agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Anket Sonuçlarını Göster: GDO'lu besinler tüketmek ister misiniz?
GDO'suz olduğunu bilmek istiyorum 243 98.38%
Binde dokuza kadar GDO'lu içerik benim için sakıncasızdır 2 0.81%
Benim için olmuş, olmamış farketmez 2 0.81%
Oy Verenler: 247. Bu ankete oy veremezsiniz

Beğeni Düzeni200Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 13-03-2012, 02:04   #1
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,028
Sn.MeTePe,

Yazılanlardan anladığım kadarıyla Ankaralı bir doktor olarak Ankara Tabip Odasının yayınladığı GDO kitapçığında belirtilenlerle derin bir görüş farklılığınız var, ki gayet tabii olabilir.

Belki bir noktayı da açığa kavuşturmak gerekir. Burada konuşulanlar, 1996'lı yıllardan bu yana belli bazı şirketlerin ticari olarak patentleyip satışını yaptıkları, halihazırda oldukça büyük ekim alanlarında yetiştiriciliği yapılan BT (mısır, soya, kanola, pamuk, patates) ve ağırlıklı olarak RR (Round Up Ready), genel tanımıyla HT (Herbicide Resistant) mısır, soya, kanola, pamuk bitkileriyle ilgilidir.

BT olanlar, BT bakterisine ait toksik bir genin tohum DNA'sına aktarılması suretiyle, bitkinin tamamının, bitkinin tüm yaşam döngüsünde ve hasattan sonra, her bir hücresinin daimi olarak BT toksinini içermesi, zararlının bitkinin herhangi bir yerinden yemesi sonununda toksinden etkilenip ölmesini amaçlar.

Genel olarak HT, özel olarak da RR olanlar, bitkilerin DNA'larına yerleştirilen bir bakteri geni vasıtasıyla ekildiği tarlada Round UP isimli yine Monsanto şirketine ait bitki öldürücü uygulandığında bu kimyasaldan etkilenmeyip, diğer bitkiler öldüğü halde GDO tohumdan ekilmiş olanın zehir sistemik olarak bitkiye nüfuz etmiş olmasına rağmen ölmemesini sağlama amacı taşır.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeTePe
Herhangi bir şeyin yararlı veya zararlı olduğunu söyleyebilmek için tek taraflı değil, tüm parametreleri dikkate alarak, yararlılık/risk oranlarını gözeterek karar vermeliyiz. Elektrik örneğine dönecek olursak; "Elektrik yapaydır, adamı çarpar... O yüzden yağlı kandil kullanalım" demekle, "GDO zararlıdır... kanser, ülser yapar... O yüzden kullanmayalım" demek arasında pek fark yoktur.
Bu sözünüze kısmen katılırım, şayet yararlılık/risk oranlarını biliyorsak. Fakat, "şu ana kadar fazla bir risk gerçekleşmedi, zaten GDO bitkilerin (yakın gelecekte hayvanların) yararı da tartışılmaz, zararı ispat edilemediyse yoktur, belki zararı da vardır ama olsa da önemli değildir" anlamına gelecek söylemlerde durum biraz değişiyor.

Kendi adıma, söz konusu yararların GDO ile değil GDO olmayan türlerle elde edilmesini tercih ederim.

Bahsedilen "yararlılığın" ne olduğunu, gerçekte var olup olmadığını da tekrar tekrar düşünmek gerekir kanımca.

Halihazırda var GDO'ların bir sihirli değnek gibi dünyadaki açlığı bitireceği, pestisit kullanımını azaltacağı, ürünlerden yüksek verim alınacağı gibi 5-6 şirketin GDO kabulünü sağlamak üzere sloganlaştırdıklarından başka bir şey ortada yok. Dünyada açlık hala var ve aslında açlığın yiyecek dağılımı ile ilgili olduğuna dair de pek çok iddia mevcut. Pestisit kullanımı azalmadı, aksine arttı. Toplam üretimin artıp artmadığı, bunun GDO ile ilişkisi de son derece muğlak.

Öte yandan, patentli GDO'lar ve bunlar üzerine bina edilmiş besin endüstrisi yoluyla patent sahibi şirketlerin gıdaya ve ülkelere hakim olma çabası gösterdiklerini, eskiden top tüfek ile yapılan savaşların gıdayı ele geçirerek ülkelere hakim olma ile yer değiştirdiğini söylemenin fazlasıyla maddi dayanağı mevcut.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeTePe
Son yıllarda yürütülen kök hücre çalışmaları, gen tedavileri vs. bunların hepsi uzun dönemde sağlığımızın daha iyi sağlanması için gerekli teknolojiler olacaktır. Hatta GDO'ya bağlı o çok korkulan kanserlerin tedavisi bile belki de GDO'lu gıdalarla tedavi edilecektir.
Forumdaki ilk mesajınızda bu cümleyi okuduğumda, maksadını aşan kazara yazılmış bir cümle olarak değerlendirmiştim. Fakat devamındaki mesajlardan kazara olmadığını, sizce göze alınması gereken risk sınırını kısa sürede toplu ölümler görülünceye kadar oldukça geniş tuttuğunuzu çıkarsıyorum.

Bu durumda salt sağlık açısından düşünecek olsak bile, bahsettiğiniz klinik allerji bulgularının sizce bir önemi yok. GDO'lar üzerindeki araştırma kısıtlamalarına rağmen dolaylı etkiler için yapılmış araştırmalarda rastlanılan sonuçların ise hiç bir anlamı yok, ya da bunlarda ortaya çıkan sonuçlar GDO'lar hakkında herhangi bir tereddütü dahi gerektirmiyor.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeTePe
Sanırım siz hiç ABD'de bulunmamışsınız. ABD insanı o kadar da saf değildir. Hatta "sağlıklı beslenme" veya "doğal beslenme" gibi konuları takıntı haline getirmiş bir toplum söz konusudur. Organik tarım vs. gibi çılgınlıklar da hep ABD kökenlidir. Bu tür şeylerin ciddi bir pazarı, ekonomik büyüklüğü mevcuttur.
Ben de, "Vay be!" diye başlayan bir cümle kurabilirdim ama abes kaçar. Merak etmeyin, oldukça farklı sosyal yapıdan bir çok ABD vatandaşını yeterince tanıyacak kadar ABD'de bulundum. Öğrenci ya da turist olarak da değil. ABD'de tek bir ortalama vatandaştan söz etmek pek mümkün değil. Mensup olduğu köken (Afro-Amerikan, hispanik, uzak doğulu, kuzeyli beyaz, güneyli beyaz), ortalama gelir durumu, eğitim durumu ve yaşadıkları bölgeye göre çok farklılıklar gösterirler.

ABD, pek çok negatif, pek çok da pozitif şeyin ortaya çıktığı belki de tek ülkedir. Amerikan toplumuna karşı yıllardır uygulanan duyarsızlaştırma politikalarına karşın çok duyarlı bir kesimin de varlığı kuşku götürmez. Fakat başka bir kuşku götürmeyecek bir şey de bu kesimin hep marjinal kalmış olmasıdır.

Buna rağmen bu kesimden örnek alınacak modeller çıkmıştır. Konumuzla ilgili olarak onlarca oluşum GDO'ların etiketlenmesi için çabalamakta, "community supported agriculture" (Toplum Destekli Tarım) gibi modellerin ortaya çıkması ve başarıyla uygulanmasını sağlamıştır.

Bu konuda bir çok anket de yapılmış. Ortalama vatandaşların durumunu ortaya koyan bir kaç soruyu yayınlayacağım.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 03:05   #2
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Sn.MeTePe,
Yazılanlardan anladığım kadarıyla Ankaralı bir doktor olarak Ankara Tabip Odasının yayınladığı GDO kitapçığında belirtilenlerle derin bir görüş farklılığınız var, ki gayet tabii olabilir.
Odanın katıldığım görüşleri kadar katılmadığım görüşleri de mevcuttur. Sonuçta ben bir organizmanın birlikte hareket eden bir hücresi değil, bir bireyim. Kendime ait düşüncelerim var.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Fakat, "şu ana kadar fazla bir risk gerçekleşmedi, zaten GDO bitkilerin (yakın gelecekte hayvanların) yararı da tartışılmaz, zararı ispat edilemediyse yoktur, belki zararı da vardır ama olsa da önemli değildir" anlamına gelecek söylemlerde durum biraz değişiyor.
.
Bakın burada bir düşünce sistematiği hatası var! Ben hiç bir zaman "zararı ispat edilmediyse yoktur" gibi bir önerme ileri sürmem. Çünkü bu bilimsel değildir!
Siz olası zararları göz önüne alır ver bunları tek tek analiz edersiniz. Bir risk şablonu çıkartırsınız. Eğer bu şablon ciddi bir risk ortaya koymuyorsa bunu "güvenli" kabul edersiniz. Çünkü bunun başka bir yolu veya yöntemi yoktur.
Hiç bir gıda, ilaç, kimyasal veya cihazın % 100 güvenli olduğunu ispat etmenin yolu yoktur. Her zaman varsayım ve eldeki sonuçlara göre hareket edilir.

Bir şeyin "güvenli olup olmadığının sınırı" nedir? Buna dair bir checklist'imiz olmalı değil mi? Peki böyle bir checklist mevcut mu? Evet, mevcut! Tüm gelişmiş ülkelerin kullandığı güvenlik kriterleri var! Peki bunun dışında kullanabileceğimiz ne var? Siz söyleyin, ona göre bakalım!

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bahsedilen "yararlılığın" ne olduğunu, gerçekte var olup olmadığını da tekrar tekrar düşünmek gerekir kanımca.
Sanırım Altın Pirinç bu sorunun yanıtını veriyor.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Öte yandan, patentli GDO'lar ve bunlar üzerine bina edilmiş besin endüstrisi yoluyla patent sahibi şirketlerin gıdaya ve ülkelere hakim olma çabası gösterdiklerini, eskiden top tüfek ile yapılan savaşların gıdayı ele geçirerek ülkelere hakim olma ile yer değiştirdiğini söylemenin fazlasıyla maddi dayanağı mevcut.
Doğrudur... bu endişeyi ben de bir kaç kez vurguladım.

O yüzden hızla kendi teknolojimizi geliştirmemiz gerektiğini söylüyorum zaten.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
.. sizce göze alınması gereken risk sınırını kısa sürede toplu ölümler görülünceye kadar oldukça geniş tuttuğunuzu çıkarsıyorum.

Bu durumda salt sağlık açısından düşünecek olsak bile, bahsettiğiniz klinik allerji bulgularının sizce bir önemi yok. GDO'lar üzerindeki araştırma kısıtlamalarına rağmen dolaylı etkiler için yapılmış araştırmalarda rastlanılan sonuçların ise hiç bir anlamı yok, ya da bunlarda ortaya çıkan sonuçlar GDO'lar hakkında herhangi bir tereddütü dahi gerektirmiyor..
Bakın şimdi, benim yerime düşünüp, benim adımdan mesaj yazarsanız benim bir yorum yazmamın anlamı kalmaz. Ama siz 2. keredir bunu yapıyorsunuz. Üstelik de sözlerimi kendi bakış açınızla çarpıtarak yorumluyorsunuz.

Burada risk ve güvenlik kriterlerini belirleyecek bir dayanak noktası lazım. Bu dayanak noktası mevcut mudur? Evet, mevcuttur. Uluslararası çeşitli kurumlarca tehditler, riskler ve bunlarla başa çıkma, izleme yöntemleri belirlenmiştir.

Bunların tamamen güvenli veya fail-safe olduğu söylenebilir mi? Elbette hayır! Ama eldeki verileri bir şekilde değerlendirmek gerektiğinde bu standartlara sığınırız.

Cani ruhlu bir insan olmadığımı düşündüğüm için ben de kitlesel ölümler veya doğa felaketleriyle karşılaşmayı istemem. Mevcut sağlık risklerini de görmezden gelmem. Ama benim dile getirdiğim alerjik reaksiyonların Fıstık genine bağlı olduğunu ve bu alerjik reaksiyonun hayvan yemi olarak kullanılan mahsülde görüldüğünü, bunun da çok ciddi bir sağlık sorunu arz etmediğini sanırım eklemem gerekirdi.

GDO'lar hakkında elbette temkinle, özenle yaklaşılmalıdır. Bunun aksini savunmak çılgınlık olur. Ama GDO öcüymüş gibi hareket etmek rasyonel olmayan bir düşünce şeklidir.

Dünyada son yıllarda en hızlı gelişen ve büyüyen bilim dallarından biri Genetik Mühendisliğidir. Bunun önemli bir bilim dalı olduğunu göz ardı etmemeli ve sanki el yordamıyla doğayı kurcalıyormuşuz izlenimini kapılmamalıyız.

NOT: Yazdıklarımdan dolayı merak edenler olabilir... Ne tohum, ne GDO, ne genetik mühendisliği, ne ithalat, ne hayvancılık vs. gibi bir sektörle yakından uzaktan bir ilgim bulunmamaktadır. Yani kimsenin çıkarları için falan hareket etmediğimi peşinen belirtmek isterim.

MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 04:14   #3
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
.
ABD, pek çok negatif, pek çok da pozitif şeyin ortaya çıktığı belki de tek ülkedir. Amerikan toplumuna karşı yıllardır uygulanan duyarsızlaştırma politikalarına karşın çok duyarlı bir kesimin de varlığı kuşku götürmez. Fakat başka bir kuşku götürmeyecek bir şey de bu kesimin hep marjinal kalmış olmasıdır.

..
Bu konuda bir çok anket de yapılmış. Ortalama vatandaşların durumunu ortaya koyan bir kaç soruyu yayınlayacağım.
Bu anketlerden nereye varmayı amaçladığınızı pek anlamadım ama biraz araştırınca oldukça ilginç sonuçlar çıktı.

Öncelikle ABD vatandaşının biyoteknoloji konusunda avrupalılara göre çok daha bilinçli olduğu anlaşılıyor. Public Knowledge of Biotechnology and Food Production Standart sapmaya falan gerek yok.. Her itemde 10-15 puan öndeler...

Bizde bu anket yapılsa çıkacak sonuçları düşünmek bile istemiyorum. Kıbrıs'ı Van'da zanneden vatandaşlarımız var.

Diğer taraftan, bir başka kaynakta ABD vatandaşlarının kendilerine yararlı olduğunu düşündüklerinde biyoteknoloji ürünlerine daha sıcak baktıklarını ortaya koymuş. (Daha besleyici veya daha lezzetli sebzeler gibi...) Ayrıca FDA'a çok ciddi bir güven duyulduğu da bu anket sonuçlarında var.

Oldukça ilginç bir e-kitap... ilgilenenler için: The media, the public and agricultural biotechnology - Dominique Brossard, James Shanahan, T. Clint Nesbitt - Google Kitaplar

OSMAN45 beğendi.
MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 20:40.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025