![]() |
|
![]() |
#1 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-11-2018
Şehir: Bolu
Mesajlar: 48
|
Bir kaçışın öyküsü :)
Kaçış. Hem de arkama bakmadan, topuklarım çarpa-çarpa… 2016 yılının ilk ayları, memleketin doğusunda medeniyetin doğduğu topraklardayım. Gece-gündüz kendime, sıradan bir yaşantı içinde neden debelenip durduğumu sorup duruyorum. Sabahları işe vaktinde yetişmek için uyanmak ve akşamları yine işe vaktinde yetişmek için uyumak huzurumu kaçırıyor. Akşamları vakit bulursam atölyeye çevirdiğim evin bir odasında biraz takılıyorum, ağaç yontup enstrüman yapıyorum, yaptığım enstrümanları da eşe dosta hediye ediyorum. Özellikle çocuklara. Beni mutlu eden başka bir şey yok. Aynı durumdan şikayetçi olan kedi dostum Topik de sıkılmış durumda, doğasını elinden almış gibi hissediyorum. Daha patileri toprağa basmadı bile. Gitmeliyim, doğmasam da bir vakitler büyüdüğüm topraklara gitmeliyim. Eski bir ev ve Flu çocukluk anıları. Tası-tarağı, kediyi ve kitapları toplamak için bahar ayını bekliyorum. Cesaret bulursam gideceğim. Ahhh o cesaret! Peki ya gittiğimde? Demezler mi deli oldun diye? Peki demezler mi, iş güç mevki ve durumun bak ne güzel? Memleketin hali nice? İnsanlar iş bulamıyor? Daha 28 yaşındasın, yolun başındasın? Hele bir evlen, çoluk çocuğa karış hayırlısıyla… İnsanların beklentileri var. Ama özgürlük? Ağaçlardan ve kayalardan, derelerden ve dağlardan sesleniyor. Peki gittin. Ya o köhne ev? Onarmak lazım, onarmak için para lazım. Hiç para biriktirmediğime üzüleyim mi? Üzülmüyorum. Peki gittin. Ya iş? Ne ile besleneceksin? Ah o kapital. O da bana, kalantor banka kasalarından sesleniyor, tahvil senetleri el sallıyor. Telefona sarıldım. Sevdiğim bir Lutiye telefonun öte ucunda. -*** Hüseyin Abi merhaba, -Merhaba Kemal. -Biliyorsun, enstrüman yapıyorum ve beğeniliyor. Ticari kaygı gütmeye kalksam nasıl olur? -Kemal, işini iyi yap yeter. İşini severek yaptığında, dağ başında bile olsan bulunursun! -… Demek dağ başında bile olsam bulunurum he… Sanki tahmin etti gitme planımı… Son maaşımı cebime koyarım, biraz malzeme alırım ve işe başlarım. Erikler çiçek açmadan yetişmeliyim! Derken erikler çiçek açtı. Ama yaprağa durmadan memleketin yolunu tuttum. Nihayet köydeyim! Kapının önünde eşyalarla dikiliyorum. Ben kapıya, kapı bana bakıyor. İki günlük dinlenme ardından işe koyuldum. Çatıyı söktüm, iki yüz yıllık ahşap taşıyıcılar ve tahtalar çürüyüp pudra haline gelmiş durumda. İyi mi ettim yoksa kötü mü ettim bilmiyorum ama bu işin bedeli yeni bir ev yapmaya eş değer olacak. Her gün çalışıyorum, gece sokak lambasından faydalanıp duvar örüyorum. Zayıflamış durumdayım. Usta yok, çırak yok, tahtanın ucundan tutan birinin olması ne güzel olurdu Tüm yaz ayını evi sökerek geçirdim ve güneşten yıpranıp yırtılan çadırımı, bir gün yaşanan şiddetli fırtına sonrası ceviz ağacının tepesinde buldum. Böyle olmayacak, bir kulübe yapmalıyım, yakında kış gelecek. Beni sahiplenen köyün 17 kedisi ve kendim için birkaç saatte 3 metrekarelik bir kulübe yaptım. İçine de küçük bir soba. Soba söndüğünde, üşenip yataktan çıkamıyorum ve sabahları donuyorum Ardından kar geldi. Hem de ne kar. Donan çeşme suları, soğuktan ellerime yapışan çiviler ve üşüyen burnum. Dert etmiyorum Bir gece sabaha karşı ayaklarımı uyuşmuş hissederek kalktığımda, ayak parmaklarımın donduğunu gördüm. Görünen kötü görüntüye kangren başlangıcı dedi bir doktor arkadaşım. Kendi imkanlarım ile kurtardım. Önce kızaran etler morardı, ardından çürüdü ve patır-patır döküldü. Yenilenen parmak etlerimle çalışmaya devam! Evin altındaki ahırı acilen atölye haline getirmeliyim, finans durumum greve gitmek üzere ve üretmek zorundayım. Ocak ayının ilk haftası, tesviye işleri tamamlanmış atölyede bol antifriz ile çimento hazırlayıp 3 günde bacamı ördüm ve bir gecede atölyemin tahtalarını çakıp devrisi günü kendimi içeriye attım. Artık gürül-gürül yanan ve hediye edilen bir kuzinem, altında uyuyan kediler ve tezgahımla birlikte huzurluyum. Sabahları kalktığımda ıslık çalarak şarkılar söylüyorum. Atölye harika oldu. Görenler, duvarları hayvan dışkısı ve saman karışımı sıvalı bu ahırın böyle bir yer olacağını düşünemiyorlar. Eee, koca bir evin enkazı çıktı sırtımdan, ahırın tahtalarını sökmek ne ola ki? Deyip gülüyorum. İlk siparişime başlıyorum, arından diğeri ve ardından diğeri… Ses verdiğim her bir ağaca sevgimi katıyorum. Bahara evin geri kalanıyla ve bahçe işleriyle ilgili yapılacak işlerin planını kuruyorum. Bu sürede kar-kış demeden beni yalnız bırakmayan, memleketin öte ucunda da olsa gelen arkadaşlarım gerçekten büyük motive kaynağım oldular. Azıcık cesaretin ardından, istediğiniz şey kapınızı çalıyor. Azıcık cesaret. Sonra ardınıza bile bakmayın Düzenleyen umsturz : 10-12-2018 saat 07:33 |
![]() |
![]() ![]() |
|
|