agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Köpekler (https://www.agaclar.net/forum/kopekler/)
-   -   Sokak Köpekleri (https://www.agaclar.net/forum/kopekler/24819.htm)

Sûz-i Dilârâ 27-06-2011 09:51

Sokak Köpekleri
 
3 Eklenti(ler)
Oturduğumuz yerin arkası boş, tepelik bir arazi ve ben orada 10-12 arası köpek besliyorum akşamdan akşama kasaplar çarşısından topladığım etleri onlara veriyorum. Onlar da sabahları ve öğlen sıcağında daha gerideki araziye çekilip gölgelere kaçıyorlar.

İki tanesi de bizim binanın önünden ayrılmıyor, birine acil yuva bulmam lâzım. Binadan biri aşırı rahatsız ve kulis yapıyor. Birgün bir zarar vericekler diye korkuyorum. Zavallıcığı bulduğumda açlıktan hareket edicek durumda değildi şimdiki hâli de bu.

Van'da olup da siteye üye olanlardan isteyen olursa verebilirim. :(

Sûz-i Dilârâ 02-02-2012 01:47

Bu başlığı biraz daha canlandırmalı.

Arkadaşlar sokakta beslediğiniz köpekler varsa fotoğraflarını ekleyebilir misiniz? Bir de onlar için neler yapıyorsunuz? Beslenmelerinde ne tür yiyecekler -kolay ulaşılabilir ve ucuz-kullanıyorsunuz? Sizin bu yaptıklarınızdan şikâyetçi olanlar var mı? Lütfen paylaşalım. Benim açıkçası sokak köpekleri başlığında yapılacak paylaşımlara çok ihtiyacım var.

Yukarıdaki resimdeki yavrunun ne olduğunu da yazayım merak edene, ona bir ev buldum, Edremit'in bahçeli evlerinden birinin sahibine verdim, bahçesine bağladı, bakımını da üstlendi. Bu köpek sanki av köpeği gibi, tavukları kovalıyor, çok hareketli, kontrol etmek için gittiğimde bir iki defa çözüp dolaştırmaya çıktım, durdurabilene aşk olsun, ama peşimden ayrılmadı, uzaklaştığında durup beni bekledi. :)

alcen 02-02-2012 03:09

Sevgili arakadaşım,
Yazınızı okuyunca ne kadar sevindim anlatamam,bende sizin ğibiyim 5 tane sokak köpeginin annesiyim.Köyde her gün yoluma bakıyorlar,arabanın sesini duyduklarında nerde olurlarsa koşa koşa gelirler. Birtanesi biraz nazlı soğuklarda onu eve getirdim,çok mutlu bir görmelisin adı ada hepsine isim koydum isimlerini biliyorlar.
Bu hayvanlar köydeki evimin önöne gelirler,ben gidemediğim zamanlar köyde bir bakkalımız var o besliyor oda hayvan sevdalısı.
Onlara marketlerden son kullanma tarihi gelen et ürünlerini alıyorum
bulamadıgım zaman çorbalık tavuk alıyorum,ucuz sosislerden alıyorum arada köpek maması.
Tabi bunları asla pişirmeden vermiyorum.
kar kalksın resimlerini cekerim.
Selamlar sevgiler.

Güzin Çakar 02-02-2012 08:03

Sevgili Suz-i Dilara, benim baktığım 4 köpek, 10-15 kedi (erkek veya kız tamamı kısırlaştırılmış) ve saksağanlarım var.Ayrıca güvercin, kumru ve kargaları da sitemizde 2-3 kişi besliyoruz. Bunların hepsinin, ayrı sayfalarını bulup yazmam beni çok aşar.

Çevreden tahmin ettiğiniz gibi çok şikayet geliyor. Yalnız köpekler, değil kumrulardan bile... Geçtiğimiz sonbaharda işler daha da karıştı ve en akıllı köpeğime başka bir yuva bulmak zorunda kaldım. Aslında kimseye de zararımız yok. Ben sabahları çok erken kalkarım. Hepsini dolaşır, yiyeceklerini verir, karınlarını doyuruncaya kadar bekler, artanları (kuşlarınki hariç) toplayıp , saat 7 gibi evime dönerim.

Neden yiyecek bırakamıyorum? Asıl problem burada. Arada bir, akıllarına esip, çöpe atılacak yiyecekleri çok kirli kaplar veya poşetlerle getirip ,ortalık yere, olduğu gibi bırakanlar var. Getirdiklerini (yenmeyecek kadar kokmuş yemekler, balık kafaları, çok bozulmuş süt ürünleri...) bizimkiler de yemiyor,günlerce ortalıkta duruyor. Zaten ben de yemesinler diye dua ediyorum. Yerlerse , ertesi gün Veteriner'deyiz. Biliyormunuz, bu gibi kişiler, hayvansever olduklarını düşünürken, şikayet edenlerden, daha büyük zarar veriyorlar. Uygun yerlere temiz bir şekilde yiyecek konulmasının önünü kesiyorlar.

Sonbaharda olanlar daha sonra...Sevgilerimle...

alcen 02-02-2012 16:06

Burada insanla hayvanı karıştırdım.

agozce 02-02-2012 18:13

Karnını doyurduğunuz bir köpek sla sizi ısırmaz. İnsanla hayvanın asıl farkı bu..

(benimde 11 tane baktığım sokak ökpeğim ve sayıları her gün değişen kedim var.)

acemifüsun 02-02-2012 19:15

Bizim evde 2 kedi, 1 köpek var, ayrıca bakmaya çalıştığımız 10 civarında sokak kedisi:) Komşularımızdan bazıları da mahalledeki sokak köpeklerinin bakımını üstlenmiş durumda.
Yazlıkta sokak köpekleri benimdi, yürüyerek bir yere giderken, önde ben, arkamda en az 4-5 köpek, aynı fareli köyün kavalcısı gibi gidiyorduk:)
Şu anda mahallemizin en çok sevileni, her kesin gözdesi, dişi bir sokak köpeğimiz var, adı Pimpirik
, belki de dünyanın en kibar köpeğidir:)
Fotoğrafını çekip en kısa zamanda yükleyeceğim.

baykal_77 02-02-2012 19:23

hayvanı sevmeyen insanı da sevemez
bu soğuk havalarda sokaktaki hayvanları yalnız bırakmıyalım üstelik sadece soğuklarda da olmamalı herzaman beslemeliyiz
onlarda can taşıyorlar

cemo 02-02-2012 19:45

Hava o kadar soğuk ki, zavallı köpecikler bahce teline gelip bekliyorlar yiyecek verelim diye. Eşim, onlara ev artıklarından mamalar hazırlıyor. Tel kapının dışına bıarakıyor, bizim paşa o sıra da içeride deliriyor tabii. Havlamaktan dili dışarıya cıkıyor.
Zavallı köpeciklerde birbiri ile kavga ediyor bir lokma fazla kapabilmek için.:(
Kediler için de yan bahceye yemek hazırlanıyor tabii.

En kızdığım da, hayvanların yiyebileceği artıkları çöpe atmaları insanların. Hiç olmazsa bir kabın içinde çöpün dışına koyun da, şu kötü havalarda bari hayvancıklar iki lokmayı yiyebilsinler.

Hepinize teşekkürler.

acemifüsun 02-02-2012 21:03

Karşıyaka Belediyesi geçtiğimiz yaz başı sokak hayvanları için su ve yemek kapları dağıttı. Her köşede duran su ve yemek kaplarını mahalle sakinleri dolduruyor.
Bir zamanlar önümüzdeki parkta takılan şarapçı; ben yeni dikilen çiçeklere kim basmış aceba diye söylenirken, hayvanların işi olduğunu belirtti. Ben de; ee, olacak o kadar, onlarda bu parkın sakinleri deyince; bu Bostanlının kedileri, köpekleri bile şanslı demişti:)

Sûz-i Dilârâ 02-02-2012 21:07

İzmir'e bu konuda hayranım, hayvanlar orada daha şanslı, daha rahat gibi sanki. :) Medeniyet ayrı şey ya. :)

Sûz-i Dilârâ 02-02-2012 21:17

Ben de beslediğim sokak köpeklerinin yarın fotoğraflarını çekebilirsem ekleyeceğim, beni görünce atlıyorlar, zıplıyorlar çekemiyorum. :) Onlara bayılacaksınız, o kadar tatlılar ki.

İsimlerini de şimdiden yazayım da ufak ufak tanıştırayım onlarla.

Baştan söyleyim Tin Tin ve Üçüzler hariç hepsinin isimlerini çocuklar koydu ben de değiştirmedim: Reks, Garip, Minik, Üçüzler (bu tek isim üç ayrı köpeğe ait, birbirinin kopyası üç kardeş, onları ayıramıyorum, hangisini görsem Üçüz gel oğlum diyorum :) Jagi (Jaguar'ı kısaltmışlar :), Dilsiz (hiç havlamazdı yavruyken), Tokmak Kafa ile Tosun Paşamız vardı onlara yuva bulduk, Duman, Nazlı, Ramazan (ada apartman görevlisi çocukların beslediği yavruyu kovup onlara kızıyor diye adını kovduğu yavruya vermişler :) Baron (kendisi polis köpeği olur, malülen emekli), Deyzi (ev bulduğumuz en yukardaki yavru), Tin Tin'in yavrusu Koca Ayak bizimle ama Korsan (tek gözünün etrafı korsan bandıyla çevrili gibi tüylerinden dolayı) vardı sessizce kayboldu gitti bir daha gelmedi. Bir de gruba sızan 3-4 tane daha köpek var, onlar da isimsiz, bize alışık değiller, kaçıyorlar.

Bir de henüz isimsiz beş kardeş var, demin onlara yemek verdim geldim. Yukarda saydıklarımın en küçüğü 9 aylık, bu beş kardeş taş çatlasın dört aylık falan :(

cemo 02-02-2012 21:18

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemifüsun (Mesaj 907039)
bu Bostanlının kedileri, köpekleri bile şanslı demişti:)

Oysa, bizim köyün hayvanları açlıktan perişan. Keşke, İzmir kadar şanslı olsaydık.

acemifüsun 02-02-2012 21:31

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi cemo (Mesaj 907047)
Oysa, bizim köyün hayvanları açlıktan perişan. Keşke, İzmir kadar şanslı olsaydık.

Kıyamam onlara:( Her kes çevresindeki hayvanı beslese, kendi artıklarını ekmekle karıştırsa verse :(

Charlaux 02-02-2012 22:24

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi cemo (Mesaj 907004)
Hava o kadar soğuk ki, zavallı köpecikler bahce teline gelip bekliyorlar yiyecek verelim diye. Eşim, onlara ev artıklarından mamalar hazırlıyor. Tel kapının dışına bıarakıyor, bizim paşa o sıra da içeride deliriyor tabii. Havlamaktan dili dışarıya cıkıyor.
Zavallı köpeciklerde birbiri ile kavga ediyor bir lokma fazla kapabilmek için.:(
Kediler için de yan bahceye yemek hazırlanıyor tabii.

En kızdığım da, hayvanların yiyebileceği artıkları çöpe atmaları insanların. Hiç olmazsa bir kabın içinde çöpün dışına koyun da, şu kötü havalarda bari hayvancıklar iki lokmayı yiyebilsinler.

Hepinize teşekkürler.

Ne kadar da haklısınız.Aynısını biz de yapıyoruz ve artık öyle bir duruma geldi ki sokaktaki köpekler kardeşim oldu;okuldan geliyorum karşılanıyorum sabah çıkarken selamlanıyorum.Bir gün okula gitmesem ertesi günü üstüme yapışıyorlar selam veriyorlar;şimdi kış diye ortalıkta yoklar :( Bizim evde de 2 kedi 1 köpek var.Kedilerin 2si de sokaktan köpekse şirin mi şirin bir golden.Hayvanlar evin de sokağın da neşesi anlayacağınız ;)

Güzin Çakar 03-02-2012 09:04

Bugün, sabahın köründe,soğuktan titreyerek asli görevimi yerine getirmeye gittim. Ve gördüklerime inanamadım. Gece, gizli bir kahraman köpeklere ziyafet çekmiş. Kıyıda köşede yiyemedikleri 1-2 kemik kalmış, hepsi karlara serilmiş horul horul uyuyorlardı.
Ne kadar mutlu ve huzurlu evime döndüğümü anlatamam...

limon 03-02-2012 09:33

1 Eklenti(ler)
Oscara aday bir film var, sanırım haftaya sinemalarda gösterime girecek. Tavsiye ederim...

War Horse - Savaş Atı
Eklenti 267301

"1. Dünya Savaşı sırasında kırsal İngiltere ve Avrupa arasında geçen “Savaş Atı”, Joey adlı bir at ile onu evcilleştirip eğiten Albert adında genç bir adam arasındaki muazzam dostlukla başlıyor. İkili mecburen ayrı düşüyor. Atın savaş boyunca yaptığı sıra dışı yolculuğu anlatan film Tarafsız Topraklar’da duygusal sona yaklaşırken atın karşılaştığı herkesin, İngiliz süvarilerin, Alman askerlerinin, bir Fransız çiftçi ve onun torunun hayatlarını nasıl değiştirdiğini konu ediyor."

MeyveliTepe 03-02-2012 12:55

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi limon (Mesaj 907158)
Hayvansever birisi olarak, bu kadar sert yorumlara karşıyım ve itici olduğunu düşünüyorum. Buradaki adam, hayvanı tekmelemiyor, ayağıyla sevmeye çalışıyor. Belli ki elinde tuttuğu çocuğuyla yürüyüşe çıkmış, eliyle sevse binbir mikrop var, çocuğuna dokunamayacak, ellerini sabunla yıkayacak yer bulması sorun vs...

Görmezden gelmektense, ayağıyla da olsa okşamaya çalışıyor en azından...

Resim biraz talihsiz olmuş gerçekten. Yıllardır köpeklerle haşır neşir olan biri olarak resimdeki hareketin köpeği tekmeleme hatta uzaklaştırma çabası olmadığını söyleyebilirim. Laf aramızda, bazen günlük el yıkama kotamı fazlasıyla doldurduğumda ya da kısa sürede el yıkayacak bir pozisyon olmadığında kendi köpeklerimi de ayakla sevdiğim çok olur :)

limon 03-02-2012 13:36

Sn.Meyvelitepe, sn.syılmaz'ın isteği üzerine fotoğrafı kaldırdım, bu yüzden mesajım görünmüyor. Fikrim geçerlidir ama...

Aynen yazdığınız gibi ben de bazen ellerimi yıkamaktan bıkmış ve kokmasını istemediğimde (bilirsiniz sabunla yıkasak bile koku sinebiliyor) veya giyinip evden çıkarken el yerine ayağımla sevdiğim oluyor. Yeter ki sevgiyle dokunulsun... :)

COYOTE 03-02-2012 16:06

Ayakla sevmek bence pek hos bi yaklasim degil :(

ziringaglia 05-02-2012 16:19

bu konu bu kadarmı az ilgi görür çok güzel bir başlık bence benim evimde 3 tane köpek var 1 tanesi terrier 2 tane SAFKAN sokak köpeği (: sokaktada beslediğim 4 tane bildiğim köpek var yanımda(çanta vb)köpek ve kedi maması taşıyorum sokakta kedi veya köpek gördüğüm zaman ki kış aylarında daha yoğun besliyorum güzel bir duygu özellikle yemi verdiğinizde o yemden 3-5 tane yedikten sonra teşekkür ederek nolur beni bırakma dermişçesine bakışları.......kimbilir kaç kez ağlattılar beni (:

Charlaux 05-02-2012 17:43

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi limon (Mesaj 907161)
Oscara aday bir film var, sanırım haftaya sinemalarda gösterime girecek. Tavsiye ederim...

War Horse - Savaş Atı
Eklenti 267301

"1. Dünya Savaşı sırasında kırsal İngiltere ve Avrupa arasında geçen “Savaş Atı”, Joey adlı bir at ile onu evcilleştirip eğiten Albert adında genç bir adam arasındaki muazzam dostlukla başlıyor. İkili mecburen ayrı düşüyor. Atın savaş boyunca yaptığı sıra dışı yolculuğu anlatan film Tarafsız Topraklar’da duygusal sona yaklaşırken atın karşılaştığı herkesin, İngiliz süvarilerin, Alman askerlerinin, bir Fransız çiftçi ve onun torunun hayatlarını nasıl değiştirdiğini konu ediyor."

Filmi bugün izledim ve tek kelmiyle muhteşemdi diyebilirim.Bağlantılar,serpiştirilmiş güzellikler,gerçekten savaşı iyi yansıtan fakat hayvan sevgisini işleyen çok güzel bir film.Kesinlikle herkese tavsiye ederim.

Sûz-i Dilârâ 09-02-2012 18:26

5 Eklenti(ler)
Dışarda beslediğim köpeklerden bazıları. :)

Sûz-i Dilârâ 09-02-2012 18:28

5 Eklenti(ler)
Devam:

Sûz-i Dilârâ 09-02-2012 18:47

Mağaradaki anne ve yavruları farketmeseydim üzerleri bugün toprakla doldurulacaktı. Tepeye deprem konutları yapıyorlar, bu zavallıcıkların bulunduğu yeri de toprakla doldurup üstüne ev yapacaklardı. Belediyeyi aradım, geldiler ama gelenlerin kendine hayrı yok. :( Zor bela anne ve iki yavrusunu çıkardık, barınağa gönderdim kalan üçünü çıkaramadık korkup arkalara saklandılar. Bugün yarın korkuları geçip bana alıştıklarında alıp annelerinin yanına götüreceğim. Şantiyedekilerle de konuştum oraya toprak doldurmayacaklar ben söyleyene kadar.

Aynı yerin yukarısında taşların altında bir anne ve yavruları daha var geçen sene büyüttüğüm yavrulardan Minik, o da annecik olmuş. :) Şantiyedekiler onları görüp orayı kazmayı durdurmuşlar ama yavruları daha çok küçük annelerinden ayrılamayacak durumdalar.

acemifüsun 09-02-2012 19:35

Oy! Oy! Çok güzeller, yavruların şirinliği:) Sevgili Suz-i Dilara bu hayvancıklara baktığınız için elleriniz dert görmesin, yüreğinize sağlık:)

limon 09-02-2012 22:34

Helal olsun size. Bu duyarlı davranışızı görünce çok duygulandım. Miniklerin ve annelerinin fotoğrafına önce bayıldım sonra yazınızı okuyunca boğazıma bir yumru oturdu... Sokak köpeklerinin gözlerindeki ifade o kadar çok şey anlatıyor ki...

Sûz-i Dilârâ 10-02-2012 10:02

Sevgili limon, acemifüsun güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Bizimki bir erdem değil herkesin böyle olması gerekiyor aslında. Dünyayla başetmek güç, yanlışlar doğru, doğrular yanlış olmuş. Toplumun değerlendirmelerine bakarsak bizler gibi insanlar deli.

Sizler fotoğraflardan görüp seviyorsunuz, ben onlarla bütün gün birlikteyim, çarşıya giderken, otobüs beklerken, dışarıyı seyrederken vs... Onların her haline şahidim, açlıktan çöpleri karıştırırken, yağmurdan kardan saklanacak yer ararken, üşürken, kavga ederken, ulurken, depremden önce yaptıkları, çıkardıkları sesler hepsi bir an gözümün önünden gitmiyor. Hepsinin doğumundan şu ana kadar ki hallerini biliyorum, bütün çaresizlikleri, sevimlilikleriyle yolumu yemek diye bekledikleri günlerden yukardaki erişkin hallerine kadar. :) Onlar benim çocuklarım gibi.

Dün barınağa gönderdiğim anneyi de yavruluktan beri biliyorum. Akşam çok çok üzüldüm, bir yandan barınaktaki şartları düşünüyorum, yeterli mi acaba diye, bir taraftan geride kalan yavruları. Doğadaki zavallıyı alıp barınağa kapatmak hiç insanca gelmiyor bana, üzerimizdeki toplumsal baskı o kadar büyük ki arkamız da olmayınca boyun eğiyoruz. Barınağa gidip anne ve yavrularını kontrol edeceğim: Yerleri nasıl? Hayvanlara nasıl davranıyorlar? Haftada birkaç gün gidip barınakta gönüllü olarak çalışmayı düşünüyorum. Bir gönüllünün varlığı hayvancıklar için de iyi olur. Eziyet edilme, ihmal vs. gibi şeyler varsa en azından mücadele eder, onları savunurum, şikayet ederim, kayıt altına alırım, hayvanların haklarını ararım diye düşündüm.

Tamtutulma 10-02-2012 12:27

Sayın Sûz-i Dilârâ, yaptıklarınızdan dolayı size sonsuz teşekkürler. Köpekleriniz de çok güzeller.

Güzin Çakar 14-02-2012 07:58

Sevgili Sûz-i Dilârâ, biraz önce KanalD'de gördüğüm iyi kalpli,sevimli genç kız sizdiniz, değil mi?

hk50 14-02-2012 17:44

Benimde yarışmada anlatmıya çalışdığım budur.Size çok teşekkür ederim.

Sûz-i Dilârâ 14-02-2012 17:49

Anne köpek ve iki yavrusunu mağaradan kurtarıp barınağa gönderdikten sonra kalan üç yavruyu da bugün çok şükür mağaradan çıkarıp annelerinin yanına gönderebildim. Birkaç gün içinde onlara bir ziyaret planlıyorum. :)

Sevgili gçakar, Kanal D'de gördüğünüz kişi benim. Bizim muhabir komşu da gelmişti bizimle, çok ümitlenmemekle birlikte birkaç fotoğraf ve görüntü aldı, biz mağaranın önünde cedelleşirken.

İçim acıyor bugün yavruları barınağa gönderdim ama şartları nasıl? Üç yavru haricinde bana alışık iki köpeği daha gönderdim, kafesin içinde o kara gözleriyle ağlamaklı nasıl bakıyordu garibim korkmuş. Barınak konusunda daha ciddi düşünüyorum bu sefer, HAYTAP'la koordineli çalışmayı düşünüyorum, bakalım neler yapabiliriz? Lütfen dua edin ve destek verin.

Güzin Çakar 14-02-2012 19:03

Sevgili Sûz-i Dilârâ
Barınak konusunda endişelenseniz de,şu an fazla seçeneğiniz yok. O bölgedeki konut yapımı köpekler için şimdi ve bittikten sonra sorun olacak. Yurt genelinde barınaklardaki uygulamalar aynımıdır bilmiyorum.İstanbul-Avrupa yakasında ki barınaklarda yavrulara iyi,kötü büyüyene kadar bakılıyor. Büyükler kısırlaştırılıp 1 ay bekletiliyor.Sahiplenilmezlerse veya mahalleli üstüne düşüp geri almazsa sefil olup, açlıktan ölmeleri için Çatalca'ya atılıyor.(Asya yakasında da Şile yoluna atılıyormuş).Sorulduğun da inkar edip, atmadıklarını söylüyorlar ama barınakların kalabalık olmamasını ikna edici şekilde açıklayamıyorlar. Köpekleri ölüme terketmeyen tek barınak Yedikulu Köpek barınağı.O da çalışanların, özellikle Meral Olcay
Hanım'ın kişisel gayretleriyle ayakta duruyor.

Haytap sizi daha iyi bilgilendirecektir ama anne olmayan köpeklerin kısırlaştırıldıktan sonra, alındıkları yere geri bırakılmasını sağlayabilirsiniz.Bildiğim kadarıyla sizinkiler hakkında şikayet yok. Geri bırakılmaları çok problemli olmayacaktır. Şikayet varsa işler biraz karışıyor.Uğraşmak gerekiyor. Aynı işlem anne köpekler için yavrularını büyüttükten sonra geçerli. Tekrar hatırlatayım, söylediklerim İst.Avrupa yakası için geçerli.

Allah yardımcınız olsun diyorum.Çünkü insanlardan fazla yardım alabileceğinizi sanmıyorum.

Bu sayfa aracılığıyla bir ricada bulunmak istiyorum. Lütfen köpekten korktuğunuz için,veya kendi köpeğinizi rahatça gezdiremiyorsunuz diye,sokak köpeklerinden şikayet ederek, onları kötü bir ölüme yollamayınız. Belediyeler topladı, rahatları yerinde diyerek unutulan o köpekler atıldıkları yerlerde her türlü tehlikeyle karşı karşıya, ölümle savaşıyorlar ve çok acı bir şekilde aramızdan ayrılıyorlar...

Sûz-i Dilârâ 14-02-2012 19:20

Beslediğim köpeklerden şikâyet çok fazla var, sadece yeri gelmediği için buraya yansıtmadım. :(

Sanki bütün sokak köpeklerinden ben sorumluymuşum gibi en ufak bi olayda konu gelip beni buluyor. Hepsini bırakın sadece bunun stresiyle başetmek bile oldukça güç ve can sıkıcı, sinir bozucu.

Bırakın sokaktaki hayvanı kendi çocuğuna bile sahip çıkmıyor insanlar, çocukları zavallı hayvanları taşlayıp kovalayarak kışkırtıyorlar onlar da kendilerini savundukları zaman saldırdı oluyor adı. Kaç tanesiyle karşı karşıya geldim, lâf anlatmaya çalıştım, hakaretler yedim artık sayamıyorum. Allah'a havale ettim.

Geceleri çıkıp besliyorum sırf çevredekiler görmesin diye. Aynı hayvanlar bana niye saldırmıyorlar? Azıcık sevgi ve yemek gördükleri için benden.

Allah'tan bizim belediye başkanı vicdan sahibi, o da benim bulunduğum yerde oturuyor, bir iki blok ötede. Şikâyetlerin yoğunlaştığı bir dönemde arayıp konuşmuştum, Fen İşleri Müdürü hayvanların öldürülmesine kesinlikle izin verilmeyeceğini ve böyle bir iş yapan hakkında da gereken işlemin yapılacağını söyleyip içimi rahatlatmıştı.

Daha önce de gezici bir araç getirip sokak hayvanlarını aşılatıp kısırlaştırıp tekrar doğaya salmıştı belediye. Müdür depremden önce aradığımda bu kampanyanın ikinci ve üçüncüsünü düzenleyeceklerini söylemişti bana. Şimdi durum nedir tekrar kontrol etmeliyim.

Ama öncelikli yapılacak barınağa bir ziyaret düzenlemek. Sonra da Haytap'la bağlantıya geçmek neler yapabileceğime dair onlardan akıl almalıyım.

Meral Hanım'dan Allah razı olsun ismini birkaç forumda daha duymuştum.

Bu konudaki kanunları iyice öğrenmek istiyorum, ona göre neler yapılabileceğine ve kendimi ve hayvanları hangi noktalara dayanarak savunabileceğimi öğrenirsem daha rahat davranırım.

Klasik bir laf artık söylene söylene içi de boşalmış durumda ama ne kadar yerinde ve doğru: Eğitim şart.

kelebek çalısı 14-02-2012 19:26

Sn. Sûz-i Dilârâ Merhaba,

Sizin hayvanlara duyarlılığınızı uzun zamandır forumlarda okuyor, takip ediyor ve çok çok takdir ediyor, sizi canı gönülden kutluyorum.

Sizi çok ama çok iyi anlıyor, bilin ki bu konudaki hassasiyetinizi paylaşıyorum. Düşüncelerinize katılmamak mümkün değil.

Ben de yıllardır çevremde olan canlılara elimden geldiğince duyarlı olmaya, onları tabiata karşı olan sorumluluğumun büyük bir parçası olarak gördüğüm için, korumaya, sevgi gösterip, bakımlarını yapmaya çalıyorum. Sizin de dile getirdiğiniz gibi çevreden illa ki bir tepki geliyor. Üstelik eğitimli! kesimlerden bile. Hatta bu tepkiciler arasında bahçelerinde cins köpekler besleyenler var. Entresan ki K.K.T.C genelinde bir cins köpek tutkusu almış başını gitmekte. Akdeniz iklimi için uygun olmadığını düşündüğüm Alman çoban köpeği, Husky en baş sıralarda. Adeta yarış yapılıyor, köpekler, bahçelerin içinde birer küçük ev modelli kulübelerinin içinde mutlu mu mutsuz mu inanın bana tasa oluyor. Komşularımdan bazılarının köpeklerini aylarca gezdirdiklerini bile görmüyorum. Ben de 3.5 yıldır 2 adet av köpeği kırması köpeği, 1.5 yıldır yine bir av köpeği kırması, ve 3 aydır da onun 4 yavrusunu himaye ediyor, seviyor, besliyorum. Şu an toplam 7 taneler. İnanın bahçelerde hapsolan cins köpeklere dışardan bakıp, kendi aralarında konuşuyorlar mı bilemem tabi :) biz daha mutluyuz der gibiler. Beni gördüklerinde omuzlarıma kadar çıkmaları, severken illa ki pati tokalaşıp, elimi yalamaları, hepsi çok mutluyuz demek değil mi?

Biliyorum sevmiyorlar sokak hayvanı diye ayrıca hakir görüyorlar, anlaşılamayan şey şu ki, adada bu kadar cins köpek tutkusu varken, sokak hayvanlarına olan bu nefret ve kin neden...Yerel gazetelerde her gün türlü işkence ile katledilen hayvan haberleri beni insanlığımdan utandırıyor. Avcılar yaşlanmış, ve istedikleri randımanı alamadıkları av köpeklerini her gün sokaklara salıyor. Sistematik olarak zehirli etler belirlenen bölgelere bırakılıyor, hayvanlar birer birer yok olsun isteniyor.

Bütün bu olumsuzluklar arasında sizin forum yazılarınızı, çabalarınızı okudukça insanlık bir yerlerde ne olursa olsun var olacak, hep kötüler kazanmayacak demek istiyorum.

Sizi tekrar tebrik ediyor, ve manen yanınızda olduğumu belirtiyorum. K.K.T.C den herkese sevgiler.

kelebek çalısı 03-03-2012 21:16

3 Eklenti(ler)
Sevimli dostlarımızı sizler de görün istedim. Hayvan sevgisinin çoğalması dileğiyle...

Sûz-i Dilârâ 04-03-2012 06:07

Ne kadar da sevimli ve güzeller hepsi. :)

İnsanlar bunları ortadan kaldırmaya mı çalışıyorlar? Gerçekten inanması çok zor! Acaba neleri yok ettiklerinden, kendi topuklarına sıktıklarından haberleri var mı?!

çisem 09-03-2012 18:49

Sayın Suz-i Dilara;

"Kirpi ailesini nasıl koruyabiliriz acaba?"
demişsiniz, anne kirpi ve yavrusu yazın sonuna doğru kendilerini her yerde arattılar.
12 yaşında bir kedim var bahçede onlarla mutlu mesut zamanlar geçirdi durdu. Kirpilerimiz o kadar gezenti olmuşlar ki, benim bahçenin salyangozları bitince komşuları gezmişler.
Hatta akşam karanlığının başladığı saatlerde, yan ingiliz komşum onu büyük lağım faresi zannetmiş çığlıklar atmış.
Eşi onları her kaybolduklarında bahçe bahçe aradığımdan hatırlamış ve bunların bir kirpi olduğunu anlatmış. Kimin bahçesinde salyangoz var ise sanırım kokusunu alıyorlar oraya toprak altından tüneller kazarak geçiyorlar.
Kısacası 8-10 kedi varken dahi çok rahatlıkla yemeklerini kedilerin dibinde de yerlerdi. Evcilleştiler sanırım benim tüm sokak hayvanlarım gibi onlarda...

Mayıs ayı başlarında günde önce 1-2 kez kısa süreli çıkıyorlar topraktan. Zaten bu dönemlerde hasatını da yuvasına taşıyor. Sıcaklar iyice bastırdığında çıkıyor yeryüzüne. Kızımın kaplumbağa, kediler ve kirpilerin bir arada olduğu çok fotoğrafı vardı bulabilirsem yüklerim.
Ağustos ayında anne kirpiyi yandaki arazide dahi gören olmuş. "Seninki pıt pıt pıt geziniyor buralarda" dediler bir kaç kez. Kendini sanırım artık kedi zannediyor.)))

********

Merak etmeyin sadece kirpi değil, 4-5 cadde ve ara sokakları dahil tüm hayvanları bir kaç grup arkadaşla koruma altına aldık. Her mahalle kendi cadde ve sokağındaki hayvanların sorumluluğunu üstlendiğinde, zaten aç hayvan kalmıyor. Ben burada yazlıkçılardan şikayetçiyim. Yazın yazlıklarında kaldıkları sürece bakıyorlar hayvanlarına. Tasmayı takıp sahilde gezdiriyorlar. Ama sezon bitince bizim sokak hayvanlarımızın beraberlerinde getirilip te götürülmediklerinden nüfusumuz birden artmakta. Belediye veterineri denetimlidir tüm sokak hayvanları. Barınağımız da var ama yetersiz. Bir kaç kişi (ingiliz) özel barınak açtı. Hayvan ve doğa sevgisi onların en çok hep taktir ettiğim özelliğidir. Ellerinde torba çöplerin kenarlarına kedi ve köpekler için kuru mama bırakırlar sürekli. Kendi hayvanlarını da ülkelerine gittiklerinde bu özel barınaklara gönül rahatlığıyla bırakmaktalar. Grubumuzda birkaç hayvansever ingiliz arkadaşımız da restaurantların, kasapların v.b esnafın günlük artıklarını araçlarıyla toplayıp sokak sokak dağıtırlar. Bunlar bazen dilimizi çat pat anladığımız insanlar olsa da ortak konumuzda iyi anlaşıyoruz.
Bizim her çöp kenarında büyük yemek kaplarımızı çöpçülerimiz de toplamaz. Belli aralıklarla bu kaplarımızı temizleriz.

(Bir türlü sokak hayvanları ile ilgili topiğimize yazmaya fırsat bulamadım ama buraya bunu yazmış bulundum artık. Konu başlığı kirpi de olsa sokak hayvanlarına geliverdi.)

Nasıl bir ahenktir ki, bu kaplarda önce kediler karnını doyurur köpekler bekler, ne zaman kediler yalanarak uzaklaşırlarsa o zaman köpekler bol kemikli kaba yaklaşırlar. Kedi köpek kavgası belki de bu nedenle olmaz sokaklarımızda. Buna zamanla alıştı insanlar, daha sonra sokak hayvanları ile birlikte yaşamayı hep beraber öğrendik.
Yoğurt kaplarımızı su doldurup bitip bitmediğini sürekli kontrol eder olduk.
İnanın bu bir ütopya değil, gerçek. Oto alarmlarının yerini sokak köpeklerimizin hırsız alarmları aldı. Havladıkları anlarda hepimiz dışarı çıkar olduk, yabancı herkese değil, şüpheli gördüklerine havladıklarını bize gösterdiler.
Ama gün geçtikçe çoğalıyoruz bu beni çok mutlu ediyor.
Yemek artıklarını kaplarımıza kağıt peçeteleri, hayvanların yiyemeyeceği şeylerden temizleyerek koymaktalar artık.
Kimse ekmeklerini çöpe atamıyor utancından. Islatıp kuşlarımıza veriyorlar bahçelerinde.
Bir köpek ordusuyla yürürüm, bazen bu hayvanlar beni birbirlerinden kıskanırlar. Bulundukları bölgedeki insanların koku haritasını çıkardıklarını düşünüyorum artık...) Hepimizi kokularımızdan ayırt ediyorlar. Kedi bakıcıları, köpek bakıcıları diye ayırıyorlar belki de.
Onlar yazın günün ilk ışıklarında (köpek) sürüler halinde denize girerler. Öyle keyifle oyun oynarlar. Arada kendi aralarında dalaşırlar, denizde boğuşurlar, kumlarda göbeklerini açıp sere serpile yatarlar. Burada yazın hepsi çok toktur. Restaurantların yemek artıkları bile onlara fazlasıyla yetmekte. Ama kışın bu mekanlar kapalı, yazlıkçı aileler de yok, her bahçede mangal da yanmıyor.

İşte özellikle kış ayları bizler de böyle organize olarak sokaklarda aç ve hasta hayvan bırakmamaktayız. Çünkü bu evren hepimizin, birlikte yaşamayı hep beraber öğrenmeliyiz ve öğretmeliyiz. En çok istediğim şey, okullarda sosyal bilgiler dersinde bu konunun eğitim olarak müfredata girmesidir.

Sûz-i Dilârâ 09-03-2012 20:58

Ne diyeyim sevgili çisem, kalbim de yüzüm de sevinçten ışıl ışıl okudum yazınızı. Görmeyi, birlikte, içinde yaşamak istediğim insanı, mahalleyi yazmışsınız. Bunun Türkiye şartlarında bir ütopya olmayabileceğini gösteriyor mahalleniz ki bu bizler için çok büyük bir umut.

Darısı sokaklarda insanların merhametine muhtaç yaşayan diğer zavallıcıkların başına. Ben burada tekim. Sözlü olarak destek veren de var, şikâyetçi olup hakaret eden, tehdit eden de imza toplayıp attırmakla bile tehdit ediyorlar. Çok rahat hareket edemiyorum. Köpekleri buraya benim alıştırdığımı düşünüyorlar. Yazın gürültüden uyuyamıyorlarmış. Ne kadar izah etsem de anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan, dinden diyanetten dem vuran insanlar iş icraata gelince destek olmadığı gibi köstek oluyor. En çok da canım bu ikiyüzlülüğe sıkılıyor.

Cehalet ve empati eksikliği başka bir sebebi yok. O kadar alışmışlar ki her konuda olduğu gibi bu konuda da kendilerini dünyanın merkezinde sanıyorlar. Her şey onlar içinmiş gibi. Aslında onlar her şeyle birlikte anlam kazanıyorlar, hayvanı, bitkisi, dağı, taşı olmasa onlar da olmayacak haberleri yok. Ama gel de anlat. Cehalet genlerine işlemiş.
Sabırlı olmaya, nezaketimi muhafaza etmeye çalışıyorum. Haberlerde bazen çıkar ya antipatik, saldırgan, hayvansever sosyetik kadınlar muhabbeti döner hep ülkemizde. Hayvansever olmak zengin, tuzu kuru insan sınıfına mahsus bir durum gibi algılanır olmuş. Bunu kırmaya çalışıyorum. Dinleyenler, destek olanlar, benden sonra fikrini değiştirenler oldu elbette. Ama henüz icraata geçecek cesareti bulamıyorlar kendilerinde. Çünkü cahil insanların tepkilerine karşı koymak gerçekten çok sabır ve cesaret isteyen bir iş.

Konuyu sizin de belirttiğiniz gibi yanlış başlıkta konuşuyoruz.;) Moderatörümüzden bu konuda yardım isteyebiliriz. Mesajlarımızı ilgili başlığa taşıyabilirler.

çisem 09-03-2012 21:48

Sayın Suz-i Dilara;

İlgili başlığa taşınırsa mutlaka daha çok paylaşım olacaktır.
O zaman ilgili başlığa taşınmayı bekleyelim.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 00:36.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025