![]() |
|
|
|||||||
![]() |
|
|
|
Dış Bağlantılar | Konu Araçları | Mod Seç |
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
Sevgili oğuz senin çok zararlı dediğin bordo bulamacı ve kükürt organik tarımda sınırlıda olsa kullanımına müsade edilen ilaçlar.Bu ilaçlar diğer pek çok kanserojen ilacın yanında yeni doğmuş bebek kadar masum kalır. |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Sen böyle düşünmeye devam et!!! |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
|
Oğuz Bey. Bu mücadele sınırlı da olsa deneniyor ve tatbik ediliyor. Belki bilirsiniz. Çok yakın zamana kadar Buğdayda Süne mücadelesi için uçakla ilaçlama yapılıyordu. Şu an için yasaklandı. Faydalı böcekler süneyi baskı altına aldı. Fakat her şeyden evvel, biyolojik mücadele için biz bireylerede düşen büyük görevler var. En başta geleni ise doğayı kirletmemek. Hangimiz bunun için özen gösteriyoruz mu acaba? Samimi olarak cevap verebilirmiyiz. Bu uğurda ne yapıyoruz. Beklerim. Düzenleyen Cumhur Tonba : 15-01-2009 saat 20:29 |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
|
İlaçlar..
Oğuz Bey verdiğim mesajı algılayamamış olmanız beni gerçekten çok üzdü....Ben iyi tarım uygulaması ve organik tarımın tüm Türkiye'de yaygınlaşmasını istiyen insanlardan biriyim.Ülkemizde 500 e yakın Etkili madde içeren kimyasal kullanılıyor ve bunların bazılarının kanserojen olduğuda biliniyor.Çiftçilerimizin en yaygın yaptığı yanlış son ilaçlama ile hasar arasında geçmesi gereken süreye uymaması ve sonuçta insanlarımızın yavaş yavaş zehirleniyor olması... |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 05-01-2007
Şehir: tekirdağ
Mesajlar: 71
|
(...Gözlüğümü takıp yaprakları kontrol ettiğimde yeşil yaprak bitlerini gördüm ...) derken; bir uğurböceği elime kondu. uç uç böceğim, uç uç böceğim....dedim. Beni dinledi, uçyu gitti. Yanımdaki heyecanla seslendi! - Ne diyorsun? Uçma uçma böceğim bahçemi terketme, sayende lezzetli sebze meyveler yiyelim demelisin! Bekliyorum bir uğurböceği daha göreyim de, "uçma uçma böceğim..." demek için. Bahçeniz için faydası olacaksa şimdi bile, dedim gitti. |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Sn.Cumhur ; Daha neler varda ; yazamıyoruz işte sadece içim acıyor,hergün bu insanlarla mücadele veriyorum kendimi geçtim gelecekteki torunlarım için belki faydası olur. Sağlıcakla kalın. |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Ağaç Dostu
|
Oğuz bey...Söylediklerinizin tamamına katlıyorum.Ama ne yazık!!! Hala beni anlayamamışsınız....!!! Ülkemizde insan sağlığını tehdit eden o kadar çok kimyasal var ki....Bunlar malesef denetimsiz kullanılıyor.Mesela Ticari ismi Tamaron, pamuğa ruhsatlı fakat seralarda açık alanda yıllarca domates ve biberde çok yoğun kullanıldı ve tamamen kansorojen bir ilaç...Siz bunlar dururken Zehirliliği en alt kategoride olan ilaçları örnek vermişsiniz...!!! Ben sadece bu konuda ki hatanızı düzeltmek istedim...Neden bu kadar sinirlisiniz ki... Not: Bende yeni tanıştığınız insanlara Sırf Samimi olsun diye Siz değilde SEN diye hitap ettiğinizi söylemenize çok güldüm....:: ))Umarım bir gün bu cennet Ülkemizde gerçek manada İyi Tarım Uygulaması ve Organik tarım yaygınlaşır ve korkusuzca sebze ve meyve tüketebiliriz...Kalın sağlıcakla.... |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaç Dostu
|
Tohumlarımı ektim ama ben ne yapacağımı şaşırdım. Acaba bu konuyu bir de Mine Hanım'a mı sorsak? Ya da bu konuda bilgi ve deneyim sahibi arkadaşlar da bu konuya bir cevap yazsalar da, evde benim gibi amatörce (yegane tüketicisi çocuğu olan) uğraşan sebze-meyva yetiştirenlerin içi rahatlasa. |
|
|
|
|
|
#11 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Alıntı:
)))))))) daha yazıyımmı?Yıllarca metil bromid ile yetişmiş ürünleride yedik. Daha çoook yeriz sevgili arkadaşım. |
|
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu
|
Yegane tüketiciniz çocugunuz olduğuna göre herhalde 1 çocuk. 2 de anne ile baba eder 3. Bilmiyorum yanınızda aile büyüklerinizde varmı. Mekanik mücadele ile bir çok şeyin üstesinden gelebilirsiniz. Bırakın meyveleriniz lekeli olsun, biraz albenisi olmasın. Bırakın domateslerinizn bir kısmı çürüsün. Ne olacak. Kalanlar size yeterde artar bile. Benim fikrim. Saygılarla. Not: ****** ticari üretim yapan kişiler ilaçları dozunda, zamanında kullanıp ilaç kullandıktan sonra gereken arayı verip hasat ederlerse bu da bizim için bir kazanç olur. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-10-2008
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 194
|
Tohumların yurtdışından hastalıklı geldiğine nasıl kanaat getirdiniz acaba? Topraksız tarım yapanların çoğunu tanıyorum(antalya için) hiçbirinin organik ürün sertifikası yok ayrıca organik diye satanı da görmedim. Bu işi amatör olarak değilde ticari boyutta yapan birisi örneğin serasına thrips geldiği zaman nasıl mücadele etmeli? Kimyasal mücadelemi yoksa fiziksel mi? Bu memleket yıllarca hormon kullanılıyor diye hıyar ve biber yemedi. Kaldı ki hormonun h si kullanılmaz. |
|
|
|
|
|
#14 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Alıntı:
Üniversitelerdeki bilirkişi raporlarından Mahkemelik olan fideliklerden tohumlardan virüs nasıl geldiğinide öğrenebilirsin. |
|
|
|
|
|
|
#15 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-10-2008
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 194
|
Bu iş google den aratmayla çözülseydi kolaydı ama öyle olmuyor.Tohumların bulaşık gelmesi ayrı fideliklerden bulaşma ayrı bir olaydır ikisini karıştırmamak lazım.Mahkemelerin bilirkişisine güvendiğiniz kadar Tarım il müd.nün karantina şubesine de güvenmenizi tavsiye ederim. |
|
|
|
|
|
#16 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 24-12-2007
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 60
|
arkadaşlar bu işler ilaç kullanmadan olmuyor maalesef.size tüketici olarak şunu tavsiye edebilirim.aldığınız sebzeleri bekletebildiğiniz kadar bekletirseniz mesela salatalığı 5 gün sonra yerseniz bünyesindeki ilaç miktarı son derece azalacaktır. |
|
|
|
|
|
#17 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Alıntı:
Google arattırmayla oluyor arkadaşım .Arattırıp bulduğunu serada uygularsan nedemek istediğimi anlarsın ama nedense bazılarının işine gelmiyor. Söyleyeceklerimi söyledim önceki sayfalardada anlayan anladı zaten. |
|
|
|
|
|
|
#18 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, AB Komisyonu'nun kararlarına paralel olarak, Türkiye'de tarımda ruhsatlı bulunan 415 ilaç aktif maddesinden 74'ünün üretimini ve ithalatını, 1 Ocak 2009 itibariyle yasakladı. Ancak, bu aktifleri içeren tarımsal ilaçların (Bitki Koruma Ürünlerinin-BKÜ) son kullanım tarihine kadar satışına ve kullanımına izin verdi. Bakanlık tarafından üretimi ve ithalatı yasaklanan ilaç aktif maddeleri arasında, "Alachlor, Ofurace, Difenzoquat, Aldicarb, Oxine-copper, Dimethipin, Endosulfan, Oxycarboxin, Endothal, Fentin hydroxide, Phenthoate, EPTC (ethyl dipropylthiocarbamate), Monolinuron, Primisulfuron, Ethirimol, Permethrin, Quizalofop, Fenpiclonil, Pyrazophos, Resmethrin, Simazine, Sethoxydim, Fluazifop, Vinclozolin, TCMTB, Flubenzimine, 1,3-Dichloropropene, Thiazafluron, Methoprene, Bromacil, Norflurazon" bulunuyor. Kaynak: http://www.trt.gov.tr/Haber/HaberDet...01fd-4f60-ba83 |
|
|
|
|
|
#19 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 31-01-2009
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 4
|
Ne yazikki Türkiyede fazla çalışma olmuyor bitki koruma konusunda tamamen ilaç şirketlerinin pazarı durumunda ülke ,, avrupada 5 yıl önce yasaklanan ilaçlar burada hala devam ediyor 5 yıl sonra 2 yıl süre verilerek burada yasaklanıyor ,, **** yasaklanacağını öğrenen ilaç şirketleri hemen hepsini pazarlıyorlar ,, bu işler yabancı ilaç şirketlerinin eline terkedilirse araştırma durumuna geçemeyip hep pazar durumunda kalırız ,, yaprak bitleri çok hızlı çoğalırlar ( eşeyli eşeysiz ,, hatta doğurarak bile çoğaldığı kanıtlanmıştır) birden pik yaparlar eğer çevrenizde uğur böcekleri ve diğer predatör(avcı böcekler) var ise baskı altına alırlar ,, yaprak bitleri bir bitkide çoğalmış ise orada kanatlı formlarını gördünüzde kanatlıları farkettiğinizde hemen öldürün ( ev deki **** küçük bahçeler için).çünkü bunlar uçarak yayılmasını hızlandırırlar ,, en önemlisi bunları çoğalmadan farketmek eğer bahçenizde özellikle kavak ağacı veya benzerleri varsa bunların yapraklarında kırmızımsı şkilsiz irileşmeler yaparak içinde çoğalırlar, bu yaprakları kopartın , tabi bunlar küçük bahçeler için ,, birde bu küçük bahçeler belli bir doğal denge oturmuştur siz ilaç kullandıkça dahada dengeyi bozar ilaç kulandırmayı arttırısınız muhtaç olursunuz ,,birde yabancı otlarla mücadele şart zararlılar hemde hastalıklarda bunda başarılı olmak için komşularınızda aynısını yapması söz konusudur. ****** kazanç olarak üretim yapılan yerlerde bu ilaçlanmalar takvime oturtulmuş vaziyette ,, her inorganik maddenin olduğu gibi ilaçlarında yarılanma ömürleri var ,, bu süreye uymak şart ,, fakat ne yazikki ülkemizde uyulmuyor buda tarımsal pazarımız hala oturmadığı için ürün fiyatı her an değişebiliyor , üretici fiyat yükseldiğinde **** en fazla kar edeceği zamanda hasad süresine uymayarak pazara sunmak zorunda kalıyor |
|
|
|
|
|
#20 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-05-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 81
|
Asma ilaçlamasında kördüğüm Son derece dikkat ederek, çiçek açma gününü saptadım ve tarım takvimime kayıt ettim. Durum şu: 19 Mayısta çiçek açtı. Çiçekli dönemde ilaçlama yapamıyoruz. Ancak ilaçların prospektüslerinde her 14 günlük periyotda bir ilaçlama yapılması öneriliyor. Bugün ayın 7 si, halen çiçek dönemi sona eermediğig gibi, üzüm tanelerinin saçma iriliğine ulaşmasını da beklemek zorundayım. Yani kısaca bir aya yakın bir dönemde çiçek nedeniyle ilaçlama yasağı var. Bu arada hastalık bulaşırsa ne olacak??? |
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Sağlığa zararlı olduğu için yıllardır eleştirilen bazı ziraî ilaçlara nihayet yasak geldi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, taze meyve sebzede kalıntı sorununa yol açan 135 farklı tarım ilacının 75’ini yasakladı. Söz konusu ilaçların üretim ve ithalatı, 1 Ocak 2009’dan itibaren durduruldu. Böylece Avrupa ülkeleri ve Rusya’ya tarım ürünleri ihracatında büyük sıkıntıya sebep olan ziraî ilaç kalıntısı sorunu ortadan kalktı. Bu ilaçların kullanımı, insan ve çevre sağlığına verdiği zarar sebebiyle Avrupa Birliği (AB)’nde yasak. Birlik, uzun süredir Türkiye’nin de bu yasağa uymasını istiyordu. Türkiye ile AB ve Rusya arasında sık sık ziraî kalıntı sorunu yaşanıyor. Bu ülkeler, Türkiye’den alınan sebze ve meyveleri detaylı analizden geçiriyor. İçinde sağlığa zararlı ilaç kalıntısı tespit edilen ürünler gümrüklerden sokulmuyor. Tarım Bakanlığı’nın kararı, iç pazarda da daha sağlıklı sebze ve meyve tüketilmesini sağlayacak. Türkler de bundan sonra Avrupa standartlarında gıda tüketecek. Tarım Bakanlığı’nın kararına göre yasaklanan 75 ilacın dışında kalan diğer zararlı ilaçlar da 2012 yılına kadar piyasadan çekilecek. Bunların yerine çevreye zarar vermeyen organik yapıda yeni bitki koruma ürünlerine ruhsat verilecek. Yasaklananlar arasında yüksek oranda zehir içeren ’amitraz ve endosulfan’ gibi aktif maddeler içeren ilaçlar da yer alıyor. Özellikle armutta kalıntıya yol açan amitraz, Avrupa’ya ihracatta ciddi sıkıntılara sebep oluyor. Halen stoklarda bulunan yasaklı ilaçlar bitene kadar kullanılabilecek. Uzmanlar, stoktaki ilaçların ancak iki yılda tüketilebileceğini belirtiyor. Ziraî Mücadele İlaçları Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Murat Kantarcı, Tarım Bakanlığı’nın aldığı kararın doğru olduğunu düşünüyor. Kantarcı, "Düzenleme, kalıntı sorununun önüne geçmek için önemli bir adım. Ayrıca, meyve sebze ihracatını da son derece rahatlatır." dedi. Murat Kantarcı, "AB’de meyve sebzede kalıntıyı izleyen ’Hızlı Alarm Sistemi’ var. Avrupa’ya ihraç edilen tarım ürünlerinde kalıntı çıkması halinde, bu sistem bütün üye ülkelere haber veriyor. Bunun sonucunda gelen ürünler daha sıkı denetleniyor. Dolayısıyla AB’nin riskli gördüğü ilaçları bizim de yasaklamamız lazım." değerlendirmesini yapıyor. Kaynak: Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği |
|
|
|
|
|
#22 | |
|
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Alıntı:
|
|
|
|
|
|
|
#23 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Sık sık Türk tarım ürünlerinin yabancı ülke gümrüklerinden “pestisitli” olması nedeniyle geri döndüğü haberlerini okuruz. Gümrüklerden geri dönen pestisitli bu ürünler iç pazarda arzı endam eder. Aslında bu ürünlerin geri dönmesi Türkiyeli tüketici açısından sevindirici bir durum. Çünkü: İç pazara sunulan tarım ürünlerindeki pestisit konusunda hemen hiçbir denetimin olmaması ve kontrol tarım ilacı kullanımı, toplum sağlığını tehdit eden en büyük unsur. Tarım Bakanlığı’nın denetim sorunları ve zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak, ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde konuya bakışındaki endişe verici boyutun yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu hekimlik yerine sadece arazı öteleme yani marazla ilgilenmek yerine hayatımızın ilaç firmalarının insafına terk etmiş olması manidardır.Bu bağlamda hemen tüm tarım ürünleri kullanılan ve bitki, hayvan ve daha da dönemlisi insan sağlığını tehdit edici pestisitlerle ilgili Wikipedia’daki Pestisit maddesini dikkatinize sunuyoruz. Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak, ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar, ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potensiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlarda yaratabilir. Etki Mekanizması Sistemik bir pestisitin mekanizması şu şekildedir: Pestisit bitki tarafından emildikten sonra bitki içinde yukarı (ksilem boyunca)ve dışarı hareket eder. Bu hareketin sonucu olarak bitki için sağlanan fayda artar. Buradan itibaren pestisit artık insektisit olarak adlandırılabilir. bu sistemik insektisit polan ve nektar ile etkisini gösterir. Etki gösterebilmesi, zararlı böceği öldürebilmesi için pollinatörlere ihtiyaç duyar. Pestisitlerin Hayvanlar ve İnsanlar Üzerine Olumsuz Etkileri Bir pestisid kimyasal bir madde ya da virüs veya bakteri gibi biyolojik bir ajan olabilir. Kimyasal pestisitlerin çoğu hedef organizmaya seçkin etkinlik gösteremedikleri için hedef organizma dışındaki organizmalarda da çeşitli hastalıklara yol açar hatta öldürücü olabilirler. Birçok pestisit insanlar için de zararlıdır. Kullanıldıkları canlıların yiyecek şeklinde insanlar tarafından kullanılmaları sonucunda insanlarda yaygın hastalıklara ve istenmeyen sıkıntılı durumlara sebep olurlar. Kimyasal pestisitlerin ve etken maddelerinin akut toksik etkileri vardır. Karbamatlar, organofosfatlar ve klorlanmış hidrokarbonları içeren bir çok pestisit genetoksik etkiye sahiptir. Tarım ile uğraşan ve pestisite maruz kalan insanlarda yapılan çalışmalarda bu bireylerde yapısal ve sayısal kromozom anomalileri ile kardeş kromatid değişiminde artmalar gözlenmiştir. Pestisitlerin kronik etkisine maruz kalan tarım işçilerinde birçok genetik hasarın yanı sıra karaciğer, böbrek ve kaslarda bozukluklar görülmüştür. Pestisit’in canlılar üzerindeki etkisi fetal yaşamdan (doğmamış çocuk) itibaren başlamaktadır. Bu ilaçlar plasentadanfetüse geçmekte ve bunu sonucu olarak düşükler, hiperpigmente ve hiperkeratatik çocuk doğumları görülmektedir. Yapılan hayvan deneylerinde ise radyoaktif olarak işaretlenip anneye verilen pestisitin 5 saat sonra plasentadan fetüse geçtiği ve fetüsün göz, sinir sistemi ve karaciğerine yerleştiği gözlenmiştir. Organofosfatlı ve karbamatlı insektisitler ise etkilerini doğrudan doğruya periferal ve merkezi sinir sistemi üzerinde göstererek canlı yaşamını tehdit etmektedir. Birçok pestisit insana, hayvanlara ve çevreye verdiği zarar vermektedir. Bununla ilgili ilk çalışmalar 70’li yılların başında, UNEP Stokholm İnsan Çevresi Konvansiyonu’nu hazırlayan süreçte göstermişlerdir. 30 yıl sonra ABD, Avustralya, Kanada, Japonya ve Yeni Zellanda, uluslararası baskılara boyun eğerek küresel anlaşma taslağının oluşturulmasına karar vermişlerdir. Bu çalışmalar kapsamında KOK (Kalıcı Organik Kirleticileri) olarak adlandırılan içlerinde tarımda da kullanımı yaygın olan birçok kimyasal ürün bazı özel durumlar hariç yasaklanmış ve KOK özelliği taşıyan yeni kimyasallarında üretilmesi yasaklanmıştır. Bu anlaşma kapsamında; aldrin, endrin, toksafen, klordan, dieldrin, heptakol, mireks, DDT ve endüstriyel kimyasallar olan heksaklorobenzen ve PCB’ler yasaklanmış ve stokları takip altına alınmıştır. Tarım ilaçlarının kan hücreleri üzerine de olumsuz etkileri vardır. Organofosforlu insektisitler eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) membran özelliklerini değiştirerek eritrosit fonksiyonun engellemektedir. Diğer bazı pestisitler de eritrositlerin boyutlarının ve yüzey şekillerinin bozulmasına ve eritrosit antioksidan sistem enzimlerinin aktivitelerinin değişmesine sebep olmaktadır. Pestisitlerin en önemli etkilerinden biri de asetilkolinesteraz enzimini inhibe etmeleridir. Bu durumda alt beyin kökünde solunum kontrol merkezlerinin baskılanması ile canlı ölüme gider. Yine pestisitlerde yapılan bir araştırmada pestisitlerin TCA enzimlerinin (malat dehidrojenaz, süksinat dehidrojenaz) inhibe olmasına sebep olduğu bulunmuştur. Pestisit Çeşitleri İnsektisit: Böcek, haşerelere karşı kullanılan ilaçlardır. Fungusit: Funguslara (Mantar) karşı kullanılan ilaçlardır. Herbisit: Yabancı otlara karşı kullanılan ilaçlardır. Mollusit: Yumuşakçalara karşı kullanılan ilaçlardır. Rodentisit: Kemirgenlere karşı kullanılan ilaçlardır. Nematisit: Yuvarlak solucanlara karşı kullanılan ilaçlardır. Akarisit: Akarlara karşı kullanılan ilaçlardır. Kanser 30 yaşın altında hızla artıyor! Neden acaba? http://www.gidahareketi.org/Tarim-Ur...27-haberi.aspx |
|
|
|
|
|
#24 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Sn.İzzeterisen ; ****** etken maddelerini bildiren listeyi ekliyorum . Bu listeye bağlı 900 ilaç bulunuyor. Bakanlık tarafından üretimi ve ithalatı yasaklanan ilaç aktif maddeleri arasında, ``Alachlor, Ofurace, Difenzoquat, Aldicarb, Oxine-copper, Dimethipin, Endosulfan, Oxycarboxin, Endothal, Fentin hydroxide, Phenthoate, EPTC (ethyl dipropylthiocarbamate), Monolinuron, Primisulfuron, Ethirimol, Permethrin, Quizalofop, Fenpiclonil, Pyrazophos, Resmethrin, Simazine, Sethoxydim, Fluazifop, Vinclozolin, TCMTB, Flubenzimine, 1,3-Dichloropropene, Thiazafluron, Methoprene, Bromacil, Norflurazon`` bulunuyor. TİSİT Derneği Başkanı Harun Kipge, yaptığı değerlendirmede, bakanlığın AB`ye uyum amacıyla getirdiği üretim ve ithalat yasağından en fazla yerli üreticilerin etkileneceğini söyledi. Bakanlığın yasakladığı 74 ve yasaklama yönünde incelemelerini sürdürdüğü 55 aktif maddeye dayalı 900 ruhsatlı ürünün bulunduğunu belirten Kipge, bu ruhsatların 800`ünün yerli ilaç üreticilerine ait olduğunu bildirdi. Türkiye`nin, tarımsal ilaç üretiminde kullandığı aktif maddelerin yüzde 90`ından fazlasının ithal edildiğini, yani aktif madde açısından dışa bağımlı olduklarını anlatan Kipge, yerli firmaların bu aktif maddeleri alarak jenerik ilaç ürettiğini kaydetti. AB`ye uyum amacıyla yasaklanan bu aktif maddelerin büyük bölümünün halen ABD dahil gelişmiş ülkelerde kullanıldığını belirten Kipge, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı`nın yasaklama kararı alırken sektör ile görüş alışverişi yaptığını, ancak, sektörün ``ülke çıkarlarını dikkate alarak, fedakarlıkta bulunduğunu ve yasak kararına olumlu görüş bildirdiğini`` söyledi AB`nin aktif maddelere ilişkin yasak listesini düzenlerken, firmalardan ``aktif maddelerin insan ve çevre sağlığına etkileri``ni içeren bazı belgeler istediğini, firmaların da özellikle 20-30 yıl önce piyasaya sundukları, daha sonra da alternatifini geliştirdikleri ilaçlar konusunda, ticari kaygılarla bu belgeleri sunmadığını, takibini yapmadığını anlatan Kipge, dolayısıyla bu maddelerin, insan ve çevre sağlığına olumsuz bir etkisi olmasa bile, istenilen belgeler sunulmadığı için yasak kapsamına alındığını kaydetti. AB`nin, şimdiye kadar 135 aktif maddeyi yasak kapsamına aldığını belirten Harun Kipge, şu bilgiyi verdi: ``Yasak kapsamına alınan aktif maddelerin yüzde 90`ı, firmaların 30-40 yıl önce ürettiği, yeterince ticari kar elde ettiği, artık diğer ülkelerde jenerik ilaçları üretilen aktif maddeler. Firmalar, AB`nin istediği belgeleri sağlamanın maliyetinin 5-10 milyon avro olduğunu söylüyor. Yeterince ticari kar elde edilen bu aktif maddeler yerine yeni geliştirilen alternatif maddeleri daha çok satabilmek için eski ürünleri takip etmiyor. Belge vermeyince AB bunları, çevre ve insan sağlığına zararlı olmasa bile yasak kapsamına alıyor. Zaten AB`nin yasak listesi kesin değil. Firma daha sonra bu belgeleri sununca, o etken madde yasak listesinden çıkıyor. Söz gelimi, AB`nin yasak listesi yayımlandıktan sonra, listede bulunan 4 ürüne ilişkin gerekli belgeler sunuldu ve AB bunları görüşmeye, değerlendirmeye başladı. yani yasak listedeki aktif maddeler insan ve çevre sağlığı açısından kesinlikle zararlı diye bir şey yok. Firmaların takibi ile de ilgili..`` AB`nin yasaklama kararında, firmaların ticari kaygılarının ne derece etkili olduğu konusunda bir örnek veren Kipge, bir firmanın alternatif ilaç geliştirdiği için daha önce ürettiği kimyasalı takip etmeyerek yasak listesine aldırdığını anlattı. İngiltere`de buğday hastalıklarında kullanılan ve AB`nin yasakladığı bir aktif maddenin de yine İngiltere Sağlık Bakanlığı tarafından insanlarda hastalık tedavisi amacıyla ruhsatlandırıldığına işaret ederek, yasaklama kararında ``insan ve çevre sağlığına etkisinin`` tek etken olmadığını vurguladı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı`nın yasak listesine aldığı aktif maddeler arasında bulunan ``1,3-Dichloropropene`in, özellikle seralarda nematodlara karşı kullanılan çok önemli bir ürün olduğunu ve tarımsal üretimin devamı açısından kullanımının zorunlu olduğunu vurgulayan Kipge, AB`nin bu ürünü, tekrar değerlendirme listesine aldığını, ancak bakanlığın yine de yasakladığını söyledi. http://www.haberortak.com/Haber/Cevr...rine-yasak.php |
|
|
|
|
|
#25 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
TİSİT Derneği Başkanı Harun Kipge yaptığı açıklama çok ilginç . Vay Halimize !!! |
|
|
|
|
|
#27 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Genel liste yayınlanmadı. Etken maddeleri yayınlandığı için tam listeyi bulamıyoruz. |
|
|
|
|
|
#28 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Evlerde ve küçük bahçelerde(Hobi bahçeleri) kullanılabilir. Handelsbezeichnung Wirkstoff Wirkungsbereich in Haus und Kleingarten zulässig Ticari İsmi Etken Madde Kullanım Alanı 2,4-D Berghoff 2,4-D Herbizid Aagrano GW Imazalil Fungizid Aagrano UW Carbendazim + Imazalil Fungizid Aatiram 65 Thiram Fungizid ABSOLUTE M Diflufenican + Flupyrsulfuron Herbizid Acanto Picoxystrobin Fungizid ACANTO Prima Cyprodinil + Picoxystrobin Fungizid ACCENT Nicosulfuron Herbizid Achat Propiconazol Fungizid Aco.sol PY-Z Pyrethrine Insektizid Acrobat Plus WG Mancozeb + Dimethomorph Fungizid ACTARA Thiamethoxam Insektizid Actellic 50 Pirimiphos-methyl Insektizid Activus Pendimethalin Herbizid AGENT Propiconazol + Fenpropidin Fungizid AGIL-S Propaquizafop Herbizid Agrimek Abamectin Akarizid, Insektizid Agroxone MCPA Herbizid Aktuan Dithianon + Cymoxanil Fungizid Aktuan Gold Dithianon + Dimethomorph Fungizid Aliette WG Fosetyl Fungizid ja Alister Diflufenican + Iodosulfuron + Mesosulfuron Herbizid Allflor Unkrautvernichter mit Rasendünger 2,4-D + Dicamba Dünger, Herbizid ja Allflor-Schneckenfrei Metaldehyd Molluskizid ja Alto 240 EC Cyproconazol Fungizid Alverde Metaflumizone Insektizid Amario MCPA + Clopyralid + Fluroxypyr Herbizid Amistar Azoxystrobin Fungizid AMISTAR Opti Chlorthalonil + Azoxystrobin Fungizid Aniten Super Ioxynil + Mecoprop-P Herbizid Mittel-Liste Suche Seite 1 von 37 Seiten Anzahl Mittel: 1090 |
|
|
|
|
|
|
#29 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Tarım ilaçları reçete ile satılmalı' Antakya Tarım Platformu Başkanı İrfan Hatipoğlu, tarım ve hayvan sağlığı ilaçlarının mutlaka reçeteli satılması gerektiğini söyledi. ANTAKYA - Reçete ile ilaç satışından rahatsız olanların kaygılarının ekonomik nedenlerden kaynaklandığını belirten Tarım Platformu Başkanı Hatipoğlu, reçetesiz ilaç satışlarının Türkiye`deki toprakların ve hayvanların zehir deposu olmasına neden olduğunu kaydetti Tarım topraklarının ağır metallerle ve tarım kimyasallarıyla verimsiz hale getirildiğini vurgulayan Hatipoğlu, denetimsiz kullanılan tarım ilaçlarının yalnızca toprağı zehirlemekle kalmadığını, aynı zamanda akarsularla göllere, denizlere ulaşarak deniz canlılarının da ölmesine neden olduğunu ifade etti. Hayvan sağlığında kullanılan antibiyotiklerin de serbestçe satılmasının hayvanları antibiyotik deposu haline getirdiğine dikkat çeken Hatipoğlu, `Bu durum, antibiyotik deposu olan et ve sütleri tüketen insanlarımızın sağlığını olumsuz etkilemektedir. Hayvan sağlığı ilaçları da izlemeye alınmalıdır. Reçetesiz satışa izin verilmemelidir` dedi. Tarım Bakanlığı`nın bu konudaki uygulamalarını desteklediklerini vurgulayan Hatipoğlu, çiftçiler ile tarım ilacı satıcılarının da bu uygulamaya alışmak zorunda olduklarını belirtti. Reçetesiz ilaç satışını hiçbir ziraat mühendisi ve veteriner hekimin savunamayacağını anlatan Hatipoğlu, reçetesiz ilaç satışını savunmanın ülke tarımına ve halk sağlığına ihanet olduğunu belirtti. http://www.roa-turkey.com/Gazete%20ROA.html |
|
|
|
![]() |
|
|