![]() |
|
![]() |
#11 | |
Ağaç Dostu
|
1-2 haziran Çeşme sakız ağacı gezisi
Alıntı:
Eşi de benzer tatlılıkta. Önce serasını gezdirdi, ardından neskafe ikram etti, sonra fideliği, ağaçları gösterdi. Ardından motoru ile beni civarda son kalmış olan sakız ağaçlarına götürdü. Bir kısmı kaymakamlık tarafından koruma altına alınmış ve numaralandırılmış. Ancak bu yapılanlar ağaçların tahribatına mani olamamış. Motorlu testere ile gövdesi çizilenler mi istersiniz, tırpanla yarılanlar mı, yananlar mı, villa arazilerine kurban gidenler mi, hepsi var. Bildik memleketim şuursuzluğu. Bazıları eski çiziklerden sakız vermiş ancak sakız damlaları bu mevsimde henüz katılaşmamış. Metin Bey'in kendi çizdiği birkaç çizik de var. Geçen senenin sakızları şekerlenmiş bal gibi donuklaşmış. En çok bu geçen seneden kalmış donuklaşmış olanlardan topladım ama bunların lezzetindeki sakız keskinliği düşük. Çiftlik Köyü civarı bolca çalı-maki formunda yabani sakıza sahip. Hatta Metin Bey 40 cm çapında bir çotuk gösterdi; yerden yalnızca 10 cm yüksekten kesilmişti ve iki tane piçi ki en az 10 yaşındaydılar iki kenardan fışkırmışlardı. Metin Bey bazı ağaçların yere yayılmış dallarını budayıp adam boyunda 3-4 yatık çıkan dallı ufak ağaç havası vermiş, hem daha kalın gövde ve bol sakız veriyor, hem ağacı çizmesi kolay oluyor, hem de dibini temizlemek toprak sermek ve sakızı topraktan toplamak kolaylaşıyor Daha sonra köyün sessiz ve bakımlı sahilindeki temiz bir meyhanede köy pazarından aldığımız kirazlarla birkaç bira içtik. Ardından eski Rum Mezarlığı'na götürdü; belki de Türkiye'nin en büyük sakız ağacı mezarlıktaki harap şapele yaslanmış duruyordu. nefis bir ağaç, gövde detaylarını ve şapelle birlikte fotolarını aşağıda göreceksiniz. Kötü olan taraf hala sağlam duran bir duvar içinde olmasına karşın mezarlığın tapulama içine alınmış olması ve SİT filan da olmaması yarın birgün birisi gelip buraya villa yapacağım diyebilir. Şapelin travertenden mamül işlemeleri sövelerinin bir zaten yürütülmüş , tabanı ve kemik nişleri çoktan talan edilmiş. Üzerinde çapraz çatılmış iki uzun kemik üstüne kurukafa kabartması ve iki de yunanca yazılı epigrafı olan lentonun da yürütülmesi yakındır. Daha sonra Metin Bey'den 5 tane fidan aldım. Kendisi arbutus unedo da yetiştiriyor (bizim kocayemiş yerine dağ çileği ağacı diyor) yalnızca 3 cm boyunda bir tane de ondan aldım, şu ana kadar kocayemişi tohumdan üreten başkasını da görmedim. Yani o kalender adam Türkiye'de ilk olan iki işi birden yapıyor galiba. O gün daha sonra kendi başıma makiliklerde dolaştım ve başka köylülerle de sohbet ettim, her yer sakız ağacı dolu. Köylüler sakızlık diyorlar, galiba her ailede bir iki tane var da içinde ağaç kalmamış. Hatta Çeşme'nin içinde yerli aileler bile hiç sakız ağacı görmemiş olabiliyorlar. Ve hatta ünlü ve eski bir dondurmacı var (sakız reçeli ve dondurması satıyor) oranın sahibi hanım da ağacı Metin Bey getirince görmüş. Bir yaz göstermek için dükkanın önünde tutmuş birisini kurutmuş diğerini bahçesine dikmiş. Ertesi gün sitemizin üyesi tourkana nın aile bağlarına gittim , dedesi ve dayısı ile tanıştım. Dedesi Murat Güvener zeki, becerikli, tonton 77 yaşında bir bey, yaşında birisi için son derece aktif. Bizi çift kabin Nissan pikabına alarak araziyi gezdirdi ve arazisinin sonundaki makiliklere (ki pikap girmiyor yolun epice bir kısmını yürüdük kendisi de yürüdü) götürdü ve oradaki yaşlı bir sakız ağacını gösterdi. 4 kişi olan fotoda göreceksiniz. Toscana mimarisi ile yapılmış muhteşem şaraphane kule ve mahzenin de fotoları var. Bu hoş karşılaşmayı hazırlayan tourkana kardeşime de teşekkür ediyorum. Mine Hanım Bu çalışma olarak kabul edilirse böyle bir çalışma yaptım. Düzenleyen Halit Togay : 03-06-2007 saat 12:10 Neden: imla hatası |
|
![]() |
![]() ![]() |
|
|