![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
Ağustos böceği
Arkadaşlar, Çin'de kafeslerde satılıp, beslenen ağustos böceğini acaba aramızda besleyen var mı? ----------------------------- .. Etnografya müzelerinden bit pazarlarına kadar birçok yerde rastlayacağınız, ağustos böceğiyle ilintili bir başka şey ise, kafesler... Ağustos böceklerini altın kafese koysanız, "vatanım, vatanım" diye mi öter bilemiyoruz ama, Çin imparatorlarına ait paha biçilmez kafesler, altından fildişine ve mineye kadar geniş bir malzeme yelpazesinde üretilmiş. Müzelerde sergilenen bu değerli parçaların yanı sıra, halen onbinlerce yuanlık, yani binlerce dolarlık bir kafes satın almak mümkün... Tabii sıradan bir Çinli'nin eline düşmüş bir ağustos böceğine mesken olan basit, çoğunlukla ahşap kafesler de cabası... Bir gece sokakta yürürken, uzaktan silüeti baloncuya benzeyen, elindeki bir sopaya içinde böceklerin bas bas bağırdığı onlarca kafes takmış bir satıcıya da rastlayabilir ve özellikle geceleri sizi yalnız bırakmayarak varlığını sürekli hissettirecek can dostunuzu bu desteden seçebilirsiniz! Siz rastgele bir seçim yapacaksınız ama, deneyimli Çinliler sesinden ayırt ediyormuş ağustos böceğinin iyisini kötüsünü... Her Çinli çocukluğunda mutlaka ağustos böceği beslemiş, topraktan çıkarıp oynamıştır. Neden beslemek için böyle bir hayvan seçildiğini sorduğumda, bir Çinli arkadaşım şöyle demişti: "Evinizde doğanın sesini duyuyor, sanki doğanın içinde gibi hissediyorsunuz kendinizi..." Sanırım, Çinliler'in doğayla olan ilişkisini, doğaya bakışını anlamak için güzel bir örnek... Ayrıca ne kadar şimdilerde küçük süs köpekleri moda olsa da, bu geleneksel "evcil hayvan"ı beslemesi, köpek ve kedinin aksine, gayet külfetsiz ve masrafsız! Peki nedir bu böceğin Çin toplumunda bu kadar ilgi görmesinin sebebi hikmeti? Değerli dinleyiciler, eski zamanlarda ağustos böceği ölümsüzlüğü veya ölümden sonraki hayatı simgelermiş Çin kültüründe... Yeşim taşından yapılmış bir ağustos böceği, ölen kişinin ağzına konurmuş. Uzun yaşam ve ölümsüzlük için ne gerekiyorsa harfiyen uygulayan Çinliler'in, bu böceği bu kadar el üstünde tutmasına şaşmamak lazım dolayısıyla... Tabii bu inanışlarda, bilimsel bir altyapı da yok değil... Ağustos böceğinin kabuğu, bugün hâlâ geleneksel Çin tıbbında panzehir olarak ve kansere karşı geliştirilen ilaçlarda kullanılıyor. Bir efsaneye göreyse, Doğu Çin'in Qi derebeyliğinin kraliçesi, öldükten sonra bir ağustos böceğine dönüşmüş ve bunun için ağustos böceğine, "Qi'nin genç kızı" da denirmiş. Bir başlığın üzerinde bulunan ağustos böceği resmi ise, onu giyen kişinin prensip sahibi, dürüst bir insan olduğunu simgelermiş. Çin kültüründe bu kadar önemli ve simgesel yeri olan bir hayvan, elbette ki çeşitli öykülere de konu olmuş. Bunlardan birinde, ikinci kahraman olarak karıncayı değil de guguk kuşunu görüyoruz... Ağustos böceği ve guguk kuşu aynı ormanda yaşar ve sık sık sevdikleri şeyler için tartışırlarmış. Ağustos böceği havanın hep güneşli ve sıcak olmasını, guguk kuşu da her gün yağmur yağmasını istermiş. Bir gün yine iddialaşan iki hayvan, kimin haklı olduğunu bulmak için yola çıkmış... Karşılarına çıkan ardıç kuşundan medet ummuşlar. Ardıç kuşu, "Çok meşgulüm, hem arkadaşlarımla şarkı söylemem, hem de yavrularımı beslemek için böcek bulmam gerekir. Başkasına sorun" demiş. Nehir kıyısında buldukları iskele kuşu da, "Sabahtan akşama kadar balık tutmaya çalışıyorum. Sizin sorununuzla ilgilenecek zamanım yok" demiş. Sonunda bir köylüye danışan iki hayvan, köylüden şu yanıtı almış: " Eğer, hava her gün güneşli olsa, yeryüzündeki her şey güneşten kuruyup ölür. Eğer her gün yağmur yağarsa, her şey su altında kalır. Yani, yalnızca kendi isteğinize bakar ve başkalarının isteklerine önem vermezseniz, sonunda kendinize de bir yararınız olmaz." Köylünün sözlerine hak veren ağustos böceği ve guguk kuşu, tartışmaktan vazgeçerek sessizce yaşadıkları ormana dönmüşler. Bu öyküdeki ağustos böceğinin karakteri hakkında çok da veri olmasa da, hiç olmazsa bir iddiası olan ve bunun için inat eden, mantıklı bir açıklama karşısında da ikna olan bir profil çiziyor! Tabii sonunda, Lafontaine'in fabllarında olduğu gibi, yine son sözü söyleyen insanoğlu haklı çıkıyor... Çin kültüründe ağustos böceklerinin yalnızca öykülerde değil, deyimlerde de yeri var. "Ağustos böceğini yakalamaya çalışan peygamber devesinin arkasında sarı asma kuşu var" deyimi, kolayca ulaşılabilir gibi gözüken çıkarlar için başkalarına zarar veren bir kişinin arkasında ona zarar vermek için bekleyen başka birinin olabileceğini anlatmak için kullanılıyor. Yani kısaca tam Türkçesi, ava giden avlanır! Değerli dinleyiciler, herhalde Lafontaine'in kemikleri sızlamış, ağustos böcekleri ise "sonunda hak yerini buldu" diyerek bir derin oh çekmiştir. Birkaç saniye kulak verelim, bakalım susmuşlar mı... Haklarını teslim ettik, yine de susturamadık... Eh artık ne yapalım, senede bir ay onların ayı, baksanıza isim hakkını bile almışlar! Eylüle kadar dayanamam diyorsanız da, haftaya görüşmek ümidiyle, sabah ola hayrola... KİRAZ PERİNÇEK http://turkish.cri.cn/281/2007/08/23/1@78200.htm |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
|
Denizakvaryumu, alinti yapip bizimle paylastigin icin tesekkurler. Bu yazida(veya konusmada) bahsedilen bocek sanirim Agustos bocegi degildir. Ya da oralarda buna da Agustos bocegi deniyor(turkce ismini bilmiyorum) Cinlilerin kafeslerde besledikleri boceklerin ismi ingilizcede "CRIKET"dir ve ogustos boceginden cok cekirgeye benziyor ve geceleri otuyor. Cinliler kafeslere koyup gece yatak odalarinda onun sesi ile uyuyorlar. Asagidaki linkte bilgiler var. http://en.wikipedia.org/wiki/Crickets Agustos bocegi ise yazlari gun boyunca, agaclar uzerinde hic susmadan otusen boceklerdir. Ingilizcedeki ismi "CICADA"dir Kibrista cikardigi sesten oturu bu bocege "ZIZIRO" da deniyor. Asagidaki linkte agustos bocegi hakkinda bilgiler vardir. http://en.wikipedia.org/wiki/Cicada |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Ağaç Dostu
|
Evet her iki tür de geceleri güzel bir müzik ziyafeti çekiyor yanlarında bir de kurbağa şefleri olursa deymeyin keyfimize ![]() ![]() Bu arada zargandan araştırdım. Cicada yı ağustos böceği , cricket i cırcır böceği olarak çeviriyor. Yani cricket için ağustos böceği değil cırcır böceği diyeceğiz.Çin'lilerin beslediği böceğin de böylelikle ağustos böceği değil cırcır böceği olduğu ortaya çıktı. Ali Beye bir kez daha teşekkür ederim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-10-2008
Şehir: Silivri / İstanbul
Mesajlar: 114
|
Cricket, Cicada, Cırcır Böceği, Ağustos Böceği, Çekirge
Merhaba, Türkçede, ya da belki halk dilinde demek daha doğru , Cricket de, Cicada da cırcır böceği diye adlandırılırlar. Dünya üzerinde Cicada'nın 2500 türü ve Cricket'in 900 türü vardır ve hepsi birbirine çok benzeyen bu türlere, hepsi durmadan bağırıp çağırdıkları ve cır cır sesler çıkardıkları için genel olarak cırcır böceği denilmiştir. Ağustos böceği adı nereden çıkmıştır bilmiyorum fakat, ağustos böceği adı da genel olarak bu iki tür için de kullanılmaktadır. Ağustos böceği adının Lafonten çevirisiyle Türkçeye girdiği üzerine bir söylenti duymuştum fakat Fransızca bilmediğim için emin değilim, bunun yanında Lafonten'in Ağustos Böceği ve Karınca hikayesi İngilizceye "The Grasshopper and the Ant" yani Çekirge ve Karınca diye çevrilmiş olduğuna göre bunun da aslı olduğunu sanmıyorum. Diğer yandan, Çin'de şans getirdiği düşünüldüğü için kafeslerde beslenen Cricket'tir fakat kabukları ilaç olarak kullanılan Cicada'dır. Bu arada Cricket, Türkçede ocak çekirgesi diye de adlandırılır. Böylece cırcır böceği adı Cicada'ya kalıyor gibi gözükse de yine de iki türü de kapsar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 |
Ağaç Dostu
|
Bu yıl bütün bir yaz, ordu halinde hiç susmadan bağırıştıklarına tanık olduktan sonra, onların gerçekten "Ağustos böceği ile karınca" masalındaki gibi olduklarına inandım. Yahu insan, pardon ağustosböceği ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#18 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-10-2008
Şehir: Silivri / İstanbul
Mesajlar: 114
|
Cırcır böceğinin tembelliği tevatürü Türklere değil, Lafonten'e aittir. Biz olsa olsa Lafonten'in yalancısı olabiliriz. Ayrıca sanırım yaz sonunda yumurtaladan yavrular çıktıktan sonra böcekler ölmekteler. Böylece masalda anlatıldığı gibi ortada karıncaya gidip yiyecek dilenecek böcek kalmıyor. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#20 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Güler Hanım. Ağustos Böceği ile ilgili sorunuza cevap. Sırt plakalarına ait iki tane oval plastik zar birbirine paralel birçok kitin karina ile kuvvetlendirilmiştir. Her zarın iç tarafına eksantrik bir kiriş bağlanmıştır. Bu kiriş zarın öbür tarafında tabak şeklinde genişler. Buraya kalın plakasının iç çıkıntısına uzanan kaslar karşılıklı oalark bağlanmıştır. Kasların sarsılma şeklinde kasılmaları ile ses zarı içe bükülür, gevşeyince zarın esnekliğinden dolayı eski yerine gelir. Tekrarlanqan kasılmalar ile zarda titreşim oluşur. Ses bu şekilde oluşur. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#22 |
Ağaç Dostu
|
Bahçemizdeki zeytin ağaçlarının üzerinde bütün yaz boyunca güneşin doğuşundan batışına kadar öten ağustos böceklerinin seslerine bazen tahammül edemiyorum. Kediler ağaçların üzerinde onları avlamaya çıktıklarında biraz rahatlıyoruz. İlginç bir durumu yazmadan geçemeyeceğim. Bazı geceler eğer tüm bahçe ışıklarını açmışsak coşup gündüz olduğunu sanarak ötmeye başladıklarına çok şahit olmuşumdur. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#23 |
Ağaç Dostu
|
Evet Buket hanımın dediği gibi aynen. Tam gece el ayak çekilmiş, ortalığı sessizlik kaplamış. Sizinse uykunuz kaçmış o sessizliğin tadını çıkartıp iki satır bir şey okumaya kalktınız. Elbette bunun için ışık açmanız gerek. Yok öyle bir lüksünüz. Başlıyor orkestra ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#24 |
Ağaç Dostu
|
Bence doğal bir orkestra. Bayılırım öyle orkestraya. Bazen kitabımı alır dere kenarına inerim. Bülbül sesleri, kurbağa sesleri, balıkların atlamasıyla oluşan su sesleri. İnanın harika oluyur. Bu sesleri duymak isteyen binlerce kişi var. Rüzgarda hışırdayan yaprakların sesleri. Sizi bilmem ama, ben çok hoşlanıyorum. Saygılarla. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#26 |
Ağaç Dostu
|
Evet var ama bizim evi Ankara'da sayarsak ![]() Bir yaz benim de bir ağustos böceğim olmuştu. Her akşam belli bir saatte geliyor ve geç saatlere kadar ötüyordu (aslında cırlıyordu mu demeliyim ki?). Gerçekten bir tane olunca çok sevimli oluyor o ses. İnsana doğanın ortasındaymış gibi geliyor. Nerede olduğunu bir türlü bulamamıştım. Ben balkona çıktığımda susuyor sonra bakıyordu ki benden bir zarar gelmeyecek devam ediyordu ötmeye. Birbirimize bayağı alışmıştık ama bir türlü yerini bulamamıştım. Çok sıcak bir gecede çiçekleri sulamaya kalktım ve olan oldu ![]() Bir önceki yaz, akşamları yine arada bir ses duyuyordum ama o yazdaki gibi sürekli olmadı. Bu yaz yoktum, bu yüzden hala var mı bilmiyorum. Oturduğum yer daha önceleri tarlaymış, gerçi arkalarda bir yerlerde hala boş alanlar var. Belki o yüzden neslinin son temsilcileridir bunlar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#27 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-10-2008
Şehir: Silivri / İstanbul
Mesajlar: 114
|
Küçük bir düzeltme
Sn. Ali H. ALI, Kelile ve Dimne'yi Ezop'dan önce diye tarihlemiş fakat Ezop İÖ 6. yy da yaşamış. Kelile ve Dimne'nin yazarı Beydeba'nın ise İÖ 1. yy da yaşadığı düşünülüyor. Hangi hikaye kime aittir bilemem ama bir tarihi gerçeği de düzeltmek gerekir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#28 |
Ağaç Dostu
|
Sayin Ertugrula, yukarida yazdigim bir yazidaki tarihi duzeltmissiniz. Tesekkur ederim. Yanlislik icin de ozur dilerim. Yazi yazarken acele etmeyip daha dikkatli olmaliydim. Hepinize iyi pazarlar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#29 |
Ağaç Dostu
|
Bu yaz bir tanesi odama girmişti, yerini de bulamadım. Tam uyumak üzereyken konsere başlıyordu, kalkıp perdeleri silkeleyince susuyordu, biraz sonra tekrar başlıyordu. Pek hoşlanacak gibi değildi. Ömrünün bir gün olduğunu sanmıyorum, birkaç gün uğraştırdı beni. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#30 |
Moderatör
|
Sesler, çok yakından değil de uzaktan uzağa gelirse hoş oluyor. Manyas'da cırcırlar susuyor, onların susmasını bekler gibi kurbağaların korosu başlıyor. Balkonda otururken, uzaktan uzağa hoş geliyor. Ama bir defa Fethiye'de yakalandım, vallahi sabahı zor ettim, uyumak ne mümkün. Ertesi gün, bağlasalar durmam vınnnn. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|