![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
agaclar.net
|
Cevap vermeyin de konu kapansın. Tepkinize bakan haksızlığa uğradığınızı sanacak. |
|
|
|
|
|
#2 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bu düzeltmeleri neden yapıyorum? Bu forumda yazan ve okuyan insanlara saygımın gereği olarak, yapmam gerektiğini düşünüyorum. Burası bir paylaşım ortamı. Bilgi ve tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Tıpkı bitkiler lonusunda olduğu gibi, yazım konusunda da paylaşıma (sınırlı da olsa) bir imkân verilmiş. Ben bu imkânı verenlere teşekür ediyorum. Bitkiler veya başka konuda, bana iletilen her doğru bilgi teşekküre değerdir. Bir yanlışım konusundaki uyarılar, teşekkürü daha çok hakeder. Size yazarken, amacım keyfinizi kaçırmak değildi. Kendinizi aşağılanmış hissetmenize, üzülmüştüm. Yapılan uyarıda bir aşağılama edası görmemiştim. Ayrıca, Sayın gecenin, pek çok yazısını okumuş biri olarak kendisinin yazılarını özenle yazdığını, daima nazik olmaya özen gösterdiğini de düşünürüm. Bir yanlış anlamanın olduğunu düşündüm. Sizi, bir daha düşünmeye davet etmek, amacıyla yazmıştım. Yazımın, amacıma hizmet etmediğini gördüm. Konuya dahil olmakla verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim. "İyi yazışmayı, dostluk ve paylaşımı amaç edinen"lere selam olsun. Saygılarımla. Düzenleyen Yücel Özlem : 15-03-2010 saat 15:01 Neden: Yazım yanlışı. |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
|
Bu yazı kimseye Cevap (Bu kelimeyi gooğleden baktım şu an. B harfi ile mi, yoksa p harfi ile mi sonu?) değildir. Fakat ben şu an bana uyarı yapanlara çok teşekkür ediyorum. Takıldığım kelimeleri Googlede yazıp kontrol ettiğim oluyor sık sık. Onlara müteşekkirim. Orta okula bu sene başlayan kızıma da internette de olsa doğru yazması için telkinlerde bulunuyorum. Ve yaşım 57. |
|
|
|
|
|
#4 | |
|
agaclar.net
|
Alıntı:
Bu cevabı size veriyorum. Cümle içindeki durumuna göre değişiyor... |
|
|
|
|
|
|
#6 |
|
Ağaç Dostu
|
Aslında şu gereksiz alınganlıklar, sitemler ve küsmeler olmasa o kadar harika bir başlık ki okumaya doyamıyorum. Örnek kullanımlar üzerinden gidildiğinden, okul hâricinde bir yer olduğundan, kendinizi öğrenmeye zorunlu hissetmediğinizden, bir okul ödevi gibi algılanmadığından -en azından benim için- öğrendiklerim daha da kalıcı oluyor. Şu ortamın kıymetini bilelim ve ona göre davranalım, herkesin Türkçe'yi ortadan kaldırmak için bilinçli-bilinçsiz uğraştığı bir dönemde, çok güzel bir sitede kendimizi yetiştiriyoruz. Kırılıp gücenecek hiçbir şey yok, bir arada güzel güzel öğreniyoruz işte. Not: "Kendimi bir yere hiç bu kadar ait hissetmemiştim. agaclar.net'i çok seviyorum. " |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Ağaç Dostu
|
Google Chrome, internet tarayıcı programı, herhangi bir yere yazı yazıldığında eğer yanlış kelime yazarsanız aynı Ofis Word'da ki gibi kırmızı çizgilerle uyarıyor. Bu özelliğini seviyorum. İE 6 versiyonunda bu durum yok, İE 7 versiyonunda ve diğer internet tarayıcı programlarında var mı bilemiyorum. Düzenleyen betito : 20-03-2010 saat 09:37 Neden: Resim ekleme işi sonraya... |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaçsever
|
Forumun derin köşelerini yeni yeni keşfeden bir üye olarak, şu ana kadar okuduğum forum konuları içinde beni en çok düşündüren ve üzen bu başlık oldu. Türkçe bizim anadilimiz olduğuna, kendimizi ifade etmek için bu dili kullanacağımıza göre, en doğru şekilde kullanmak, hem kendimizi hem dilimizi geliştirmeye çalışmak zaten ortak amacımız değil midir? Gönül isterdi ki böyle bir uyarı yapmaya hiç gerek kalmasın. Sanal bir ortamda olmak, karşımızdakinin bizi görmediği rahatlığıyla forumlarda daha kuralsız bir Türkçe kullanma hakkı vermiyor kimseye. Nerede ve hangi ortamda olursak olalım yapabildiğimizin en iyisini yapmaya çalışmalıyız. Çocuklarımıza kitap sevgisi aşılamalı, okuma alışkanlığı kazandırmalıyız. Dilimize sahip çıkmalıyız. Oktay Sinanoğlu, Bye Bye Türkçe adlı kitabında daha ayrıntılı olarak da bahsediyor dilimize sahip çıkma gerekçelerinden. Yarınlarımızın hep aydınlık olması umuduyla.. |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-05-2010
Şehir: Yozgat
Mesajlar: 1
|
Türkçe o kadar güzel ki, hrafelirn yelreirni blie dğeşitrieilm ilk ve son hrafi dğoru yzammamız ytelri. Hangi dil bunu yapabilir ? |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaç Dostu
|
Türkçe o kadar güzel ki sözünüze hepimiz katılırız. Fakat burada beynin aynen bilgisayar sistemi gibi çalışıp, haznedeki kelimeleri hatırlaması ve cümlenin anlam ve gidişatına göre konumlandırması da çok önemli herhalde. |
|
|
|
|
|
#11 |
|
Ağaç Dostu
|
Sadece örnek olması amacı ile bir yazı kopyalıyorum. Hem yazının, hem de kurumun hali içler acısı. 7 Mayıs 2010 Yılmaz ÖZDİL yozdil@hurriyet.com.tr l£>./(14/2fno Başlığın altında gördüğünüz kupür, İstanbul Milli Eğitim Müdürü’nün imzasıyla, İstanbul’daki tüm ilköğretim okullarına gönderilen resmi bir evrak. * Kelimesine virgülüne dokunmuyorum... Sabırla okumanızı rica ediyorum. * “rC” İstanbul Valiliği diye başlıyor... “TC” olmuş “rC” yani! * Evrakın tarihi: “l£>./(14/2fno” * Ve, hazır olun... * “6., 7., Sınıflarına yönelik yapılması planlanan Kazanım Değerlendirme Sınavı ile ügüi olarak Bölge Sınav Yürütme Kumlu çalışma takvimini belirleyip aşağıdaki kararlan almıştır.” * (Aslında sınava sadece 6 ve 7’ler değil, 8’ler de giriyor! Devam edelim...) * “Sınav süresi 6. sınıflar için 105 dakika, 7. sımıflar için115 dakika, 8. sınıflar için 135 dakika...” * “Sınavın yapılacağı gün, 2. kademe öferencileri talil edilmeyecektir.” * “Uygun ulan tüm sınıflar sınav salonu olarak kullanılacak. Okul müdürleri sınav önccsi öğretmenlerle toplantı yapacak.” * “Stnav evrakları, en geç saat 08,00*dc okulda olacak.” * “Soru kitapçığı vc cevap kağıdı...” * “İS. Gözetmen öğretmen, stntfa ait güvenlik poşetini açacak. Optik form adına düzenlenmeyenlerle ilgili okul idaresinden a erekli yardımı alarak yedek poşet açılarak işlemyapılacaktır.föğrencinin T.C kimlik numarası bulunarak kndlaması sağlanacaktır) A ve B kitapçık türünde daşıtını yapılarak,işaretlenip sınavı başlatacaktır.” * “Optik formu eksik çıkan öğrenciler içıtı müdür yardımcısı görevlendirilecek. İlçe Sınav Komisyonları, Sınav Poşetlerini Kargo ile ilgili firmaya*a ödemeli olarak göndereceklerdir.” * “Dağıtım: 39 tiçe Eğitim Müdürlüğü” * Nasıl? Şahane değil mi? * Benim anladığım şu... * rC Valiliği tiçe eğitim müdürlüğü l£>./(14/2fno tarihli yazısıyla, öferencileri talil etmeyip, a erekli kndlamayı yaparak, sımıflar için stnav önccsi uyarıyor ulan! * İstanbul Milli Eğitim Müdürü’nü, kendisini buraya atayan Milli Eğitim Bakanı’nı ve Milli Eğitim Bakanı’nı bakan yapan sayın Başbakanımızı tüm sımıf öferencileri adına kutlarım. NOT: Batman’daki “Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer” Bulvarı, AKP ve BDP’lilerin ortak kararıyla TPAO Bulvarı olarak değiştirildi. Alanya’daki 402’nci sokağa ise, AKP’nin önerisiyle, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “annesinin” adı verildi. Memleketin en önemli bu iki sorununu halleden AKP’yi, ayrıca kutlarım. |
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu
|
Çocuklarımızı kimlere emanet ediyoruz değil mi? Bu yazıyla onbinlerce çocuğumuzun yüzbinlerce saatlik emekleri sınanacak. Başarıları değerlendirilecek. Bu durumu ifade etmek için skandal sözcüğü çok yetersiz, bakılım nasıl örtbast edecekler. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu.
|
Devamını okuyunca (daha doğrusu okuyamayınca)gözlerime inanamadım. Bu kurumun hazırladığı sınavdan, ne hayır gelir demeden edemiyor insan. Arada Ağaçlar.neti ziyaret etseler de yazımla kurallarıyla ilgili azıcık bilgi edinseler. |
|
|
|
|
|
#14 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 14-03-2010
Şehir: Belcika
Mesajlar: 68
|
Arkadaslar. Hepiniz hakli ve guzel konusuyorsunuz da, peki ben gibi yurt disinda yasayan buyuyen okuyan, Turkceden belki bihaber, klavyesinde Turkce harfler bulunmayan birini heralde afedersiniz. |
|
|
|
|
|
#15 | |
|
agaclar.net
|
Alıntı:
Biz örümcek kafalı, koşulları düşünmeyen, dediğim dedik tipleriz ya ![]() |
|
|
|
|
|
|
#18 |
|
Ağaç Dostu
|
Deveye sormuşlar ''Boynun neden eğri?'' Demiş '' Nerem doğru ki?'' Hayatım boyunca bu şekilde rezil bir resmi yazı görmedim. Tahirova Türk Alman Çiftliğinde Zirai Yayım Şubemiz vardı. O zaman teksir makinesinde çoğaltırdık yazıları. Hiç unutmam. Kuzu besleme hakkında bir yazı hazırlanmış. Şube Şefi bana daktiloda yazmam için verdi. Şube şefi Dr.Kleinken isimli bir Alman'dı. Daktiloda yazı işi bitince alıp bir göz gezdirdi. Ve şunu söyledi. Lütfen bir daha ve daha dikkatli, hatasız yazın. Oradaki arkadaşlar okudu. Metnin aynısı yazılı. Kimse hatanı nerede olduğunu bulamıyor. 2-3 okuyuş dan sonra sadece, kelimenin anlamını dahi değiştirmeyecek bir harf eksikliği olduğunu gördük. İşte hizmet ettiği kişiye, yazım kurallarına gösterdiği saygı. Bize iyi bir ders olmuştu. |
|
|
|
|
|
#19 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 05-10-2009
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 17
|
Türkiye sermaye piyasası,ticari kurumlar, yoldaki ve okullardaki exit (çıkış) tabelaları ,internet üzerinde türkçe karakter kullanamama gibi bir çok sıkıntı bu forumda türkçe karakter kullanıldığını duyduğumda çok mutlu olmuştum içten içe inşallah tüm siteler böyle olur yaşasın Türkçe.... |
|
|
|
|
|
#20 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 27-03-2010
Şehir: Denizli
Mesajlar: 686
|
Herhalde Dünya'da dil bayramı kutlayan tek milletiz. Bu da dilimize verdiğimiz önemi gösterir.Kul kusursuz olmayacağına göre hata yapabiliriz ancak hatalarımızın düzeltilmesi istendiğinde alınganlık göstermeden hatamızı düzeltmek ve aynı hatayı tekrar yapmamak için azami dikkati göstermeliyiz.Yazı yazmaktan amaç, muhakkak ki bir şey anlatmaktır.Yola çıkmaktan amaç da haliyle bir yere varmak.Nasıl ki gideceğimiz yere varmak için, yoldayken trafik kurallarına sıkı sıkıya riayet ediyorsak, yazarken de anlatmak istediğimizi tam ve doğru anlatmak için imla kurallarına sıkı sıkıya uymalıyız.Çünkü imla kuralları da yazı yazmanın trafik kurallarıdır.. |
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-04-2010
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 154
|
Yazım kuralları ile ilgili bu uygulama gayet hoş. Fakat yanlış yapabilmek o kadar kolay ki genel bir alışkanlık gerektirmiyor. Klavyeden olabileceği gibi bir kelimenin yazılışını yanlış bilmekten de (de ayrı mı yazılır bilemedim (hatta ayrı mı ayrı yazılır onuda bilemedim) kaynaklanabilir. Şahsi fikrimdir söylediklerim belirtmeme de gerek yok sanırım ama bu uygulama biraz sert olmuş. Sert olmuş derken demek istediğim, bir kişinin özellikle yeni bir üyenin önemsemeden yazdığı bir yazıdaki yanlışı özelden değilde konu devamında gündeme getirmesi alınganlığa ve yeni başlamış olan üyenin hevesini kaçırmaya yarar. Bence küçük uyarıların kişisel mesaj ile yapılması gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki genel olarak ağır hatalı bir dil ile yazılmış "yaw simdi herkez böle dedi ben neyapcam" şeklinde bir yazı uyarılmalı. Aradaki bu dengeyi kim kuracak peki? Bence bu iş forum yöneticilerine düşmekte. Kimseyi en ufak bir alınganlığa sebebiyet vermeden bu işi yapmakta biraz zor gibi geliyor. Bende türkçeyi düzgün kullanmak yazmak ve konuşmak için elimden geleni yapıyorum. Genelde devrik cümleler kuruyorum ve bağlaçlar ile ilgili sıkıntılarım var. Herkes hata yapabilir bence önemli olan bunun bir dil bozukluğu olarak kişiye yerleşmesi ve bunu heryerde göstermesidir. Genel olarak uygulamayı ve dil kullanım politikasını benimsememle birlikte yukarıda belirttiğim gibi kimseyi kırmadan, alınganlığa sebep vermeden ve hevesini kaçırmadan yapmak gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla. |
|
|
|
|
|
#22 |
|
Ağaçsever
|
xenkebikec`ya katiliyorum ayni zamanda forum yoneticilerinin de katagori ve etkinlik basliklari koyarken uydurakca tabir ettigimiz kelimeler yerine Turkceye yerlesmis (kokeni arapca veya farsca olabilir) kelimeler kullanmalari daha guzel olur diye dusunuyorum. Ornegin yerine MISAL, DOGA yerine Tabiyat. diyeceksiniz ki neden arapca bir kelime kullanalim. Tabiyat kelimesinin bir koku var, DOGA ise bir zamanlar bir grubun masaya oturup, informasyon, promasyon, Doga gibi kafadan atarak veya yabanci kelimelere "asyon" lar ekliyerek cikarttiklari uydurma bir dil yani Turkce olmadigi gibi HIC BIR SEYCE ![]() Bunu Turk Dili ve Edebiyati bolumu okuyanlar veya bitirenler daha iyi bilir. Sozu onlara birakiyorum. Kalin saglicakla Ben de Turkce klavye yok kusura bakmayiniz o yuzden. |
|
|
|
|
|
#23 | |
|
agaclar.net
|
Alıntı:
|
|
|
|
|
|
|
#24 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-10-2009
Şehir: Kırıkkale
Mesajlar: 644
|
Alıntı:
Fakat söyledikleriniz de eksik noktalar var. Türkçe de böyle bir ek mevcut olduğu için eylemlerden ad ya da zarf türetiriz.Örneğin : Sap> Sapa Yar > Yara Doğ > Doğa Doğa kelimesi doğmaktan kıyasla gelir...Masa başında uydurulmuş bir kelime değildir Oysa tabiat kelimesi "huy, mizaç,tavır ,karakter, seciye v.s " anlamlarına da gelir ki bu anlamlar doğa kelimesiyle karşılanamaz. Dolayısı ile doğa yerine tabiat kelimesini kullanamayız ,anlamını karşılamaz. Unutmadan söylemeliyim .Üstte sürekli kelimede hata yapmışsınız doğrusu TABİAT olacak, tabiyat değil... Sevgiler ,saygılar. |
|
|
|
|
|
|
#25 | ||
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Tabiatın ve doğanın kokusu konusunda da herkesin algısı farklı olabilir. Bana sorarsanız tabiat da deseniz, doğa da aynı duyguları yaşarım ama kullanma açısından doğayı yeğlerim. En azından doğa kelimesi benim kulağıma tabiattan daha ahenkli geliyor. Üstelik tabiyat örneğinde olduğu gibi yanlış yazma olasılığı da pek yok ![]() Düzenleyen nevsune : 13-05-2010 saat 16:55 |
||
|
|
|
|
|
#26 |
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,030
|
"tabiyat", bence böyle bir kelime olabilir. Tabiat anlamında değil de "tabi" olmaktan gelen bir anlamı var. "Doğa"nın "Doğ" fiilinden geldiğinden emin misiniz? Hiç bir anlam ilişkisi kuramıyorum. Öte yandan, TDK huy, mizaç anlamlarının "doğa" sözcüğüyle de ifade edildiğini söylemiş ![]() (Ben bu dil konusuna hiç girmemeliyim. Dil de, kainat - evren - gibi, sınırları olmayan ve sürekli genişleyen bir şey. Dilin sınırlarından söz edildiğinde, o sınırlar çoktan aşılmış oluyor) |
|
|
|
|
|
#27 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
2007 yılında bu siteye üye oldum ve çok uzun bir süre bu başlığa hiç girmedim çünkü tarımda ve çevrede yapılacak çok şey olduğuna inanıyordum. Asıl görevim bu alanlarda bildiklerimi paylaşarak topluma yararlı olmak diye düşündüm. Ancak, yukardaki bazı mesajları okuyunca, Türkçe alanında da yapılması gereken çok şey olduğu açıkça belli oluyor. Burada yorum yazan bazı kişilerin yanlış bir yolda yürüdüklerini düşünüyorum. Ancak, bu tabii ki kendi suçları değil. 12 Eylül darbesinden sonra, her alanda olduğu gibi, eğitim öğretim alanında da toplumu yontma ve istedikleri gibi şekillendirme kampanyası başladı. Tüm Cumhuriyet tarihimiz boyunca açılan İmam Hatip Lisesi'nden daha fazla sayıda İmam Hatip Lisesi açıldı. Amaç büyük çapta sola darbe vurmaktı. Beyin takımı generaller, solu önlemenin (belki sadece sol demek de doğru olmayabilir, buna aşırılıklar da diyebiliriz) en doğru yolunun dini teşvik etmek olduğunu düşündüler. (Uçaklarla din içerikli bildiriler attırdılar). Ayrıca, bu Batı'nın da işine geliyordu. Sovyetler Birliği etrafındaki yeşil kuşağı desteklemiş oluyorlardı. Bunun doğal olarak Türk toplumunda etkisi olacaktı. Bu etki, 2000'li yıllarda kendini iyice gösterdi. Ak Parti iktidarı, cübbeli hocaların onbinlerce mürid toplaması, cemaatlerin güçlenmesi, İslami televizyon kanallarının ortaya çıkması, TV kanallarında ve Internet’te din içerikli yayınların artması, genelde Araplara ve Arapça, Osmanlıca, Farsça'ya ilginin artması vb... İlginç olanı ise, tüm bunların Atatürkçülük adına yapılan bir darbe ile başlamış olması. Bence 12 Eylül generalleri büyük bir aymazlık içindeydiler. Tarih onları yargılayacaktır. Bu ayrı bir konu. Gelelim, dil konusuna. 30 yıldır profesyonel olarak İngilizce'den Türkçe'ye ve Türkçe'den İngilizce'ye çeviri yapmaktayım. Günde yaklaşık 2000 sözcükten hesaplarsanız, yaklaşık 20-25 milyon sözcük Türkçe yazı yazmışımdır. Bu da herhalde 20-30 cilt Brittanica Ansiklopedisi kadar yapar! Çeviri işiyle uğraşanlar bilirler. Dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. En önemlileri, çevirinin doğru olması, yazım hatası olmaması, seçilen sözcüklerin doğru olması vb. gibi. Bazen bizim çevirilerimizi müşterilerimiz bir başka çevirmene kontrol ettirirler. Son zamanlarda, çevirilerimi kontrol eden bazı çevirmenler aynı burada bazı kişilerin önerdiği gibi, doğa sözcüğü yerine tabiat, koşul yerine şart, sorun yerine mesele, örneğin yerine mesela, fikir alışverişi yerine fikir teatisi gibi değiştirmeler yapmaya başladılar! (Bu örnekleri çoğaltabilirim). Dil durağan bir yapıya sahip değildir ve sürekli yaşar ve gelişir. Dilin gelişmesini sağlayan en önemli unsur, o dilin gelişmeye uygun olmasıdır. Türkçe (Orta Asya'da kullandığımız Türkçe'den bahsediyorum), ek yapısıyla gelişmeye son derece uygundur ve zaten eklemeli diller böyle olmalıdır. Burada gelişmeden kastım yabancı olmayan yeni sözcükler türetmedir. Örneğin, İngilizce bu konuda zayıftır. Yeni bir durumla karşılaşınca anlamlı yeni sözcükler üretmede zorlanır. O yüzden bunun yerine hep kısaltmalar kullanırlar. Örneğin, bir bilgisayar terimi olan RAM (Random Access Memory). RAM aynı zamanda İngilizce’de KOÇ anlamına da gelmektedir. "Tabiat" sözcüğünü kullanmamız doğru değil arkadaşlar nedeni de "Tabiat"ta tıkanır kalırsınız! Halbuki "Doğa"dan, Doğal, Doğaçlama, Doğan, Doğurgan, Yenidoğan (İngilizcesi "Newborn', Doğum, Doğu (bunlar ilk aklıma gelenler) gibi birçok sözcük türetilebilir ve bu sözcükler toplumda kolayca kabul görüp yerleşmiştir. Anadolu'da kendi tohumlarımız vardı, değiştirildi! Anadolu halkımızın "yerli malı haftası," bakkalları vardı! Yok edilerek, yerine Batı’nın süpermarketleri geçirildi! Yerli malı kullanmak bizim için bir övünç kaynağıydı, şimdi ev hanımları İtalyan mobilyalarıyla birbirlerine hava atmak için yarışıyorlar! Anadolu’nun gelenekleri vardı, yozlaştırıldı! Milliyetçiliği vardı, törpülenerek şekil değiştirilmeye çalışıldı! Bir tek özdili kalmıştı, şimdi onu da elinden almaya çalışıyorlar. Dilimiz bu Arapçalaştırma ve Farsçalaştırma çabalarına karşı direnecektir. Bugün Doğa yerine Tabiat ya da Örneğin yerine Mesela kullanalım diyenler, yarın Bölen yerine Maksumünaleyn, Bölüm yerine Haric-i Kısmet, Çarpan yerine Mazrup, Çarpma yerine Zarb, Çıkarma yerine Tarh, Ondalık yerine Aşari de diyelim diyeceklerdir. Şimdi diyemezler çünkü büyük tepki alırlar! Hiç kuşkunuz olmasın. Önce Doğa yerine Tabiat ve Örneğin yerine Mesela'ya alışacaksınız. Bunlara alıştıktan sonra diğerleri gelecek! Benim çocukluğumda (çok eski değil sadece 35-40 yıl önce öz Türkçe kullanımı desteklenirdi. Şimdi tam tersi. Atatürk, Müselles yerine üç kenarlı genişleme anlamında "Üçgen" demiştir. Hangisi daha kolay akılda kalır, hangisi daha mantıklıdır? Sorarım size! Doğal olarak “-asyon” ekli uydurma sözcüklere karşıyız. Ama dilimize yerleşmiş ve dilimizin yapısına uyan Doğa ve Örneğin gibi sözcüklerle neden uğraşılıyor? Yaşamın her alanında bu geriye gitme özlemi neden? Bazıları istese de, Anadolu Halkı bunu yapmayacaktır. Düzenleyen Dogasever : 13-05-2010 saat 14:50 Neden: düzeltme |
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaçsever
|
Doğa ve Örneğin. Tabiat ve Misal. Birincisinde züppelik var. İkincisi daha bizden. |
|
|
|
|
|
#29 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Merhaba iş314 İlk olarak verdiğim Link'e bir göz atarsanız sevinirim. Yukarıda misalini verdiğiniz kelimelerin birçoğunu arkadaşlarımız kullanıyor. Örneğin; kimi doğa derken, kimi tabiat diyor. Tabii ki öz türkçe konuşalım. fakat dilimize yerleşmiş kelimeleri bir anda çıkarıp atabilir miyiz? Bir kelimenin yerleşmesi için uzun yıllar geçmesi gerekiyor. Ben bu büyük ailedeki hiç bir arkadaşımın züppelik olsun diye o kelimeleri kullandığını zannetmiyorum. agaclar.net sitesine de yakışmayan bir kelime olduğunu belirtmek isterim. Düzenleyen Cumhur Tonba : 15-11-2010 saat 22:33 Neden: iş314 yazacağıma yanlışlıkla Aygün Hanım yazılmış. |
|
|
|
|
|
|
#30 |
|
Ağaçsever
|
Sen 50-100 sene once yazilmis kitaplari okuyup anlayabiliyor musun? Hic sanmam. Bu yukaridaki zihniyet yuzunden maalesef. Bin yillik HAMID ismini HAM IT yapan zihniyet ile anca millet aya giderken yaya yururuz vesselam. ![]() |
|
|
|
![]() |
| Konu Araçları | |
| Mod Seç | |
|
|