![]() |
|
![]() |
#3 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Ebegümeci yi nasıl tanırız .Buna benzer ot varmıdır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
|
Ebegümeci Açıklama : Latince adı: malva sylvestris Almanca: Malve İngilizce: Common mallow Özellikleri: Kronikleşmiş boğaz ve bademcik iltihablarında promotor etkili Ebegümeci, gerçek bir protein ve C-vitamini deposudur. Kalsiyum ve fosfor bakımın dan bulunmaz bir tabii kaynaktır. Ağız ve diş temizliği için ebegömeci gargarası bulunmaz bir nimet... İçerdiği malvidin ve malvin maddeleri beraberce sağlıklı diş eti yapısı için ideal bir yardımcı ve plaque (plak) önleyici ve de ağızdaki bakterilere karşı da güçlü bir pro-oxidant özelliğe sahiptir. Bu sayede haftada birkaç defa yapacağınız ağız gargarası, sizi faranjite, bademcik iltihablanmasına (tonsilitis) ve sağlıksız diş etlerinin oluşumuna karşı koruyacaktır. Ebegümeci tanıdığım yüzlerce bitkinin içerisinde en iyi destek özellikli ve de doğru bitkisel karışımlarda kullanıldığı taktirde en güçlü takviye edici ve işlev artırıcı olanlardan biridir. Bu gücünü içerdiği gossypin-3-sulfate ve malvidin’den almaktadır. Ebegümeci, yanlış karışımlarda kullanıldığı taktirde de, karışımda bulunan diğer şifalı bitkilerin tedavi edici gücünü nerede ise, tamamen ortadan kaldırma özelliğine sahiptir. Bu nedenle ebegümeciyi ve karıştırılacağı bitkileri ve karışım oranlarını da çok iyi bilmek ve tanımak gerekir. Kronikleşmiş bademcik ve boğaz iltihablarında ebegümeci bitkisinin yukarıda bahsettiğim desteği çok çok önemlidir. Ebegümecinin karışımlardaki kullanım miktarı (oranı) çok azdır, ancak tedavi için katkısı çok fazladır. Değerli okuyucu, adaçayının boğaz ve bademcik iltihablarındaki koruyucu ve önleyici gücünü, gerçek bir tedaviye çeviren ebegümecidir. Karışımda adaçayına en iyi uyum sağlayan bitki yine ebegümecidir. Adaçayı ile ebegümeci karıştırıldığı taktirde kronik boğaz ve kronik bademcik iltihablarına karşı gerçek bir silah oluştururlar. Bu karışımı kullanırken dikkat edilecek en önemli nokta bu iki bitkinin karışım oranlarıdır. http://www.bsm.web.tr/modules.php?na...s&lid=12&cid=4 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
-Lakin yaprak ve tüy meselesi bir maddi durumun ifadesi olduğundan itiraz edceğim. Hardal dahil her bitkinin toplanıp yenebileceği belli bir gelişme ve dönemi vardır. Tıpkı sebzeler, meyveler gibi. Uygun gelişme döneminde toplanmamış ise burada sözünü ettiğimiz tüm bitkiler için, bazı olumsuzluklardan söz edilebilir. Belli dönemde sevilerek yenebilen birçok bitki kartlaşınca yenilmesi imkansız hale gelir. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 |
Doğadelisi
|
Eğşiotu nu her ne kadar tanımasam da Ebegümeci ile müşerref oldum, hatta hakkında bir sürü araştırma yapıp, bitkilerle ilgili hazırladığım arşivime ekledim.. Biliyor musun Sebo kardeş, ebegümeci çoğu hastalıkların dermanı hatta bu forumun ilk sayfalarında da bazı bilgiler verilmiş tıbbi yönüyle ilgili.. Tarhun bulursan burada bize tanıtır mısın? Sevgiler.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bursada ve gittiğim yörelerde yenilebilen otların resimlerini çekip sizin için yayınlamaya çalışacağım. Billur abla ebegümeci dediğiniz gibi çok faydalı bir bitki... |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#13 | |
Doğadelisi
|
Alıntı:
![]() EBEGÜMECİ Küçük yapraklı ebegümeci (Malva Vulgaris), çit,yol ve eski duvar kıyılarında, harabeliklerde, ama yalnızca insanların yaşadıkları yerlerin çok yakınlarında yetişir. Büyük yapraklı ebegümeci (Malva Grandfolia) ve öteki değişik cinsleri genellikle çiçek ve sebze bahçelerinde yetişir. Anadolu'da 8 Malva türü yetişmekte olup, bunların çiçek ve yaprakları bir ayrım yapılmaksızın "Ebegümeci" olarak kullanılmaktadır. Bu bitkilerin hepsi de yapraklarında, çiçeklerinde ve saplarında (bamyada olduğu gibi) bir sümüksel madde içerirler. Küçük yapraklı bitkinin uzun saplarının ucundaki yapraklar yuvarlak ve çentiklidir. Açık pembeden eflatun rengine kadar değişebilen renkte çiçek açarlar.Bir de yuvarlak meyvesi vardır. Çiçekleri, yaprakları ve sapları, Haziran'dan Eylül'e kadar toplanabilir. Bitki, kurutulduğunda özelliklerinin bir bölümünü yitireceği için, elden geldiğince taze kullanılması gerekir. Ama kurutulmuş bitki yine de kullanılabilir. Ebegümeci çayı özellikle mukoza iltihaplarında, gastrit, mesane iltihabı, mide ve bağırsak mukoza iltihabında ve ağız boşluğu iltihabında olduğu kadar, mide ve bağırsak ülserinde de başarıyla kullanılabilir. Ama bu son iki hastalık için, arpa ile karışık bir çorba hazırlamak gerekmektedir. Önce arpa kaynatılır ve soğuduktan sonra bitki yaprakları eklenir. Ayrıca, akciğer balgamlanmalarında, bronşiyal nezlede, öksürük ve aşırı ses kısıklığında özellikle önerilir. Gırtlak ve bademcik iltihabı ve ağız kuruluğunda da başarıyla kullanılabilir. Bitki, sümüksel özelliğinin yitirilmemesi için, geceden soğuk suya koyularak demlenmelidir. Günlük kullanım için 2 veya 3 bardak ılıklaştırıp, gün boyunca yudumlanarak içilmelidir. Nefes darlığına yol açan akciğer amfizemi bile ebegümeci çayı ile iyileştirilebilir. Bu durumda, günde en az 3 bardak çay içilmeli ve süzüldükten sonre geriye kalan yapraklar iyice ısıtılarak bronşların ve akciğerin üstüne geceleyin kompres olarak uygulanmalıdır. Oldukça ender görülen gözyaşı azlığı durumunda da, gözlere ebegümeci banyosu ve kompresi uygulandığında, çok iyi sonuçlar alınabilir. Kaşınan ve yanan yüz alerjilerinde de, yüzü ılık ebegümeci çayı ile yıkamak rahatlatıcıdır. Ebegümeci dıştan, kırıklardan veya damar iltihaplarından kaynaklanan yaralarda, çıbanlarda, şiş ayak ve ellerde kullanılır. Kaşınan ve yanan deri alerjilerinde yapılan ebegümeci çayı yıkamaları çok rahatlatıcıdır. Bu durumlarda, ayak ve el banyoları yapılmalıdır. Gırtlak iltihabını iyileştirmeye ve gırtlak hastalıklarında da başarı sağlayabilir. Bu tür olaylarda, gün boyunca kullanılmak üzere, iki buçuk litre suya geceden bitki eklenerek demlenmeye bırakılır (Bir bardak suya, yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış taze bitki) ve ertesi gün hafifçe ısıtılarak bir termosa doldurulur. Gün boyunca, yudumlanarak 4 bardak çay içilir ve gerisiyle de derin gargaralar yapılır. Gırtlak, ağız boşluğu ve burun kuruluklarında da gün boyunca elden geldiğince sık gargara yapılmalıdır. Özellikle kırsal kesimdeki evlerin çevresinde yetişen ebegümeci, günümüzde azalmaya yüz tutmuştur. Evleri çamur ve rutubetten korumak ve de güzel bir görünüm kazandırmak amacıyla, çevrelerine beton dökülmektedir. Böylece, bitkinin yaşam alanı daraltılmaktadır. Varlığı için Tanrı'ya edeceğimiz teşekkürlerin hiç bir zaman yeterli olamayacağı, insanlığın bu büyük yardımcısı, ne yazık ki, böylece her geçen gün azalmaktadır. Kullanım Biçimleri: Çay Hazırlamak: Yalnızca soğuk suda demlendirilmelidir. Yarım tatlı kaşığı bitki (ince kıyılarak kurutulmuş), orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya akşamdan eklenir, sabahleyin süzülür ve ılıklaştırılır. Ayak ve El Banyoları: Iki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki, 4-5 litre soğuk suya akşamdan eklenir, ertesi gün, elin veya ayağın dayanabileceği kadar ısıtılır ve süzülür. Banyo süresi 20 dakikadır. Banyo suyu, yeniden ısıtılarak iki kere daha kullanılabilir. Bitki Kompresi: Çay süzüldükten sonra artan posalar biraz suyun içinde ısıtılır, arpa unu ile lapa haline getirilir ve bir bezin üstüne yayılarak, sıcak sıcak uygulanır. Kompresin sıcaklığını yitirmemesi gerekir. Kompres süresi isteğe göre düzenlenebilir. www.bitkisel-tedavi.com/ |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#15 |
peta
Giriş Tarihi: 08-06-2006
Şehir: karasal iklim bol rüzgarlı
Mesajlar: 33
|
![]() Ebegümeci hakkındaki Billur Korkmazın yazısını okuyunca annemin sözleri aklıma geldi :" Tırnak yiyen bir çocuğun midesinden tırnaklar kenetlenmiş vaziyette çıkarılmış: Tas gibi ......Çocuk bu sebepten ölmüş. Oğlumu öldüren nesne diye kadın tası saklamış....Gel zaman git zaman derken kadın ebegümecini haşlamış, suyunu da nedense bu tas gibi şeye dökmüş, erimiş gitmiş" derdi . Tabii ben tırnak yemeyeyim diye söylerdi ama söylediği hikaye de çözüm vardı galiba farkında değildi. Annemin sık sık anlattığı ve altını çize çize söylediği ebegümeci hikayesi beni hiç korkutmadı.Ben uzunca bir süre tırnak kemirmeye devam ettim. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#16 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sevgili Billur Korkmaz; Bu güzel bilgiler ve paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Saygılar. Düzenleyen Penelophe : 15-05-2007 saat 19:15 Neden: imla hatası |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#17 | |
Doğadelisi
|
Alıntı:
![]() ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#18 | |
Doğadelisi
|
Alıntı:
![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#19 |
Ağaç Dostu
|
Bizim bahçede birkaç kök ebegümeci var normalde yemeyiz biz öyle bahçede kendiliğinden olur kartlaşır tohum olur tekrar dökülür yeniden çıkar kimse yüzüne bakmaz geçen ramazanda yemek proğramlarından birinde izledim ebegümecini doğradı semizotuyla birlikte kendi sularında kavurdu yağsız içine biraz buğday döktü kırmızı biber attı üzerine sarımsaklı yoğurt ekledi bugün bahçeye çıktığımda ebegümeciler okadar güzel yemyeşil göründülerki gözüme bir avuç kadar topladım semiz otu yoktu bende sade ebegümecini kavurdum biraz su ekledim düğü ince bulgur ekledim birazda kırmızı biber sarımsaklı yoğurt tadı çok güzel oldu birde soğanla kavurup üzerine yumurta kırcam tadı ıspanağa benziyor ıspanağıda en çok öyle severim gerçekten faydalı bir bitkiyse boşa gitmesine gönlüm razı olmaz bundan sonra. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#20 |
Ağaç Dostu
|
Ağaçlaşmış ebegümeci
Bu bitkinin neden hep insanlara yakın yaşadığını çocukluğumdan beri merak etmişimdir. Bugün tesadüfen ağaçlaşmış olanını da gördüm, sanırım en az 4-5 yaşında vardı ve boyu da 2 m. civarındaydı. Ağaçlaşmış halini görünce şaşırdım. Yaprakları normalden biraz küçüktü ve ben bir süre başka bir ağaççığa mı sarılmış diye baktım durdum. Hayır yakınındaki bir çitten destek almış, yıllarca canlı kalıp, gövdesini ağaca dönüştürmüştü. Son iki yıldır da sayıları çevrede bariz bir şekilde arttı sanki. Başka ağaçlaşmış halini gören var mı merak ettim. Ne yazık ki fotoğraf makinam yanımda yoktu! gece |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#21 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
|
Ebegümecinden yaprak sarması yapıp yemenizi tavsiye ederim.Salamura yıyemiyen şeker hastası olan dostlar ebegümeci sarmasını severek yerler.Çünkü;tatlı bir tadı olur. Haşlanmış ebegümecine suyuyla beraber soğuduktan sonra zeytinyağı ve limon ilave ederek salata yerine yeriz. Hoşçakalın |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#22 |
Ağaç Dostu
|
Bir kaç gün önce bu ebe gömeci sevdasına kapılıp taa İsveçlerden gelen bir misafir ağırladık... Bizim tarlada ebe gömeci sayıklayarak gezdi, var dedik gösterdik, ama daha çok küçük gömeçler... bunlar daha 'baby' dedik. 1 ay sonra gel dedik. Bizim gömeçlerin bir hayranı var artık ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#23 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 23-11-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 69
|
Toplama zamanı
Merhaba arkadaşlar, Ben sonbaharda havaların da sıcak gitmesiyle iyice gelişen ebegümecilerden kesip, pirinçli, zeytinyağlı yemeğini yaptım. İlginç bir durum oldu. Daha genç ince saplı olanlar pişmedi ve yemeğin içinde kılçık gibi kaldı. Eşim yiyemedi. Ben de ancak çok çiğneyerek yiyebildim. Kalın saplarıysa pişti ve yumuşadı. Gerçi bir fasulye kılçığı gibi değillerdi. Sonuç olarak çiğnedikçe dağılıyorlar. Daha önce, ilkbaharda yaptığımızda böyle bir durumla karşılaşmadık. Sanırım saplar iyice kalınlaşmıştı. Benin naçizane gözlemime göre bitkinin sapları çok inceyken ham oluyor. Yani tam gelişmeden yemek doğru değil gibi geldi. Sonuçta bu onun bir savunma yöntemi olabilir ve bu dönemde yenmeye hazır oladığını gösterir diye düşünüyorum. Hepimize afiyet olsun. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|