![]() |
Karadeniz Sahil Yolu
Unutulan imza!
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Karadeniz Sahil Yolu için geçen hafta, 'Güzellikleri azar azar tüketiyoruz. Bunu yapanların eli kolu kırılsın' demişti. Yolu ÇED Yönetmeliği kapsamından kendi bakanlığının çıkardığı anlaşıldı http://www.milliyet.com.tr/2006/07/1...im/axgun01.jpg Karadeniz Otoyolu'nun önünü açanlar arasında, yolu her ortamda eleştiren "Bunu yapanların eli kolu kırılsın" diyen Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin adı da çıktı. Bakan Pepe geçen hafta Karadeniz Eğitim, Kültür ve Çevre Koruma Vakfı'nın düzenlediği toplantıda konuşmuş, "Güzellikleri kendi ellerimizle azar azar tüketiyoruz. Karadeniz'de duble yola ihtiyacımız vardı. Ama bu yol keşke buradan geçmeseydi. Bunu yapanların eli kolu kırılsın" demişti. Oysa Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği'nde yaptığı değişiklikle Karadeniz Sahil Yolu'nu ÇED kapsamından çıkaran Çevre ve Orman Bakanlığı'nın başında Bakan Pepe vardı. Proje ve inşaat süreci Karadeniz Sahil Yolu inşaatından kimler sorumlu ve beddualar kimlere gitti diye yaptığımız araştırmadan ilginç satırbaşları şöyle: 541 kilometrelik Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasındaki yolun inşaatı için ihale kararı 1993'te alındı. 1994'te ANAP hükümetinde başbakan yardımcısı olan SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, dönemin başbakanı Rizeli Mesut Yılmaz'ın çevresel faktörleri gözetmeden, alternatifleri gözardı ederek yol inşaatını başlattığını öne sürdü. Dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu da ihalesinde yolsuzluk iddiasıyla Yüce Divan'a gönderildi. Yolun denize kaydırılma işlemi Koray Aydın'ın bakanlığı döneminde başladı. Topçu'yu Yüce Divan'a gönderen AKP hükümeti, projesiz ihale edildiği ortaya çıkan yol inşaatına, aynı müteahhitlerle devam etme kararı aldı. Üstelik, Rize'nin Ardaşen Pazar, Hamidiye, Fındıklı ve Artvin'in Arhavi geçişleri, mevcut yolun genişletilmesi şeklinde planlanmıştı, ancak, AKP hükümeti yolu kıyılara kaydırdı. ÇED Yönetmeliği değiştirildi Hükümetin başında yine Rizeli olan Başbakan Recep Tayip Erdoğan vardı. Erdoğan, 2004'te yayımladığı genelgeyle "2005 sonunda, ne olursa olsun yolun bitirilmesini" hükmetti. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanıp 16 Aralık 2003'te Resmi Gazete'de yayımlanan ÇED Yönetmeliği'nin geçici 4. maddesiyle yol, ÇED raporundan muaf tutuldu. Bakan da Trabzonlu Bakan Pepe'ydi. "Kıyı dolgusuyla taşıt yolunun yasa gereği yapılamaz olduğu" yönünde karar veren idare mahkemeleri kararları da Zeki Ergezen'in Bayındırlık ve İskan Bakanlığı döneminde çiğnendi. Yargıya rağmen onay Aksu, Hamidiye geçişlerinde de yargı kararları dikkate alınmadı. Bu arada Bakan Ergezen'in istifası üzerine yerine yine AKP'nin Trabzon Milletvekili Faruk Nafiz Özak geçti. Özak'ın bakanlığı, mahkemenin 15 Kasım 2005'te iki ayrı kararla iptal ettiği Aksu geçişi dolgu planını onayladı. Bakan Özak, bugüne dek yaklaşık 1 milyar dolar harcanan yolun Karadeniz'de 7 kişinin ölümüne neden olan seller üzerinde etkisi olduğunu itiraf etti. 'Deniz geri alır' demişti Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, 17 Nisan 2005'te Milliyet'i ziyaretinde, Karadeniz Otoyolu'nu içine sindiremediğini, ekosistemde olumsuzlukları getirdiğini ve gelecekte denizin bazı yerleri geri alabileceğini söylemişti. Yolu kim yaptı? Karadeniz Sahillerini Koruma Platformu sözcüsü Hasan Sıtkı Özkazanç, "Bu yolu bu hükümet değil de müteahhitler mi yaptı? Kime beddua ediyor Sayın Bakan? Biz yola değil, kıyı dolgusuna karşı olduğumuzu bilimsel verilerle ortaya koyup seçenekler ürettik. Ancak, Başbakan ve her iki bakan ısrarla görüşme talebimizi reddetti. Karadenizli kıyısını, Türkiye parasını kaybetti" dedi. ÇED nedir? Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), belirli bir proje veya gelişmenin, çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. Amacı; ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. Bu yolla problemlerin çoğu, fiili uygulama başlamadan çözülmeye çalışılır. Şükran Özçakmak - İstanbul Milliyet |
Alıntı:
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün Milliyet |
Alıntı:
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün Milliyet |
Alıntı:
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün |
Alıntı:
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün Milliyet |
Alıntı:
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün Milliyet |
Bekir Çoşkun
30/6/2006 hürriyet Ne yaptınız ha uşaklar?.. KİM bilir bana kaç kişi Karadeniz kıyılarındaki "yeşilin tonlarını" anlattı. Gerçi ben görmüştüm. Ama ben daha "Karadeniz’i gördünüz mü? O yeşilin to..." der demez, dinleyenler "Karadeniz’deki o yeşilin tonlarını bir görseniz..." diye başladılar. Ve ben kimseye anlatamadım. Artık yararı da yok. Karadeniz’in yeşilinin tonları da zaten yok. Çirkin ve geniş bir asfalt yolla Karadeniz kıyılarının adeta üzerini çizdiler. Karalanmış bir fotoğraf gibi. * Bunu nasıl yaptılar, bilemeyiz. Ama yapanlar bildiğiniz gibi yine o siyasetçi-bürokrat-işadamından oluşan çıkar üçgeni. Göz yumanlar ise sessiz-tepkisiz kalan Karadenizliler. Karadeniz kıyılarını boydan boya yıkıp, dünyanın gözdesi koyları doldurup, ormanı kesip, o yeşilin üzerine bir kara çizgi çekip işte böyle bildiğiniz gibi yok ettiler. Şelaleler artık yok. Kumsallar siyah asfalt. * Politikacılar, bürokratlar, cingöz işadamları el ele verdiklerinde; çıkarları varsa her şeyi satabilirler. Onların elinden ne orman kurtulabilir, ne deniz, ne yaylalar, ne göller, ne ırmaklar, ne hava, ne toprak, ne su... İyi ama siz ne yaptınız Karadenizliler?.. Nasıl göz yumdunuz?.. Nasıl izin verdiniz?.. Dozerler-kepçeler Karadeniz’in kıyılarına yanaştığında... Tepki gösteren birkaç yürekli insanı, hatta vurulanları nasıl yalnız bıraktınız?.. Nasıl oturup seyrettiniz?.. Karadeniz’in o sevgi dolu, manevi değerleri yüce yüce, yiğit, biraz deli insanları... Nasıl sadece baktınız?.. Yeryüzünün her yerinde insanlar kendi çevrelerine sahip çıkarlar, kendi doğalarına el sürdürmezler, oralar onlarındır çünkü... Siz?.. Ne yaptınız ha uşaklar?.. |
Alıntı:
Yol şimdi yapılmadıki,30 senedir yapılıyor,30 senedir tozunu,pisliğini karadenizli çekti,yıkılanlarını karadenizli topladı.Ne yapsın karadenizli eline bayrak alıp sokağa döküldümü,diğer yöredekiler insanlar gibi joptan kaçmıyor ki.Direniyor ölene kadar ,yediği dayktan bırak ayağa kalkmayı konuşamıyor.Bazı memleketlerde devlet elektriği suyu peşkeş çekerken,varlığı ençok olan yerde en pahalı ya yöre insanı alıyor,İş yok,tarım alanı yok ,yol kenarına mısır dikiyor insanlar,ürettiğini de yok pahasına alan devlet,şimdikiler gibi dükkan dükkan ev ev dolaşan,bilmem ne vekilleri kandırıyor güzelim karadenizliyi.Kacak elektrik i haram bilen halk ,devlete her kuruşuna kadar verdi,verdikçe de devlet daha fazlasını istedi fazla değil 10 yıl önce kazara yabancı bir insan özellikle doğu karadenize gelse,tüm mahalle veya köy veya kaza insanı düğün yapar gibi karşılardı geleni .bırak yemek yedirmeyi ayrılır ken bile tanıdıklarına versin diye balı,fındığı,çayı mısır torbaya koyar ,onuda taşıtmaz arabasına kadar taşır.Diğerlerini demeyeyim gücüne gider karadenizlinin yapamaz hale getirdi hükümetler. Şimdi bile bişeylerin peşinde ama bırakmadılar,Karadenizli yabancıyı bırak gurbetten gelen kızına,oğluna bile yapamaz oldu. Şurda çatışma oldu ,karadenizli atladı,bilmem hangi ülkede asker lazım yarısı karadenizli.Dalga geçip güldüler karadenizliye,sesmi çıkardı,kırdımı bitanenizi Bi köyde kahvede erkekler tavla oynarlarken Kadınlar çalışıyor dediler.Yok be kardeşim bırak kadınları dedeler,çocuklar çalışıyor. Nıce sporcu çocuklar ,zay edildi ,bilemedi futboldan başka spor faaliyetlerinin olduğunu.Yüzmenin bile spor olduğunu yeni yeni öğreniyor karadenizli. Şimdimi söylüyon kadenizli ne yaptık yol için,yeşil için kıyı için.Daha önce niye söylemediniz.30 yıldır vardı yol çalışması.Çoğu öğretmen gelmedi,ay çok yeşil,ay çok yağmur var diye.Gelenlerde korktu terörden de öyle geldi (Tümü için söylemedim alınmasın bazı öğretmenlerimiz) gelelim halkın elinden alınan ormanlara.1969 yılında çekilen havadan fotoğrafla orman sayıldı ,odununu aldığı için koruduğu ormanı elinden aldı .Korumayan ,çay için ormanı bitiren yaşadı arazisi kaldı elinde. Sen ordan yol için ne yaptınız derken ,halen çamurdan geçilmeyen yollardan eve giden birçok şehir var,Köy demiyorum şehir .Bizim gördüğümüz yol 3 metreden fazla değil. Sırf yol yüzünden ölenlerin sayısını söylemiyorum. daha düne kadar sahilin her yerinden girilen denize ,Şimdi koyun sulamaya götürüldüğü gibi bir hale soktular meleket insanını. Neyse fazla baş ağırtmayayım,Yoksa sığmaz bu siteye dertler. Bu arada bizim için yeşil yeşildir tonundan anlamasak ta hep içindetiz.Tonlarını siz görmek istiyorsunuz biz zaten görmüşün farkında bile değiliz bence bize değilde "gerekni yaparız" "ne gerekirse yapılacaktır " diyen ...... .......lere sormalısınız .gereği buymuş yaptılar ....... ç,,,,,,,, Saygılarımla |
Kusura bakmayın Karadenizlinin bi huyuda bu işte aniden parlıyor,Kımseye karşı söylemedim
|
Giresun'a yerleşeli iki sene oldu onun için daha önceki hallerini bilmiyorum ama herkes sahil şeridinin çok daha yeşil ve plajların çok daha güzel olduğunu söylüyor.
Bazı politikalar sonucu yol bu durumu almış olabilir orasını bilmiyorum. Ama sahilde oturulabilecek tek bir park,çay bahçesi vs kalmamış burada. Buralar yeşil tamam ama herhalde şehir içlerinde 10yıla kadar o da kalmaz yolun yok ettiği yeşillikler dışında o kadar kötü bir yapılaşma var ki inanılmaz. İlk gördüğümde çok şaşırdım çok. Bunda belediyelerden çok halkın payı var bence çünkü herkes arsasına daha çok katlı ev yapma peşinde. Sahildeymiş, yeşillikmiş kimsenin umrunda olmamış. Üzerinde demirlerle yeni kat çıkılmayı bekleyen evlerle dolu yollar arsalar taa Trabzona kadar. Tamam bu yollara belki birşey yapılamadı ancak bari bireysel olarak yapılabilecek şeylerde dikkat edilseydi. Politik olaylara yüklemek kolay da kimse kendine suç bulmaz. Evlerin sıvaları bile yok öylece tuğla şeklinde bırakılmış ama içleri çok modern. Ben bu mantaliteyi hiç anlayamıyorum doğrusu. Çok karmaşık tarzı ile gösterişli olsun diye mimar tarafından çizilmediği bariz belli olan, kapılarının bile aynı yöne bakamadığı saçma sapan çatılı, tuğla yığını evler.... Tamam yol elden gitmiş bir kere ama bari var olan daha güzel kalsa |
Yol yapılmasaydı o yolun yerinde şimdi 5 -10 katlı apartmanlar olacaktı, bence yol sahili kurtardı, insanlara hava alabilecekleri yer açtı..
|
Karadeniz sahil yoluna karşı olan arkadaşlara soruyorum: Ulaşım açısından daha mantıklı bir alternatatifiniz var mı? Otoyol her şekilde şarttı. Yolların eski halini bilen bilir. Çok tehlikeli,virajlı, zorlu bir yoldu eski yol. Kanada gibi Amerika gibi gelişmiş ülkeleri televizyonda görmüyor muyuz? Alaska'ya varıncaya kadar yeşile zarar vermeden son derece modern yollarla kaplamamışlar mı ülkelerini? Yabani hayvanlar ezilmesin diye yollarının kenarlarını bile özel ağlarla kapatmışlar.Yolun yapılması kötü mü oldu? Tarihi baharat yolunu canlandırmak; Rusya'ya bağlanacak bir yola kavuşmak; turizm açısından hak edilen payı alabilmek kötü mü oldu?
Şimdiden sonra yolu tartışacağımıza insanların kültür ve anlayış düzeyini yükselterek yeşile saygıyı, çevreyi korumayı, türlerin yok oluşunu engellemek için gereken avlanma yasaklarına uymayı;denizi kirletmemeyi; suni gübrelerin ve dikenleri öldürmeye yarayan ilaçların nelere mal olduğunu öğretmek lazım. Bazı ilçelerde bariz hale gelen çöp sorununu, atık su sorununu tartışmak lazım. Sahil yolu denizle halkı ayırmadı. Aksine artık kıyılarda spor yapan, yürüyüş yapan, yunusları izleyen, gezintiye çıkan, parklarda dinlenen insanlarla dolu kıyılar. Eskiden kıyılar vahşi dik yamaçlardan oluşuyordu. Yollarda tek tük keşanlı teyzelere rastlardınız ancak o kadar. Biz gaban deriz. Gabandı yol kenarları denize bile giremezdin belli bölgeler haricinde. Kıyıya yaklaşamazdın çünkü kıyı yoktu. Sahil yoluyla uğraşıp duracağınıza gerçekten çirkin bir boyut alan yapılaşmaya dikkat çekin. Bence sahil yolunun en olumsuz etkisi bu olacak. Yapılaşma görülmemiş ölçüde hız kazanacak. Şimdiden gereken tedbirler alınmalı. Yapılaşmada belli standartlar getirilsin. Dış cephelerde belli malzemeler kullanılsın mesela. Ben evlerin tek tip ve görünümde olmasını dahi isterim. Her bölgenin tarih boyunca binalaranın karakteristik özellikleri olmuş. Bir estetik kaygıyla yapılmışlar. Neden bundan sonra da olmasın. Mimarlarımız mühendislerimiz bu konuya bir el atsa. |
Siz bu sayfanın üst bölümündeki yazıları okudunuz mu? Okuduysanız onlardan seçtiğiniz bölümlere cevap verir misiniz?
|
Alıntı:
|
Haklısınız isyanınızı anlıyorum. Çamlıhemşin'de yapılacağı söylenen Dilek Güroluk santralini ilk duyduğumuzda biz de isyan etmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam 1995 senesiydi.Yargıda kazanılan zaferle biz de derin bir oh çektik. Benim anlayamadığım konu şu:
Bu yeni bir konu değil.30 yıllık bir geçmişi var. Neden karşı çıkmak için bitmesini bekledik. Şu aşamadan sonra ne yapılabilir? Madem deniz kendisinden alınanı geri alıyor. Yolu yapanlar ellerini kafalarının arasına alsın çözümünü de üretsin. Herhalde yola karşı çıkan arkadaşlarım şunu ileri sürüyor: Yol sahilden geçmemeliydi. İçeriden geçmeliydi. Yani dağları denize paralel uzanan bir bölgede zaten miras yoluyla bölüne bölüne mendil kadar kalmış olan vatandaşın arazisinin üzerinden geçe geçe kamulaştırma davalarıyla uğraşıla uğraşıla (ki çoğu zaman muhatapların tespiti bile yıllar alacak) geçsin bu yol. Herhalde dünyanın geri kalan kısmının artık karayollarından tamamen vazgeçtiği; insanların artık uçarak ulaşım sağladığı uzay çağına girince yol da tamamlanırdı. Beni yanlış anladınız. Sadece bu ülkede yolu öyle yapmayın da şöyle şöyle yapın diyebilecek; yol yapma işinden anlayan hiç mi mühendis yoktu? Neden bir tanesi çıkıp da biz böyle olacağını söylemiştik ama bizi dinlemediler. Maliyet hesabı yaptılar da işin kolayına kaçtılar falan diyemiyor. Olan olmuş. Olumlu yanlarını görelim. Şimdiden sonra yapabileceğimiz en iyi şey yıkıp eski haline getirmek mi ki bu zaten mümkün değil. Yıkımı durdurmak. Erozyonu durdurmak. Kirliliği durdurmak. Hatta en önemlisi bölgede radyoaktif kirlilik gerçekten var mı cihazları getirtip ölçmek.. Birey olarak üzerimize düşeni yapalım. Deterjanı asgari düzeyde kullanmaya çalışıyoruz. Suyu ölçülü kullanıyoruz. Kağıtları gereksiz yere harcamıyoruz. Plastik maddeleri ayırıp alınsın diye çöpün yanına koyuyoruz. Camları ayırıyoruz. Şimdi de sıvı atık yağları ayırmaya başladık. Biz bireyiz ancak bunları yapabiliyoruz. Asıl görev bürokrasiye düşüyor; yargıya düşüyor, fabrikatöre düşüyor. Vallahi gemi batınca hepimiz birden boğulacağız ve paranın artık hiçbir işe yaramadığını da o zaman göreceğiz. Yukarıda söylemeye çalıştığımsa şuydu: Karadeniz'e bir yol gerekiyordu. Keşke gerektiği şekilde yapılsaydı. Yeteri kadar tartışılsaydı. |
Karadeniz yolu kaç yıldır yapılıyor bilmiyorum ama ben 2001-2007 arasında alıp başını gittiğini gördüm. Öncesi sesizdi.
Bu yolun inceleme yapılıp da masa başında hazırlanan bir proje sonucu yapılmadığı söyleniyorsa o zaman ciddi anlamda bu projede çalışan teknik ekiple ilgili bir sorun var demektir ya da bir şeyler yapılması istenildi ama para bunun için harcanmak istenmedi. Daha bir kaç hafta önce bu yolu kullandım bir kaç gün boyunca ve özellikle Giresun-Hopa(Artvin) arasında sürekli topark kayması olan yol kenarı için alınmayan önlemler sonucu yamanan ya da henüz kabası temizlenmemiş bir sürü yer vardı. Denize girilecek gerçekten de çok fazla kıyı yoktu bizim oralarda ama olanları da katletmek mecburi miydi? Bu yolun olması gerektiği fikrine katılıyorum ama sanki daha "temiz" olabilirdi. Beni ve belki bir çok insanı rahatsız eden de bu konu. Yoksa bu yola ne gerek var diyen ve o bölgenin insanı olmayan insanlara, o bölgenin insanı olarak terslenip "sanane" demekten başka da söylenecek söz yok gibi. :) |
Sayın Baldas'ın dediğine katılıyorum. Bence de bu aşamadan sonra yol yıkılacak değil. Fakat gerekli önlemler alınmazsa o yola daha çok para akacak ve unutulmamalı bu akan para bizim paramız olacak.
Alıntı:
Bu gerçekten kötü bir durum ama sadece Karadeniz'in sorunu değil. Denizli'de de aynı sorunu gördüm, Bursa'da aynı sorunu gördüm. Bu işin ucuzuna kaçma olayı. Tabi insanların bu konudaki duyarsızlığı da binaları inşa edenlerin işine geliyor. Bu konuda yerel yönetimlerin bir şekilde yaptırım gücü olmalı.O insanlar binalarını o şekilde bırakamamalılar. Yoksa ben de gidip bu gün bir dairede kirada otursam ve kiracı olarak dış cephesi sıvasız bir daire olsa koskoca bina için yapabileceğim pek bir şey yok. Bu sebepledir ki konu sadece oranın değil Tüm Türkiye'nin sorunudur ve gerçekten de rahatsız edeci bir durumdur. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Yola karşı çıkanlar nedense aynı bölgede yüzlerce örneği olan çirkin ve plansız yapılaşmalar için bir şey söylemiyorlar :)
Karadeniz gerçeği sadece 1 haftalık turlarla anlaşılan bir olay değildir. Bu yol karadenizin can damarıdır, kıyıda çirkin yapılaşma sürecini bir şekilde önlemiştir. "Bu yolun olması gerektiği fikrine katılıyorum ama sanki daha "temiz" olabilirdi. Beni ve belki bir çok insanı rahatsız eden de bu konu. Yoksa bu yola ne gerek var diyen ve o bölgenin insanı olmayan insanlara, o bölgenin insanı olarak terslenip "sanane" demekten başka da söylenecek söz yok gibi. " Bu yoruma da katılıyorum. |
Birileri şaka mı yapıyor!
|
Meseleye bir başka boyut ta ben getireyim . 1950 li yıllardan beri Doğu Karadenizdeki son noktaya kadar projesi yapılmış ve birçok kez ihale aşamasına gelip vazgeçilmiş olan DEMİRYOLU PROJESİ neden gündeme getirilmez **** bu işi kim **** kimler engellemiştir bilen varmı? Bu yol yapıldı ,şöyleydi böyleydi tamam ama benim bildiğim KARADENİZ de doğa intikamını mutlaka alır.
|
Arkadaşlar Karadenizli adına konuşamam, ama karadenizde yaşayan bir karadenzili olarak kara deniz halkı ile ilgili sorulara cevap verebilirim. Sorun karadenizde yaşayan karadenizli olarak cevap vereyim.
Bu arada evler konusunda bi acıklama yapayım. İçi lüx dışı sıvasız evler çok az ama içi normal dışı sıvasız evler cok. Benimkide 5 senedir sıvasız dı su girmese bi 5 sene de kalacaktı. Mecburen yaptırdım (gerçi yine su gişriryor ya eskisi kadar değil) Not:Ruhsatı yok projesı cizilip onaylanmıs olduğu halde ruhsat parası... geçen sene hesaplattım harıta müh hariç 11.000 ytl belediye istedi bu sene söylemedim bile. Bende kendi evimden vazgeçtim söylemesi ayıp bi koopertife üye oldum. Neyse bu özel olaylar. Ama 11 000. ytl düşündürücü bir rakkam. Ama öncekiler hic para vermeden yaptırdılar. İşi bilen işi bitiriyor. Neden sıvasız evleriniz var sorusuna azda olsa bi cevap 11.000 ytl -- çokkatlı evler yapılıyor sorusuna ,da yatırım amaçlı düşünüyor insanlar zaten yerde yok . ---niye halen devam ediyor sorusuna da biz okuryazar oranı en çoktan ,en aza indirenlerin hiç suçu yokmu demekle başlayayım. Eğitim eksikliği. Evet biz deniz kenarında çay içmeyi yunusları seyretmeyi bilmeyiz. Öğreten de yok. Anacak gezip gören insanlar bilir. Bide biz bilmiyoruz betonla yapılan evlerin ağac evler gibi doğada kaybolmadığını kirletici olduğunu. Anca fark edebiliyoruz. Görmeden olmuyor |
1 Eklenti(ler)
Bi örnek Sıvasız evlere .Bizamanlar burada güzel bir ırmak ve etrafında ağaçlar vardı. Şimdi ne var işte
|
Alıntı:
http://farm2.static.flickr.com/1311/...a1387d531d.jpg Fotoğrafın üzerine tıklanırsa daha büyük hali görülebilir. |
Alıntı:
Yağmur ve fırtına yüzünden ulaşıma kapatılan kaç ülkede, kaç anayol vardır? Merak ettim. |
Eski yolları iptal etmediklerine sevinmek lazım... :)
|
eee denizden o kadar çalarlarsa olacağı budur ki daha bu başlangıç. Bir dahaki sefere yolları da denize alırsa şaşmayın
|
Ben bunu 2 hafta önce izindeyken yaşamaktan korkmuştum. Giresun'dan Rize'ye yaptığım 4 saatlik yolculuk esnasında yolu görmek mümkün değildi neredeyse. O derece yoğun bir yağış vardı.
Bu yol yamalı bohça kıvamında yoluna devam edecek gibi bu gidişle. |
Alıntı:
Alıntı:
|
Evet arkadaşlar, gözümüz aydın!
Karadeniz Sahil Yolu'nun banisi sabık başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz mevzu kendi köyü olunca çevreci bir yaklaşım gösterdi. KSY mevzusunda da aynı yaklaşımı bekliyoruz. BAĞIMSIZ Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, baba ocağı Çataldere Köyü’nün de bulunduğu Senoz Vadisi’nde yapılan 13 hidroelektrik santralının doğayı tahrip ettiğini söyledi. Yılmaz, ilerde telafisi mümkün olmayan zararların şimdiden önlenmesi için vadinin SİT kapsamına alınması yönünde çalışma başlatacaklarını açıkladı. Köy halkı, muhtar ve çevre koruma dernekleri temsilcileriyle toplantı yapan Yılmaz, hidroelektrik santrali inşaatlarına karşı daha etkin bir mücadele başlatma kararı aldıklarını söyledi ve şöyle devam etti: Çalışmalarımızı iki aşamada yürüteceğiz. Birincisi henüz başlanmamış olan santral inşaatlarının durdurulması için girişimde bulunacağız. Ayrıca çevreyi tahrip eden başlanmış santral inşaatlarının önlenmesi için girişimlerimiz olacak. http://www9.gazetevatan.com/haberdet...4&Categoryid=1 |
Alıntı:
|
Alıntı:
Alıntı:
Bizim ilçemiz, Silivri'nin AKPli belediye başkanı AKP'yi kapatma davası kapsamında laikliğe aykırı fiiliyatlarda bulunmaktan dolayı siyasi yasaklı istemiyle hakkında dava açıldığında ''Sayın başkanımla aynı davada olmaktan onur duyarım'' demişti... |
Alıntı:
Geçen sonbaharda gittim uzun bir zamandan sonra Giresun'a ve yapılan yolu ilk kez gördüm.İçim sızladı,gözlerim doldu.Çocukluğumun o güzelim plajları,kumsalları artık yoktu .. Kıvrıla kıvrıla uzayıp giderdi eski yol..Bir tarafınız yemyeşil bir bitki örtüsü,diğer tarafınız kıyıları döven hırçın dalgalarıyla adı gibi kara deniz.Çoçukluğumda o kıyılarda denizin içine giren mağaralarda oyunlar oynar,yükseklere çıkıp denize atlardık. Bulancak ilçesinde oturan anneannemin evinde kaldığımda, geceleri hiç bitmeyen bir ninni gibi denizin sesini dinleyerek uyurdum. Sonra anlatırlardı benim hiç tanıyamadığım halamın genç kızlığında denizde nasıl boğulduğunu , denizin tehlikeli olduğunu,hele Karadeniz'e hiç güvenilmeyeceğini...Hiç inanmadım onlara...Halam gitmek istemiş ve gitmişti.Deniz benim için olmazsa olmazlardandı..Onunla kucaklaşamasam bile yakınımda olduğunu hissetmeli,kokusunu ciğerlerime çekebilmeliydim. Ama artık Bulancak'da ve Giresun'da deniz yok... Çok üzgünüm.Sizleri sıktıysam affola... |
Alıntı:
Bu güzelim son kumsallar için, sizin gibi üzülen ve bir sanat çalışmasıyla halkın karşınına çıkan bir sanatçı başbakanına yaranmanın dozunu kaçıran bir belediye başkanı tarafından o sahillerden kovulmuş. Korkarım bu yol Bulgaristana kadar Kardenizi kıskıcacına alacak....:( |
Halbuki taa Hopa 'dan Romanya'ya oradan da Tuna yolu ile içerilere kadar kullanılabilecek bir deniz taşımacılığı yolu varken ...Bizi bu yolları yaparak petrole yani dışarıya tam bağımlı hale getiriyorlar...Sonra tam kışın ortasında yaşanan doğalgaz krizi gibi kalakalacağız ortalıklarda...
Yine 60 lı 70 li yıllarda Giresun Limanı hem yük hem de yolcu taşımacılığında çok kullanılırdı..Ben de birkaç kez her türlü olanağın sağlandığı o kocaman gemilerle İstanbul'a gitmiştim.İki gün süren çok zevkli yolculuklardı.Gemi hemen her limna uğrar.Geminin limanda demirlediği sürede o kıyı kentinin halkı sahile akın eder,yolcularını bindirir,gemiyi gezer,eğlenirdi.Balayına çıkan genç çiftler genellikle gemi yolculuğunu tercih ederlerdi.. Sanıyorum artık herşey çok hızlı yaşandığı için o lüks yolcu gemileri de tarihe karıştı... |
Bir mühendislik faciası...
Giresun diye bir yer yok artık, tüm şehir sular altında Giresun 5 günde ikinci kez sele teslim oldu. Yüzlerce ev ve işyeri sular altında kaldı, ilçelerle ulaşım kesildi. 12 saat aralıksız yağan yağmur sonucu kentin bütün altyapı sistemi çöktü. Giresun Belediye Başkanı CHP’li Kerim Aksu, tüm belediyelerden vidanjör ve motopomp yardımı isterken, suların Karadeniz Sahil Yolu yüzünden denize ulaşamadığını ve şehri bastığını söyledi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin sahil kesiminde bir haftadır etkisini gösteren yağmur, 5 günlük aranın ardından Giresun’u yeniden vurdu. Önceki akşam saat 19.00’da başlayan ve sabaha kadar aralıklarla etkisini sürdüren şiddetli yağış nedeniyle kentin ana arterleri trafiğe kapandı. Kentte yüzlerce dükkan ve konutun alt katlarını su basarken, şehrin doğu yakasındaki Aksu, Boğacık ve Sütlaç dereleri taştı. Aksu deresinin taşması sonucu yer yer heyelanların meydana geldiği Giresun-Sivas karayolu ulaşıma kapandı. Giresun’un tarihinde böyle bir yıkım görmediğini söyleyen Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, çevre belediyelerden yardım istedi: “Yüzlerce vidanjöre ve motopompa ihtiyacım var. Belediye santralleri kilitlendi. Yardım çığlıkları atılıyor. Malı mülkü, yolları bir kenara bıraktık, gücümüz yetmiyor artık. Cana zarar gelmemesi için uğraşıyoruz. Bu yağmurda insanın yapacağı, makinenin yapacağı bir şey yok. Ekiplerimiz çalışıyor. Tek amacımız can kaybı olmadan bu afeti atlatmak. Şu anda acil olarak vidanjöre ve motopompa ihtiyacımız var. Her ilden yardım istiyoruz.” Sahil yolu kenti mahvetti Karadeniz Sahil Yolu ile ilgili eleştirilerinin haklı çıkmasından büyük üzüntü duyduğunu da belirten Aksu, “Bu yol sadece koyları ve doğal güzellikleri değil şehirleri de mahvetti. 50 metre ilerde deniz var ve suyu aktaramıyoruz. Derelerin önüne setler yaptılar, yataklarını değiştirdiler. Böyle bir derenin akması mümkün değil. Bu yolu tekrar planlamak lazım. Yağmurla yaşamayı Karadeniz halkının öğrenmesi, yağmura göre yapı sağlaması lazım” dedi. Otoyol sulara set çekti Uzmanlar da Karadeniz Otoyolu’nun yaşanan sel felaketinde etkin rol oynadığı görüşünde. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fazıl Çelik, “Karadeniz sahili boyunca, denizden 4-5 metre yüksekte inşa edilen kıyı dolgu yolları, birçok kıyı yerleşimini çukurda bıraktığı halde drenaj (su tahliye kanalları) yeterli kapasitede inşa edilmedi. Böylece kıyı dolgu yolları, kıyı yerleşimlerinin önünde adeta birer baraj görevi yapmış; binaların alt katlarının su altında kalmalarına sebebiyet vermiştir” dedi. Mühendislik hatası Karadeniz Ulaşım ve Çevre Gönüllü Çalışma Grubu Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu da sahil yolunun sele neden olduğunu söyledi: “Projenin pek çok yanlışı vardı. Ekonomik ve siyasal rantı esas alan bu projeyle seçilen bu yol, bölgede birçok onarılmaz yaranın açılmasına neden oldu. Yaptığımız uyarıların bir başlığı da, özellikle kıyı kentlerinin sel ve taşkınlar ile deniz tahribatına açık hale geldiği yönündeydi. Nitekim Giresun bu iddiamızın kanıtı.” 4.2 milyar dolarlık proje Nİsan 2007’de Başbakan Erdoğan tarafından açılan sahil yolu, yaklaşık 4.2 milyar dolara mal olmuştu. 542 kilometrelik yolda, 27 kilometre uzunluğunda 263 adet köprü, 41 kilometre uzunluğunda 12 adet tek tüp tünel, 18.5 kilometre uzunluğunda 20 adet çift tüp tünel var. Karadeniz sahil yolu, Samsun’dan Sarp’a kadar, 6 il, 63 ilçe, 17 bucak merkezi, 9 liman, 2 havaalanı ve bir çok yerleşim birimine uzanıyor. Vatan Gazetesi |
Sevgili Malina, Yöneticilerimizin vurdumduymazlığı, rantçılar vs. İnsanları "dumansız hava"larla oyalayıp, "yalnız ve güzel ülkemiz"i yok ediyorlar.
Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan üye arkadaşlarımız umarım çok zarar görmeden felaketi atlatırlar. |
5 Eklenti(ler)
Alıntı:
Nedesem Bilmem ki ...Biri gelir etnik kökenimizi deşer ,pislik çıkarmaya ,olmadık hikayeler uydurmaya başlar.hemde bizim paramızla ,bizi sömürerek,hayallerle kandırıarak.(bunu söyleyince Faşist Oluyoruz).... Biri gelir doğayı katleder hemde doğayı kendi kendimize katlettirir.Önce aç bırakır sonra parayla satınalmaya kalkarlar.(bunuda söyleyince Komünist Oluyoruz ya da bizim deyimle "komonist"). Bi oyana Bi Bu yana sallayın gitsin. Şimdi size "Gelmeyin lan memleketimize,İçine etmediğiniz yer kalmadı desem" Deli olduğumu sanırsınız.Belki de deliyimdir. ...Gelmeyin kardeşim.Bir de sizin bıraktığınız çöplerle uğraşıyoruz.Dağcılık ayaklarına İnsan eli değmeyen yerlerde platik poşet,bisküvit poşetleri,Su şişeleri,vs vs .(Gerçek dağcılardan özürdileyerek söylüyorum) ..... bana göre 10 seneye kalmaz kaybolacak Karadeniz ormanlarını çok arayacağız.Halen orman var sanıyorlar.Kızıl ağaçtan başka pek tür kalmıyor.Cevizler,ıhlamurlar ,Armutlar,erikler vs sv fazla değil 20 sene önce bulabildiğimiz ağaçların çoğu şimdi yok. Neyse ... Fotoğrafta sadece1 yıl önce insanın gezemediği bölgeydi. Heyelan gelmezse yeniden ağaç çıkacak. Herhalde karadenizde yetişmeyen ağaç türü varsa muhakkak onu seçmişlerdir.... Saygılarımla Eklenti 96222 Eklenti 96223 Eklenti 96224 Eklenti 96225 Eklenti 96226 |
Levent Bey,
Düşüncesi bile dehşet veriyor. Ama Ayder ve Uzungöl'deki bozulmayı görünce size hak vermemek elde değil. Sahil yolu ile Kıyıları mahvettiler. Yusufeli gibi Çoruh ve Kaçkarların kapısı olan bir yeri sular altında bırakacak bir baraj projesi gündemde. Ben inanıyorum ki, eğer iklimi o kadar yağışlı olmasa, Karadeniz'in o güzelim ormanlarını da rant uğruna ya da cehaletle yaka yaka bitirirlerdi. Tıpkı Ege ve Akdeniz'de olduğu gibi. Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 00:31. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025