![]() |
Kullanılabilir İlaç ve Gübre Kılavuzu
Kullanılabilir İlaç ve Gübre Kılavuzu
Bu işin bence temelini teşkil ediyor.Kolay gibi görünse de zor... Örneğin bakanlıktan mikrobiyal gübre lisansı olmayan ürünlerin durumu ne olacak? Herkesin senede 1 veya 2 kere mutlaka kullandığı göztaşı-bordo bulamacı kesin olarak yasak mı olacak? Genel kabul gören bir listeden çok üretici arkadaşların sınırları belirlemelerinde fayda var. Piyasada göz taşı ve bordo bulamacı kullanan üreticiler , ürünlerini doğal olarak tanıtıyor ve niteliyor. Bu gibi durumların oluşum içindeki üretici arkadaşlarca belirlenmesi gerekir. Yoksa biz tüketiciler "sıfır kimyasal sıfır zehir isteriz" o ayrı konu, ama olmayacak duaya da baştan amin dememek gerekir. |
Sn. Denizakvaryumu'nun dediği gibi organik değil doğal üretim. Ayrıca arkadaşların bahçelerinde kullandıkları ilaç vb. lerinin listesine baktığımızda çoğunluğu organik tarım listesinde olan ilaçlar.
Zaten şu organik olayı da karışık. Örneğin Sn. Denizakvaryum'u sürekli gündeme getiriyor. Mastercrop organik sertifikalı bir ilaç. Tam adı Bakır Sülfat Pentahidrat. Göztaşı'nın da formülü aynı. İkisinininde formülü (CuSO45H2O). Şimdi göztaşı kullanan organik olmayacak, Mastercrop kullanan organik olacaksa bu işte bir terslik var demektir. İş bu kadar ayrıntıya gelince havadan yağan asit yağmurlarını ne yapacağız? Örneğin kullanılan hayvan gübresi merada otlatılan hayvanlardan mı üretilmiş ya da besi hayvanlarından mı üretilmiş gibi ayrıntıları bile tartışmaya başlarız ki içinden çıkılmaz bir durum olur. Sonuç olarak buradaki üreticiler kimyasal ilaç ve gübre kullanmamayı taahhüt eden üreticiler. Ki bahçelerindeki uygulamalar şeffaf olacak. Önemli olan bu bence. |
|
Alıntı:
Biraz araştırırsak bulmayacağımz çözüm yoktur diye düşünüyorum. Ayhan Bey'in dediği gibi kimyasalların kullanımı DDT ile yoğunlaşmaya başladı. Daha önce insanlar ne ekip biçiyordu? O zamanda elma vardı, domates vardı vs. Hemen kısaca bir internet taramasıyla aşağıdaki bilgilere ulaştım. Madex: Organik tarımda Elma İçkurduyla biyolojik mücadelede kullanılıyor. Harran Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada Kaolin kili Elma İç Kurduna karşına denenmiş. Tam dökümanı bulamadım ama kaolin nelere kadirmiş, ben bile şaşırdım. Delfin WG: Salkım güvesine karşı kullanılabilir. Bunlara ek olarak tarlamızda yanmış hayvan gübresi ve EM gibi biyolojik güçlendiricileri kullanırsak başarırız diye düşünüyorum. Ayrıca bizim önerdiğimiz yöntemler tek bir ürün yetiştirme odaklı olmayacak. Kardeş bitkilerin birlikte ekilmesi, az su ihtiyacı olan bitki ile çok su ihtiyacı olan bitkinin yanyana ekilmesi gibi yöntemleri de uygulamak gerekiyor. Havuç, ıspanak, kereviz gibi ürünler biber, patlıcan ve domateste virüs hastalıklarını azaltmaktadır. Külleme hastalıkları, geniş yapraklı türlerle çoğalmaktadır. Böyle durumlarda bu türler buğdaygiller ile dönüşümlü ekilmelidir vs. Yani sonuç olarak çaba gösterirsek çözüm buluruz. |
Alıntı:
Sadece bu bile sinek ve kelebek larvası zararlıların tamamıyla mücadelede herhangi bir zehir kullanımından daha yüksek oranda başarı sağlar. Hem de her türlü meyve ve sebzede. Alıntı:
|
|
Alıntı:
Zararlılara karşı belki bugün için %100 başarı sağlayamayabiliriz ama bu işi doğal yollardan yaparsak, eminim doğa da bize faydalı olacaktır. Hiç olaya şöyle baktınız mı: Şu anda belirli bir süredir kimyasal tarım yaygın olarak yapılmakta ve doğadan ve doğal yöntemlerden uzaklaşılmaktadır, kısaca ifade etmek gerekirse, dünyada hızlı bir düzensizlik artışı söz konusu. Bu düzensizlik artışı kimyasal gübre ile geliyor, kimyasal tarım ilaçları ile geliyor, her yerde genel olarak kullanılan diğer kimyasal maddeler aracılığıyla geliyor, yoğun fosil yakıt kullanımı ile geliyor. Ve bu düzensizlik (buna karmaşa durumu da diyebiliriz: atmosfer dahil tüm dünyada enerjinin ve kimyasal madde üretimi ve kullanılması ve yanma olayı sonucu bir çok farklı kimyasal bileşiğin açığa çıkması (bilimde buna "entropi" diyorlar) durumu nedeniyle, zararlılar, hastalıklar daha fazla artıyor. Bizler değişim başlatıp, diğerleri de takip edince (ki dünyada birçok çiftçi artık çevreci uygulamalara geçmekte!), doğada da bu düzensizlik artışı azalacaktır. Bugün içinde yaşadığımız bu yüksek düzensizlik durumuna sadece 100 - 150 yıl gibi kısa bir sürede ulaşıldı! Bu durumun tersine çevrilmesi de çok uzun zaman almayacaktır! Bizler olmasa bile birkaç nesil sonramız rahat edecektir. Eğer bugün biz bu değişimi yapamazsak, birkaç nesil sonramızın neler yaşayacağını düşünmek bile istemiyorum. Eğer dönüşüm yaparsak, doğa da bize bu konuda yardımcı olacak ve yararlı organizmalar (mikrobiyal ya da makrobiyal) daha da yaygınlaşacaktır. Bunun kesin çiftçi yararına avantaj sağlayacağını söyleyebilirim. Şu anda gittikçe artan hastalıklardan dolayı sorunlar yaşamaktayız. Toprak hasta ve bazı yörelerimizde tarım yapılamıyor. Burada sadece kendimizi düşünmemeliyiz. Bizden sonraki nesilleri de düşünmek zorundayız. Yeryüzünde yaşayacak tüm insanlığa karşı sorumluluğumuz olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. İnsanlar, hükümetler, devletler yanlış yapabilir. Bugün ABD ve İngiltere'nin Irakta attığı bombalardan herbiri dünyaya belki de kimyasal kullanan onbinlerce çiftçinin verdiği zarardan da daha fazla zarar vermiş de olabilir! Onları tarih yargılayacaktır! Ama neme lazımcı tavırla davranırsak biz de onların yaptığı yanlışa düşeriz. Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği çiftçisinin ürünlerini fiyatlarına bakmaksızın satın alacak çok sayıda insan var. Bu insanlar hatta haftasonları kentlerden kaçarak çiftliklerinize veya yakınında bir yere de gelip doğayla birlikte güzel vakit de geçirmek isteyeceklerdir. Dönüşte de ürünlerini sizlerden alıp ya da kendileri toplayıp gideceklerdir. Bizler EM organizasyonu olarak bu üretim tarzı zaten felsefemizde var. O yüzden bu birliğe katılacak çiftçilerimize her türlü yardım ve desteğe hazırız. Benim aklıma ilk gelenler, eğer uygun görülürse, EM sertifikası ve/veya bayrağı verebiliriz. Veya yeni üyeler kaznamak için yapılacak toplantılarınızda (Halil Beyin bahsettiği köy toplantısı) isteyenlere ücretsiz olarak Doğal tarıma başlama paketi dahilinde ilk birkaç litre EMA ürünü verebiliriz. Başka aklınıza gelenler varsa lütfen çekinmeden öneriniz. |
Sn.Doğasever, desteğiniz için çok teşekkür ederiz. Gerçekten de her türlü desteğe ihtiyacımız olacak.
|
Sn. Dogasever,
Sizi de burada yanımızda görmek çok güzel. Bence birazda EM'nin verdiği güvenle bizlerde diğer insanları doğal yöntemlerle zararlıları yeneceğimize ikna etmeye çalışıyoruz. Biliyorum ki bir sorunla karşılaştığımda, Dogasever bir geceyarısı bana taa uzaklardan zararlıya karşı bir çözüm üretmeye çalışıyor. İşte kastettiğim güven bu. |
Teşekkürler Sn Acemi,
İşin güzelliği de burada zaten: Hem bahçeler uzak hem insanlar (fiziksel olarak) ama hem işbirliği hem de gönüller çok yakın! Sevgiler... |
Alıntı:
EM bayrağı-logosu altında üretilecek ürünleri ben de gözüm kapalı alırım,tavsiye ederim. EM5+EMFPE ile bir de zararlılar uzaklaştırılıp kesin başarı sağlanırsa muhteşem olur. |
Alıntı:
Buğdayda yıllardır kuş gelip buğdaylarımızı yer diye tarlalara ağaç dikmezler hatta sıcak güneşin altında pisip bir gölge altı olsun diye 1 tane bile dikmezler. Kuşlar ve bazı böcekler sünelerin dogal düşmanıdır. Özellikle badem ağacı bu doğal düşmanların koruyucu yatağıdır. Tarlanın ortasına gerekyok bir kenarına sıra halinde badem dikilse süne zararlısı diye bir şeyin kalacağını sanmıyorum. |
Alıntı:
|
Arkadaşlar 224 teki mesajım sorum sizlere değildi, halil beyin bahsettiği köylülere idi, bende bundan dolayı biri bana anlatabilirmi kelimesini kullandım, bazen yanlış anlaşılmakta işe yarıyormuş.:) ama iyi olmuş öyle anlaşılmakla bilgiler tazelenmiş birazda araştırmaya yönelinmiş.
Alıntı:
Başlangıç güzel, herkes caba sarfederse bu oluşuma desteklerini verirse başarılamaz diye bir şey yok. İşe ortasından ve ya sonundan başlanırsa bu güzel oluşum tökezler, bu sürec devam ederken bir yandan da bir liste hazırlasak herkes aklına gelen zararlıyı ve hastalığı yazsa, bir zararlılar ikincisi hastalıklar ve bu hastalık ve zararlıları doğal mücadelerini tek tek tartışım doğru olanını onaylayıp karşısına yazsak nasıl olur. Örneğin, hazır başlamışken şunun gibi Elma iç kurdu: Kaolin + Delfin wg Salkım güvesi: delfin wg Önce temelimizi hazırlayalım ki, üstüne koyacağımız bina sağlam olsun. |
Alıntı:
Kırmızı örümcek için; kükürt Bu defa ben doğru anlatmış, ama yanlış anlaşılmışım! :) ve bu benim işime gelmiyor.:p Zira, tüm köylüleri değil ema verdiklerimi ve güvendiğim kişileri _ yoksa işim olmaz demişim_ kastetmiştim. |
Alıntı:
İkna edene kadar zorunlu olarak biraz etkilenecek. Organik ilaçlar ve gübreler yaygınlaşana kadar maalesef hepimizin böyle bir handikapı var. Benim avantajım komşu hiç ilaç kullanmıyor. Ben onların sınırdaki ağaçlarını da Delfin ile ilaçladım. |
Hadi bir soruda benden danaburnu ve kadı lokması ile doğal mücadele yöntemi nedir?Hele kadı lokmalarının 3-5 tanesi bir araya gelince koca ağacı kurutuyor. Gerçi tavuk ve kuşlar larvaları toprağın üstüne çıkınca yiyorlar ama topragın altındakilere ne yapacağız. Kadı lokmasın erişkinin renkleride güzel oluyor.:D
|
Alıntı:
Sevgiyle kalın |
Alıntı:
|
Alıntı:
Aynı şekilde artık bakırın öyle ruhsatlı preparatları ver ki nano teknoloji ile üretilmiş ve kalıntı bırakmıyor. Örneğin aşağıdaki ürünün bilgilerini okursanız ne demek istediğim daha net anlaşılacak. http://timselkimya.com/tr/bakir.html |
LABICUPER
SİSTEMİK BAKIR LABİCUBER, bitki yapraklarından elde edilen GLUKONAT ile şelatlı olup, sistemik bir bakırdır. Bitkinin yapraklarından giriş yaparak tüm organlara taşınır. Bitkide enzim üretimini teşvik ederek fotosentez oluşumunda büyük rol oynar. * Sistemik yapıda bir bakır olup bitkilere hem yapraktan hem de kökten uygulama yapılabilir. * ECOCERT sertifikalı olup organik tarımda kullanıma uygundur. * Özellikle kalıntı riski olmadığı için ihracata gönderilen tüm ürün guruplarında kullanılabilir. * Bitki üzerinde leke ve kalıntı yapmadığı için karışık desende dikimi yapılan meyve bahçelerinde (bahçe içerisinde karışık dikilen zeytin, şeftali, incir, kiraz vb.) rahatlıkla kullanılabilir. * Bitki içerisine 2 saat gibi kısa bir sürede tamamı girdiği için yağmurlarla yıkanıp gitme riski yoktur. * Sistemik özelliği etkisini artıran en önemli unsurdur. Uygulandığı bitkilerde stres oluşturmaz. Meyvelerde 20-25 gün, sebzelerde 18-20 gün koruyucu etkisi vardır. * Tüm bitki guruplarına her dönemde rahatlıkla uygulanabilir. Çiçeklenme döneminde zarar vermez. * Bitkiyi besler, korur ve direnç verir. * Uygulandığı bitkilerde iyi bir defans oluşturur. KULLANIMI VE DOZLARI Meyve ............... 200-300 cc/100 lt suya Sebze ............... 200-300 cc/100 lt suya Bağ ................ 200-300 cc/100 lt suya Narenciye ............... 150-200 cc/100 lt suya Zeytin ................ 200-300 cc/100 lt suya Süs bitkileri ............ 150-200 cc/100 lt suya Çim alanları ............ 200-300 cc/100 lt suya Damlama sulama ile 300-500 cc /dekar GARANTİ EDİLEN İÇERİK: %6,8 w/w Bakır (Cu) – Yoğunluk 1,19 – pH 9 KARIŞABİLİRLİK Polisülfürler, fosfatlar ve yüksek alkali ürünler dışındaki kimyasallarla karışabilir http://www.tagemziraat.com.tr/ |
MASTERCOP SC Mastercop, üstün kalite ve modern formulasyon ile geliştirilmiş bakırlı gruptan yeni bir fungisit ve bakterisittir. Hastalığın birçok döneminde etkilidir. Orjinal bir formülasyona sahiptir. Mastercop sulu solüsyonu uniform bir kaplama gerçekleştirerek yaprak yüzeyi üzerinde kolayca dağılır ve konvensiyonel bakırlı fungisitlerden (WP, WDG, Akışkanlar, vb.) çok daha hızlı bir etki gösterir. Mastercop’un orjinal bileşini onun yaprak tarafından alınımını artırır. Bu özellik yağmurla ürünün yıkanmasını en aza indirir ve hastalıkları patojenlerin tüm gelişim evrelerini etkileyerek kontrol eder. Fungus ve bakterilere karşı entegre hastalık yönetimi (IPM) programlarının vazgeçilmez bir unsurudur. OMRI, ECOCERT ve Tarım bakanlığınca organik tarımda kullanılması onaylanmış doğal bir fungisittir.
Avantajları • Fungisitlerin kontrol edemeyeceği problemleri çok hızlı biçimde çözer, • Koruyucudur, çünkü yaprak yüzeyi üzerine uniform bir kaplama yapar, • Tedavi edicidir çünkü vejetatif dokular yoluyla çalışarak problemin tam olduğu bölgede etkili olur, • Mastercop’un koruyuculuk süresi ortalama 7 gündür, • Patojenlere dayanıklılık oluşturmaz, • Patojenin hücre duvarını parçalar, böylece fungusun çoğalma işlemini engeller, • Etkisi sistemik tedavi edici fungisitlerle kıyaslanabilir, • Hasat ile son ilaçlama süresi (PHI) sıfIrdır. İhraç edilen meyve ve sebzelerde kalıntı açısından muaftır. Etken Maddesi (65,82 g/l Bakıra eşdeğer Bakır Sulfat Pentahidrat) http://www.agrikem.com/urunler.php?urun_id=12 |
DELFIN WG Delfin 32000 IU/mg bakteri içeren bir bioinsektisitdir. Organik tarımda IPM proglarımın vazgeçilmez bir ürünüdür. OMRI, ECOCERT ve Tarım bakanlığınca organik tarımda kullanılması onaylanmış doğal bir insektisittir. Çok geniş bir etki spektrumuna sahip olup birçok kültür bitkisinde zararlı olan larvalara karşı kullanılmaktadır. Delfin WG, böceklerin hastalanmasına neden olan zehirleri üreten toprakta doğal olarak yaşayan bir bakteridir. Delfin WG, zararlılara karşı özel bir etkisi olduğundan, insanlara ve doğal düşmanlara zehirsiz olduğu için zararlı yönetiminde dikkate alınmalıdır. Lahana kelebeği ve güve gibi birçok lepidoptera çeşitlerini kontrol eder.
Etken Maddesi (Bacillus Thuringiensis, 32000 IU/mg ) Karışabilirliği Diğer ilaç ve gübrelerle karıştırmamalıdır http://www.agrikem.com/urunler.php?urun_id=19 |
SUNGUARD – WP ; Narenciye, bodur elma, armut, üzüm, kiraz, zeytin, nar, ceviz, badem ve antepfıstığı gibi bitkilerde sıcaklık stresi ve güneş yanıklığının neden olduğu bozuklukları önlemede etkili olduğu görülmüştür. Uygulama; önerilen dozda hazırlanan bir süspansiyon sıvının sprey aletleriyle (Atomizer vb.) bitkinin gövde, dallar, yapraklar ve meyveler üzerine yekpare püskürtülmesi işleminden ibarettir. Giysileme metodu, bitkiyi yaz mevsiminde serin tutan beyaz bir elbise giydirilmesi olarak düşünülmüş ve ince örtü kaplama teknolojisi olarak özellikle meyvecilikte yeni bir çığır açmıştır.
Bitkinin dallar, yapraklar ve meyveleri üzerini yekpare kaplayan beyaz-ince koruyucu örtü tabakası sıcak yaz günlerinde bütün gün güneş altındaki bitkileri serin tutarak sıcaklık stresini önler, zararlı güneş ışınlarını ise kırıp yansıtarak güneş yanıklığı tahribatını önler. Güneş yanıklığı, bazı meyvelerde - özellikle bodur elma ve nar - üretim miktarında %20-30 oranında etki göstererek büyük tahribatlara ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Amerika, Arjantin, Şili, Avustralya, Yeni Zelanda, İspanya, İtalya başta olmak üzere Granny Smith ve Fuji gibi bodur elmalarda ve narda bir faciaya dönüşen güneş yanıklığı hasarlarını %50–75 oranlarında düşürmüştür. İspanya’da zeytin bahçelerinde yapılan denemelerde; 2003 yılında %24 daha fazla yağ, 2004 yılında %50 daha fazla yağ üretildiği rapor edilmiştir. (Effects of kaolin particle film on olive fruit yield, oil content and quality, Sour G., Makee H /Advances in Horticultural Science, July, 2004, Vol.114, SPAIN) SUNGUARD – WP uygulamasıyla bitkilerde sıcaklık stresi ve güneş yanıklığı tahribatlarının önlenmesinin yanı sıra trips, armut pisellası, güve, bit, böcü, afid, elma iç kurdu, yaprak delen, yaprak büken, Akdeniz meyve sineği ve zeytin sineği gibi birçok zararlı haşereyi kovucu etki göstermektedir. Hidrofobik ( su itici ) özelliği sayesinde yaprak ve meyve yüzeyindeki su zerreciklerini itmesi sonucu geç ilkbahar ve erken sonbahar donlarına karşı koruyucu etki gösterir. Bitkiye -2°C ile -6°C arasında dayanıklılık kazandırır. Son yıllarda ABD de kirazlarda sıcaklık stersinden dolayı oluşan meyve bozuklukları ve ikizlenme sorununu gidermeye yönelik uygulamalarda da olumlu sonuçlar alındığı belirtilmektedir. Hasattan iki hafta sonra yapılan yaz budamasını takiben yapılan yarım doz uygulama ve 15-20 gün ara ile yapılan ikinci uygulama sonunda ağaçların gelecek yılda daha yüksek verim ve daha kaliteli ürün verdikleri gözlenmiştir. Kirazda derin sutre, mahmuz ve ikizlenme bozuklukları önemli oranda düşürülmüştür. Ülkemizde bodur elma, şaraplık üzüm, nar, muz , narenciye, armut, kiraz, zeytin, ceviz, badem, antepfıstığı tarımında yüksek verim ve kalite için ince örtü kaplama teknolojisi uygulaması her geçen gün daha da geniş bir potansiyele hitap etmektedir. Sert çekirdekli meyvelerde kiraz, kayısı, erik, nektarin ve şeftali de hasat döneminden sonra 2 nci haftadan sonra yapılan yaz budamasını takiben SUNGUARD-WP ile ince örtü kaplama teknolojisi uygulamasıyla ( uygulama; yarımşar doz 15-20 gün ara ile 2 defa yapılmalıdır.) Gelecek yılda bitkinin daha yüksek verim ve daha kaliteli ürün vermesini sağlayacaktır. http://www.orfeteknik.com.tr/orta-surround2.htm |
Bu arada bu başlığın sadece ilaç olarak düzeltilmesi gerekir.
Gübre için ayrı bir başlık yapalım. İlaç ve gübreler karışmasın. |
Alıntı:
Sabah konuları okuyup taşınacakları bana iletiyor, ben de taşıyorum. Sonra onları ikiye ayıracağız. Bir ucundan tutsanız :) |
Alıntı:
|
Alıntı:
Yapılanların hepsi taslak nasıl olsa... :) Sadece önünüzü görmenize yardımcı olacak taslaklar... |
KAOLİN kili ,,, sunguard ,kullanan arkadaşlar ,,sebzede veya meyve ağaçlarında kullanımdan veya üründen dolayı herhangi bir olumsuzluk yaşadınızmı?
ilginizden dolayı şimdiden teşekkür ederim |
Sn idris senol
Zeytin ve diger meyve agaclarimizda gecen sene kullandik, elde edilen basariyi hicbir kimyasalla saglayamassiniz. Sn Meyvelitepe gecen yil zeytin, meyve agaclari ve sebzelerinde kullanmis ve basarisini anlatmisti. saygilarimla |
Alıntı:
Sorunuzu yeni gördüm. Organik olarak kullanılabilecek bir ilaç var gibi. Ancak organik olmasına rağmen böyle bir ilacı ben denemek istemem. Aslında burada güzel bir tartışma da başlatılabilir. Zehirli olan şey organikte olsa kullanılmalı mı? Güney Amerika'da yetişen Ryania speciosa'nın kök, yaprak ve gövdesinden elde edilen Ryania böceklerin kas sistemine etkili olmaktadır ve hızlı bir ölüm oluşmaktadır. Böyle bir etki gösterdiğine göre dana burnu ve kadı lokmasını öldürür diye düşünüyorum. |
Ceviz iç kurdu-elma iç kurdu
Madex®
Biyolojik Böcek İlacıElma İçkurduyla Biyolojik Mücadele Elma İçkurdu (Cydia pomonella), meyve bahçelerinde dünya çapında bilinen bir böcektir. Esas zararlısı olduğu elma ve armut yanında, ayva, ceviz, badem, kayısı, şeftali, Trabzon hurması, muşmula ve portakallara da zarar verir. Doğada elma içkurdu nüfusu değişik şekillerde dengelenir: bir yandan tırtıl ve güvelerle beslenen kuşlar gibi büyükçe hayvanlar ile diğer yandan da mikro-organizmalar ya da virüsler sebebiyle oluşan doğal yollu hastalıklar bu böceğin aşırı çoğalmasını engeller. Elma içkurdunun doğal düşmanlarından birisi olan Cydia pomonella Granüloz Virüsü (CpGV) izole edilip suni şekilde çoğaltılarak biyolojik mücadele amaçlı olarak kullanılabilir. Madex® CpGV içerir ve içkurduyla mücadelede %98-99 başarı sağlar! Madex® gibi biyolojik ürünler kullanılırken ilaçlamanın zamanlaması çok önemlidir. İlk ilaçlamanın zamanlaması mücadelede yüksek başarı elde edilmesi açısından çok önemlidir. Yeni nesil larvalar henüz yumurtadan çıkmadan önce ilk ilaçlama yapılmalıdır. Böylece larva, yumurtadan çıkar çıkmaz, girecek meyve arayışı sırasında bol miktarda virüsle temas edecek ve kısa zamanda ölecektir. Bununla beraber, birkaç larva bazı meyvelere zarar vermiş olsa bile hasada kadar bu yaralar genelde kapanır. Virüs ilaçlamasının diğer bilinen kimyasal ilaçlara göre avantajı, bu virüs preparatının sadece içkurduna (Cydia pomonella) karşı etkili oluşudur. Diğer böceklere, insanlara veya diğer canlılara karşı tamamen zehirsizdir. Andermatt Biocontrol AG tarafından üretilen Madex® Türkiye'de Elma içkurduna (Cydia pomonella) karşı ruhsatlıdır ve dünya çapında organik tarımda kullanımı tavsiye edilen bir üründür. Kullanım Dozu10 ml Madex / 100-150 litre su (Ağaç büyüklüğüne göre) İlk Kullanım ZamanıGünlük Ortalama hava sıcaklıkları ne kadar yüksekse, Madex o kadar erken kullanılmalıdır. İçkurdu dişilerinin uçmaya başladığı görüldüğü zamandan itibaren Günlük Derecelerin ortalamaları (GD) alınarak Madex® kullanım zamanı bulunabilir. İlk uçuşların gözlemlenmesinden itibaren, bırakılan yumurtaların açılması genellikle 85-90 GD'yi bulur. GD hesaplaması basittir: günlük hava sıcaklıkları ortalaması alınıp bundan 10°C çıkartılarak bulunur. GD = Günlük Ortalama Sıcaklık - 10 Örnek 1 Günlük ortalama sıcaklıklar 20°C diyelim, böylece GD 10°C yapar (20°C-10=10°C). İlk Madex® ilaçlaması, GD toplamları 85'i bulunca yapılacağına göre ve yukarıdaki hesabın gösterdiği gibi, uçuş başladıktan 8-9 gün sonra ilk ilaçlama yapılmalıdır (85 / 10° = 8,5 gün). Örnek 2 Hava sıcaklıkları arttığında (mesela 35°C) GD = 35°C - 10 = 25°C yapar. Buna göre, ilk ilaçlama daha erken, yani uçuş görüldükten 3-4 gün sonra yapılmalıdır (85 / 25° = 3,5 gün). Bu basit hesaplama zaman ve para tasarrufu sağlayacağı gibi ilaçlamanın tam etki vermesini sağlar! Kullanım Tavsiyeleriİlaçlamaları tercihen akşam üzeri yapın. Her bir nesil için 3 ilaçlama gerekir. İlaçlama aralıklarını hesaplarken 8 tam güneşli gün sayılmalıdır Kapalı ve yer yer güneşli günler yarım gün olarak sayılır. 8 tam güneşli gün ardından, sonraki ilaçlama yapılır. Şeker veya süttozu ilavesi ilacın etkinliğini ve kalıcılığını biraz daha artırabilir (500g şeker ve 250g süttozu / 100 litre su) Bu durumda karışım iyice karıştırılmalıdır, şeker tamamen erimelidir. İlaçma esnasında veya sonrasında yağmur yağsa bile Madex etkinliğini kaybetmez Kullanılan suyun pH derecesi 6-8 arası olmalıdır, aksi takdirde ilaç tamamen etkisiz hale gelebilir! Başka ilaçlarla karıştırıp da kullanabilirsiniz, böylece zaman ve para tasarrufu sağlanabilir. http://www.vit-verim.com/tr/madex_tr.php |
Thymovar®
Organik Arıcılık İlacı Varroa ile Organik MücadeleAndermatt BioVet AG tarafından üretilen Thymovar® her biri thymol içeren sünger tabletler halindedir. Kekik yağında da bulunan thymol gıda ürünlerinde kullanımına izin verilen doğal bir maddedir ve tamamen güvenlidir. Tabletlerden yayılan thymol buharı kovanın içini doldurur. Bu buhar varroa (Varroa destructor) üzerinde öldürücü etki gösterir. Thymovar®, bal döneminde kullanılsa dahi, arılara zarar vermez. Ancak bal döneminde, arılar kovan içindeki yabancı maddelere karşı agresif olacaklarından Thymovar® uygulamasının bal öncesi (erken ilkbahar) ve sonrası (sonbahar) yapılması tavsiye edilir. Kullanım Zamanı ve DozlarThymovar® her dönem kullanılabilirse de dış hava sıcaklıkları ilacın etkinliğinde büyük öneme sahiptir. Uygulama sırasındaki günlük dış hava sıcaklıkları en az 12°C ile en fazla 30°C arasında olmalıdır. Bu aralıklar dışında kullanılması (özellikle 30°C üzeri) arılarınıza zarar verebilir. Thymovar®'ın arılarınız için bir tehlike oluşturması sadece belirtilen yüksek sıcaklıklarda kullanıldığında söz konusu olabilir. Kovan tipi Erken İlkbahar Bal Öncesi Sonbahar Bal Sonrası Normal Kovan 1/4 1/2 İki Katlı Kovan 1/2 1 Not: Sünger tabletler makas ile kesilebilirler Kullanım ŞekliThymovar® günlük hava sıcaklıklarının 12°C ile 30°C arasında olduğu dönemlerde kullanılmalıdır. Ancak, en iyi etkinliğini 20°C ile 25°C arasında kullanıldığı zaman gösterir. Bal öncesi (ilkbahar) ve sonrası (sonbahar) yılda iki dönem kullanılır. Thymovar® çıtaların en üstüne yerleştirilir ve 3-4 hafta boyunca bırakılır. Thymovar® kullanılırken kovanın giriş kısmı, her zaman olduğu şekliyle, açık tutulmalıdır. Daha güçlü kolonilerin gelip zayıf kolonilerin yiyeceklerini yağmalamalarını engellemek amacıyla aynı sahada bulunan tüm koloniler eş zamanlı olarak Thymovar® ile tedavi edilmelidir. Bal öncesi (erken ilkbahar) dönemde arıların güçsüz olabileceği dikkate alınarak, Thymovar®'ın kovan başına 1/4 (çeyrek sünger) oranında kullanılması daha iyi sonuçlar vermektedir. Bu oran, bal sonrası, 1/2 (yarım) sünger olarak artırılmalıdır. http://www.vit-verim.com/tr/thymovar_tr.php |
Doğal İnsektisitler
Bu oluşumun amacı aynı zamanda doğal mücadele yöntemlerini insanlara tanıtmak ve en ucuz yöntemi bulmak olduğuna göre yukarıda yazılanlara ek olarak E.Ü. Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü'nden Sn. Ali GÜNCAN ve Sn. Enver DURMUŞOĞLU'nun yaptığı bir çalışmayı biraz kısaltarak buraya aktarıyorum.
Bitkisel Kökenli Doğal İnsektisitler Üzerine Bir Değerlendirme Sentetik insektisitlerin keşfinden önce tarımsal zararlılarla mücadelede bitkisel kökenli doğal insektisitlerin kullanımı önemli bir yer tutmuştur. Sentetik insektisitlerin, bitkisel kökenli doğal insektisitlere göre daha etkili, etki sürelerinin daha uzun ve piyasada kolay elde edilebilmesi nedeniyle kullanımı yaygınlaşmıştır. Sentetik insektisitler sahip oldukları birçok avantajın yanı sıra başta kalıntı, dayanıklılık ve çevre kirliliği gibi problemleri de beraberinde getirmiştir. Son yıllarda insanlar bu sorunlara giderek daha duyarlı olmakta ve çözüm yolları aramaktadır. Zararlılarla etkili mücadeleyi sağlayabilecek alternatif maddeler içinde bitkisel kökenli doğal insektisitlerin sentetik insektisitlerin yerini alabilecek potansiyelde oldukları görülmüştür. Ancak çok sayıdaki bitkinin insektisit etkisi bilinmesine karşın ruhsatlı olanları çok azdır. Bugün bitkisel kökenli doğal insektisitler, dünya insektisit pazarının %1'ini oluşturmakta ve yıllık satışlar her sene giderek artmaktadır. Bu bitkisel kökenli doğal insektisitlerin en yaygın kullanılanları azadirachtin, pyrethrum, rotenon, nicotin, ryania, sabadilla, quassia, sarımsak, capsaicin, bitkisel kökenli yağ asitleri ve bitkisel yağlardır. Bunlardan azadirachtin, üzerinde en çok çalışılan, pyrethrum ise en eski ve halen geniş alanlarda en yaygın olarak kullanılandır. Bu konuda artan çalışmalarla doğru orantılı olarak her geçen gün yeni bir etkili maddenin keşfi olmakta ve ruhsatlandırılarak kullanıma sunulmaktadır. Ülkemizde azadirachtin içeren 2 farklı markanın ürünü ruhsatlıdır. (Orjinalinde 1 markaydı.) Yukarıda bahsedilen bitkisel kökenli diğer etkili maddeleri içeren preparatlar çoğunca yurtdışından çeşitli şekillerde ithal edilerek özellikle organik tarım alanlarında kullanılmaktadır. Diğer yandan ülkemizde bitkisel kökenli etki maddeler hakkındaki çalışmaların sayısı oldukça azdır. İnsan ve hayvanlarda olduğu gibi bitkilerin de zararlıların saldırılarından kendilerini korumak için çeşitli savunma sistemlerine sahip olduğu bilinmektedir. Tarımda bu maddeler, zararlılara karşı yüzyıllardan beri doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmıştır. Gelişmiş ülkelerde organik klorlu ve organik fosforlu insektisitlerin keşfinden önce, tarımsal zararlılarla mücadelede bitkisel kökenli insektisitlerin kullanımı önemli bir yer tutmuştur Ancak bitkisel kökenli insektisitlerin yerini, zamanla sentetikler almıştır. Fakat son yıllarda sentetik insektisitlerin bilinçsizce kullanımı sonucu zararlılarda oluşan dayanıklılık, insan ve çevreye toksisitesi gibi olumsuz etkileri, bilimsel çalışmalarla ispatlanmış ve tarımsal zararlılarla mücadelede alternatifler maddeler aranmaya başlanmıştır. Gelişmiş ülkelerde 1930-40 yıllarında yani organik klorlu ve organik fosforlu insektisitlerin keşfinden önce, tarımsal zararlılarla mücadelede bitkisel kökenli insektisitlerin kullanımı önemli bir yer tutmuştur. 1947’de Amerika’ya Güneydoğu Asya’dan 6700 ton Derris elliptica kökü ithal edilmiş, fakat bu rakam 1963’te 1500 tona düşmüştür. Diğer taraftan 1939 yılında Amerika’da toplam pyrethrum ithali 5400 ton iken, 1993 yılında bu miktar sadece 300 ton olmuştur. Bunun nedeni, sentetik insektisitlerin, bitkisel kökenlilere göre daha etkili, etki sürelerinin daha uzun olmasıdır. Ayrıca gelişmiş ülkelerde, sentetik insektisitler gelişen teknoloji sayesinde daha ucuz elde edilebilmektedirler. Bitkilerin, insektisitler için önemli potansiyel kaynaklar olduğu birçok araştırıcı tarafından ispatlanmıştır. Prakash and Rao 866, Ahmed and Grainge ise 1535 bitkinin tarımda zararlı olan böceklere çeşitli şekillerde etkili olduğu belirtmektedirler. Öncüer ise günümüzde bu rakamın 2000'i aşmış olduğunu bildirmektedir. Bu kadar çok sayıdaki bitkinin insektisit etkisinin olduğu bilinmesine karşın pratikte yararlanılanları çok az sayıdadır. Bunun nedenlerini Isman doğal kaynakların kısıtlı olması, standardizasyon ve ruhsat almadaki zorluklar olarak belirtmiştir. Bu grupta yer alan maddeler, bitkilerden çeşitli yöntemlerle elde edilen ve insektisit özelliği gösteren bileşiklerdir. Bunlar, işlenmemiş bitkisel materyaller, bitki ekstraktları ve bitkilerden izole edilen saf bileşikler gibi değişik formlarda olabilirler. Bitkisel kökenli doğal insektisitlerin, sentetik insektisitlere göre bazı avantajları ve dezavantajları vardır. Bitkisel kökenli doğal insektisitler, güneş ışığında, nemde ve rüzgarlı hava koşullarında çok hızlı bir şekilde parçalanır. Bu yüzden hasattan kısa bir süre önce kullanılabilir. Bununla birlikte bu insektisitlerin çoğu böcekleri her ne kadar hemen öldürmese de, beslenmelerini çok hızlı bir şekilde durdururlar. Dolayısıyla böceklerin ölümü için bazen günler geçmesi gerekse de zararı önleme bakımından hızlı etki gösterirler. Nicotin gibi sıcakkanlılara çok zehirli bazı bitkisel kökenli insektisitleri hariç tutarsak bitkisel kökenli doğal insektisitlerin çoğu memelilere ve çevreye çok toksik değildirler. Hızlı parçalanma ve mide zehiri şeklinde etki göstermeleri, bitkisel kökenli doğal insektisitlerin bitki ile beslenen bazı zararlı böceklere karşı daha selektif olmasını sağlar. Bitkisel kökenli doğal insektisitler çoğunlukla fitotoksik değildir. Ayrıca çimlenme, büyümeye ve ürünün kalitesine olumsuz etkileri yoktur. Ancak nicotinin, bazı süs bitkilerine karşı olumsuz etkisi olabilir. Doğal formlarında kullanıldığında dayanıklılık oluşturma riskleri pratikte yok denecek kadar azdır. Çoğunlukla az gelişmiş ve işçilik maliyeti düşük olan bölgelerde yetiştikleri için, o bölgelerde sentetik insektisitlere göre daha ucuz ve kolay elde edilebilirler. Yukarıda belirtilen avantajların yanı sıra çeşitli dezavantajlarının da olduğu bilinmektedir. Bitkisel kökenli doğal insektisitler doğada hızlı parçalandıklarından, ilaçlama zamanının çok iyi ayarlanmasını ve daha sık uygulamayı gerektirirler. Bunun yanı sıra etkili maddenin bitkiden elde edilmesi sırasında her zaman aynı oranı yakalamak güçtür. Bu nedenle standart bir etki beklenemez. Bu yüzden ruhsat almış bitkisel kökenli preparatlar çok azdır. Ayrıca, bitkisel kökenli doğal insektisitlerin, özellikle de bitki ekstraklarının depolanması neredeyse mümkün değildir. Hazırlandıktan sonra hemen kullanılmaları gereklidir. Bitkisel kökenli doğal insektisitlerin çoğunlukla daha az toksik olduğu düşünülse de, akut toksisitesi yüksek olan nicotin ve rotenon gibi bazılarının uygulanması sırasında gereken özen gösterilmelidir. Bazı bitkisel kökenli doğal insektisitlerin ruhsatlı preparatları olmadığından kronik toksisiteleri ve gıdalardaki tolerans değerleri hakkındaki bilgiler yeterli değildir. Bitkisel kökenli doğal insektisitlerin bir kısmı doğrudan öldürücü olarak kullanılırken bir kısmı da bu öldürücü etkinin yanında veya ayrı olarak uzaklaştırıcı, beslenmeyi engelleyici vb. yönü ile kullanılmaktadır. Bu değerlendirmede ele alınan maddelerin etkilerine yönelik bilgiler, bazı etkili maddelerin hem öldürücü hemde sözkonusu etkilerinin olması sebebiyle ilgili maddeler derlenirken verilmeye çalışılmış ayrı olarak gruplandırılmamıştır. Bitkisel kökenli doğal insektisitler içinde çevre ve halk sağlığında sorun olan zararlılara karşı da kullanılabilecek maddelerde mevcuttur. Bu değerlendirmede, dünyada üzerinde en çok durulan bazı bitkisel kökenli doğal insektisitler ve bunların tarımsal alanlarda zararlı olan böcekler üzerindeki etkileri irdelenmiştir. Bitkisel Kökenli Doğal İnsektisitler Azadirachtin Bitkisel kökenli insektisit olarak son yıllarda üzerinde en çok çalışılan Azadirachta indica bitkisi olduğunu bildirmiştir. A. indica, yaprak veya kabuklarının kurutulmasıyla toz halinde, meyve veya tohumdan terpenoid yapıda olan azadirachtin ekstrakte edilerek, tohum veya tohum kabuğundan elde edilen yağ gibi çeşitli şekillerde zararlılarla mücadelede kullanılmaktadır. Azadirachtin, böceklerde uzaklaştırıcı (repellent), beslenmeyi engelleyici (antifeedant), doğurganlığı azaltıcı, kısırlaştırıcı, öldürücü, yumurta bırakmayı önleyici, gelişme ve büyümeyi aksatıcı gibi etkiler göstermektedir. Kültür bitkilerinde önemli zarar yapan başta Lepidoptera ve Orthoptera olmak üzere Homoptera, Heteroptera, Lepidoptera, Coleoptera, Diptera ve Hymenoptera takımına bağlı bir çok türde bu etkiler sayısız çalışmalar da araştırılmıştır. Dünyada ticari olarak 30’da fazla preparatı bulunan azadirachtin, Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk kez Margosan-O (Certis) ticari isminde 1985 yılında, ülkemizde ise 2000 yılının ikinci yarısında Neem Azal-T/S (Verim) ticari isminde ruhsat almıştır. Dünyada, başta suda homojen olarak dağılan sıvı formulasyon olmak üzere bir çok değişik formülasyonları bulunmakta ve hektara 100-500 g arasında değişen dozlarda kullanılmaktadır. Sık olarak kullanıldığında daha etkili olmaktadır. Ayrıca A. indica’nın tohumundan elde edilen dihydro-azadirachtin etkili maddesinin de böceklerde beslenmeyi engelleyici ve öldürücü etkileri olduğu da bilinmektedir Bu etkili madde, DAZA (Certis) ticari adı altında satılmaktadır. Pyrethrum Tanacetum (Chrysanthemum) cinerariaefolium’un çiçeklerinden çeşitli metodlarla ekstrakte edilen pyrethrum, mevcut insektisitlerin içinde en eski ve en güveniliri olup, halen geniş alanlarda kullanılan tek bitkisel kökenli insektisittir. Pyrethrum ekstraktları esas olarak chrysanthemik ve phyrethrik asitlerinin, pyrethrolone, cinerolone ve jasmolone adlı üç alkolle (rethrolone’ler) birleşmesinden oluşmuştur. Chrysanthemik asidin esterleri pyrethrin I, cinerin I ve jasmolin I, phyrethrik asidin esterleri ise pyrethrin II, cinerin II ve jasmolin II’den oluşmuştur. İşte bu altı ester pyrethrum ekstraktlarının insektisit etkilerini oluşturmaktadır. Uygun dozda pyrethrum, böceklerde kontakt olarak etki göstermekte ve sinir hücrelerinin aşırı uyarılması (hipereksitasyon) ile kasların istemsiz olarak sürekli kasılmasına, bunun sonucunda sinir hücrelerinin elektrolit dengesinin bozulmasına ve dolayısıyla gerekli uyarı eşiğinin (depolarizasyon) oluşmaması sonucu kasların kasılamayarak felç oluşumuna neden olmaktadır. Bunun sonucunda da böcekte hızlı bir ölüm gerçekleşir. Phyretrum’un, gün ışığında çabuk parçalanması en büyük dezavantajıdır. Bu sebepten dolayı genelde depolanmış ürün ve ev zararlılarına karşı mücadelede daha başarılı ve yaygın olarak kullanılır. Ayrıca birçok kültür bitkisinde ekonomik önemde zarar yapan yaprakbitleri, yaprakpireleri ve tripsler gibi zararlılara karşı kullanılmaktadır. Genellikle, piperonyl butoxide (PBO), susam ekstraktı (sesamin ve sesamolin) ve propyl isome gibi sinerjist etkisi olan maddeler ile prepratları yapılarak hem ışıkta bozunma hızı düşürülür, hem de etkisi artırılır. Uygulanacak zararlıların etkili kontrolü için yaprakların pyrethrumla iyice kaplanması gereklidir. Ayrıca birçok insektisitle karışabilirlik özelliği vardır. Alfadex (Syngenta); Evergreen, Pyrocide, Premium Pyganic 175, Pyganic Crop Protection (McLaughlin Gormley King Company); Pyronyl, Prentox Pyrethrum Extract, ExciteR (Prentiss); Milon (Frunol Delicia); Pycon (Agropharm); Checkout (Consep); Diatect Multipurpose Insecticide II (Diatect) ve Pyrin Growers Spray (Wilbur-Ellis) gibi ticari isimlerle çeşitli formulasyonlarla dünyada piyasaya sunulmuştur. Rotenon Bitkisel kökenli insektisit olarak kullanılan rotenoid yapıdaki rotenon, Güney Amerika’da yetişen Lonchocarpus sp., Asya’da yetişen Derris sp. ve Terphrosia sp. bitkilerinin köklerinden ekstrakte edilmekte ve insektisit olarak 1948’den beri kullanılmaktadır. İnce ve uzun olan kökler önce kurutulur sonra ufalanarak toz haline getirilir. Daha sonra kil, kükürt gibi bazik olmayan çözücüler ile çözülerek, %0,75-1,5 rotenon içeren toz şeklinde insektisit olarak kullanılır. Sıvı formülasyonları ise yine köklerin eter ve aseton ile ekstraksiyonu sonucu yapılmakta ve %30-40 rotenon içermektedir. Stabilizasyon için fosforik asit kullanılmaktadır. Rotenon böceklerde hem kontakt hem de mide zehiri olarak etki göstermektedir. Hemen öldürmese bile böceğin ağız parçalarını felç ederek beslenmeyi durdurmaktadır. Ölümün oluşması ise daha yavaş bir yol izlemekte ve çoğunlukla solunum metabolizmasında elektron taşıması zincirinin engellenmesi şeklinde oluşmaktadır. Halen balık zehiri de olarak kullanılan rotenon, genellikle meyve ve sebzelerde zararlı olan hortumlu böcekler (Col: Curculionidae), afitler (Hom: Aphididae) ve thripsler (Thysanoptera)’in kontrolünde diğer bazı bileşiklerle karışım şeklinde kullanılmaktadır. En önemli dezavantajı balıklara karşı yüksek derecede toksik olmasıdır.Bu sebepten dolayı dere veya akarsu gibi yerlere yakın alanlarda kullanımında çok dikkatli olunmalıdır. Suda eriyebilir toz, suda homojen olarak dağılan sıvı ve ıslanabilir toz şeklinde formülasyonlar şeklinde Chem Sect, Cube Root ve Rotenone Extract (Tifa); Prenfish ve Synpren Fish (Prentiss) ve Noxfire (Prentiss) ve (Syngenta) gibi çeşitli ticari isimler altında satılmaktadır. Nicotin Tütün yapraklarının sulu ekstraktları dünyada 1690, Avrupa da ise 1950’li yıllardan beri emici tipte ağız yapısı olan böceklere karşı insektisit olarak kullanılmaktadır. İnsektisit özelliği yaprakların içerdiği nicotin öncelikli olmak üzere nornicotin ve anabasin alkaloidlerinden kaynaklandığı belirtilmektedir. Nicotin çeşitli ekstraksiyon yöntemleriyle Nicotiana tabacum ve N. rustica’dan genelde %2-8 oranında, nornicotin ağırlıklı olarak N. sylvestris’ten ve anabasin ise çoğunlukla Anabasis aphylla’dan elde edilmektedir. Nicotin, böceğe genellikle gaz şeklinde trake sistemi yoluyla girmekte ve böceklerin merkezi sinir sistemindeki asıl uyarıcı sinir iletimini sağlayan asetilkolin gibi davranmaktadır. Sinaptik hücreden asetilkolin salınımından sonra, nicotinik asetilkolin alıcılarına bağlanarak, katyon kanallarının çalışmasını sağlar. Böylece alıcının normal işlevini bozarak böceğin önce felcine daha sonra da ölümüne neden olmaktadır. Ayrıca kontakt ve mide zehiri şeklinde de etki göstermektedir. Başta afitler (Hom: Aphididae) olmak üzere Homoptera takıma ait diğer birçok yumuşak vücutlu zararlı böceklere karşı mücadelede kullanılmaktadır. Lepidoptera familyasına ait bazı pamuk zararlılarına karşı kullanıldığı çeşitli araştırmacılar tarafından belirtilmektedir. Nicotine sıcakkanlılara son derece toksik olduğundan kullanırken dikkat edilmelidir. Nico Soap (United Phosphorus Ltd); No-Fid (Hortichem); XL-All Nicotine (Vitax) ve Nicotine 40% (Dow Agrosciences) gibi ticari isimler altında toz, suda çözünen konsantrasyon ve fümigant etkili formulasyonları bulunmaktadır. Genelde yaprakların alt yüzeyine kullanılmakta ve en iyi etkiyi 16°C’ nin üzerindeki sıcaklılarda vermektedir. Ryania Tropikal ve subtropikal bölgede yetişen Ryania speciosa isimli bitkinin kök, yaprak ve gövdesinden ekstrakte edilen alkaloid yapıda ryania uzun yıllardır bitkisel kökenli insektisit olarak kullanılır. Ryania böceklerin kas sistemine etkili olmaktadır. Kaslardaki hücrenin kasılmasını sağlayan organelde (sarcoplastic reticulum) bulunan kalsiyum kanallarına bağlanarak bu kanalların açık kalmasını sağlamakta ve hücreye devamlı olarak kalsiyum iyonunun akışını sağlamaktadırlar. Böylece kas membranında gerekli uyarı eşiğinin oluşmadan kasılmasına devam etmesine neden olarak önce felcine daha sonra da hızlı bir ölüm oluşmaktadır. Ryania’nın, elmanın ana zararlısı olan elma iç kurdu Cydia pomonella Lin. (Lep: Tortricidae), mısırda zararlı olan mısır kurdu Ostrinia nubilalis (Hübner) (Lep: Pyralidae) başta olmak üzere tarımda zararlı olan diğer Lepidoptera takımı türleri ve turunçgillerde zarar yapan, Scirtothrips citri (Moulton) (Thysanoptera: Thripidae)’ye karşı insektisit ve repellent olarak kullanıldığı Copping tarafından bildirilmiştir. Memelilere olan yüksek toksisitesi yüzünden kullanımı kısıtlanmıştır. Dere ve akarsu gibi yerlerin kenarlarındaki tarım alanlarının kenarlarında uygulanmasından kaçınmak gereklidir. Natur-Gro R-50 ve Natur-Gro Triple Plus (AgriSystems International) ve Ryan-50 (Dunhill Chemical) gibi ticari isimler altında toz formülasyonları bulunmaktadır. Ancak memelilere daha düşük toksisitesi olan preparatları üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Sabadilla Schoenocaulon officinale bitkisinin tohumunun su, alkol ve petrol ile ekstraktsiyonu veya toz halinde öğütülerek direkt şekilde zararlılara karşı II. Dünya savaşından beri kullanılmaktadır. İnsektisit özelliği, tohumun yapısında bulunan %3-6 oranındaki cevadine ve veratridine alkaloidlerinden kaynaklanmaktadır. Sabadilla’nın zehirli alkaloidleri, böcekte kalp, sinir ve çizgili kas hücrelerinin membranında bulunana sodyum kanallarının işleyişini bozarlar. Bunun sonucunda sinir hücreleri görev yapamamakta ve böceğin önce felcine ve daha sonra da ölümüne neden olmaktadır. Bazen felç dönemi bir ya da iki gün sürebilmektedir. Sabadilla, genellikle mücadelesi zor olan bazı Heteroptera takımına ait zararlılara karşı kullanılması yanında şekerle birlikte turunçgillerde zararlı olan thrips türlerine karşı da kullanılmaktadır. Güneş ışığında hızlı bir şekilde parçalanmaktadır. Piperonyl butoxide gibi sinerjist etkisi olan maddeler ile karıştırılarak etkinlikleri artırılmaktadır. Balarılarına toksitesi yüksek olduğundan kullanılırken dikkat edilmelidir. Genelde diğer bitkisel kökenli insektisitlerle karıştırılarak etkiyi artırmak için kullanılır. Yurtdışında ıslanabilir toz ve suda çözünebilen konsantre formülasyonları şeklinde Veratran (Dunhill Chemical) ticari adıyla satılmaktadır. Quassia Quassia armara ve Picrasma excelsa ağaçların gövdesinden ekstrakte edilen quassin, neoquassin ve picrasmin alkaloidleri insektisit özelliği göstermektedirler. Quassia, nicotine benzer şekilde böceklerde kontakt ve mide zehiri olarak etki etmektedir, fakat nicotin kadar zehirli değildir. Quassia’nın, hububat üretiminde zararlı olan afitlere, meyve ağaçlarında zararlı olan afit (Hom: Aphididae) ve testereli arı (Hym:Tenthredinidae) türlerine karşı kullanılabileceği değişik araştırmacılar tarafından ispatlanmıştır. Bunun yanında tütün beyaz sineği Bemisia tabaci (Hom: Aleyroridae) erginlerine ve elma göz kurdu Anthonomus pomorum (Col:Curculionidae)’a karşı da etkili olduğu belirtilmiştir. Ayrıca quassia’nın etkileri değişik familyalara bağlı çeşitli böcek zararlılarına karşı denenmiştir ve bu böceklerin ergin öncesi dönemlerine daha etkili olduğu belirtilmiştir İtalya’da Tecomag ticari adı altında satılmaktadır. Quassia bazı bitkilerde fitotoksisiteye neden olmaktadır. Bu yüzden kullanımına dikkat edilmelidir. Sarımsak Sarımsak (Allium sativum L.) ekstraktının böcekler için etkili bir repellent olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Fakat kokusu, sarımsağın tarımsal alanlarda yaygın olarak kullanılmasını her zaman kısıtlayan faktör olarak öne çıkmıştır. Sarımsak bitkisinin ekstraktı böcek zararlılarına repellent (uzaklaştırıcı) etkisi vardır. Bu etkinin ekstraktaki kükürt içeren sekonder metabolitlerin oluşturduğu düşünülmektedir. Genellikle depolanmış ürün zararlılarına karşı kullanılır. Auger et al. sarımsağı Callosobruchus maculatus (Col: Bruchidae), Sitophilus oryzae, S. Granarius (Col: Curculionidae), Ephestia kuehniella ve Plodia interpunctella (Lep: Pyralidae) karşı etkili olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca Zehnder et al. sarımsağın, lahana ve marul zaralılarından Plutella xylostella (Lep: Plutellidae), Trichoplusia ni (Lep:Noctuidae) ve Pieris rapae (Lep: Pieridae)’in zararını önemli ölçüde azalttığını belirtmişlerdir. Copping, sarımsak ekstraktının fitofag böcekler için genel bir uzaklaştırıcı olarak etki gösterdiği, bahçe ve sera bitkilerinde kullanılabileceğini belirtmektedir. Sarımsak zararlı bitkiye gelmeden önce kullanılmalıdır, aksi takdirde zararlı bitkiyle beslendikten sonra uzaklaştırıcı etkisi yeterli olmamaktadır. Herhangi bir bitkisel yağ ile imalatçının önerilerine göre seyreltilerek bitkiye yoğun miktarlarda uygulanması etkiyi istenen seviyeye getirmektedir. Büyüme sezonunun erken dönemlerinde uygulamaya başlamak ve uygulamayı her 10 günde bir tekrarlamak bu etkiyi sürekli bir hale getirmektedir. Dünyada, sarımsak ekstraktı sulu konsantrasyon şeklinde Garlic Barrier (Green Spot) ve (Garlic Research); Garlic Grow (Garlic Research); Allityn Insect Repellent (Helena); CropGuard ve RepellEX AG (American Biodynamics); Envirepel (Cal Crop); Repeller (Natural Resources) ve Biorepel (JH Biotech) gibi isimler altında satılmaktadır. Capsaicin Capsaicin, Capsicum (Solanaceae) cinsine bağlı bitkilerde acı tattan sorumlu olan bileşiktir. Biber meyvelerinin ekstraksiyonu sonucu elde edilmektedir ve genelde sarımsak, hardal veya çeşitli yabancı otların ekstraksiyonlarıyla birlikte kullanılır. Capsaicin, genel böcek ve akar zaralıları için repellent (uzaklaştırıcı) olarak kullanılır. Bunun yanında öldürücü etkisi olduğu da bilinmektedir. Öldürücü etkisi hardal ekstraktı ile kullanıldığı zaman görülür. Capsaicin hücre membranında delikler açarak bir sinir toksini olan hardal ekstraktının bu delikler vasıtasıyla hücreye penetrasyonunu ve daha sonrada böceğin sinir hücrelerinde zehir etkisi yaparak ölümüne neden olmaktadır. Bu yüzden diğer repellent etkili maddelerin dışında düşük zararlı populasyonlarını baskı almak için yeterli olmaktadır. Bunun yanında bazı preparatları nematisit ve fungisit etki göstermektedir. Değişik formulasyonlarda Hot Pepper Wax (Hot Pepper Wax); Amorex, Nemastroy ve Valoram (Soil Technologies) ticari adları altında satılmaktadır. Yararlı böceklere ve balarılarına karşı yüksek toksisitesinden dolaylı kullanırken dikkatli olunmalıdır. Bitkisel Kökenli Yağ Asitleri (Oleik Asit) Bitkilerde doğal olarak oluşan yağ asitlerinin, bitkilerden çeşitli yollarla ekstraksiyonu sonucu elde edilmektedir. Yağ asitleri, hedef organizmanın hücre membranının içeriğini bozarak, hızlı bir şekilde çözünmesini sağlar ve sonrada ölümüne neden olmaktadır. Ayrıca farklı yağ asitleri fungisit ve herbisit etkide göstermektedirler. Sebze, meyve ve süs bitkilerinde zararlı olan beyazsinek (Hom: Aleyroridae), afit (Hom: Aphidaidae), thrips (Thysanoptera) ve kabuklu bitler (Hom: Diaspididae)’e karşı kullanılmaktadırlar ve iyi bir etki sağlamak için iyi bir kaplama uygulama gerektirir. Dünyada, sıvı konsantre halinde M-Pede ve Scythe (Dow AgroSciences); Neo-Fat (Akzo Nobel); Naturell (Russell); Oleate (Otsuka) ve Savona (Koppert) ticari isimleri altında satılmaktadır. Ayrıca bu yağ asitlerinden çeşitli metotlarla sabun [Safer Insecticidal Soap (Safer)] elde edilerek bir çok zararlıya karşı kullanılmaktadır. Bitkisel Yağlar Doğal insektisit olarak kullanılan diğer bir grup ise bitkisel yağlardır. Belirli uçucu yağlar uzun yıllardır zararlılara karşı repellent olarak kullanılmıştır. Fakat son yıllarda yapılan çalışmalar, bitkisel yağların sadece repellent değil, kontakt ve solunum yoluyla da etkili zehirler olduğunu göstermiştir. Bu etkilerin içerdikleri fenol ve terpenoid yapılı maddelerden kaynaklandığı bulunmuştur. Bitkinin çiçek, gövde veya yaprak gibi çeşitli yapılarından elde edilen yağların böcekler üzerindeki etkileri üzerinde araştırmalar her geçen gün artmaktadır. Fakat halihazırda ruhsatlı olarak kullanılanlarının sayısı çok azdır. Bunun sebebinin zararlı böceklerinin populasyonlarının azaltılması için kullanılan bitkisel yağ miktarı, sentetik insektisitlerle kıyaslandığında oldukça büyük miktarlara varmakta ve çevrede daha çok kalıntılara neden olmaktadır. Henüz bitkisel kökenli yağların çevreye, hedef dışı ve yararlı organizmalara ve bitkilere uzun vadeli etkileri tam olarak çalışılmadığından bu boyutlardaki kalıntıların etkisinin ne olacağı halen soru işareti olarak durmaktadır. Bu yüzden bitkisel kökenli yağların kullanımı çeşitli ülkelerde kısıtlanmıştır. Bitkisel yağlar genellikle depolanmış ürün zararlılarına karşı kullanılır. Tarımda böcek zararlılarıyla savaşımda yaygın olarak kullanılan ve ruhsatlı olan bitkisel kökenli yağlardan önemlileri, Copping ve EPA’ten derlenerek tablo 1' de verilmiştir.
Shaaya et al.'in yaptıkları detaylı bir çalışmada 28 çeşit bitkisel yağın fümigasyonunda, depolanmış üründe zarar yapan başlıca Coleoptera takımı türlerine öldürücü etki yaptığı bulunmuştur. Bunun yanında susam, keten, pamuk, haşhaş ve zeytinden elde edilen bitkisel yağlar su ve arap sabunu ile karıştırılıp yumuşak vücutlu böceklere karşı kullanılmıştır. Ancak hazırlanmaları zor olduğu için bitkisel yağlar geniş bir uygulama alanı bulamamıştır. Yukarıda bahsi geçen bitkisel yağların dışında henüz deneme aşamasında olan daha bir çok etkili madde bulunmaktadır. Fakat pratikte uygulanmadığından ve ruhsat almadığından bu değerlendirme kapsamına alınmamıştır. Not: Buna benzer çalışma, 2005 yılında Organic Gardening–Natural Insecticides başlığı altında New Mexico State University tarafından yapılmış. |
Çok fazla bilgim yok ama benim de bir katkım olsun olsun diye araştırıyorum.
O yüzden sizlerin bilgisine ihtiyaç var. Şu siteye de bir göz atmakta fayda olabilir. http://happybee.com.tr/ Adana da bir yer açmışlar. Daha gidip görüşmedim. İşimize yarar bir şeyler varsa bilen arkadaşlar onları ilan edebilir. |
Sn. Çukuruvalı,
Söz ettiğiniz firmanın ürünlerini inceledim, değişik konsantrasyonlarda hint yağından oluşan ürünleri var. Bence organik veya bizim deyimimizle doğal üretim yapanlar kullanabilir. |
Aşağıdaki sitede böyle bir ürün var. Türkiye'de ruhsatı yok ama site sahibi kendisi getirip satıyor sanırım. Ama ürün ve Almanya'daki firma ciddi gözüküyor.
http://www.magicplant.net/68-neudorf...mali-50ml.html Neudorff Neudorff %100 doğal ve organik, nörotoksik içerikli bir böcek ilacıdır. Thrip, yaprak biti, tırtıl, beyaz sinek, aphid, spider mite gibi bir çok zararlı haşereye karşı DOĞAL bir zehir, insanlara ve evcil hayvanlarınıza karşı ise zehirsiz ve zararsız bir silahtır. İçeriğinde haşerelere karşı doğal bir zehir olan pire otu ve kolza (kanola) tohumu yağı bulunur ve yetişkin haşerelere etkili olduğu kadar, larvalarına karşı da etkili ve ölümcüldür. Böcek türüne bağlı olarak, uygulama dozajı 10ml / Litre ve 20ml / litre arasındadır. Yaprak biti, thrip ve apidlere karşı : 10ml / Litre Beyaz sinek: 15ml / Litre Diğer bütün zararlılara karşı: 20ml / Litre ÜRÜN KESİNLİKLE KİMYASAL BİR İLAÇ DEĞİLDİR. TAMAMEN ORGANİKTİR VE İNSANLARA VE HAYVANLARA ZARAR VERMEZ. SEBZE-MEVYE-TÜTÜN GİBİ İNSANLARIN TÜKETEBİLDİĞİ HER TÜR BİTKİDE,SÜS VE SALON ÇİÇEKLERİNİZDE, TERAS, BALKON VE SERALARDA GÜVENLE KULLANILABİLİR. ALMANYADAN İTHAL EDİLMİŞTİR. |
Bacillus thuringiensis bakterisini içeren ürün Delfin WG'yi hepimiz biliyoruz ve çoğumuzun kullandığı bir ürün. Ancak zararlılarda bu tür biyolojik mücadele ilaçlarına karşıda dayanıklılık geliştiğine dair bir araştırmaya rastladım. Aşağıdaki döküman bu konuda güzel bir referans. İncelemekte fayda var derim.
http://entomoloji.ege.edu.tr/files/A..._2_119-128.pdf |
Fungisit - Akarisit (Mantar-Kırmızı Örümcek İlacı) Suda Dağılabilen Granül (WG) %80 ağır mikronize kükürt
Kullanım Şekli Su ile karışı çok kolaydır. Su doldurulmuş depoya gerekli miktardaki Thiovit Jet konur. Daha sonra karıştırmaya devam edilirken yeterli su ilavesi yapılır. Meyvede Kış İlaçlaması Tomurcuklar patlamadan 20 gün önce basınçlı pülverizatörlerle yapılır. Meyvede Yaz İlaçlaması Çiçek taç yaprakları tamamen döküldükten sonra 15 günlük aralıklarla yapılır. Karışabilirlik Durumu Yağ ve yağ içeren ilaçlar hariç, birçok ilaçla karışabilir. Ancak çiftçiye kendi imkân ve sorumluluğunda, bir ön karışım denemesini önerilir. Hem hastalık hem de zararlı mücadelesinde kullanılan doğal bir fungisittir. • Külleme, antraknoz, pas hastalıklarına güvenle kullanılır. • Kırmızı örümcek mücadelesinde kullanılır. • Bitki beslenmesinde bitki besin elementi olarak kullanılır. • Kuru akışkan yapıda mükemmel bir mikronizasyona sahip (1-8 mikron ) yüksek teknoloji ürünüdür. • Ecocert sertifikasına sahiptir. http://www.syngenta.com/country/tr/t...hiovitjet.aspx |
selam.
kükürt kırmızı örümcekte işe yaramadı fülümün yaprakları kıvrılıp dökülüyor güllerdede küllemede azda olsa faydasını gördüm . kırmızı öürümcege ne tavsiye edersiniz kanaryalarım var o yüzden kimyasal kullanamıyorum eminönünde sulukükürt alıcaktım sadece adının sulu kükürt oldugunu icinde kükürt olmadıgını sölediler bahsi gecen sulu kükürt sulandırılıp satılıyormu yoksa adımı bu arkadaşlar |
| Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 18:47. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025