agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Enerji (https://www.agaclar.net/forum/enerji/)
-   -   Nükleer Enerji - Nükleer Santral (https://www.agaclar.net/forum/enerji/503.htm)

memet 11-03-2011 10:31

Şirketlerin global karlarını maksimalize etmesinden sözedince,sanırım bu anlaşılmaz bir kavram olarak duruyor.
Burada, uluslar rası şirketlerin kendi çıkarları kendi karları doğrultusunda, nükleer santraller kurulmasını sağalamaya çalıştıklarını anlatmaya çalışıyorum. Bulgaristan'da santral kurulması hiç bir şeyi aklamaz. Bulgaristanda radyoaktif krirenme riskini daha fazla olacağı anlamına gelir.
Başka gezegenlerden madem getirilmesini bir yana bırakalım kaç yılda gidilebildiğini unutalım da, böyle ütopik değil durum.

Fransa teklifinde, elindeki santrali söküp bize yollayacaktı. Sanırım diğer ülkeler de yeni bir ürün sunmuyorlar, elindekileri söküp yollamayı öneriyorlar.

Nükleer santrali uluslararası sermaye çevrelerini çıkarları politikalarından etkilenip savunmayı bir yere kadar anlayabilirim de,
Ülkede ciddi bir radyoaktif kirlenme yaşanmışken sonuçları ortadayken atıkların durumu belliyken bu politikları onların yerine savunmayı anlamam.

kazanlik 11-03-2011 10:59

hangi gelismis ulke kendi santralini sokup baskasina gonderiyor? boyle birsey sadece yenisini koymak istemeleriyle aciklanabilir,, yoksa nukleer santralden kurtulmak istemekle aciklanamaz,, hele hele gunes ve ruzgar enerjisi ile telafi edeceklerine inanmak .... bende bunu anlayamiyorum,,

bir kere gunes enerjisi gunde 12 saat , en babasi %23 verimle calisiyor,, ruzgar enerjisi surekliligi planlanamadigi icin tek basina zaten kullanilamaz,, max verimide %30 civari,,

Nukleerden vazgectik diyelim,, yapabileceginiz en mantikli sey her m2 topraga agac dikip termik santral kurmak,, odun yakmak,, daha mantikli , ve surdurulebilir enerji kaynagi hangisi? biyo-dizel unutmamak gerek ******,, su anda yagi 3-4TL/kg almanizin tek sebebi biyo-dizeldir. dunyanin nukleerden vazgectigini varsayarsak enerji acigini yenilenebilir enerjiden saglayacak,, termik santrallerin atigini ne yapacaksiniz,, ? biyo-dizel ne kadar temiz? baca filtreleri ne kadar enerji ve temiz su harciyor biliyor musunuz,, ?

nukleer santral yasaklamakla ugrasmak yerine nukleer silahlari yasaklamakla ugrasmak dogaya daha fazla katki saglar,, nukleer silahlar dogrudan insani ve dogayi yok etmek icin tasarlanmistir,, yani `buyuk balik`tir.

kazanlik 11-03-2011 11:07

Alinti;

`` Nükleer santrali uluslararası sermaye çevrelerini çıkarları politikalarından etkilenip savunmayı bir yere kadar anlayabilirim de,``

tanidigim en zengin adam `Dayimdir`. kendisi kalipcilikla ugrasmaktadir. bilginize (-;

memet 11-03-2011 11:10

Dayınızın durumu uluslararası sermaye çevrelerinin argümanınına kanmanıza engel olacak bir durum yaratmıyor.
Alternatifi yok diye bir seçenek yok, bu ayrıntılar yukarıda yeterince yazıldı.
Atılklar konusu da yazıldı

kazanlik 11-03-2011 13:14

tekrar soyleyeyim,, yenilenebilir enerji kaynaklari konusunda kimseyi ve yapilanlari karalamaya calismiyorum,, sadece su ana kadar yapilanlar ve yakin gelecekte yapilabilecekler nukleere alternatif olusturmuyor, hatta mevcut santraller olmaz ise yenilenebilir kaynaklardan uretilen enerjiyi tek basina istesenizde kullanamazsiniz,

atik konusu acilmisken bilginiz olsun diye soyluyorum,, fotovoltaik panellerin urettigi DC gerilimi AC gerilime ceviren UPS lerin icinde maalesef gul suyu yok,, akuler geri donusumle kullanilabilir, tehlike olusturmaz diyorsaniz, nukleere atik dolayisiyla karsi cikmaniz anlamsiz kaliyor,,

atik yonetilebilir,,

saygilar,,

memoxenerji 11-03-2011 14:12

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi kazanlik (Mesaj 766708)
tekrar soyleyeyim,, yenilenebilir enerji kaynaklari konusunda kimseyi ve yapilanlari karalamaya calismiyorum,, sadece su ana kadar yapilanlar ve yakin gelecekte yapilabilecekler nukleere alternatif olusturmuyor, hatta mevcut santraller olmaz ise yenilenebilir kaynaklardan uretilen enerjiyi tek basina istesenizde kullanamazsiniz,

atik konusu acilmisken bilginiz olsun diye soyluyorum,, fotovoltaik panellerin urettigi DC gerilimi AC gerilime ceviren UPS lerin icinde maalesef gul suyu yok,, akuler geri donusumle kullanilabilir, tehlike olusturmaz diyorsaniz, nukleere atik dolayisiyla karsi cikmaniz anlamsiz kaliyor,,

atik yonetilebilir,,

saygilar,,

alıntıladım ama yazacak fazla birşeyde bulamadım.doğru söze ne denir :)

memet 11-03-2011 15:24

Son derece tehlikeli artıkları olan bir santrale hiç bir argüman ileri sürmeden altenatifi yok demeniz bütünüyle anlamsız.
akülerle ilgili "doğru söze ne denir " ne dediğinizi açıkçası anlayabilmiş değilim. Akü sularıyla radyoaktif atıkları bir mi tutuyorsunuz bunu mu anlamalıyım?
Akü sularını radyokaktif olduğunu mu kastediyorsunuz?
Benim radyokaktif atıkların geri dönüşümüyle ilgili bir imanız mı var? Kısacası, memoxenerji'nin bu kadar anlayamadığım bir yazıda neye "oğru söz" dediğini de anlayamadım.

Neden ille de santral alternatifsiz derken ülkenin radyoaktif olarak kirlendiği gerçeğ ile ilgili bir açılım sizde göremiyorum Neden atıklar konusunda bir açılım göremiyorum.

Sıkıntılı olan bu duruma kimsenin cevabı olamıyor bununla ilgili olabilir mi?

memet 11-03-2011 15:57

Evet beklenmedik yan etkiler bunlar

kazanlik 11-03-2011 16:23

anlamsiz olan alternatifinin olmasi degil, alternatiflerinin hayata gecirilmesinin imkansiz olmasi, bir nukleer yerine bilmemkac milyon metrekare gunes paneli konulmasi, yuzbinlerce pervane v.s. ayrica bunlarin tek basina kullanilamayacak olmasi . sadece gunes ve ruzgarla bir fabrikayi 24 saat calistirin ,, bende fikrimden vazgeceyim,,

nukleer atiga gelince,, tehlikelidir dogrudur, ancak yonetilebilir, yani biriktirilebilir, yokedilebilir, saklanabilir, yeniden kullanilabilir, v.s.. sonucta rasgele birileri bu isi yapmiyor.

akulere gelince ,, dogrudur, aku sulari ile nukleer atiklar karsilastirilmaz,, ama birkac milyon akunun suyu yerine nukleer atigi tercih ederim,, Turkiye`de kac kisi aku geri kazanimi oldugunu, firmalari , yasalari biliyor? dunyada kac kisi bunu yapiyor,

vatandasinin cogu musluman olan ulkede bile insanlar minare goruntusunden rahatsiz iken milyonlarca metre kare gunes panellerini nereye koyacaksiniz? ruzgar gullerini nereye dikeceksiniz? ben kapi komsusuna canak anten sokturten komsular gordum,,

bu dediklerimi nereye yapacaksiniz, ? daga mi? ormana mi? cole mi? denize mi? orada yasayan canlilar bundan etkilenmeyecek mi? bunlar dogaya mudahale degil mi?

Yesil bir dusunce```evlerin catisi gunes paneli yapilsin`` cok guzel bir dusunce ,, tek soyleyebilecegim ``keske olabilse``, olumsuzluklarini **** neden olmadigini yazmiyorum,,

memet 11-03-2011 16:57

"nukleer atiga gelince,, tehlikelidir dogrudur, ancak yonetilebilir, yani biriktirilebilir, yokedilebilir, saklanabilir, yeniden kullanilabilir, v.s.. sonucta rasgele birileri bu isi yapmiyor."

Bunu bilinen ve garanti edilebilen bir yolu yok. Defalarca atıkların okyasuna atıldığını tekrarladım. Sanırım bir etkisi olmuyor bunun. Evet bu artıkları yoksul Afrika ülkelerinde depolayanlar rasgele birileri, insan sağlığını ticari karları için hiçe sayan birileri bunlar.

Paneller yer kaplyor gibi bir sav, ne çanak antenle ne de başka bir gerkeçe ile akü suyuyla kıyaslanamayacak bir atığı aklamaz. Ben size söylüyorum. Akü suyuna radyoaktif bir atığı tercih etmezsiniz. Onyıllar geçti Çenobil'den çevre daha ne kadar kirli kalacak.

Akü suyu gibi sınırlı bir alanı da kirletmedi biliyorsunuz. Ülkemizin önemli bir kısmı şu günde de kirlilik altında.
Ermenistan santrali konusunda ise kimse konuşmuyor. Sızıntı mı var yok mu ne oldu bilmiyoruz.
Daha başka ne olmalı ki sizi bu sızıntı ve kazaların son derece tehlikeli olduğuna ikna etsin. Çocuklarınzın zarar görmesi mi gerekiyor.
Bulgaristan'ın da radyoaktif serpintiden etkilendiğini göz öünnde tutup bun utekra düşününderim. Santralle elde edilecek kar size dönmeyecek ama, çocuklarınızın sağlığı ile tek başınıza uğraşacaksınız.
Emin misiniz radyoaktif serpintiden muaf olduğunuza.

Dogasever 11-03-2011 17:13

Devletin resmi raporları var. İskoçyada hala insanlar Çernobil yüzünden ölüyor ya da hasta yaşıyorlar. Bu konunun tartışılması bile doğru değil. İnsanın sağlığı ve can güvanliği her şeyden önce gelir. Bakın Japonya bile Nükleer tehlikeden ötürü panikte ki Japonya bu konuda belki de en güvende olması gereken ülkedir. Ama çaresizliği yaşıyorlar tüm dünya ile bilirkte. Siz riski ve atıkları yönettiğinizi zannedin istediğiniz kadar. Doğa'nın ulvi gücü hepimizi yönetiyor. Konu şudur: aklımızı kullanacak mıyız, kullanmayacak mıyız? Konu bu kadar basittir!

engraulis 11-03-2011 17:19

Nükleer enerjiye karşı çıkanlar lütfen bugün başlayan güneş enerjisi fuarını ziyaret etsinler. Orada Türkiyede güneş ve rüzgar konusunda iş yapan firmalarla görüşün. Ve sorun bakalım onlara, Rüzgar ve güneş santrali kurmak o kadar kolay mı? Geçen yıllardaki fuarlara katıldım araştırdım. bazı firmalar kağıt üzerinde hesaplamalarla tarımsal sulama işine girmek istiyorlardı. Hatta bir firma römork üzerine koydukları akü ve güneş paneli ile seyyar tarımsal sulama sistemi projesi yaptıklarını iddia ediyorlardı ve bir ay içinde seri üretime geçeceklerini söylüyorlardı.
Sonuç bu firmalardan hiç biri dedikleri iddiaları gerçekleştiremediler. Çünkü bu işler öyle bir kaç ayda projelendirilip kurulacak sistemler değil. Yıllar süren hazırlık ve araştırmalar sonucunda bir bölgeye rüzgar ve güneş santrali kurulacağına karar verilebilir. Ve bu sistemlerden 24 saat yüzde yüz verimle enerji almak mümkün değildir. Türkiyenin enerji ihtiyacını karşılayacak en güzel proje boğazların altına türbinler yerleştirmektir. Ayrıca karadenizde sürekli devam eden üç dairesel akıntı mevcuttur. Ancak bu sistemler çok pahalı ve tecrübe isteyen sistemlerdir. Bugün başlıyoruz deseniz 15 -20 yılda ancak hayata geçirebilirsiniz. Bu süre zarfında ihtiyacımız olan enerjiyi nereden karşılamayı düşünüyorsunuz. Türkiyenin önümüzdeki 10 yılın enerji ihtiyacını karşılamak için bir an önce adım atması gerek. Aynı zamanda temiz enerji için çalışmalara da hız kazandırmalı. Şu anda 50 den fazla bölgeye rüzgar türbini için lisans verildi. Ve zannetmeyin ki bunlar önümüzdeki bir kaç yıl içinde kurulacak. Bazı türbinlerin teslim tarihleri 5 - 10 yılı bulacak. Bu projeler 10 - 15 yıl sonranın ihtiyacını karşılamak için. Bu süre zarfında gerekli enerji kaynaklarını bulamazsak dışa bağımlı hale geliriz ve sanayimiz çöker. Bu durumda temiz enerji projelerimiz de hayallerde kalır

memet 11-03-2011 17:32

Konu rüzgar ve güneş santrallerinin ne kadar zor kurulduğu konusu değildir. Defalarca tekrarlandığı gibi nükleer santrallerin ne kadar tehlikeli olduğu ve kaçınılmaz olmadığı konusudur.
Şu anki elektirik dağıtım sistemimizde kayıplarımızın ortadan kaldırılması bile bir santralin kurulmasıan ihtiyacı ortada nkaldırabilir.

Yine söyleyeyim sanırım kimse anlamak istemiyor. Bu sadece ve sadece ullararası şirketlerin karların ıarttırmak için ileri sürdükleri savlardır. Tıpkı ABD'nin aslında Irak petrollerini çalmak için planladığı işgali, nükleer silahları var diye yalan söyleyerek dünyayı kandırması gibidir.

Bu süre zarfında diye bir enerji ihtiyacını tek çözümünü son derece tehlikeli bir çözüm olacağına da biz nednen inanalım.
Çocuklarınızn nükleer kirlenme altında olduğunu söylemem sizi hiç ilgilendirmiyor mu?
Bunlr boş laflar mı diyorsunuz okutrken. O lösemili çocuklar nerden buldular bu kanseri?

Dogasever 11-03-2011 17:39

Bir insanın doğumdan ölüme kadar olan ihtiyaçları oldukça sınırlıdır. Bugün artık sanayinin ve insanları sürekli tüketime yöneltmeye kamçılayan sistemin sorgulanma zamanı geldi. Artık doğayı sınırsız bir ihtiras ile tahrip etmek yerine doğanın güçleriyle barış içinde yaşama zamanı geldi. Doğanın yüce güçlerini hiçe sayarak doğayı tahrip etmeye yönelik her adım insanlığa artık çok daha fazla sorunlar getirmekte, başımız beledan kurtulamamaktadır.

Doğanın güçleriyle barış içinde yaşama uğraşı aynı zamanda insanın ikendi içine dönük yapacağı bir yolculuktur. İnsanın barışcıl benliğini kendi kendine keşfetmesi ile paralel bir yolculuktur doğa ile barış içinde yaşama. Biri diğerini kamçılar. Maalesef bugün insanlığın geldiği noktada insanlığın sürekli ve her ne pahasına olursa olsun sürekli ekonomik büyüme yarışı, sürekli tüketme yarışı, maalesef insanın doğayla barışmasını sağlayacak kendi iç benliğini keşfetmesini sağlayacak yolculuğu sürekli ertelemektedir. Umarım bir gün insanlık bunu anlar. İşte o gün bu konular asla tartışılmayacaktır!

NEDEN?

İnsan yer üstünde odunu yakarak enerji elde etmeyi öğrendi. Odun bitti. (devasa ormanları tükettik!)
Hazır odun kömürünü (peat) buldu yeryüzüne çok yakın noktalarda. Hazır odun kömürü bitti.
Daha derine kazdı kömürü keşfetti. Daha kömür bitmedi.
Pompayı icat etti. Maden ocaklarındaki suları çekip daha derinlerden kömür çıkarmaya başladı.
Petrolü buldu. (Petrol hala var ve onun için birbirini yiyiyoe insanlar)

Arkasına bir döndü baktı ki atmosferde karbondioksit artıyor. (Umursamadı!)

Kömür ve petrolü yakmaya devam ediyor.

Nükleer Enerjiyi acı bir yıkımla öğrendi. (Hiroşima ve Nagazaki)
Başladı deliler gibi nükleer santralleri her yere kondurmaya.
Çernobil Faciası yaşandı hala ders almadı!

Nükleer Atıklar beton kaplarda okyanus diplerinde parasız ülkelerin topraklarında saklandı! (Bu betonların kaç yüzyıl sonra sızıp sızmayacağı belli mi?)

Bu enerji santrallerini kuran bir sürü uluslararası firma devleşti. Her ülkeye kök saldı. Her yerde şak şakçıları var! Bunlar sürekli en büyük öevreci biziz diyorlar. Sözüm bu meclistekilerden dışarıdır.

BP okyanusta akıllara durgun verecek bir ham petrol sızıntısı yaşattı tün dünyaya. Özür diledi bitti. (Bitti mi?)

Neden Güneş Panelleri hala pahalı. Araştırmalar neden daha hızlı değil (Türkiyede ise güneş enerjisi araştırması hiç yok!) Güneş enerjisi panel araştırmaları dünyanın belirli ülkelerinde devam ediyor. İspanyada çok güzel bir güneş neerjisi konsantrasyon sistemi var. Neden bu örnek yaygınlaştırılmıyor?

NEDEN?

Havadaki karbondiksit artışından kaynaklı iklim değişikliği yaşadığımızı herkes biliyor. Selleri yaşıyor ve izliyoruz. SAdece azgın bir su, Sizi, sıcak yuvanızı yerle bir etmeye yok etmeye yetecektir. Sadece bir tek sel felaketi!

Nükleer felaketler ise daha da korkunç. Bir tek sızıntı ve bir anlık yüksek dozda radyasyona maruz kalma, sadece sizi ve ailenizi o anda belki öldürmeyecek ama acı içinde yaşayacaksınız, çok hasta olacaksınız, belki bir kaç gün, belki birkaç hafta ya da bir kaç yıl içinde acıyla öleceksiniz. (ölmek için dua edeceksiniz), çocuklarınız ve torunlarınız ve yedi veya daha fazla kuşak aileniz de türlü oluşum bozuklukları, hastalıklar olacak. ŞU anda henüz dünyaya gelmemiş ve nükleer enerji santrali kurulmasında fikrini belirtme şansı dahi bulamayan gelecek kuşaklar size binlerce kez lanet okuyacaklar! Haydi şimdi gidin kurun nükleer santrali vicdanınız rahat edecekse.

En son olarak, bu sürekli daha fazla enerji kullanma isteği ne zaman son bulacak, ne zaman birbirimizi daha fazla anlama ve daha fazla sevme isteğine dönüşecek? Hep nefret mi edecek insanlar birbirlerinden hep biribrlerinin elindekileri almaya hep yok etmeye ne zaman son vereceğiz? Ne zaman öğreneceğiz elimizdekiyle yetinmeyi? Büyüme alanlarını savaşa yıkıma değil, barışa ve insanlığa yönelik geliştirmeyi? Ne zaman barış yapacağız koşumuzla, kendimizle? Ne zaman öğreneceğiz yeryüzüne neden geldiğimizi, ekmeğimizi bölüşmeyi?

Düşünenine Tekerlemeler:
İki kere iki her zaman dört etmez
Atılan bir taş hiçbir zaman aynı noktaya düşmez
Her etki formüle edilemeyebilir.
Her olasılığın da kendi içinde başka olasılıkları vardır.
Her an her şey değişir.
Bir saniye sonraki dünyada herkesin kesin biye bildiği tüm bilimsel veriler sadece yaklaşık olarak doğrudur.
Yeryüzünde kesin olan hiçbir şey yoktur

webgezer 11-03-2011 18:01

Sonuçta nükleere bilimsel olarak yapılabilecekler olarak bakarsanız herşey güllük gülistanlık gözükür (hoş aynı şekilde yenilebilir enerjiye bakarsanız dünyanın ihtiyacının binlerce katı enerji çıkar onda da) : nükleer çok güvenli, temiz vb. vb. öte taraftan bir de bu işin gerçek hayat kısmı var, yani bilimsel olarak olabilecekler değil fiilen olanlar, beni bu daha çok bu ilgilendiriyor.



Bir hatırlatayım dedim, Türkiye'ye santrali kuracak olanlar Ruslar, denetleyecek olan da bizim bürokrasimiz.

Rusya, hani şu Çernobil'de nükleer sızıntı olduğunda gerek santralin yakınındaki insanlara gerekse çevre ülkelere haber vererek ölümleri oldukça azaltabilecekken, kimseye haber vermeyen, santrale hiç bir şeyden haberi olmayan temizlik işçileri gönderen Rusya. Olayın ortaya çıkışı serpinti bulutlarının taaa avrupadaki şehirlere ulaşması ve bu şehirlerdeki nükleer serpinti alarmlarının çalması ile ortaya çıkmıştı; ilk aşamada inkar ettiler de olaydan kaç gün sonra kabul ettiler. Santralin etrafındaki insanları iş işten geçtikten sonra tahliye ettiler.

Elbette ki bizim üzerimizden bulutlar geçerken bizim haberimiz olmamış, daha sonrasında olay avrupadan bize yansıyınca bize düşen radyoaktif malzemeler bizim devlet yetkililerimiz tarafından yok sayılmıştı. Taa İngiltere'de bugün bile bazı çiftliklerde radyoaktif serpinti nedeniyle üretim yapılamazken, bizim yetkililerimiz TV'de çayda bir şey yok diyerek içmek ile meşguldu. Elbette sonra bunun gerçek olmadığı çaylarda radyasyon belirlendiği ortaya çıktı. Hatırlayanlar vardır, bir ara yapılan ölçümlerin gazete-tv'de yayınlanmasına yasak getirilmişti, halkı paniğe sevkediyor diye, panik olmadan güzel güzel içtik o çayları.

Bunlar istisna olaylar mı ? Hayır, kötü olayları gizlemek, halktan bilgi saklamak, halkın zarar görmesini umursamamak hem Rusya için hem de Türkiye için son derece olağan bir mantıktır, bunun değişeceğine dair hiç bir emare de göremiyorum.

Yapanların ve denetleyenlerin hali buyken siz hangi güvenlikten bahsediyorsunuz acaba ?

Rüzgar çözüm olmaz, güneş çözüm olmaz. E olmaz, nükleer santralden 15-20 centten 15 yıl alım garantisi verirken, rüzgara 7-8 sent, güneşe 13-14 sentten 10 yıl verirsen olmaz tabii... Buna herkesin karşı çıkması lazım, sanırım siz de dahil, ya nükleerin fiyatı ucuzlamalı ya da rüzgarın desteği artmalı. Bunlar devletçe yapılabilecekler.

Bir de kişisel yapılabilecekler var:

Bugün 1 watt güneş paneli ile sistem kayıpları vb. hesaba katarak Istanbul'da yılda 1.5Kwh, güneyde yılda 2kwh elektrik üretebiliyorsunuz. Panelin ömrü en az 20 yıl, yani 1 watt için 30-40kwh üretebiliyor. Eğer sistemi $3/watt'tan malederseniz 10cent/kwh eder, şu anda elektriğin son kullanıcı alış fiyatı bunun üzerinde.

Yukarıdaki hesabı sabit fiyat yerine artışları da hesaba katarak yapın. EÜAŞ nükleerden enerjiyi 15-20 sentten alırsa tüketiciye kaçtan satar ? ( şimdi alımı 6-7sent herhalde ).

Ben bu hesabı yaptım, tamam ek uğraş gerektiriyor, belki biraz daha maliyetli ama sonuçta nükleere göre kesinlikle daha mantıklı bir uygulama, neden olmasın ?

Gereksiz şeylere para yatıracağıma hiç olmazsa buna para yatırırım faydalı bir iş yapmış olurum. Enerji güvenliği açısından da bundan iyisi olmaz herhalde. Benim gibi düşünenler çıkar.

kazanlik 11-03-2011 20:19

bogazlarin altinda akintidan elektrik uretmek mukemmel bir cozum, ama bunu Tubitak`tan Sn.Vural ALTIN`a sormustum .maalesef 1MWh enerji uretebiliyorsunuz,, daha sonra hesaplamayi ozelinize yazarim,,

Japonya`daki deprem benide uzdu. ayni zamanda nukleere olan guvenimide arttirdi. 8.9 siddetinde deprem ve hala sizinti yok. Valla bravo, Ben sahsen sizinti olmasini beklerdim,,

yukaridaki hesap dogru olamayak kadar guzel,, Ben 1000kWh icin teklif toplamistim,,8000metrekare alan gerekiyor,, 2,8 milyon euro yatirim maaliyeti var, bilginize,

nukleerin riskleri konusunda tartismaya gerek yok, bu forumdaki herkez risklerin farkindadir. alternatifleri konusalim bence , cok daha yararli olur.

Sn. Memoxenerji, nisan ayinda istanbulda olacagim,, bir kahvenizi icmek isterim dogrusu

memet 11-03-2011 21:41

Sadece sızıntı olmadığı söylendi doğru olup olmadığı, daha sarsıntı sürerken söylenen resmi sözler göre pek inandığımız bir yol değil. Basında konuşulması hoş karşılanmayan iki büyük sızıntıdan birinin olduğu ülke Japonya, bunu defalarca belirttim.
Nükleer riskleri kabul ediyorsanız mesele yok demektir. Sızıntının olup olmadığı olduysa açıklanıp açıklanmayacağı ise elimizdeki Ermenistan sızıntısı biçiminde olacaktır. Var mı yok mu kimse bilmiyor.
Zaten bir sızıntı yok denmesi bile ne kadar ciddi bir durum olduğunu bence yeterince gösteriyor. Ya varsa, bu durumda ne yapılabilir? Hiç birşey. Ya başka bir santralde olursa ne olacak hiçbir şey. Serpintiden etkilenenler ölecek. Ölümler yıllar yıllar boyunca sürecek.

memoxenerji 11-03-2011 21:43

ne demek her zaman beklerim sayın kazanlık.

aslında hepinizle tanışmak,aynı masa etrafına sohbet ettmeyi çok isterdim...

Dogasever 11-03-2011 21:57

Alıntı:

yukaridaki hesap dogru olamayak kadar guzel,, Ben 1000kWh icin teklif toplamistim,,8000metrekare alan gerekiyor,, 2,8 milyon euro yatirim maaliyeti var, bilginize,
Sn Kazanlik
Yukardaki bilgilerde bir yanlışlık var gibi geldi bana. Emin misiniz? .ok pahalı. Ben de Panel üretim fabrikası kurmak için teklif almıştım. Yaklaşık 5-6 milyon Euro idi. Ve birim panel üretim maliyetleri de epey düşüktü. (Amorf silika panel üretimi için).

engraulis 11-03-2011 22:01

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi kazanlik (Mesaj 766915)
bogazlarin altinda akintidan elektrik uretmek mukemmel bir cozum, ama bunu Tubitak`tan Sn.Vural ALTIN`a sormustum .maalesef 1MWh enerji uretebiliyorsunuz,, daha sonra hesaplamayi ozelinize yazarim,,
u

Bu konuda sanırım yanlış bilgi verilmiş size. İstanbul boğazında binlerce yıldır devam eden bir dip akıntısı mevcuttur. Ve bunun hızı ortalama 1,5 m/sn dir. Sonuçta daha fazla bir enerji elde etmek mümkündür

engraulis 11-03-2011 22:13

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 766955)
Sn Kazanlik
Yukardaki bilgilerde bir yanlışlık var gibi geldi bana. Emin misiniz? .ok pahalı. Ben de Panel üretim fabrikası kurmak için teklif almıştım. Yaklaşık 5-6 milyon Euro idi. Ve birim panel üretim maliyetleri de epey düşüktü. (Amorf silika panel üretimi için).

Sizin aldığınız teklif sadece küçük panelleri monte etmek için bir tesistir. Çünkü gerçek anlamda panel imalatı yapan bir kaç firma var. Diğer firmalar bu küçük panelleri (yaklaşık 10 x 10 cm) birleştirerek 12 V ya da 24 V. luk daha büyük paneller haline getirir. Bunun için de o kadar bir maliyet gerekmez. Bilmiyorum elektronik bilginiz ne kadar ama şu örneği verebilirim Türkiyede direnç üreten bir tesis bile yok. Örneğin Türk markası diye bildiğiniz bütün tv **** bilgisayar markaları Türkiyede sadece montaj işini yapar. Kesinlikle bir üretim söz konusu değildir.
Kaliteli bir panel 300 -400 € civarındadır. Ve bu paneller de üretilen elektrikleri kullanmak için inverterlerle 220 v a yükseltilmesi gerekir. Eğerki biz evlerimizdeki bütün tesisatımızı değiştirip 12 v luk bir sistem kurarsak lambalarımızdan tutunda çamaşır makinamıza kadar 12 v ile çalıştırırsak bu enerjiyi verimli kullanırız. Şu anda 12 V luk buzdolabı ve çamaır makinaları mevcut. Ancak bunlar yatlar ve karavanlar için olduğundan lüks sınıfına girmekte ve 3-4 katı fiyata satılmakta. Bunun için çok yol almamız gerekecek

MeyveliTepe 11-03-2011 23:51

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi engraulis (Mesaj 766494)
Ben yeterince gözden geçirdiğim için alternatif enerji kaynaklarına yöneliyorum. Şuanda biyogaz üretimi üzerinde çalışıyorum.

Nasıl yani? Nükleer enerji gelsin istemiyormuydunuz? Sizin devlete dilekçe verip, nükleer santralin Afyon'a kurulmasını isteyeceğinizi düşünmüştüm. Doğrusu, Afyona da kurulmasına, sizin ve ailenizin, gelecekteki torunlarınızınn böyle bir risk altına girmesine de gönlüm razı değil ama, kurulacaksa Afyon'a kurulsun bari :) Oradan bana enerji gelmese de olur.

Alıntı:

Ve daha ucuza daha az suyla nasıl tarım yaparım bunu araştırıyorum. Her şey uzaktan bakıldığı gibi değil. Türkiyenin her bölgesi birbiriyle aynı değildir. Her bölgede farklı tarım ürünleri yetişir ve her ürünün su ihtiyacı da bölgeden bölgeye farklılık gösterir.
Doğru bir yaklaşım. Sadece şunu ilave etmeliyim, her ürünü her bölgede, ürüne özel ihtiyaçları karşılayarak yetiştirmeye çalışmak doğru olmayabilir. Bir de tohum meselesi var tabii. Aynı türün bazı çeşitleri bir iklim, toprak su koşuluna adapte iken, bazı çeşitleri adapte olmayabilir. Sertifikalı diye satılan standart tohumların ve hibridlerin bir sakıncası da budur. Bu yüzden doğru tohumu bulabilmek başlı başına önemli olabiliyor.

Alıntı:

Tutturmuşsunuz piyasa ekonomisi, küresel ticaret falan filan. Sanki rüzgar ve güneş santrallerini kuracak olanlar dev şirketler değil.
Burada anlatılmak istenen, şirketler ve ticaret kuralları bilançolarda kâr görmeye odaklanmıştır. Beş yılı aşmayan planlarında kâr görünmeyen alanlarda yatırım, araştırma ve geliştirme yapmazlar. Üretilen bir teknolojiyi ise sonuna kadar satmak isterler.

Bu yüzden çoğu zaman mevcut teknolojiyle rekabet edecek alanlarda ar-ge yapmaktan özellikle kaçınırlar. Mevcut teknolojilerle enerji üretenler, enerjinin verimli değil, çok ve hesapsızca kullanılmasını isterler, ki talep arz'ın üzerine çıksın sermayenin verimi, yani kâr artsın.

Bizim gibi ülkelere nükleer santral satmanın motivasyonu da budur. Bunun için toplumu da kullanırlar. Riskleri yokmuş gibi gösterirler, ihtiyacı pompalarlar, toplumun bilgilenmesini istemezler, öyle ki, neredeyse, "öleceksek ölelim, (bana ratlamaz nasılsa) bana nükleerinden ver, yeterli neonlarımız ışıldasın" dedirtirler. Sermayenin yönetimi bunu gerektirir. Ben tutturmadım yani. Bu işin doğası böyle.

Daha uzun vadeli, kâr'dan önce toplum yararını gözeten vizyonlar ve bunu destekleyen stratejilerin, toplum destekli devletler ve siyasetçiler tarafından yaratılması gerekir. Güç sahibi kurumların da bu stratejilerin hayata geçebilmesi için ekonomiyi buna göre şekillendirip yönlendirebilmesi gerekir.


Alıntı:

Boşuna google da aramayın bulamazsınız bu bilgileri.
Google, ya da bilgisayar ağları vasıtasıyla bilgiye ulaşabilme konusuna sonra geleceğim.

Alıntı:

Avrupa ve Amerika gelecek 50 yılın planlarını yapıyorlar çünkü bugünün planlarını yıllar önce yaptılar. Biz de mecburen hem bugünü hemde geleceğimizi kurtarmak istiyorsak bir taraftan geleceğin enerjisi temiz enerjiye altyapı oluşturup bir taraftan da bu süre zarfında gerekli olan enerjiyi karşılamak için gerekli yatırımları yapmamız gerekiyor.
Evet, ben de bunu söylüyorum zaten. Belki tek farkımız, işin kolayına kaçıp, sözünü ettiğiniz "adamların" kendi ülkeleri için yaptıkları temiz enerji planlarının finansmanını bizim gibilere nükleer enerji santrali satarak karşılama tuzağına düşmeme şansımız var.

Alıntı:

Herşeyi istatistiki bilgilere dayandırarak örnek veriyorsunuz. Üniversitede istatistik hocamız vardı. Şunu derdi "Dünyada üç çeşit yalan vardır
- Yalan, - Kuyruklu Yalan, - istatistik.
İstatistikçiler bile yapılan araştırmaların gerçeği hiç bir zaman yansıtmadığını kabul ederken siz de bu bilgilerin arkasına saklanıyorsunuz. google sağolsun.
Rakam vermem, uçak kazası ve tüpgaz kullanımıyla nükleer riskleri karşılaştırma konusundandır. Verilen rakamlar da Türkçede tam karşılığı yok "factual status" durumudur. Kaç uçak uçmuş, kaçı düşmüş, kaç santral var, kaç kaza olmuş durumudur. Bir şeyin risk değerlendirmesini yaparken o ana kadar ne olduğuna bakmanız lazım. Hele ki uçak kazasıyla karşılaştırırken. İstatistik hocanızın durumunu bilemem. Size pek faydası olmamış. Bizimki bayağı iyiydi.

Bilgiye ulaşabilme imkanlarını yadsıdığınızı, dahası bilgi edinmeyi de yadsıdığınızı görebiliyorum. Sizin bileceğiniz bir şey. Bilgiye ihtiyaç duymuyorsunuz belki ya da Antalya halindeki fiyatları merak ettiğinizde kalkıp Antalyaya gidiyorsunuzdur, kim bilir.

Alıntı:

Burada nükleer enerjiyi savunanların hiç biri nükleer enerji iyidir demiyor. Ucuz enerji için bu şarttır diyor. Avrupa elbetteki nükleer santralleri kapatmaya başlar. Çünkü adamlar yıllar süren araştırmalar sonucunda gerekli yerleri tespit edip rüzgar ve dalga santrallerini kurmaya başlıyorlar.
Nükleer santral riskleri sebebiyle kötüdür de demiyorlar. Aksine, risk küçüktür, çok enerji için biraz radyasyonu, belki bir iki kaza ile biraz ölümü, binlerce yıl kalacak kalıntıyı göze almalıyız diyorlar. Uçağa binmiyormuyuz, onlar da düşüyor diyorlar. Bunu derken, insanların özgür iradeleriyle kiminin uçağa bindiğini, kiminin binmediğini, oysa radyasyon söz konusu olduğunda bunu istemeyenlerin zorla ve istemeden riske sokulacağını göz ardı ediyorlar. Nükleer kazaların uçak kazalarından çok olduğunu söyleyince de bozuluyorlar. Ne diyeyim, "iyidir" demek başka nasıl oluyorsa?


Alıntı:

Bizim büyüklerimizde üniversitelerde Türkiyenin geleceğini kurtarmak yerine sokaklara dökülüp kavga ile dövüş ile siyaset yapmayı tercih ettiler. Halende bunu sürdürmeye çalışanlar var. Yıllar önce bu işleri siz başlatacaktınız ki biz gençlerde devam edelim. O zamanlar HES lere karşı çıkacaktınız. Kömür santrallerini protesto edecektiniz. Zamanında bazı şeyler yapılsaydı belki de bugün tamamen girişimciler para kazanma hırsını bir kenara bırakıp geleceğimiz için çoktan bir çok çevreci projeye imza atmışlardı.
Bunu kime diyorsunuz bilmiyorum. Bir kuşağın kendinden 2-3 kuşak öncesini suçlaması gibi sanki. Bu başka bir mevzu. Söylenebilir çok şey var ama yeri değil. Neyseki, suçlanan kuşağın yetiştirdiği genç kuşaklar arasında insana, çevreye, doğaya saygılı, duyarlı, bilgiye önem veren, bilginin üretilmesine inananların sayısı da az değil.


Alıntı:

Sanırım gazyağını karne ile alıp gaz lambası başında oturduğunuz günleri çok özlediniz. Dışa bağımlı olduğumuz sürece Türkiyenin olacağı budur. Kendi uranyum kaynaklarımız varken enerjiyi ucuza maledip sanayimizi kalkındırmazsak gelecekte rüzgar türbini ve güneş paneli üretmemizi kimse beklemesin.
Kendi adıma, gazyağı karnesi nedir bilmiyorum. gaz lambası başında da oturmadım. otursaydım da bundan gocunmazdım. tek hatırladığım, tüpgaz ve margarin kuyruklarıydı. O da yokluktan değildi.

Alıntı:

Siz bize güzel bir çevre bırakmadınız. Çünkü liselerde üniversitelerde bilim yerine siyasetle uğraştınız. Bari bundan sonra engel olmayın da biz gençler bizden sonrakilere güzel bir çevre gelişmiş bir Türkiye bırakalım
Ne diyeyim, Tanrı dünyayı böyle bir gençlikten korusun. Neyse ki, "çevre"nin radyasyonsuz olması gerektiğine inanan, gelişmişliğin ne olduğunu bilen çok genç insanımız var.

Dogasever 11-03-2011 23:57

Alıntı:

Sizin aldığınız teklif sadece küçük panelleri monte etmek için bir tesistir. Çünkü gerçek anlamda panel imalatı yapan bir kaç firma var. Diğer firmalar bu küçük panelleri (yaklaşık 10 x 10 cm) birleştirerek 12 V ya da 24 V. luk daha büyük paneller haline getirir. Bunun için de o kadar bir maliyet gerekmez.
Hayır Sn Engraulis,
Montaj değil tamamen yeni panel üretimi. Yepyeni bir teknoloji. Alüminyum levhalar üzerine amorf silika kaplanıyor. Bilmiyorum malzeme bilginiz ne kadar ama amorf silika da güneş enerjisini Al levha ile devreye bağlanınca elektrik üretiyor. Kristal yapılı ve tek kristal yapılı panellerden çok daha ucuza maloluyor. Hatta şimdi ince film teknolojisi çıktı çok daha yüksek verimli panelleri çok daha ucuza üretmek mümkün.

MeyveliTepe 12-03-2011 00:47

"Radiation levels measured at a monitoring post near the plant's main gate are more than eight times above normal, Japan's nuclear safety agency said, according to Kyodo." Google'dan taze haber.

"Fakat itibar etmemek gerekir herhalde, internet bu, google filan, kim gitmiş görmüş, görmeden olmaz . Hem öyleyse de ne olmuş, Japonlar zaten radyasyona alışmıştır, biz de alışırız yavaş yavaş" diyenlerimiz de olur herhalde.

Dogasever 12-03-2011 01:35

Sn Meyvelitepe
Bu kötü haber. İnşallah daha fazla artmaz. Artık dua etmekten başka yapacak fazla bir şey yok. Doğanın gücü kontrol edilemeyince neler olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Umarım tehlike büyümeden kontrol altına alınır.

MeyveliTepe 12-03-2011 01:51

Durum göründüğünden daha ciddi olabilir. BBC 45bin kişinin boşaltılmaya başlandığını söylüyor. Kontrol odasında radyasyon seviyesi normalin 1000 misli ölçüldüğü, soğutmaya enerji sağlayacak dizel jeneratörün çalışmadığı back-up'ın da yetersiz kaldığı bildiriliyor. Twitter'da Japonyadan not bırakanlar var. Dakikada yüz twit gelmeye başladı.

MeyveliTepe 12-03-2011 02:06

Japon ulaştırma bakanlığı 80.000 kişinin boşaltılma hazırlığında. Boşaltma çemberi giderek genişliyor.

memet 12-03-2011 05:11

Her ne kadar bu durum bu tür santrallerin güvenli olduğunu söyleyenleri ikna etmeyecekse de, umarım başka bir felakete dönüşmez.

kazanlik 12-03-2011 08:44

8.9 depremde birkac yuz kisi hayatini kaybetmis, bununla ilgilenmiyorsunuz,, gelecekte Istanbulda olmasi kesin bir depremde yuzbinleri kurtaracak yontemleri konusmuyoruz, henuz baslanmamis bir santralin patlamasi halinde ne olacagini dusunuyoruz, Istanbulda 8,9 ne demek farkindamisiniz? ben deprem yerine japonyada nukleerde her ne olduysa onu tercih ederim,, Cunku biliyorum ki alinan onlemler baska bir Cernobil`e musade etmeyecektir.

ayrica Otomasyon muhendisiyim,, elektrik ve elektronik konusunda yeterince tecrubeli ve bilgiliyim,, evlerde neden 12 V kullanilmadigi konusunu burda acmassak iyi olur. merak edenler thomas edison ve Nikola Tesla nin neden rekabet ettiklerini arastirirlarsa cok daha iyi anlarlar. Evde 12 V kullanmak fantazi degil, eger gunes panellerini herkez evinin catisina koyarsa 12V lambalar,, akvaryum pompalari belki TV ve laptop calisir,, Catidaki gunes panelleriyle camasir makinasi calistirmak olmaz ,, biraz fantazi,,

Isteyenlere forumda yayinlamamak sartiyla 1000kWhlik panellerin teklifini gonderirim,,fiyat yuksek diye dusunuyorsaniz, mesele kurulum maaliyeti degil mesele verimlilik,, dedigim gibi devlet cebinden yemez ise geri odemesi olmaz.

ayrica ben nukleerin alternatifi yok demedim,, yakin gelecekte yenilenebilir enerji nukleere alternatif olamaz dedim,, benimde alternatif enerji kaynaklari tecrubelerim , denemelerim, oldu. hatta bir ara patent nasil aliniri bile dusunmustum,,

saglicakla

MeyveliTepe 12-03-2011 10:39

Santralin duvarlarında çatlak var yakıt sızıntısı başladı. Ayrıca bir patlama olduğu bildiriliyor.

Japonlar dünyanın en disiplinli toplumlarından. Yine de nükleer kazalara engel olamıyorlar. İnsan eliyle olmasa doğanın gücüyle.

Baştan ber söylediğimiz de budur. Nükleer santral kurmanın riskini hiç kimse alamaz. Meraklıları, bu riski istemeyenleri de zorla riske sokmakta beis görmüyorlar. Oysa buna hakları yok.

Kimsenin kendini kandırmasına da gerek yok, başka çernobil olmaz mış, kaza olmaz mış vs. Olan ve olmakta olanlar ortada. Mukaveleniz mi var? Garantiyi nereden alıyorsunuz? Gönlünüz ve içiniz insanların ve çevrenin kurban edilmesine razı olabilir, hatta bunun gerekli olduğunu da düşünebilirsiniz. O zaman da dürüst olmak gerekir hiç olmazsa.

Bir de "nükleer santral gördünüz de mi konuşuyorsunuz" diyen vardı. Oraya davet edelim de görüp izlemini anlatıversin bir zahmet.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 00:19.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025