agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Beğeni Düzeni119Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 04-05-2011, 08:59   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-06-2010
Şehir: Bulgaristan/Istanbul
Mesajlar: 225
dunyadaki benzer kanal projelerindeki durumu sormak istememin sebebi onlarin cevreye nasil bir etkisinin oldugunu anlamaya calismakti. deniz seviyelerindeki kot farklari, tuzluluk, istilaci balik, tatli su drenesi, v.s. Bunlardan ornek alinabilir, daha iyisi yapilabilir,

Sn. Sarican`dan alintidir

``Gelin bir uzlaşma ortamı yakalamışken yurt kalkınması için ne yapabiliriz onu tartışalım. Tarım ve hayvancılığımızı tekrar nasıl ayağa kaldırabiliriz. Uluslararası tekellerin elinden şeker ve tohum gibi stratejik kaynaklarımızı nasıl tekrar geri alabiliriz, özellikle Anadolu insanının geçim kaynağı olan hayvancılığı tekrar nasıl ayağa kaldırabiliriz. Buna bağlı yatırımlarla Anadolu' daki işsizliği nasıl çözeriz, Anadolu' yu tekrar nasıl cazibe merkezi haline getirebiliriz ona bakalım.

Istanbul' da yapılabilecek tek şey bugünki varolan nüfus yapısını koruyarak veya Anadolu' nun tekrar cazibe merkezi olması nedeniyle azaltarak, çarpık kentleşmenin getirdiği aksaklıkları giderip alt yapısını ve depreme dayanıksız yapıları hızla yenilemektir. Istanbul' dan tarnsit geçen uluslararası TIR ve nakliye araçlarını Istanbul topraklarına hiç sokmadan üç tarafı denizle çevrili Istanbul' da hangi güzergah cazipse RO-RO ile by-pass edelim. Şehir içi trafiği rahatlatmak için Marmaray' ın yanına ikinci tüp geçitide yapalım ama bu geçişler sadece Istanbul' u rahatlatmak için olsun.``

yukarida yazilanlarin hepsine katiliyorum. Istanbulun transit gecilmesi ve deniz tasimaciliginin yayginlastirilmasi fikri bile insanin moralini yukseltiyor. deprem gercegi goz gore gore geliyor ve hazirliksiz yakalanirsak milyonlar olebilir. benim butun ailem istanbulda yasiyor. deprem gercegide beni urkutuyor.
Bu kanal projesinin BANA gore en onemli ayagi yapilacak yeni konutlarin dayaniksiz konutlarla takas edilmesi ve eskilerinin yikilmasi. daha sonra 3. kopru ve anadolu otoyol projesi. ve finans boyutu, proje kendini fazlasiyla odeyebiliyor.

endiselerim ise tatli-tuzlu su akintilari ve icme suyu havzalari. Bunun disinda kalan rant, 1.Tayyip Sultan, montro anlasmasi, hepsi spekilasyon. Anlasma Allah`in emri de degil, Fizik kanunuda. Gozunuz yerse bozarsiniz anlasmayi , 100 yillik anlasma , Derseniz ki savas cikar, demekki bu proje sandiginiz kadar basit, gereksiz, sacma bir proje degil.

bu projeyi tek basina su kanali olarak dusunmememiz gerekiyor. Baska dusuncelerle karsi cikiyorsakda elle tutulur sebepler olsun. ya da 71. mesaj gibi cozum onerileri arttirilsin.

kazanlik Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-05-2011, 10:47   #2
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kazanlik Mesajı Göster
Bu kanal projesinin BANA gore en onemli ayagi yapilacak yeni konutlarin dayaniksiz konutlarla takas edilmesi ve eskilerinin yikilmasi. daha sonra 3. kopru ve anadolu otoyol projesi. ve finans boyutu, proje kendini fazlasiyla odeyebiliyor.
Alıntı:
bu projeyi tek basina su kanali olarak dusunmememiz gerekiyor. Baska dusuncelerle karsi cikiyorsakda elle tutulur sebepler olsun. ya da 71. mesaj gibi cozum onerileri arttirilsin.
Sn. Kazanlik,

Benim önerilerimin tümü Istanbul' un daha fazla şişirilmemesi, doğasına ve su kaynaklarına daha fazla zarar verilmemesi için yapılmış önerilerdi. Zaten boru hattı ve Istanbul' un deniz yoluyla by-pass edilmesi durumunda ne Kanal' a, ne de 3. Köprü' ye ihtiyaç kalacaktır. Böylelikle doğa katliamının önüne geçilecektir. Bazan projeler bedavaya gelse bile toplum yararı ve halkın sağlığı, karın ve paranın önüne geçmelidir.

Şehirleşmek gökdelenler ve akıllı binalarda yaşamaktan ibaret değildir. Ben son haline yetiştim ama eski Istanbul' u yaşayanlar ne söylemek istediğimi daha rahat anlarlar. Anadolu yakasında sahile kıyısı olan her semtin plajının olduğu, Ömerli barajının suyunun içme suyu olarak kullanıldığı günler çok geçmişte değildir.

Ama yanlış planlama ve şehirleşme ile bugün denize girmek için para harcayıp güneye gitmek zorundasınız. Yapılan büyük sitelerde mal sahibi olsanızda ödediğiniz aidatla ömür boyu kiracı olarak yaşamaya mahkum edilmiş durumdasınız. Buna birde içme suyunuzu şişe suyu olarak kullanmanız eklenirse Istanbul' un dokusu ve kültürü uzay üslerine dönüşmüş olacaktır.

Ömrünü bu şehirde geçirmiş ve yoksulluk sınırının altında maaş alan emeklileri ve orta sınıf çalışanları uzaya mı göndereceğiz. Kentsel dönüşüm adı altında yapılan büyük sitelerden bu insanlara evlerinin karşılığında daire verseniz sitelerin aidatı bu insanların aylık gelirine denk veya daha fazla olmaktadır. Kentsel çözümleri düşünürken veya planlarken işin sosyal boyutunu da gözden kaçırmamak gerekir. Öbür türlüsü fakirin evini kamulaştırıp zengine peşkeş çekmek olur.

Istanbul' un mevcut binalarının ve yerleşim düzeninin ıslah edilerek depreme hazırlık, kent içi ulaşımın rahatlatılması için Marmaray ve otomobiller için yeni tüp geçişi vazgeçilmez çözümlerdir ve ne yazık ki geç kalmış çözümlerdir. Buna paralel olarak deniz taşımacılığını güçlendirmek elbette her zaman Istanbul' un vazgeçilmezidir.

Yaşım gereği 1. Köprü tartışmalarını yaşamış bir insanım. 1. Köprü tartışmaları yapılırken de çözüm önerisi köprü yerine tüp geçitti. Şayet bu alternatif zamanında değerlendirilmiş olsa idi TEM civarındaki doğa katliamı yaşanmamış olacaktı, Istanbul belki bu kadar kalabalıkta olmayacaktı ve Istanbul Metro' su belkide bugün tamamlanmış olacaktı.

Hala Kuzey Istanbul' u perişan etmek ve zaten yetersiz olan su kaynaklarını bitirmek pahasına bu ısrar niye? Istanbul' da deprem olmasına gerek yok, İSKİ şehre bir ay su vermesin yaşanacak deprem 9 şiddetinden daha büyük hasarlar bırakır. Ömerli barajı güneyden kuşatılmış vaziyette ve havza hergün kirlenmekte, bunu birde kuzeyinden kuşatırsanız işte o zaman Istanbul' un haline acırım ama iş işten geçmiş olur.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-05-2011, 12:22   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-06-2010
Şehir: Bulgaristan/Istanbul
Mesajlar: 225
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan Mesajı Göster
Sn. Kazanlik,

Benim önerilerimin tümü Istanbul' un daha fazla şişirilmemesi, doğasına ve su kaynaklarına daha fazla zarar verilmemesi için yapılmış önerilerdi. Zaten boru hattı ve Istanbul' un deniz yoluyla by-pass edilmesi durumunda ne Kanal' a, ne de 3. Köprü' ye ihtiyaç kalacaktır. Böylelikle doğa katliamının önüne geçilecektir. Bazan projeler bedavaya gelse bile toplum yararı ve halkın sağlığı, karın ve paranın önüne geçmelidir.
.
bu sayilanlar bogaz trafigini ortadan kaldirmada etkili olabilir. katilirim.
ama depreme dayaniksiz binalarin ``GUZELLIKLE` yikilip yerine saglamlarinin yapilmasina ve depremde can kaybinin azaltilmasina bir faydasi olmaz.

bu proje kesilen agaclarin binlerce katinin istanbul ve butun anadoluya dikilmesine on ayak olabilir.

kazanlik Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-05-2011, 10:10   #4
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 05-04-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 62
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kazanlik Mesajı Göster
Bunun disinda kalan rant, 1.Tayyip Sultan, montro anlasmasi, hepsi spekilasyon. Anlasma Allah`in emri de degil, Fizik kanunuda.
Montrö Anlaşması "spekülasyon" değil, yazılı bir anlaşmadır. Normal şartlar altında bu bilgiyi ilkokulda veriyorlar. "Zamanı gelince Montrö anlaşmasını da düşünürüz." demek, devlet adamlığı ile de bağdaşmaz. Devlet adamı attığı her adımın, söylediği her sözün yaratacağı dalgalanmaları ve sonuçları göz önüne almalı ki sonra geri dönüp o lafları yedirmesinler. Mesela neyin ne olduğunu, kimin niyetinin ne olduğunu anlamadan, cengaverce ortaya çıkıp "Nato'nun Libya'da işi yok." deyip o kocaman laftan bir hafta sonra Nato bombardımanına lojistik destek sağlamak zorunda kalmak gibi. Yakın tarihten ufak bir ders:

'Bir ara Mussolini'nin Türkiye'ye dönük emperyalist emelleri yeniden depreşmiş ve bu nedenle Ankara'daki İtalyan büyükelçisi Atatürk'ü ziyaret emri almış.

Büyükelçi, uygun bir fırsat bulup diktatörün emirlerini yerine getirmek için hayli sıkıntı çekerek, Duçe'nin Antalya ve yöresi hakkındaki istemlerini münasip bir dille Atatürk'e anlatmaya çalışmış.
O, elçiyi hiç sözünü kesmeden sabırla dinledikten sonra izin isteyip dışarı çıkmış ve az sonra da Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana hiç giymediği mareşal üniformasıyla salona gelmiş, yerine oturmuş.
'Buyrun' demiş elçiye, 'nerde kalmıştık'? Bazıları elçiden sorusuna yanıt alamayınca Atatürk'ün 'neden Mussolini gelip almıyor' diye sorduğunu da söylüyorlar.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kazanlik Mesajı Göster
Gozunuz yerse bozarsiniz anlasmayi , 100 yillik anlasma , Derseniz ki savas cikar, demekki bu proje sandiginiz kadar basit, gereksiz, sacma bir proje degil.
Sanırım Duçe'nin gözü yememiş.
Türkiye'nin en saygın üniversitelerinden birinde İnşaat bölüm başkanlığı görevini icra eden bir kardeşimle dün akşam Çılgın proje hakkında ayak üstü konuşma fırsatım oldu. Birinci olarak bu proje hakkında üniversiteler ile fikir alışverişi yapılmamış. İkincisi Marmara ile Karadeniz arasında 50 cm kot farkı varmış ve bunun her iki denize de etkisinin ne olabileceğini kestiremiyorlarmış. Üçüncü olarak ise iki yakanın genişliğinin en az 750-800 metre arasında olması gerekiyormuş

chelik26 beğendi.
Sarp99 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-05-2011, 13:18   #5
Ağaç Dostu
 
limon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6,265
Galeri: 637
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sarp99 Mesajı Göster
Marmara ile Karadeniz arasında 50 cm kot farkı varmış ve bunun her iki denize de etkisinin ne olabileceğini kestiremiyorlarmış.
Tuna'daki gibi bir sistem düşünülüyor diye biliyorum. O zaman 50 cm'lik kot farkı avantaj sağlamayacak mıdır? Her kot farkındaki beklemeler çok sıkıcı ama Boğaza girişteki beklemelere göre daha avantajlı olacağı kesin. Her kış bir kaç gemi beklemedeyken fırtınada karaya oturuyor. Yani bence gemilerin boğazdan geçişleri kadar beklemelerinin de riski var. Kilyos sahilinde dolaşınca yıllardır öylece duran duran hurda yığınları var. Gemi sahibi olan firmaların bu çöplerini toplamaları gerekmiyor mu? Veya para cezası kesilip, devletin bunları toplaması gerekmiyor mu?

Balıklar için yuva amaçlı gemiler batırılıyor. En azından bu gemiler sahilden görülmeyecek suya batacak şekilde açığa çekilemez mi?

Suveyş kanalıyla istilacı balık türlerinin arttığı yazılmış ama orada birbiriyle bağlantısı olmayan iki deniz birleştirilmiş, buradaysa zaten birbiriyle bağlantılı denizler sözkonusu. Bence durum çok farklı.

Bilimin ve teknolojinin çok geliştiğine, santimlik farkların, sorunların vs.. çözüleceğine inanıyorum.

Kim ne derse boğazımızın bize kalması hayaline bayılıyorum.

Bunların amacı gemilerinin geçmesi değil mi? Ha ordan geçmiş ha burdan. Kirli paslı gemileri cânım İstanbulumuzu görmeden geçiversinler. Boğazdan silah yüklü geçemiyorken kanaldan neden geçsin ki? Oradan da izin vermeyiz.

Rant sağlama konusuna gelince... Kanal olsa da olmasa da rant sağlayacak olanlar her zaman işbaşında değiller mi? Neler gördük neler? Çabuk unutuyoruz...

limon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 07:05.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025