17-04-2010, 20:14 | #1 | |
Ağaç Dostu
|
Abant
Sayın Salih Sönmezışık, başarılar diliyorum. Efendim saygılarımla. Alıntı:
|
|
17-04-2010, 22:18 | #2 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-10-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 275
|
Orada cinayet işleniyor, katliam yapılıyor Yücel bey. Salih bey hepimiz, özellikle çocuklarımız ve torunlarımız adına çok önemli bir iş başlatmış. Başarılı olmasını yürekten diliyorum. |
18-04-2010, 19:09 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili doğaseverler, Abant konusnda bir çaba daha. İmza kampanyası. Kampanyayı deteklemek ister misiniz? http://www.abantyokoluyor.com/ Bazan ufacık bir gayret sonucu değiştirebilir. Destek için adres defterinizdeki dostlara e- mektup yolula bilgi vermeyi de lütfen unutmayınız. Saygılarımla. |
18-04-2010, 22:26 | #5 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-10-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 275
|
Hemen imza verdim Yücel bey. Mail listeme de linki yollayacağım. Haber verdiğiniz için sağolun. |
18-04-2010, 22:35 | #6 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
|
Yücel bey , Bilgilendirdiğiniz için teşekkürler. Linki de tüm mail listeme ilettim Sevgiyle kalın |
24-04-2010, 23:47 | #10 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
04-05-2010, 18:55 | #11 |
agaclar.net
|
Abant Güzelleşiyor(!)
Bolu Valisi Akpınar, Radikal’in sorularını yanıtladı: “Abant’ta uzun devreli gelişme planı çerçevesinde alt yapı çalışmalarını yapıyoruz. Elektrik hattının yer altına alınması, kanalizasyon hattı döşenmesi, yolda kısmı düzeltmelerle birlikte parke döşenecek, yaya yolu ve bisiklet yolu yapılacak. Kaba inşaat bitti. Çalışmalar, Abant’ın Uzun Devreli Gelişme Planı’na uygun olarak, Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile birlikte yapılıyor. Abant daha güzel, daha kullanılabilir hale gelecek. Tabiata en az zarar vererek, maksimum fayda sağlayacak şekilde bir çalışma sürdürüyoruz. Çalışmalar için göl seviyesinin biraz yükseltilmesi söz konusuydu ancak bu kadar yükselmesi elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandı. Kar yağışları ve şiddetli yağışlar nedeniyle göl seviyesi yükseldi. Su altında kalan ağaçlara bazı yerlerde mecburen toprak atıldı. Yavru Abant’la ilgili Milli Parklar inceleme yapıyor. Buna göre göl olacak veya olmayacak. Aşırı yağışlarla Abant taşıyordu, daha yukarıda su tutulması için Yavru Abant mecburen yapıldı. Yamaç paraşütçüleri için de olumsuz bir durum söz konusu değil, Projenin toplam bedeli Abant’ı Mudurnu’ya bağlayan çevre yolu dahil 7 milyon TL. Tüm çalışmalar kapsamında tek bir ağaç bile kesilmedi.” SERKAN OCAK Radikal |
04-05-2010, 18:55 | #12 |
agaclar.net
|
|
04-05-2010, 20:07 | #13 |
Ağaç Dostu
|
Ben geçen gün bu konuda bir TV kanalında proğram izledim ve görüntüleri de yakinen dikkatle inceledim. Milli park karakterine uymayan şalışmalar yapılıyor. Tüm sahili göl kıyısını takiben yolla çevirmişler. Önceden de yol vardı ama her tarafta, bu kadar su kenarını takip etmiyordu. Diğer habitat konuları ayrı konu! Ben yıllar önce yabancı bir belgesel izlemiştim. Milli parkın içinde bir şelale var. Bu şelalenin ve çevredeki doğanın sesini duymak, çevreyi gözlemleyip seyretmek için turistler belli bir seyir terasından izliyorlar. Ön taraftaki vadinin karşı yamacında ise dörter şeritli (4+4) otoban geçiyordu. Animasyonla karşı (bu) otoyolu doğayı kirlettiği için sildiler (iptal ettiler) tekrar orasını da çevresinin topoğrafik yapısına uyumlu hale getirip otoyolu kapattılat dağın arka tarafından yaptılar. Şimdi bunu hatırlarken İstanbul'a yapılacak 3. köprü de aklıma geldi. Düzenleyen nariçi : 05-05-2010 saat 00:39 Neden: imla |
04-05-2010, 22:29 | #14 |
Ağaç Dostu
|
Tabiat parklarında ve milli parklar da önemli olan özellik, kaynak değerleri dışında özellikle yapay görünüm ve tesislerin olmamasıdır. Oraya giden bir ziyaretçi ilk gördüğü anda o alanı ilk kendisi görüp keşfediyormuş duygusu uyanmalıdır. Yani beşeri müdahale ve etkinin ne adı, ne de izi olmalıdır. Mesela bir kıyıdan karşı tarafı ya da yan tarafı seyrederken göknar ormanlarından itibaren göle doğru uzanan yeşil örtünün çiçekleriyle birlikte kesintisiz sahile uzanıyor olması veya öyle görünüm vermesi gerekir. Gül alanını ve çevresini bir koydan veya bir dinlenme alanından seyrederken ne bina ve tesis gözükmeli, ne de yol v.s. altyapı gözükmemelidir. Bu doğallık görsel bakımdan önemli olduğu gibi bu alanda ki canlı populasyonunun yaşam alanlarının bölünmemesi engeller koyulmaması ve ses gürültü ve diğer olumsuz etkilerin olmaması gerekir. |
05-05-2010, 08:18 | #15 |
Ağaç Dostu
|
Bölge halklarının kültürel arzusu ve duygusu modernizm açlığıdır. Ancak yaşam bakımından tutucu davranışsal yobazlık kabalık çevre isteği de modernizmdir. Doğallık özlemi ve bilinci yoktur. Buda kırsal kültür içindeki alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Doğanın özünü ve kıymetini anlamadığından kaynaklanmaktadır. Ben olsam Abant'ın göl çevresi alanında ki tüm yolları kapatır, sadece görüntüye takılmayan bir patika bırakırım; bisiklet ve yaya için. Arabalar park alanına girmemeli. Bina ve Beton tesisler park kaynak değeri alanının dışında olmalıdır. |
05-05-2010, 11:08 | #16 |
Ağaç Dostu
|
Halkımızın modernizm özlemi oryantalist bir kültüre dayalı olunca batı kentleşme modeli cazip geliyor, kentlerdeki betonlaşma kendisini doğal alanların kullanımında da gösteriyor. Taşrada il ve özellikle ilçelerde apartman ve site yaşamı modern bir cazibe taşıyor. Kentin ekonomik gücü elinde olan birçok işadamı tüccar dahi apartman yaşamına imrenerek son yıllarda küçük ilçeler de bile toki binalarına taşınır oldular. Kentsel yaşamda ki bu yanlışlık milli doğal alanların kullanımında da kendini göstermektedir. İstiyorlar ki ören yerlerinin anıtsal eserleri yanına kadar endüstriyel tüketim imkanları yapılsın. Yollar gitsin, oteller ve tesisler sit alanı,hatta kaynak değerinin koruma alanı içine yapılsın, (Göreme de ve başka alanlarda olduğu gibi). Yani dünyayı tükettiğimiz gibi milli moral değerlerimizi de buna bağlı olarak farkında veya değil tüketiyoruz. |
05-05-2010, 11:18 | #17 |
Ağaç Dostu
|
Bu doğal ve kültürel milli kayanak değerine sahip olan alanlar ziyaretçilerce öyle titiz kullanılmalı ki altyapı tesisleri sahanın içinde olmayacağı gibi saha kullanım yoğunluğu ve temizliği de bunun kadar önemlidir. Tarihi kültürel bir alana giren turist-ziyaretçi bu anını öyle hissetmeli ki kültürel değerin yaşam çağında olduğunu zannetsin. Yani ne tüketim katı atıkları çöpleri görsün ne de çevrede bu alanın arkeolajik deri dışındaki özellikle son çağların etkisni görsün! O kendisini binyıllar yüzyıllar öncesinde hissetmeli. Doğal alanlarda ki ziyaretlerde tıpkı böyle; sanki bir mağarayı bir tepeyi, vadiyi veya gölü ilk defa kendisi görüp keşfetmiş hissine kapılmalıdır. Bunlar da ancak hizmet yatırımlarının planlamasında ki bilimsel yaklaşımlar ve kullanım - ziyaret planlanması titizliği ile mümkündür. |
05-05-2010, 15:58 | #18 |
Ağaç Dostu
|
Yöneticiler de halk da bu doğal kaynak değerlerini bütünü ile asli amacı mesire yeri gibi görüp değerlendirmek istiyorlar. Elbette zaruri ihtiyaç ve dinlenme ve yemek yeme, mesire alanları da tefrik etmek gerekli ancak o tali bir konudur. Doğal değer veya kültürel değerleri etkilemeyecek şekilde ve alanda yapmak gerekmektedir. |
05-05-2010, 18:49 | #19 |
Ağaç Dostu
|
Bu ülke değerlerinin korunması uzmanlarınca yapılacak veya yapılmış olan Mastır Plan ve gelişim alanları planlamasına göre çalışmaktır. Öbür türlü köy bakkalı karlılık anlayışı ve karmaşıklığından ve cahilliğinden başka bir şey olmaz. |
06-05-2010, 00:13 | #20 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-05-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 199
|
"Modernizm açlığı" bence kilit nokta burası. Malesef milletimizde betona, plastiğe, karşı bir görmemişlik var. Betona öyle bir sarılındı ki son yüzyılda Türkiye'de, ahşabın ucuzluğu, kullanım kolaylığı, estetiği, herşeyi ayaklar altına alındı. Beton olsun isterse çirkin olsun önemli değil. Bir örnek vermek gerekirse, Büyüklerimiz, babalarından yadigar sedef kakma sandığı satıp yerine plastik leğen aldılar, bunu yaparken de kendilerini oldukça kazançlı hissettiler. Bu örneği bir yerde okumuştum, kaynağı aklımda kalmamış malesef. Gerçekten psikolojimizi iyi özetliyor. Belki abant'ta hiç ağaç kesilmemiştir. Ve eminim eskisinden çok daha konforlu olur abant. Ben yine de önceliğin insan memnuniyeti olmaması gerektiğini düşünüyorum. Mesela Abant'a palmiye eksek, yol kenarlarına begonvil, çiğdemlerin arasına afrika menekşesi, insanların hoşuna gidecektir bu. Doğal olup olmamasını umursamazlar çünkü. abant'a toki yapın insanlar bayılır. Neyse ben uçtum yine. Uyusam iyi olur... |
07-05-2010, 02:36 | #21 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 25-12-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6
|
Abant öldü; başımız sağ olsun!
Bu sayfada, ''Abant güzelleşiyor'' şeklinde bir mesajı okuyunca, dayanamadım ve kalvyeye sarıldım (eskiden kağıda, kaleme sarılırdık).. Son 1-2 ay içerisinde Abant Gölü Tabiat Parkı'na gitmediyseniz, bir daha da hiç gitmeyin, bırakın Abant, fotoğraflarda, anılarda kaldığı gibi yaşamaya devam etsin; çünkü Abant öldü, başımız sağolsun! Bu iş nasıl mı oldu!? Bolu Valisi'nin iş blmezliği ve İl Özel İdaresi'nin işbirliği ile, inanılması güç bir dehşet tablosu ortaya çıktı ve yüzyılların Abant Gölü, bir kaç ay içerisinde, sonsuza kadar değişmeyecek bir şekilde yıkıma uğratıldı! Önce, tüm su kaynaklarının göle akması sağlandı, ardından suyu tahliye eden sisteme müdahele edildi ve tahliye engellendi, peşi sıra da korku filmi gibi bir tablo ortaya çıkıverdi.. Sular 2 metre yükselince, önce Abant Çiğdemi'nin, nilüferlerin, sazlıkların, bodur çalıların ve bazı endemik bitkilerin ve su kuşlarının, su samurlarının yaşam alanı da olan göl kenarı bitki formasyonu, göle yakın tüm ağaçlarla birlikte suların altında kaldı.. Bu yetmedi, suyun altında kalan bu formasyonun üzerine, 2.000 kamyondan fazla hafriyat, moloz ve kaya parçaları döküldü.. Bu kamyonların taşıyacağı hafriyat için, yakındaki bir dağın zirvesi yok edildi ve nihayetinde, gölü çepeçevre saran, mendirek benzeri bir yapı oluşturuldu.. Abant'ın, kendisine özgü, virajlı, inişli çıkşlı şirin yolu sular altında kalmıştı ve devreye ağır iş makineleri girdiler.. Tabiat parkının tatlı meyilleri, endemik bitkilerle bezeli göl kenarı yamaçları, yer yer 4-5 metrelere varan yarmalara dönüşecek şekilde kazındı ve 11 metre genişliğinde bir yol oluşturuldu.. Bu yol aynı zamanda, yeryüzünün ilk tabiat parkı otoyolu olma özelliğine de sahipti.. Bu ülkenin en güzel yerlerinden birisi, Çevre ve Orman Bakanlığı, Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne bağlı ve üstelik bir düzine yasayla, uluslararası sözleşmelerle de korunan Abant Gölü Tabiat Parkı, 2 ay gibi kısa bir sürede tamamen doğal özelliğini kaybederek, korkunç bir yıkıma uğratıldı.. Birileri de, doğal özellikleriyle korunabilsin diye tabiat parkı ilan edilen bu bölgenin, şehir parrkı gibi düzenleniyor (!) olmasına methiyeler düzebiliyor!! Sizleri, tüm ağaç ve doğa severleri, geç de olsa, iş işten geçmiş de olsa, Abant Gölü için ses vermeye çağırıyorum.. Bu konuda bir şeyler yapabilmek için onlarca imza kampanyası düzenleniyor, yerel ve ulusal STK'ları, üniversiteler, öğrenciler, halk, yerel gazeteler ve yer yer de ulusal medya ve politik unsurlar bu konu için ayağa kalkmış bir halde! Lütfen sizler de bu yıkıma karşı sesinizi çıkartın ve aşağıdaki link'e giderek, imzanızı verin! http://www.abantyokoluyor.com/ Ruhi Köktürk, Çevre Misyonu Platformu, Yayın Yönetmeni (ÇEVREM), İstanbul |
09-05-2010, 23:31 | #23 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-05-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 199
|
Ben zaten 2 hafta önce falan imzalamıştım. Bu arada, "Birileri de, doğal özellikleriyle korunabilsin diye tabiat parkı ilan edilen bu bölgenin, şehir parkı gibi düzenleniyor (!) olmasına methiyeler düzebiliyor!!" diyerek benim demeye çalışıp da diyemediğimi demişsiniz. Ama yapılacak birşey yok. Kalan sağlar bizimdir. |
18-05-2010, 11:10 | #24 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
18-05-2010, 20:51 | #25 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
13-06-2010, 23:43 | #26 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 25-12-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6
|
ABANT GÖLÜ TABİAT PARKI, İL ÖZEL İDARESİ YÖNETİMİNDEN ALINMALIDIR! Abant Gölü Tabiat Parkı, derhal Bolu Valiliği ve Bolu İl Özel İdaresinden alınarak, eskisi gibi Çevre ve Orman Bakanlığı, Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne bağlanmalıdır! Abant Gölü'nün şanssızlığı, Bolu'dan Bilecik'e alınan (sürülen) bir valiye sahip olması ve Bolu şehir merkezine de çok yakın olmasıydı! Estetik duyarlılıktan yoksun ve Abant Gölü'nü kent içi süs havuzu gibi gören birçok kişi ve kurumun aynı zaman ve mekâna denk düşmesi de, Abant Gölü'nün idam fermanı oluverdi! |
14-06-2010, 14:32 | #27 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-03-2009
Şehir: Bolu
Mesajlar: 272
|
Son Haber;Abant ta birşeylerin yanlış gittiği ilgililerce fark edildiki,gölün su seviyesi düşürülecek. Ben yaptıysam doğrudur düşüncesinden ne zaman vaz geçeceğiz? Geçen hafta gölün çevresini şöyle bir dolaştım.İtiraf edeyim ki doğallık kaybolmuş.Yazık çok yazık. Düzenleyen Seyfi Dağdeviren : 14-06-2010 saat 14:33 Neden: Yazım hatası |
14-06-2010, 16:10 | #28 |
Ağaç Dostu
|
Ben'de, tv'de bir haber kanalın'da bu konu ile ilgili, bir program izlemiştim. Vali, canlı yayına bağlanmıştı ve tipik bir hükümet yanlısı bürokrat, gibi konuşmuştu. -Buraya elbette yeni yol yapılacak, bu yol otel için yapılmıyor, yağışlı havalarda çamur oluyor- şeklinde, çoook inandırıcı bir açıklama yapmıştı!!!!!!. Fırtına vadisi (fırtına deresi). Kaz dağları. Kozak. Gökova. Abant. Ege ve Akdeniz koy'ları. Gibi, özellikle ülkenin en güzel yerlerine, sanki NOKTA ATIŞI yapılıyormuş hissine kapılıyorum bazen. |
25-06-2010, 14:48 | #29 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 25-12-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6
|
Ben, Güzel yurdumuzun sahip olduğu çok az sayıdaki doğal güzelliklerden birisi olan ve en üst sıralarda yer alan Abant Gölü Tabiat Parkı'nın böyles çılgın, başına buyruk ve yasa tanımaz tavırlarla yok edilmiş bulunmasına, ülke kamuoyu ve duyarlı olması gereken kişi, kurum ve sivil çevre organizasyonları tarafından yeterli tepkinin verilmediğini; hatta hiç tepki verilmediğini düşünüyorum! ''Uyuyan insanlar için aydınlık ve karanlık, gündüz ve gece birdir'' özdeyişine sahip çıkan bir aymazlığın sonucu da, sahip olduğumuz tüm doğal güzelliklerin belli bir süreç sonunda tümüyle elden çıkacağıdır ve bu ne yazık ki kaçınılmazdır!.. |
19-07-2010, 22:34 | #30 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Bugün Ntv Yeşil ekran' da, Yeşil Haberlşer programında ilk kez gördüm Abant' ın uğradığı katliamı. Bir kaç aydır sınav vs. kendime kapandığım için haberim olmamış diyeceğim ama bu kadar önemli bir olay demekki yeterince gündem olmadı memlekette. Bir kez daha içim acıdı. Geriye dönüşü olmayan bir şey çünkü. Ve yavaş yavaş, aslında epey hızlıca, ne kadar doğal alan varsa süs havuzuna, alışveriş merkezi parkına vs. dönüştürülüyor. Nasıl berbat bir zihniyettir bu? Gölleri havuz zanneden bir akımın önünde sürükleniyoruz. Uzungöl' ü akvaryuma çevirdikleri yetmedi şimdi de Abant' ı mahvetmişler. Ortalığı ayağa kaldırmamız gerekiyor aslında ama hergün başka bir yerden saldırıya geçiyorlar. Amaç da bu aslında sanırım. Milleti ambale edip bir süre sonra duyarsız hale getirmek. Zamanla kanıksıyoruz çünkü. Sıradan bir hale geliyor. |
|
|