![]() |
sevgili riko başımızın üstünde yeriniz var.(bizim buralarda böyle denir).Bu tarafa yolunuz düştüğünde mutlaka haberim olsun misafirimiz olun.Bagcılığa bizde çok bilmeden başladık,zamanla ögreniyor insan.Bag bozumu ağustos ayının sonu geçen yıl otuzunda kesmişiz üzümleri .Ayrıca benimde bağ bozumu ile ilgili zihni sinir projelerim var.Bu yılki bağ bozumuna yetişmez seneye ancak projelerimizi gerçekleştirebiliriz.
Projem şöyle:Her yıl arazimizde bir bağ bozumu şenliği düzenleyerek,Şarabı doğayı seven, şarap yapmak isteyen dostlarla bir araya gelip Bağ bozumunu yapmak,ucu bucağı görünmeyen sofralar kurup,Mangal ,şarap partisi yapmak.Şarap yapmak isteyen arkadaşların,şarap yapması için zemin, malzeme ,kalacak yer temin etmek.topluca yiyip içip gülüp söyleyip eğlenmek. |
sayın riko.yüklediğiniz resimler için teşekkürler.zahmet ettiniz.ama iyi ki etmişsiniz.hele o en son resimdeki ağaç adeta bir anıt gibi.çok güzel bir yer.lütfen kıymetini bilin.benim gönlüm (eminolun sizden daha fazla)isterki sınırsız olanaklara kavuşun da bu arsanızda suyu elektriğiyle dört dörtlük bir ev yapın.
akrabalarınız önceleri bu araziye tahıl ekmişlerse ve bu arazi de tenha bir yerdeyse sanırım domuzdan korumak için geceleri içinde beklemişlerdir.domuzlar tahıl ekili bir tarlaya girdiğinde tarlada sanki bir araba geçmiş gibi tahılı yere yatırıyor.sabahları yüksekten bakıldığında yol yol izleri görülüyor.burada köylüler bir cihaz edinmişler.bir ufak tüpe bağlanıyor.tarlaya koyuyorlar.zaman aralıklarını ayarlıyorlar.tüpün ucuna bağladıkları alet belirli zaman aralıklarıyla patlıyor.patladığında tüfek sesine benzer bir ses çıkarıp yabani hayvanların ürkmesini ve tarlaya girmemesini sağlıyor. |
Dedikleriniz doğru sanırım Ali bey,zira son gittiğimizde bile domuzdan bahsediyordu köylüler.Tüplü metodu ben de burda duydum onlardan,ama kayınvaldenin çocukluğunda başka bir metod kullanıldığını sanıyorum;havaya sıkmak gibi:) Burası tabii ki köyden daha cazip ama çok ücra ,elektrik yok bir kere,su da meçhul; kuru bir kuyu var taş atsan ''tak ''diye ses geliyor dipten:) Ev yapmak hayal ,hoş biz de kalkmış buraya ağaç dikelim diyoruz; fantazi işte...Evi buraya yapamasak da eğer bir bahçe kotarabilirsek,minik bir bağ evi de buraya hayal ediyorum,tek göz oda ,verandası da körfeze bakacak ama:)Ay gerçekleşse de sizler de gelseniz ağırlasak sizleri! Benim hayal iyice uçtu,''hayal evimde hayal ağırlama'':)
Sevgili Açelya,içten davetiniz için çok teşekkür ederim,kesin gelicem:) Ayrıca bağbozumu projeniz gerçekten de çok zihni sinir:) Sadece hayali bile çok cezbedici,seneye kesin organize olalım.Bu konuyla ilgili maddi yükü yüklenmenize degerek yok ,katılımcılardan minik bir katkı payıyla herşey hallolabilir bence... |
Sevgili Açelya,
Bağınızın fotoları mevcut mu? Çok merak ettim de:) |
Sn. Ali BEy,
Benim durumum biraz farklı, daha önceki mesajlarda belirttiğim Kuzey Ege hedefi , biraz uzun vadeli bir hedef, emeklilik için yani.Şu an eşim de ben de çalışıyoruz ve ilköğretim 1. Sınıfı bu sene bitiren bir oğlumuz var. Sanırım bu etkenler neden emeklilik için dediğimi açıklar biraz olsun. Ama şu anda toprakla ve doğayla bütünleşme çabalarımı, İstanbul'a yakın ve eşimin memleketinin dibinde olduğundan dolayı, Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinin 3 km üstünde bulunan Çamçukur köyünde edindiğimiz bahçemizde gerçekleştiriyorum. 2008 Mart ayında aldığımız yerimize bugüne kadar ancak bir kuyu açtırıp ve elektrik hattı çektirebildik.Yeri aldığımızda üzerinde 1,5 yaşında Trabzon hurmaları vardı ben de bu yıl biraz zeytin diktim. Üzerinde haftasonu gidip yaşabileceğimiz bir ev hayalini kuruyorum, hayal diyorum çünki maddi imkanlarım sınırlı.Ancak sizin yaptıklarınızı görünce oraya bakla sofa denecek kadar bir kulübe yaptırıp gidip gelebilirim diye düşünmeye başladım.Yani bana bir cesaret verdiniz, eksik olmayın. |
Ancak tüm bunlar hiç bir zaman Emeklilikteki Kuze Ege Hedefimi çaptan düşürmedi. Her sene mutlaka oralara kısa da olsa bir gezi yaparız, bu sene de Küçükkuyu'ya 4 günlük bir gezimiz oldu. Bu nedenle, ben internet üzerinde de olsa oralarda yerler bakıp en azından bilgi edinmeye çalışıyorum.
Sizin köydeki evlerden birini edinemesem de, komisyonunuz baki merak etmeyin, ama biraz farklı sizin istediğinizden değil. Benim düşündüğüm, yol uzun, bir sürü yerden geçeceğiz gelirken, Keşan'dan biraz kavun, Gelibolu'dan Sardalya, Ezine'den Beyaz Peynir eee, yolun başında zaten bir de 1000'lik Tekirdağ almıştık :p Bu komisyon kabul görürmü acaba ? |
inşallah bahçenizi dilediğinizce geliştirebilir ve en azından haftasonu kalabileceğiniz minik bir kulubecik yaparsınız.elektrik sorununuzu da halletmişsiniz.delikanlı okurken yavaş yavaş hepsini yapacak vaktiniz olur.
ben de 6 zeytin diktim bu bahar bahçeme.benimkiler yüzük parmağım kalınlığındalar daha.üzerlerinde tane yaptılar. |
Benim Zeytinlerin de birkaçında tane var en büyük olanı en fazla beklentim olan kurudu gerçi :(
|
Sonunda Köyüme Yerleştim, Haziran başı temmuz başı derken sonunda köyüme yerleştim, 3 gündür burdayım ve herşey çok farklı, kulaklarım çok garip çünki nerdeyse 0 ses huzur dolu kapı her daim açık dakka başı kahvemi alıp çıkıyorum bahçeye gine ara sıra çalışmak için günübirlik geliyordum fakat eve yerleşmek çok farklı herkeze tavsiye ederim şehir hayatı insanı yaşlandıran en büyük etmenlerden biriymiş bunu anladım.
Ayrıca Sigara içen biri olarak burada fark etmeden az içtiğimi gördüm umarım bırakıcamda. Seramıda kurunca umarım 10 gün içinde start vericez hayallerim gerçek olucak. En kısa zamandada Resimliyecem buraları. |
Sn. Delimus;
Yazdıklarınızın birebir, farkındayız, bizim kaçma çabamız niye:) Ah imkanımız olsa da sizin kavuştuğunuz huzura "hala toprağın üstündeyken, altına girmeden" kavuşabilsek:) Umarım Allah uzun ömür verir de uzun zaman bu huzuru yaşarsınız. Mutluluğunuz ve sağlığınız daim olsun, selamlar, saygılar. |
satın delimus.güle güle oturun.huzurunuz ve keyfiniz bol olsun.yeriniz ve orada yaşadıklarınız ile ilgili bizimle birşeyler paylaşırsanız bizlerde keyifleniriz.yazılarınızı bekliyoruz.
|
Saolun arkadaşlar ,Darısı başınıza düzene girdikçe gelişmeleri ileticem.
|
Sayın Açık-Pozisyon;
Kısıtlı zamanda hevesle yazdığım yazıya yanıtınızı Çanakkale'den dönüşte okuyunca, acaba nerede yanliş yaptım diye yazdıklarımı tekrar okudum. Fark ettim ki teknik bir yazı olmuş ve her halde siz buna hazır değilsiniz. Kurmayı düşünüyorum dediğiniz yaşamdan ben bunu anladım, buna göre yazdım. Kırsala yerleştiğimde geçimimi bağ-bahçeden çıkartırım diyorsanız, gereken donanım şehirde gerekenden farklı değil. Hayat gerçek. Her şey gönlünüzce olsun. Bu arada Ali beyin adını yanlış yazmışım, yorgunluk işte . |
1 Eklenti(ler)
babamın köyü çıkan .Önümüzdeki günlerde ziyaret edip,resimleri çekip.kaçış hayali olanlara tanıtmayı düşündüm ki olana bakın.Bu gün gidip bakamadım ama sanırım bizim zeytinlikte yanan alan içerisinde.Köyden aşagıya dogru sonsuz deniz manzarası ve çam ormanları vardı ne yazık ki artık yok.
|
çok üzücü; seferihisar 'da mıydı bu köy?çok da güzelmiş:(
|
Çocukluğumda çok giderdik; seferihisar'da ufak bir teknesi vardı babamın,haftasonları hava iyi olduğunda giderdik,üniversiteyide izmir'de okudum ama bir türlü gidemedim,Oradaki ormanlar deniz hafasına çok güzel bir koku katıyorlardı, harika görünüşlerinin yanında haberi duyunca içim cız etti yazık olmuş :( umarım arsa parsellemeden rant sağlamak için oralar heba olmaz :(
|
evet seferihisarın doğanbey köyü.Sonsuz deniz manzarası vardı.Tek umudumuz çok hızlı bi şekilde tekrar ağaçlandırılması sitelere teslim olmaması
|
Sayın Açelya; geçmiş olsun, üzüldüm. Nasıldır bilirim. Yurdunuza sahip çıkın. Çok güzel yer. Rahat bırakmazlar. Köylünüze çok iş düşüyor ranta teslim olmasınlar.
|
Sn. bayindirmevki, ben acele ile çok da geniş bir cevap yazamadım size, şu anda da öyle maalesef... İşyerinde meşgul olunca böyle oluyor. Emeklerinize, katkınıza, düşüncenize sağlık, sakın yanlış anlamayın. Ben her an herşeye hazırım da hanım çalıştığı şirketi bırakmaya hazır değil. Değil köy/kasaba, başka şirkete geç desen geçmez, üste para versen geçmez, neyle bağlandı anlamıyorum ki... Neyse konumuz bu değil tabi.
Seferihisar yangınına ben de çok üzüldüm, 2 sene önce bir akrabamızın yazlığında haftasonu kalmıştık, havası, denizi, mandalina bahçeleri çok güzeldi... Gerçekten çok geçmiş olsun... |
coooook guzel bir ev.
|
cok guzel ev yorumumu, eski mesajlar arasindaki Kastamonu evi fotografi icin yazmistim, su anki konumunda biraz alakasiz bir ekleme oldu, kusura bakmayin.
|
Sayın açık-pozisyon; ne yalan söğleyeyim, alınmıştım. Genelde forumları izler yazmaya üşenirim. Kaçıp gitmek konusunda fikirlerim de forumun genelinden farklı. Sizin bıkkın ve umutsuz söyleminiz bana yakın geldi. Kendimi bir şeyler yazmaya borçlu hissettim. Ama yanlış anlama oluşmadı, ''hazır değil bu arkadaş'' dedim.
Bu günlerde Çanakkale ile İstanbul arasında bölündüm. Forumda sürekli yazacak vaktim yok. Madden veya manen kendinizi hazır hissettiğinizde ben buradayım. takip ediyorum. Hey demeniz yeterli. Her şey gönlünüzce olsun. |
sevgili siko mesajına cevap atamadım dün akşamdan beri bi sorun var ekranın sag tarafındaki kullanıcı adımızın altındaki mesajlarımıza ulaştıran link yok , başka yerden mesajlarıma ulaşıyorum ama mesaj yazamıyorum. bu sorunu çözdüğümde yazarım. arkadaşlar konu dışı oldu kusura bakmayın
|
Sevgili Açelya,
Durumu anladığımı belirten bir cevap yazacaktım sana ,ben de özel mesaj atamadım.Bu problem herkese özgü sanırım.Bu sorunu sadece yetkili birileri mi çözebilecek acaba?Konu dışı olduğu için ben de özür dilerim... |
Ben çok yakın zamanda İstanbul'dan çekip gidiyorum.Kendime Şile'yi seçtim,işe gidip gelmek çok zor olacak ama bahçe deniz ve geniş bir ev ile hayatımı değiştireceğim.Zaten şehrin göbeğinde bile sosyal hayatı yakalamak zor.Yalnızlık ve uzun yol ile başedebilirsem temiz hava,temiz su,bahçem,doğa ve deniz beni bekliyor.Bu fikrimi duyunca arkadaşlarım benim delirmiş olduğumu düşündü,sonrası nasıl olacak merak ediyorum
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Sayın therapido,
Tamamen taş bir ev yapacağım nasip olursa köye. Bahçem 810 m2. Aldığım ruhsat 72 m2 toplam alanda tek kat bir ev. Üstümde köylünün yaptığı ev var 2 katlı betonarme bina alanı da benimkinden çok daha büyük..! Köyün taş ocağı kapatılmamış olsa idi yerli taş alırdım ama o imkanım yok. Yapacağım taş bina için mecburen çimento kullanacağım. Köyde akrep çok. Evleri taş yapmazsanız akrebi eve kalıcı misafir etmiş oluyorsunuz. Köylüyü dinlemeyip binasını ahşap yapan var, ama açılan tahtaların arası yuva olmuş, baş edemiyorlar akreple. Ben taş duvar yaptım geçen yıl bahçeye, tek taşta bir oyuk bıraktırmadım hepsinin araları harçla dolduruldu. Tüm Ege ve Akdenizde eski evler genelde taş binadır, sebebi akrebin bol olmasıdır. Taş evin içini sıvarlar ve beyaz badana yaparlar hayvan saklanamasın görünsün diye. Yani çimento kullanmak şart. Bunun doğaya zararı ne olur bilemiyorum ama ben hem inşaat yapacağım hemde çimento kullanmam demek mümkün değil. Temelde beton var. Hatta tavanda da beton olacak ki irtibat tamamen kesilsin dışarı ile. Siz bunlara karşısınız ama çare yok. Bizler şehir yaşamından yeni yaşama intikal ederken yerli kadar rahat olamamaktayız. Benim komşuya ne olacak bu akrepler böyle dediğimde aldığım cevap " Burda çok görünür onlar, alışırsın " olmakta. Onlar geceleri bağda bahçede yerlerde yatmaktalar. Anlattıklarını dinlemek lazım : " Beni gece bağda sokar ama kalkmam bile, bulursam ezer uyurum, bulamazsam gene kıvrılır uyurum " veya " Bahçede çalışırken sokarsa da çalışmamı kesmem bi su içerim devam ederim " demekteler. Burada sevinilecek şey, bu yöre akrebinin öldürmeyip kıvrandırması sanırım. Bizler doğaya saygılıyız, köyü ve köylüyü de sevmekteyiz. Bizden onlara ve oralara zarar söz konusu olmaz. Ancak sahil kentlerinin uğradığı istilaya dağlar ve köylerde aynı hesapsızlıkla uğrarlarsa kaçacak başka yerde olmayacaktır. Herkes o zaman oturur oturduğu yerde. Hoşçakalın. |
1 Eklenti(ler)
Merhaba
Galiba tüm olan biteni yanlış anlayan benim. 08-09-2009, 00:48 #913 numaralı mesajınızda bahsi geçen yazınıza ithafen yazmıştım ama "yanlış anlamışım". Yaptığım yanlışı son eklediğiniz iki resme yan yana koyup bakarak bir kez daha anladım! Haklısınız o köşe için beton gerekli! Mesajınızda dediklerinizide zahmetten kurtarıp ekleyeyim: "...önümüzdeki hafta çatının kiremitlerini toplayıp , yeniden dizmeyi düşünüyorum.bayramdan sonra maaşımı aldığımda da bir traktör çakıl getirtip , kapının önüne beton dökmeyi istiyorum.sanırım o zaman biraz daha eve benzeyecek . :)..." http://www.agaclar.net/forum/attachm...1&d=1254165578 Benim babam hala benim döndüğüm köyde bir köy evinde yaşar. Omuz atsan yıkılacak duvarları olan bir evde. İlk hali ile son hali arasındaki farkları bende keşke belgeleseydim. Sanırım makyaj için bugüne kadar 25 torba çimento kullanmıştır. İlk yerleştiğimde içine çadır kurmuştuk, şimdi klima taktırmış ne güzel. Hepsi çok güzel. Sayın Hosseda, Siz az çok aynı dertlerden muzdarip bir büyüğümsünüz sanırım. İnşaata girdiğinizde devlet herşeyin hakimi. Kullanacağınız malzemenin bile. Taş konusundaki hassasiyetinizi anlıyorum. Keşke istediğiniz gibi olsaydı. Bu konuyu daha öncede konuşmuştuk ama 72 metre kare bir ev için yaklaşık 60 m2 taş duvar gerek bu da 4 kamyon taşa tekabül eder. Sanırım kamyonu Antalya bölgesi için 600 lira hala. Benim çimentosuzluktan kastım taş evi çimento ile değil eskisi gibi toprak harç ile yapabilmekti. Yoksa karkas bir binayı toprakla yapmak ne mümkün. Yanlış hatırlamıyorsam İngiltere'de ormanda bir kulübede yaşayan mangal kömürü üreten bir ormancı devletin inşaata izin vermediği yaşadığı ormanda özel izinle ev yapma şansı buluyor. Devlet ona bu yerde yaşama hakkı veriyor ama satma, miras bırakma hakkı vermiyor. Ev adamın ölümüyle ölecek yani. Yaptığı evi görmenizi isterdim. Ahşap iskelet, saman duvar, kerpiç kaplama, taş kiremit... Tamamı gönüllülerin yardımı ile yapılıyor. Geri dönüşümlü, tek yok edilen işgücü. Geleyim akrep konusuna. Ben de evi yaparken en ufak delik kalmasın diye uğraşırken köylü gelip "daha çok delik olsun ki çıkmasıda kolay olsun" diyerek ters mantıkla herşeyi altüst ederdi. Babamı 3 kez soktu pek çok tanıdığımı da. Acı dışında bir sorun yaşamadılar dediğiniz gibi. Evin etrafına kükürt dökmenizi öneririm. Tavukda çok etkili. Bildiğim kadarıyla Yunanistan'daki evlerin kapı ve cam kenarlarının mavi olmasının sebebide akrebin o rengi sevmemesinden. internettede şunu buldum: "mavi rengi ateş sanan ve mavi boyalı yerlere yaklaşmayan bir canlı. bu yüzden doğuda, akrebi bol olan yerlerde, evler, kapılar, bacalar falan hep maviye boyanıyor akrep girmesin diye. yatakları yüksekçe yapıp, çivit mavisine boyuyorlar, çevresine de su dolu leğenler koyuyorlar (suya da gelmiyormuş) . hafif pinti arkadaşlara mavi cüzdan hediye etme hadisesi de bu durumdan ortaya çıkmış*" http://www.mavidalga.com/?p=99 bu linkde basit ama yararlı birkaç bilgi var. Mevsim itibarı ile tehlike ara verir zaten :) Dediğiniz gibi sahillerden başlayan kaçış istilası benim gözlemlediğim kadarıyla çok hızlı. Hatta "eskiden buraları bataklık, tarlaydı" demek milletcek en sevdiğimiz şey diye düşünüyorum. Gerçi bu lafın devamı genelde "alamadık o zaman burdan biraz yer" olur! Bunlarda çok güzel :) Saygılarımla Kerem AKYAR |
Sayın therapido,
Taş sarfiyatında farklı hesap yapıyoruz. Ben istinat duvarlarına harcadığım taş miktarından gidiyorum ve tahminen 10 kamyon taş gerekecek diyorum( yaklaşık 150 ton). Evde karkas bölüm yok, tamamen yığma taş olacak.( 2 adet 11,5 / 2 adet 6,5 m duvar var , yükseklik yaklaşık 3 m.). Duvarların kalınlığı 50 cm. Bahçeye kamyon girme imkanı yok. En büyük sıkıntımda o zaten. Köy dışına dökülecek taşlar kepçe ile bahçeye taşınmak zorunda. Bazen vaz geç taş evden, yığma takoz tuğlaya dön dediğim bile olmakta. Tuğlayı nakletmek çok daha basit çünkü. Hatta son zamanlarda şehirde eskiden yapılmış ama hala dimdik ayakta olan tuğla ev gözlemlemeye başladım. Tuğla ile yapılan evlerinde çok sağlıklı olduğunu okumaktayım. Neyse daha oraya zamanım çok şu anda yapacağım şey temeli yapmak ve temel üstü ruhsatımı alarak ruhsatın süresini 5 yıla çıkarmak. Akrebin renk seçmesini ilk sizden öğrendim. Çok muhafazalı olan bir merdiven altı depom var aynı zamanda tuvalet. Ama nasıl giriyorsa oraya da girmekte bu hayvan. Kapısı ve penceresi siyah boyalı. Onları en kısa zamanda çivit maviye döndüreceğim. Köylü komşum bıcak ağzı gibi aralıktan geçer bu hayvan dedi. Tek iyi tarafı gündüz ortalıkta gezinmiyor, bende hiç bir şeyi çıplak elle tutmamaya gayret ediyorum. Ancak domatesleri bile toplamak mesele oldu eldivenle zor oluyor. Duyduğum kadarı ile Bozburunlular akrepleri canlı yakalayıp kavanozda evlerinde tutarlarmış. O kavanoz başka akreplerin eve girmemesini sağlarmış. Ne yapalım çare yok bu hayvana da alışacağım. Ali bey resim gayet güzel çıkmış, aleti arayacağım bulursam size de alır ve hemen kargo ile yollarım. Hoşçakalın. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 14:03. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025