ağzına sığabilen yerleriniden ısırdığında zehir enjekte edebildiğini tecrübe edersiniz. |
Alıntı:
Yılanlar konusunda yardım isteyeli yaklaşık 8 ay olmuş.Geç ama şahsınızda bu konuda problemi olanlara cevabımız olsun. Her canlının yaşam hakkına saygı duymanın insani bir zorunluluk olduğunu beyanla yaşam alanlarımızın kesiştiği durumlarda istenmeyen olası zararlarını def edebilmek için attarlardan veya hırdavatçılardan satın alacağımız katran yağını (tahminim 5 lt lik kutularda 25 tl ye satıyorlar) bahçemizin çevresine püskürtme şeklinde veya badana fırçasıyla serpiştirerek uygularsak haşerelerin bu sınırı geçemediğini göreceksiniz. Daha profesyonel, kimyasal uygulamalar var ama bu uygulamaları ulu orta yazmayı insani ve ahlaki bulmuyorum. |
2 Eklenti(ler)
Bu yılanı Akhisar Dingiller köyü yakınlarında sabah saatlerinde gördük .
Neredeyse arkadaşım üstüne basacaktı son anda fark ettik ve yılan hareket etmedi. Sonra bir sopa ile dokunduktan sonra hızla çalı içine kaçtı . Boyu bir metreye yakın çalı içine dikine hareket etti oldukça hızlıydı .kısa ve hızlı kıvrılma hareketleri yaptı . zehirlimi ? Köylülerden cıvarda sık sık rastlandığını öğrendim Teşekkürler. Eklenti 298793 Eklenti 298794 |
Sabah erken, akşam üstü ve gece görünen yılanların buyuk kısmı gece avlanan engerek çeşitleridir. Gece avlanan yılanlar diğer yılanlar kadar güneşe bağımlı değillerdir. Haliyle de sabah erken ve akşam üstü görmek mümkündür. Yılan hareket etmedi demeniz gece aktif engereklerin ağır hareket etmeleri ve zayıf refleks hareketleriyle örtüşüyor ancak bu yılanlar kaçarken ve avlanırken inanılmaz hızlanırlar sebebi ise depolanan enerjinin tasarruflu harcanmasından kaynaklanıyor. Kuyruğu biranda küçülüp güdük gibi bitiyorsa engerek olma olasılığı daha da yükselir. İlk karşılaşmada kafa şekli, yanakları ağız bölgesi Belgin Doruk'a benziyor gibi bir fikir uyandırmıştı bende. Desenine bakıp Osmanlı Engereği (şeritli engerek) demeyi çok isterdim ancak desenden birşey söylemek afaki.
|
Benimde ilk izlenimim şeritli engerek oldu. Kuyruk ve kafası net görünseydi emin olurduk ama özellikle gri-beyazımsı renk ve desenler şeritli engerek'i çok çağrıştırıyor.
Eğer şeritli engerek ise, ülkemizde'ki zehirli türlerden biri. Bizim ilçe ve yöresinde bunlara verilen başka isim "Güdük engerek" |
Kafa görünmesede engerek olduğu kesin.
Geçen hafta ben bir yavruya denk geldim. İncecik gövdesine göre kocaman görünen üçgen kafası ve alacalı gövde ile ben bir engereğim diye bağırıyordu. Salına salına yürüdü gitti dokunmadım, seyrettim gidişini... |
Engerek. Pek bulaşmamak lazım :)
|
Arkadaşlar merhaba,
Bir süredir forumu takip etmeme rağmen dün üye olup ilk sorumu sorma ihtiyacı duydum. Biz çiftlik/köy hayatına yeni atılmış öğretmen bir çiftiz. İzmir/urla'da 5 dönümlük bir çiftlik evimiz, 4 tane köpeğimiz var. Birkaç gün önce gece köpeklerimden biri bir ağaca delicesine havlamaya başladı. Eve gidip feneri aldım, ağaca baktım bir şey göremedim. Ondan sonraki gün gece fenerle şöyle bir bahçeye baktığımda o bölgede bir kedi görünce köpeğimin kediye havladığını, ben feneri alıp gelene dek de kedinin kaçtığını düşündüm. Dün sabah saatlerinde bahçemdeki köpek dışkılarını temizlerken önümden kayarak geçen sarı-kahve tonlarındaki 1-1.20 uzunluğundaki yılanı hayretle izledim. 3-4 saniye içinde 5-6 metreyi kayarak gitmişti. Dün akşam köpeklerimle yine bahçede oynarken köpeklerimden biri aniden havayı koklamaya, ardından da bir ağaca (zeytin) gidip havlamaya başladı. Sabahki yılandan da tedirgin olunca, ağaca yaklaşmasına izin vermek istemedim ama diğer köpeklerim de ağaca toplanıp havlamaya, burnunu kovuklarına sokmaya çalışmaya falan başladılar. hemen köpeklerimi evin içine koyup fenerle ağacı taramaya başladım. Kovuklardan birinde bir yılan daha yatıyordu. Yeşil kahverengi tonlarında tahminimce yavru bir yılandı. Ama kovuğun içinde net görünmüyordu. Belki kertenkele falandır diye (evet ayıp yaptığım) bir çubukla hayvanı dürttüm tıslayarak kovuğun içinde yukarıya doğru çıktı. Yılan olduğuna kanaat getirip hayvanı rahat bıraktım. Şimdi size danışacağım şeye gelelim. Şimdi ben bu eve kendimden ziyade köpeklerim rahat etsin, özgürce koşsun oynasın diye çıktım. O yılanın burada bizden önce de hayatını sürdürdüğünün farkındayım. Forumdaki konuyla ilgili neredeyse tüm yazıları okudum. Bahçemde bolca delik de var. Yani fare ya da köstebek delikleri bunlar. bahçemde şu ana kadar gördüğüm iki yılanın (belki yılan bile değiller oluklu kertenkeleler orasını da ayırt edemem) burada huzurla yaşamasını istiyorum aslında. Onları kovmak ya da öldürmek gibi bir şey asla istemiyorum. Ne var ki sabah köpeklerimi bıraktığımda yine ok gibi o yöne doğru gidiyorlar. Köpeklerimden ikisi bahçede yaşıyor üstelik. Hani tamam, yılancık bizimle yaşasın isterim ama köpeklere bunu anlatmanın, yılan gibi bir hayvana sosyalleştirmenin pek yolu yok. Köpeklerden biri burnunu o kovuklara sokar ya da yılanı köşeye sıkıştırırsa yılanların da yapacak bir şeyi yok. Ama ben şunu biliyorum, böyle bir tatsızlık yaşanırsa ben bu objektifliğimi koruyamam. yılanların zehirli olup olmadıklarını bile bilmiyorum. Onların yılan olup olmadığından bile emin değilim aslında. Ama hayvanı dürtükleyip oradan çıkarıp resmini çekecek de değilim, zaten muhtemelen hayvan sağken bunu yapmam da mümkün değil. İlk amacım bu hayvanları fotoğraflamak. Böylece türün zehirli olup olmadığını öğrenmek. Eğer gerçekten köpeklerime zararsızsa, ki arı bile soktuğunda ağzı burnu bir hafta şişiyor bu hayvanların, ne kadar zararsız ya da ne gibi tedbirler almalıyım onun üzerine düşüneceğim. Yok zehirli bir türse bahçemden nasıl uzaklaştıracağım üzerine düşüneceğim. Yani sizden ilk ricam, bu hayvanları nasıl fotoğraflarım? |
Sayın dombili merhaba,
Galiba ağaç kovuğunda yaşıyor yılan. Sarı renk yılandan korkmaya gerek yok denir ama yeşilli kahveli olan için aynı şey söylenemez. Yılanın kovukta olmadığı zamanda ağacın çevresine kükürt dökün bolca, kokusundan rahatsız olup belki bahçenizden uzaklaşır. Onu yerinden etmeniz onun için iyi olacaktır, aksi halde bir gün öldürmek zorunda kalabilirsiniz. Köpeklerinizin olması çok iyi, yılan eve yaklaşamaz hiç değilse. Bir tanede kedi alıştırabilseniz bahçeye dahada rahat edeceksinizdir. Fotoğraflamak konusunda bilgim yok ancak gece avlanmaya çıktıkları söylenir. Aslında bende bahçemize sezsizce gelen giden yaban hayvanlarını görüntülemek istiyorum ama henüz o konuda bir çalışmam olmadı. |
3 Eklenti(ler)
12-08-2011 yeni yerimize taşındığımızda havuzda siyah yılanımız vardı. Eski havuzdan getirdiğim aynalı sazanlardan birini ısırmış yuvasına götürüyordu, kendini emniyette hissettiği yerde mideye indirecekti sanırım. İnce bir dalla kafasını tıklattım ''napıcan bizim balığımıza'' diye, dönüp baktı ağzındaki balığı bırakıp taşların arasında kayboldu.
Bu yaz o siyah yılan havuzun uzaklarında geziniyor, asla havuza girmiyor. Bu durum bana olan saygısından kaynaklanmıyor elbette, Havuz bölgesini siyah/yeşil damalı büyükçe bir yılan ele geçirmiş. Geçenlerde kafası suyun içerisinde balıklara pusu kurmuştu sanırım, ama bu güne kadar birşey yakaladığını görmemiştim. Bugün havuzun içerisinde mide kısmı neredeyse kolum kalınlığındaydı, galiba havuzdaki kurbağalardan birkaçını halletmiş. Havuzdan çıkabilmek için epeyce uğraştı , iki kaya arasından kafası geçti ama gövdesi takıldı kaldı. Derken kendi haline bırakıp işime baktım, en az 1 hafta ortalıkta görünmez. Yılandan korkmak, öldürüp yok etmek tam bir insan işi. Biz yılan gördüğümüzde biraz tırsıyoruz, ama bizi gören yılanın ödü patlıyordur. O yılanın bizi öldürmesi düşük bir ihtimal, öncelikle aşırı zehirli olacak. Ama yılanı öldüreceksek hiç birşey bizi durduramaz. Sopayla yolunu keseriz, taşla kafasını ezer belini kırarız vb. Peki yılanın savunmak veya saldırmak için neyi var. Sevmek zorunda değiliz, öldürmek zorundamıyız peki. Kim daha vahşi? |
Sevgili jineop, O inanilmaz sicaklarda,tel kapinin iç çerçevesine yerlesmis yaklasik 75-80cmuzunlugunda bir yilan gördüm,yaklastim kapiyi(disa açiliyordu)hizlica açtim yilan verandaya düstü diger elimde hazirladigim süpürge ile çalilara kadar adeta süpürdüm.Ertesi günü evin girisinde yuvarlanmis yavrusunu gördüm,paspasin üstündeydi,bu kez paspasin dört ucundan tutup verandanin kenarindaki çalilara attim.Bu arada Bahçivan geldi ve yilani gördü bir hayli tedirgin oldu,bu engerek ve panzehiri bizim kasabada yok dedi.Ben yilan öldürmelerini herkese ysakladim,acaba korkmalimiyim,gerçekten ksabalilarin dedigi gibi bir tehlike var mi?
|
Alıntı:
Özellikle kafasının net olamasına dikkat edin lütfen karede:) |
Bu yil bir tane fare görmedim,ki her yil mücadele etmekten yorulurdum.Basi gövde kalinligindaydi elips biçiminde,renk de nötr kahve gri karisimi.Bilmem ne kadar faydali oldu:))))
|
Alıntı:
|
Sevgili Sertac,Tamam korkmuyorum,cesurum dediysem de,fotosunu çekecek kadar yürekli degilim,ama bir raslanti sonucu kendimi güvende hissedersem çekmeye çalisacagim.Bulundugum yerde çok farkli türleri var,onlari tanimamda yardimci olursaniz sevinirim.
|
Alıntı:
|
Benim yakından gördüğüm ve fotoğrafını çektiğim tek yılan.:D
http://i49.tinypic.com/5wbltv.jpg 2008 yılında, Sapanca sahilinde çektim bu fotoğrafı. Çocuklar bu şekilde gezdiriyorlardı. Benim ödüm patladı, ama elime fırsat geçmişken fotoğrafını çektim. Bir daha karşılaşmamayı diliyorum.:dilli: |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
yılanların yaklaşmadığı bitkiler nelerdir? bahçeye onlardan diksem de yılanları uzak tutsam olmaz mı?
|
Maalesef
Merhabalar maalesef öyle bir imkanımız yok. Neden böyle bir şey istiyorsunuz??
|
Allahım yalvarırım benim karşıma hiç çıkmasın. En korktuğum canlı!!!
|
Korkuyor olabilirsiniz bu tamamiyle psikolojik bir şey hayatınızda yaşadıklarınız falan ama sakin olduğunuz sürece sorun yok görünce... :)
|
Yüzü soğuk bir hayvan, bahçemde var ne yazıkki. Ona zarar vermek istemiyorum şahsen, ama kazara üstüne filan basarsak diye korkuyorum. Çünkü kendini korumak için ısırabilir. Bahçemde gördüğüm yılanların hepside zehirli. Uzaklaşsınlar mı bahçemden hayır, çünkü fare var bahçemde. Doğal dengeye karışmamak lazım diye düşünüyorum.
|
Küçükken köyümüzde yılan ve kertenkele türlerini öldürmenin hem macera hem de faydalı * (çeşitli hurafeler sebebiyle) olduğunu duyardık büyüklerimizden ve bu hevesle amatör olarak ava çıkardık çocuklarla... Yarış yapardık kim daha çok avlayacak diye, Özellikle köyde kır yılanı ve altınbaşlı yılan denilen türlere çok defa kıydık... Şimdilerde anlıyorum da; kendi doğasında zor şartlar altında yaşamaya çalışan canlıların dünyaya ya da insanlığa ne zararı olabilir ki?
O yüzden: Yaşamak haktır...! |
Antalya'da zehirli yılan bulmak gerçekten çok zor, görülen bir çok yılan türü su yılanı diye isimlendirdiğimiz zehirsiz türler. Bu yılanların zehir dişlerini sadece avını kenetleyip kaçmamasını sağlamak şeklinde kullanıyor bu tür yılanlar.
Siz kazara üstüne bastığınızda belki ısırıktan dolayı canınız yanar az bir şey, sonra geçer. Ya basılan yılan ne hale gelir, en düşük ihtimal beli kırılır. Sonuçta ölür yılan, yılan zarar görmese bile yaşadığı stres yeter ona. Ben daha yılanın üzerine basıbta zehirlenen birini hiç duymadım, yılan sizin geldiğiniz hisseder ve hızla ortamdan ayağınızın altından çekilmeye çalışır. Bu yüzden gördüğünüz her yılan size doğru gelen değil sizden uzaklaşandır. Yılan doğada bir denge unsuru, her ne sebeple olursa olsun öldürmemek lazım. Hele ki çok zor şartlar da yaşamaya çalışan bir canlı, her zaman yiyecek bulamıyor. Bu yüzden haftada 1 tane fare ile idare ediyor garibim, fare nüfusu çoksa 3-5 tane aynı anda mideye indirebilir. Avını yakalayan bir yılan 1 hafta ortalarda görünmüyor. Alıntı:
|
Sn Mutlu Kutlu,
Antalyanın neresinde yaşıyorsunuz bilmiyorum. Benim bahçem döşemealtında, buradaki yılanların çoğu zehirli. Verdiğiniz ansiklobedik bilgiler için teşekkürler. |
Alıntı:
Selamlarımla |
Alıntı:
Burada engerek türü yılanlar var. Kafaları üçgen şeklinde, kuyruklarında çıngırakları olan türler var. Ben 8 yıldan beri buradayım, mahallindeki insanlarda bu yılanların zehrli olduğunu söylüyor. Sayın Mutlu Kutlunun söylediği gib Antalyadaki tüm yılanların zehirsiz ve su yılanı türü olarak düşünülemez. Selamlar |
Çocukken bizede söylenen şey üçgen kafalı yılanlar zehirli, dikdörtgen kafalılar zehirsiz.
Su yılanlarına baktığımda onlarda üçgen kafalı, ama zehirsiz:) Mahalli insanların bir çoğu cahilliği kabul etmeyen, öğrenmeyi de sevmeyen. Geleneksel, yalan yanlış bilgileri devam ettirmek isteyen insanlar. Baykuşların öttüğü evden ölü çıkar, uğursuz hayvanlar inancını doğru bulan ve yayan bir çok insan mevcut hala. Sn. Sertaç Turan'ın dediği gibi zehirli türler insan tehlikesinin olduğu bölgelere zorunlu kalmadıkça gelmezler. Dünyada en zararlı varlık zehiri olmayan insan oğlu, birde zehiri olsa insan soyu yeryüzünden silinmişti şimdiye kadar. Çocukken anlatırlardı insan kovalayan yılanları:) Halbuki insan kendi gölgesinden bile arada bir korkan bir varlık. Yılan koşan insanı takip edebilirmi acep:) kanatlı veya uzun bacaklı olması lazım. 1989 yılından beridir Antalya'dayım 2012, bu zaman arasında hep ormana yakın, tarım arazilerinde. Börtü böcek, yılan akrep vs. içerisinde yaşıyorum bir tek kişinin ısırılıp hastanelik olduğunu görmedim, duymadım. Bazı engerek türleri Antalya'da yaşıyor, ama bunlar insanlardan uzak. Çıngıraklılar zaten çöl yılanlarıdır, Türkiye'de yoklar. Tavsiyem gönlünüzü ferah tutun, o kadar da korkulacak yaratık değil yılanlar. Rastlarsanız görmezden gelin, her duyduğunuza da inanmayın. Yılan ısırması milli piyangonun en büyük ikramiyesinin size çıkması gibi düşük bir olasılık. İnsanların size zarar vermesi daha yüksek olasılık. Alıntı:
|
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 17:54. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025