![]() |
|
|
![]() |
#1 | ||
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
27 Ağustos 2008 Alıntı:
Alıntı:
![]() Bir zaman herhangi bir yabancının gelip yerleşmesinden rahatsızlık duyarken şimdi kendi elinizle satılığa çıkarmışsınız. Kendi adıma şunu söyliyeyim, o tarafa gittiğimde 50 kilometreden daha fazla yaklaşmayıp yolumu değiştiriyorum hâla. |
||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 1,281
|
Degerli dostum.... Bu kaçış hikayerinde genelde biraz hayalci olunuyor dogrusu orta yoldur oda şudur... Merkeze yakın sayılabilecek ulaşımı olan okulu camisi bakkallı çakkalı olan sağlık ocagı olan şirin ve dışarıdan gelene karşı sıcak davranacak bir köy bulmaktır bakınız araştırınız bedava denebilecek alternatifler bulunur... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 1,281
|
Gönlünüze göre olsun... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba arkadaşlar, uzun zaman oldu internete pek giremediğim için yazamadım. Biliyorsunuz epeydir uğraşıyorduk, en sonunda , Biz eşimle yerimizi bulduk, taşındık , 2 ay kadar oluyor yalnız nete 2.5 G ile bağlandığımızdan sıkıntı oluyor. Yine de bundan sonraki gelişmeleri elde oldukça yazmaya çalışacağım. Yeni bir konu açıp serüvenimizi orada paylaşmak istiyorum. http://www.agaclar.net/forum/uzak-ba...ligi/32123.htm Düzenleyen SAHIRE : 06-07-2013 saat 13:14 Neden: ekleme |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2013
Şehir: balıkesir
Mesajlar: 104
|
Balıkesir merkez köyler hakkında görüşleriniz nedir? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Bulgur, tarla mı arsa mı soruyorsunuz? Balıkesir'in büyükşehir statüsüne girmesi durumları nasıl etkileyecek, merak ediyorum. Tarla fiyatları çok değişken, Kepsut yönündeki köylerin bir çoğu sulu tarım yapıyor, kimi yeraltı suyu, kimi sulama kanalları aracılığıyla. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2013
Şehir: balıkesir
Mesajlar: 104
|
tarla köseler köyü ve Yakup köy düşünüyorum |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2013
Şehir: balıkesir
Mesajlar: 104
|
biraz gittim gezdim bir kaç tarlaya baktım dönüm fiyatı ortalama ve yer yer değişiyor 12.000tl ile 20.000 tl ben 5-6 dönüm alıp uzun vadeli düşünüyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#11 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 24-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 82
|
Fiyat olarak aşağı yukarı birşeyler yazarsanız iyi olurdu. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 |
Ağaç Dostu
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#13 |
Ağaç Dostu
|
Selamlar herkese; İnsanın hayalinde bir toprak parçasının olması harika bir şey. Karar vermek ve arayışa geçmek te öyle. Biz bir hayli dolaştıktan sonra yorulduğumuz ve sabrımızı tükettiğimiz için belirlemiş olduğumuz kimi kriterleri görmezden gelerek bir yer aldık; arazimizi ilk gün de seviyorduk, hala seviyoruz ancak birkaç noktayı önemsememenin sıkıntısını da çektik; çok şükür zaman içinde hallettiğimiz problemler de oldu, yine de bu süreç insanı yıpratıyor. Dolayısıyla henüz arazisini almayanlara duygusal davranmayarak sakin düşünmelerini acizane önerebilirim. Aşağıya önemli olduğunu düşündüğüm kimi kriterleri ekliyorum. Taşlıbahçe'nin bloğunda yazmıştım ancak kendi toprağımızla ilgili değerlendirme kısımlarını burada çıkardım. Bu kriterlerin hepsini birden bulmak zor ama en azından en önemlilerini dikkate almak sonrasında sıkıntı çekmemek için önemli. Kişinin mizacına, aile durumuna, çoluk çocuğa, yaşa, araziyi kullanım amacına vb. durumlara göre belirlenecek ve yukarıdaki listeye eklenecek daha başkaları da var tabii. Bir de aşağıdaki kritelerden kimileri konvansiyonel tarıma uygun değildir. Gerçi böyle bir amacı olanlar zaten bunları dikkate almaz. Biz araziyi aldık, dolayısıyla bu sayfayı kapattık ancak önlerindeki sayfa henüz beyaz olanlar için hem buradakiler hem de aklıma gelmeyen, sizlerin ekleyebileceği daha başka kriterler yardımcı olabilir. Toprak hayali kuran herkesin bu temiz hayaline kavuşmasını yürekten diliyorum... Hoşçakalın ![]() Şimdi kriterler: 1-Suya yakın olması: Su yaşamdır. Uygun bitki türleri ve yetiştirme teknikleriyle birlikte farklı su hasadı yöntemleri de işin içine katıldığında su bakımından fakir yörelerde dahi tarım yapmak mümkündür ancak tarım arazisi aynı zamanda yaşam arazisi olarak planlanacaksa arazide veya yakınında herhangi bir su kaynağına ihtiyaç vardır. Su problemi olmayan yerlerde iklim de müsait ise bereket bol olur. 2-Arazinin kendi haline bırakılmış olması: Kendi haline bırakılmış bir arazinin hâlihazır tarım kültürü bakımından dezavantajları varsa da günümüzün kimi yanlış uygulamalarının kötü etkilerinden kurtulmuş veya bu etkilerin iyileşme sürecine girmiş olması bakımından çok önemli avantajları da vardır. Kendi haline bırakılmış bir tarım arazisi muhtemelen kimyasal gübre ve ilaçların kullanılmadığı veya kullanılmışsa da zamana bağlı olarak etkisinin azaldığı ve hatta bittiği araziler olabilir. Kendi haline bırakılmış arazilerde kendiliğinden (tohumdan) çıkmış meyve ağaçlarına rastlanabilir; bu ağaçlar güçlü ve sağlıklı olduklarından uygun yaşa geldiklerinde aşı için anaç olarak kullanılacağı gibi isteğe göre öyle de bırakılabilir. Böyle arazilerde yabani ot ve hayvan çeşitliliği artmıştır ve doğal bir tarım için kontrol edilmeye, yönlendirilmeye hazırdırlar. Doğal tarımın yaban hayatına olan bağları güçlüdür ve bu bağları yeniden kurmak yerine hazır bulmak ve sonradan yönlendirmek işleri hızlandırır. Bu türden tarım arazilerinin dezavantajları olduğunu yazmıştım; bana göre en önemlisi, yıllarca budanmaya alıştırılmış meyve ağaçlarının kendi hallerine bırakıldıklarında karmaşık bir hal alıp dengelerini kaybetmeleri ve hastalıklara davetiye çıkarmalarıdır ancak bu problem, ağaç halen yaşıyor ve sağlığını şöyle böyle koruyor ise halledilemeyecek bir problem değildir. Bu türden araziler genellikle köylünün hayvanlarını yaydığı yerler olarak da görülürler ve bu durum yıldan yıla toprağı zayıflatan bir durumdur ancak toprak güçlüdür ve korunduğu, uygun önlemlerin alındığı, kimi iyileşme yöntemlerinin uygulandığı durumlarda şaşırtıcı biçimde kendini toparlar. 3- Bitki çeşitliliğine sahip olması: Mono kültür bir tarım arazisinde seçilmiş olan bitki türü topraktan aynı besinleri alır ve bir süre sonra bu besinlerde azalma olur, toprak verimsizleşir, çiftçi gübreye –genellikle kimyasal gübreye- sarılır; kısa vadede başarı, uzun vadede ise bereketsizlik görülür. Böyle arazilerde zararlılar(mantar hastalıkları veya böcek vb fark etmez) herhangi bir engelle karşılaşmadan arazinin biricik türüne zarar verdiklerinde o yıl çiftçinin işi bitmiş olur. Çiftçi bundan iki ders çıkarabilir, biri doğru, öbürü de yanlış ders. Doğru ders: Monokültürü bırakır, hakim bir tür seçse bile çeşitliliğe yönelir, denge sağlar. Yanlış ders: Bir daha bu riskle karşılaşmamak için pestisitlere veya fungusitlere dadanır. Günümüzde alınan ders genellikle yanlış olan. Monokültürün daha başka olumsuz yanları da vardır. Bu durumda çeşitlilik iyidir diyelim; iklimi, toprağı, türler arası ilişkileri gözeterek oluşturulan ve yabandan da destek alınan bir tarım arazisi meyve sepeti gibidir. 4- Ormana yakın olması: Orman, karaların en üretken yeridir. Orman, oksijen, su, nem, toprak, odun, yaban besinleri, huzur ve sağlık verir. Böyle bir yere yakın olmanın çok avantajı vardır. Saymakla bitmez. 5- Köye Yakın Olması: Köylülerin, özellikle de yaşlıların bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak onlarla konuşmakla ve onları gözlemlemekle mümkündür. Okuduğunuz yüzlerce sayfa onların tek bir sözüyle veya gördüğünüz tek bir sahneyle aydınlanabilir. Köy hudutlarında kalan bir arazinin alt yapısı büyük ölçüde hazırdır; bu kaynaklar zaman içinde alternatifleriyle değiştirilecekse bile ilk başlarda işleri hızlandırır ve sonrasında da yedekte kalmalarının yararı vardır. Ürünlerde değiş tokuş yapmak mümkündür ve ihtiyaç duyulan pek çok kaynak yakındır. Bundan başka, dünyanın bin türlü hali var… Diğer taraftan köyle iç içe olmanın bulunulan köye göre değişebilen bazı can sıkıcı yanları da olabilir. Çoğunlukla çöplerin sağa sola atılması ve bundan rahatsızlık duyulmaması, tuvalet giderlerinin bakımsız olması, geri dönüştürülememesi ve ortaya çıkan sağlıksız koşullar, gürültü, dedikodu alışkanlığı, yabancıları hor görme vb. 6- Kafa Dengi Arkadaşlar: Dağ, orman, bağ, bahçe… Hepsi güzel, hoş. Bir de bunları paylaşacak, arada sırada iki laf edecek, kimi zaman derin mevzulara da dalabilecek dostlar varsa ne âlâ. Aslında gerçek bir ihtiyaçtan bahsediyorum. Zaman geçtikçe bunun önemini daha iyi anlıyorum. 7- Yangına hassas bölgelere uzak olması: Yangın kasıp kavurucudur; ortaya çıktığında başa çıkmak çoğu zaman zordur ve en ufak rüzgârda dahi kat kat hızlanma eğilimindedir. Böyle bir tehlike kimi hassas bölgelerde yüksek risk haline gelir. Sıcak ve kuru iklim ormanları genellikle kolay yanan ancak diğer taraftan da kendini yine kolayca yenileyebilen ağaçlarla bezelidir. Türkiye’nin en tehlikeli yangın bölgeleri kuru ve sıcak bölgelerin tipik orman ağacı olan kızılçam orman sahalarıdır. Mümkünse bu ormanlardan uzak olmakta yarar var ancak unutmamalı ki bu ağaçlar Türkiye’de en fazla yer kaplayan ağaçlardır. Böyle bir yerde arazimiz var ise yangın bariyerleri oluşturma, yani yangına dayanıklı ağaç ve çalılarla bu orman arasına bir sınır çekme işi ihmal edilmemesi gereken bir iştir. Olası bir yangın durumundaki su ihtiyacını da göz önünde bulundurmak ve hazırlıkları yapmak gereklidir. 8- Güneye veya güneydoğuya bakıyor olması ve mümkünse farklı bakılara da sahip olması: Pek çok ağaç ve sebze, meyve veya tohumlarını olgunlaştırmak için uzun süreli güneşe ihtiyaç duyar; duymayanlar da vardır ve aslında en önemlisi türleri bu uygunluk veya uygunsuzlukları değerlendirerek seçmektir. Öte yandan güneş sever bir bitki dahi, bilhassa kurak bölgelerde sürekli güneş ışığı altında sıkıntı yaşayabilir; böyle yerlerde ışığın gün boyu kalması toprağın daha çabuk kurumasına, bitkilerin susuz kalmasına, meyve hacmi ve sayısının düşmesine ve daha başka istenmeyen durumlara yol açabilir. 9- Tatlı eğimli olması ve biraz da düz yerlere sahip olması: Düz yerler genellikle sıkıcıdır. Böyle yerler hasat sırasında, arazide çalışmada ve dolaşmada, malzeme vb. taşımada avantaj sağlar sağlamasına da kimi dezavantajları da bağrında tutar. Misal, drenaj büyük bir problem haline gelebilir. Sulama sistemleri kurulduğunda yerçekiminden faydalanmak mümkün olmayacağından başka bir enerjiye veya suyun yüksekte depolanmasına ihtiyaç duyulur, birim alana düşen güneş ışığı ağaç gölgelerinden dolayı azalır ve bunun gibi şeyler. Düz arazilerde tarım faaliyetleri odağında bir yaşam alanı kurulacaksa kimi yükseklikler ve çukurluklar meydana getirme yoluyla arazi çeşitlenebilir ve farklı mikro iklim bölgeleri ve farklı bitki birlikleri oluşturulabilir. Meyilli arazilerde ise eğim açısı arttıkça bu kez eğimden kaynaklanan daha başka problemler ortaya çıkar. En önemlisi yağmur suyunun toprağa sızacak vakti bulamadan akıp gitmesi, bu akışın hızlandığı durumlarda ise erozyonun artmasıdır. Böyle durumlarda toprak olması gerekenden erken kurur, diri örtü de akıp gitmişse işte o zaman çok kötü. Eğimi dik yerlerde bu türden sorunlarla karşılaşmamak ve yağmurdan olabildiğince yararlanmak için eş yükselti eğrilerinde hendek açma, araziyi setlendirme vb. yöntemler kullanmak büyük fayda sağlar. Ancak, bu yöntemlerin bedelleri zaman, emek veya dolaylı emek yani para olarak karşımıza çıkar. Türkiye coğrafyasının büyük bölümünün eğimli arazilerden oluştuğunu düşündüğümüzde bu bedelleri büyük olasılıkla ödeyeceğimiz fikrine de alışmak gerekir; yine de uygun eğim derecelerini aramaya odaklanmak bu bedelleri azaltmaya yardımcı olur. Sonuç: Tatlı eğim iyidir; tatlı eğimli yerleri Allah sevdiğine bağışlasın. 10- Vadi tabanına yakın olması: Vadi tabanları kimi olumlu, kimi de olumsuz yanlara sahiptir. Vadi tabanlarından genellikle bir dere geçer, bu dere bir kış deresi olsa bile açılan bir kuyu ile fazla derine inmeden suya ulaşabilme ihtimali yüksektir. Eğer, civar bölge tepelik, yıpratıcı rüzgarlara açık ve kurutucu ise vadi içleri korunaklı yerlerdir; nem oranı daha yüksektir. Arazi, vadi tabanlarında genellikle düzdür, iş yapmak kolaydır. Hem vadinin daha yukarı kesimlerinden, hem de yandaki yamaçlardan aşağıya organik ve inorganik maddeler yığılır ve toprağın kalınlığı da, verimi de artar. Buna karşılık tabana inen başka şeyler de olabilir. Misal, bu tür yerler sel tehdidi altındadır, heyelan ve kaya yuvarlanmaları olabilir, soğuk hava aşağıya indiğinden bu yerler civardan daha soğuk ve hatta dondurucu olabilir; bahar vakti don yaşanarak erken çiçeklenen bitkilerde verim düşebilir. Bu durumda vadi tabanının nimetlerinden faydalanmak, zararlarından da çok etkilenmemek için arazinin bir kısmı vadi tabanında, geri kalanı da yan kısımlarda olursa iyi olur. Anlaşılacağı üzere bir ev yapılacaksa en iyisi vadi tabanında yığılan soğuk hava kuşağının üzerinde yapılmasıdır; böylece kış geceleri daha rahat geçirilir, sel tehlikesinden uzak durulmuş olunur vb. 11- Yolu olması: Keşiş hayatı için en iyi şey yolsuz ve hatta patikasız bir mağara olabilir pek âlâ. Ama, işin içine tarım, hayvancılık, sosyal yaşam, çoluk çocuk girerse yol lazım olur. Bir yerden bir yere gidip gelirken kullanmak için, araziye malzeme getirirken veya buradan götürürken kullanmak için, kaza gibi, hastalık gibi, yangın gibi acil durumlarda kullanmak için yol gerekir. Araziye kadar gelen bir yolun haricinde arazinin içine giren bir yol da çok yararlı olur. Ayrıca, izinli bir ev yapılacaksa, yol olması, yani tapuda görünen bir yolun araziye sınır teşkil etmesi de zaten kanunen gerekli. 12- Organik tarım yapılan bir bölgede olması: Kimyasal gübrelerin, herbisit ve pestisitlerin toprağı, havayı, suyu kirletmediği bir yer en iyisidir. Bizim kullanmadığımız ancak komşumuzun esirgemeden savurduğu türlü kimyasallar direkt veya dolaylı bir şekilde bizi de etkiler. Maalesef hiç beklemediğiniz yerlerde dahi bu türden kirletici maddelerin kullanımı o kadar yaygınlaştı ki tertemiz bir tarım arazisi bulmak gerçekten güçleşti. 13- Manzaralı olması ya da olmaması: Şu kararı vermek lazım: toprağımızda tarım mı yapılacak, manzara mı izlenecek? Şehrin sıkışık yapısından ve karmaşasından kaçanların pek çoğunun yaptığı hata, muhtemelen bu sıkışmışlığın doğurduğu ferahlık ihtiyacından kaynaklanır. Genellikle güzel manzaralı bir yer alınır, yani yerin tarım için uygunluğuna değil, yalnızca manzarasına bakılır. Manzarası güzel diye alınan yerlerin çoğunda tarım zordur çünkü manzaralı yerler genellikle yüksek, tepelik yerlerdir ve arazi eğimi epey fazladır; böyle yerlerde iş yapmak zordur. Buna karşılık manzarasız, kapalı yerlerde ise çalıştıktan ve yorulduktan sonra bu yorgunluğu alıp götürecek ve ruhu dinlendirecek açıklıklar yoksa işin keyfi tam anlamıyla çıkmaz. Açık alanlarda güzel bir manzaraya bakmak huzur verir, bu huzur da alfa dalgaları yaymamızı sağlar. Bu ise keyifli ve huzurlu olduğumuzun göstergesidir. Rahatlayamayan insan ürettiğinden de keyif almaz. Bu nedenlerle önceliği arazinin tarıma uygunluğuna vermek, manzarayı da bulmuşsak şükretmek lazım. 14- Madencilik faaliyetleri, HES, sanayi ve benzer doğa talanlarından uzak olması: Madenler, hesler artık her yerde. Kapitale dayalı sistem cennet vatanı kavramış, tecavüz ediyor. Kalkınmaysa kimin, neresinin kalkındığı ortada. Sanayi, fabrikalar, bacalar, dumanlar, çöpler… Büyüyen şehirlerin ve öksüzleşen toprakların göstergesi bunlar. Hepsinden ne kadar uzaksak o kadar iyi. Ama, büyük bir ama var burada. Nereye giderseniz gidin onlar da oraya geliyorlar. Son zamanlarda bu işlerin önünde duran yasalar dahi değiştirilmeye çalışılıyor. Düzenleyen Taşlıbahçe : 24-03-2014 saat 08:01 Neden: ek |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#14 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 14-12-2014
Şehir: mersin
Mesajlar: 2
|
Eline sağlık çok faydalı bilgiler. Teşekkürler. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#15 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 14-12-2014
Şehir: mersin
Mesajlar: 2
|
Herkese merhaba, Fethiye Çatak köyü civarının su durumu hakkında bilgisi olan varsa lütfen yazın. Teşekkürler... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#16 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-09-2014
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 76
|
Sayın Taşlıbahçe; yaşayarak, deneyimleyerek oluşturduğunuz kriterleri merak ve ilgi ile okudum paylaşımınız için teşekkür ederim. Bu kriterler arazi arama aşamasındaki bizler için kulağımıza küpe olacak önemli bilgiler. Permakültür ilkeleri doğrultusunda 1,6 ve 7 no'lu kriterlerinize uygun ve pratik yaklaşımların olduğunu biliyorum. Bu konuda gerekli araştırma ve incelemeler yapılır ise arazimizin korunması ve değerinin arttırılmasına önemli bir kazanç sağlayacağını düşünüyorum. Düzenleyen Karena : 15-12-2014 saat 20:25 Neden: tam olarak kendimi ifade edemediğimi düşündüm. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#17 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2014
Şehir: İstanbul, Tekirdağ
Mesajlar: 598
|
Ufak ufak hayallerimi gerçekleştirmek adına bende bir arsa bakmaya başlıyacağım. Ana kriterler şunlar, 1) En az 5-6 yıl daha çalışmam gerkeceğinden İstanbul' a en fazla 2-3 saat uzaklıkta olmalı, 2) Çok sıcak ve çok soğuk olmamalı dolayısıyla bu iki kritere göre Marmara Bölgesi ile Kuzey Ege kalmakta, 3) Yalova, Gemlik, Karamürsel gibi yerler bu şartlara en uygun yerler gibi, 4) İmarı varsa en az 3 dönüm yoksa tarım arazilerinin korunması nedeniyle 5.5 dönüm olmalı, 5) Suya(çok önemli) elektriğe(önemli) ulaşım imkanı olmalı, mutlaka kadastral yola cepheli olmalı, Kendi yaptığım araştırmalardan fiyat ve adet olarak uygun araziler İznik civarında var. Aslında Trakya ve Çanakkale tarafları uygun olmakla birlikte çok rüzgarlı olması nedeniyle şu aşamada sıcak bakmıyorum. Başka yer önerisi olan var mıdır? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#18 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-04-2008
Şehir: İzmir / Balıkesir Gömeç
Mesajlar: 376
|
Edremit - Ayvalık arasına da bir bakın derim, Yalova- Edremit arası 320 km. Körfez köprüsü ve tünel bittiğinde çok hızlı bir şekilde ulaşılabilir hale gelecek. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#19 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2014
Şehir: İstanbul, Tekirdağ
Mesajlar: 598
|
Annem Edremit' li bende o civarı çok severim ancak yeni yol açılsa bile Yalova civarıyla arasında 2 saat kadar farkeder ki gitgel bu haftada 4 saat yapar. İlk başta olmasa bile o civarlar Ayvacık dahil ikinci tercih olarak düşünülebilir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#20 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-03-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 221
|
İzmir Güzelbahçe civarında tarla arayan olursa; ben emlakçıyım yardımcı olabilirim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#21 |
Ağaç Dostu
|
Bende kendi köyümü önereyim. Hem düz ovada hem de bir çok farklı merkez yere oldukça yakın konumda. Sahil ilçelerine ve haliyle denize, barajlara, çevresinde ki büyük merkez ilçelere yakındır. Köyüme son bir kaç yıldır 4-5 aile İstanbul ve Ankara'dan ev alıp yerleşmişler. Bence şehirlilerin köylerimize gelmesi, o köyün sosyolojik olarak gelişmesine (ve ayrıca ekonomisine) büyük katkı yapar. Ev fiyatları şimdilik ucuz. Geniş açıklamayı bloğumda da paylaştım. Köyden yeni fotoğraflar çekip yakında bol bol fotoğraf da yükleyeceğim. Köye yerleşmek isteyenlere köyümü kesinlikle öneririm. Bakırçay ovasının bereketli toprakları ev bahçelerinde bile var. Çünkü köy ovanın içinde. (Deprem riski tüm Ege bölgesi 1. derece de olduğundan var ama şimdiye kadar köy tarihinde çok büyük yıkımlı deprem olmamış. Köy tarihi aşağı yukarı 1600'lı yıllara kadar uzanıyor). ZAMAN - MEKAN - YAŞAM - AYRINTILAR. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ayaskent,_Bergama |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#22 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-08-2014
Şehir: Kayseri
Mesajlar: 87
|
Altug soyismi koyde ne is yapar, 3 bld baskani altug soyadli iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#23 |
Ağaç Dostu
|
Dede Altuğ köyün 60'lı yıllarında muhtar idi. Onun oğlu Altuğ ise (R. Altuğ.) belediyeyi 1976-77 yıllarında muhtar iken, girişimleri ile belediyeyi ilk kuran ve haliyle ilk belediye başkanı idi. Son olarak onun oğlu da (Torun H.G. Altuğ) en son belediye başkanı idi. Tabii onlardan başka kişiler de belediye başkanı oldular ama her köyde bir ailenin öncü çıkması gibi, bu köyde de bu soy isimdekiler öncü ailedir. Darbe döneminde ki iki başkan atama ile köy dışından gelenlerdi. Altuğ soyismi dışında ki diğer belediye başkanları da zaten Altuğ sülalesi ile birbirlerine yakın akrabalık bağları var. Bildiğiniz gibi köylerde çoğu kişi akraba oluyor bir şekilde. (.Evlilikler nedeni ile). O nedenle bu kadar çok muhtar ve belediye başkanı çıkarıyorlar. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#24 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 26-05-2015
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 35
|
Arkadaşlar; Gökçeada'ya yerleşmek isteyenlerden biride benim. Daha doğrusu kafamda öyle bir fikir var ve adım adım uygulamak istiyorum. Bu amaçla adada 5.500 metrekare bir tarla aldım. Fiyatı da bana çok uygun geldi. (25.000.-TL)Bir tanede şöyle 500 metrekare ev yapabileceğim arsa almak istiyorum.(fiyatlar 100.000 TL'den başlıyor) Ama arsayı her halde 2-3 yıldan önce alamayacağım gibi duruyor. Tarlada bir tane armut ağacı var. Herhalde 100 yıllık falandır. 15 gün önce oradaydım. Armutlar ortalama olarak cevizin 1,5 katı kadar. Ama lezzeti mükemmeldi doğrusu. Ayrıca 6-7 tane de zeytin ağaçları var. Zeytin ağaçları 300-500 yıllık gibi duruyorlardı. Bir tanesi aşılı, gerisi aşısızmış. Aşılı olanların meyveleri gayet iyi idi. Aşısız olanların meyveleri çok küçüktüler. Ama aşısız olan yabani zeytin ağaçlarında inanılmaz miktarda zeytin vardı. Siz forum sakinlerinden öğrenmek istediğim(ama sadece sakin olanlar cevap versin lütfen, asabi olanlar değil!! ![]() 1- Bu tarlaya bir ev, hiç olmazsa temelleri olmayan ahşap kulübe yapabilir miyim?(Arazi 1. derece doğal sit alanı kapsamında. Kadastro yola da cephesi yok ne yazık ki. 50 metre aşşağıda çeşme var. Yaz-kış akıyor Şahane deniz manzarası ise insanı mest ediyor.) 2-Dediğim gibi arazide sadece 6-7 tane ağaç vardı. Boş olan yerlere adaya özgü karadut fidanlarından diksem; ada da her yerde bolca mevcut olan keçilerin elinden kurtarmak mümkün mü? 3-Tarlada halihazırda yetişmiş olan devasa yabani zeytin ağaçlarının zeytinlerinden faydalanmak mümkün mü? Yağlarını sıktırsam kullanılabilir mi? Herkese selamlar. Düzenleyen burhan ak : 09-09-2015 saat 12:03 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#25 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 15-05-2015
Şehir: .
Mesajlar: 5
|
Alıntı:
Maalesef 1. derece doğal sit alanı olduğu için ağaç dikmek bile izin gerektiriyormuş. Henüz öğrendiğim bilgilere göre ![]() Bildiğim kadarıyla yabani ağaçların tek farkı geç meyve vermeleri. Sizin ağaçlar yeterince yaşlı olduğu için kıvama gelmişlerdir diye umuyorum ![]() Mesajın başında belirttiğim gibi bu konular hakkında pek bilgi sahibi değilim ancak , uzun süre cevap alamayacağınızı varsayarak elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştım. Şimdi soru sorma sırası bende ![]() 1- Araziyi almadan önce bahsettiğiniz özelliklere sahip olduğunu biliyor muydunuz ? 2- Ada dışında bir araziye yerleşmeyi düşündünüz mü ? 3- 2-3 yıl sonra yapmayı düşündüğünüz ev 50m2 mi ? 4- Birikim durumunuz nedir ? Soruları sorma amacım merak değil , size yardımcı olmaktır. Herhangi birine cevap vermek istemezseniz saygıyla karşılarım. İyi günler diliyorum. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#26 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2007
Şehir: akhisar/manisa
Mesajlar: 496
|
Delice zeytin ağacının(aşısız) zeytinlerinden sıktıracağınız yağ genelde acı olur. Bizler ilaç olarak kullanırız. Ak delice dediğimiz iseler bir ihtimal yenilebilir nitelikte olabilir. Yemekler de kullanabilirsiniz. Delice zeytinlerin gövdelerine, akıllı olandan alacağınız aşı çubukları ile işi bilen birine el büyüklüğünde yama aşılar yaptırabilirsiniz. her gövdeye doğu, güney, batı yönlerine aşıları yaptırıp, tuttuktan sonra aşıların üstünden keserek akıllı zeytinlere dönüştürmüş olursunuz. ![]() Sit alanlarına karavan türü hareket edebilen /gözüken evler /barakalar yapılabiliyor |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#27 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-05-2013
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 30
|
Merhabalar, konu hakkında güncel düşünceniz nedir? koruma-sit alanı içinde olmayan, herhangi bi il merkezine otomobille 45-50 dk den daha uzak olmayan, 3-5 dönüm arası,cüzdanı çok çok zorlamayacak enfazla 100bin tl civarı, iklim anlamında eskişehir kıvamında lakin flora olarak ağacı,yeşili bol olan nereleri önerebilirsiniz? Doğma büyüme eskişehirliyim ve memleketimi seviyorum lakin içanadolunun kendine has bozkırı kahve rengini sevemedim bir türlü. azıcık batıya gidildiğinde Bilecik Bozuyük İnegöl Bursa Yalova kuzeyde Bolu gibi yerler tam aradığım kriterde gibiler lakin sizlerinde fikirlerini merak ediyorum.. Amacım arsayı alıp hafta sonu gidip gelmekten ziyade 100m2 basit bir ev inşaa edip hayatımı burada devam ettirip. Şehir ilçe merkezine hergün yol yapıp gitmek. İstanbulda apartmanda yaşayıp 1 saat günde yol çekeceğime köyde-köy civarında yaşayıp 1 saat yol çekmeyi yeğlelerim. öte yandan topraktan para kazanma, yetiştirdiğim ürünü organik adı altında satma gibi gayelerim yok. yapacağım tüm olaylar tamamiyle şahsi hazzım ve keyfimi tatmin amaçlı olacak ve maddi gelirimi işim aracılığıyla ve sonrasındaki emlak yatırımlarımla vs karşılamayı düşünüyorum. (meyve ağaçları, basit bir kümes, çeşitli sebzeleri otları içeren bostan, peyzaj ve çiçek düzenlemesi belki basit bi arı kovanı, belki küçükbaş, kedi,köpek, ördek, tavşan vs vs. ) anlatınca hayal gibi geliyor lakin başlamak, düşünmek bitirmenin yarısıdır felsefesini benimsiyorum. Saygılar |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#28 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#29 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sofça Köyü yakınında Doğa (ismini tam hatırlamıyorum) evleri var. Ben iki sene önce gördüğümde ağzım açık kalmıştı. Mütevazi ve çok güzel yaşam alanı oluşturulmuş. Daha batıya 25 - 30 Km. giderseniz Türkmen dağı etekleri, Kalabak ormanları harikadır. Suyunu anlatmaya gerek yok sanırım. Sarıcakaya, Mihalgazi, Tarpak, İnhisar, Çatacık Ormanı ve Gökçekısık çevresi, Mihalıççık çevresi özellikle Gürleyik doğa harikasıdır. Bu listeyi uzatmak mümkün. Benim gibi "ucundan kıyısından deniz görünsün" takıntınız yoksa Eskişehir ve çevresinde istediğiniz özellikler sahip çok yer var. Seçiminizi doğup büyüdüğünüz yere yakın tutarsanız daha baştan bir çok problemi çözmüş olacağınızı unutmayın. Sıkılırsanız da merkeze yerleşip haftasonu rahatlama ihtimalini de düşünmelisiniz. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#30 |
Ağaç Dostu
|
Sakin hayattan her gün kabusa gelmek bir süre sonra eziyet haline gelirse planlamanız tutmamış olur. Şehir düzenini bozmadan deneme yapılabilir, olumluysa sonuç devam edilir. Ben hafta içi eziyet çekip hafta sonu kafamı dinleyeyim diyenlerdenim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|