01-06-2006, 22:14 | #34 |
Ağaç Dostu
|
Bu arada selluka ile ilgili güzel bir yazı buldum. Selluka İzmir'in kokusu Avucumun içinde minicik bir fasulye tanesi gibi duruyordu. Fasulye de değil, kuru börülceden büyük, fasulyeden küçük bir tohum bu. Ona uzun uzun baktım ve yıllara, yüzyıllara dayalı öyküsünü merak ettim. Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Necati Ortabaş'la bir görüşmemizde tanışmıştım bu küçücük tohum taneciğiyle. Dostum Maksude'yle bana Selluka'nın öyküsünü anlatmıştı: 'Bir zamanlar İzmir'de, Alsancak'ın Karşıyaka'nın o güzel evlerinden, bahçelerinden bir çiçeğin kokusu yayılırdı tüm kente. Adı Selluka'ydı. Bir yerlerde duymuşsunuzdur onun adını. Artık unutulmaya yüz tutmuş bir ad, bir koku bu. Özbeöz İzmir kokusudur Selluka.' İzmir'e ait tüm değerleri yaşatmaya, canlandırmaya, onu herkese tanıtmaya kararlı bir grubun başkanı Necati Bey. Kemeraltı dergisi yönetimi, yayınlarını her ay küçük bir anıyla, bu kentin yaşamını, tadını, keyfini, duygusunu yansıtan zarif bir armağanla ulaştırıyor kendi adres portföylerine. Sayın Ortabaş, bu ayki armağanı sorduğumuzda, elini cebine atıp küçücük bir poşetten bir tohum taneciği çıkarıp avucumuza bırakmıştı. Ben o gün öğrendim Selluka'nın sadece Ezgi'nin Günlüğü'nün 'Aşk' albümünde yer alan bir şarkı olmadığını. Ne diyordu o şarkıda: 'Yağmur yağdı, gene dallar boyandı / Sellukalar uyandı... Işık kapıya dayandı / Sen sen sen aşkı bulsan / Selluka gibi sarılsan'. Bendeniz, çocukluğu Beşiktaş sokaklarında geçmiş, sonradan olma bir İzmirli olarak bu şarkı sözlerinde bulmalıydım aslında kopyayı. Belli ki selluka, saran, sarılan bir çiçek. Eee, kokusu nasıl bunun acaba? Rengi ne? Tüm bunları anlayabilmek için avucumun içindeki küçücük taneciğin büyümesini bekleyecek kadar sabırlı da olamadım ki hiç. Hafta içinde bir gün Güzin Kemaloğlu ile bir Kemalpaşa kaçamağı yaptık. Güzin Hanım çalışanları hanımlardan oluşan Türkiye'nin en büyük organizasyonunun Satış Direktörlüğünü yapmış, çok sevdiğim bir insan. Hayatımdaki temel taşlardan. Şimdi satış eğitimi üzerine bazı çalışmaları var. Biraz da beyin fırtınası yapma amaçlı bu kaçamağa, Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesi müzik bölümü öğrencilerinin flüt sesleri eşliğinde yapılan bir kahvaltıyla başladık. Sonra dersimizi çalıştık. En sonunda da güzel bir ilkbahar güneşi altında bahçeye petunyalar diktik. Çiçeklerle uğraşırken ona soruverdim Selluka'yı. Biliyormuş. Bana anlatabilir mi diye sordum; 'Limon çiçeği ile yasemin arası bir kokusu var, inanılmaz güzel kokar. Çiçeğe baktığında, o yoğun kokunun o kadarcık çiçekten nasıl çıktığına inanamazsın.' Ona, Kemeraltı dergisinin kendilerine ait adres listesine dört yüz tane Selluka tohumu dağıtacağından bahsettim. 'Harika bir fikir bu, ben de isterim. Çünkü artık bu çiçek neredeyse hiç kalmadı' dedi. O gün Kemalpaşa'dan eve dönerken 'neredeyse bu çiçekten hiç kalmadı' sözüne takıldım kaldım. Acaba konusu İzmir'de geçen o eski romanlarda adı geçen koku gerçekte Seluka'ya mı ait? Mis gibi kokan bahçe aralarında kaç sevgili buluşup sarıldı acaba? Kaç insana sokakta yürümenin keyfini büyük bir hazza dönüştürdü, kim bilir? Dilimde Maksude Kılınç'ın o harika, romantik metni, çimlendirmeye bıraktığım tohumun ne olacağı merakıyla evime doğru ilerledim; 'İzmir'in, Karşıyaka'nın bahçelerinde açardı salkım salkım. Kimi bir ağaca sarılmış, kimi bir kameriye ile içli dışlı. Sokaklarda imbatın kokusu ve baştan çıkarıcı renkleriyle selluka, şenlendirirdi İzmir'i... A * * * Mis kokulu bir hafta olsun; iyi pazarlar. Benan Bilek benan34@hotmail.com http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/...zarlar324.html |
01-06-2006, 22:27 | #35 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 05-05-2006
Mesajlar: 84
|
Yerim müsait değil ama saksı içinde balkonda da olur diyen çıkarsa ben de edineceğim sellukayı. Selluka tohumları ekilmeden ne kadar dayanır ? |
01-06-2006, 22:43 | #36 |
agaclar.net
|
Saksı içinde ve balkonda pek güzel olur.Kayınvalidemin eskiden devasa bir saksıda büyüttüğü sellukası vardı.Üst kattaki Emine Teyze 'nin balkonunun parmaklarına kadar sarardı, renkli burgu burgu çiçekleri burcu burcu kokarken balkonda çay içmek ne keyifliydi anlatam.Balkonda selluka, ful ve gardenya bir arada duruyordu.Artık varın siz düşünün ötesini |
01-06-2006, 22:53 | #37 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 05-05-2006
Mesajlar: 84
|
cennet gibi bir balkonmuş, en kısa zamanda deneyeceğim, teşekkürler |
01-06-2006, 23:34 | #38 |
Ağaç Dostu
|
Gardenya mı ? O da mı kokuyor Yasemin, Hanımeli (Bizim oralarda Ballıbaba denir. Çocukken içindeki tatlı sıvıyı emerdik ), Ful tamam. Selluka tohumu çimlemeye bırakıldı. Gardenya ya bir bakalım bulabilecekmiyiz |
04-06-2006, 21:27 | #49 |
Ağaç Dostu
|
Sy memet gönderdiğin selluka tohumları 03-06-06 saat 19.30 da elime geçti çok teşekkür ederim. Dün gece herhalde site bakımı vardı yazamadım. Tohumlara zarar vereceğim endişesiyle sıcak su yapmadım bu 2 tohum değerli. Oda sıcaklığında 13 saat (yarım litre içme suyuna 1ml oksijenli su ilavesiyle)su içinde tuttum ve ektim. Sy Mine Hanım altta görülen bu mini sera bu iş için uygunmu? Teşekkür ederim. Düzenleyen malina : 04-06-2006 saat 22:08 |
04-06-2006, 22:06 | #51 |
agaclar.net
|
Evet uygun, ancak tohumlar çimlenir çimlenmez kapağı açık tutun. Bu arada hergün havalandırın, terlemeye engel olun.Hava çok sıcak gidiyorsa kapağı açın. Kapakla kutu arasına birşey sıkıştırıp aralık kalmasını da sağlayabilirsiniz. Haydi bakalım hayırlı olsun. |
04-06-2006, 22:37 | #54 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
birlira
sanıyorum senin tohumlarında bir hafta içinde arayı kapatacaktır. yaz sonuna doğru sarmaşıklarımızın altında keyifle resim çektirmek dileğiyle çalışmaya devam............... |
|
|