agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Köpekler (https://www.agaclar.net/forum/kopekler/)
-   -   Sokak Köpekleri (https://www.agaclar.net/forum/kopekler/24819.htm)

limon 09-03-2012 22:05

Bu sabah haberlerinde kardan yollar tamamen kapandığı için açlıktan ve soğuktan ölen Sivas Kangal Köpekleri haberini içimiz sızlayarak izledik. Tv ye çıktıkları için umuyorum yardım ulaşmıştır.

çisem 09-03-2012 22:40

Sayın Limon,
Haberi sizin yazınızla şimdi google'de bulup izledim. Sivas'ta Sivas kangal köpeği üretim çiftliğinde 130 köpeğin 27 si kardan yolların kapanması ve 11 gün ulaşımın gerçekleşememesi nedeniyle açlıktan ölmüş.
Şaka gibi...
Bakıcının yiyeceğin bitmesinden dolayı ölümlerin olduğunu bildirmesi ise ayrı bir utanç.
Benim anlayamadığım olay şu; 11 gün bu köpekler açlıktan bağırmışlardır sürekli. Bu kar oranın yaşam şekli zaten ve stokta yapılmamış bu kış günlerini düşünerek. Hiç mi haberleşme olamadı ve helikopterle havadan yardım da alınamadı? Kara yolu kapanmış, geriye hava yolu kalıyor. Bu yardım hava yolu ile sağlanması çok mu imkansızdır?
Bunu bölgeye hiç gitmemiş, karı görmemiş biri olarak soruyorum. Şu son 10-15 gün içerisinde Sivas'ta helikopterle çiftliğe havadan yiyecek atılamaz mıydı?
O bölgeyi bilen arkadaşlar bu konuda bilgi verebilir mi?
Yani dünyada ırk, cins bakımından dünya birincisi bir köpek dahi 11 gün açlıktan doğa koşulları sebebiyle ölebiliyor bu ülkede.
Benim aklım almıyor. Dünya sonuncusu da olsa bu köpekler yardım yolu mutlaka bulunurdu diyorum.

Sûz-i Dilârâ 09-05-2012 20:51

Dün bizim ilçe belediyemiz sokak hayvanlarını kısırlaştırma çalışmalarına başladı. Ben de gezici araçlarını görür görmez bahçemde beslediğim ve tek başıma veterinere götürüp kısırlaştırmasını yapamadığım Tin Tin'i haber verdim. Biraz önce gelip aldılar, biraz kendini hırpaladı ama sonra uysallaştı.
Ben de yanında gittim, besleme istasyonuma dahil köpeklerden Baron da oradaydı, güzelimin ameliyatı bitmiş, uyanmış iki gün orada kalacakmış yemek yememesi gerekiyormuş. Tin Tin de yarın sabah kısırlaştırılacak. Tin Tin'in yavruları çok trajik hikâyelere sahip. Tepede bir kaya kovuğuna yavruluyor, bir ay sonra büyüyen yavrular peşine takılıp apartman bahçesine geliyor. Ondan sonra anlatabilirsen insanlara laf anlat.
Depremde biz yokken deprem çadırlarından birinin içine dokuz tane yavru doğurmuş, tabi orada bir yün yatağı da parçalamış. Canavar insanlar -18 derece soğukta dokuz yavruyu da çadırdan atmışlar, zavallılar donarak ölmüşler. Tin Tin bir tanesini kurtarabilmişti ben geldiğimde iki haftalık kadardı. Şimdi büyüdü ama dört gün oldu ortalıkta yok. Uyuza yakalanmıştı bacak bölgesinden tüy döküyordu. İnşallah ölmemiştir de geri döner.
Kısırlaştırma için kalan köpekleri yakalamaya yarın gelecekler. Ama hiç kolay olmayacak. Herkes bir köpeği kendine alıştırsaydı Tin Tin gibi kolayca yakalanacak ve kısırlaştırılıp zararsız hale getirilecekti. Hayvanlar o kadar korkuyorlar ki insanlardan benim yanımda ikinci bir insanı görünce yanıma yaklaşmıyorlar. Buradaki zavallılar için dua edin lütfen. Süreci en az acı ve travmayla atlatsınlar.

çisem 09-05-2012 21:20

Sayın Suz-i Dilara;
ihale firması ile belediye ayrı ayrı mı çalışıyorlar?
Belediye ihaleye hizmete yetemediği için girer. İhaleyi kazanan firmadan her tür ekipman, malzeme, teknik, personel desteğini temin eder.
Ama ikisi birbirinden bağımsız çalışamaz. Yani belediye veterineri otorup, ihale firması çalışsın bu hiç kurallara uyan bir durum değil.
Hatta ihale firmayı yönlendiren, proğramlayan da belediye olmak zorundadır.
Çünkü, belediye yönetiminin kapsamındadır sokak hayvanlarının islahı.

Sûz-i Dilârâ 10-05-2012 19:51

Hem Van hem de bizim ilçe belediyesinin hangi partiden olduğunu söylemiycem bilen bilir, bilmeyen de internetten öğrenebilir. Siyaseti buraya taşımak istemiyorum. Ancak şu kadarını söyleyebilirim bana yıldızlardan daha uzak
-hepsi gibi- bu siyasi partinin tek beğendiğim yönü varsa o da sokak hayvanları konusundaki politikasıdır. Kesinlikle itlafa karşı, genel merkezlerinden böyle buyruluyormuş. Zaten yasalar da izin vermiyor böyle bir şeye ama katakulliye getiren bu sahipsiz zavallıları iki arada bir derede zehirleyip kuytularda canlarına kıyıyor.

Ancak bu politika sokak hayvanlarının yaşam ve güvenlik hakları açısından tek başına yeterli değil. Çünkü bu partiye oy veren belde halkı aynı zamanda köpeklere dokunmanın ya da onlarla bir arada yaşamanın haram olduğuna da inanıyor. Bu yüzden konuyla ilgili birimler bunu halka anlatmakta sıkıntı yaşıyorlar. Yani eğer bir kitlesel katletme yoksa bu insanımızın biraz her şeyi devletten ya da başkasından bekleme hastalığı ya da belediyenin yukarda bahsettiğim politikası sayesinde.

Bizim ilçe belediyesi bu konuyu ihale etmiş, gelen ekibin yanına da bölgeyi bilen birini vermişler, anons da ettiriyorlar sahipli sahipsiz köpekler kısırlaştırılmaya çalışılıyor. Van belediyesiyle koordineli çalışsalar aslında hem paradan tasarruf ederlerdi hem de bu konu daha geniş zamanlara yayılabilirdi. Ancak Van belediyesi "hayvanları yakalayıp getirirseler" şartı koşuyor buradakiler de buna yanaşmıyor. Yani konu havada kalıyor. Van'da kısırlaştırma işini yanlış bilmiyorsam belediyeden bu işle sorumlu kişiler köpekleri yakalıyor, Veteriner hekimliği öğrencileri yapıyor. Şu anda bir hafta oluyor, en son öğrendiğimde 50 köpek kısırlaştırılmış hedef 500 köpek. Van'daki gönüllüler takipte. Barınağımızı da yakında tam tekmil faaliyete geçireceğiz.

Biz Van'da gönüllü bir grup oluşturduk, ben Edremit bölgesiyle ilgileniyorum, belediyeden Fen İşleri Müdürü bana bu konuda sonsuz destek vereceğini söyledi. İnanıyorum ki bu konuda vicdanının sesini dinliyor. Müftüyle görüşüp cami girişlerine Haytap'ın konuyla ilgili afişlerini asıp insanlarda bir farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. Tabii bu konu vaazlarla cami cemaatine, okullarda da öğrencilere anlatılmalı.

Benzer bir başlıkta sayın adacık çok güzel söylemiş. Bir kere hayvansever (ki ben bu kelimeyi de sevmiyorum, bu, insan olan herkeste bulunması gereken bir haslet) oldunuz mu hep acı çekiyorsunuz. Hem bir acı değil birkaç acı birden. Hayvanlara yapılanlara mı üzülesiniz bunu insanlara anlatamamın yarattığı sıkıntıyla mı baş edesiniz, yoksa onlardan gelen alaylar, tehditler, hakaretlere mi dayanmak için çaba harcayasınız.

Umutsuzca da olsa elimizden geleni yapıyoruz. Ne de olsa dünya var oldukça acılar, cinayetler olacak. Ne kadar umut etmeye çalışsak da bir yere kadar.

Sûz-i Dilârâ 10-05-2012 21:30

1 Eklenti(ler)
Masumluğa bakar mısınız:) Bir kolu yana düşmüş. Havaya dikilmiş minik patiler :)) Melekleri gökte arayanlar bir de bunu görebilseler :))

Fotoğraf markamamapet'in "facebook" sayfasından alındı.

Sûz-i Dilârâ 16-05-2012 06:30

1 Eklenti(ler)
Ne kadar da doğru.

erhan özkan 21-05-2012 22:52

ben de geçen kış boyunca işim gereği her gün gitmekte olduğum sultanbeyli'nin ormanla birleştiği yerlerdeki atılmış köpekleri besledim ve halen devam ediyorum.benimle beraber ve daha organize olarak bir eczane sahibi ve bir giyim mağazası sahibi 2 yürekli kadın vardı.kış boyunca köpekleri koruduk ve aç kalmalarına izin vermedik.çevreden de tepki gördük.benim ayrıca evimde de 2 adet köpeğim var.ikisi de secereli ve cinsleri içinde extraordinary sayılırlar.bazen benim köpeklerimle sokak köpeklerini karşılaştırıyorum ve çaresizliği yaşıyorum.bir amstaffım var yorgansız yatmaz,azıcık ıslansa kendini saatlerce kurulatır.yemek seçer çok şımarıktır ve hangimizle aynı yatakta yatacağına kendi karar verir,aşıları yapılır,diğer köpeklerle hiçbir şeyi paylaşmaz.ve onu hepimiz deli gibi severiz.
sokak köpekleri içinse sadece karınlarını doyurmakla yetiniyoruz ,ölmelerini engellemeye çalışıyoruz.bu da beni çok üzüyor.

erhan özkan 21-05-2012 23:00

bu arada suz-i dilaranın yaptıklarını okudum ve kendisine müteşekkir oldum.kendisi ile aynı forumda yazabilmek benim için onurdur.

agozce 22-05-2012 00:05

1 Eklenti(ler)
Eklenti 298816

Ana gibi 22-05-2012 00:20

Bunu yazmamak için şimdiye kadar sabrettim ve sonunda dayanamadım.Bu yaşıma kadar her canlıya elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım, sonuç beni incitiyor, bir bitkiye bakarsınız size nankörlük etmez,bir hayvana bir kere bile besleseniz veya sevgi gösterseniz sizi unutmaz, ya insanlar,yıllarca verirsin bir kere isteklerini karşılamazsanız sizden kötüsü yoktur. Bir kış beslemeye çalıştığım yavruların altısını da yok etmişler, kimseye bir zararları yoktu. Suçları sokak köpeği olmakmıydı ? İnsanları anlıyamıyorum, özellikle hayvan besleyenlerin dışardakilere karşı bakışlarını. Bu konuda içim çok dolu ne olur kusuruma bakmayın, saygılar.

Sûz-i Dilârâ 22-05-2012 07:56

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi erhan özkan (Mesaj 970333)
bu arada suz-i dilaranın yaptıklarını okudum ve kendisine müteşekkir oldum.kendisi ile aynı forumda yazabilmek benim için onurdur.

Çok teşekkür ederim bu şeref bana ait, beni anlayabilen insanlarla aynı forumda yazmak ben ve benim gibiler için büyük moral destek. :)

Alay edilmeye, dedikodusu yapılmaya, kınanmaya o kadar alışmışım ki artık güzel söz duyunca şaşırıyorum. :)

çisem 22-05-2012 11:41

Didim'de bir ingiliz aile, devamlı doyurduğu sokak köpeklerinden birini sahiplendi.
Özel bir ırk özelliği taşımayan, aksine bir çok cinsin kırması bir hayvandı. Mutlaka bu köpeğin bir özelliği vardır düşüncesiyle "neden bu köpek?" diye sordum.

"Biz sadece onu değil, tüm köpeklere eşit davrandık ve sahiplendik. Bu köpek ne gece ne de gündüz aç veya tok hiç kapımızdan ayrılmadı. Biz evde değilken de kapımızı aç karnına bekledi. Diğerleri kim karnını doyurursa oraya giderken bu kaldı. Aslında o bizi sahiplenmiş" dedi.
Bu aile gibi buraya yerleşen bir çok ingiliz aile sokak hayvanlarını bizim insanımızdan daha çok sahiplenmekteler.

Bahçelerinde ve kapı önlerinde sokak hayvanlarını beslerler.
Ülkelerine gittiklerinde de burda kalan hayvanlarının bakımını ücret karşılığı birilerine yaptırırlar.
Gezdirdikleri köpeğin dışkısı için poşetleri ve ellerinde eldivenleri ile gezerler.
Ülkelerinde hayvanların dışkılarından sahipleri sorumludur ve uymayanlar cezalandırılır.
Sahilde bizim insanımız, kumsala dışkısını bırakan köpeğinin asla dışkısına dokunmaz.

Doğa sevgisi çok geniş kapsamlıdır onlar için.
Doğaya saygı zaten çevre bilincini de oluşturduğundan olsa gerek, plajda kendi çöplerini de biriktirir uygun yere bırakırlar. Bu bir kültür meselesidir biraz da.

Doğayı diğer canlılarla paylaşma, sahip çıkma ise insan olma sorumluluğundadır.
İngilizcem çok yetersiz ama, ben bu insanlarla aynı dili konuşabiliyorum.

Size geçen yazlardan bir hikayemi anlatayım.
Kapısında aç köpeği taş atarak kovan mangalcı, alışırsa hep gelir mantığıyla kovar.
İngiliz komşularım önce hayvanlarını doyurur, onları yerken takip eder eşitlik sağlanması için, onlar doyunca kendi yemeğini yer.

Evlerinin bahceleri bitişik olan bu iki aile sürekli hayvanlar konusunda tartışırlar.
Türk aile, ingiliz ailenin kapı önlerini, site içerisini köpeklerle-kedilerle dolduran bu aileden şikayetçidir.
Karakolda konular dile getirilir.
İngiliz aile, "ülkenizin sokak hayvanları sorunu var ve biz az da olsa yardımda bulunuyoruz, bu suç mudur? Hayvanların ne zararını görmüşler? Sürekli hayvanları taşlıyor biz de şikayetçiyiz " der. Türk aile ise bu kadar çok seviyorsa köpeklerin hepsini bahçesine almasını ve orda bakmasını ister.
Polis arada kalmıştır kendine göre.
Ben ne yapayım şimdi ikisi de haklı der bana. Ben de tutanaktan önce bir insan olarak düşünmesini önerdim. "E ee abla ikisi de haklı ama, türk ailenin de çocukları var. Adam kendi korkuyor köpeklerden benim gibi, çocukları da var. İstemiyor ve haklı, ingiliz zaten evinin içinde, bahçesinde kedi ve köpek bakıyor, yetmiyor sokakta ne kadar hayvan var kapısında doyuruyor. Hepsini toplamasın kapısına, gitsin nerdeyse hayvanlar orda beslesin." diyerek şikayet dilekçesi için tutanak yazmakta zorlandı.

Yasalarımızın insan haklarına uygun düzenlenip, hayvan hakları adına hiç bir yasanın hala olmaması, bu gibi durumlarda yasa uygulayanların taktirine bırakılması tam Aziz Nesin hikayeleri yaşamalarımıza sebep olmaktadır.

Türk ailenin 4 yaşındaki sevimli kızı yeni doğmuş köpek yavrusunu annesini emerken izledi, anne ve babası kızı zor ayırdı bu seyirden. Ufaklık çok ısrar etmiş olacak ki tekrar geldiler yavruları kızlarına göstermeye. Ben de yaşanan bu olayı tatlıya bağlamanın da rahatlığıyla annenin sütten kesmesini bekledikleri taktirde sevdikleri bir yavruyu kendilerine verebileceğimi söyledim. Yüzünü ekşiten aile, kızlarının sevinç çığlakları ile önce sessiz kaldılar. Zannederim annenin yavrusuna sahip çıkışını, onları emzirişini, onların oyun oynayışlarını uzun uzun izledikten sonra aslında onların ne kadar savunmasız, masum canlılar olduklarını anladılar.

Şimdi bahçelerinde baktıkları üç köpekleri var. Bu sevdikleri yavruyu İstanbul'a evlerine götürüyorlar. Yan komşu ingiliz aile ise kışın diğer iki köpeklerini besliyor.
Adamcağız en çok ufak kızı sayesinde hayvan korkusunu yendi ve şimdi bir hayvansever oldu. Arada ona da görev veriyoruz. Lokantalardan artıkların toplanması ve dağıtılmasını severek yapıyor ve bizi artık çok iyi anlıyor.

kelebek çalısı 22-05-2012 13:27

Bahsi geçen olayda taraflardan biri İngiliz olduğu için akan sular durmuş. Aynı durum iki Türk vatandaşı arasında yaşanmış olsa idi, farklı mecralara dahi taşınacak seviyelere gelebilirdi pekala. Geri adım atmasındaki, utanmasındaki tek sebep budur bence. Yoksa, ego savaşı kaçınılmazdı.

Bir İngiliz bir Türk' ün başaramayacağını nasıl da kolayca başarır görebiliriz bu hikayede :rolleyes:

Sûz-i Dilârâ 09-06-2012 16:54

1 Eklenti(ler)
Üç senedir herkese ve her şeye rağmen apartman bahçesinde baktığım sokak köpeği Tintin. Onu ilk görüşüm, soğuk ama karsız bir kış günü minicik patileri ve ağzıyla bir çöp poşetini açmaya çalışırken oldu. Okuldan geliyordum onun o halini görünce aklımdan evdeki yiyecekleri geçirdim, ona uygun bir şey var mıydı? Hayır yoktu, gerisin geri markete dönüp kemikli etlerden aldım, maksadım akşamı halledelim sabahı sonra düşünürüz. :)

Tintincik bir daha o çöplüğün civarından ayrılmadı, inşaatlar sırasında sökülmüş kocaman bir kaya parçasının altını kazdı ve kendine yuva yaptı, beni uzaktan görünce o kadar tatlı bir şekilde koşardı ki adı da belli oldu böylece: Tin Tin. :) Sonra ufak ufak benim geldiğim yönü öğrendi ve acıktığında o taraflarda dolanır oldu ve bu minik seyahat apartman bahçesinde noktalandı.

Akşamları gelir bahçede yatar, yemeğini yer, sabah insanlar ortalarda görünmeye başlayınca ya çekilir tepeye gider, ya da bizim pencerenin dibinde uyur.
Dişiymiş, üç defa yavruladı, ilk iki yavrusunu sahiplendirdik sonraki 6 yavrudan sadece birini yaşatabildim zamanı gelince Tintin onu uzaklaştırdı. Yemek saatlerinde tepede diğer köpeklerle birlikte besledim, kendine bir sürü de kurmuş iki bıçkın delikanlı köpekle: Koca Ayak (Tintin'in yavrusu), Jagi ve Duman :)

Sonraki 9 yavrusunu anlatmaya dilim varmıyor, depremde gittiğimizde insanlar deprem çadırlarından evlerine geçtikleri bir sırada kar, kıyametten uzak bir yere doğum yapmak için bu çadırlardan birine yavrulamış. Çadır sahipleri Tin Tin'in olmadığı bir sırada -nasıl bir vicdansa bu artık- daha fare kadar yavruları buz gibi havada dışarı atmış, yavrular donarak ölmüşler, Tintin bir tanesini kurtarabilmiş, tekrar çadıra getirmiş ve o çadıra kimseyi sokmamış. Yavrucak büyüseydi sert bir köpek olacaktı bana bile hırlıyordu görünce:) Geçenlerde kayboldu bir daha gelmedi.

Belediye kısırlaştırma aracı getirince bu trajediler artık son bulsun diye mobil aracı arayıp Tin Tin'i almalarını söyledim. Gelip götürdüler, kısırlaştırma işlemi üç gün sürdü, birinci gün aç bıraktılar, sonra ameliyat ettiler, üçüncü gün de gözetimlerinde çorba kıvamında yiyecekle besledim. Sonra da tekrar getirip bahçeye bıraktılar. Yarası iyileşti, zaten küçücük bir şeydi.

Buradan taşınırken onu da yanımda götüreceğim, buralarda bırakamam bir başına. Depremden sonra Kurban Bayramı tatili için sözde bir haftalığına K.Maraş'a gidecektik, valizleri aldık giderken peşimizden gelmek istedi, yanına gidip sarıldım, seni götüremem ama çabuk döneceğiz korkma dedim. Arkama baka baka ayrıldık, başını yana eğip patisini kaldırıp indirerek inlemesini duyacaktınız.
Bayramın üçüncü günü ikinci deprem olup okullar şubata kadar tatil olunca bizim Van'a dönme işimiz de yattı. Oturup ağladım, Tintin için. 50 gün sonra döndüğümüzde çok şükür hayattaydı biraz zayıflamıştı (tepedeki sürü onu aralarına kabul etmiyor ve yiyeceklerini elinden alıyorlar) ama ben şişmanlatırım tekrar diye düşündüm. Nasıl etrafımda zıplıyor, üstüme atlıyor görmek lâzım. :)

İşte hikâyesini okuduğunuz kızım Tin Tin. Fotoğrafı ikinci kattan makineyi "zoom"layarak çektim ebatları gerçeğinden farklı çıkmış.

adacık 25-06-2012 12:45

4 Eklenti(ler)
Bu güzel asil kız da bizim irmamız. Kimbilir nereden nasıl sokakla buluştu yolları. Keyfine göre gider gelir. Bir sabah ya da akşam görmesem yüreğim ağzımda beklerim. Bazen boynunda naylon bir ip, eski bir kemer ile gelir keser atarım. Suyu maması hep hazırdır. Çok hanımefendidir. Onu esirgemek adına alıp küçücük bahçeye kapatmak, esir etmek hiç içimden gelmiyor.

Mahallenin çocukları ile birlikte kollar gözetiriz. Kızım Ada'nın da en iyi arkadaşlarından bir tanesi. Haftaya izne çıkıyorum kısırlaştırmaya götüreceğim. Bir kaç gün iyileşene kadar yakından ilgilenme şansım olur.

Kim bilir aramızdan koşulları daha iyi, büyük bir bahçesi olan evlat edinmek ister.

kelebek çalısı 15-07-2012 16:17

Hava gerçekten çok sıcak. Nefes alınmıyor dışarda. Klima sayesinde serin serin otururken bir yandan da ilgilendiğim sokak köpeklerinin halini düşünüyorum. Üstlerindeki tüylerin veya daha doğru olursa kürklerinin bizim üzerimizde olduğunu düşünelim bir an için. Gölge birer alan bulup, seriliyorlar bütün gün ama ne fayda o kürkü taşıdıktan sonra. Sularını o kadar çok tüketiyorlar ki sürekli kontrol edip, yenilemeniz gerekiyor. Ne olacak herkes bir kap (ben 3-4 kap koysam da) taze suyu kapısının önünde bulundursa diyorum en azından şu yaz günleri geçene dek.

En azından yazmamın sebebi ise, etrafımdaki insanlar (bahçelerinde köpek bulunanları kastediyorum) ne yazık ki kapılarının önüne bir tas su koymaktan acizler.
Soruyorum, siz benim yerimde olsanız, bu insanların hayvan sevgisine nasıl inanırsınız bu saatten sonra?

Nariel 16-07-2012 13:14

Merhabalar herkese,

Sokak köpekleri için olmasa da sokak kedileri için çok dertliyim. Arada kedi başlıklarında da yazdığım gibi sokakta ara sıra yemek verdiğim kedi yavruları var. Dün de bunları beslerken apartmandan bir adam çıkıp asıl hayvanın kim olduğunu davranışıyla göstererek; üstümüze yürüyüp bağıra bağıra hakaret edince "ya Allah" dedim polise şikayet ettim.

Saatlerce karakolda ben de vakit kaybetmiş olsam da, adamın hayatından çalınan o saatler bana çok tatlı geldi. Adam bir de gazeteci çıktı; haliyle o duruma düşmekten çok rahatsız oldu. Sonuç olarak davalarla ve o adamla uğraşmak istemediğim için "sözde" uzlaştık ama adam at gözlüklü kafasızın biriydi.

Neymiş, "yaşam alanına tecavüz"den karşı dava açacakmış. Peh, devletin kaldırımı ne zamandan beri yaşam alanın oldu. Polisler kesinlikle bu konuda dava açamayacağını söylediler adama. (Bu arada ben de adama çok güzel hakaret etmişim, yanımdakiler söyleyince güldüm halime neler demişim sormayın :o)

Çok kızgınım, ne rezil ve akılsız insanlar var. İnsan düşmanı, hayvan düşmanı. Bunlar kendine bile düşman, kendilerini sevmedikleri için dünyayı da sevmeyen sorunlu tipler.

Biraz kaba konuştuğum için özür dilerim. Sevgiler..

çisem 16-07-2012 14:37

Hayvan sevgisi ile büyümeyen insanoğlu, maalesef insan olma vasıflarından da eksik yaşıyor.
Kendinde olmayan bu hayvan sevgisinin sizde de olmamasını istiyor.

Bazen sizin harcadığınız emeği küçümseyerek, maddi gücün, hayvan yerine insana verilmesi gerektiği gibi suçlamalarla da karşılaşabiliyoruz.
Hayvanlara harcananan bu paraların kaç çocuk okutabileceği gibi bir muhasebeye girme cüreti bile gösterebiliyorlar. İnsana verdiği "sözde" değere parmak basıldığını zannederek...

Bana ve yakınımdaki hayvanseverlere "kırık" ifadesini yakıştıran bu insanlar hep var ve hiç yok olmayacaklar. Doğa sevgisi olmadığı sürece birşeylerin değişebileceğini sanmıyorum.
Onlara göre; bu sıcakta sokak sokak hayvanlara su ve yemek dağıtan insanlardır anormal.
Sevgisiz yetişen bir aileden gelmelerini baş neden olarak düşündüğüm, ya da hayvan korkusunu ya kendi yaşamış ya da ailede bu korkuya tanık olmuş kişilerdir bu insanlar. Bu genellememde hiç hata yapmadım bu güne kadar.

"Neden bu hayvanlara bu kadar karşısınız?" soruları genelde anket amaçlıdır çünkü...

Bir de hayvan ayrımı yapanlar var.
Köpekleri asil, kedileri gereksiz varlıklar hatta nankör yaratıklar diye düşünenler...
Köpek sevgisi bu tür insanlarda koşulluluk ilkesine bağlıdır hep. Köpek yararlı hayvandır vesselam...
Onların besledikleri köpek bazen en üstün, pahalı ırk v.s de olabilir. Maddi güçleri ile aynı statüdedir onlar için hayvanlar.
Koruma amaçlı olduğunda köpekler, bakımlarının hakkını vermelidir. Koşulsuz sevgiyi bilmeyen bu tür insan grupları için hayvan sevgisi diye bir kavram yoktur.

Peki kediler öyle mi? Hem arsız hem nankördürler onlara göre.
Hamile kediyi hele hiç bahçelerine bile sokmazlar. Köpeklerini kedi düşmanı yapan, kendini soylu aile mensubu sanan aileler tanırım. Kediler cins köpekleri için bir kovalamaca, oyun, korkutma ve bazen de parçalatma canlısıdır. Av köpeği gibi kedi avlatan insansı canlılar bazen oldukça eğitimli de olurlar.

Sayın Nariel;
sizi çok iyi anlıyorum. Yazlıkçıların beni bu günlerde ve bu konularda bunaltmalarından olsa gerek ki ben de biraz içimi döktüm.
Kaybolan yavrular için pozitif düşünmeye çalışıyorum. Meraklarından yollarını kaybetmiş olmalarını veya birilerinin sahiplendiğini düşünmek istiyorum.

Doğaya saygısızlara ben de saygı duyamıyor ve bazen "kaba" laşabiliyorum.

YeniGine 17-07-2012 00:58

Bence gerçekten harikayız... Çok güzel işler başarıyoruz... Seviniyorum, hoşuma gidiyor... Maşallah... Benim de üç tane sokak köpeğim var; kapıdan çıktığım an hemen kuyruklarını sallaya sallaya dilleri dışarıda gelirler yanıma... Ben nereye onlar oraya. Hatta bir keresinde sokakta bir yerde 1 saat kadar işim var idi; inanın o işim bitene kadar yanımdan ayrılmadılar. Bana kızanlar, sinirlenenler, söylenenler yok mu elbette çok var.. Olsun hiç kimse umurumda değil. Onların benimle gezmeleri, dolaşmaları, beni yalnız bırakmamaları çook hoşuma gidiyor. Hattaa bazı komşularım; onların benim saz ekibim olduğunu söylüyor. Onlar benim saz ekibim, onlarla gurur duyuyorum.

Güzin Çakar 17-07-2012 07:13

Kelebek çalısı sormuş'Soruyorum, siz benim yerimde olsanız, bu insanların hayvan sevgisine nasıl inanırsınız bu saatten sonra?'

İnanmıyoruz ki. Hayvanları değil, kendi öz be öz bebeklerini bile sevdiklerine inanmıyorum. Köpekleri kedilere saldırtıp görüntüleri Net'e koymayı düşünenleri bile gördüm. Olay kedi-köpek olayı da değil. Kendi cins köpeğini göstere göstere gezdirebilmek için sokaktaki köpekleri şikayet edenleri de, güçlü köpeklerini sokaktakilere saldırtanları da. Kendi köpeğinden başkasını sevmeyip, eziyet edene köpeksever denebilir mi? Bazen aklıma geliyor. Yaşadığım yerde hayvanların benden fazla hakkı var. Ben sonradan geldim. Onların 'Babalarının evi'.

Zaten, Nariel ortak cevabımızı yazmış.'İnsan düşmanı, hayvan düşmanı. Bunlar kendine bile düşman, kendilerini sevmedikleri için dünyayı da sevmeyen sorunlu tipler.'

adacık 17-07-2012 09:07

Bence havyanlara eziyet eden "insanlar" ellerinden gelse diğer insanlara da eziyet ederler. Yaşlı anne, babasına, çocuklarına, eşlerine eziyet etmedikleri ne malum.

Basına çok yansımayan-yansıtılmayan bir sürü dava devam ediyor. "satanist" diye adlandırılan sapkın kişilerin nette kedileri işkence ederek öldürdükleri görüntüleri var hem de yüzlerce. Midenizin, vicdanınızın kaldıramayacağı görüntüler.

Benim memleketimde de değil sadece bu durum evrensel bir vaka, bir hastalık. Yüzyılların tedavi edemediği üstelik. Savunmasız havyanlara tecavüz eden, işkence yapan yaratıklarla aynı dünyayı paylaşıyoruz. Aynı otobüste yan yana otuturuyoruz. Aynı restaurantta yemek yiyoruz. Belki çocuklarımız bu "insanların" servisi ile okula gidiyor.
buna benzer binlerce durum.

Haftasonu, Çatalca yolu üzerinde serbest bölgeyi geçince benzin istasyonu çevresinde insanların arasında karın derisi yüzülmüş kan revan inçinde memeleri 15 santim sarkan enfeksiyon kapmış bir köpek gördük. Ne yaptıysak yakalayamadık saatlerce bekledik. Ne hikmetse biz araba ile yoldan geçerken tesadüfen görebildik ama çevre insanları görmemişti. Hiçççç haberleri yoktu. Polisi, jandarmayı, belediyeyi haberdar ettik durumdan. Sizce bir gelişme oldu mu, kesinlikle hayır.

Bizler okyanusta bir damla misali denizyıldızlarını kurtarmaya çalışıyoruz. Bir tanesinin bile kurtulma ihtimali umudu ile...

erhan özkan 23-07-2012 18:42

sayın gçakar
haklısınız tabii ki ama şunu da benim içimden gelen şekilde söyleyeyim.ben cins köpek besliyorum ve bunların cinslerinin fci tarafından onaylı secereli örneklerini besliyorum. aslında dediğiniz gibi bir genel köpek sever de değilim.ben köpeklerimi alırken hem para ödedim hem de onların ailemizin bir ferdi olarak kabul ettim.buyüzden onları diğer köpeklerden farklı olarak seviyorum.köpeksever değilim dememe takılmayın lütfen
bence sokaktaki hayvanların eğer bu dünyaya gelmişlerse yaşamaları ve iyi durumda olmaları bir haktır,tabi ki bakacağız,kollayacağız.
şimdi sokak köpeği değil de cins köpek sevmemin/tercih etmemin mantığını daha iyi anlarsınız.sokak köpeği doğduğunda sorunların içine doğar,beslenme,su,kötü muamele, barınma hastalıklar iklim şartları hep hakkından gelmesi gereken işlerdir. ama bilinçli bir şekilde köpek cinsi seçimi ve bu köpek yavrusunu üretenlere ödenecek para bir nebze de olsa o köpeğin önünde uzanan hayatın teminatıdır.barınaklar ise batıdaki bir çok ülkede olduğu gibi yine de olumsuzluk yaşayabilecek bu hayvanlara 2. şans yerleridir. yoksa türkiyede'ki gibi açlığın kol gezdiği hayvanların birbirine zarar verdiği yerlere dönüşürler.

iris41 23-07-2012 23:16

Sokak köpegi evsiz yurtsuz manasında kullanılır aslında cins olarak bir ırkı mutlaka vardır :D
bakımsız ve huysuz olmaları onların sucu degil onların mekanına tarlasına bagına el koyan sıgamayan biz insanların sucu var .
Bazen başlarını okşadıgım sokak köpeginin gözlerindeki mutluluga şahit oluyorum sevilmek onlarında hakkı .
Bir tinerci **** balici gördügümde yolumu degiştiriyorum bir sokak köpegi gördügümde yolumu hic degiştirmedim hangisi daha zararlı ve korkutucu sizce ?

kelebek çalısı 26-07-2012 03:05

1 Eklenti(ler)
Başımızı çevirerek, görmezden gelerek varlıklarını inkar edemeyiz. Sokaklarda yaşayan canlıların çektiklerini anlayabilmek için düşünmek, uzun uzun düşünmek, ve değişik örnekleri deneyimlemek gerekmez. O yaz kış demeden sokaklarda yaşamaya çalışan bir canlı ve yemek için, su için sürekli bir arayış içinde, üstelik her an bir tehlike altındayken.


Eklenti 321226


Kapımın önüne alışır ve bir daha da gitmez diyerek vermediğiniz bir kap temiz su veya en basitinden mutfakta çöpe gönderdiğiniz artık bir lokma kuru ekmeği ondan esirgemek sizin vicdanınızı rahatsız etmiyor mu :o

pria 26-07-2012 10:35

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi iris41 (Mesaj 1001543)
Bazen başlarını okşadıgım sokak köpeginin gözlerindeki mutluluga şahit oluyorum sevilmek onlarında hakkı .

Bu ''sokak köpeği'' diye tanımladığımız hayvanlar, belkide dünyanın en duygulu, en sadık, en cefakar, en hüzünlü yaratıklarıdır..

Çarşıya indiğim yol üzerinde bir hanımefendi var..İki kocaman ''sokak köpeğini'' sahiplenmiş..
Hergün muntazam olarak onları besliyor, sularını veriyor..
Öylesine güzel arkadaş olmuşlarki..
Birinin ayağı yok..Birinin gözü..
Çoğu zaman çarşıya inerken o hanımın bitmez tükenmez vefasına, sevecenliğine tanık oluyor, can-ı gönülden sohbet ediyor, kolay gele demeden geçmiyoruz yanlarından..

iris41 26-07-2012 22:25

Sayın pria emekli olabilirsem kısmet olursa benimde niyetim bir köpek sahiplenmek öyle cafcaflı bir köpek degil tamamen sıradan ama bana özel ;)

Sayın kelebek çalısı bu konuda belediyelere büyük sorumluluk düşüyor .
önce cevredeki insanları egitecek cevreye bıraktıkları aşılayıp kısırlaştırıp köpekleri sokagın caresizligine terk etmicek sorumluluk sahibi olucak yemek ve su konusunda daha duyarlı olucak bir sürü aşılması gereken engel var .

En önemli si her birey evindeki cocuga sokak hayvanlarınında onlar kadar yaşadıgımız evrende hakları oldugunu saygıyı hak ettigini anlatacak .
gördüklerim tartıştıklarım .
tekmelemek kovulmak ip baglanıp gezdirilmek ve 2 köpegi birbbirine düşürüp nasıl bir zevk duyuluyorsa birbirine saldırtılmak .

YeniGine 26-07-2012 22:53

1 Eklenti(ler)
Eklenti 321443

YeniGine 26-07-2012 22:56

Çok şükür ilk fotoğraf denemem ile birlikte benim saz ekibim...

YeniGine 27-07-2012 02:11

Beğeniler için çook teşekkür ediyorum. Hem ilk fotoğraf yükleme denemem oldu hem de benim canlar... Onları çok seviyorum; onlar da beni. Kapıdan dışarı çıktığım an hemen yanımdalar dilleri bir karış sarkmış, kuyruklar yelpaze sallana sallana... Ben nereye gitsem benim yanımdalar. Gittiğim yer dışarısı ise yanımda beklerler, ev ise oraya kadar götürürler... Sonra dönüşümde aman beni görünce bir sevinç nereye hoplasalar, atlasalar, ne yapsalar... :)) Hadi tamam gidiyoruz dediğimde düşerler önüme evin kapısına kadar getirirler gözümün içine baka baka sallarlar kuyruklarını. Sanki onlar da bana iyi geceler derler gibi.

kelebek çalısı 31-07-2012 02:48

Var Olmak Haktır
 
Oturduğum sokakta yaşayan sokak köpeklerine daha önce paylaştığım gibi su ve mama veriyorum. Uslu duran cana yakın olanlara da kenelere karşı düzenli olarak anti-parazit damlalarını uyguluyorum.

Dört yaşına girmek üzere olan ikisi, 2 yaşına girmek üzere olan bir dişi ve 8 aylık 4 erkek yavru. Ayrıca aynı dişinin 1.5 ay önce doğurduğu 6 adet yavru. Bu yavrular henüz insan içine karışmıyor, karşıdaki insan boyuna varan otların kapladığı arazide annelerinin verdiği süt ile besleniyorlar.

Ne kadar acı ki bugünlerde bir düşman sahibi olmuşlar haberleri yok doğal olarak. Sokağımdaki her ev sahibini tanıyor biliyorum. Fakat sanırım bir kiracı durumu olmalı ki tanımadığım küçük motorsikletli bir kişi bir kaç zamandır gelip gidiyor. Köpekler de havlayarak her yabancıyı kovaladıkları gibi kovalıyorlar. Hoşt diyerek azarladığınızda bile hayvanlar kaçıyor ve ürküyor. Bir saldırganlık ya da ısırma gibi bir durum hiç olmadı.

Geçen cuma günü 8 aylık yavrulardan birinin arka sağ ayağının boşta sallandığını yani kırılmış olduğunu görünce çok çok üzüldüm. Zar zor bahçe içine alarak yemek verdik ama öylesine korkmuş ki elimi kolumu biraz hızlıca oynatsam can havliyle kaçıyor. Veterinere danıştık hemen telefonla. Fakat akıl etmediğimiz bir noktadan sekerek bahçe duvarına sıçrayan köpeği yine kaçırdık sokağa.

Veterinerin de tavsiyesi ile Girne Hayvanları Kurtarma' yı arayarak hatta bizzat barınağa giderek durumu bilrdirdik. Büyük köpekleri alamayacaklarını, yeni doğan 6 yavru ile annelerini alabileceklerini, ayrıca ayağı kırık olan köpeği de durumundan ötürü kabul edeceklerini sevinerek öğrendik. Yarın veya öbür gün gelerek alacaklarına dair söz aldık.

Bu süre içinde en iyi bakımı yapabilmek için, özellikle de ayağı kırık yavruya karşı beslenme yönünden ilgimizi daha da yüksek tutuyoruz. Zaten hayvanlar sıcaktan bütün gün hiç ortada yoklar, akşam 18 gibi yemek ve sularını içmek için ortaya çıkıyorlar. Sabah en geç 08 gibi ortadan kayboluyorlar.

Bugün hayvanların bir düşmanı olduğunu üzülerek öğrendik. Bu kimse hayvanların su kaplarını ve yemek yemeleri için serili kuru mamalarını hayvanları kovarak sağa sola dağıtarak büyük bir vicdansızlığa imza attı. Bahçe ve garaj kapımın önünde bulunan su taslarından suları sokağa dökerek, tasları yola fırlattı ve kuru mamaları da hayvanların yiyememesi için su ile ıslatarak bozulmalarına sebep oldu.

Olayı tesadüfen farkettiğimizde kaçmak üzereydi belki de, ama görüldüğünü anlayıp ben yaptım diye gururla kendini tanıttı. Siz kimsiniz? Nerede oturuyorsunuz? Neden böyle bir şey yaptınız dendiğinde ise, kendisini şöyle savundu. Savunmadan ziyade bizlere ultimatom verdi kendince.

Bu köpekler gelip giderken ona havlıyormuş, motorla kaza yapabilirmiş. Hayvanlara su ve mama vermeyecekmişiz. Vermezsek giderlermiş buradan. Siz hayvanları vurursunuz da dendiğinde evet vururum diyebilen bu kimse, yine su koyarsak yine dökeceğini ve kapları fırlatıp atacağını söyledi.

Hayvanlar da nasıl korktularsa ortalıktan kayboldu ve göze görünmeyerek bir yerlere sindiler. Bunların sokak köpeği olduğunu, su ve yemek vermenin insanlığın gereği olduğunu söylesek de anlayamadı bu kimse bu durumu. Dağtırım buraları yeniden dedi. Öyle mi bak suları şimdi dolduruyoruz diyerek hortumla doldurmaya başlarken, hadi gel şimdi dök bu suları, kapları fırlat bakalım dendiğinde küçük motorsikletine binerek sokağın sonuna doğru küçülerek! gözden kayboldu.

Ayağı kırık köpek ortalıkta yoktu en son baktığımda, dişi anne köpek de...Hayvanları kurtarma geldiğinde umarım buralarda olurlar. Yoksa potansiyel olarak bu saatten sonra büyük bir tehlike altındalar.

O hayvanın ayağının kırılmasının sebebini bilemsem de kafamda soru işaretleri oluştu. Bu hayvanlar haber verildiğinde Girne Hayvanları Kurtarma tarafından yakalanarak kısırlaştırılıyor, aşılanıyor, bakımları yapılıp tekrar bulundukları alana geri salınıyorlar. Yalnız Girne çarşı içinde bile onlarca kulağı küpeli sokak köpeği esnafın bazılarının kapı önüne koyduğu sularla serinliyor, gölge alanlarda nefes almaya çalışıyor, bazen araba kovalayarak meydanda gürültü koparabiliyorlar.

Bu sokak köpekleri biz buraya geldikten sonra bu çevrede doğarak burada yaşam alanlarını oluşturan canlılar. Havlamaktan ve yabancı arabaları kovalamaktan başka kimseye zarar veremezler. Ama kontolsüz çoğalacaklar diye bir şey de yok tabi ki.

Böyle bir kişinin sokağıma yaşamaya gelmesi, yakınımda bir yerlerde bu zihniyette bir insanın varlığını bilmek beni son derece rahatsız ediyor. Su içer, yemek yerken onları kovarak içtikleri suyu yerlere döken, mamanın niteliğini su dökerek bozan bu kişi yarın öbür gün tüm insanlık için de bir tehlikeye dönüşemez mi?

Bugün tv de dönen bir tanıtım gördüm hayvanların yaşam hakkı üzerine ünlülerin oynamış olduğu ve toplumun ilgisini çekebilme amaçlı eğitici bir çekim yapılmış. Yaşanan bu olaydan sonra içimden şunu söyledim izlediğimde, bizim insanımız bunu başaramaz.

Gerçekten çok üzgünüm. Bu kimselerle aynı toplum içinde yaşadığım için utanç duyuyorum. Daha önce yaz tatilini 3 ay kadar Türkiye' de geçirdiğimizde ise bu hayvanlara kimse yemek, su verdi mi bilemem ama döndüğümüzde buradan ayrılmamışlardı. Zaten nereye gitsinler ki 1 km kare alan içinde yaşıyorlar. İsteyince gidip, isteyince geliyorlar. Çok çok üzgünüm, tüm hayvansever dostların beni anlayacağını ve üzüleceğini biliyorum. Çok uzun yazıp dolandırdıysam sözü, kusura bakmayınız lütfen. İçim bu canlıların haline çok acıdı, o kadar....

Hayvanlara su içerlerken ve mama yerlerken saldıran bu kimse içinse sadece,

yazıklar olsun diyorum!

limon 31-07-2012 10:35

Bu videoları ekliyorum ama pek işe yaramayacağını biliyorum. Çünkü bu sayfayı okuyanlar zaten acı gerçekleri bilenler. Sadece insanların yaşam hakkı olduğunu sananlar izlemeliler ki belki biraz etkilenip durumu anlarlar... (hiç sanmıyorum ama...)

EZBER Part 1(BY TOLGA ÖZTORUN) - YouTube
EZBER Part 2 (BY TOLGA ÖZTORUN) - YouTube
HAYTAP -- BENİ TERKETME - YouTube
Haytap'tan Hayvan Hakları Filmi - YouTube

Bu filmi yüreği dayanmayacaklar seyretmesin, çünkü bunlar çok acı, gerçek görüntüler. Mahvetti beni....
HAYTAP - BUZ GİBİ GERÇEK - Petshop Gerçeği - YouTube

syılmaz 04-08-2012 18:58

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi limon (Mesaj 1004292)

Bu filmi yüreği dayanmayacaklar seyretmesin, çünkü bunlar çok acı, gerçek görüntüler. Mahvetti beni....
HAYTAP - BUZ GİBİ GERÇEK - Petshop Gerçeği - YouTube

Videoyu yeni seyrettim. Kedi veya köpek almayı düşünenler bu videoyu tekrar tekrar izlesin.

10 yılı geçebilecek bir sorumluluğun bilincinde değillerse bu hevesin neye malolacağını, neyin vebali altında kalacaklarını iyi görsünler.

Ayrıca petshoptan evcil hayvan alarak bu çarkın dönmesini sağladıklarını da unutmasınlar.

Güzin Çakar 04-08-2012 20:04

Sevgili limon 'Bu filmi yüreği dayanmayacaklar seyretmesin, çünkü bunlar çok acı, gerçek görüntüler. Mahvetti beni....' uyarınız için çok teşekkür ederim. Tahmin edeceğiniz gibi seyretmedim, seyretmeye cesaret edemedim. Yalnız ilk iki filmi izledim. Gerçek olduğunu bilerek, elimde mendil, burnumu çekerek...
Bizim gibi etkilenmezler ama söylediğiniz türden görüntüleri insan kılığındaki canilere seyrettirmenin bir yolu olmalı...

limon 05-08-2012 15:09

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi syılmaz (Mesaj 1005990)
10 yılı geçebilecek bir sorumluluğun bilincinde değillerse bu hevesin neye malolacağını, neyin vebali altında kalacaklarını iyi görsünler.

Bu sabah bizim çocukların (kedi-köpek) tımar ve banyo günleriydi. Sabah 30 derecenin üzerinde kan ter içinde köpekten 1 çuval tüyü çıkarıp sonra banyo yaptırırken silkelenince her tarafım ıslanınca (alıştım ben etkilenmiyorum) aynı şeyi düşündüm biliyor musunuz? Kedi köpek alıp biblo gibi duracak sananlar var. Bunların tuvaleti ayrı sorun, temizliği, aşısı, hastalıkları, yaşlılıkları vb... Her duyduğum kedi kavgasında "eyvah benimki birisiyle kapıştı, bir şey oldu" diye koştururkenki çarpıntılarım da cabası... Bir yere giderken bırakacak yer bulmak ayrı dert.
Sadece sevmek için hayvan almak büyük hata...

selis 05-08-2012 17:43

1 Eklenti(ler)
Limon inanın beni mahvettiniz.. Zaten son bir haftadır ne yapacağımı bilmez çelişkiler yaşıyordum, videoları da izleyince daha beter oldum.. Bir canlıdan vaz geçmek bu kadar kolay olmamalı..

Hiç evcil hayvanımız olmamıştı, zaten bakamayız da.. (İş, seyahatler, yer sorunu vs.) Ama bir süre önce peşimizi bırakmayan bir köpeği sahiplenmek zorunda kaldık.. Foruma başlık da açmıştım.. http://www.agaclar.net/forum/kopekler/26729.htm
Gerçekten bakımı konusunda hiçbir bilgim yoktu ve çok zorlandım.. Çok fazla seyahat ettiğimiz için her yere yanımızda götürdük.. O da ayrı bir dert.. Bahçede kaldığı için komşular ''Kokuyor, havlıyor'' diye sürekli şikayet etti..

Maalesef iki ay önce yine vicdanımız yüzünden bir tane daha köpeğimiz oldu.. Onu da otoban kenarında gördük az daha ezilecekti ve yavruydu.. Bırakamadık.. http://www.agaclar.net/forum/evcil-h...tm#post1004801 başlığına fotoğraflarını eklemiştim..

Bu sabah yine komşu kadınla tartıştım.. Eşim dökülen tüylerden, bize ayak bağı olmalarından sürekli şikayet ediyor, annem bir taraftan konuşuyor, başkası bir taraftan.. Ne yapacağımı şaşırdım.. Barınakların hali belli, sokağa bıraksam! Bırakamam ki..
Hele ki o videoları izledikten sonra, oğlumun sevincini görüyorken..
Ama baskılardan da çok yoruldum, ne yapacağımı da bilmiyorum.. :(

Eklenti 323515

maki01 05-08-2012 18:38

Ben videoları izleyemeyenlerdenim, dayanamıyorum.

Biliyorum bu tür yayınlar can dostlarımızı korumak, azcık da olsa vicdanı kalmış insanlara seslenmek , insan olduklarını hatırlatmak için hazırlanıyor ama bir insan yavrusunun videolarından farklı gelmiyor.

Bazen keşke hiç paylaşılmasa bu tür görseller diye düşünüyorum. Aynı acıları çeken insan yavrularının görselleri bu kadar yaygın paylaşılmıyorsa, can dostlarımızın da buna hakkı var gibi geliyor, bilemiyorum...

Ama şunu biliyorum sevgili selis, bir yolunu bulup oğlunun can dostlarından ayrılmasına izin vermeyeceksin....

iris41 05-08-2012 21:53

Yazacak kelime bulamıyorum .
Bu hayat hic adil degil sadece menfaatleri dogrultusunda hareket eden insan nasıl bir kaypaklıkla yaşar sever sahiplenir sadece kendi istediginde, eger istemiyorsa cok kolay hayatından cıkartır yok eder üc beş kuruşa yeri gelir ruhunu satar amma kimseye efelikten toz kondurtmaz merhamet onda sevecenlik yardımlaşma körükörüne baglılık insanoglunun en iyi yaptıgı şey ise yıkım nerede medineyet orada yıkım zülüm .
Kokuya dayanamaz sürekli şikayet ederler oraya mama koyma su koyma 2 kediyle yaşıyorum koku varmı ne kokusu merak etmiyor degilim ;)
Cevresini hayvanlardan arındırılmış alan görmek ister bir iki kedi köpekten rahatsız olur araclardan caddede yürüyemez olduk ? parklarda mangal pişirenlerede kıl oluyorum :)
tv de belgesel eksik der cocukları kedi köpek sevse amanın dokunma mikrop kaparsın der feryat eder .
EVDE HAYVANMI OLUR ,SOKAKTA HAYAVANMI OLUR ,PEKİ NEREDE OLUR .
Cevap basit sadece belgesellerde gecmiş zamanda .
Bu videoları seyretse gözlerinden kocaman yaşlar dökülecek inanmayın bunlar sadece timsahın göz yaşları

selis 05-08-2012 22:23

Akşam videoları izleyip, ağlayıp zırladıktan sonra köpekleri gezdirdim.. Tüm bunların üzerine iyi geldi.. Oynadık, koştuk.. :)
Sn. Maki onlara bakacak birini bulmadan sokağa bırakmam.. En azından elimden geleni yapıp deneyeceğim.. Umarım yakın zamanda böyle biri çıkar..

Videoyu akşam gezerken çektim..
Doly, çok akıllı otur-kalk dur-gel yakala-koş gibi bazı komutları biliyor.. Topu havada yakalayıp çok yükseklere zıplayabiliyor..
Minik, henüz bebek ve biraz yaramaz..
100 2121 - YouTube

kelebek çalısı 06-08-2012 01:04

Benim sokağımdaki sokak köpeklerinden 7 haftalık olan yavru sayısı meğer altı değil yediymiş. Beş tanesini Hayvanları Kurtarma' nın barınağından gelip aldılar. Yakalamak zorlu oldu. Üçünü bir günde, ikisini ise sonraki günde yakalayarak teslim ettik. Bu arada ayağı kırık olduğunu düşündüğümüz 8 aylık yavruyu da zorlukla yakalayarak bağladık ve sabaha dek uslu uslu bekledikten sonra araba içindeki kafese almak için daha da zorlu dakikalar yaşandı. Bir sebepten barınağa gitmesine gönlümüz razı olmadı ve tanıdığımız, bildiğimiz bir veteriner hanımın yardımcı olması ile kliniğe gönderdik. Orada uyutularak röntgeni çekildi, ayağının çıkık olduğu anlaşıldı. Ödemli olduğu için uğraştığı halde yerine oturtamamış veteriner. Kendi kendisine kaynama yapacağını ama ayağının bundan sonra aksak kalacağını söyledi veteriner. Geri geldi sokağımıza. 3 gün bahçede tutabildik ama sonunda dışarı kardeşlerinin yanına çıkmak istedi ve şimdi bir aradalar.

Son duruma göre 3 yetişkin, sekiz aylık 4 yavru ve 7 haftalık 2 yavru olmak üzere toplam 9 köpek ile sokağımız epey şenlikli.

Barınak yetişkinleri kabul etmiyormuş. Zaten bunca zaman sonra yetişkinleri göndermek onlara kötülük olur, oradan kimse alıp da sahiplenmez onları yavru köpekleri sahiplenmek dururken. 3 hafta sonra en küçük iki yavruyu da gelip alacaklar. Garipler gidenlerden fırsat bulup süt emememişler annelerinden, fare gibiler. Kuru mamalardan yemeye çalışıyorlar, kıtır kıtır bonbon şeker yer gibi :)

Yani anlayacağınız benim de sorumluluğum epey büyük, siz dostlar gibi. İki yavru o kadar ufak ki ezilecekler mi, çukura mı düşecekler diye düşünmek, arabaların gaza basarak bu çıkmaz sokakta şuursuzca hayvanlarla sürüşmeleri derken hayat onlar için zor olduğu kadar onları korumak isteyen bizler için de bir o kadar yıpratıcı olabiliyor.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 21:14.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025