![]() |
|
![]() |
#11 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 06-06-2008
Şehir: Drokya - İzmir
Mesajlar: 82
|
![]() Alıntı:
bilselerki ki dünya bitki florasında zengin bir geçmişi olan Anadolu topraklarının, şimdilerde yurdumuza giren değişik türlerdeki anaçların ANAYURDU olduğunu, sanırım o zaman değerlerimizi anlıyacaklardır. Maalesef bilmeden fikir sahibi olmak yurdumuzda yaygın. Yıllarca önce üniversite eğitimi için bulunduğum Ankarada, memleketim İzmire özgü değişik gıda maddelerinin değişik yöre ismiyle pazarlanmasını gördüğümde hayıflanırdım. Sonrasında Yurt dışında öz be öz ülkemize ait değişik bitki ve hayvan türlerini Greg bilmem nesi adında gördüğümde hayıflanmayı bırakıp harekete geçtim. Nasıl olduğunu anlatayım izninizle. Yurt dışında bir miktar ceviz bahçem ve şaraplık üzüm bağım var. Moldova Ukrayna sınırında Pridnyesterovya denen özerk bir bölgede. Bulunduğum bölgede doğal olarak zeytin yetişmiyor. Zeytin yağı hem çok pahalı hemde gerçek zeytin yağı değil. Doğal olarak kendi ürünümüz zeytinyağı ve sofralık zeytin götürüyorum yanımda. O bölgede marketlerde ve pazarda İspanyol salamura zeytin satılıyor, 250 cc lik teneke kutularda. İnanılmaz güzel cammeşe gibi standarda sahip pırıl pırıl zeytinler. ilk defa gördüğümde, -Hah tamam sabahları zeytin domates peynirle mükellef bir kahvaltı menüm olur diyerek satın almış, ertesi sabahleyin büyük bir keyfle açmıştım konserve tenekesini. Masallardaki prensesler kadar güzel bir hanımdan öpücük beklerken, kurbağa öpücüğüyle karşılaşmıştım ilk lokmamda (masalın tam tersi olmuştu yani) İnanılmaz kötü bir şey, bilmeyen biri bir daha zeytin yemeye tövbe eder. Ertesi gidişimizde götürebildiğim kadar değişik türden zeytin götürdüm yanımda. Çürütmelik, teneke, kırma, sele tipi. Eşe dosta ikram ettiğimde lezzeti karşısında donup kalmışlardı. Günlerden bir gün bir arkadaşın davetine icap etmem gerekti bir restauranta. Arkadaş eğer kaldıysa zeytinlerden getirmemi rica etti. Kör ister bir göz yaratan vermiş iki göz. Dedim ya zaten ülkeme ait birşeyler tanıtmak arzusunda olup, nasıl edeyimde bir girişgahta bulunayım diye kıvranmaktayım. Bende 2 kilo kadarını alıp gittim. Tadanlar, -vawww, -fiyuuuu -Süpeeeerrr seslerini çıkarmaya başladıklarında, diğer masalardan sarkmalar oldu. Bende garsondan küçük çay tabakları isteyip tüm masalara birer tabak dağıttım. İnanın yıllar geçti hala yolda, belde, pazarda gören kişiler bana Türkçe olarak MERHABA deyip zeytin varmı diye sorarlar. İçlerinden birinin, ağzına bir zeytin atıp bir kadeh votkayı yuvarladıktan sonra ki betimlemesi hala kulaklarımdadır. -Bu tenekede olan İspanyol zeytini asil bir prenses gibi muhteşem bir forma sahip, çok güzel görünüyor, sizin zeytinleriniz ise yaşlı babuşkamın yanakları gibi buruşuk ve şekilsiz. Ancak bu İspanyol zeytini tüm güzel görünümüne rağmen ruhsuz bir şey. Sizin zeytinler burada bulunsa zaten alkoliklerimiz çok, toplumun diğer yarısı da bu lezzetle alkolik olur demişti. Bende annemin yaptığı zeytinden bir tane ağzıma atıp, -Dostluğa diyerek bir kadehçik votkayı yudumlayıvermiştim. |
|
![]() |
![]() ![]() |
|
|