Teşekkürler magent. Bu cevizin ağacıda çok yaşlı, gövdeyi 1,5 kişi anca sarıyor. İlk başta dedim buraya ekilen ağacı sulaması çok zor anca can suyu verilebilir. Toplamasıda sorun olur. Sonra ceviz ekim dedim. Ama malesef ziraatten aldığımız fidanlar açık köklü olduğu için çok yavaş gelişip kuraksıyor. Bende bu cinsten tüple yetiştirip topraklı olarak tarlaya aktardım.

Bizde çeviz var kırmakta zorlanıyoruz bunun cinsini bilen varmı

Fotoğraf
 

Bu şekilde cinsini öğrenmeniz imkansız.

Eklenti 113349

Gövdeyi 1,5 kişi sarıyor dediğim ceviz ağaçlarının birkaçı.

Eklenti 113350

Fidanları ektiğim yerin karşıdan görünümü.

Eklenti 113351

Çocuklara günde 3 ceviz önerisi

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/Son...1162183&PAGE=1

Franguette nin çok büyük taç yapması ve oldukça verimsiz olmasından dolayı,

Chandlerın tozlayıcısı olarak kaman1 öneriliyor.

Bu konuda ne dersiniz?

Apomiks ceviz türleri aşağıdaki linktekilerden başka hangileridir, bilgisi olan var mı:confused:

http://www.cevizci33.com/cins/

Sayın Samsunlu,
Kıyı bölgeleri için mutlaka önerilen bir çeşit vardır. Hangisi olabilir diye fikrinizi almak istedim. Kıyı bölgelerinde, deniz etkisine açık araziler ceviz yetiştiriciliği için sorun yaratıyor, diye bilgim var.

Bölgemiz için şu ceviz çeşidi uygundur, diye bir bilgiye ulaşamayoruz ve sitelerin çoğunluğunda ceviz çeşitleri tanıtılırken ''ceviz yetişen heryerde yetişir / kıyı bölgelerine önerilmez'' gibi bir açıklama görmekteyim. Bu durum oldukça kafa karıştırıcı.
Sadece, Kaplan86 çeşidi için ''Ceviz yetişen tüm bölgelerde yetişir. Özellikle kıyı bölgelerde yetiştirilmesi tavsiye edilir.'' bilgisi var.

Ziraatin önerdiğini söylediğiniz (sizin katılmadığınız) Bilecik ve Şebin cevizleri için ''Kıyı bölgeler hariç, tüm bölgelerde yetiştirilir.'' diye belirtiliyor.

Sizin belirtmiş olduğunuz linkteki çeşitlerin özellikleri oldukça iyi, yetişme şartları ile ilgili bilgi yok.

Sn. alice,

Sebahattin beyin alıntısındakiler kesinlikle doğrudur. Ceviz nemli özelliklede yağışlı yerlerde alıntınızda yazan hastalıklara kapılıyor, ama zararlar büyük olmuyor, bu hastalıklardan kurtulmak istenirse ilaçlamayla kurtulunabilir.

Soğuklama ihtiyacına gelirsek cevizin yetişip-yetişmemesini ve cins seçimini belirleyen olmazsa olmaz faktördür. Hani Bilecik ve Şebin çeşitlerinde "Kıyı bölgeler hariç, tüm bölgelerde yetiştirilir" diye yazmışlarya bu kıyılar ılıman olur mantığıyla yazılmıştır, ziraat Samsun'un tamamına çeşit olarak Bilecik ve Şebin'i öneriyor. Peki bu kadar önemli ve belirleyici olan soğuklama ihtiyacını nasıl öğreneceğiz derseniz, 1. linke tıklayınız (Bu değerler şehir merkezlerinin ortalamalarıdır. Bu değerler yükseklik arttıkca artmaktadır. Linkte Ordu'nun soğuklaması yazmıyor, Samsun ve Giresus'un ortalaması olarak tahmin yürütebilirsiniz). Ceviz cinslerinin soğuklama ihtiyaçlarını nasıl öğreneceğim derseniz birşey diyemem çünkü yetiştiricilik bilgilerinde "Ceviz 800-1800 saat soğuklama ister (cins belirtilmiyor)" kelimesinden başka birşey yazmamışlar. Aşağıdaki 2. linkte benim bahsettiğim Sahil-1, Toros-1 cinslerinin soğuklama süreleri belirtilmiştir (Sayfanın ortasından sonuna kadar). Birde ek bilgi olarak Yalova-4 cinsi cevizin soğuklama ihtiyacı 1000-1100 saatmiş.
Uzun bir yazı oldu ama birşeyler anlatabildiysem ne mutlu bana. Saygılar...

1) http://www.alasagfidancilik.com/sss.html

2) http://www.cevizci33.com/neden/index3.asp

Sayın Samsunlu,

Anladığım kadarıyla, Kıyı kesimindeki yetiştiricilikte önemli olan soğuklama ihtiyacı, nem etkisinden kaynaklanan hastalıklar ilaçlamayla giderilebiliyor.

Keşke, ceviz çeşitleri tanıtılırken ''kıyı bölgelerimize önerilmez'' deyip geçiştirmeseler.

Çeşit şeçimi yaparken bunlara dikkat ederim.

Bilgiler için teşekkür.

arkadaşlar merhaba bu foruma yeni katılıyorum

tekirdağ marmara ereğlisinde denize 4 km mesafede 5,5 dönümlük tarlya ceviz dikmeyi düşünüyorum fakat bu sitedeki yazılanları okuyunca kafam iyice karıştı. hangi çeşit ceviz dikebilirim ayrıca son yıllarda bakıyorum herkes cevize yöneldi. bunun sonuda fındık gibi olacak harhhalde ileride. yüzüne bakan olmayacak ileride. başka meyva dikmek daha akıllıca olcak gibi . herhangi bir fikri olan varmı ne önerirsisniz.

Tarsus'ta deniz seviyesinde narenciye ve sera yapmaya elverişli tarlama pekan cevizi dikmek istiyorum.ekenomik olurmu?yoksa narenciye daha mi ekenomik olur.2 ağaç pavni cinsi ağaç var ortalama 60 kg ceviz alıyorum.
Normalmi?
Vereceğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Salih parlar

Başka meyve diksende o da fındık gibi olur, bizler böyle yöneticiler seçersek bu siyasi iş bilmez kafalarla toprak reformunu, tarım pilanlamarımızı yapmadığımız sürece malesef tarımdan sadece bir kumar olarak bahsedebiliriz.

Ek belki tutar.

Aklıma gelen birkaç tanesini sayayım, bu ülkede afyon ekiliyordu neden ekilmiyor. Tütün ekiliyordu neden ekilmiyor. Şeker pancarı ekiliyordu neden ekilmiyor. Şimdi fındık ekiminin üzerinde oynanan oyunlar.

Bunları biraz araştırırsanız, siyasiler biraz kredi alabilmek için türkiyenin üzerinde nasıl oyunlar oynadıklarını ve türkiyenin ne kadar tarım politikaların da başarılı olduklarını anlarsınız.

Bende badem bahçesi yapıyorum benim endişemde gelecekte bademin sonununda fındık gibi olacağı. Ama yinede dikeceğim.:)

2011 de biraz ceviz dikmeyi düşünüyorum bakalım yılmak yok yola devam.Sevdiğim söz çocukca hayellerimiz olmasaydı Casper' kuramazdık.

Fındık; Türkiye'nin tekelinde olan bitkimiz.

Fındığı pazarlayamayan, pazarlatmayan, değerlendiremiyen, umursamayan, tekellere teslim eden zihniyetin tüm dünyada yetişen meyvelerle rekabet etmesi mümkün mü?

Fındığı sök, kivi dik deniyor :)

Komik, trajik, trajikomik. Benim fikrim bu.

Fındığı sök diyorlar ama kimsenin taktığı yok zaten çünkü fındık bahçelerinin %50'sinin başına sadece toplamak (bazen budamak, bazende ilaçlamak) için geliniyor. Diğer %50'lik kısmıda tek geçim kaynağı fındık insanarın geçimi fındıktan, kiviyi yetiştirmeyi sadece onlar düşünebilir tabi imkanlar el verirse.

Neden sadece yöneticiler suçlanıyor.Çiftcinin hiç mi sucu yok.Sen dümdüz araziye mısırdan,fasülyeden vb.. ürünlerden vaz geç yerine fındık dik.Oldumu şimdi peki.Neden çünki bizde tembellik var.Senede bir kaç defa fındığın başına gidip bedavadan para kazanmak olunca, boş kalan zamanlarda çığırtkanlık yapmaya epey bi zaman kalıyor.Vurun sopayı abalıya.

Evet haklısınız bende onu demek istedim insanlar topraktan uzaklaştıkça toprağın verimi yerine senede bir gelipte nasıl ürün elde ederim diye bakıyorlar, bu yüzdende sadece fındıktan geçimini sağlıyanların önünü kapıyorlar:mad:

Sayın akcan67, Bir orkestranın başında bile bir şef vardır, siz o şefi oradan alın o orkestra her biri ayrı telten çalar, çiftçi de böyle, sizin çalıştığınız yerin bir yöneticisi bir ustabaşısı yokmu ?
Bir koyun sürüsünün bile başında çobanı vardır, üstelikte bu sürünün bekcileride köpeklerdir.
Siz bu sürüyü başıboş salarsanız, kabahat koyunlardamıdır.

Siz sürüye bir yön verin, onlar tembellik etmezler.

Abalıya vuracağım hemde daha çok vuracağım.

Bu ülkenin bir tarım politikası, bir tarım refom mu varmı? varda bu çiftçimi bunu uygulamıyor, herkes geçim derdinde kim ne duyarsa onu yapmaya çalışıyor, bir ekmek yemeye çalışıyor. Çünkü çobansız sürüden başka bir şey beklenemez.

Zamanın da o fındık bahçelerine dünya kadar krediler verildi, şimdi niye sökünde kivi vs ekin deniyor, bence siz bir üst mesajımdaki şu ( bu ülkede afyon ekiliyordu neden ekilmiyor. Tütün ekiliyordu neden ekilmiyor. Şeker pancarı ekiliyordu neden ekilmiyor. Şimdi fındık ekiminin üzerinde oynanan oyunlar.)
Nedenlerini nicinlerini iyice bir öğrenin inanın kabahatin çiftçide olmadığını anlayacaksınız.

Size afyonun neden ekilmesinin yasaklandığını kısaca anlatayım, o dönemin milletvekilinin ağzından.
Ülke ekonomik olarak sıkıntı icerisindeydi, kredi talebimiz oldu, ve amerika bu kredi talebibiz karşısında bizden afyon ekimini yasaklamamızı istedi, bizlerde bunun imkansız olduğunu çiftçinin çok mağdur olacağını anlattık, fakat amerika bu mağduriyetimizi kabul etmiyordu, bizde çaresizdik ve bir şekilde bunu kabul edeceğimizi, tüm afyon ekiminin on yıllık kazancını karşılanması halde bunu kabul edeceğimizi söyledik, ve amerika kabul edip bize on yıllık net kazan olan parayı ödedi. Ve afyon ekimi yasaklandı.
Diğerleri de bu ve buna benzer sebeplerle ya yasaklandı ya da kotası kısıtlandı.

Şimdi sorarım bu paralar o afyonu üreten çiftçinin cebinemi girdi. Onuda bırakalım tarımın nasıl ve kimlerin yönledirmesi ile ne hale geldiğini biraz olsun anlamaya çalışalım.

Bu çığıtkanlıksa evet ben çığıtkanım. Ülkemin tarımı neden bu durumda ve nasıl peşkeş çekildiği için, en azından anlamaya çalışıyorum.

Sayın Lilium bilgiler için teşekkür ederim. Tarım politikası hakkında görüşlerinize katılıyorum.

Sn Lilium

Ben bunları yazarken dikkat buyrun bütün suç sadece çiftcinin demedim.****** işin içinde siyasetçisi de var yöneticiside var.Bunları seçerken de bizden başkası seçmedi.Tembelliğimiz sadece tarımda değil ki.Her ne kadar yeri burası olmasada belirtmeden geçemeyeceğim.Seçim meydanlarında siyasileri konuşma yaparken alkışlamaktan başka ne iş yaptık.Kaç kere gördünüz anlatılanların sorgulandığını.Kuzu kuzu dinlemekten başka ne iş yaptık.
Benim asıl anlatmak istediğim aslında kısa bir örnekleme yaparsak beni daha iyi anlarsınız diye düşünüyorum.Bizim buralarda köylerimizdeki vatandaş ineğinden sağdığı sütü buradaki süt fabrikalarına şu anda kg mını 40 krş tan veriyor.Yani 20 kilo sütü verip benim aynı saf köylüm pazara indiği zaman 20 kilo süt parasına 1 kg peynir alıyor.
Buradaki suç şimdi kimde

Fındıktan vaz geçilmesi bizimkilerden (Tarım Bakanlığı vs) ziyade dışarıdan birilerinin çözüm önerisi. Ama bizimkiler cahil olduğundan aynı kişi/kurumların İtalyanlara fındık dikimini arttırmalarını önerdiğini de bilmiyor.

Cevizde ve bademde gelecek vaad etmeye devam ediyorlar. Özellikle bademde çok ciddi ithalat var ve tüketimde hızla artıyor. Badem cevize göre daha avantajlı çünkü ceviz gibi hemen hemen her yerde kolayca yetiştirilemiyor. Fiyatların önümüzdeki 10 yılda hem ceviz hem de bademde biraz düşeceğini ama tüketiminde artarak bir denge oluşturacağını düşünüyorum.

Bademde büyük ithalat açığı yok. sadece ithalat açığı var oda 2012-2013 yıllarında sadece şuan Nevşehir ilinde yapılan yatırımlarla karşılanacak kadar az. Dikimi bitirilmiş tek bir proje 2800 dekar var.ayrıca 600 dekar kadar 3 parça dikim var 2010 yılı hedefimiz ise ben ve arkadaşlar 800 dekar bugünkü şartlarda bu Türkiyenin eksik kalan ihtiyacına yetiyor. Benimde beklentim tüketimin artması fiyatlar düşecek kesinlikle fiyat düşünce bademli çikolata ve diğer ürünler piyasaya çıkacak üretim yeterli gelcek fiyat dengeye oturacak. diye umuyorum:)

Pazarı sadece Türkiye düşünmemek lazım. Böyle düşünülmesi durumunda bile şu an kuruyemişçiye gidip 200-300 gram alınan badem de ceviz de biraz fazla alınır. Fiyatlar çok yüksek, biraz düşer, tüketim biraz artar ve bir dengeye oturur.

Son iki yıldır ukrayna'dan kilosu 5 dolara ceviz ithal edilmekte. ukrayna'da ceviz çok ucuz ve çok yetişiyor. Türkiye'deki pazarı umarım allak bullak etmez.

Ukrayna, Moldova ve Romanya'dan gelen cevizlerden büyük kısmında kalite sorunu var. Sovyetler döneminde yol kenarlarına dikilmiş milyonlarca ceviz var. Bunların Türkiye'ye girmesi engellenirse diğerlerinde bu kalite sorunu yok. Zaten oralarda yetişen düzgün cevizlerde Avrupa ülkelerine gidiyor. Bizde çok ciddi standart sorunu var. Talep edilse kime hangi cins ne boy ceviz gönderebiliriz bilmiyorum. Moldova'da mevcut ceviz sektörü bazı yönlerden Türkiye'nin çok çok önünde mesela.

Sayın Avanos burada tam olarak ne demek istediniz acaba?

İthalat var ama büyük değil demek istedim yıllık yaklaşık badem ithalatı 2000 ton. Bu büyük bir rakam değil.

Limana dışardan sürekli olarak ceviz getiriliyor ve Türkiye'nin dört bir yanına dağılıyor. Cevizleri taşıyan tırlar iki çuval kadarını ayak üstü satıyorlar. Geçen kış Ukrayna'dan gelip limanda satılan o cevizden bende aldım kalitesi gerçekten kötü, kabukları çok kalın, içlerinde kararık ve kurtluların oranı yüksen benim görüşüm bu yönde oldu. Kötülerin neden bize geldiği tartışılır...