![]() |
Uygulama bence de çok yerinde ve gerekli, bunun için site yönetimini tebrik etmek istiyorum. Bu konunun geçmiş sayfalarını okumak da çok eğlenceliydi. Hata düzelten birinin yazısını bir başkası düzeltmiş, onunkini bir başkası. :) Fakat doğruya ulaşmak için elbette bunlara alınılmamalı. Örneğin bu mesajımı biri düzeltirse alınmam, aksine mutlu olurum. :)
Yapım gereği dilimizi hem yazılı hem de sesli ortamlarda düzgün kullanmaya çalışan biriyim. Yalnız bir konuya takıldım. Belki ben yanlış biliyorumdur bunca zamandır. Düzeltirseniz sevinirim. "açtı mı" "diktin mi" Soru eki olan mı, mi elbette ayrı yazılır. Fakat bunların soru anlamı içermeyen cümlelerde birlikte yazıldıkları da oluyor. Şimdi yıldız geleceği için ben yine ayrı yazacağım, fakat siz birleşik okuyunuz; "Baharda bu çiçekler açtı mı seyrine doyum olmayacak." Ya da; "Fidanları diktin mi görürsün aslında ne kadar kolay olduğunu." gibi. Bu tür cümleler için "Baharda bu çiçekler açtığı zaman seyrine doyum olmayacak" şeklinde daha uygun bir yazım kullanılabilir elbette. Fakat bildiğim kadarıyla ilk şekliyle yazmak da imla kurallarımıza göre yanlış değildir. Yanılıyor muyum? |
Üstteki mesajımda iki hata bulanı tebrik edeceğim. Dört tane bulan olursa şapka çıkarırım. :D
|
"okumak da, yazmak da" olmaması gerekiyor sanırım. "okumakta, yazmakta" olmalı bence. Ancak daha farklı olarak yazı içeriğine göre "okuması da, yazılması da" şeklinde yazılabilirdi.
"Yapım gereği dilimizi hem yazılı hem de sesli" yazarken "Yapım gereği dilimizi; hem yazılı, hem de sesli" şeklinde yazılarak noktalama işaretleri kullanılabilirdi. |
Alıntı:
Kelime seçimi yaparken epey zorlanmıştım. Bitkilerle ilgili bir forumda sık kullanılan kelimelerden olsun, yıldız olarak görünsün ama cümlenin anlamı kaybolmasın ki okuyanlara da eziyet olmasın diye uğraşırken, doğru yarıyı görüp, diğer yarıyı es geçmişim :) Bu iki yıldızlanacak kelimeyi kaldırdım. |
Alıntı:
"okumakta, yazmakta" yanlış Alıntı:
Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşekkürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı. (Peyami Safa) Ben Atatürk'le üç veya iki defa karşılaştım. (Burhan Felek) Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül! (Yahya Kemal Beyatlı) UYARI: Metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz: Hem gider hem ağlar. Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (Atasözü) Gerek nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır. Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam. Ne kız verir ne dünürü küstürür. UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz: İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil! (Yahya Kemal Beyatlı) UYARI: Metin içinde -ınca / -ince anlamında zarf-fiil görevinde kulla*nılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz: Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (Orhan Kemal ) Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan) UYARI: Şart ekinden sonra virgül konmaz: Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. (Reşat Nuri Güntekin) Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete. (Tarık Buğra) UYARI: Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz: Cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu. (Halide Edip Adıvar) Şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi. (Yaşar Kemal) Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı. (Necati Cumalı) Ancak yemekte bir karara varıp arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu. (Samim Kocagöz) tdk.gov.tr |
Alıntı:
Ben nasıl yazardım denemesi yapayım dedim :) Alıntı:
|
Ben de çok memnunum bu durumdan.:) Burası dışında,günlük hayatımda da çok dikkat ediyorum Türkçe'yi doğru kullanmaya.Bu sitenin esas amacının yanında çok güzel bir etkisi daha var.Türkçe'yi doğru kullanmayı öğrettiğini ve öğreteceğini düşünüyorum ben de sizler gibi.Forumda dikkat ediyorum,cümleye küçük harfle başlanıyor ve nokta,virgül hiç bir şey kullanılmadan,3-4 satır yazı yazılabiliyor.3 kez okusam da anlamıyorum.
Sayın nicholai hel , Bence verdiğiniz örnek cümlelerde bitişik değil,ayrı yazım şekli doğrudur yani yazdığınız gibi. Benim yazınızda hata olarak gördüğüm şu, ''Fakat'' bir bağlaç olduğundan, kendisinden önce virgül kullanılmaz. (Şimdi yıldız geleceği için ben yine ayrı yazacağım, fakat siz birleşik okuyunuz; ) Tabii bunların bir çok sorunun yanında çok da önemli hatalar olduğunu düşünmüyorum.Bunun dışında Türkçe'yi çok doğru kullanmışsınız bence.:) Herkese saygı ve sevgilerle... |
Sayın malina;
Benim merak ettiğim de şu : ''Bir çok'' ayrı mı yazılır,bitişik mi? Ben ayrı kullanıyorum ama emin değilim. |
Sayın malina, uyarımı değerlendirdiğiniz için teşekkür ederim. Bu site için verdiğiniz emek gerçekten takdire değer. Bunun için size zaten şapka çıkarır durumdayım. :)
Görebildiğim kadarıyla bir yerde noktalamamı düzeltmişsiniz. Ayrıca çok güzel örnekler vererek açıklamalarda bulunmuşsunuz. Emeğinizle bu ortamı daha değerli kıldığınız için bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Sayın DilSe, eğer o cümlelerdeki -mı / -mi eklerini ayrı yazarsak okuyucu orada soru vurgusu yapar, soru arar ve anlamakta güçlük yaşar diye düşünüyorum. "Fakat" bağlacı konusunda haklısınız sanırım. Bu hatanın sebebi benim yazarken konuşma gibi bir tonlama yapma ihtiyacımdan kaynaklanıyor. Okuyucunun duraklamasını istediğim yerde virgül kullanma ihtiyacı hissediyorum, bağlaca denk gelse bile. Bu hatalı cümlelerime bir örnek verecek olursam; "Bir çırpıda tüm ağaçlarımı eski saksılarından çıkarıp gerekli kontrollerini yaptıktan sonra yeni topraklarına özenle yerleştirdim ve hiç beklemeden sularını verdim. Derin bir nefes aldım, ve izlemeye başladım." Bunun gibi yerlerde okuyucuya da bir duraklama yaşatmak istiyorum. Hatalı kullanım sebebiyle cezayı da yiyorum. :) Uyarınız için teşekkür ederim. Yalnız nacizane bir uyarı da benden, noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakınız. ;) Saygılar. |
Sayın nicholai hel,
Bence ''-mı'' , ''-mi'' ekleri konusunda bir sorun yok. Türkçe'de bazen cümlenin gidişine bakarak öyle bir anlam çıkmayacağını kavramak kolay. Bu cümlede de soru cümlesi olmadığı cümlenin gidişinden belli. Soru işareti yok, cümle bitip yeni bir cümle başlamamış ve ardından gelen cümle ile anlam ilgisi var. Burada bir kavram karmaşası olduğunu düşünmüyorum. Bağlaç olarak kullanılmış ''-mı'', ''-mi''.Bence yaptığımız en büyük hata bütüne bakmayıp,belli yerlere takılı kalmamız. Teşekkürler uyarınız için. :) Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmak bir imla kuralı mı? Yoksa okurken kolaylık olması açısından mı? Bunu bilmiyordum da. |
Alıntı:
|
|
Çalıştığım dönemlerde, birinci sınıflara okuma yazma öğretirken, şöyle bir pratik yol izlerdim.
Çocuklara; ''cümle bitip noktayı koyduğunuzda, yeni cümleye başlarken sol elinizin işaret parmağını noktanın yanına koyacaksınız. Yeni cümle parmağınızın hemen yanından yazılmaya başlanacak. Parmak oradan çekildiğinde otomatikman boşluk oluşacak'' derdim. Bu çocuklara oyun gibi gelir, küçücük parmaklarıyla bunu yapmaya çalışırlardı. Bir süre sonra, parmağı noktanın yanına koymadan da boşluk bırakmak alışkanlık haline gelirdi. Bunu neden mi yazdım, hepimize okula başladığımızda öğretilen bir yazım kuralıdır bu. Hem de uygulaması zor olmayan bir kural. Yazdıklarımızın anlaşılır olabilmesi için; mutlaka uymamız gereken bir kural, diye düşünüyorum. |
Teşekkür ederim. Dikkat edeceğim bundan sonra. Saygılarla... :)
|
Alıntı:
"Biraz, birkaç, birkaçı, birtakım, birçok, birçoğu, hiçbir, hiçbiri, herhangi belirsizlik sıfat ve zamirleri de gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır." Kaynak burası 14. maddenin "d" bendi. Bitişik ya da ayrı yazılan kelimeler için çok güzel bir kaynak hazırlamışlar. Merak edenlerin incelemesinde fayda görüyorum. Saygılar. |
Alıntı:
tdk.gov.tr |
Teşekkürler sayın nicholai hel, araştırmanız ve paylaşımınız için, öğrendiğime sevindim. :)
|
Aranıza yeni katıldım.Selam vermeden önce kuralları okuyayım istedim ama,gözüm korktu.Çok fazla eleştirilip,sinirleri harap edeceğim sanırım.Şimdiden affınıza sığınmak isterim.
|
Alıntı:
|
Vbulletin forum kullanıyoruz. Engelli kelimeler diye bir bölümü var...
|
Konuyla alakasız gibi gelse de sorma gereği duyduğum birşey var. İmla kuralları gerekli, buna şüphem yok. Yeğenimin ilkokul yaşamıyla birlikte, artık ilkokullarda okuma ve yazmaya el yazısı uygulamasıyla başlandığına tanık oldum ve çok garipsedim. El yazısı artık günümüzde çok da kullanılmazken ve yeğenimin yazdıklarını okumakta zorlanırken buna neden gerek duyulduğunu anlayamadım gerçekten. Bir bilgisi olan varsa, açıklarsa nedenini gerçekten sevinirim.
|
Mesajınızı okuyunca kendi kendime " nasıl yani" dedim.
Ben halâ notlarımı el yazısı ile tutarım. Sevdiklerime aldığım hediyeler için mini notlarımı, kartlarına halâ el yazısı ile yazarım. Asla basılmış kartlar koymam ki verdiğim değeri anlasınlar. Güzel bir elyazısı ile yazılmış yazıları görmek beni mutlu eder. Profil bilgilerinizden mesleğinizi görünce hımmm dedim. Sizin gibi tanıdığım pek çok kişi bu işi bilgisayarlar marifeti ile o kadar güzel hallediyor ki, işin kolayını bulmuşunuz ve sanırım el yasısı ile uğraşmak yerine kopyala-yapıştır yapmak daha kolay geldiği gibi, vakit nakittiri de hatırlatıyor insana. :D |
Sevgili Kirmit, bilmiyorum kaç yaşındasınız. Ama bilir misiniz ki benim gençlik yıllarımda mektuplar yazılırdı.
Bayramlarda, diğer mutlu günlerde insanlar birbirlerini kutlamak için, taziyelerini bildirmek için kartlar yazarlardı. Öğretmenlerimizin anlattıklarını hatırlayabilmek için notlar tutardık. Daha sonraları bu notları daha çabuk yazabilmek için steno dersleri başladı. Büyük iş yerlerinde sekreter olabilmek için steno bilmeniz neredeyse şart koyuluyordu. Artık mektup yazmak kalktı, her şeyi telefonla halleder olduğumuz gibi bunu da bilgisayar vasıtası ile de yapmaya başladık. Steno kalktı, patronlar söylemek istediklerini kayda alıp sekreterlere veriyorlar ve işleri kolaylaştırıyorlardı. Artık iş dünyasında hayli uzak kaldığım için bugün kullanılan usul ne onu bilemiyorum. Ama bütün bunların yanında yine de bazı değerleri yitirmemeli, en azından tebrik kartlarımızı güzel el yazımızla yazmalıyız düşüncesindeyim. ( Yüzlerce-binlerce gönderilen, usulden olanlar hariç) Bütün bunları yazarken bir yandan da " tabii teknolojinin getirdiklerinden faydalanmalıyız diyorum ama acaba her yerde de mi?" sorusunu sormadan edemiyorum kendi kendime. |
Haklısınız sayın Güler,
43 yaşındayım, hatırlıyorum o kartları, çok sevinirdik bayramlarda. Elbette el yazısı öğrensin çocuklar. Ama okuma yazmaya başladıklarında öğrenmelerini garipsedim. Gördüğüm kadarıyla, çocuklara, küçük boyutta, çok az boşlukları olan, fotokopilere basılmış ev ödevleri veriliyor ve o küçücük boşluklara, el yazısıyla cevaplar sığdırılmaya çalışınca hepten okunmaz oluyorlar. Belki de o kadar tuhaf gelmesinin sebebi budur. El yazısından kastım bitişik yazılan yazılardı. Hani güzel yazan biri olursa çok hoş durur da, her zaman için pratik olmayabilir diye düşünmüştüm. Güler Hanım, ben biraz uzun bir öğrencilik yaşadığım için bilgisayarların yaygınlaşmasından önceki dönemde de bir hayli kağıt, mürekkep, boya harcamışlığımız var :) Hangisi güzel derseniz, kimileri bilgisayarı tamamen dışlar, sanattan uzaklaştırdığını söyler, kimileri de tam tersini. Sanat için elle yapılanları her zaman tercih ederim ama tasarım söz konusuysa artık ister istemez bilgisayar ortamı pratik oluyor.Yine de şu sıralar, üç boyutlu modelleme ve animasyon programıyla uğraştığım için kopyala-yapıştır kolaylığı o kadar da sık kullanabildiğim bir şey değil. Kastettiğim alternatif yazı, bilgisayar ya da daktilo yazısı değildi, ben iyi anlatamadım sanırım. Cevabınız ve ilginiz için teşekkür ederim. |
Açıklamalarınız için çok teşekkür ederim.
Benim de iki torunum var, biri 4.sınıfa gidiyor, diğeri daha çok küçük. Okula gidenin yazının çok çirkin olduğunu ben de söylerim. Hatta mümkün olsa da yazın yanıma geldiğinde ona yazmayı yeniden öğretebilsem diye düşünürüm hep. Eskiyi nasıl attırabilirim düşüncesindeyim hep. Bizim zamanınımızda yazı dersi vardı. Değişik bir de defteri bulunurdu. Üç çizgi şeklindeki satırlarda yazı yazarken a harfini alttaki iki çizgi arasına, b harfinin de karnını yine alttaki iki çizgi arasına ama kuyruğunu üstteki çizgiye gelecek şekilde yazardık. Bunlara dikkat ettiğimizde, biraz da yazıyı sağ tarafa eğit tuttuğumuzda güzel bir yazı şekli ortaya çıkardı. Okulda da yazım, güzel yazı yazanlar arasında yer alırdı. Ama gel gör ki, torunumun yazısı felâket. " Bu nasıl yazı" dediğimde de katiyyen t, g, k harflerinin kuyruklarının uzatılmaması gerektiğini, o şekilde öğrenmedikleri iddia ediyor. Çok kereler okuluna gidip sormayı düşündüm ama şimdi okulu değişti. Öyle zaman geliyor ki kendi yazısını bile okumakta güçlük çekiyor. Ne diyelim; bundan sonrakilerin Allah yardımcı olsun. |
Merhabalar.
Kurduğum kiraz bahçesinde -üçüncü yıla girmesine rağmen- fidanlarımın çoğunun çiçek açmaması,açanların da pek azının meyveye dönüşmesi beni üzdü.Bir bilgiye ulaşmak için bilgisayara girdiğimde bu siteye rastladım ve üye oldum.Sandığımdan daha geniş kapsamlı olduğunu görünce de memnun oldum.Benim gibi Marmara bölgesinde kiraz yetiştiriciliği yapan ve benzer bir sıkıntısı olan var mı?Bilgilendiren olursa sevineceğim.Ama beni daha fazla sevindiren şey,sitede Türkçe'nin kullanımına çok dikkat ediliyor olması.Çok yerinde,çok güzel bir uygulama.Bunun için ayrıca teşekkür ediyorum. |
Alıntı:
Sorularınızı ilgili başlıklar altında yazmayı unutmayın, burada size cevap veren olmaz. Ayrıntılı bilgiler ve forum işleyişi hakkında bilgi için buraya bir göz atabilirsiniz. Hoş geldiniz :) |
Uyarılarınız yararlı oldu,dikkate alacağım.Acemilik ve acelecilik sebepti...
|
Lise ve üniversiteden, sayısal bölüm öğrencisi olduğum için, dil bilgisi öğrenmeden mezun olmuştum. İnternet kullanımı pek çok kişinin Türkçe'sini bozarken benim kendimi geliştirmemi sağladı. Ağaçlar.net yönetici ve üyelerine dil konusunda gösterdikleri dikkat için teşekkür ederim.
|
7. sınıfa giden bir kızım var. Tüm zamane çocukları gibi internet ve cep telefonu kullanıyor. Cep telefonu ve internet yazışmalarında Türkçe kelimeleri doğru yazması, tuhaf kısaltmalar yapmaması için elimizden geldiği kadar dikkat ediyoruz. Faydasını iki senedir SBS Türkçe testlerinde soruların tamamını doğru yanıtlayarak görüyor.
İnternet ve cep telefonuna hazırlıksız yakalandık. Bu yüzden şimdi 15 - 20 yaş civarı olan gençleri nasıl yönlendireceğimizi bilemedik. Biraz dikkat edersek bundan sonraki nesilleri kaybetmeyiz. |
Hatalı kullanılan kelimeleri **** ile sansürlenmek yerine doğrusu yine ** içerisinde değiştirilse daha iyi olmaz mı ?
huysus = **** yerine huysus = **huysuz** gibi |
Konu önemli, duyarlı olmak gerek.
|
Alıntı:
|
Türkce mizin gid gide yozlaşmaması adına güzel bir uygulama...
|
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
|
Forum hakkinda
Sitenizi yeni kesfettim. Gercekten cok faydali bilgiler ve paylasimlar iceren bir site olmus. Yazim kurallari hakkindaki hassasiyetinize, turkceye sahip cikma adina saygi duyuyorum, bunun yaninda elimden geldigi kadar imla kurallarina uymaya calisacagimi soylesem de bu ancak bilgim seviyesinde olacaktir. Bu konuda site yoneticilerinin uyelere anlayis gosterecegini umuyorum. Doga dostuyum, fakat edebiyatci oldugumu soyleyemem, yazilarimi bilgim seviyesinde aktarmaya calisacagim. Siteye emegi gecen herkeze tesekkur ederim.
|
Alıntı:
|
sorumun cevabını alamadım yanlış yeremi bakıyorum acaba teşekkürler.
|
Sorunuzu doğru başlıkta sormadığınız için bir yanıt alamıyorsunuz heıdıneydı.
http://www.agaclar.net/forum/mum-cic...rnosa/1209.htm başlığında mum çiçeği meraklıları bir arada. Eminim probleminizi yaşyan ve size yardımcı olacak üyeleri orada bulacaksınız. Eski mesajlara bir göz atmanızda da fayda var. Daha önceden çok kez cevaplanan bir soru bazen cevap alamayabiliyor. |
Güzel bir uygulama! En ufak yazışmada yazım kurallarına dikkat eden biri olarak, hoşuma gitti.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 18:40. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025