agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üyelerin Balkonları, Bahçeleri > Sürdürülebilir Doğal Tarım Bahçeleri
(https)




Beğeni Düzeni528Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 26-09-2013, 15:14   #1
Ağaç Dostu
 
SAHIRE's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2008
Şehir: Muğla
Mesajlar: 649
Galeri: 27
İnşallah UBYİ işbirliğimiz sadece zeytin konulu değildir.! Evvelki gün İlçe Tarıma gittim. Burada zeytin olmuyormuş, yani ağaç güzel büyüyormuş ancak meyve tutumu olmuyormuş. Burası güneyden rüzgar alan bir bölge ( güneyde deniz var o taraftan kuvvetli esiyor) O yüzden ağaç olarak güzel büyüse de meyve az veriyormuş yani rantabl değil diyelim.

Toprağımız boz toprak ne yapalım dedik. (Sahil toprağı da deniyor) Badem olabilir dediler.
Organik yapsak dedik? Saçmalamayın dediler: Kime söylediysek hayretle yüzümüze bakıp olmaz diyor. Benim şevkim de kırılıyor. Denilen aynen şöyle: " Organik diye bir şey çıktı bir kısım sosyetiklerin hevesi, kesinlikle o işten para kazanamazsınız, alacak tüccar yok, siz ilacı suni gübreyi vereceksiniz, büyük düzgün parlak ürün yetiştireceksiniz, haaa istiyorsanız, kendinize bir kısım yapın ilaçsız, onu yiyin." Köylüler, memurlar, mühendisler ağız birliği etmişler. Belki de haklılar. Ben organik ya da doğal ya da zehirsiz, ne dersek diyelim, öyle yetiştireceğim ürünümü, fazlasını satmak istesem kime satacağım, nasıl satacağım?
Leonardit atsak diyoruz devletin bir desteği var mı dedik, o da ne gibi yüzümüze baktılar. Dönüme 2,5 lira destek var. Harca harca bitmez.
Toprak analizi yaptırsak dedik. Önce ne yapacağınıza karar verin de dediler. E ben analize göre karar versem daha iyi olmaz mı?
Dostlar size söyleyim bu gidiş gidiş değil, işte köyüm, işte diğer köyler, işte seralar, zeytinler. Basıyorlar ilacı. Köylüm bıkmış ve bilinçsiz. Sen ona ilaç adı söyle. Sıksın otu kurutsun, sıksın biti öldürsün. Toprağın organik yapısı? Hangi organik toprak? Adam toprağı kaldırıp atıyor yeni toprak getirtiyor, şu bizim de aldığımız kırmızı topraktan. Yayıyor seraya basıyor suni gübreyi. Hayvancılığı hiç sormayın.Arazimizin ufak bir kısmında ağıl vardı, biz gelince taşındı, oradan çıkan pisliği ve antibiyotik ampullerinin haddi hesabı yok. Zehir yediğimizi bunları yaşayınca anladık. Ben et yiyemez oldum. Sanırım iyi ediyorum. Şurada 5-6 aydır çifçinin durumu ile ilgili gözlemlerim beni şok etti.
Kafamız karışmış vaziyette döndük. Ben kendim organik yemesine yerim de, bebekler ne olacak, çocuklar ne olacak, insanlar ne olacak, hayvanlar ne olacak, bitkiler ne olacak... Bu toplum nasıl bilinçlenecek bilemedim.

SAHIRE Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-09-2013, 16:21   #2
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi SAHIRE Mesajı Göster
Kafamız karışmış vaziyette döndük.
Sevgili SAHİRE, kafanız hiç karışmasın, siz bakmayın vitrinde raftaki ürüne, siz bakmayın söylemlere,

Sakın yanlış anlamayın tabi ki, doğal üretimin yanındayım ama görülen köyede kılavuz gerekmez.
Bir azmak var ve biz azmağı kurutmadan doğal üretim yapmaya çalışıyoruz.

Bakacağınız yer bellidir bir yerde azmak varsa sivri sineğin olmaması da mümkün değildir.

Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-09-2013, 01:19   #3
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,026
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi SAHIRE Mesajı Göster
İnşallah UBYİ işbirliğimiz sadece zeytin konulu değildir.!
"Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği" maalesef zeytin konulu da değil
İlk düşünce zeytin ile tetiklenmişti.

Sürdürülebilir doğal tarım yöntemleri ile üretilen yiyeceklerin, üretildiği yerlere yakın ve bu yiyeceklere erişmek isteyen insanlara doğrudan ulaştırılabilmesi amacını taşıyordu.

Ülkenin dört bir yanında bu prensiplere göre yetiştiricilik yapan bahçeler organize olarak gerek yetiştiricilik gerek bu yiyeceklere erişmek isteyen insanlarla iletişim sağlayacaktı. Böylelikle sistemin kalıplarında bir çatlak açılacak, üreten ile bunlara ihtiyaç duyanlar arasında ticari olmanın ötesinde bir bağ kurulacaktı.

Kulağa hoş geliyor değil mi?

Üstelik de pek zor da değil. Dünyada pek çok uygulaması da var. "Local Harvest", bir CSA (Community Supported Agriculture - Toplum Destekli Tarım) olarak bunlardan biri. Ülkesinin dört bir yanına dağılmış yüzlerce çiftliği kapsıyor. Beslenme konusunda ortalamanın üzerinde bilgi ve bilinç seviyesine ulaşmış amerikan vatandaşı bu organizasyon dahilinde kendine en yakın çiftliklere ulaşabiliyor.

Ülkemizde şehirde yaşayan ve yine beslenme konusunda ortalamanın üzerinde bilgi ve bilinç seviyesinde insanların beklentilerini ve tepkilerini 2009 ve 2010 yıllarında bahçemiz ürünü zeytinlerden az miktarda da olsa paylaşarak ölçmek istedim. Hasbelkader bahçemizde neyi nasıl yaptığımızı izlemekte olan insanlardan müthiş bir talep oldu.

İlerleyen yıllarda, amacımız dışında olduğu için kendi bahçemizden yeni bir paylaşım yapmadık ama o ana kadar iletişime geçmiş olduğumuz kişilerden takip ettiğimiz kadarıyla, doğrudan yetiştiriciye ulaşarak sağlıklı besinlere erişim talebinin git gide yükseldiğini gözlemledik. Bize hala yapılmakta olan talepleri bildiğimiz organik çiftliklere yönlendiriyoruz.

Hatta bu talebi iyi yakalayan pazarlama uzmanı bir isim, üretmediği ürünleri, organik olmadığı halde organikmiş, organikten de iyiymiş imajı yaratarak ülkenin dört bir yanına satmaya başladı.

Buradan da hissedebileceğiniz gibi, talep dünyanın her herinde aynı talep, sorun başka yerlerde.

Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği'nde yer aldığını söyleyen bir grup, ne zaman ki insanlara sağlıklı yiyecekler üretip ulaştırmak yerine yetiştiricileri hedef alan ve yurdum kurnazlıkları ile çiftçiye, bahçe sahiplerine defolu girdi satarak kâr elde etme planlarına girdiler, bunu yine yurdumun geleneksel mahalle kültürü haline getirdiler, ortada iş birliği filan kalmadı.

Her şeye rağmen durum o kadar umutsuz değil. Uzak Bahçelerle olmasa da güzel gelişmeler de var.

Buğday derneğinin çabaları takdire değer. Bir çok organik pazarın açılabilmesini sağladılar.

Toprak Ana, son iki senedir sürekli gelişiyor. Halen bir çok üreticiyi bünyesine toplamış durumda. Biraz önce kurucusu Cem beye talep hacmi ve karşılanma oranları hakkında son durum özetini sordum.

Ankara'da daha farklı bir organizasyon iki seneyi aşkındır başarılı bir şekilde çalışıyor. Kardeş Bitkiler'den Ceyhan'ın girişimleriyle başlatılan "Doğal Bilinçli Beslenme" grubu konuya tüketici cephesinden yaklaşarak grubun ihtiyaç duyduğu sağlıklı besinleri kaynağında bulup gruba ulaştırmayı hedefliyor.


Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi SAHIRE
Ben organik ya da doğal ya da zehirsiz, ne dersek diyelim, öyle yetiştireceğim ürünümü, fazlasını satmak istesem kime satacağım, nasıl satacağım?
Sizin maceranızı izlemeye çalışıyorum ve artık altıncı yılnı devirmekte olan bizimkine fazlasıyla yakın buluyorum.

Siz öncelikle kendi yiyeceğinizi, aileniz ve dostlarınızla paylaşacağınız yiyeceği üretiyor olacaksınız. Kendi yiyeceğinizi zehirleyecek olsanız ne diye yaşam tarzınızı böyle değiştiresiniz ki?

Kendi ihtiyacınızdan biraz daha fazlasını ürettiğiniz durumda bunu satmak isterseniz bu da mümkün.

Anahtar noktası neyi nasıl yetiştirdiğinizi insanların takip edebilmesinden geçiyor. Sonrasında, özellikle size yakın yerlerde ürettiklerinizi talep edecek bir çok insan olduğu muhakkak.

Kimse aklınızı karıştırmasın. Hedef ve ideallerinizden ödün vermenize de gerek yok.

Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliğinin ille de bir organizasyon olması gerekmiyor. Biz, kendi adımıza, sürdürülebilir doğal tarım metodlarıyla yiyecek üreten insanlara elimizden gelebilecek her türlü desteği vermeyi borç biliriz.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-10-2013, 21:51   #4
Ağaç Dostu
 
SAHIRE's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2008
Şehir: Muğla
Mesajlar: 649
Galeri: 27
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
"

Sizin maceranızı izlemeye çalışıyorum ve artık altıncı yılnı devirmekte olan bizimkine fazlasıyla yakın buluyorum.

Siz öncelikle kendi yiyeceğinizi, aileniz ve dostlarınızla paylaşacağınız yiyeceği üretiyor olacaksınız. Kendi yiyeceğinizi zehirleyecek olsanız ne diye yaşam tarzınızı böyle değiştiresiniz ki?

Kendi ihtiyacınızdan biraz daha fazlasını ürettiğiniz durumda bunu satmak isterseniz bu da mümkün.

Anahtar noktası neyi nasıl yetiştirdiğinizi insanların takip edebilmesinden geçiyor. Sonrasında, özellikle size yakın yerlerde ürettiklerinizi talep edecek bir çok insan olduğu muhakkak.

Kimse aklınızı karıştırmasın. Hedef ve ideallerinizden ödün vermenize de gerek yok.

Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliğinin ille de bir organizasyon olması gerekmiyor. Biz, kendi adımıza, sürdürülebilir doğal tarım metodlarıyla yiyecek üreten insanlara elimizden gelebilecek her türlü desteği vermeyi borç biliriz.
Çok teşekkür ederim, bu yazınız bana mutluluk ve umut verdi. Neredeyse daha önce ve çok detaylı konuşmuşuz gibi beni anlamışsınız!
Bizim böyle bir yaşantıyı seçmek için öncelikle tek bir nedenimiz vardı: Çok seviyorduk! Tüm gün bahçede kalıp çalışıyoruz , hayvanlarla ilgileniyoruz, toprakla ilgileniyoruz ve inanılmaz mutlu oluyoruz. Akşam sağlam bir yorgunlukla seriliyoruz ve ertesi gün yine eve girmek istemiyoruz. Kazma kürekten çoktan ellerimiz nasırlaştı, tatlı bir yabanlık geldi üstümüze) Üstelik henüz pek çok şey eksik buraya çiftlik diyebilmek için. Henüz doğru dürüst sebze bile dikemedik. Hala etrafla , toprakla, düzenle uğraşıyoruz. Ama çok ağaç ve çalı diktik; 50 ye yaklaştık 5 ayda Uzatmayayım müthiş mutluyum ve köpeğimin başını okşadığımda, kedimle oynarken, yarkalara yem verirken, toprağı kazmalarken .... ve bunun gibi binlerce anda..içimi kaplayan özgürlük duygusunu anlatamam.
İlk hedefimiz kendi kendimizi geçindirebilmek, kendimize yetebilmek. Sağlıklı sebzemiz, meyvemiz, yumurtamız hatta belki sütümüz olması. (Kendi gübremizi elde edebilmek, tavuklara mısır buğday yetiştirebilmek vs.) Hala maalesef büyük oranda dışarıya bağımlı yaşıyoruz.
Sonra, fazlasını satmak: Kendi yediğimizden fazlasını satmak, ayrı bir yerde ilaçlanan ürünü değil!
Ayrıca merak edenleri misafir etmek, özendirmek, bu havayı koklatmak, paylaşmak ve açık konuşayım biraz da çalıştırmak)
Bu hayat o kadar enteresan bir gerçeklik ki insanın içine işliyor. O kadar kuvvetli ki, hasta birini sağaltabileceğine inanıyorum.
Sanki tarih boyunca... Yok yok, tam olarak betimlemek gerekirse, zaman yitiyor. Zamanın ötesine geçiyorsunuz doğayla baş başa kalınca.
Az şeyle çok daha mutlu oluyorsunuz.
Daha çook şeyler var ama boşboğazlıkla doldurmayayım burayı
Tekrar teşekkürler

SAHIRE Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
baltaç, doğal çiçek balı, karakovan balı, meis balı, seksiyon balı


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:44.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025