Cargill Davası / Verimli Tarım Arazilerimize Yönelik Saldırılara Seyirci Kalmayın!

[cemal.S]

Merhabalar !

Yukarıdaki yazılanlanları okuyunca inanın nutkum tutuldu. Şu anda elim ayağım dolaşıyor. Kafam o kadar karıştıki nasıl anlatsam bilemiyorum. Görüşlerimi müsadenizle sonra belirtmek istiyorum. Halimiz nicedir bilemiyorum.

Saygıyla kalın.

[Oğuz Karsan]

Merhaba,

Başka bir yazımda, Çok uluslu tröst haline gelmiş firmalar artık durdurulamazlar demiştim. Malesef doğru çıktı.

Bazı emperyalist ülkeler tarafından desteklenen firmalar o kadar büyüdülerki artık kendilerine gerekli kanunları geri kalmış ülkelerin meclislerinden çıkarabiliyorlar.

Altınoluğa ve Bayramiçe gelip giderken önünden geçiyorum. Ama şimdilerde galiba üzerinde başka bir isim var. Demek ki kılıfına uydurdular. Ankete katılanlar zaten olacakları kabullenmişe benziyor.

Ne yapalım. Geçmiş olsun. Demek ki Bağımsız yargımızın da artık pek ulaşamayacağı menzildeler. Bundan sonraki hamlelere hazırlanalım.

Saygılar.

[malina]

Ne yapalım. Geçmiş olsun. Demek ki Bağımsız yargımızın da artık pek ulaşamayacağı menzildeler. Bundan sonraki hamlelere hazırlanalım.

Sadece "bağımsız yargının" ulaşamayacağı menzildeler mi? Yargı kararlarını dinlemeyen ve uygulamayan kim?

[Oğuz Karsan]

Merhaba,

Sn. Malina,

Yargı kararlarını uygulamamanın ne yaptırımı var?

Daha önce de bazı hükümetlerin ve bir sürü bürokratın yargı kararını uygulamadığına şahit olmadık mı? hangi birisine okkalı bir ceza verilebildi?. Buradan iki sonuç çıkarabiliriz.
Birincisi, Siyasiler kanunlar ile oynayabildikleri için yargı da dolaylı olarak ellerinde sayılabilir. İkincisi, Kanunların yaptırımı sadece siz ve benim gibi sade vatandaşlara yetiyor.

Vatandaş olarak yıllarca siyasilerin hem kanunları, hem de yargıyı kullandıklarına şahit oldum. Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum.

Ama bu mücadele etmeyelim demek değil. Zaten mücadelemiz Vatanımızı ve verimli topraklarımızı savunmak uğruna değil mi? Bu konuda hukuk ve adalet adına, konulmuş koruyucu kanunların bypas edilmesine seyirci kalmamalı ve Ulu Önderin bize vasiyet ettiği üzere, dahili bedhahlara da hesap sormalıyız.

Kanunları çiğneyen kim olursa olsun hesap verdirilmeli.

Saygılar

[malina]

Ama bu mücadele etmeyelim demek değil. Zaten mücadelemiz Vatanımızı ve verimli topraklarımızı savunmak uğruna değil mi? Bu konuda hukuk ve adalet adına, konulmuş koruyucu kanunların bypas edilmesine seyirci kalmamalı ve Ulu Önderin bize vasiyet ettiği üzere, dahili bedhahlara da hesap sormalıyız.

Siz de bir karar verseniz iyi olacak

Bazan hesap soracaksınız ama 2B gibi olaylarda hesap sormaktansa satıp kurtulacaksanız

[Todor]

Altın madenine karşı yürüttükleri mücadele sırasında kamu görevlileri gözlerinin içine baka baka yargı kararlarını uygulamayınca dava üstüne dava açmaya başlayan Bergamalılar, bir daha zafer kazandı.

55, 56, 57, 58 ve 59’uncu hükümetlerde yer alan başbakanlar Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte, kabine üyeleri ve bürokrat toplam 720 kişinin Bergamalılara 2 milyon YTL tazminat ödemesi gündemde.

...

Bergama köylülerinin avukatı Özay, kararın, yargı kararlarını uygulamayan bürokratları ‘hizaya sokacağını’ savundu. Özay, Taşkın’ın ardından 275 Bergamalı’nın daha AİHM’de aynı davayı açıp kazandığını, tazminat miktarının da 2 milyon YTL’yi bulduğunu vurguladı.

Bergamalı köylüler 2003’te de Türkiye’deki mahkemede eski Başbakan Mesut Yılmaz ve üç bakanını ‘yargı kararlarını uygulamadıkları için’ 34 bin YTL tazminata mahkûm ettirmiş, ödemeyen üç bakanın emekli maaşına haciz konulmuştu.

Kaynak

Danıştay’ın kararına göre başbakan, bakan ve bürokratların hukuka aykırı işlemlerinden dolayı, devletin ödediği tazminatlar kendilerinden alınacak.

Ankara 2’nci İdare Mahkemesi’nin, Danıştay 5’inci Dairesi’nin kararına uyması durumunda 1998 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti’ne başbakanlık yapmış Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, şu anda Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte 55, 56, 57, 58 ve 59. hükümetlerde bulunan bakanlar, altın madeni şirketinin her zaman ifade ettiği gibi çalışmalarını sağlayan izinlerde imzası bulunan yaklaşık 720 kişi, dönemin İzmir valileri ve il müdürleri, tazminat ödemek zorunda kalacaklar. Tazminat bedeli yaklaşık 2 milyon YTL ediyor. Umarım bundan sonra hukuka aykırı bir karar veren, işlem yapan bürokratlar, bu işlemlerinin sonucunda ceplerinden para çıkacağını düşünerek geri adım atarlar."

Kaynak

[Oğuz Karsan]

Merhaba,

Sn. Malina, Şöyle yazmışsınız.

Siz de bir karar verseniz iyi olacak

"Bazan hesap soracaksınız ama 2B gibi olaylarda hesap sormaktansa satıp kurtulacaksanız" diye yazmışsınız.

Yazdıklarımdan o sonucu mu çıkardınız? Ben kimseye hesap sorulmasın demiyorum. Aksine yazımı "konulmuş koruyucu kanunların bypas edilmesine seyirci kalmamalı ve Ulu Önderin bize vasiyet ettiği üzere, dahili bedhahlara da hesap sormalıyız.
Kanunları çiğneyen kim olursa olsun hesap verdirilmeli." diye bitiriyorum. Lütfen bir daha göz atınız.

Ama sunu da tekrar belirtmekte fayda görüyorum. 50 yıldır gelmiş, geçmiş hiçbir hükümet devlet veya orman arazilerini işgal edenlerden hesap soramadı. Dahası oylarını almak uğruna bazı belediyeler göz yumdu, bazı belediyeler de oy kaybederim kaygısı ile kaçak yapılaşmanın bile üstüne gitmemeyi tercih etti.

Devlet ve orman arazilerinin istilasına sebep olan veya göz yumanların, Huzurunuzda hepsini lanetliyorum. Ayrıca 2/B Arazilerini işgalden kurtarıp, üzerlerindeki kaçak yapıları yıkabilecek bir parti var da haberimiz mi yok?

Hodri Meydan 2/B lerin işgalini önleyip üzerlerindeki kanunsuz yapılaşmayı önleyebilecek olana oy veririm. Ama rüya görmeyin. Gerçekçi olalım lütfen.

Sn Todor, yazdıklarınız çok güzel. İnşallah yaptıklarının bedelini öderler.

Saygılar.