View Full Version : Damda 12 m2 Hidroponic Sera Yapımı
leventali
19-11-2013, 19:30
Topraksız Köylü tanımı bence biraz düşünülsün. Zira köylülerin çoğu topraksızdır. Eker ama ya tapusu yok, ya icara, ya hazine...
Mecazi anlamda çok cümle çıkıyor.
Sayın leventali bey,
Burada uzun zamandır paylaşım yapmanıza rağmen ben sizin seranızı (utanarak söylüyorum) yeni farkettim. Yaptığınız çalışmalar gerçekten çok güzel. Adana toplantısında tanışıp uzun uzadıya konuşuruz. Bu arad dayanamayip birkaç şey sormak istiyorum.
Benim topraksız tarım sevdam evin balkonunda başlayıp, okulumuzun bahçesinde 40 m2 sera ile devam ediyor. Serada durgun su ve akan su kültürünü kullandım. Sisteminizde gördüğüm kadar su giriş ve çıkış yerleri açık. Buralardaki yosunlanmayı nasıl engellediniz?
kiziltan
19-11-2013, 21:06
Sn Omencek
Siz benden kucuksunuz belli fotograflardan , ama ELLERINIZDEN OPERIM. Atamiz bu milletin gelecegini, Cumhuriyetini, bos yere genclere, ve o gencleri ogretmenlere emanet etmemis. Ogretmenlerle dolu bir ailenin cocugu olarak her yastaki ogretmenin eli opulur diyerek buyudum. Sizin cabaniz, basariniz hakli cikardi. Sagolum, sagolun.
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
kiziltan
19-11-2013, 21:17
Levent Ali Bey
Korun istedigi bir goz, Allah Verdi iki goz.
Sayin ogretmenim Omencek gondermisler mesaji hemen basliklarini actim. Birkac gundur yaziyorum bu isler durgunsu sistemde daha kolay cok avantajlar var diyorum. Sn OOmencek ispatlamislar.
Baslik : Durgun suda marul ve brokoli denemeleri
Mesaj : 10 EC ve PH degismiyor! Demekki kisa sure birakip gitmek mumkun, daim ba-
sinda durmaya gerek yok.
Mesaj 12 : Buharlasma ile su kaybi ve bitki kullanimi orantili olmus sadece besin eklen-
mis, EC ve PH hesabi ve ayari gerekmemeis. ( Sicaklik dusuk veya fazla
olsaydi farkli olabilirdi )
Baslik : Saricam sofullu lisesi topraksiz tarim serasi
Urunlere dikkat lutfen. Sadece cilek akansu sistemde. Kim demis domates, biber, salatalik, brokoli durgunsuda olmaz diye. Duzenek ayarlanirsa oluyor.
Birseye daha dikkat, hava pompasi disinda elektrik masrafi yok ! Istedigi mali alip kaplarini degistirmis, istedigi yere koymus, sorun yok !
Buyume hizi konusunda bilgi yok ama 35 gunden fazla degil. Bunu Delimus ve Todor bilirler.Sormak lazim.
Birim alanda uretilen bitki icin sanirim daha avantajli. 700 m2 havuz ayda 21.000 adet marul, Antalya`da, soyleyenin yalancisiyim.
Kahveye gelinde yazisalim.
Bu arada Sn. Todor`dan sordum cevap gelsin oletirim.
Saglicakla kalin.
kiziltan
19-11-2013, 21:30
Sayin Todor cevaplamislar sagolsunlar, hep olumlu hem olumsuz acikca yazmislar bence cok faydali.
Sorunun en büyüğü elektrik sarfiyatı. Havuz sayısı ve besin formülasyonları arttıkça, çalışması gereken motor sayısı da artıyor. Tabi tek tip formül ve ortak bir motor ile sistemi işletebilirsiniz fakat o zaman da işin bir espirisi kalmıyor.
Buna bağlı olarak böyle bir sistemi işletebilmek için, ya bitki besleme bilginiz oratalamanın üzerinde olacak veya ilk zamanlar profesyonel bir yardım alacaksınız. Şöyle bir örnek vereyim; ilk iceberg marul denemelerimde binlercesi çöp oldu çünkü hasat edemiyorduk. Yemeye doyamadığımız lezzete sahip icebergleri bir türlü strafordan çıkartamıyorduk, dokunduğumuz an camdan yapılmışçasına tuz buz oluyorlardı. Formül ile biraz oynayınca bu sefer oldukça sağlam fakat ağızda çiğnedikçe kayış gibi büyüyen göbeklerimiz oldu. Tam bunu da hallettik derken bu sefer formları o kadar bozuldu ki, lale ile marul melezi enteresan mutantlarımız oldu. Sonuçta bir başarı kaydedebildik ama çöpe giden 15.000 iceberg bedeline elde ettiğimiz bir sonuçtu bu ve bizim gibi küçük işletmeler için önemli bir bedel bu. Bu arada, piyasadaki bitki besleme firmalarında çalışan ziraat mühendislerinde de hiç bir fayda göremediğimizi belirtmek isterim. Her biri kendi firmasının ürünleri ile yardımcı olmaya çalıştı fakat bu çabalar daha çok "bakalım ne olacak" tarzındaydı. Birisi bile diyemedi sorunun hangi elementden veya elementlerden kaynaklandığını.
Havuz sisteminde marul yetiştirirken ikinci bir sorun pahallı tohum kullanmak zorunda oluşunuz. Eğer ucuz tohum kullanırsanız aynı gün çimlenmedikleri gibi, gelişimde de çok farklılık gösteriyorlar. Oysa ticari bir yetiştiricilikte önemli olan ürünü tek tip olarak sürekli olarak sunabilmeniz. Bugün 10 kasa yapayım yarın 50 kasa, sonra bir hafta yatayım olmaz. Müşterinize düzenli ve aynı kalitede malı sunabilmelisiniz. Bunun birinci koşulu kaliteli tohumdan geçer. Piyasada 50.000 adeti 10 TL'ye de 5.000 adedi 300 TL'ye de tohum var. Hibrit tohumlar aynı gün çimlenir, aynı gün satışa gelir ve her biri uniform olur. Boru sistemde aralara girip olmuşları toplama şansınız vardır ama havuzda bu sıkıntıdır.
Bunlar yanında avantajları da vardır elbet. Gece gündüz ısı farkı, su kütlesinin fazla olması sebebiyle daha düşüktür. Hatta suyunuzu gündüz güneşten ısıtıp, gece bu ısıdan istifade edebilirsiniz. İlaçlama programının kolay uygulanabilmesi yine bir başka kolaylıktır.
Bana sorarsanız pazar hedefinizdeki seçimler doğrultusunda bir sistem dizayn etmelisiniz. Havuzda lollo rosso gibi çeşitler mantıklı olabilir fakat kıvırcık, göbek gibi standartları olan ürünlerde 30-50 cm bitki aralıkları olacağından havuzlar çok fazla randımanlı çalışmayacaktır. Bu durumlarda havuz/katlı boru sistemleri dizayn edilmelidir.
Elektrik kesintileri, ani Ec ve pH deiğişimleri NFT sistemlerde sorundur fakat borularınızın çapını büyük tutar ve içinde yarıya kadar su bulundurursanız bunları aşabilirsiniz.
Olumlu ve olumsuz yonler yazilmis. Elektrik sarfiyati havuzdaki suyu bir bastan cekip obur bastan veren pompa. Eh bu kadar kusur kadi kizinda da olur, bakalim bu konuda solar enerji cozumu kaca patlarmis, arastirir soylerim. Todor Sera`da 5 havuz var diye biliyorum, yaklasik 600 m2 olmasi lazim. Parti uretimleri 20.000 civarinda olmali.
Iki ayri sistemi kullanmal konusu enteresan, hydroser bunu 3lu yapiyor. Fida asamasi akansu, 10ncu gunden sonar havuz. 3 lu sistemse fide asamasi flood system, sonraki havuz, son 10 gun aeroponik. Sanirim 2li system yeter.
Borularda fide+10 dun, sonraki 25 gun havuz.
Siz de arastirin tartisalim ki dogru yolu bulalim.
Iyi geceler
Engin KIZILTAN
leventali
19-11-2013, 22:01
32. GÜN
Boston Marullarımız çıldırdı. Artık her iki yanlardaki marulların bile üstünü kapattı. Aslında bunlar vazifelerini harfiyen yaptı. Onları ödüllendirip, yarın güzel bir salata yapacağım.
455339
455340
Söylemiştim. Son deliklerde bir keramet olduğunu. Bu boston marulu hiç büyümüyordu arkalarda. Yerini değiştirdim, bir kaç günde geldiği durum. Bir açıklaması vardır elbet.
455341
Biberlerimiz hiç kimseyi takmıyor. Kafalarına göre büyüyorlar.
455342
Meyve vermeyen hemen hiç domates fidemiz kalmadı. Hepsi de verdi. Tepelerde yine çiçekler açtı.
455343
Sayın Engin bey,
Yanlış bir anlaşılma oldu sanırsam.
Düşünceleriniz ve övgüleriniz için ne kadar teşekkür etsem azdır. Ama övgü kısmının öğretmenlikle olanlarını eşim adına kabul ederim. Bana sadece topraksız tarım ve katiplik kısmı düşerken, öğretmenlik kısmını o yapıyor. Ekip çalışması.
Biz yola Geleçek Tarımda sıloganı ile çıktık.ilk yıl serayı öğrenciler ile birlikte yaparken ikinci yıl sadece öğrencilere bıraktık. ikinci yıl verim oranımız hayli düştü ama amacımız verim değil öğretmek ve uygulamak olduğu için önemi yoktu.
Durgun su sisteminden bahsetmek gerekirse bunu bitkilere göre anlatmak isterim.
Marul için akan su ve durgun su arasında bir fark göremedim. Sebebi az miktarda yapılmış olduğu için olabilir.
Salatalık durgun suyu çok sevmesine rağmen sanki saksılar delikmiş gibi îçinde su bırakmıyordu. Gelişim süreci çok hızlı oldu. Çok iyi ürün verdi.
Biberler durgun su sisteminden hoşlanmadı.
Domates başlarda hızlı gelişim gösterip iki hafta durağan bir sürece girdikten sonra önü alınamaz bir büyüme içine girdi.
Çilek akan su sistemine çok büyük direnç gösterdi. hatta bazılarında kök ölümleri gerçekleşti.
Umarım bilgiler bir miktar aydınlatıcı olmuştur.
Geçen süreç içersinde destekten çok köstek gördüğümüz için bu yıl serayı açmamıştık. Ama yaşanan süreç en sonunda ilgi çekmiş olacakki Kaymakam Bey'den destek almayı başardık gibi. Elimize yüzümüze bulaştırmazsak bu yıl sereda akan su, durgun su, süsleme ve katı ortam (yataklarda dikey-yatay) sistemlerinin hepsini kurmak istiyoruz. Başarabilirsek adım adım paylaşmaya çalışacağım.
Saygılar, iyi akşamlar.
alihan42
19-11-2013, 22:23
herkese iyi günler arkadaşlar ben durgun suda marul yetiştirmek istiyorum.bana yardımcı olabilirmisiniz.nasıl yapmam hakkındaşimdiden teşekkürler
leventali
19-11-2013, 22:33
Biberlerin ve domateslerin ekili olduğu, içi perlit dolu kasa.
455345
Bu meyvede bizim amatör işi yaptığımız elektronik saksıda ekili olan domates fidelerimiz. Aslında tam bir isim veremiyorum. Perlit içerisine ekili, Damlama suyla 45 dakikada 15 dakika sulanıyor, altta durgun su... Akan su mu, katı ortam mı, durgun su mu kararı siz verin :)
455346
455347
Bunlar da yine kasa içerisine perlit döküp ektiğimiz salatalık ve biber fideleri. Bunları bir sabah bir akşam elle suluyorum. 50 lik enjektörle 200 ml su veriyorum. Toplamda 500 ml ı buluyor hepsi.
455348
Salatalıklarımız çiçek açtı. Garibanlara bir yer ayarlamadım hala.
455349
Sayın Kızıltan, Sayın Todor'un başarılı çalışmalarını ki onun çalışmaları tamamen profesyonel ve ticari, zevkle, kaç kez okudum. Dönüp dönüp okudukça da her seferinde farklı bilgiler bulabiliyor insan. Çalışmaları klasikler gibi. Her okuduğunuzda farklı bir şeyi görüyorsunuz.
Ama ısrarla şunun altını çizmek istiyorum. Demin söylediğim gibi, profesyonel ve ticari. İşte tartışmayı bu boyutta mı amatör boyutta mı yapacağımız noktada iş değişiyor. Ben olaya tamamen amatör ihtiyacı, gereksinimleri, maliyeti, araç, gereç tarafından bakarak akan su kültürü diyorum.
Örneğin benim sera 20 m2. Yarısını durgun su havuzu yaptığımı düşünseniz 5 m x 1,5 m anca yapabilirsiniz. Bu havuz inşası demek, ona göre pompa demek, bunun alacağı su miktarını bilmiyorum yüksekliği ne olacak çünkü. Uzun lafın kısası amatör işler için akan su kültürünün uygun olduğu kanısındayım. Benim yaptığım hataları bu havuzda yapsaydım kim bilir neler olurdu. Örneğin bir yanlış ayarlamada, suyun yarısını başka bir depoya aktarıp, sonradan her EC eksildiğinde bu sudan tamamlama şansım oldu. Çünkü sistemde toplam (borular dahil) 300 litre su var. 22 wattlık bir pompa her türlü yetiyor.
100-130 tl (50-60 A) arasında alacağınız bir otomobil aküsü + 50 tl ye alacağınız bir convertörle (12 -220) bu cihazı atıyorum 1 ay çalıştırırsınız.
Aracınız varsa şarj cihazı almanıza da gerek yok. Solar (güneş paneli) düşünüldüğünde ki çok maliyetli bir solar panele de ihtiyacınız olmaz. Yani benim serayı tamamen kaldıracak bir sistem olur. Zaten beş on gün elektriksiz kalıyorsanız da mutlaka doğal bir afet olmuştur.
Tartışmayı yaparken, ticari ve amatör farkını ortaya koymamız gerekiyor. Yoksa buradaki artı ve eksiler yer değiştirebiliyor.
Sayın omencek,
İnşallah. Bende istiyorum Adana'daki arkadaşlarla tanışmayı. Bugün size de mesaj geldi mi? Gelmediyse cep numaranız Hazan-Z'de yok demektir. Olanları bana gönderdi çünkü.
Mersin Gurubu toplantısında ben de bir şeyler paylaşmak istemiştim. Ankara'dan aldığım domates ve marul tohumları vardı. Aceleden yanıma almayı unutmuşum. Çok utandım orada. Adana grubuna ve Mersin'den iştirak edecek arkadaşlara buradan marul getireceğim. Yanlış anlaşılmasın hep birlikte yemeye:)
Kahve başlığı konusunda Sayın Malina'dan olumlu ya da olumsuz cevap bekliyorum arkadaşlar. Sayın Malina döner dönmez sizlere dönüş yapacağım.
Ben 110'luk pvc borudan yapmıştım sistemi. Ama sanki şu yağmurlama kanallarının bağlantıları var. Sayın Ankafar'da sanırım bunlardan kullanmış. Dikdörtgen. Bunun daha şık ve kullanışlı olacağını düşünüyorum. 1 tane de olsa ekleyecektim ama bulmak kısmet olmadı. Sistemi çalıştırınca da eklemek istemedim. 22 TL fiyat vermişlerdi sanırım 3 ya da 6 metre tam emin değilim.
Ama pvc boruya göre olumsuz yanı da var. İstediğiniz ek parçalar bunda mevcut değil. Yani redüktör gibi. Siz farklı bir sistem yapmak zorundasınız. İnşallah hasattan sonra onlardan da ekleyeceğim yeni sisteme.
2-3 gün EC tüketmeyip sadece su tüketmeleri ve sonra olağan üstü bir şekilde EC tüketmeleri normal bir durum mu acaba. Bugün yine 1 litre EC tüketmişler.
Dozaj pompalarını araştırdım. Amatör sisteme yetecek bir pompa çin sitelerinde 20 dolar civarında. Türkiye'de bulabilir miyim bilmiyorum. Tarattığımda çıkan pompalar genelde sanayi tipi bulaşık makinelerinde kullanılan dozaj pompaları. Bunların fiyatları da oldukça pahalı. (bir amatöre göre) 180 dolar gibi fiyat veriyorlar. Bundan dolayı otomatik dozajlama sistemini yapamadım. Çinden gelecek ürünü de görmeden, getirtmek istemiyorum. Resimler aldatıcı olabiliyor. Kalitesiz demiyorum yanlış anlaşılmasın.
Bu konuda bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim.
Bugünlük bu kadar.
Saygı ve sevgilerimle...
leventali
19-11-2013, 22:43
Sayın Alihan42, aramıza hoş geldiniz.
Amatör olarak mı ticari olarak mı düşünüyorsun durgun su kültürünü? Sayın Todor'un ve birkaç arkadaşın çalışmaları mevcut. Başlıkları ararsan göreceksin. Çok değerli bilgiler bulacaksın.
Sayın omencek, dualarımız sizinle. Seranıza benim de katkım olabilirse sevinirim. Öğrencilere öğretim dışında eğitim alanı sağlamışsınız ya yürekten kutluyorum sizi. Nasıl yardımcı olabilirim, olabiliriz bilmiyorum ama siz bir eksik listesi hazırlasanız, ucundan tutacak bende dahil, çok arkadaşımız var burada.
Saygı ve sevgilerle...
paPazar günkü toplantıyı iple çekiyorum. Toplantıda bol bol konuşup paylaşacağımız çok şey olduğunu düşünüyorum. Sizin gibi saygıdeğer insanlardan öğreneceğim çok şey var. Özelliklede akan su kültüründe.
kiziltan
20-11-2013, 07:20
Sayin Omencek
Yeni calismalardan da haberimiz olsa, benim seram yok, yerim uygyn degil ama yaza bir seyler yapmak istiyorum balkonda. Sizin hem basarilariniz hem basarisizliklriniz bizi aydinlatiyor.
leventali
20-11-2013, 10:30
33. GÜN
B-1 borusundaki en küçük marulumuz. Bu marul aynı zamanda tüm sistemin en küçüğü. Ne yaptıysak büyümemekte ısrar etti.
100 Gram.
455427
Bu marulumuz da Boston marullarımızın en küçüğü. Bunu da A-14 e alınca, yani suyun döküldüğü tarafa, bu da hızla büyümeye başladı. En küçük Boston marulumuz.
430 Gram.
455428
Ortalama kıvırcık marullarımız. Hemen çoğu bu ebatta.
410 Gram. Büyük olan marullarımızın ortalama boyu.
455429
455430
Yüzde 30 kadar bu boyda marullarımızda var.
190 Gram
455431
leventali
20-11-2013, 10:35
455432
455433
Farklı boyda marulumuz. Farklı boruda.
350 Gram
455434
Farklı borudaki Boston marullarımız.
420 Gram.
455435
455436
Bu gramajlarda köklerin de dahil olduğu unutulmamalı. Marullar çok bir birine girdiği için, komşu haklarını bugün ve yarın dağıtıp, yerlerini açacağım.
Bazı marullar sanırım sapa kalkıyor. Resmi iyi çıkmamış eklemiyorum. Bugün jütü indirdim. İçerisi 22 C . Güneş o kadar da yakıcı değil. Kapı pencere sürekli açık zaten. Biraz fazla ışık alsınlar bakalım.
Akşama görüşürüz...
Saygı ve sevgiler...
kar çiçeğim
20-11-2013, 21:06
Sayın abiciğim maşallah diyelim nazar değmesin :)
Çok akıcı bir konu, bir kaç gün giremeyince insan bir şeyler kaçırıyor, anlatımınızda bir o kadar güzel...
Seminer düzenleyeceğinizden bahsetmişsiniz bunu organize etmek gerçektente sıkıntılı bi süreç olacaktır umarım biz yanılırız ve sıkıntı çekmeden istediğiniz semineri düzenlersiniz bu çok güzel bir girişim hatta geç kalınmış bir girişim diyebiliriz allah kolaylık versin sayın abiciğim...
Önerileriniz için ayrıca teşekkür ederim çalışmalarınızda başarılar dilerim...
leventali
20-11-2013, 23:26
Herkese iyi akşamlar,
Bugün konu, komşu marulların tadına baktık. Göz hakkı her komşuya gönderdik. Kadınların günü vardı oraya da gönderdik. Ev sahibine gönderdiğimiz marulu, "Ben bunu yemeye kıyamam!" deyip, kavanozun içine koyup, televizyonun üzerine koymuş. Ben mahallede bu kadar popüler olamadım ama marullarım baş köşeyi süslemiş :)
Arkadaşlar tadı mükemmel. Ben bu kadar lezzetli marul yediğimi hatırlamıyorum. Elbette benim görüşüm yanlı olabilir. Ama komşular da bayılmışlar. Çok lezzetli olduğunu söylüyorlar.
Sanki bol sulu bir şey yiyorsunuz. Yaprağı mis gibi kokuyor. Sonradan gurmeler gibi anlatıyorum ama öyle. Limonsuz yedik tuz atmadan. Harika. Limon sıktık, biraz da tuz attık. Mükemmel + harika.
Sayın Kızıltan'ın önerisini, yani yanında ayran, yerine getiremedik.
Yarın da Boston marulunun birini yiyerek mukayese edeceğim. Bunun daha lezzetli olduğu söyleniyor.
Arkadaşlar kusura bakmayın. Bu yazıyı istemeden yazıyorum ama tadını merak edip soran arkadaşlar olmuştu.
Keşke bu duruma gelene kadar emeği geçen tüm arkadaşlar burada olsaydı da hep birlikte yeseydik. Bir arkadaşın yazdığı gibi, bol eşkili, nitratlı nitratlı :)
Dünden beri tanka besin eriyiği eklemiyorum. EC düşse de, eksilen suyu tamamlıyorum. Yeter artık beslendikleri. Cumartesiye kadar ne büyüdüler kar. Yoksa o şekilde hasat olacaklar.
Cömert bir insanımdır. Gönlüm boldur. Ama ne yalan söyleyim arkadaşlar, vallahi bugün onları yerinden alırken içim cız etti. Bir elim gitti, bir elim geri çekti. Ama konu komşudan hayır duası alınca da, ön dişlerden birinin düşmesi gibi boş kalan deliklere artık aldırmıyorum :)
Şaka bir yana, sanırım marulun cinsinden, gerçekten çok lezzetliydi. En büyük Boston marulunu, bize her istediğimizde organize sanayiden bir çuval perlit kapıp getiren, çok değerli bir genç arkadaşımız, Orhan Karağlan'a ayırdım. O, buradaki yazıları okumaz, haberi bile yok ama bu linki ona da yollarım artık. Buradan teşekkürü hak etti.
Marullardan haftaya Ankara'ya da götüreceğim yanımda. Dayanıklılığını ölçmek için bir tanesinin köklerini keseceğim, diğerlerini kesmeden götüreceğim. Öyle test için bir kenara koyup beklemeye kıyamam. O yüzden bu testin sonucunu Ankara'da yazabilirim.
Bu günlük bu kadar.
Saygı ve Sevgilerle...
Sayın Leventali Topraksız tarımda siz bitkiye istediğini istediği şekilde verdikten sonra neden bitki size sizin istediğinizi vermesin. Saygılarımla. Topraklı tarımda yapılan yanlış gübrelemeler de aslında bitkinin aklının ne kadar karıştığının ve pisikolojisinin ne kadar bozulduğunun hiç farkında değiliz.
Çalışmalarınıza hayranlıkla baktım.. emek emeğe başlayıp verimini almak güzel bir duygu olsa gerek.. ürünlerinizde göz alıcı pek leziz görünüyorlar
canım çiğ köfte marul istedi birden :D
Maşallah nazar değmesin İnşallah...
kiziltan
21-11-2013, 18:25
Nazar degmesin, ellerinize saglik. Sanirim oturup hem mali hem teknik degerlendirme yapma vakti geldi.
Hesap yaparken sabit olanlar yai surekli kullailacaklari ayirirsaniz lutfen, yapmak isteyecekler ornegin 10 misli icin kenndi fizibilitelerini yapabilirler.
Uretim asamasi hesaplari da maliyet hesabi yapma olanagi saglayacak.
Size yardimci olacak bir konu da, en yakin haldeki mal fiyatlari ( alis / satis ) ve perakendeciye yani manava, pazarciya verseniz alis fiyatlari.
Umarim gelecek deneme daha az sorunsuz olur, daha razi olursunuz sonunda.
Allah istediklerinize saglik ve selametle ailecek ulasmanizi saglasin
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
leventali
22-11-2013, 02:36
Sayın merdefe, doğru söze başka ne eklenebilir ki?
Sayın habiş, iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.
Sayın kiziltan, öncelikle iyi niyetleriniz için teşekkür ederim. Detaylı bir şekilde maliyet tablosunu hazırlıyorum. Bu biraz zaman alacak, zira elimde çok iş birikti. Ama yayınlayacağım. Rapor bölümünü biraz uzun tutacağım. Onun için de olacak. Hatta bir de pdf hazırlayayım diyorum.
Sayın kar çiçeğim, iyi dileklerin için teşekkür ederim. Şu an seçim atmosferine girdik biliyorsun. İşlerimin yoğunluğu kalksın, en kolay, en çabuk seminer bu dönemde yapılır. Kimi çağırsan koşa koşa gelir.
leventali
22-11-2013, 16:55
Merhaba arkadaşlar,
Nihayet kahvemizin inşaatı bitti. Ben çayı koydum. Açılışı Sayın Malina yapmış zaten. Topraksız tarıma gönül verenlerin kahvesi http://www.agaclar.net/forum/sohbetler/33161.htm ne bekliyoruz hepinizi...
leventali
22-11-2013, 21:16
Bugün kahve açılışındayım. O yüzden buraya yazacaklarımı sabahın bir vakti ya da yarın yazacağım.
Sizleri de bekleriz http://www.agaclar.net/forum/sohbetler/33161.htm
kiziltan
22-11-2013, 21:25
Bak Levent Ali kahveye dadandin kendi isini unuttun ! Sonu kotu olur, giderim babamin evine ona gore !
leventali
22-11-2013, 21:37
Olur mu Sayın Kızıltan, buraya hazırlık yapıyorum. Marulların finalini. Kooperatif fikrine kimse sıcak bakmıyor anlaşılan.
kiziltan
22-11-2013, 21:49
Kooperatif olur da , neler var durumu aciklayan neler :
" Kendisi yardima muhtac bir dede, nerde kaldi gayriya himmet ede "
" Kelin merhemi olsa kendi basina surer "
" Nerde cokluk orada b... " ( Bu sakaydi )
Bunlarin hepsimi kendime soyledim, sakin alinmasin kimse.
İsmail Karagülle
22-11-2013, 22:02
Bakın arkadaşlar hani bunları kahvede konuşacaktık . :)
Malina görmesin ,
Ben kahveye kaçıyorum .
leventali
23-11-2013, 18:31
Merhaba Arkadaşlar,
Marullarımızı söz verdiğimiz kişilere ulaştırmaya devam ediyoruz. Marulumuzun cinsi, Dikenli Kıvırcık Marul ve Boston Marulu.
Bayağı bir ziyaretçimiz arttı. İyi mi? Aslında kötü değil. Ama onlarla birlikte yukarı çıkmasam, aklım orada kalıyor. Çıksam işimden geri kalıyorum. Dediğim gibi, bugün itibariyle tamamen hasat ediyorum. Yakın zamanda borular boşalacak ve yerine yenileri ekilecek. Tabi Ankara dönüşü.
İlk ektiğim günden bu güne, bayağı bir tecrübe edindim. Tabi bu daha başlangıç. Ama en iyi neyi öğrendin diye sorarsanız "Sabır" ı öğrendim. İnsan istiyor ki, ekimden sonra ertesi gün kalktığımda marullar hazır olsun. Ama öyle olmuyor.
Bu işe gönül verdiğimde hep yabancı videoları izledim. Bir çoğu evde amatörce yapılanlardı. Çok profesyonellerini de tabi. Seranın belirli aşamaya gelmesiyle böyle bir video çekip paylaşmayı düşündüm. Göz gördüğüne daha çok inanıyor.
Tabi bunun zorlukları da var. Fotograf çekmek gibi değil. Birilerinin kameramanlık yapması gerekiyor. Yeğenimizi eğittik. Birkaç deneme çekimlerinden sonra aşağıdaki kaydı gerçekleştirdik. Ama ne zorluklarla.
Deneme çekimlerimizde uyarılarımıza rağmen misafirlerimiz eksik olmadı. Her defasında yarıda kestik. Hayır, kesip birleştirebilirim de ama konsantrasyon kalmıyor.
Seranın metal aksamını ve dışını da anlatacaktım video sonunda. Biz o bölüme geldiğimizde yine misafir baskınına uğradık. Ve son cümleyle bitirdik videoyu. Bir başka video ile de bunu anlatırız artık zamanımız olursa.
Kameramanın ilk çekimi tabi. Hızlı geçişlerini ne kadar yavaşlatsak da bazan hızlı geçmiş görünmesi gereken yerleri. Ama onun da ilk tecrübesi. Yine de izlemeye değer 10 dakikalık bir topraksız tarım videosu oldu.
Hazır bir metinden çalışma yapmadım. Tamamen doğaçlama oldu. Sürç-i lisanımız olmuşsa affola.
Fotograf makinesi kamerasıyla çekim güzel olmuyormuş. Ses de yeterince yüksek değil. Cep telefonları bile bundan iyi çekiyor.
Videoyu youtube ye yüklemek ayrı bir sıkıntı oldu. Nedenini bilmiyorum ama 11 dakikalık bir videoyu yüklemesi tam 4 saati buldu. Sanırım kendi formatlarına dönüştürmeleri uzun sürdü.
Topraksız Tarım Seramızın videosunu bu linkten izleyebilirsiniz :
https://www.youtube.com/watch?v=9-9OyC3osXo
Seramız dışında da değişik çalışmalarımız oldu. Bu çiçeği de durgun su kültüründe yetiştiriyorum. Küçük bir dal çelik alarak aşağı yukarı 2 ay önce ekmiştim. (Cümleye bakar mısınız, nereye neyi ekmişsem).
2.5 litrelik kola pet şişesinin ağzını, kahve bardağı (köpük) ebatında kesip, bardağa köklerin su alabilmesi için delikler delip, içerisine perlit koyup (durabilmesi için. Çok büyüdü artık durmakta zorluk çekiyor), kökü perlit içerisine yerleştirip, bir de akvaryum pompasının bir gözüne küçük bir havataşı bağlayarak şişe içine daldırıp, yerine yerleştirdim.
Suyu eksildikçe normal su ilave ediyorum. Bir kaç haftada bir 1 EC hazırladığım marul besin eriyiği ile suyunu komple değiştiriyorum. Bitkinin ismini bilmiyorum. Sordum, Yaprağı Güzel, diyoruz dediler. Bilen paylaşırsa sevinirim.
456181
456182
456184
456185
Konu mankenimiz yine sahnede.
456186
leventali
23-11-2013, 18:33
456191
Böyle düşündüğüne bahse girerim :)
456192
Saygı ve sevgilerimle.
kiziltan
23-11-2013, 18:39
Allah keyfinizi kacirmasin, masaallah diyelim nazar degmesin.
Akhisarlı
23-11-2013, 19:03
Çok teşekkür ederim paylaşımınız için ,Sayın leventali
Çok güzel, anlaşılır olmuş videonuz .
Kolaylıklar diliyorum.
cumartesi
23-11-2013, 19:16
Bu konu başlığını uzun zamandır takip ediyorum. Çalışmalarınız gerçekten takdire şayan. Fotoğraflardan takip ediyorduk gelişimi ama video da çok yararlı ve bilgilendirici olmuş. Kameraman da ayrıca çok profesyonel çekim yapmış :) Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
leventali
23-11-2013, 19:58
Teşekkür ederim Sayın Kızıltan. İyi dilekleriniz tüm cümlemize gitsin.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. Sayın Kızıltan'ın, bu seradaki hakkı ödeşilmez. Durmadan bir cevap yazıp, takip edildiğimizi anlamamıza neden oldu. Bizi hep olumlu yönlendirmeye çalıştı fikirleriyle. Lafını esirgemeden yazdığı için ilgiyi artırdı. İnşallah bir gün gerçek hayatta da tanışmak nasip olur. Bizim marullardan yeriz, bol ekşili, sarımsaklı ve yanında ayran... Tabi güzel bir mangal eksik olmamalı...
Sayın Akhisarlı, size de iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.
Sayın Cumartesi, size de teşekkür ediyorum. Ayrıca sizler gibi değerli üyelerimizi izlemekle kalmayıp, yazmaya da cesaretlendirdiğimize çok sevindim.
Sizleri Topraksız Köylü Kahvesi (http://www.agaclar.net/forum/sohbetler/33161.htm)'ne de beklerim. Çayımız her daim kaynamakta...
Saygı ve sevgilerle...
kiziltan
23-11-2013, 20:04
Tesekkur ederim Sn. Kevent Ali, videoyu izledim, sizden beklenecegi bibi ozenle hazirlanmis.
Bugun Tarsus`da nevresim ureten birirsi ile telefon gorusmem oldu anlasabilirsek gelecegim.
Basarilara, basarisizliklardan yilmadan devam lutfen.
leventali
24-11-2013, 00:59
Tabiatın en çok hoşuma giden yanı nedir biliyor musunuz arkadaşlar?
Usulca, sinsice, içten pazarlık etmeden, arkadan vurmadan, haberci göndererek, uyararak geliyor yanınıza.
- Geliyorum önlemini al.
- Bu ilk ikazım.
- Bak bir süre sonra daha da kötü olacağım.
- Sana zarar vermek istemiyorum önlemini al...
Biraz önce haber gönderdi. Önce soğuk bir esinti. Arkasından üç beş damla yaş.
Tabi anladık ne dediğini, gidip seramızın kapısını, penceresini örttük.
Biz aşağı indik, 5-10 dakika içerisinde gök yere boşaldı. 10 dakika kadar yağdı. Şimdi atıştırıyor.
kiziltan
24-11-2013, 14:23
Sn Levent Ali
Merhaba. Biliyorsunuz aklima hergeleni yaziyorum, biraz samimane de oluyor, dedim ya soz agzimdan cikana kadar bana sonrasinda hitabettigim sizlere ait.
Aklima takildi sizing su koylere gitmek tarim, topraksiz tarim konularini konusmak isi. Size yakin Mersin ve Adana`da universiteler var. Ziraat fakulyesi mutlaka vardir, topraksiz seralarda calisan muhendisler var.
Simdi siz o hocalarla, seralarin uretim mudurleri ile falan konussaniz, ikna etseniz Tarsus Belediyesi bir yer tahsis etse toplasaniz millet bir konferans olsa ama cok teknik degil de herkesin anlayacagi sekilde. Fotograflari videolari falan gosterseniz.
Sorsaniz katilanlara bir kurs duzenleyelim mi? Yeterli katilim olacaksa aricilik, halicilik kurslarina benzer bir kurs olsa gelmemiz oralarin insani ?
Soyle 30=40 gunlugune sizing duzenegi, belediyenin gosterecegi bir yere kursaniz, gelen ozellikle ciftci cocuklari uygulamali gorse, her gun aksam bir sera calisani, bir akademisyen onceden belirlenmis programda kisa dersler anlatsa...
Soyle bir baktim Malatya, Finike falan bu kurslari yapmis, Ege Bolgesin`nde mutlaka yapilmistir. Oralarda duzenleyicilerden ders notlari videolar falan alinabilir saniyorum,
Uygun gorurseniz bir arastirsaniz iyi olur sanirim.
Kusura bakmayin, ben cok uzagim, fiziki yardimim olmasi cok zor, hatta imkansiz. Maddi katki agaclar uyelerinden ucer beser gelir. Bu tur fikirleri hep size yaziyorum kusura bakmayin, caresizlikten.
Sayın leventali merhaba,
yazmış olduğunuz sera takip programını yükledim, emeğinize sağlık ve de teşekkürler. Program eminim ki sıkıcı detaylar olarak görünen ve topraksız tarımın (bence) en çok zaman alan işlerinin bir çoğunu biz amatörlerin sırtında yük olmaktan çıkaracak. Fakat programı ilk çalıştırdığımda aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz hatayı veriyor.
456521
Devam et dediğim zaman da, örneğin; ölçülen EC değerini girmek istediğimde bu hatayı veriyor. Ayrıca ürün seçimi penceresi de açılmıyor.Bir yerde hata mı yapıyorum acaba?
456522
Şimdiden çok teşekkür ederim.
leventali
25-11-2013, 08:33
Merhaba Sayın malbman, hatanın sebebi işletim sisteminizin güvenlik ayarı. Win 7 ya da Win 8 kullanıyorsanız , programın kurulu olduğu dizine okuma yazma izni vermeniz gerekiyor.
456527
programın kurulu olduğu C:\Program Files (x86)\Alesta Yazilim klasörü üzerine sağ tıklayıp, özellikleri seçin. Buradan güvenlik sekmesini seçin ve Users (bilgisayarınızın adı\users) e tıklayıp tam denetim verin.
Bu yeni işletim sistemlerinin güvenliğiyle ilgili bir durum. Veritabanına ve ayarları kaydettiğiniz klasöre ulaşamıyor o yüzden bu hatayı veriyor...
leventali
25-11-2013, 08:47
Merhaba Sayın Kızıltan,
Önerileriniz gerçekten güzel ve düşünülmeye değer. Sizlerden gelen önerilerin hepsini derliyorum. Ortaya güzel şeyler çıkacak buna eminim. Sadece işlerimi, bunlara zaman ayırabilecek şekilde düzene sokmaya çalışıyorum. Az bir zaman kaldı.
Bir işe başladığım zaman, sonucu ne olursa olsun yaparım. Sadece bu işe başladığımda işlerimi de aksatmamak istiyorum.
Saygı ve sevgiler...
Sayın leventali çok teşekkür ederim,
Sorun halloldu.
Sevgilerimle.
kiziltan
25-11-2013, 09:09
Merhaba
Sanirim " sonucu ne olursa olsun yaparim " degil de " ne olacaksa olsun yaparim " demek istediniz, siz de benim gibi yaziyorsunuz, yazma hizim dusunme hizima yetismeyince bazi yanlisliklar oluyor, onemli degil, artik birbirimizi taniyoruz.
Bu kooperatif ve ya benim deyisimle guc birligi onemli, hem de cok onemli. Hata yapmamak lazim, hata yapilir ve sonuc alinmazsa birdaha girisimde bulunmak isteyeceklere kotu ornek ve umitsizlik kaynagi olur.
Once cok detayli dusunup, planlayip girmek lazim. Sn Malina`da biraz aceleci davraniyorlar galiba. Turkiye`nin her tarafindan, Mersin, Izmir, Istanbul, Bursa .. katilim olacaksa, ustelik lojistik isin icinde onemli yer tutacaksa iyi planlama gerek. Nakliye nasil olacak, ulkenin belli yerlerinde depolama olacak ki nakliye dussun ( Istanbul`dan hammadde alip, Mersin`e getirip tekrar Istanbul`a gonderebilmek mantiksiz gorunuyor.
Oturup hepimiz derinlemesinedusunelim, tum onerileri altalta yazalim, sonar yapilabilirligine bakalim.
Ornegin, planlamasini yaptiktan sonar, muhtelif basliklardan alintilar yaparak, dergi gibi birsey planlayip secilmis bir editor tarafindan hazirlanacak yeni bir baslik acalim. Bu baslik ornegin 15 gunde bir yazilsin. Olur mu? Artisi eksisi nedir ? Bu baslikta sohbetler degil de, formuller, yeni malzemeler, uretim teknikleri, yabanci kaynaklardan makaleler gibi seyler olsun, sohbet degil. Zamanla akademisyenler, sera calisanlari, ziraatciler, genetikciler falan aramiza alabilirsek basarili olacaktir.
Bu konuda epeyce dusunup sonar toplanmak lazim, belki yaza kadar beklemek gerekir. Acele edersek yapamayiz saniyorum, bu is hobi olarak amatorce gittigi ve asil is olmadigindan organizasyonu cok zor olacak ama yapilabilir, aslinda yapilmali demeliyim.
Saygilarimla
Muhteşem bir paylaşım olmuş; elinize emeğinize sağlık.Sistem ve ürünler harika. Başarılarınızın devamını dilerim.
leventali
26-11-2013, 00:39
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim Sayın Almira. Asıl sizin serayı izlemeye doyum olmayacak nasip olursa.
leventali
27-11-2013, 12:46
Yeniden Merhaba
Hasat zamanı diyoruz. Aslında sanırım hazan zamanı. Bu gün marullarımızın 40. günü. Kalan marullarımızın demek daha doğru olur. Bugün hediye gidecek olanlarla birlikte tamamen sistem boşalmış olacak marullarda.
Lafı uzatmayalım, prosedürü bozmayalım. Önce resimler...
EC ölçmek için depomuzda eksilen suyu tamamladık. Yaklaşık 15 litre su ekledik. Kasa deliklerinin bitim noktasını su seviyesi olarak baz aldığımız için, bu tanka su eklemesi kolay. İşaret koymaya bile gerek yok.
Sistemi çalıştırıp suyun devirdayım etmesini sağlıyoruz. Eklediğimiz suyun, depodaki suyla karışması için bir müddet bekleyip, önce suyun ısısını ölçüyoruz. Analog bir EC metre kullandığımız için bunu yapmak gerekiyor.
Suyumuzun ısısı 20 C derece.
457440
EC ölçmeye yetecek kadar sudan alıyoruz.
457441
EC metreye koyup EC değerini buluyoruz. 1.2, 1.25 arası. Ben böyle değerleri yukarıya yuvarlıyorum. Sebebi ölçümde bir hata yaptıysam fazla besin eklememek için. EC değerini 1.3 alıyorum.
457442
Sistemi gün be gün takip etmek için yazmış olduğum programa gereken bilgileri giriyoruz. Domates sisteminde 1.9 olarak sistem EC sini sabit tutuyoruz. EC değerimiz olan 1.3 ve ısı değerimiz 20 C derece miktarlarını programa girince, bize formülasyonu hesaplayıp, Gerçek EC değerini veriyor. Algoritmaya göre, belirlediğimiz sabit değerle (bu sabit değere üç beş ölçüm sonunda ulaşıyoruz. Şu kadar besin verdiğimizde şu kadar EC artışı oluyor diye orantı kuruyoruz) program bize besin mi su mu vereğimizi söylüyor.
457443
Ekranda çıkan değerlere bakıldığında, 135 ml A ve B besininden eklememiz gerektiğini görüyoruz.
457444
leventali
27-11-2013, 12:54
Önce A eriyiğinden çekip, çay bardağına ekliyorum. Aslında 1 çay bardağı, silme dolu 100 ml geliyor. Ölçmeme gerek yok.
457447
457448
457449
140 ml A eriyiğini sisteme boşaltıyorum. ve karışması için bir kaç dakika bekliyorum. Sonra da B eriyiğinden aynı şekilde 140 ml alıp sisteme ekliyorum. Deynekle karıştırıp, yaklaşık 3-5 dakika devirdayım etmesini bekliyorum. Maksat besin tanktaki suya tam karışsın, ölçüm doğru çıksın.
457450
Baştaki gibi besinli sudan numune alıp yeniden EC metreye koyup, ölçüm yapıp, değerleri programa kaydediyorum. EC değerimizi 1.8 olarak ölçüyorum. Küçük küsürat farklarıyla ölçüm doğru. Sistemimizdeki besin eriyiğinin EC sini böylece 1.9 olarak sabitlemiş olduk.
457451
leventali
27-11-2013, 13:01
1 Haftadır besin eriyiği eklemediğimiz ve sadece su eklediğimiz marullarımızın son durumu. Bugün sahiplerini bulacaklar :)
Kıvırcığımız sanki meydan okuyor. Boruların arasını o kadar açmama rağmen heybetine bakın.
457458
Boston Marulumuz ortalığı yıkıyor. Bıraksam daha ne kadar büyüyeceğini merak ediyorum.
457459
Darı dişleri çekilmiş çocuklara döndü sistem.
457460
Domateslerimiz ve biberlerimiz çok fazla samimi oldular. Domatesli-Biberli bir arada yaşıyorlar :) Umarım bunlara da bir yasak gelmez hasada kadar :)
457461
Biberler beni zorluyor. Bu akşam bir tadına bakmak lazım. Bakar mıyız? Kıyamıyorum ki :)
457462
leventali
27-11-2013, 13:04
Yorumsuz....
457464
457465
457467
457468
457469
leventali
27-11-2013, 13:06
27-11-2013 Resimler -5
leventali
27-11-2013, 13:06
Salatalıklarımız da artık beni sisteme ekle diye bağırıyorlar.
457476
Marul sisteminin jüt çekilmiş hali
457477
Her yazının sonuna yaşadığım tecrübeleri yazıyorum. Bugün de yazacağım. Ancak Mersin dönüşü. Akşama yeniden bekleriz efendim. (Reklamlarda oluyor ya "Azzzz sonraaaa!" diye. :)
Görüşmek ümidiyle...
Saygı ve sevgiler
kiziltan
27-11-2013, 13:36
Sn Levent Ali
Ellerinize saglik hem yaptiklariniz hem de paylasim icin.
Sistemde depo uzeri asik, bos delikler de oyle, besin isik almasin deniyor, yosunlanma yapiyor mu?
Domates, salatalik, biner birer tanesini marul sistemine koysaniz, denenmis olur. Hani bazi bitkiler icin ortak formul denenecek ya ! Yan tarafta ayni fide ile baska formul uygulaniyorsa, control grubu olmus olur. |Tam ilmi olmasa bile Pratik deneme olur.
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
leventali
27-11-2013, 18:38
Sayın Kızıltan,
Yarın marul sistemini komple boşaltıp, yıkayıp, boş su ile sistemi bir iki gün çalıştıracağım. Yeni sisteme hazırlık. O zaman söylediğinizi deneyeceğim. İlave bir kaç boru daha koyacağım. Onlara da değişik ürünler ekeceğim. Sanırım bir kaç ekleme daha yapacağım sisteme.
Yosunlanma, açık deliklerde oluyor. Tankta olmadı. Aslında oraları tam kapatabilirdim. Su oradan da aşağıya akıp havayla buluştuğu için, oksijen alır ümidiyle bırakmıştım.
Çok büyük bir yosunlaşma yaşamadım. Yarın çekeceğim resimlerde görülebilir. Yarın diyorum, belki de cumartesiye bırakabilirim.
leventali
27-11-2013, 18:41
Bu arada belirmeden edemeyeceğim. Videoda besin tankının üzeri çok pis gibi görünüyor. Ama gerçekte kesinlikle öyle değil. Belli ki besin sıçraması olmuş, ışıktan kameraya ve resimlere öyle yansımış. Aslında alındığı gibi masmavi plastik.
Son resimlerde de domatesin besin tankının içi yosun dolu gibi yeşil çıkmış. Yine ışık yansıması. İçindeki naylon sarı bir naylon. Sanırım besin eriyiği ışık kırılmasından objektife bizim normalde göremediğimiz bir görüntüyü göndermiş.
Tanktaki su bembeyaz.
kiziltan
27-11-2013, 20:21
Levent Ali Bey
Merhaba, sanirim mac izleyeceksin, ben izleyemiyorum burada decoder yok, neyse.
Su besin konusunda olumsuz dusunme hersey iyi gidiyor. malzeme icin gorusmelerin suruyor mu? Ankara`da bir firma soylemistim sanirim gorustun, fiyatlar nasil toptan alinca daha da inecekler mi?
Forum icinde bir soruyu ulasabildigimiz herkese soralim bakalim kac kisi var demistim, ne dusunuyorsun?
Besin icin mikrolari sivi yapalim miktari cok az oluyor, geri kalanlari toz olarak verelim nakliyesi ve saklanmasi kolay olur saniyorum, ne dersin?
Bu arada siviyi hazirlayip sonra toz halina getirelim sorun kokten hallolsun diye bir fikrim var ama, bunun icin kullanilabilecek 4 yol biliyorum. Daha once mikronixe metal tozlar icin birisini kullanmistim, vakit bulursam tumunu tekrar incelemem gerek. Bu sefer cikabilecek gazlari bilmiyorum tehlike yaratmamak icin iyi incelemem lazim. Gerekirse konuyu bir kimya muhendisine sorariz. Karar verilirse gerekli makinalari kendim yaparim, piyasanin 1/10 una malolur. Bu isin pesindeyim.
Bulabildigim 20 kadar formulu grama cevirip gonderecegim birkac gun icinde.
Bu arada yeni boru alma, bir aydir kafama takilan bir konuyu cozdum, sana burada gonderecegim. Olay su. Borularda delikler var fide dikiliyor marul buyudukce sikisiyor yer yok, ne yapiliyor bastan genis ara veriliyor bu sefer az fide dikiliyor. Dusundugum sistem sanirim bunu halledecek, cok iyi olacak.
Bana lutfen sunlari yaz, tekrar olacak ama yine de yaziver.
1- Boru capin
2- Deliklerin merkezden merkeze arasi
3- Fide boruya kondugunda ilk 10 gun marul buyuklugune gore seni idare edecek delik arasi ( merkezden merkeze)
4- En son asamada sana lazimolan delik araligi ( merkezden merkeze ) Eger 2 deki ara
yetmiyorsa yani keske su olsaydi diyorsan
5- Borularin icindeki besinin yuksekligi
6- Borular nezaman ve ne sureyle bos kaliyor ( besinsiz )
Lutfen bunlari yazarsan kafamdaki sistemi yazayim, cizim falan ekleyeyim, maliyet farki olmayacak sanirim. Ozellikle soguk yerlerde calisanlar icin iyi olacak.
Saglicakla kal
leventali
27-11-2013, 21:08
Merhaba Kızıltan, birazdan yukarı çıkıp, sorduklarınızın tamamını net olarak ölçüp yazacağım.
Gübreyi toz haline getirmek ayrı bir sorun. Çünkü az miktarda bir gübre olmayacağını düşünüyorum. Bir de gönderdiğiniz kişiler bunu olumsuz su içine karıştırabilecekler. Örneğin EC si çok yüksek bir suya karıştıracak, ya da ph ı çok yüksek bir suya. Beraberinde de olumsuzluklar olacak. Çökelmeler ya da bitkiyi beslememe gibi.
Ben bir nakliye ambarına sordum. 25 kg bu bidonu 20 tl ye götürüyorlar. Toplu olunca daha da inerler. Normal kargoyla gönderseniz bu 100 tl yi geçer.
Sıvı olmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum. 25 litrelik iyi bir plastik bidonda bu besin yıllarca saklanabilir diye düşünüyorum. Yeter ki hava almasın. Kullanan kişiye de zorluk olmaz. Bu benim şahsi fikirlerim tabi ki.
kiziltan
27-11-2013, 21:10
Tamamdir bir nokta daha karara baglandi sayilir, sayilir diyorum cunku baskalari da fikrini soylesin.
leventali
27-11-2013, 21:31
Sayın Kızıltan,
1- Boru çapı 110 mm
2- Şu an iki merkez arası 20 cm
3- İlk 10 gün iki merkez arası için şunu söyleyebilirim. Fidelerin girdiği delik çapı 65 mm. 60 olsa daha iyi olurmuş. Delikler kırılmayacak şekilde yan yana delinse bile olur. Yani iki deliğin çemberleri arasındaki boşluk birkaç cm olsa yeterli.
4- Kıvırcık marul için iki merkez arası en az 30 cm olmalı. Hatta 32-35 düşünülebilir. Bende 20 cm, çok bir birlerine girdiler...
5- Boruların içindeki suyun yüksekliği yer yer değişmesine rağmen ortalama 8 cm.
6- Sistem dursa bile boru içindeki su miktarı bu. Düşse düşse .5 cm anca düşer. yani 7.5 olur. Yani hep su mevcut.
leventali
28-11-2013, 18:18
Son marullarımızı da sahiplerine ulaştırdık. Afiyet olsun. Biri smsmax.net hızlı sms şirketinin sahibi Murat Aksoy. Mersin ve Adana toplantılarında Agaclar-MRS, Agaclar-ADN başlığıyla mesaj atmamızı sağlayan şirketin sahibi. Kendisine inceliği için teşekkür ederim. Ağaclar.Net'in sayesine yetiştirdiğimiz marullarımızdan biz de kendisine ikram ettik...
457715
Barkod Center sahibi Ümit Oktay. Onca yıllık arkadaşımız fakat çok eski bir ağaçlar.net üyesi olduğunu yeni öğreniyoruz. Bu serayı yapmam için moral ve motivasyonunu hiç esirgemedi. Ona da teşekkür ederim. Boston Marulunu babasına gönderdim. Buradan da yazayım da :)
457714
Seramızda marullarımız bitti. Cumartesi günü sistemi tamamen boşaltıp, yıkayacağız. Kravatlı çiftçinin, sistem yıkama halini de hep birlikte göreceğiz...
Saygı ve sevgilerle...
kiziltan
29-11-2013, 19:53
Sayin Levent Ali
Kahve`ye Sn. Malina`nin mudahalesi sanirim iyi oldu, tabii ki benim gorusum bu. Daha teknik, daha hedefe kilitlenmis olacak yeni baslik.
Simdi arkadas, bu kahve olayi senin bu basliktan cikti, ustelik benim durumumda degilsin uygulayicisin, Sn Karagulle`de uygulayici.
Fikrim su, siz basta olmak uzere, elbette herkesin katkisi gerek, isbirligi icin gerekli olacak konulardaki somut mesajlari secseniz ve yonetime iletseniz faydali olur.
Yeni baslik bu yeni kurulum icin bilgi dagarcigimiz olsun, donup su baslikta su bilgi var gir bak yerine, bu baslikta su numaraya git demek buyuk avantaj olacaktir. Yani, iyi niyetler, hal hatir sorma, espriler falan buraya aktarilmasa baslangic icin iyi olur sanirim. Elbette ileride nasil gelisir bilmiyorum.
Bir musibetten yine hayir dogdu gibi, ne dersiniz ?
Bugun internetimde sorun var, hem yavas hem konu icerisinde belli bir sayfaya gecmek sorun oluyor, sebebini bilmiyorum, server dan olabilir, neyse. Duzelirse yardimci olmaya calisacagim.
Herkese hayirli olsun,
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
leventali
30-11-2013, 12:39
Her zamanki gibi önce resimler. Ancak bu resimler farklı bir deneyin resimleri. 28-11-2013 günü sistemi durdurdum. Yani pompa su basmayı durdurdu. Boru içinde kalan marullar. 2 gündür (48 Saat) bu marulların durduğu boruda hiç bir hareket yok. Redüktörden dolayı borunun %50'si kadar su mevcut.
457889
457890
457891
457892
Makinenin objektifini içeri sokmak zor oldu ama, olabildiğince boru içindeki duruş şeklini göstermek istedim. Bu arada bu kadar pis ve yosunlu değil. Sanırım yakın modunda çektiğim için her görüntüyü büyütmüş.
Sadece kökün su içindeki durumunu göstermek istedim.
457893
leventali
30-11-2013, 12:51
Marul gayet sağlıklı. Kökleri de. Köklerde kararma, eskime yok. Tabi bu amatörce bir bakış açısı ve yorum. Bilen bir gözle bakmak, bakış açısını değiştirebilir.
457897
457898
457899
457900
Yukarıda bahsetmiştim. Deneme yapmak için 48 saattir sistem çalışmıyor. Yani varsayılım ki büyük bir elektrik arızası oldu. Sistem 48 saattir bitkileri koruyor.
İkinci deneyimiz yaklaşık 10 gündür besin eklenmedi. Hasat yapıldığı için. Bu marulların diğerinden farkı 48 saattir su devirdaimi durmuş durumda.
Gözlemim sorun yok gibi görünse de büyüme olmadı. Bozulma da. Boru içindeki EC değerini ölçtüm 0.7. Suyun EC sinin 0.3 olduğu düşünülürse, su içerisinde hala besin mevcut. Bu aynı zamanda boru içindeki sudan tüketim yaptığını da gösteriyor. Sistemi ilk kapattığımda su yüksekliğini ölçmemek hata olsa da bunu bu şekilde de gözlemleyebiliyoruz. Zira besin eklememeye başladıktan bir kaç gün sonra EC değeri çalışan sistemde 0.4 - 0.5 değerlerindeydi. EC nin yükselmesi bize su tüketimi olduğunu gösteriyor.
Büyümenin ilerlememesi sanırım minimal yasasından kaynaklanıyor. Tabi devirdayım yokluğundan su içinde oksijen üretimi de söz konusu değil.
Deneyi devam ettirmek ve içine akvaryum pompasıyla hava verip, besin ekleyerek devam ettirmek istiyordum ama buna vakit kalmadı. Zira bugün sistemi komple yenilemeyi düşünüyorum.
Sistem sökülüp yıkanacak. Yeniden monte edilecek ve bir iki gün içerisindeki suyla çalıştırılacak.
Yeni sistemde Sayın Ankafar'ın marul için başlığa göndermiş olduğu formülü hazırlayıp kullanacağım. Eğer mümkün olursa hazırlanırken videosunu da buraya eklemeyi düşünüyorum.
Görüşmek ümidiyle...
İsmail Karagülle
30-11-2013, 13:03
leventali, sistem durduktan sonra boruların içinde kalan bitki ve kökler , artık durgun suda uygulaması gibi olmuş. Eksik olan durgun sudaki oksijen . Onu da verdin mi , durgun su sistemi ortaya çıkacak .
Fakat kalan suyun içindeki besin miktarı eksilmiş olabilir . Kocaman olmuş bu marullar için ancak hayatını devam ettirmeye yetecek besin kalmış da olabilir. Ölmeyecek kadar besin ile bitki yaşamaya devam eder fakat gelişme olmaz.
Bunu da zannederim dikkate almışsındır.
kiziltan
30-11-2013, 13:57
Leveny Ali Bey`in sistemi ile Todor serasi sitemi arasinda temel fark yok. Burada Sn Karagulle`nin teshisi dogru.
NFT sistemi boru icerisinde birkac mm yukseklikteki besinin surekli akisi. Derin su ise havuza doldurulmus besin ve uzerinde yuzen sistemde dikili bitki, suya oksijen veriliyor.
Boru icerisinde 8 cm su surekli varsa, akis saglanarak besinin dolasirken 8 cm yi asan miktar tekrar tanka donuyorsa, tanka oksijen veriyorsaniz bir fark kalmiyor ki.
Sonus olarak bitki koku surekli su icerisinde, suyun uzerinde kalan hava icerisinde de kok oldugundan bitki hava alabiliyor. Havuzda bu sorunu gidermek icin havuza hava veriliyor,
bazilari yuzen ve bitkileri yasiyan straforun alt kismini oyuk sekil vererek yapiyor ve su ust seviyesi ile kok arasinda ince ( 1 cm kadar ) hava birakiyor.
Cokme olmamasi ( tuzlanma, kokten kopabilecek parcalar gibi ) ve havalandirmanin daha iyi olmasi icin Sn Todor besini havuzun birtarafindan pompayle cekip diger tarafina basiyor.
Her iki sistemin boyut farkindan baska temel farki yok gibi. Bir fatk da su ki, havuz uzerinde asagiya sarkan cilek ekilemezken, boru olunca rahat oluyor.
Havuzun artisi ise, strafaor delik sayisi ( delik mesafeleri ) degistirilerek metrakare basi bitki sayisi 50 ila 10 arasi ayarlaniyor, fideyken 50 adet/m2, hasat zamani 10 adet/m2
yapilabiliyor.
Borulu olunca sicaklik degisimine acik olup etkilenirken, yuksek hacim nedeniyle havuzda bu sorun yok. Havuz EC ve PH degisimleri cok yavas oluyor, her gun, hatta gunde birkac kere olcum istemiyor.
Sn Karagulle tecrube ile dogru teshid koymuslar.
Selametle kalin
leventali
30-11-2013, 14:21
Merhaba Arkadaşlar,
Ben sadece sistemin durduğunda ne kadar süre sorun yaşamayacağımızı test etmek için böyle basit bir deneyi yaptım.
Bir deneyi de sudan çıktıntan sonra ne kadar dayanıyor diye yaptım. Onunda resimlerini yarın ekleyeceğim.
İki maruldan birini köklerini kesmeden, diğerini kökünden keserek bıraktım.
Durumlarını yarın birlikte görürüz.
Marul çok lezzetli. Kusur olarak gördüğüm iki şey var.
1- Marul çok çabuk kırılabiliyor. Bu da sanırım kalsiyum eksikliği.
2- Son bir hafta besini kesince yüzde 10 u sapa kalkma, şekil değişikliği yaşadı.
Bu sistem, yani 1. denemede bayağı bir acemilik ve yapılmaması gereken deneyler yaptım. Örneğin farklı besin eriyikleri de kullanıldı bu sistemde.
İçeriklerini bilemediğimizden dolayı bir çok neden söyleyemeyeceğiz. Ancak 2. deneyde dediğim gibi Sayın Ankafar'ın önerdiği eriyiği hazırlayıp kullanacağım.
Belki 1 hafta süre alabilir bu. Zira bir iki elektronik aksamı da bu sefer eklemek istiyorum. Tabi zamanım kalırsa, zira işler bayağı yoğunlaştı.
Yeni ekimi katlı sisteme çevirmek istiyorum. Işık yönü itibariyle bu sistemin mevcut sera içerisinde domates ve biberlerin ışığını keseceği kesin.
Pvc Boru yerine bu sefer yağmur oluğu su kanalı kullanmayı düşünüyorum. O biraz daha estetik duruyor.
Ben 110'luk boru kullanmıştım ama bu sistemde 70'lik borun bile aynı vazifeyi göreceği kesin. Belki 70 lik boru kullanırım.
Maliyet açısından yarı yarıya neredeyse.
Amatörlük güzel bir şey. Esneksiniz. Dilediğiniz gibi hareket edebiliyorsunuz. Hemen karar vermek istemiyorum. Bakalım uygun olan hangisi olursa onu deneyeceğim.
leventali
30-11-2013, 14:42
Yaklaşık 30 günlük. Yaklaşık diyorum zira fideler marullarla aynı gün alındı ama ekimi 1 hafta sonrayı buldu. Ekim günü baz alındı...
Biraz önce yukarı çıktım. Biberlerin büyüyenlerinden 7 tane kopardım ve görüntüler aşağıda...
Biberlerimizin büyüklükleri...
Ölçü olarak, bir kalem pil konuldu aralarına. Büyüklüklerini kıyaslamak için...
457916
En büyük biberlerimizden 2 adet
457917
En küçük biberlerimizden 2 adet
457918
Lezzetine gelince. Bunlar akşama. Lezzet testinin sonuçları da akşama...
Levent Ali Bey,
Marullarınızı hasat etmişsiniz, hayırlı olsun. Ben de tadına bakmak isterdim doğrusu, ancak acil bir iş nedeniyle İstanbul'a gitmek durumunda kaldım. Foruma da ancak bugün girebildim. Keşke Adana toplantısına katılabilseydim. Neyse, bir dahaki sefere artık.
Bu arada marulların yetişme süresi normal de, biberler şaşırttı beni. Epey hızlı gelişmişler. Sistemle ilgili söylemek istediğim bir kaç şey de var ama onları "kavede" söylemek isterim.
Saygılar, iyi çalışmalar..
Sistemle ilgili söylemek istediğim bir kaç şey de var ama onları "kavede" söylemek isterim.
Dedim ama, kahveye gittim kapı duvar. Kapandı mı kahve?
leventali
30-11-2013, 17:09
Merhaba Sayın fozada.
Dallarında kopardıklarımın 1/2 si ve 1/4 büyüklüğünde daha meyveleri var.
Büyüme süreleriyle ilgili bir bilgim yok. Çünkü hayatımda ilk kez ekiyorum.
Ama şu var ki fideyi aldığım yerde adamların çok ciddi bir fide serası vardı. Daha önce de yazmıştım ismini buraya Tarsus Yonca Fide.
Bu fideler bu kadar sağlıklı büyümüş olmasalar, benim gibi bir aceminin elinde kim bilir ne hale gelirlerdi.
Açıkçası hızlı büyümelerini ben biraz yüksekte oluşlarına bağlıyorum. Yani 3. katın damında, yerden 15 metre yüksekte. Her yönden güneş alıyor. Havadar.
Biberlerden iki tanesi de sistem dışı elle suladığım gariplerden gelme.
Söylemesi ayıp ben toplayınca lepe yapıldı bunun için. Bu lepeyle gider diye :) Bulgur lepesi.
Biber bir harika. Öncelikle kokladığınızda mis gibi biber kokuyor.
Lezzetine gelince. Benim ilk yediğim biber acıydı. Ama ne acı. Ona rağmen ağızdaki acılık süresi çok kısa sürüyordu. Acı sevenler bilir, hani zehir gibi diye tabir ettiğimiz bir acılık değil. Katur kutur yiyeceğiniz bir acılık da değil.
Yedikten sonra acılığı ağzınızda uzun süre kalmıyor.
Hafif sulu gibi. Çok değil ama hissedebiliyorsunuz. Yani kupkuru, sert bir yeşillik yer gibi değil.
Baklava gibi valla. Hani içimden geçirmedim değil. İnşallah biri acı çıkar diye. Benim yediğim acıydı. Tatlı olanlar da vardı. Ama alırken dikkat etmedim, hangisini hangi fideden aldım diye. Cinsi hepsinin aynı.
Domatesler de inanılmaz büyüyorlar. Hani yeşil domatesten salamura, turşu yaparlar. O büyüklükte bir çoğu. Bilemiyorum belki bir ay içerisinde kızarırlarda. Bunun yetişme süresiyle de bir bilgim yok.
Güzel güneş alıyorlar, düzenli besleniyorlar, perlit içinde, ısı yerinde, deniz manzaralı...
Daha ne olsun.
E bir de tehdit, şantaj var tabi. Her çıktığımda bakın kıymetinizi bilin. Suit dairede yaşıyorsunuz. Kirayı karşılamanız lazım. Yoksa cinsleriniz gibi tarlaya gidersiniz...
Şaka bir yana... Cidden suitte yaşıyorlar.
Topraksız Tarım = Suit Tarla
Sağlıcakla kalın...
leventali
30-11-2013, 17:12
Sayın Fozada,
Kahve kısa bir süreliğine kapalı. Orada konuşulan konuların bir kısmı yerine taşınacak. Bir de toplu besin eriyiği temini için bir güç birliği çalışması yapılacak. Onun için de yeni başlık açılacak.
O yüzden kapalı.
Bahsedeceğiniz sistem benim sistemle ilgili ise buraya yazabilirsiniz.
Levent Ali Bey,
Sistemle ilgili Sn. İsmail Karagülle de görüş belirtmiş. Kendisine katılıyorum. Sistem akan su kültürü ile durgun su kültürünün karışımı olmuş :rolleyes:
Akan su kültürü dedikleri, aslında İngilizce NFT (Nutrient Film Technique) dedikleri sistem. Filmden kasıt, birkaç milimetrelik bir derinlik. Bitkilerin sadece kök uçlarına temas eden su akıntısı. Sizin sistemde de redüksiyonların ağzı yukarıda değil de aşağıda olsaydı bu sistem olurdu. Gerçi o durumda zaten redüksiyon kullanmak da anlamsız olurdu. Bir dirsekle su aşağıya alınabilirdi.
Hep merak ettiğim konu ise, birkaç milimetrelik bir akıntıda genç fidelerin henüz uzamamış ve tam gelişmemiş köklerinin su ile nasıl temas edeceği konusu olmuştur. O nedenle sanıyorum ki, derinliği düşük, genişliği fazla bir malzeme ile birkaç milimetrelik akıntı bu sistemde kullanılabilir.
Doğrusunu söylemek gerekirse, o sistemin sizin sistemden daha üstün bir yanı olacak mıdır derseniz, sanmıyorum. Aksine sizin sistemin bence avantajlı tarafları da mevcut.
Örneğin, akan su kültüründe amatör üreticinin korkulu rüyası elektrik kesintisi. Ancak sizin sistem, elektrik kesildiği anda akan su kültürünü doğal ve otomatik olarak (!) durgun su kültürüne çeviriyor. Böylece "akan derin su kültürü" gibi bir sistem oluşuyor.
Şimdi hal böyleyken, mini bir havuz olsa, suyu bir taraftan alıp diğer taraftan tekrar havuza versek, böylece oksijenlenmeyi sağlamış olsak, mantık olarak farklı olmaz sanıyorum. Yani sizin sistem de aslında bir nevi, daraltılmış havuz sistemi gibi çalışıyor.
Artı olarak sistemin daha kapalı bir hale getirilmesi randımanı artıracaktır gibime geliyor. Daha önceki mesajlarda okumuştum, suyun debisinin pH üzerinde etkili olup olmadığı soruluyordu sanırım. Akarsular üzerinde yapılan akademik bir çalışma, suyun debisinin pH üzerinde etkili olmadığını söylüyordu. O çalışmayı dosyaların arasından bulabilirsem ilgili paragrafı eklemeye çalışırım.
Özetle, sistem bence özellikle amatörler ve küçük çaplı üreticiler için ideal. Elbette ufak tefek iyileştirmeler yapılabilir, bu iyileştirmelerin üretime etkisi gözlenebilir. Umarım ukalalık etmemişimdir.
İyi çalışmalar dilerim..
kiziltan
01-12-2013, 13:43
Sn Fozada
Mesleginizi ve ya topraksiz tarim yapip yapmadiginizi bilmiyirum, ama siz bu isin teorisini cozmussunuz. Bu yazdiklarinizi belki 5-6 kere yazdim, konustuklarina soyledim, olumlu bir yanit, teyit alamadim.
NFT ile Akansu icin yazdiginiz, elekktrik kesintisi tehlikesi dogru, bu nedenle NFT de bile bir reduktor bulunmasi yararli, kesinti uzun surecekse reduktoru yukseltip yedek motorla veya elle doldurup 60 mm kadar su saklanabilir. Bu kucuk sistemler icin gecerli, buyuk sistemlerde jeneratorler var, milyon dolarlik is onlar !
NFT de kok uzamadan sisteme dikim yaptiysaniz, reduktor yukseltilip koke kapilar olarak besin alacak yaklasikliga getirilip, hergun su seviyesi asagiya cekilirse 2-3 gunde gercekte olmasi gereken 2 mm ye kadar indirilebiliyor. Bunu bir ABD universitesinin sitesinde okumustum.
NFT ve Akansu sistemlerde en buyuk handicap sicaklik degisimleri, surekli dolasan su sanki radyatorde dolasan su gibidir, disarisi besin tankindan soguksa ( kis ) besin soguyacak yazin ise tam tersine hemen isinacak.
Havuz sisteminde besine oksijen verildiginde daha cok DO ( dissolved oxygen ) cozunmus oksijen besine karisiyor, cozunmeyen kismi sivinin yuzeyinde kokle bulusuyor. Hava isindikca sivi isinacagindan, ve su isindikca oksijen bulundurma kapasitesi azalacagindan mahsurlu olabiliyor. Ne yapiliyor peki ? Yuzdurulen ve bitkiyi tasiyan straforlarin dliklerinin etrafi bir miktar icbukey yapiliyor, hava orada toplanarak kokle bulusuyor.
Bir nokta da su, hava basmak ! Havanin icerisinde oksijen ideal sartlarda %20 mertebesinde, yani 10 litre hava bassak 2 litresi oksijen ! Biz gercekten oksijen vermek ve konsantrasyon saglamak istersek ozon konusunu dusunmek zorundayiz.
Akansu sitemde besin deposuna hava tasi koyarak ince ( cok kucuk ) balonlar halinde basabilsek cozunme kolay olur, zaten bitki koku sivi uzerindeki boslukta havayla bulusuyor. Havalandirma havuz icin sart.
Akansu sistemde ve asli olan NFT sistemde kopan kok parcalari, tuz birikiminden olusan parcalar besinle birlikte yola duseceginden, boru ve pompada tikanma yapmamasi icin, besin tankina donus yerinde metal olmayan bir basit filter ise yariyormus, plastic bulasik teller ile dolu bir buyuk hunuden gecmesi gibi..
Bunlar benim bildiklerim eger dogruysa,
Saygilarimla
leventali
01-12-2013, 13:44
Merhaba Sayın fozada,
Sondan başa doğru cevap verim. Ukelalık ne demek efendim. Ben başlığa yazmanızdan onur duyarım.
Ben hep söylemeye çalışıyorum. Lütfen yazın diye ısrar da ediyorum. Bunun bir kaç yararı var.
1- Belki ben yanlış biliyorumdur, siz doğrusunu öğretirsiniz.
2- Belki siz yanlış biliyorsunuzdur, bilenler doğruları yazar siz de öğrenirsiniz.
3- En önemlisi, yazarak güzel yazmayı ve yazma cesaretini öğrenirsiniz.
Doğrusunu söylemek gerekirse, söylediklerinizin tamamına katılıyorum. Tabi benimki de bir amatör görüşü. Ben de endişe etmedim değil. Elektrik kesintisinde olabilecekleri, ancak çalışan bir sistemde test edebiliyorsunuz. Bu testi de bilerek yaptım ve resimledim ki bu konuda çalışma içinde olacaklara bir görüş açısı olsun diye.
48 saatlik bir elektrik kesintisi günümüz şartlarında ihtimal dışı. Ama köy türü yerlerde, trafo patlaması durumunda bu süre ve hatta bundan uzun sürelerde elektrik kesintisi yaşanabilmektedir.
O yüzden küçük seralar (1,2,3 dönüm) tasarlanırken, kullanılacak cihazların seçimi dikkatlice yapılır ve bir akü+ inverter sistemini desteğiyle en azından %30-40 gibi aktiviteyle, uzun elektrik kesintilerinde de ürünlerin korunması sağlanabilir görüşündeyim. Yine söylüyorum, bu tamamen benim amatörce, denenmemiş fikrim. Belki gerçekte uygun düşmüyor olabilir.
Açıkçası sistemi kurarken, okuduklarından insanın kafası o kadar karışıyor, o kadar tedirgin oluyor ki, sistemin gereksinimlerinin kat be kat üzerinde maliyetli parçalar kullanıyor amatörler. Ben de dahil.
Örneğin, akan su kültüründe benim sistemi kurduğumda, çift kafalı iç akvaryum pompasını kullandım. Ben serayı yapmadan önce sistemi yapıp, yaklaşık 15-20 gün test sürüşü yaptırdım. Önce bu pompanın yetmeyeceğini düşündüm. Zira okuduğum yazılar, kaynaklar hep bu yönde. Pompa 22 watt. Öyle çok güçlü bir pompa değil. Ve benim 3-4 yıldır akvaryum içerisinde çalışan bir pompa. Yani yeni de değil.
Test, testtir deyip bunu denedim. Ben bu kadar iyi sonuç vereceğini ve hatta şu an dört boru var, yatayda 10 boruda bile eksiksiz yeteceğine eminim. Hatta sistemin son halini incelerseniz, kafa motorunun bir çıkışı depodan aldığı suyu yukarıdan akıtarak yine depoya veriyor. Oksijen oluşması ve suyun karışması adına. 4 boruyu ise diğer çıkış sağlıyor.
Yani 4 boruyu tek çıkış sağlıyor. Öyle ki yanına 4 boru daha koysanız yeterli gelir. Zira, 3 mm lik spagetti borudan çıkıyor su.
Pompanın fiyatı da yanılmıyorsam 25-30 tl. Aldığınız yere göre farklılık gösterebilir. Ama alacaklar bundan fazla vermesin.
Tabi ki yatayda bu söylediklerim. Dikeyde denemedim neler olur bilmiyorum. Ama abartı olmadığı sürece, mevcut pompanın 2 metreye basacağından da eminim. Çünkü denedim. 2 metrelik bir kangal boru (damlama sulama borusu) bağlayıp denedim. Gayet rahat bastı suyu.
Amatör arkadaşlar karıştırmasınlar diye belirtiyorum: Bu denemeler akan su kültürü için. Yani basınca ihtiyaç duymayan sistemler için. Aynı pompa deneyini, benim katı ortam kültürü bölümünde, perlite ektiğim domates ve biberlerde denemedim.
Yetersiz gelebilir. Emin değilim. Çünkü orada 20 tane spagetti borunun ucuna takılmış damlama kazıkları aracılığıyla sulama yapılıyor. Yani belli bir basınç gücüne ihtiyaç var.
Bu pompa orada yetersiz kalabilir. Belki de kalmaz çünkü denemedim.
Söylemem o ki, ille de pahalı motorlar kullanmak zorunda değilsiniz. Sözüm amatörlere. Ben motorun resmini yayınladım, bundan alabilirsiniz. Tabi benimki kadar büyük bir sistem kuracaksanız. Yok çok daha küçük bir sistem kuracaksanız bunların tek kafalısı da mevcut. Daha da ucuz 10-15 tl civarında.
Katı ortam kültürü bölümünde, AT Atman 105 motor kullandım. 65 tl ye almıştım yanılmıyorsam. Bu motorlar sump denilen bir sistem için akvaryumlarda kullanılan bir motor olduğu için, sistemleri aynı olsa da kendileri pahalı. Çünkü her akvaryumu olan bu motordan kullanmaz. Ama iç kafa motoru her akvaryumu olanın kullandığı bir parça. O yüzden de daha ucuz bunlara göre.
Her ikisininde çalışma sistemi bire bir aynı. Her ikisi de su içerisinde olmak zorunda ve pervane vasıtasıyla suyu sirküle etmekte. Sump sistemlerin suyu 1 metre gibi yukarı basma zorunluluğu olduğundan, bu pompalar güçlü olarak imal ediliyor.
Uzun yazılınca okunmuyor ama ben yine de yazmaya devam edim tecrübelerimi.
Katı ortam kültürü bölümünde 3 mm spagetti hortumu ve 3 mm damlatma kazığı kullandım. Bulamadığım için kullandım. Çok çabuk tıkanıyorlar. Suyun içerisinde perlit gözle görünür biçimde yok. Ama belli ki toz halinde karışmış durumda. Her gün açsamda her gün tıkanıyor. Şırıl şırıl akmıyor.
Bunların 4,5,7 mm likleri mevcut. Bulsam onlardan kullanacağım. Burada yok. 100 metre paket halinde spagetti hortumları satılıyor. Bana lazım 5-10 metre. Gerisin ne yapacağım?
Bu gibi durumlar için ortaklaşa ürün alabileceğimiz bir başlık yakında açılacak. O zaman biraz daha rahat ederiz gibi geliyor.
Ben perlitle inanılmaz bir ürün alıyorum. Perlitteki en büyük sorun, sistemi tıkaması. Ancak sisteme konulmadan çok iyi yıkanırsa ve bir tül vasıtasıyla toz olanlar elenirse yıkanırken, sisteme zarar vermeyeceğini gördüm.
Çünkü ben akan su kültüründeki bardakların içine de perlit koydum. Ama koyacağım perliti akvaryum file kepçesinin içine koyup, tazyikli suyla sulayarak, küçük parçacıklarını eledim öyle koydum. Sisteme hiç perlit düşmedi. Hatta öyle ki kökler perliti sarım sarım sarmalamış. Aklıma gelirse bugün son marulların bardaktaki durumlarının resimlerini çeker koyarım buraya. Yani o perlitin suya düşmesi imkansız.
Hemde çok ucuz bir çözüm.
Perlitin çuvalını fabrikadan 200 lt, 15 tl ye aldım. Yani pazarlıksız kütedene. 4 litresine Koçtaş'ta 4.5 tl verince adamla pazarlık etmeyi yediremedim kendime :)
Ama toplu alımlarda mutlaka indirim yaparlar. Yani daha büyük serası olanlar ya da alım yapacaklar için diyorum.
Sonuç: Amatörler perlit kullansınlar. Tabi evli olanlara bir kaç tavsiyem de olacak :)
Amatör denemenizi sonuçlandırmanız, perliti kuru olarak evde açmamanıza bağlı:)
Kullandığınız sistemde bir şekilde mutlaka üstünü kapatmalısınız. Bir naylon, bez vs. ile. Çünkü kuruduklarında hafifliklerinden dolayı, nefes gücünüzle bile dağılabiliyorlar. Hemde her tarafa.
Söylemedi demeyin, öyle kazaklık felan da sökmüyor bir süre sonra :)
Devam edecek ...
leventali
01-12-2013, 13:56
Sayın Kızıltan,
Merak ettiğim şey hava motoru ve hava taşıyla suya oksijen verilmesi olayı. Bu konuda çok yazı okudum ama çok tartışmalı. Yani bu konuda bilgim, deneyimim olmadan okuduklarımdan birkaç şey aktarmak istiyorum. Bilginiz dahilinde yanıtlarsanız sevinirim.
1- Hava motoru + hava taşı ile suya oksijen verilmesi bitkiye fayda sağlayamayacak bir miktarda olacağından gereksiz deniliyor. Yani bu sistemle, sanıldığı kadar suya oksijen karıştırılamazmış.
2- Hatta bir perlatör yardımıyla suya bu havataşından daha fazla oksijen kazandırılabilirmiş. Ancak bu da öyle abartılacak kadar bir oksijen karışımı sağlamıyormuş.
Gerçek manada suya oksijen karıştırmanın, sıvı oksijen üretecek sistemin kurulması ve istenilen oranda karıştırılması olarak belirtiyorlar konuyu iyi bilenler. Tabi ben konuyu hiç bilmediğimden, bunları okumakla yetiniyorum.
Oksijen ölçebilen aletler inanılmaz pahalı. Yani imkan olsa ölçüp deneyip, buraya yazarım.
1- Konuyu tam bilmediğim için soruyorum. Bu sistemin bir yararı var mı (yani mutlaka minimal de olsa vardır ama değer mi)?
2- Oksijen her canlı için çok önem arz ettiğinden sıvı oksijen üretmek kolay mı? Tabi bu soruyu da tamamen amatör düzeyde üretmekten bahsediyorum.
İnternetteki sıvı oksijen düzeneklerine bakınca amatörlerin rahatça yapamayacağı ya da yapsa deymeyeceği bir sistem gibi görülüyor.
kiziltan
01-12-2013, 14:29
Sn Levent Ali daha once bir link vermistim, oksijen vermenin bitkinin verimine katkisini universite testetmis ve yayinlamis.
Sn Fozada`ya yukarida yazdim, hava oksijen degil ki, % 20 si yani 1/5 I oksijen. Oksijen verebilsek suda cozunecek ve faydasi olacak.
Sizin sistende kok tamamen suda degil havuz gibi degil, zaten hava aliyor.
Havuz icin, durgun su icin sart. Soyle ornek vereyim, saksinin dibini delin, altina tabak koyun, tabaga da su doldurun. Birkac gunde hersey curuyecektir cunku saksidaki toprak veya karisim hava alamayacak.
Bu konu hakkinda Sn Tezel`in bir fotoflanmis yazisi var forum icinde ama nerede bilmiyorum, durgunsu tipi bir uygulama da , akilli vana denen autopot da oyle , saksi ayakli, ayaklar delik ve sivi oradan fitil seklinde emiliyor ortam tarafindan, ama saksi altida bulunan delik sivi ile tikanmadigindan oradan saksi ici haca cekebiliyor.
Saygilarimla
İsmail Karagülle
01-12-2013, 23:45
Leventali bitki fizyolojisi ile ilgili bir dosyada , Utanarak söylüyorum yazıyı hangi makaleden aldım bilmiyorum . Sadece o kısmını alıp kopyla yapoıştır yapmışım .Demek senin aklına gelen soru bir zamanlar benim de aklıma gelmiş. Ve bunu bulmuşum . Saklamışım.
O da şu;
2. Toprak havası: Bitki kökleri uygun havalanma koşullarında iyi bir gelişme gösterir. Normal gelişme %10 oksijenden sonra başlar, yeni kök oluşumu %12 oksijenden sonra başlar. Optimum gelişme için kök bölgesinde karbondioksit miktarı %1’in altında olmalıdır. Oksijensiz solunum sonucu oluşan Hidrojen sülfür ve metan gazlarının bulunması bitki kökleri içi zararlıdır.
İsmail Karagülle
01-12-2013, 23:52
Megep bahçecilik ders notlarından bir alıntı;
''Su ile doygun bir yetiştirme ortamında fazla suyun drene olmasından sonra suyun terk
ettiği gözenekler hava ile dolar. Suyun drene olmasından sonra ortamda kalan hava ile dolu
gözeneklerin hacmi ortamın toplam hava kapasitesinin altına düşmemelidir; çünkü bitki
kökleri, fazla miktarda oksijene gerek duyar. Bunu karşılamak için yetiştirme ortamında
hava ile dolu durumda bulunan geniş gözeneklerin toplam hacim içerisindeki oranı en az %
10, tercihen % 20 üzerinde olmalıdır. Yetiştirme ortamının hava kapasitesi en az % 10-20
olmalıdır.''
leventali
02-12-2013, 00:07
http://www.agaclar.net/forum/1222272-post277.htm
Aslında bu linkteki bitki çalışmasında, akvaryum hava motoru ve hava taşı deneyi mevcut. Bitkinin büyüme hızı topraktakiyle kıyaslanamayacak kadar fazla. Zira aynı çiçekten toprakta ekili olanı da var. Zaten ondan küçük bir kök alıp ekmiştim.
Yani ben hava taşının etkisini mi gördüm, yoksa suyun etkisini mi tam anlamış değilim. Çünkü 1/20 oranında hazırladığım besinli su var. Hem bu sistemin içinde hemde topraktakinin sulanmasında. Her ikisi de coştu. Ama büyüme hızı sudakinde daha fazla.
Hava taşının etkisi olduğunu düşünüyorum. Tabi bu küçük bir sistem olduğu için yeterli geliyor olabilir.
Bir videoda seyretmiştim bulursam linkini eklerim, her kovaya bir fide dikiyor ve her kovaya bir hava taşı koyuyordu adam. Karşısına da hava taşı konmamış kovalar. Farkları anlatıyordu.
İkinci dikkatimi çeken de benim marul sisteminde işgüzarlık sayıp yaptığım sistem değişikliği. Depodan suyu basan pompanın bir çıkışına yine damlama sistemi parçalarıyla yukarıdan akacak şekilde suyu bağladım. Bir çıkış direk marulları besledi, bir çıkış sürekli devirdaim. Ama yukarıdan akarak.
Bu düzeneği bu hale getirdiğimden sonra inanılmaz büyüme hızı gördüm. Daha önceki yazılarımda da yazmışımdır mutlaka.
Şimdi perlatör alıp deneyeceğim. Çünkü bu konuyu araştırdığımda yapılan testlerde perlatörün, havadaki oksijeni en fazla karıştırdığı tespit edilmiş suya. Tabi bununla ilgili bilgim yok. Zaten bu konuda bizim besin eriyiği konusu gibi, alanında acayip bir kavga konusu.
Belli ki bu su arıtma, oksijenleme gibi işlerde karlı işler ve az bilinen işler :)
Ancak kaliteli perlatörleri öneriyorlar. Ucuzlarını değil. Orada da kalitelisinin fiyatını yazmışlardı 14 tl. Artema'nın perlatörü diye. Ucuzları da 2-5 tl arası.
leventali
02-12-2013, 01:43
Bugün uzun ve yorucu bir gün olacak. Belki gün boyu buraya hiç uğrayamayabilirim.
Merhaba Sayın fozada,
Sonuç: Amatörler perlit kullansınlar. Tabi evli olanlara bir kaç tavsiyem de olacak :)
Amatör denemenizi sonuçlandırmanız, perliti kuru olarak evde açmamanıza bağlı:)
Kullandığınız sistemde bir şekilde mutlaka üstünü kapatmalısınız. Bir naylon, bez vs. ile. Çünkü kuruduklarında hafifliklerinden dolayı, nefes gücünüzle bile dağılabiliyorlar. Hemde her tarafa.
Söylemedi demeyin, öyle kazaklık felan da sökmüyor bir süre sonra :)
Küçük bir ekleme yapalım perlit ile çalışırken hele hele çuval açarken kesinlikle basitde olsa bir maske ve gözlük takın. Özellikle maske çok önemli, kuru perlitte ortaya çıkan tozlar ciğerlerinize dolup zarar verebilir solunmaması gerekli. (Nemlenince ve bu sorun ortadan kalkınca perlit çok güzel bir ürün)
kiziltan
02-12-2013, 08:19
Merhaba
Kendi mesajim icin bir duzeltme yazayim, amatoruz duydugumuza inaniriz, bir hata yaparak kimseyi etkilemek istemem.
Sisteme hava vermek konusunda, bazi cidddi kuruluslarin yaptiklari calismalarin sonucunda pek etkili olmadigi yazilmis. Demek ki belli bir orani tutturmak sart daha fazla verelim daha fazla alalim yok.
Bir arastirma sonucunda oksijentakviyesinin genc bitkide buyumeyi etkiledigi ama sonucta olusan marulun agirliginda etkisinin cok az oldugu yaziliydi.
Hatta birkac hidroponik system denenmis, durgunsu, akansu, sistemlerinde pek bir fark cikmamis, kabuledilebilir hata sinirlarind farkliliklar olmuz ama enteresan bir nokta cikmis, hindistan cevizi kabugu tozuna dikilip elle sulama yapilan en buyuk marulu vermis agirlik olarak.
Bu konuda okumaya devamederek elde edilen bilgiyi vermek lazim.
Arayip cozunmus oksijen miktarinin optimum degerini bulup yazmaya calisacagim.
Bu arada kok bolgesinin oksijen almasii sart ama bunu besin icerisine hava basma ile karistirmamak lazim saniyorum. Ikisi biraz farkli.
Saygilarimla
Havadaki oksijen miktarı, Sn. Kızıltan'ın da dediği gibi % 20-21 civarındadır. Havataşı ile kullanılan hava motorları da suya oksijen değil hava basıyor zaten. Havuz sisteminde bitkinin oksijeni kullanabilmesi, suda çözünmüş oksijen oranıyla sınırlı. Hava motorunun aslında yaptığı tek iş, dışarıdan aldığı havayı hortum vasıtasıyla suyun içinden geçirmek ve çıkardığı kabarcıklarla su yüzeyini hareketlendirmek. Bu yolla suya oksijen kazandırmaya çalışıyor.
Akvaryum kafa motorlarını düşündüğümüzde, suyu hareketlendirme konusunda çok daha başarılı ve güçlü olduklarını görebiliyoruz. Yine bu motorları karşılaştırdığımızda, hava motorlarının aynı işi tabiri caizse "kulağını ayağının altından göstermek" şeklinde yaptığını söyleyebiliriz. Bu nedenle durgun su sistemlerinde kabarcıklı hava motorlarının çok yetersiz kalacağını düşünüyorum.
Bizim durgun su yönteminin problemi olan oksijen, aslında alabalık üreticilerinin oksijen sorunuyla benzerlik gösteriyor. Neyse ki biz daha avantajlıyız, zira balıkların oksijen ihtiyacı bitkilerinkinden kat be kat fazla.
Burada alabalık üretimiyle ilgilenen bilim adamları oturmuşlar, bir balığın hangi evrede ne kadar oksijen tükettiğini hesaplamışlar. Bu yöntem bitkiler için de kullanılabilir ve bir sonuca varılabilir.
Yöntem aslında basit, örneğin elimizde 100 litre su var diyelim. Önceden elimizdeki yöntemlerle suyu oksijenlendirip, su içerisindeki erimiş oksijenin miktarını ölçüyoruz. Ardından bu suyu bitkinin kullanımına veriyoruz. 1 saat sonra suyu kullanımdan alıp ermiş oksijen miktarını tekrar ölçüyoruz. Aradaki fark, bitkinin bir saatte harcadığı erimiş oksijen miktarını bize veriyor.
Bu elbette milimetrik bir sonuç olmamakla birlikte, bize yaklaşık bir değer sunuyor, fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Zira suyun ısısının gün içinde sürekli değişeceğini gözönünde bulundurarak, deneyi ortalama bir sıcaklıkta yapmak gerekiyor. Yani gün içindeki ısı değişimlerinin bir ortalamasını alarak suyu o sıcaklıkta tutarak deneyi gerçekleştirmek gerek. Ya da mevsim normallerinde oluşabilecek birden çok sıcaklık ortamında da test edilebilir.
Elbette bunun için erimiş oksijeni ölçen ölçü aleti lazım. O da bende yok. Fiyatları çok yüksek. Ancak oksijen ölçen sensörler ayrı satılıyor ve fiyatları daha makul. Bir mikrodenetleyici üzerinde kullanarak bu tarz bir ölçü aleti yapmak düşüncelerim arasında. pH, EC, ısı ve oksijeni takip eden bir sistemi oluşturarak elimin altında bulundurmak istiyorum. Ama ne zaman işlerden fırsat bulurum da başlayabilirim onu bilemiyorum açıkçası.
Son bir not, suyun debisinin oksijenle direkt ilgisi olduğunu biliyorsunuzdur. Yani yüksek debili akan suların oksijen açısından da daha zengin olduğunu biliyoruz. Şelale, çağlayan gibi yerlerde suların yüksek oksijen içerdiği bilinen bir durum. Yüksek debi belki NFT sistemlerinde kullanılamaz ama havuzlar için iyi bir seçenek gibi geliyor. Eğer havuz sistemi denemesi yapacak olursam, havuzdan aldığım suyu bir şekilde merdivenli bir sistemden aktardıktan sonra tekrar havuza vermeyi düşünüyorum.
leventali
02-12-2013, 10:21
Sayın Ankafar'ın söylediğini nasıl da unutmuşum. Teşekkür ediyorum kendisine. Hemen bir tecrübemi de aktarim.
Büyük kasaya perlit doldururken, 2 çuval aldı, her çuval 200 litre, büyük kovaya yarım su doldurdum, ve küçük bir tasla perliti içerisene boşalttım. Hortumun ucuna bahçe sulama fiskiyesi takıp sürekli üzerine tutarak, çabucak ıslattım. Ona rağmen etrafa perlit saçılıyor. Bunun damda olmamın da etkisi var.
İlk çuval yarımdı, bu şekilde yaptım. Açılmamış çuvalda yanlarına bıcakla delik deldim, altlarına da, çuvalın ağzını açıp, fiskiyeyle su tuttum. Böylece ilk alımlarda perlit uçmasını önledim.
Küçük bir uyarı daha eklemek istiyorum. Perliti iyice yıkamanız gerekiyor hemde bir parça derin kapta. Tozlar, alakasız maddeler dibe çöküyor.
Buna rağmen sistemi çalıştırdığımda bir sürü toz depoya inmişti. Çünkü, düzleme yaparken, fedeleri ekerken, naylonu çekerken, kazıkları çakarken, yine ezilmeden kaynaklı sanırım ufalanma oluyor.
Sayın Kızıltan,
Fazla oksijenin insana bile zararı var. Sorun az oksijende. Dağlarda yetişen bitkilerin daha sağlıklı, daha güçlü olmasının sebebi belkide budur. Oksijen.
Bir amatörün ölçmede zorlanacağı en zor element olduğunu sanıyorum. Çünkü bunu ölçen aletler pahalı.
Bugün akşam bir tecrübemi daha paylaşacağım. Bilgili kişilerin de yorumuna muhtaç bir tecrübe. Resimlerle daha iyi anlaşılacağından, resim çektikten sonra yazacağım. Akan su için iyi bir gözlem...
kiziltan
02-12-2013, 16:54
Sevgili Levent
Depya donen besin borusunun altina, bulabildigin en buyuk huniyi koy, hunu alt tarafini keserek deligi genislet, icerisine plastic bulasik tellerini cekip genisleterek yerlestir.
Birkac turdan sonar sivi temizlendi. Telleri al temizle ya da yenisi ile degistir, kopan kok parcalari da temizlenmis olacak
Saglicakla kal.
leventali
02-12-2013, 20:14
Ortaklaşa besin formülü üzerine yeni bir başlık açıldı arkadaşlar. Uğramayı ihmal etmeyin..
http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/33248.htm
leventali
04-12-2013, 16:55
Yeniden merhabalar,
Bu hafta hep sürprizlerle geçti. Dün Adana'dan bir araba dolusu akraba ziyareti oldu. Seramızın namı Adana'lara ulaşmış. Gelenleri de boş çevirmeyip, Ağaçlar'ın Adana ve Mersin toplantılarında üyelerimizin değerli paylaşımlarını biz de onlarla paylaştık.
Ziyarete gelenleri birer yaş daha büyütüp(!) yolcu ettik. Zira "Bir yaşıma daha girdim!" demeyen yoktu, topraksız tarımla tanışınca...
Bugün de Ağaclar Adana üyesi, toplantı vesilesiyle tanıştığımız Omencek ziyaretimize geldi.
Gelmişken de günlerdir bir el atıp akan su kültürüne ekleyemediğim salatalıkları kendi elleriyle ekledi. Onun sayesine salatalıklarımız şaşırmış(!) bir vaziyette akan su kültürümüzde, marullarımızdan boşalan deliklerde yeni maceralarına başladı.
Bunları tohumdan büyütmüştüm. Büyüme serüvenini hep birlikte izleyeceğiz.
Sevgili omencek gelir gelmez ceketi çıkartıp, kolları sıvayıp, seramızda bilmediğimiz, eksik olan ne varsa yardımcı oldu. Domatesleri elden geçirip, salatalıklarımızı ekti. Çay, sohbet ve geç gelse de omencek'e de kısmet olan su böreğinden sonra yolcu ettik.
Toplantılara katılmaya imtina edenlere, çekinenlere, geri duranlara aşağıdaki resimler çok şey anlatacaktır.
458791
458792
458793
Bir adet marulumuzu sistemde bırakıyoruz ki, gelen boş sistemle karşılaşmasın diye.
458794
Sayın Levent Ali abi,
Öncelikle hoş sohbetin ve onca işinin arasında ev sahipliğin için çok teşekkür ederim. Bu arada taze, sıçak çay ve börekleride unutmamak lazım.
Yapmış olduğun sera ve sistem gerçekten çok güzeldi. Birçok üyemizin hayallerini gerçekleştirmiş olmanda taktiride hak ediyor. Çorbada benimde tuzum olduysa ne mutlu bana.
En kısa zamanda yeniden bir arada olmak dileyiğle.
kiziltan
04-12-2013, 20:42
Ben geldigimde Adana`ya ugrar Sn Omencek`i alir oyle gelirim Tarsus`a Sn Levent Ali. Onceden haberli olunca suboregi gec kalmaz !
Iyi eglenceler
Engin
leventali
04-12-2013, 22:20
Kapımız her dosta sonuna kadar açıktır. Her daim beklerim.
Bu arada Sayın Omencek haberli geldi Sayın Kızıltan. Ama su böreğinin şanındandır. İlle de misafir gelince başlanır yapılmaya ki, taze taze sıcak sıcak yensin diye :)
ahmetmelek
05-12-2013, 16:03
levent abi biberlerin çok güzel gözüküyorlar eline bilgine sağlık yalnız biraz erken kopartmışsın biraz daha büyümeleri gerekiyor ohafif acılıkta ondan kartlaşırlarsa acıdan yiyemezsin . salatalık larda güzel gözüküyor elimizden işimizi alma sakın ama bundan sonra havalar soğuyacağı için dikkatli ol hava durumlarını takip et edemezsende dededenkalma yöntemi söyleyeyim torosların üstüne bak ayna gibi parlıyorsa don var demektir hiç şaşmaz. torosların üstünde hafif bulut olsadahi don yapmaz tabi sabaha kadar kalma şartıyla. esas don sabah güneş çıkmadan önce olur.sebzelerini iyi koru mazallah batarsın bir sene vurulursan 10 sene kendini toparlayamazsın çifçilik kumar gibidir abi dondan kork rüzgardan, yağmurdan , toludan fiyattan,kapılardan, tüccardan, hastalıklarından böceklerden,işçisinden[hırsızındanpahalı olduğu zaman] bir jiletlik işi var seranın. işin şakası bir yana eline sağlık abi ilgiyle izliyoruz çalışmalarını kolay gelsin.
leventali
05-12-2013, 16:16
İyi dileklerin ve önerilerin için teşekkür ederim Sayın Ahmet Melek. Toroslar artık takipte :)
EC ölçümü hakkında.
Burası belki yeri değilama, konu geçtiği ve bilgi taze olduğu için yazıyorum.
Formül. Gerçek değer = Ölçülen değer * 56/ (t+31)
17 derecede ölçülen EC değeri 1.4 için.
1.4 x 56/ (17+31) =1.62
EC 25= ölçülen EC -(t-25) x 0.063 = EC metre ile gelen broşürdeki formül.
1.4 +(17-25) x 0.063= 1.9
iki formül arasında fark oluyor.
Ben mi hata yapıyorum.
kiziltan
08-12-2013, 21:02
ölçülen EC -(t-25) x 0.063
1.4 +(17-25) x 0.063
Bu ikisi ayni sey degil ! Lutfen tekrar yaziniz.
Ayrica 1.4+(17-25)x0.063 hatali cozulmus.
17-27=-8
-8x0.063=-0.504
1.4+(-0.504)= 1.4-0.504=0.896
Once carpma ve bolme yapilacak sonra toplama ve cikartma yapilacak.
Hatali yazmis ama usttekine goreyse dogru cozmussunuz.
Ayrica ilk cozum sonucu 1.633 cikiyor, sanirim hesap makinanizin genellikle ust sol kosesinde bulunan ayari " yuvarlamaya " getirmissiniz.
1.4 x 56 = 78.4
78.4 / 48 = 1.633 cikacagina
1.4 x 56 = 78 yuvarlamis
78 / 48 = 1.625 yuvarlamis
ilk iki formulu tekrar yazarsaniz 17 derece C da olculen 1.4 EC yi birlikte her iki formul icin hesaplayalim.
Saygilarimla
leventali
09-12-2013, 01:44
Sayın Kurşun merhabalar,
Benim başlığı hızlıca tararsanız içerisinde bunun anlatımını yaptım. Bende çok zor anlamıştım.
Hatta minik bir programcık yapıp linkini yine oraya koydum. İndirebilirsiniz. Orada hesap yapmak zorunda kalmazsınız. Isıyı ve ec değerini girdiğinizde programcık size otomatik hesaplar.
Yeni ürünler güzel görünüyor Levent abi. Yalnız bir sorun var sen bu sistemi marula göre kurmuştun yarın bunlar büyüyünce yerleri oldukça dar olacak. Yani sistemin hıyar ve domatese göre oldukça yukarıda. Boruları aşağıya indirebilme imkanın varsa iyi olur diye düşünüyorum.
Sayın leventali sizin yazılarınızın tamamını okudum. Ve formülü oradan gördüm.
Sayın kızıltan bendeki ec metre ile gelen kağıtta bu formül var. Ben hesapları buna göre yapıyordum.
ama kudret beyin yazdığı formülü görünce ikisinin hesapları farklı çıkıyor.
EC metre ile gelen kağıtta bu formül var.
ölçülen EC 5.2 ms/cm su ısısı 30 derece EC 25= 5.2-(30-25)x0.063
5.2-0.31 =4.89 ms/cm
aynı EC 20 derece için EC 25=5.2- (20-25)x 0.063
EC 25= 5.2+ 0.31= 5.51 ms/cm
25 dereceden küçük olan değerlerde ekleme yapıyor.
leventali
09-12-2013, 13:33
Teşekkür ederim h_dogan,
Yok salatalıkların yeri orası değil. Sistem boş durmasın diye koyduk omencek'le öylesine. Katlı bir sistem denemesi yapacağım şimdi. İşlerim çok yoğunlaşınca, başlayamadım.
Elimde hiç eriyik kalmadı, o da bir etken. Bu bir iki gün içinde maddeleri temin edip sistemi kuracağım. Domates ve biberlere bile üç gündür besinsiz çalıştırıyorum. İş yoğunluğu girince dikkat dağıldı haliyle.
Sayın Kurşun,
Matematikle çok aram olmadığından dolayı, ben formülü içeren bir programcık yapıp onu kullanıyorum.
Eğer Kudret Bey'den temin ettiysen EC metreyi formülün şu:
Burada da anlatmışım.
http://www.agaclar.net/forum/1211299-post57.htm
Gerçek EC= Sistem değeri *(t+31) /56= Ölçülen değer
Örneğin marul yetiştiriyoruz ve EC sini 1.6 da tutmak istiyoruz sistemin.
Isıyı ölçüyoruz : Örn. 20 C derece
Besin sıvısından alıp EC metreye koyuyor ve değerini ölçüyoruz : Örn. 1.5
Sistemi çalıştırmak istediğimiz sabit EC miz = 1.6 idi.
Şimdi formülde yerine koyalım:
Gerçek EC= 1,6 x (20+31) /56
= 1,6 x 51 / 56
= 81,6 / 56
= 1,457 EC.
Virgülden sonra tek hane yeterli olduğu için aslında sistemimizdeki EC miktarı 1.4 müş. Başta benim de sık karıştırdığım şey EC metreden ölçtüğüm değeri formüle direk koymamdı. Doğru olan, sistemi sabit tutmak istediğimiz EC değerini koyacağız formüle.
Biz EC metrede ne ölçmüştük örnekte : 1.5 EC
O zaman şu sonucu çıkartıyoruz. Sistemimizdeki EC değerinin 1.6 olması gerekiyor. Ben ölçüm ama 1.5 çıktı. Bu gerçek değer değil çünkü ısı farkı var. Formüle eklediğimde karşıma 1.4 çıktı. 1.6 dan küçük değer. O zaman besin eriyiği ilave etmem gerekiyor.
Eğer formülden çıkan değer 1.6 dan yüksek olsaydı o zaman su eklemem gerekiyor diye düşünmeniz gerekecek.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.
kiziltan
09-12-2013, 14:36
Sn Levent Ali
Merhaba. Ust mesajinizda soyle yazmissiniz. Anlatilan dogru ama kullanilan deyimler nedeniyle bazen anlasilamiyor.
Gerçek EC= 1,6 x (20+31) /56
= 1,6 x 51 / 56
= 81,6 / 56
= 1,457 EC.
" Gercek EC " demek sanirim hatali. Formulde hesaplanan 1.6 EC degeri ile calismak istersek, 20 derece sicaklikta olcumde okumamiz gereken EC degeri
Bizim bu sartlarda 1.457 okumamiz gerekirken 1.5 olcuyoruz, demekki ayarlayip 1.457 yapmamiz lazim. Sn Karagulle`nin dedikleri gibi ya EC 1.457 yapacagiz ya da isiyi 25 derece yapacagiz. Kisacasi gercek EC diye birsey yok !
Bu deyim hatalari cok fark yaratiyor. Besin solusyonu icin birisi 10 litre hazirlayacagim diyor, ne demek bu ? 10 litre hazirlayip kovaya koyacagim ustune fideyi koyacagim mi , yoksa sonradan bunu 100 misli sulandiracagim konsantre mi? Belki formul hesaplanirken 100 degil de 200 misli seyreltilecegine gore hesaplanmistir, ozaman hepten karisir isler.
10 litre yerine, " 100 misli sulandirilacak 10 litre konsantre " demek lazim.
Ornegin daha once konuya yazilmis olan Hoagland formulu gram hesabi, o agirliklar final solusyonu denen, yani sisteme bagladiginiz besin deposuna konacak , 200 litre besine katilacak gramlar. Hesap 200 litreye gore yapilmis hesap. Isterseniz 1/4, 1/10 , 1/50 yogun hazirlar sonar sulandirirsiniz ( seyreltirsiniz ). Ozaman Bu agirliklar 200 litre seyreltilmis solusyon icindir yazmak lazim.
Ben yazilanlari sokmek icin cok ugrasiyorum, yazilan deyimler standart olmayinca cok zor oluyor sokmesi. Neyse ugrasmak da bu isin mezesi oluyor.
İsmail Karagülle
09-12-2013, 14:55
Ben kafa karıştırmamak için mesajı sildim .;)
Sayın leventali. Çok özür dilerim. Aşağıda sizin yazınızdan bir paragraf aldım.
Sistemin çalışmasını istediğiniz EC=Ölçtüğünüz EC x (ISI+31) /56
Örneğin marul yetiştiriyoruz ve EC sini 1.6 da tutmak istiyoruz sistemin.
Isıyı ölçüyoruz : Örn. 20 C derece
Besin sıvısından alıp EC metreye koyuyor ve değerini ölçüyoruz : Örn. 1.5
Sistemi çalıştırmak istediğimiz sabit EC miz = 1.6 idi.
Şimdi formülde yerine koyalım:
Gerçek EC= 1,6 x (20+31) /56
= 1,6 x 51 / 56
= 81,6 / 56
= 1,457 EC.
Ben şunu anladım. Sizin (gerçek EC) diye yazdığınız, ölçtüğümüzde olması gereken EC yani 1.457
ısı farkından dolayı biz 1.5 ölçüyoruz.
Formülde geçen (ölçtüğünüz EC) yerine sabit olması gereken 1.6 EC değerini yazmışsınız.
Burada bocaladım.
Olması gereken değer. =Sistem değeri* ( t+31) /56 olmalıdır
Sanırım böyle olmalı.
İsmail Karagülle
09-12-2013, 18:48
Formulde , bitkinin istediği ec formulde yerine konur.
eğer ec metre ile ölçüm 25 derecede yapılmış olsaydı . Karışım da doğru olsaydı , netice olarak yaptığımız ölçüm bitkinin istediği ec olarak ölçülecekti.
Isı 25 dereceden farklı olduğunda , ec metremiz gerçek değerinden farklı bir değer gösterecektir.
Zira ısı değişimi ile sıvının elektiriksel geçirgenliği farklılık gösterir.
Biz burada ısı farkından dolayı meydana gelen farkı görüyoruz.
O yüzden formulde , bizim bitki için istediğimiz ec değeri yerine konuyor.
bU şekilde hesapladığımız değer, artık o ölçüm için bitkimiz için saptadığımız , karar verdiğimiz değer olarak düşünülür.
Ve fark
eksi ise besin ilave edilir. ( ölçülen değer hesaplanandan düşük ise)
fark pozitif ise su ilave edilir. ( ölçülen değer hesaplanandan büyük ise)
leventali
09-12-2013, 20:18
Merhaba Kurşun, Kızıltan ve İsmail Karagülle
Yoğun bir çalışma arasında cevap vermiştim. Hatalı bir cümle yazmışım. Sağ olsun arkadaşlar düzeltmişler. Düzeltmeyi bende yaptım.
Sakın üzülmeyin zira bunun böyle olduğunu benim öğrenmem de 5 günümü almıştı :)
Evet yazdığım yanlışlıktan dolayı da sizi bocalatmış oldum. Siz de doğru anlamışsınız aslında.
İsmail Karagülle
09-12-2013, 20:46
Boşver leventali ,
Aslında tek başına bu formullerde pek bir şey ifade etmiyor.
Mesela , diyelim ısı bugünlerde olduğu gibi 5 derecelerde hesapladık ve 1.2 olmalı diye bulduk. örneğin 2 olması gereken ec yi hesapladık 1,2 çıktı .
Biz ölçtük , 1,2 değil ,
0.8 çıktı .
Ne yapacağız sorusuna cevap olarak ec 1,2 ye çıkana kadar besin eriyiği ekliyeceğiz mi diyeceğiz?
Yukarıdaki yazıları okuyunca, evet besin eriyiği ekliyeceğiz demeliyiz. ve problem çözüldü mü? Eklersek bitki gelişmeye devam edecek mi?
Ama acaba bu tahlil doğru mu?
Bence tek başına doğru değil.
Niye dersek , Bu ısıda bitki zaten gelişmeyi durduracaktır. Besin eklemek pek bir işe yarayacağını zannetmiyorum . Ancak ısıyı da bitkinin gelişmeye devam edeceği düzeye çıkarırsak doğrudur.
Yani bu topraksız meselesi sadece matematik formullerle izah etmek pek mümkün değil. İktisat formulleri gibi diğer şartlar değişmezse faktörü her zaman düşünülmeli.
kiziltan
09-12-2013, 20:53
Merhaba
Olcum yaptiginiz anda hesaplanacak EC icin duzeltme yapilsa bile sera sicakligi sabit kalmayacaksa pek fark olmayacak. Bu hesaplama ve hassas duzeltmeler tam otomasyonlu ve isitma sistemleri guclu seralar icin uygun olacaktir, bir nokta da durgun su havuz icin uygun olabilir, orada besin solusyon miktari cok oldugundan ortalama sicakliga gore olcum ve ayarlama olablir.
Saygilarimla
leventali
09-12-2013, 20:56
Haklısın İsmail Agabey,
Zaten iklim şartları sera içinde tam ayarlanmadan, yapılan çalışmaların neticeleri çok tutarlı neticeler olmaz. Sen bir yerde belirtmiştin bunu.
Bir kömür sobası kuracağım nasip olursa bu hafta sera içerisine.
Isıyı sabitleyemeyiz ama en azından soğuktan koruyabiliriz diye düşünüyorum.
Toroslar bembeyaz. Baktım yarın gece 1 dereceye düşecekmiş.
Allah büyük serası olanların yardımcısı olsun. Tabi tüm çiftçilerinde.
İsmail Karagülle
09-12-2013, 21:09
Her konuda yaptığımız gibi topraksız konusunda da yapıyoruz.
Detaylarda boğuluyoruz.
Bitki ne ister ,
İklim şartları , ( ısı-nem -ışık )
Besin , ( Bitkinin alabileceği formda)
Aslında çok da zor şey değil istedikleri , ve doğa bunları veriyor.
Ama bizim istediğimiz , doğanın vermediği zamanlarda ve şartlarda bunu doğa yerine biz bitkiye sağlayabilir miyiz ?
Olayı daha geniş pencereden irdelemek lazım .
Detaylar içinde bilinenleri tekrarlamanın ilerlemeye katkı sağlamayacağını düşünüyorum .
Ağaçlarda onlarca kere okuduğum bilgilerin ,
Yeni okuyan biri tarafından sanki yeni bir şeymiş gibi tekrarlanması , belki hatırlatmadır.
Ama bu bilgi verilirken , Daha önce falanca yerde bahs edildiği gibi demek lazım .
Bilgiye ve emeğe saygı bunu gerektirir.
Ben şimdi bir daha söyliyeyim . Bitki konusunda ne öğrendimse , ağaçlardaki ustalardan bilim insanlarından öğrendim .
Bu bilgiler doğrultusunda uygulamalar yaparken teorik olarak öğrenilenlerin pratiğe dönüşmesi esnasında yeni şeyler öğrendim .
Ve öğrendim zannettiklerimin aslında çok da iyi öğrenemediğimi de gördüm .
Ağaçlarda kendinizi tanıtır mısınız? Başlığında, ağaçlarda sizden ne öğrendiler diye soru vardı . Cevap veremedim .
Ancak öğrendiklerimi sayabilirim . Ama ağaçlar okuyanlarına bir şey öğrettim diyemem . Zira benim dediklerimin hepsi daha önce ağaçlarda birilerinin söylediklerinden başka bir şey değildi.
Sağlıcakla kalın .
ertugrula
25-12-2013, 04:54
Sn. Kızıltan Merhaba,
Bu başlıkta yukarılarda bir yerde akıllı vana ile yapılabilecek on saksılık bir uygulamadan ve ayrıca bir de pvc levhadan kanal yapmaktan söz etmişsiniz fakat, bunları bu başlık altında anlatmayayım da demişsiniz.
Bunları yeni bir başlık altında ya da kahvede anlatırmısınız. Sonuç olarak kahve hala açık ve geri dönecek müdavimlerini bekliyor :)
Ertuğrul
kiziltan
25-12-2013, 17:54
Sn Ertugrula
Merhaba, bu konuyu ve besin ile ilgili hesap programi ayrica besin temini ile ilgili olarak yazacagim, gecikmenin iki nedeni var,
Birincisi, yil sonu olmasi sebebiyle mal aldigimiz bazi firmalar ile hesap teyidi yapmamiz, vakit bulamiyorum.
Ikincisi, Kahve sanirim kapali, Levent Ali Bey`in basliginda ise maalesef evsahibi evde yok ki ben yazayim. Kendileri ya benim gibi yil sonu sikisikliklari ile ugrasiyordur yakinda donerler, ve ya artik bu konu ile sevkleri kirilmistir bilemiyorum. Tahminim yeni yil baslarinda donerler, donmezler ise baska bir baslikta fikirlerimi ve internet uzerinden ulasilabilecek kaynaklari aciklarim, size de burada ve ozel mesaj ile haber veririm.
Herkesin yeni yilini kutlar, gecen yillerdan daha basarili, enonemlisi saglikla gecmesini dilerim.
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
ertugrula
26-12-2013, 01:22
Sn Kızıltan,
Ben de yeni yılda size ve herkese sağlık ve mutluluk dilerim.
Saygılarımla.
Ertuğrul
beingobserver
29-12-2013, 18:36
Sayın leventali, titizlikle hazırladığınız bilgilendirme yazılarınız için teşekkür ederim. Çok faydalı olduğunu bilmenizi isterim.
EC ve PH ayarlama konusundaki eksiklerimi giderdim. Üstelik yeni şeyler de öğrendim. Sizin tecrübenize bir miktar ortak oldum. Ve çalışmanızı görmesem belli bir süre log tutma işini de es geçerdim.
Her ne kadar bu tip bilgilendirici sayfalarda, kişisel mesajlar yazmanın bilgi almak isteyen insanların işini zorlaştırdığını bilsemde, yaptığınız işin karşılık bulduğunu bilmenizi istedim.
Allah çalışmalarınızda size kolaylık versin.
ertugrula
05-01-2014, 12:39
Merhaba Sayın Levent Ali,
Sizin "Damda 12 m2 Hidroponic Sera Yapımı" uygulamanız ile ilgili tüm mesajları okudum. Harika bir çalışma yapmışsınız. Özellikle de gelişmeleri günlük olarak paylaşmanız ve fotoğraflamanız diğer meraklı/hevesliler için çok yararlı olmuş. Sizin yaptığınız deneme sırasındaki bilgisayar uygulamalarının da bundan sonra bu işi yapacak/deneyecek olanlara çok yardımcı olacağını umuyorum. Bu sırada kafamda oluşan soruları sormak istiyorum. Aslında daha çok sorum vardı fakat yazıya dökerken hepsini hatırlayamadım.
Öncelikle malzeme listesinde üç tane 110'luk, bir tane 150'lik boru kullanacağınızı yazmışsınız fakat fotoğraflarda hepsi aynı gözüküyor. Yazdıktan sonra fikir değiştirip hepsini aynı ölçüde yapmaya mı karar verdiniz?
Sistemde yaklaşık 200 lt. su bulunduğunu yazmışsınız. Sistemi ilk defa hazırladığınızda ne kadar besin eriyiği kattınız?
Tüm üretim süresince toplam ne kadar eriyik tükettiniz?
Tüm suyu ilk defa üç hafta sonra değiştirmişsiniz, daha sonra bir daha su değiştirdiniz mi?
Hasatta marulları tahlil ettirmeye çalışacağım demişsiniz. Bunu yaptırabildiniz mi?
Bir de kullandığınız eriyik marul için hazırlanmış bir eriyik miydi? Eğer öyle ise perlitte yetiştirdiğiniz diğer bitkilere de aynı eriyiği mi kullandınız yoksa onlar için farklı bir eriyik mi hazırladınız?
Mesajlarınızın bir yerinde soğukluk diye adlandırdığınız bitkiler var. Onlar nedir?
Bir mesajınızda sizin de söz ettiğiniz, suyun sık sık değiştirilmesini gerektiren, eriyiğin içinde azalan elementler konusu sanırım çok zorlu bir konu ve bu konuda yapılabilecek herhangi bir gelişme devrim niteliğinde bir gelişme olabilir.
Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Zaman bulup cevap yazarsanız çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürlerimle ve gelecek çalışmalarınızı da bir an evvel görmek umuduyla iyi günler dilerim.
Saygılarımla
Ertuğrul
leventali
05-01-2014, 22:47
Uzunca bir zamandan sonra yeniden merhaba tüm dostlara.
Baktım da en son mesajın üzerinden neredeyse bir aya yakın zaman geçmiş. Günlerin, saatlerin acelesi var sanki. 4 nala koşturuyorlar.
Bugün yorucu bir gündü. Serada marulları hasat ettikten sonra, kullanılan sistemin temizliğini yapmamıştım.
Nedeni sadece üşengeçlik.
Bedeli, belki yarım saatte temizlenecek sistemi 3-5 saatte anca temizleyebilmek!
Fotoğraf makinesi yeğenlerimde kaldığından resim de çekemedim. Temizlik esnasında yaşananlar ayrı birer tecrübe imiş. Nasip olursa paylaşırım.
Domatesler çoştu, biberlerden ikinci üçüncü hasatı mangal başında bir güzel yemek nasip oldu, üvey evlatlık bıraktığımız fideler artık huzura kavuştu. Onlar için yeni bir düzenek kuruldu. Resimleri de nasipse yakında eklerim.
Anlayacağınız bugün tüm günüm seranın bakımıyla geçti. Bir de iç temizliğini yaptık mı, bu ayı kurtardık sayılır.
Uzunca bir süre ağaçlara uğramadım. İşlerimin yoğunluğu, teslim etmem gereken sürenin kısıtlılığı, hem serayla hemde ağaçlarla ilgilenmemi olanaksız kıldı.
Teslim süresi olan işlerim vardı. Söz ağızdan çıkar, teslim ettik.
Şimdi başka bir sözümüz vardı ağızdan çıkan, onu da nasip olursa bitirip 2014'e ertelenmiş sözler bırakmadan devam etmek istiyorum.
Sevgili İsmail Karagülle ve Kızıltan'a da buraları boş bırakmadıkları için ayrıca teşekkür ederim.
Merhaba beingobserver, iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Faydalı olabilmişsem ne mutlu. Ayrıca kişisel mesajlar ayrı bir güzellik de katıyor üzülmeyin. Yeter ki mesajlar birilerini hedef almasın ya da polemik yaratacak ve ayrı bir başlık konusu olan konular olmasın. Çorbada tuz her zaman iyidir.
Merhaba beingobserver, Sizin de iyi dileklerinize teşekkür ederek sorularınızı yanıtlamaya çalışayım. Aslında bir sonuç raporu hazırlıyordum ama önceki yazımda bahsettiğim gibi, işlerim mani oldu. Ama o da hazırlanıyor. Orada aklınıza gelmeyen çok sorunun da cevabını bulacaksınız.
Sorularınızın başına numara koyarsanız, hangi soruya cevap verdiğim bir başka arkadaş tarafından da daha kolay bulunur. Ben sırayla sorularınızı cevaplayacağım:
* Malzeme listesinde bulunan 150'lik boru alınmadı. Tüm sistem 110'luk boru üzerine inşa edildi.
* Sistem deposunda 200 litre ve 4 x 25 litrede borularda bulunan suyla birlikte sistem toplam 300 litre suyla çalışıyor. Sistem çalışmaya 1 EC ile başladı. Fidelerin alışma süreci olarak önerilmişti. Yaklaşık (emin değilim) 1.5 - 2 litre arasında bir eriyikle başladı.
* Benim üretim sürecim biraz sancılı geçti. İlk olduğu için bayağı hatalar yaptım. Sistemi bir süre 1.2 EC de çalıştırdım. Ama öneri üzerine 1.6 EC ye çıkardım.
Fideler büyüdükçe ve 1.6 EC de inanılmaz ölçüde besin tükettiler. Yazılarımı okuduysanız bazı günler 1 litreye yakın besin ilave ettiğimi biliyorum.
Ama kendi tecrübelerim ışığında şunu söyleyebilirim. 10 - 15 litre arası besin eriyiğine ihtiyaç duyar benim sistemimdeki özellikler. Yani 60 marul, 300 litre su ile.
* Tüm suyu değiştirdikten sonra bir daha değiştirmeye fırsat kalmadı :) 30-35 gün içinde hasada gelmişti ürünler. Büyük sistemler için konuşmayacağım ama benim sistemim kadar olan bir sistem için sanırım 20. gün bir su değişimi ve hasada kadar devam etmek uygun olur diye düşünüyorum.
* Hasatta marulları tahlil ettirmedim. Bu tahlil işi dışarıdan bakıldığı kadar kolay ve ucuz bir şey değilmiş.
* Marul sisteminde hemen tüm eriyikleri kullandım :) Marul eriyiğim bittiğinde elimde bulunan diğer eriyiklerle devam ettim. Deney deneydir. Salatalık, biber, domates ve marul eriyikleri kullanıldı sistemde. Belki de o yüzden yiyenler "İnanılmaz lezzetli" diyorlardı :)
Son cümle işin şakası ama, maalesef yazdıklarımın gerisi doğru. Aslında son cümle de doğru. Adana grubu üyeleri canlı canlı test ettiler :)
Perlitte domates ve biber ekili. Orada da sadece domates eriyiği kullandım. Bir miktar salatalık da kullandım.
Soğukluk, siz sorunca baktım :), semiz otu imiş :) Bizim burada böyle derler.
Azalan besinlerin bulunması devrim niteliğinde olmaz inanın bana. Sadece iyi bir laboratuvar desteği ve Ar-Ge'ye ayrılacak zamanla bu iş çözülür. İnsan geninin haritası çıkartıldı üstadım, bu ne ki?
Bilgisiz olduğumuz konuları gözümüzde hep büyütmüşüzdür. İnsanoğlunun genel karakteri bu. İnsanoğlunun bu özelliğini de en iyi batılılar kullanmıştır. Pireyi deve yaparak göstermişlerdir bize.
O yüzden pire kadar mal edip, deve yüküyle satmışlardır bize. Ama iletişim çağı, yeni kuşağın bu çağın araçlarını yoğun kullanması, artık develeri sıkıntıya sokmuştur.
Bu kuşağı hayranlıkla, kıskançlıkla izliyorum.
Saygı ve sevgilerimle...
İsmail Karagülle
05-01-2014, 23:12
Hoş gelişlerin olsun. Stres yok .;);):D
ertugrula
06-01-2014, 19:26
Merhaba Sayın Levent Ali,
Önce uzun aradan sonra hoş geldiniz diyeyim. Cevaplarınız için ayrıca teşekkür ederim. Azalan besinlerin bulunması konusunda söylediklerim bizimkiler gibi küçük sistemler içindi. Yoksa büyük kapitalistlerin dev tesislerinde şüphesiz bunun lafı olmaz. Orada herşeyi muhtemelen sık aralıklarla ölçüp, eksileni ekleyerek, suyu hiç değiştirmeden üretimi tamamlıyorlardır. Bizimkiler gibi küçük sistemlerde öyle bir ölçüm şansımız olmadığı için. bu konuda ki bir gelişim devrim olur demiştim.
leoarslan
06-01-2014, 22:42
Yavaştan başlayalım artık;
SEMİZ OTU = PİRPİRİM = SOĞUKLUK OTU
şimdilik takipteyim...
leoarslan
06-01-2014, 23:18
Uzun zamandır takip edip izliyordum. Kısa zaman önce üye oldum; yapılanların yapılamayacak şeyler olmadığını biliyorum ve izliyorum. İş, hobi, zevk ne derseniz deyin. İşin aslına sorumluluk almak, bir veya bin canlıyı hayatta tutmak olarak bakıyorum... Az besin verip süründürmek çok verip yakmak kendime yapılmasını istemezdim. Biyolojik varlıklar tıpkı insan gibi bebekken süt, çocukken (aşamalı olarak) katı artı sıvı gıda ama dengeli, yetişkinken ayrı, yaşlıyken ayrı... Ha! bir de onlarla iletişim kurmak; bizim çileklere babaannem her gün üç kat çıkar ve bakar okşar şimdilik 1.5 aylıklar keyifleri yerinde izlenimlerimi daha sonra yazacağım. Sn. Leventali abi damınızda boş durmasın fikirleriniz de... Fikir zikire dönmüş artık,teker döndü dönecek; bize de bu trende yer varsa seviniriz. Elimden, ayağımdan, zihnimden ne gelirse yaparız İNŞAALLAH...
SAYENİZDE DAMIMIZDA ÇİÇEKLER AÇIYOR.
ŞİMDİLİK HERKESE MERHABA!
kiziltan
07-01-2014, 07:37
Sn Leoarslan
Merhaba
Su cileklerin fotograflarini gorsek cok iyi olacak. Tahran`dayim, adi sicak yer, yazin yanip kavruluyoruz kislar fena degil darken, bu sene bir soguk bir soguk donuyoruz. Sizin oralarda hava iyi gidiyor galiba.
Hem Sizin hem Levent Ali`nin birgun damdan taoprak uzerinde birer serayam kucuk hobi serasi dahi olsa, inebilmenizi dilerim.
Fotograflarsaniz memnun oluruz.
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
leventali
07-01-2014, 21:28
Merhaba Sayın Leoarslan
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Ayrıca hemşehrilerimi buralarda görmekten ayrı bir zevk alıyorum. Ara ara toplantılarımız oluyor. Sizinle de tanışmak büyük bir zevk olacak.
Yardım önerileriniz için de ayrıca teşekkür ederim. Olursa aynı şekilde elimden geldiğince yardım etmekten çekinmem.
Saygı ve sevgiler...
leoarslan
08-01-2014, 19:15
800 lt perlit , 10 blok cocopeat ve Leventali abiden dam fikri, mtugrul33 den sistem, halamın kocasından yardım, komşudan kaynak makinesi, aileden destek (bazılarından köstek), kuzenden yardım... Ve artık oldu; çiçekler göründü :p
Şimdi iklimlendirme ve gübreleme üzerine çalışıyorum, yardım isteme zamanı de gelecek hazır olun. Nereden çıktı bu aşk?
Tüm agaclar.net üyelerine TEŞEKKÜRLER
kiziltan
08-01-2014, 19:26
Merhaba Sn Leoarslan
Bilgisayar ogretmenligi iyi de, yazarlik da var galiba !
Levent Ali Bey`in sizin bu ise baslamanizda katkisi olduysa ne kadar gururlansa yeridir hani.
Fotografta gordugum dogruysa, oradaki soba borusuysa aman dikkat !
Bu kadar fotograf yetmez ama evet !
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
leoarslan
08-01-2014, 19:46
Çok teşekkürler, ismim de Hüseyin, unutmuşum yazmayı. Yazarlık yok da; yazarken dikkat ediyorum biraz. DİL DE BİZİM, AĞAÇLAR DA..
Bir de şu gübre işini hallettik mi tamam.
kiziltan
08-01-2014, 20:00
Sn Leoarslan
Gubre Kahve`de !
leventali
08-01-2014, 23:19
Merhaba Sayın LeoArslan,
Çalışma resimlerini hayranlıkla izledim. Besin işini çok kısa bir zamanda çözeceğiz nasip olursa.
Baktım, kendine başlık açmamışsın. Bu hem senin çalışmalarına, hemde senin çalışmalarını görüp, izlemek isteyenlere haksızlık olur.
Öyle başlığı açtıktan sonra da başlığı ihmal etmemen gerekir. Zaten sen başlığı açtıktan sonra göreceksin ki, onlarca göz seni izleyecek. Ve sen her gün uğrayıp bir şeyler yazmaya zorlayacaksın kendini.
Sana soracaklar sen anlatacaksın, sen soracaksın bilenler gelip cevap yazacak. Hem sen öğreneceksin, hem seni okuyanlar öğrenecek.
Damda Kokopeat+Perlitte Çilek Yetiştirmek.
Aklımdan geçen başlık önerisi. Dam deyince, en azından Çukurovalı'lar senin buradan olduğunu anlayacaktır :)
Sayın Kızıltan'ın dediği gibi Yetmez ama EVET!
Saygı ve Sevgilerimle.
ertugrula
11-01-2014, 16:19
Merhaba Sn. Levent Ali,
Bugün, kendi yapacağım sistem için düşünürken bir şey fark ettim. Siz, Sn. Kızıltan'ın sorusu üzerine borularınızda 8 cm su bulunduğunu söylemiştiniz. Halbuki sistemde 50'lik redüksiyon var. Bu da sistemde en çok 6 cm su kalmasını gerektirir. Ayrica redüksiyonun üst kenarı tam sıfır değil de biraz düşük ise kalacak su 6 cm den de az, belki 5 veya 5.5 cm olabilir.
Borulardaki su seviyesindeki bu değişiklik sistemde dolaşacak toplam su miktarını ve başta ısı olmak üzere bir çok değişkeni etkileyecek önemli bir etkendir.
Sizin su miktarını 8 cm ölçmüş olmanızın sebebi, köklerin boruları doldurması ve suyun akışını engellemesi olabilir mi?
Sayılarımla
Ertuğrul
leventali
12-01-2014, 15:40
Merhaba Ertugrula,
Eğim farkı, söylediğiniz neden, hızlı akan su, borunun gönyesi gibi faktörler ölçümlerde farklılıklar oluşturabilir.
Yan yana aynı düzenek içindeki borular arasında bile bu farklar mevcut.
3 metrelik 110'luk pvc boru, litreyle ölçerek koyduğumda 25 litreden sonra redüktörden su akmaya başladı. Dediğiniz gibi kökler büyüdükten sonra büyük ihtimalle bu miktar düşmüştür ama öyle çok düşeceğini sanmıyorum. Ölçmedim ama belki 5 litre azalmıştır.
Deponuzun büyük olmasının büyük yararları var. Isı farklılıklarının daha az olması, besin kontrolünün daha uzun aralıklarla yapılabilmesi gibi. Sık kontrolle küçük bir depo da kullanabilirsiniz. Ama amatörler için küçük olmasını tercih etmelerini öneririm.
Zira bakımı da, dolumu da, boşaltılması da oldukça kolay. Gözlem kolaylığını da unutmamak gerek.
Saygı ve Sevgilerle...
leventali
23-01-2014, 15:59
23-01-2013 Resimler-1
Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.
Biz ara verdik ama bizim adamlar hiç ara vermediler.
Sabah kahvaltısında ilk Domates'imizin tadına bakmak nasip oldu.
Yine önce resimler...
466462
466463
466464
466465
466466
leventali
23-01-2014, 16:01
23-01-2013 Resimler-2
466467
466468
466469
466470
466471
leventali
23-01-2014, 16:04
23-01-2013 Resimler-3
466472
466473
466474
466475
Perlit dışında PVC borusu içinde akan su kültürü denemesi.
466476
leventali
23-01-2014, 16:11
23-01-2013 Resimler-4
Yaprağı güzellerimizin keyifleri yerinde...
466478
Biber, Domates ve Salatalıkları da perlit kasasından buraya aktardım. 1 hafta oldu...
466479
Biberlerimize Nazar değdi. Sera içindeki paralel yapının saldırısına uğradılar. Kendi kendime söz vermiştim buraya topraklı bir şey sokmayacağım diye, yağmur bastırınca annem kıyamamış her şeyi seranın içine taşımış. Tabi biz de ona kıyamadık sesimizi çıkarmadık.
Biberlerimize hastalık bulaştı. Sirkeli su önerdiler. Denedik, çözüm olmadı.
Aklı evvellik yapıp bakkaldan evlerde kullandığımız böcek ilacı, sprey, aldık. durum bu şekilde.
Sanırım böceklerin hepsini öldürdük. Tabi yine sanırım biberleri de. Yaprakları kurudu. Yapış yapış oldu.
Aslında tüm bunların tek sebebi ilgisizlik. Kendime çok kızıyorum bu yüzden. Yaklaşık 1 aydır ilgilenemedim sera içiyle.
Sanırım kıravatı çıkartma zamanı geldi.
Bugün yarın siparişlerim geldiğinde yine burada görüşeceğiz...
466480
466481
466482
İsmail Karagülle
23-01-2014, 22:00
topraksız tarımın yeni deneme3si çok başarılı olmuş tebrikler .
dahabönce topraksızda yumurta yetiştiren olmamıştı;):D
Levent abi biberleri topla zaten bitkiler telef olmuş gibi bir de biberleri olgunlaştırmaya çalışıp ölmesinler.
leventali
24-01-2014, 08:52
İsmail Abi, yumurta bakkal yumurtası. Eminim o tavukların ayakları toprağa değmiyordur. Yani bir nevi onlar da Topraksız ürünü sayılır :)
H_Dogan, söylediğin hiç aklıma gelmemişti. Şimdi çıkıp topluyorum.
vetman996
24-01-2014, 09:54
Biberlerimize hastalık bulaştı. Sirkeli su önerdiler. Denedik, çözüm olmadı.
Aklı evvellik yapıp bakkaldan evlerde kullandığımız böcek ilacı, sprey, aldık. durum bu şekilde.
Sanırım böceklerin hepsini öldürdük. Tabi yine sanırım biberleri de. Yaprakları kurudu. Yapış yapış oldu.
H_Dogan, söylediğin hiç aklıma gelmemişti. Şimdi çıkıp topluyorum.
Sayın Leventali Bey merhaba.
Kullandığınız böcek ilacının etken maddesini bilmiyorum. Ama bazı etken maddeler vardır ki bitkiye bulaştığında bu bitkinin yenmesi için çok uzun süre beklenmesi ve ilacın yarılanma süresinin beklenmesi gerekir.
Benimkisi sadece küçük bir hatırlatma. Kimyasal gübrelerde ilgili yazdıklarımdan sonra girilen polemikleri hatırlayınca bir de kimyasal ilaçlarla ilgili polemiklere girmek istemiyorum.
Ayrıca ticari düşündüğümüz konuları deklare edince yazdığımız her konuyu reklam yaptığımı zannedecekler diye yazmaya korkar oldum.
Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...
leventali
24-01-2014, 10:47
Merhaba Sayın Vetman,
Öncelikle ilginize teşekkür ederim.
Şu evde sivrisinekler için kullandığımız sheltox ta denilen sinek ilacı kullandım.
İçerisindeki etken maddeleri ben de bilmiyorum. Ama topladıktan sonra iyice yıkadım.
Bu başlık aracılığıyla olmasa bile yakın zamanda Köy Kahvesi'nde bu polemik konusunu biraz tartıştırmak istiyorum.
Israrla her yazımda altını çiziyorum ve çizmeye de devam edeceğim:
Sanalın yazıları soğuk olur!
Köy Kahvesi'nde de yazmıştım. Kişilerin yetişme ortamı, kültürü, tahsili, eğitimi, yaptığı iş (zira her meslekte dil farkı vardır), Türkçe'ye hakim olma ve Türkçe'nin inanılmaz derecede aynı kelimeye onlarca anlam yükleme esnekliği bunları yazan kadar okuyanın da aynı etkileri taşıyacağı konusu yüzünden sanalın yüzü soğuktur.
O yüzden burada polemik olabilecek onlarca konu, kişiler bir arada, yüz yüze olduğunda üstünde çok da durulmayacak söz olarak uçar gider.
Yüz yüze olmadığımızdan kaynaklı bu sorunlar hep yaşanacaktır.
Gelecekte teknoloji buna nasıl bir çözüm bulabilir bilemiyorum ama ne bulunursa bulunsun, kişilerin yüz yüze olmadığı ortamlar hep soğuk olacaktır; hep yanlış anlaşılmalara müsait olacaktır.
Sizin ticaret yapmanızla ilgili bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum.
Hayatım boyunca insanları hiç kırmamaya özen gösterdim. Ve benim de kırmızı çizgilerim mevcut. Bu aşılmadığı sürece kırmadım insanları.
Ama bazı kelimeler vardır ki kullanılması çok inciticidir. Bu yazıya başlarken sizin isminizi vermemden, burada yazdıklarımın tamamını size yazıyorum anlamı çıkartılmasın.
Örneğin Doğan Cüceloğlu çocuk eğitimi için önerilerinde şöyle der:
- Çocuğunuza "Yalan söylüyorsun" demeyin, "Doğruyu söylemiyorsun" deyin.
İlkinde onu yalancılıkla suçluyorsunuz, hiç bir şekilde ona güvenmediğiniz duygusunu veriyorsunuz, ağır bir şekilde itham ediyorsunuz....
İkincisinde ise, ona aslında güvendiğinizi ama sözlerin hatalı olduğunu söylüyorsunuz. İtham yok, suçlama yok, kırma yok...
Maalesef ki bu aile eğitiminden başlamak üzere, hem okulda, hemde çevre yaşamında
öğretilmeyen bir konudur.
İşte benim bu sitede gördüğüm ve adına Polemik denilen tartışmaların neredeyse tamamının bu kapsamda olduğunu düşünüyorum.
Ve istisnasız tüm medyada, bu ülkenin en üst düzey insanlarının, Başbakan, Bakanlar, siyasi parti liderleri vs. vs. vs. lerin günlük demeçlerinde:
Hırsız, Alçak, Şerefsiz (ve daha neler neler) gibi kelimelerin geçtiği bir ülkede, geriye kalan halktan insanlardan duyarlılık beklemek ne derece iyimserliktir ayrı bir tartışma konusu!
Ve aslında tüm yazmaya çalıştığım şey: Kırıcı kelimelerden uzak olsun da varsın polemik konusu olsun yine de yazın.
Ve inanın bana bu en büyük eğitimdir.
leventali
04-02-2014, 20:54
Adettendir önce resimler.
Seramızın Cern'den de misafiri vardı. Yüksek Fizik Mühendisi Ersin Ender, domateslerimizi dalında tattı. Sanırım aranan "Tanrı Parçacağı" nı bulmuştur artık :)
468115
468116
468117
468118
468119
leventali
04-02-2014, 20:56
04-02-2014 Resimler-2
468120
468121
468122
468123
468124
leventali
04-02-2014, 20:59
04-02-2014 Resimler-3
468127
468128
468129
468130
468131
leventali
04-02-2014, 21:01
04-02-2014 Resimler-4
468132
leventali
04-02-2014, 21:23
Adı : Harikalar Diyarı
Yer : Tarsus
Konu : Topraksız Tarım
Herkese hayırlı geceler. Resimler bugün tarihli. Günün birinde böyle bir işe girip başarıyla domates yetiştirebileceğim söylense, sadece gülerdim. Oysa bugün yine gülüyorum. Tabi sevinçten.
Bu kokuyu özlemişim. Hani derler ya "domates gibi kokuyor!". İşte seraya girdiğinizde her yer domates gibi kokuyor. Domatese el sürüyorsunuz ve elinizi kokluyorsunuz, domates kokuyor. Dayanamıyor, kopartıp, şöyle bir kolunuza sürtüyor ve kocaman bir ısırık alıyorsunuz, domates tadı ve domates kokusu.
İnsanın ağzında hoş bir tat kalıyor uzunca bir süre. Dedim ya özlemişim bu kokuyu ve bu tadı. Gelen misafirlerimize tattırdığımızda, pazardan aldığımız domatesi de koyuyorum yanına. Kokmuyor. Lezzeti yok. Ortadan kesip domatesi kokluyorsunuz, sanki su gibi kokusuz bir şey kokluyorsunuz.
Benim seramdaki domatesler buysa, bizim pazardan alıp yediklerimiz ne? İnsan sormadan edemiyor.
Domateslerle de ilginç anılarımız oldu. Tarım tekniğine uymayan ilginçlikler. Belki de sevgimiz büyüttü bir süre onları. Yeri geldi mi uzun uzun anlatırım o anıları da. Çok çektiler benden. Aslında onları hak etmedim. Demek hak etsem nasıl kokacaklar ve nasıl tat verecekler daha...
Çok az bir zaman sonra gübremizi de kendimiz yapacağız. İlk denemelerini burada sizlere paylaşacağım. Ne maddeler kullandım, ne kadar kullandım, nasıl formülize ettim. Ve kullanımın sonuçlarını da birlikte izleyeceğiz.
Tabi ben bunları yaparken, buraya büyük emekleri geçmiş insanların formül derslerinden yararlandım. Başta Kudret Bey olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkürü bir borç bilirim. Ağaçlar'ın katkısıysa bir teşekkürle geçiştirilemeyecek kadar büyük. Nasip olursa biz de onun bu büyüklüğüne yakışır teşekkürümüzü ederiz inşallah.
Temin edemediğimiz tek gübre kaldı. Potasyum mono basic fosfat (K2PO4). Ne zormuş arkadaş. Var diyene paramızı gönderdik 2 haftadır gelmedi. Neden bulunmuyor merak da ediyorum.
Gübreyi temin eder etmez, hazırlığını yapacağım ve yeniden marul da ekeceğim. Ama bu sefer bir de seramıza Yeşil Taze Soğan girecek. Bunu da özel bir düzenekle yapmayı düşünüyorum. Basit bir deneme yapacağım. Burada yine resimlerini yayınlayacağım.
Bugünlük yazacaklarım bu kadar. Sağlıcakla kalın...
Saygı ve Sevgilerimle...
İsmail Karagülle
05-02-2014, 13:39
K2PO4 PROBLEMİ HAKKINDA İŞE YARAYACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜM BİR YAZI KOPYALADIM .
Yerine kullanabileceğimiz kaynak var.
Ve muhtemel sakıncaları da belirtilmiş.
Sakıncalarına rağmen çok sıkışınca ,kullanılabileceğini düşünüyorum .
Fosfor
Önerilen Kaynaklar
Monopotasyum Fosfat (% 21 P): Ayrıca% 25 Potasyum içerir.
Diğer kaynaklar:
Amonyum Fosfat (% 22 P): çok fazla amonyum üretilen olacağını ana fosfat kaynağı olarak kullanılmaz.
Fosforik Asit: Yukarıda Nitrik asit için olduğu gibi. Eski formülasyonlar 'tepesi-up "karışımlarında bir P kaynağı olarak kullanılır ama bu
yaklaşım artık geçerli değil.
Kalsiyum süperfosfat (% 10 P): Fosfat (fosforik asit gibi) yüksek derecede çözünür olan, fakat, bir çözünmeyen üretir
hydroponic kalsiyum sülfat / kalsiyum fosfat kalıntısı.
Not:Google çevirisi olduğu için cümleler düşük ve anlamsız gibi görünüyor . Ama yine de bir fikir veriyor.
İsmail Karagülle
05-02-2014, 14:15
Veya paraya kıyıp 25 kiloluk ambalajlardan almak gerekiyor.
Galiba tarteste vardı . fiatıda 25 kilosu 125 tl civarında bir şeydi. Aklımda kadığı kadar söylüyorum .
İsmail Karagülle
05-02-2014, 14:45
Konu açılmışken sormak istediğim bir şey var .
K2PO4, İLE KHPO4 KULLANMA ARASINDA NE FARK VAR .
Niye biri yerine diğeri kullanılamaz.
Her ikisindeki P miktarı çok farklı değil.
K oranı biri diğerinin iki katı .
Açıklamalarda ingilizce olduğundan pek anlamıyorum .
İsmail Karagülle
05-02-2014, 14:52
k2po4 mol ağırlığı ; 173,..gr/mol -
içindeki K ;78 gr %45
" p ;30,9 %17 "
khpo4 mol ağırlığı 135 gr/mol
içindeki K ; 39 gr %28
P ; 30,9 gr %22
Buna göre hesaplama yaparak biri diğeri yerine niye kullanılamıyor.
Biri açıklarsa memnun olurum .
leventali
05-02-2014, 18:05
Akşamın bu saatinde komşumuzun küçük kızı geldi. İnternetten resimleri görmüş, canı çekmiş, domates istedi.
Göz hakkıdır.
Bıraktık yazdığımız programı bir kenara, çıktık seraya beğen bakalım dedik.
Beğendiği dalı komple kestik.
Bir poz da resmini çektik buraya koyalım diye, güzel çıkmayınca hanımefendi beğenmedi, biz de koymadık. Yarın üstünü giyinip gelecekmiş :)
Hazır kesmişken bir de tartalım istedik.
En büyük domatesimizi hassas cep terazisi ile tarttık. Yeni aldım. Gitti gidiyordan. 59.90 TL.
500 gramlık ve 0,01 gr. hassasiyete sahip. Aynı modelin bir de 200 gramlık olanı vardı. O da 34.90 TL.
Kargo parası yok. En cazip yanı bu. Çok kullanışlı bir alet.
Ben gübreleri tartmak için getirttim.
En büyük Domatesimiz.
468208
Her dalda en az 4 domates mevcut. 1 daldakilerin ağırlığı. 5-6-7 olan da var.
468209
Test ettim: Benim domatesle sigara böreği bir harika:)
468210
Bu arada İsmail Abi, ilgin için teşekkür ederim. Soruna cevabı umarım bulabiliriz.
MeyveliTepe
05-02-2014, 18:27
k2po4 mol ağırlığı ; 173,..gr/mol -
içindeki K ;78 gr %45
" p ;30,9 %17 "
khpo4 mol ağırlığı 135 gr/mol
içindeki K ; 39 gr %28
P ; 30,9 gr %22
Buna göre hesaplama yaparak biri diğeri yerine niye kullanılamıyor.
Biri açıklarsa memnun olurum .
KHPO4 nedir? Formülde bir yanlışlık yok, değil mi?
İsmail Karagülle
05-02-2014, 21:01
KHPO4 nedir? Formülde bir yanlışlık yok, değil mi?
potasyum hidrojen fosfat diye de ifade ediliyor.
İsmail Karagülle
05-02-2014, 21:17
Sayın meyveli tepe , benim sorgulamak istediğim konu , topraksız besin eriyikleri için Örneğin . potasyum gereksinimi için bilinen bileşiklerden başka şeyler niye kullanmıyoruz?
Bu soruya da levent alinin bulmakta zorlandığı madde ile ilgili sorusu üzerine geldim .
25 KİLO luk ambalajlar madde alıp 125 tl gibi bir ücret ödemek yerine , potasyumu başka bileşiklerden elde edebilir miyiz ? Ve eğer sakıncası varsa neler ?
Sorusuna cevap aramak için sordum .
Mesela potasyum hidroksit için de aynı soruyu sorabilir miyiz acaba?
Hem ph düşmüşte olur.
Bildiğim bir şey olduğundan değil öğrenmek için soruyorum .
MeyveliTepe
05-02-2014, 21:48
Benim bildiğim formülü KHPO4 olan potasyum hidrojen fosfat diye bir bileşik yok. Di-potasyum fosfat (K2HPO4) veya potasyum di-hidrojen fosfat (KH2PO4) var. Bir de üç potasyumlu K3PO4 (Tri-potasyum fosfat) diye bir bileşik var.
Bir çok potasyum kaynağı var zaten. Potasyum nitrat, potasyum sülfat, potasyum di-hidrojen fosfat, potasyum tamamlamak için her formüle yeter görünüyor. Bunlar suda çözünürlükleri olan, PH yükseltmeyen malzemeler.
"Potasyum hidroksit" de kullanılır mı diye soruyorsunuz. Bence hiç kullanılmaz diyemem ama potasyum için değil :) Şelatlamayı kendiniz yapıyorsanız EDTA çözerken az miktarda kullanılıyor. Sanırım PH düşürdüğünü düşündünüz fakat tersine, müthiş bir PH yükselticidir.
Başka potasyumlu bileşikler de kullanılabilir tabii fakat suda çözünürlüğünü ve PH durumunu dikkate almak gerekiyor sanırım.
İsmail Karagülle
05-02-2014, 22:50
Pardon yanlış yazmışım , bazik olan madde nasıl ph düşürür. ? Özür dilerim . Konvansiyonel tarımda , dediğiniz gibi asidik topraklarda düzenleyici olarak kullanılabiliyor.
KHPO4 ile ilgili bilgi buradan ,
What is KHPO4 (http://wiki.answers.com/Q/What_is_KHPO4?#slide=2)
MeyveliTepe
06-02-2014, 01:56
KHPO4 ile ilgili bilgi buradan ,
What is KHPO4 (http://wiki.answers.com/Q/What_is_KHPO4?#slide=2)
Verdiğiniz linkte KHPO4 ile ilgili yeterince bilgi yok. Tek potasyumlu ve tek hidrojenli bir ürüne rastlamadım. Buradaki linkte (http://www.indiamart.com/canton/phosphate-chemicals.html)formülü KHPO4 olan bir üründen bahsetmişler ama molekül ağırlığı 136,09 yani çift hidrojenli. Cas numarası da (7778-77-0 (http://www.chemicalbook.com/CASEN_7778-77-0.htm)) yine mono potasyum fosfat (potasyum di-hidrojen fosfat)' a ait (KH2PO4). Bazı tıbbi makalelerde formülün KHPO4 olarak kullanıldığına rastladım ama bir ürün olarak öyle bir bileşik var mı, amprik mi yazıyorlar, yoksa bir şekilde formülü 135 gr mol ağırlığıyla üretmişler mi bilmiyorum. Siz bir şekilde doğru cas numarasını bulursanız inceliyelim.
İsmail Karagülle
06-02-2014, 16:52
Bir hidrojenli ile 2 hidrojenli arasında 1 gr/mol fark var .
biri 135 diğeri 136 gr/mol
ben internetin yalancısıyım .
Zaten bu soruları bir şeyleri bilen ve anlatan gibi değil , öğrenmek isteyen bir öğrenci konumunda sordum .
Böyle bir madde var mı sorusuna karşılık , internette arayınca olduğunu söylüyor.
piyasada var mı sorusunun cevabını bilmiyorum .
Ve benim sorum , Eğer piyasada varsa kullanabilir miyiz?
Daha geniş anlatımla , bazı arkadaşlarımız ağaçlarda ve başka yerlerde bulduğumuz formüller için kullanılan maddelere (gübre maddeleri) bağlı oldukları hissine kapılıyor .Ve piyasada bulamadıkları için sıkıntı çekiyorlar.
Ben de Örnekte olduğu gibi Potasyum elde edebilmek için başka maddeler de var .Bulamadığımız maddeler yerine bunlardan birini kullanabilir miyiz ? Ve kullandığımız taktirde ne gibi sakıncaları olabilir diye sormuştum .
Ve sayın meyveli Tepe de çok güzel cevaplamıştı .
Başka potasyum kaynaklarının olduğunu ve suda çözünürlük ve PH ayarına etkisi konusuna dikkat edildiği taktirde pekala kullanabileceğini anlatmıştı .
Konu yeteri kadar açıklığa kavuştu zannederim .
KHPO4 Piyasada var mı yok mu bilmem .
Ama internet bilgilerine bakılacak olursa böyle bir madde var gibi gözüküyor.
Ama piyasada bulunamıyorsa zaten boşuna kafa yoruyoruz demektir.
Piyasada bulunamıyorsa , Böyle bir madde gerçekte olsa ne olur olmasa ne olur.
İsmail Karagülle
06-02-2014, 17:02
BÖYLE BİR MADDE VAR MI? sorusuna cevap olur mu bilmiyorum .
http://fbe.erciyes.edu.tr/MKA-2005/Dergi/2010-vol26-no-3/MAKALE2/FULL.pdf
Erciyes üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisinde bir makalede ,bir konu anlatılırken kullanılan malzemeler sayolırken KHPO4 den de bahs edilmiş.
Makalenin ilgili bölümü aşağıda ,
Ekim öncesi uygulamalardan biri de tohumların
ozmotik çözeltilerde tutulmasıdır. Hidrasyon
tekniklerinden biri olan ozmotik koşullandırmanın
genel prensibi; tohumların “çimlenme sınırına”
ulaşıncaya kadar su alması; fakat solüsyonlar
uzaklaştırılana kadar fazla su almanın engellenmesidir.
Bunu takiben, hızlı ve eş zamanlı çimlenmenin elde
edilmesi beklenen sonuçlardandır [3]. Ozmotik çözelti
olarak; KNO3, KHPO4, K3PO4, KH2PO4 gibi
maddelerin yanında polietilenglikol de kullanılmaktadır.
Bu mesele hakkında bende KHPO4 adında bir madde olduğu kanaati oluştu .
İsmail Karagülle
06-02-2014, 17:14
Ve meyvelitepe' teşekkürler .
Konu hakkında yazışırken konuyu öğrenmek için bir çok yazı okumama vesile oldu . Bu arada hem bu konu hakkında hem de bilmediğim başka konular hakkında bir çok bilgiye ulaşmış oldum .
Vesile olduğu için içten teşekkürler ederim .
MeyveliTepe
06-02-2014, 17:32
BÖYLE BİR MADDE VAR MI? sorusuna cevap olur mu bilmiyorum .
http://fbe.erciyes.edu.tr/MKA-2005/Dergi/2010-vol26-no-3/MAKALE2/FULL.pdf
Erciyes üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisinde bir makalede ,bir konu anlatılırken kullanılan malzemeler sayolırken KHPO4 den de bahs edilmiş.
Makalenin ilgili bölümü aşağıda ,
Ekim öncesi uygulamalardan biri de tohumların
ozmotik çözeltilerde tutulmasıdır. Hidrasyon
tekniklerinden biri olan ozmotik koşullandırmanın
genel prensibi; tohumların “çimlenme sınırına”
ulaşıncaya kadar su alması; fakat solüsyonlar
uzaklaştırılana kadar fazla su almanın engellenmesidir.
Bunu takiben, hızlı ve eş zamanlı çimlenmenin elde
edilmesi beklenen sonuçlardandır [3]. Ozmotik çözelti
olarak; KNO3, KHPO4, K3PO4, KH2PO4 gibi
maddelerin yanında polietilenglikol de kullanılmaktadır.
Bu mesele hakkında bende KHPO4 adında bir madde olduğu kanaati oluştu .
Bu tuzun satıldığı veya sadece spekleriyle tanıtıldığı bir yer veya kaynak bulursanız haber verin, birlikte bakalım.
Not: Erciyes üniversitesinin dökümanında K2HPO4 yazacakken yanlış yazmışlar hissine kapıldım :)
Malzeme alternatifleri tabii ki bulunabilir ve bulunmalı da. Bir kaç gün önce bazı düşük azot yüksek kalsiyum formüllerinin uygulanabilir olup olmadığını incelemek istedim. Genellikle kullanılan kalsiyum nitrat ile veya başka fosforlu bileşikler ile olamayacağını gördüm.
Tek başına başka bir kalsiyum kaynağı gerekli görünüyordu ve bu kaynağın suda yeterince çözünür olması, istenmeyen başka elementler içermemesi, asitik solusyonun içinde başka bir reaksiyona girmemesi, yeterince stabil kalması gerekiyordu ve literatürde bitki kökleri tarafından alınabilirliğine dair bir not da bulunur ise tatmin edici olacaktı.
Neticede kalsiyum asetat bileşiğinin iş görmesi gerektiğine kanaat getirdim. Hazırı var fakat onu da kendim yapayım dedim. Gayet de güzel oldu. Lab testleri bakımından tam istediğim gibi. Bitkiler ne yapar, göreceğiz. Fakat yurt dışında kalsiyum asetatın bitkilerde kalsiyum kaynağı olarak zaten kullanılmakta olduğunu anlamak şaşırtıcı olmadı.
Bu gibi konuların yazılması gereken başlık bu değil. Bu mesajları, bu başlığa (http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/30629.htm) taşıyacağım.
leventali
09-02-2014, 20:51
468687
468688
468689
468690
468691
Yeniden merhabalar,
Demir ve MKP (KH2PO4) mono potasyum fosfat maddelerimiz dışında eksiğimiz kalmadı.
Onları da yarın torba ile alacağım. Fiyatını buradan yazarım. Maddelerin fiyatlarını da tablo halinde buradan yazacağım.
Seramda şu anda domates, biber ekili durumda. Katlı sistem marul denemesini de bu hafta içerisinde başlatacağım. Bir bölüme de Taze Yeşil Soğan ekip deneyeceğim.
Bunların her birine kullandığım formülleri ve hazırlanışını burada yayınlamaya çalışacağım.
Hazırlama bilgilerini, yine ağaçlardan besin hazırlama bölümlerinden elde ettiğim bilgilerle yapacağım.
Bu arada Sevgili Kızıltan, satın aldığı mikro besin elementlerinden kendine fazla geleni bana gönderdi. Kendisi adına emanetimizdedir. Hayırlara vesile olacak bir işte değerlendiririz inşallah.
Hani derler ya havaya bir taş atarsınız gider kelin kafasına değer diye, işte ben de kel olduğum için her atılan taş kafama geliyor. Emir Kimya'dan yaptığım siparişler eksik geldi. Ve hala gidermediler. Yarın da giderilmezse işe başladığımdan bu yana bir firmayla daha kötü olacağız. Gelişmeleri yazarım buradan.
şimdilik bu kadar. Sağlıcakla kalın...
MeyveliTepe
09-02-2014, 21:40
Şelatlama yapacak mısınız? En azından demirde yapmak gerekir herhalde.
leventali
10-02-2014, 09:16
Merhaba Sayın MeyveliTepe,
Demir'i şelatlı alacağım.
İsmail Karagülle
10-02-2014, 09:17
Merhaba Sayın MeyveliTepe,
Demir'i şelatlı alacağım.
H:rolleyes:azır almak mı ?
kiziltan
10-02-2014, 09:18
Sn Levent Ali
Kolay gelsin.Aldigim malzemenin birkismini getirdim,havalar duzelsin kullanacagim.
Kalan kismi size gonderdim,agirlik olarak az ama dikkatedilirse bunlar formuller icerisinde 1-2 gram kullaniliyor zaten,
Size zahmet olmazsa bunlari formullerinizde kullaniniz ve maliyetini 0 ( sifir ) hesaplayiniz. Ileride baska malzemeler elime gecince yine size ulastiracagim.
Telefonda anlatmistim, tekrarlayayim, az miktarda sivi cekip kullanmak icin bir kullanimlik ensulin siringasi kullanmaniz (her malzemeicin ayri ) daha hassas olmanizi saglayabilecegi gibi ayni pipetin pespese baska malzemede kullanilirken yaratacagi kirlenme - karisma riskini ortadan kaldiracak.
Saygilarimla
Engin KIZILTAN
leventali
11-02-2014, 02:20
Merhabalar,
İsmail Abi, şelatlı olarak demiri aldım. Ferr Syn marka. EDDHA %6. 25 TL.
Yanlış bir teknik kelime mi kullandım acaba tereddütte kaldım şimdi :)
Sevgili Kızıltan, insülin enjektörü iyi fikirdi; kullanacağım.
Bu arada Emir Kimya'dan siparişlerin bir kısmı daha geldi. KH2PO4 ve Sodyum molibdat. Bir 17 TL kargo parası daha ödedik. Cam pipet vs. sipariş etmiştim onlar eksik kaldı. :)
Bayağı bir ders çalıştım. Besin eriyiği ile ilgili. Doğru anlayıp anlamadığımızı yine buradan öğreneceğiz. Besin formülü ve ilgili tabloyu ve hesaplamaları yayınlıyorum.
leventali
11-02-2014, 02:44
||||N|P|K|Ca|Mg|S
|Formül|PPM|Litre|297|118|358|318|45|61
||Gr|250|74,25|29,5|89,5|79,5|11,25|15,25
|Kullanılan Gram||||||||
Mono potasyum fosfat KH2PO4— K: %28 - P: %22|134,09||||29,5|37,54|||
Potasyum nitrat K NO3--- K: %38 - N: %13|136,73|||17,77||51,96|||
Kalsiyum nitrat Ca(NO3)2 +4H2O---- Ca: %16 - N: %11|496,87|||54,65|||79,5||
Magnezyum Sülfat MgSo4+7H2O---- Mg: %9 - S: 13|125|||||||11,25|16,25
|||||||||
Toplam Gübre Miktarı|892,69||||||||
|||||||||
|toplam|||72,42|29,5|89,5|79,5|11,25|16,25
|Fark|||1,83|0|0|0|0|-1
|||||||||
|||||||||
|Mikro|||Fe|Zn|B|Mn|Cu|Mo
||PPM||3|0,1|0,3|0,8|0,07|0,03
||Gram||0,75|0,025|0,075|0,2|0,0175|0,0075
|||||||||
|||||||||
|||||||||
|Miktar gram|Yüzde|gram|1 litre 1000 ml|1 ml/gr|Gerek.Ml|||
Sodyum Molibdat|1|46|0,46|1000|0,00046|16,30434783|||
Demir Sülfat|250|6|15|1000|0,015|50|||
Mangan Sülfat|50|36|18|1000|0,018|11,11111111|||
Borik Asit|50|17|8,5|1000|0,0085|8,823529412|||
Çinko Sülfat|10|22,7|2,27|1000|0,00227|11,01321586|||
Bakır Sülfat|10|25,4|2,54|1000|0,00254|6,88976378|||
Tablomuzun Açıklaması :
- Yukarıdaki tablomuz Domates Formülü ile ilgili. (3. Evre)
- 250 Litre için hesap yapıldı.
- Mikro Elementler 1 litre su içerisine gram olarak konularak hesaplandı. 1 ml de bulunan gram, istenen grama ayarlandı.
- Bunu konsantre haline getirmeyi düşünüyorum. Şöyle ki 5 er litrelik A ve B pet şişelere eriteceğim bu miktarları. Oranlayarak da kullanacağım.
A şişesine : Kalsiyum Nitrat + Potasyum Nitrat ve Demir girecek
B Şişesine : Magnezyum Sülfat + Pot. mono Fosfat + mikro elementler
5 er litrelik pet şişe su aldım. Kafama takılan PH 7.8 yazıyor etiketinde.
Bilen arkadaşlara birkaç sorum olacak.
1- Bu suyun PH'ını gübreleri eritmeden düşürecek miyim?
2- Yoksa tüm karışımlar yapıldıktan sonra mı PH ölçülecek?
3- A ve B şişelerine konulan kimyasallar doğru mu? Bunu Hydrobody programından baktım. (Hesaplamaları kendim yaptım :) )
4- Aldığım demir EDDHA nın kutusunda, %6 demir olduğunu yazıyor. Bu 1 kg'lık kutuda 6 gram demir olduğu anlamına mı geliyor?
[table=''head'']||||N|P|K|Ca|Mg|S
1- Bu suyun PH'ını gübreleri eritmeden düşürecek miyim?
2- Yoksa tüm karışımlar yapıldıktan sonra mı PH ölçülecek?
3- A ve B şişelerine konulan kimyasallar doğru mu? Bunu Hydrobody programından baktım. (Hesaplamaları kendim yaptım :) )
4- Aldığım demir EDDHA nın kutusunda, %6 demir olduğunu yazıyor. Bu 1 kg'lık kutuda 6 gram demir olduğu anlamına mı geliyor?
1) pH gübreler eklendikten sonra ayarlanır. Tabi burada gübreleri çözdünüz baktınız EC 2,1 diyelim pHınız 6,5 çıktı (gübreler eklenince suyun pHsi düşecektir) siz pHnızı 5.8 isterseniz o seviyeye gelene kadar asit eklersiniz. Sonra hop ECnizde artış olur 2.3 ölçülür mesela. O yüzden zaten aralıklarla çalışınız bitkilerde. İdeal pH aralığı ideal EC aralığı gibi illa EC 2.0 pH 5.8 olacak şekilde değil örneğin EC 2.0-2.4 pH 5.8-6.4 idealdir gibi. Çok takmayın yani kafanıza. Yakın değerler tolere edilebilir.
Bundan sonrası işin biraz özelleşme kısmı olacaktır. Hydrobuddy size temeli versin geri kalanını siz belirleyin yani yapraklarda nitrat eksikliği var ise en azından asidi nitrik aside geçebilirsiniz yahut potasyum eksikliği var ise hydrobuddyde yazandan fazla monopotasyum fosfat kullanabilirsiniz.
2) ilk soruda verilen cevap önce gübreleme. Sisteme verilmeden pH ölçümü ideali
3) hydrobuddym silinmiş format sonrası çileler.
4) sequestrene 138 mi kullanıyorsunuz? yüzde 6 lık denilince aklıma ilk o geliyor. %6 kg da 60 gram demek. (1000 gramda 60 gram) Hatırladığım kadarıyla hydrobuddy yüzde 3 lük demir formülasyonunda hazırlıyordu (yanlışım olabilir kontrol edemiyorum) orda yazanın yarısı olmuş olacak.
leventali
11-02-2014, 10:53
Herkese hayırlı günler dilerim.
Sayın Ankafar, ilginiz için teşekkür ederim. İlginiz ve yardımseverliğiniz ve bilgi paylaşımınız bu sitede her zaman takdir ediliyordur.
Aldığım demir paketi aşağıda.
469066
Domatesle ilgili çok formül var ortada. Dediğiniz gibi birine başlayıp, bitki gözlemiyle ayarlarında değişiklik yaparak ideal formüle ulaşmak gerek.
Bu arada öğrendiğim kadarıyla ideal tek bir formül yok. Çünkü bitkinin büyüme şartları (hava, su, nem, ısı, ışık, beslenme durumu) formülü direk etkileyen faktörler. Dolayısıyla bu şartlar her yerde aynı olmayacağından, tek bir formül ya da ideal formül söz konusu değil diye düşünüyorum.
Bulunan formül değerlerini biraz aşağı çekerek (zira eksikliği gidermek her zaman kolay gibi görünüyor) bitki gözlemiyle doğru formüle ulaşmak en sağlıklısı olduğunu düşünüyorum.
Yanlış düşünüyorsam, bu bilginin okuyan amatör arkadaşlara bir hayrı olması için, yorumlanır ve doğrusu aktarılırsa sevinirim.
Şimdilik bu kadar. Formül hazırlarken çekebilirsem video, çekemezsem resimlerle bu konuyu da aktarmaya çalışacağım.
Yukarıdaki formülü sadece hesaplamalarım doğru mu kontrol edilsin diye yayınladım. Hazırlayacağım formülü de burada yayınlayacağım.
Saygı ve sevgilerle...
ateşkaptan
11-02-2014, 11:26
Mikroelementlerin gr olarak hesaplarını bir daha gözden geçiriniz.
ateşkaptan
11-02-2014, 12:00
Kullandığınız gübrelerin element yüzdelerine göre ilave 5.5 gr AmonyumNitrat gübresi ilave edebilirsiniz.
Microelement gübrelerinde ise ml olarak hesabınız doğrudur, ancak gr olarak yanlış değerlerde. Demir dahil.
leventali
11-02-2014, 14:08
Merhaba Sayın AteşKaptan,
Öncelikle ilginize teşekkür ederim. Çalışmayı excel + hesap makinesi ile yapmıştım ama sanırım excel'e fazla güvenmişim. İlk hatamı bulduğumu sanıyorum ama emin olmak için yazıyorum.
Aslında tablo excelde 2 ayrı gibi görünüyor buraya o şekilde aktaramadım. Altaki bölüm, yani 1 litre su içerisine x gram madde koyarak, içerisinden ml hesabı ile kaç grama karşılık geldiğini bulmak için yaptığım bir tablo.
Benim ilk bulduğum hata, birinci bölümdeki 0,03 ppm molibden gerekli ve 250 lt de kaç grama denk geliyor hesaplamasıydı. Ben exceli kontrol ettim ama sonuç değişmedi. Hesap makinesi ile yapınca sonucun hatalı olduğunu gördüm. Şöyle ki,
Hesap makinesi ile mo = 0,03 x 250 / 1000 = 0,00075 gram'a karşılık geliyor. Excelde aynı formülü yazınca 0,0075 veriyor. Siz de deneyebilirsiniz. İlginç bir durum. Ayrı bir kolonda virgul hanesini artırarak da yaptım sonuç böyle çıkıyor...
Birinci hatam bu sanırım hesaplamalarda. Diğerlerinde bir yanlışlık göremedim bu tabloda. Tabi bu hesap yanlışsa diğer hesaplarında hepsi yanlıştır. (Mikro elementler bölümü için).
Bu şekilde molibden satırını yeniden hesaplıyorum. Eğer yanlışım varsa düzeltirseniz sevinirim.
1 litre suya 1 gr molibden koyacağız. 1 gram molibden de %46 (bir çok yüzde var bende şaşırdım 54 var vs. en çok bu kullanılmış bende bunu kullandım) mo var.
1 gram molibdeni 1000 ml (1litre) suya karıştırdığımızda 1 ml 0,00046 gram molibden var demektir.
Bize gerekli olan molibden 0,00075 gram: 1 ml 0,00046 varsa 0,00075 gr kaç ml var, orantısıyla : 1 x 0,00075/ 0,00046 = 1,63 ml yapmakta.
Bu hesaplama doğruysa eğer bu şekilde diğerlerini yeniden hesaplayacağım. Cevabınızı bekliyorum.
Bu arada, Sayın MeyveliTepe'ye cevap yazmayı atladım kusuruma bakmasın. Heyecan dorukta. Ben bu formülü uygulamayı düşünmüyorum. Bu formül hydrobody de mevcut. Sadece ben hesaplama yapmasını öğrenmek için bu formül üzerinde hesaplama yaptım. Ancak kullanacağım formül buradakinden farklı olacak. Yine buraya yazacağım. Zira bu değerlerin bir kısmı çok abartı geldi bana.
Önemli Not : Belki tam anlaşılmayacak söylediğim ama benim matematik bilgim orta okul seviyesinde bile değildir belki. Ben bilgisayar programcısıyım. Ters değil mi? Ama öyle. Hydrobody programından daha kullanışlı olacak bir amatör program da yazıyorum. %70 i bitmiş durumda. Formülasyondaki hesaplamaları tam olarak öğrendiğimde, tamamı bitmiş olacak. Tabi yine Ağaçlardan öğrendiğimiz çok şeyi ücretsiz aldığımız gibi, bu programı da ücretsiz olarak dağıtacağım.
Benim katkım bu olur. Tabi buradaki bilgili arkadaşların yönlendirmesiyle güzel bir Türk programı da çıkar. Adını da birlikte koyar, dünyaya açarız.
Yani kısaca söylemek istediğim şu: Lütfen yanlışımı yazın ve düzeltmem için bana şans tanıyın. Bilmediğimden gurur duyarım, öğrenmediğimden hicap... (valla birden çıktı..)
Saygı ve sevgilerimle...
MeyveliTepe
11-02-2014, 15:00
Kullandığınız molibden büyük ihtimal Na2MoO4.2H2O. Mol ağırlığı 241,95 gr.
Bir an için nihai eriyikte 0,05 ppm gerektiğini düşünelim. Şayet 1 litrede 1 gr Sodyum Molibdat çözerseniz, bir litrelik stok çözeltisinde (95,94/241,95)= 396 mg Mo elde edersiniz.
Bu çözeltiden her 100 litrelik nihai eriyiğe 12,62 ml çözelti koymalısınız ki litre başına 0,05 ppm Mo elde edilsin. Buradan da hazırlayacağınız sodyum molibdat çözeltisinin 7920 litrelik eriyiğe yetecek stoka eşdeğer olduğunu söyleyebiliriz.
ateşkaptan
11-02-2014, 15:04
Sayın Leventali:
Sayın Kudret Tezel'in "Topraksız tarım Besin Eriyiklerinin hazırlanması " bölümünde, Microelementlerin 1 litrelik şişelerde eritilecek miktarlarını hata oranının aza indirilmesini , (sanıyorum) amaçladığından, Demir,Borikasit,ManganSülfat gübrelerinden 10 gr, ÇinkoSülfat, BakırSülfat gübrelerinden 5 gr , SodyumMolibdat ise 1 gr olarak, 1 litre içinde eritilmesini dikkate almış ve uygulamıştır.
Aldığınız gübrenin üzerinde yazan yüzde miktarlarını veya aşağıdaki tablodaki değerleri dikkate alabilirsiniz.
Microelementler için gr hesabı ;
Borikasit için : 0. 3ppm/10 gr*0.175(%17.5)=0.171 ml>0.171*10/1000=0.000171 gr>0.00171*250 lt tank=0.43 gr veya 43 ml
ateşkaptan
11-02-2014, 15:58
SodyumMolibdat--->0.03/0.396*1=0.076 ml>0.076/1000=0.000076 gr>0.000076*250=0.019 gr veya 19 ml
leventali
11-02-2014, 18:03
Kimyasal Tuz|Atom Ağırlığı|Simge|Mol|1 Gr da|mg|1 lt gr.|1 ml /mg|PPM|250 lt için|ger. Mg|ml
Sodyum Molibdat|95,94|Mo|241,95|0,397|396,53|1|0,397|0,03 |250|7,5|18,91
Bakır Sülfat|63,54|Cu|159,62|0,398|398,07|5|1,990|0,07|2 50|17,5|8,79
Mangan Sülfat|54,93|Mn|169,02|0,325|324,99|50|16,250|0,8| 250|200|12,31
Borik Asit|10,81|B|61,83|0,175|174,83|50|8,742|0,3|250|7 5|8,58
Çinko Sülfat|65,4|Zn|161|0,406|406,21|10|4,062|0,1|250|2 5|6,15
Demir Sülfat|55,84|Fe|287,54|0,194|194,20|250|48,550|3|2 50|750|15,45
Anladığım kadarıyla makro hesaplamalarda bir yanlışlık yok.
Mikro element hesabını yeniden yaptım.
Yavaş yavaş oturuyor hesaplamalar. Sanırım çevrimlerde dikkatimden kaçanlar oldu ve de mol hesaplamayıp direk yüzde oranıyla hesap yapmam.
Bendeki Fe (Demir EDDHA) % 6 lık diyor. Aldığım yer 3.8 hesaplayın dedi ama ne olduğunu anlayamadım? Bu durumda demiri yine tablodaki gibi mol olarak mı yoksa, % 6 olarak mı yoksa Yüzde 3.8 olarak mı hesaplamam gerekiyor? Sanırım bir tek orası kaldı. Bu yüzden onun şişesini hazırlamadım.
Hepsini tek tek çekmem zor olurdu. Demir'i en sona bıraktım ki hesaplar doğru ise, tartım ve yapım işlemini resimleyip koymak istedim.
Sayın MeyveliTepe ve AteşKaptan. İlgileriniz için ayrıca teşekkür ederim.
Sayın MeyveliTepe tam da benim anlayacağım şekilde anlatmış :) Ben bile anladım yani :)
Bu arada Sayın Kudret Tezel'in katkılarını unutmak, en azından benim için hoş olmazdı. Burada yapmaya çalıştıklarımın büyük bir bölümünü Kudret Bey'in anlatımlarıyla çözdüm.
Kendisine teşekkürü bir borç bilirim.
Bu iş yapılacaksa elde iyi arşiv ve döküman kayıtları olması gerekiyor. Programa bunları eklemeyi de düşünüyorum.
Mikro Elementlerimiz...
469111
MeyveliTepe
11-02-2014, 20:25
Ferr Syn, tesciline de baktım, %6 w/w şelatlı Fe diyor. Bu durumda Bu malzemeden tarttığınız her 100 gramında 6 gr Fe olduğunu hesaplamalısınız.
Herkese hayırlı günler dilerim.
Bulunan formül değerlerini biraz aşağı çekerek (zira eksikliği gidermek her zaman kolay gibi görünüyor) bitki gözlemiyle doğru formüle ulaşmak en sağlıklısı olduğunu düşünüyorum.
Yanlış düşünüyorsam, bu bilginin okuyan amatör arkadaşlara bir hayrı olması için, yorumlanır ve doğrusu aktarılırsa sevinirim.
Saygı ve sevgilerle...
Evet aynen düşündüğünüz gibi biraz düşük seviyeden başlamak iyidir. Açıkçası fideler ilk dikildiklerinde yarı yarıya besine ihtiyaç duyar. (Eğer suyunuz geri dönerse sorun yok ancak fazla suyu dışarı atıyorsanız malum kimyasal masrafınız artar)
Çok güzel olmuş besinler bu arada. Tek anlamadığım neden bu adamlar %3.8 alın dedi biz de benzer bir demir preparatı kullanıyoruz yüzde 6 olarak hesaplıyoruz zannedersem. Demir eksikliği de çekmedik şimdilik.
leventali
11-02-2014, 21:29
Sayın MeyveliTepe, söylediğiniz gibi hesaplayacağım.
Sayın Ankafar, Firma üç ürün gösterdi. Birinde 3, benim aldığım da 3.8, bir ürün daha gösterdi o da 35 TL idi onun için de 4.8 olarak hesaplayın yüzdeyi dedi. Bilmiyorum, konunun oldukça yabancısıyım. Belki de oradaki kişinin işgüzarlığı olabilir. Bir çiftçi arkadaşımla daha görüştüm oda sizin gibi düşünüyor. Markalı ürünlerde onu yapamazlar ne altında ne üstünde çıkabilir, diyor.
Demiri de hesaplayıp, makro besinleri hazırlamaya geçeceğim.
Elimde gerek ağaçlardan, gerek internetten bulduğum 3 formül var. Bunları incelediğimde
K, Ca ve S de büyük farklılıklar gösteriyor. Ben de üçünün ortalamasını alarak bir formül hazırladım :)
Benim domateslerim bayağı büyüdü. yani 3. aşamada. Ben de bulduğum formüllerde buna dikkat ettim. Formülü hazırladıktan sonra gözlemleyerek eksiklerini tamamlamaya çalışacağım.
Formül şöyle : N-P-K-Ca-Mg-S = 145 - 72 - 306 - 208 - 47 - 98
mikro elementler yukarıdaki kullandığım son formülasyonu kullanacağım.
Emeği ve yardımı geçenlere teşekkür ederim.
Formülü ve hesaplamasını buraya da ekleyeceğim.
Ahmet Çolak SB
11-02-2014, 22:42
...
kiziltan
12-02-2014, 15:45
Sn Levent Ali
Isinize soyle ortadan katilmis olacagim, ama hep tartisilan bir konu bu. Siz amatorce is yaparken daha ilk deneme icin mukemmelin pesine duser arge yapmaya kalkarsaniz dogru olur mu?
Bence elde olan Hoagland formula hydrobuddyde hesaplatip bir kere de elde hesaplayarak teyidedince o formula yapsaniz uygun olacak. Ben oyle yapacagim.
Bir profesyonel seraci gibi birim alanda ve ya fide basina fazla urun alip rekor kirmak pesinde degilsiniz ki.
Once Hoaglandi uygulasaniz sonrasinda okuyup birseyler buldukca formulle de oynarsiniz.
Bir de su var, domates asama asama degisen formul istiyor, siz marulu basladiginiz ile bitirdiniz, neden marul icin besin yapip bu besin isine alisinca zor olan dematese gecmiyorsunuz ?
Fide asamasinda farkli formul mu yoksa konsantrasyonu az olan karisim mi iyi ? Yani farkili formul mu olsun, yoksa biraz daha sulandirilmis hali mi, yano son olarak gubre tankina koyacaginiz konsantre miktari 500 cc ise bunu 250 cc yaparsaniz, deyim olarak % 50 yaparsaniz gubreyi olur mu?
Cok caba sarfettiniz, umutla devamedeceksiniz, basarilar dilerim.
Saglicakla kaliniz
Engin KIZILTAN
leventali
12-02-2014, 19:49
Herkese iyi akşamlar,
Merhaba Kızıltan, çok araştırdım. Şu an bendeki domateslerin büyüklüğü Hoagland formülü ile besinini karşılayamayacak durumda. Çünkü meyvelerini bile yemeye başladık.
Ama Hoagland formülünü de yapıp çiçeklerde denemek istiyorum. Artık laboratuvarı kurduk :) Yapar dener ve paylaşırız. Hatta domatesimizin birini ayırıp Hoagland formülüyle de gidebiliriz.
Birkaç güne kadar bazı hesaplamaları yapıp, güzel bir birlikteliğe imza atmayı düşünüyorum. Aslında sen ne düşündüğümü anlamışsındır. Şimdilik bende kalsın.
Şimdi gelelim tecrübelerimize.
Önce Resimler...
Kullandığım Demir Eddha...
469261
2 litrelik beher içerisine biraz su koyup, biraz da çaydanlıktan kaynayan sudan dökerek suyun ısısını biraz yükselttik. Sebep kimyasalın ergimesine yardımcı olmak. Abartmatan. Kaç derece bilmiyorum ama, ılık diyebileceğimiz bir sıcaklıkta.
Daha sonra elektronik terazimizde dara alarak sıfırlama yaptık.
469262
Normalde 250 gram demiri 1 litre suda eritmek istiyordum. Ancak düşündüğüm gibi olmadı. Kutudaki kimyasal bayağı hacimli bir toz.
O yüzden 200 gram demiri 2 litre suda erittim. Demir kimyasalı hacimli olduğu için hassas küçük terazide tartmadım. Direk hassasiyeti 0,1 olan teraziyi kullandım. Bunun da yeterli olduğunu düşünüyorum. En azından benim amatörlüğüm için :)
469263
Burada anlatılan işlemlerin tamamını makro besin elementlerinde bu şekilde yaptım.
Ancak mikro besinleri 0,01 hassasiyeti olan cep terazisi ile tartıp 1 litrelik suya eklemiştim. Sudan hesaplamadaki ml olarak alarak gram hesabını yaptım.
Makro formülüm yukarıda yayınladığım formül. Bu formülü denemeyi uygun gördüm. Hesaplamaları da doğru. Mikro hesaplamaları yeniden yaptım, yayınladım. Oradaki miktarları kullandım.
Sayın AteşKaptan'ın önerisi ile de Azot (N) deki farkı da 5.2 gram Amonyum Nitrat kullanarak sıfırladık. Kendisine teşekkür ediyorum.
Yukarıdaki formüldeki kimyasalları A ve B için ayırdım. Aslında 2.5 litrelik pet şişelere hazırlayacaktım ama sonradak karar değiştirip, 5 litrelik petlere hazırlamayı uygun buldum.
Yani 250 litre için hesap yapılan kimyasalları 5 er litreden A ve B olacak şekilde yani 10 litre de birleştirmeyi uygun buldum.
Önce A pet şişesine 1 litre kadar su koyup, tartılan kimyasalı beherde tamamen karışana kadar karıştırıp şişe içerisine boşalttım. Hepsi bitince de su ile5 litreye tamamladım.
A şişesinde karıştırılan kimyasallar: (Gramajları yukarıdaki tabloda mevcut)
- Demir (fe)
- Potasyum Nitrat
- Kalsiyum Nitrat
- Amonyum Nitrat
Bizim demir şalgam suyu renginde. A tankını da bu renge dönüştürdü:)
B şişesine de yine her kimyasalı ayrı tartarak, ve Demir dışındaki mikro elementleri bu şişeye ekledim. Bu bilgiyi, yani A ve B tankına konacak kimyasalların bilgisini hydrobody programından örnek aldım.
B şişesine karıştırılan kimyasallar:
- Potasyum mono Fosfat
- Magnezyum Sülfat
- Mikro elementler (Fe Demir dışında)
ve sonuç: 2 adet 5 litrelik (250 litre için hesaplanmış) besin konsantremiz.
469264
pet şişeye 1 litre su ölçüp koydum. 10 ml A'dan ve 10 ml B'den ekledim.
EC sini ölçüm 1.8 çıktı. Ancak suyun ısısını ölmeyi unuttum. Bu işlemi oda sıcaklığında yaptığım düşünülürse aşağı yukarı 25 C civarındadır. Yani Gerçek EC ile aynı değerde.
E tabi duramadık. Bugün hemen domateslerimizin tankını yıkayıp, dinlenmiş suyumuz vardı ondan 50 litre ekleyerek besin eriyiğimizle buluşturduk.
Suyumuzun gübresiz EC sini ölçtük 0,3. Su ısımız 25 C. Yani her hangi bir hesaba gerek duymadık. Belirli ml ölçüp tankımıza koyup EC miktarını ölçüyorduk, tankımızın naylonu delinmiş fark edince hesaplar alt üst oldu :)
Naylonu yenileyip, EC mizi 2.0'a getirip sistemimizi çalıştırdık.
Evet PH'tan hiç bahsetmediğimin ben de farkındayım. Zira PH ölçmek için birşey bulamayınca PH işi yarına kaldı. Ama yine de 10 ml sülfürik asit ekledim.
Sonra hazırladığımız besin eriyiğinin EC durumunu ölçmek için 20 litrelik bir damacanaya yine dinlenmiş suyumuzdan koyduk.
Suyumuzun EC si 0,3 (EC metre ile ölçülen değer)
ISI =18
200 ml A ve 200 ml B besinimizden ekleyip iyice çalkaladıktan sonra numune alıp yeniden EC sini ölçtüm.
EC 1.6 (ölçülen değer) oldu.
yani 1.6-0.3=1.3 EC artımı oldu toplamda 400 ml verildiğinde.
Bu durumda 1.3 / 400 = 0,00325 EC her ml de diyebilir miyiz?
Bu konuda bilgili arkadaşlar bu olayı yorumlarsa sevinirim.
Son olarak. Sistemimizi çalıştırdığımızdan bu yana yaklaşık 5-6 saat içerisinde 10 litre su eksildi ve tanka 2 EC için 200 ml daha besin eriyiği döktüm.
Bunun anlamı hem besin alınmış iyi miktarda hemde sıvı tüketimi olmuş. Yaklaşık 40 gündür sadece su ile besleniyorlardı. Kendimden utandım (:
leventali
13-02-2014, 15:29
Merhaba Arkadaşlar,
Başlamadan üstteki soruma cevap veren olursa sevinirim.
Araştırırken yanıbaşımızda ağaçlar da PH indikatörü yapımı olarak, karalahana kullanımı anlatılmış. Harika bir şey. Yapalım dedik.
Sonuç mu?
Resimlerle Gelsin ve de üzerine anlatımımızı yapalım.
Karalahanamızı beherimizin içerisine rendeledik.
469341
469342
469343
Rendeleme işleminden sonra, kaynamış suyu, beherde 1 litreye denk gelecek şekilde doldurduk. Neden 1 litre? İçimden öyle yapmak geldi :)
469344
5 dakika boyunca karıştırdık.
469345
leventali
13-02-2014, 15:39
Önce ince süzekten porselen bir salata tabağına boşalttık. Salata tabağı olması önemli, zira kara lahana ağırlık salatalarda kullanılır. Yabancılık çekmemesi gerekir :)
469348
Kaşıkla bastırarak iyice suyunun süzülmesini sağladık posadan...
469349
Daha sonra yıkadığımız behere, ince iki kat tülbentten süzerek lahanalı suyu yeniden boşalttık.
469350
Yaklaşık 600 ml Karalahana karışımlı PH solusyonumuz Oldu...
469351
Hemen denemelerine başladık. 7 adet çay bardağına yarıya kadar su doldurduk. Burada belirtmeliyim: Lahanaya döktüğümüz kaynamış suyu, üzerinde 7.1 PH olduğu belirtilen pet sudan kaynattık. Aynı şekilde, çay bardaklarını yarıya kadar da bu suyla doldurduk.
Sonra her birine lahanalı suyumuzdan 5'er ml enjektörle çekerek ekledik. Hepsinin rengi karalahana renginde oldu. PH 7 idi yani nötr.
Daha sonra sırasıyla sola doğru Sürfirik asitten enjektörle çektiğimiz sıvıyı bir damla, iki damla ve son bardağa üç damla olarak damlattık.
Aynı şekilde sağ taraftaki bardaklara da Sodyum Hidroksit sıvımızdan 1 damla 1. bardağa, 2 damla 2. bardağa ve 3 damla 3. bardağa ekledik...
Aşağıdaki renk tablosu çıktı karşımıza.
469352
leventali
13-02-2014, 15:42
469356
469357
469358
Test etmek için deney tüpümüze yarıya kadar karalahana suyu doldurduk.
469359
Sülfürik Asitten 1 damla damlattık. Renk kırmızıya döndü..
469360
leventali
13-02-2014, 15:45
Sodyum hidroksitten damlattık 3 4 damla. Renk koyu yeşile döndü..
469361
Sonra damla damla Sülfürik Asitten damlattık ve Nötr haline getirdik.
469362
İş bayağı eylenceli olmaya başladı.
leventali
28-02-2014, 13:14
Her zamanki gibi önce resimler, sonra yorumlar...
Seramızla işlerimiz nedeniyle fazla ilgilenemiyoruz. Çözümü seraya bir bahçıvan almakta bulduk :) Her gün geliyor, bir saksıya bir çiçek dikiyor, üst baş şekildeki gibi, domateslerden gidip bir tane koparıp bana veriyor, yıkıyoruz, afiyetle yiyor. Şimdilik maaş olarak bu şekilde anlaştık...
473043
473044
473045
Seramızda sadece sebze yetiştirmiyoruz. Agaçlar toplantısından payımıza düşen çiçeklere de gözümüz gibi bakıyoruz. Bu yaza bizim evin damı parktan güzel olacak gibi geliyor. Çok değerli Adana ve Mersin üyelerimizin paylaştıkları çiçekler evimizi şenlendirdi. Onlara buradan teşekkürü bir borç bilirim. Sağolsunlar varolsunlar...
473046
473047
leventali
28-02-2014, 13:16
Kaktüsleri kızımız Ezgi için büyütüyoruz.
473048
473049
473050
473051
473052
leventali
28-02-2014, 13:18
473053
473054
473055
473056
473057
leventali
28-02-2014, 13:20
473058
473059
473060
473061
473062
leventali
28-02-2014, 13:26
Amatörlüğün en güzel yanı, korkusuzca deneme imkanına sahip olmanız. Keşfedilmemiş bir şeyi keşfetmek değil asıl amaç, insanın kendisini keşfetmesi, doğayı anlamaya başlamayı keşfetmesi...
Denemeler yapıyoruz elimizden geldiğince. Domates fidelerimizden ayıkladığımız dallar oluyor; büyümede gerekli ayırmalar. Bunları koparıp atıyorduk. Bir gün suya ekip gözlemek istedik. Kopardığımız dalları aynı tanktan beslenen bir borunun içerisine daldırdık.
Sonuç resimlerdeki gibi. 1 hafta 15 günde köklenme bu durumda...
473063
473064
473065
Bu da acemiliğimizden kırdığımız dalı aynı yöntemle ayakta tutma mücadelesi. Biraz zor gidiyor ama şu ana kadar gayet başarılı.
473066
473067
leventali
28-02-2014, 13:31
Akan su kültüründe büyütmeye çalıştığımız domates fidemiz...
473070
Çimlendirdiklerimizi perlite de ekip deniyoruz...
473071
Diğer fidelerimizin keyfi yerinde. Bol bol meyve verip büyüyorlar. Seramın boyu 2 metre. Şu an boyları da 2 metreyi aşmış durumda.
473072
473073
473074
leventali
28-02-2014, 13:32
473075
473076
473077
leventali
05-03-2014, 22:24
Seramızın Elekronik donanımına ağırlık vermeye başladık. Bilgisayardan bağımsız olarak sulamanın belirli saatlerde yapılması, ne kadar yapılması, saat kaçta başlayıp, saat kaçtan sonra sulamayı bitirmesi ve ısı nem kontrolü gibi işleri bizim yerimize yapacak bir devre.
Mesleğim olan yazılım ve elekronikle hobi düzeyinde ilgilenmenin nimetleri olarak el attık bu işe de. Isı kontrolü içinde seranın hem içi, hemde yakında yapacağımız EC metre için suyun ısısını kontrol eden bir sistem olması gerekiyordu. Su geçirmez ısı ölçerler biraz pahalı olduğu için, 2,5 tl olan LM-35 kullandık. Tabi bir miktar işlemlerden geçirerek.
Su geçirmemesi ve aynı zamanda tuz oranı yüksek su içerisinde çalışabilmesi gerekliydi. Biz de bunu elimizde bulunan bir stero jakı parçalayarak, LM 35'e koruma metal kılıfı yaptık. Değişik bir tutkalla da izolasyonunu yaptık. Tutkalı eniştemden aldım. Tesadüf gördüm. Sürüyorsunuz, spreyi var sıkıyorsunuz, birkaç saniye içerisinde kemik gibi.
LM 35'in uçlarını 10 metre Cat 5 kabloya bağladık. Zira benim sera evin damında biliyorsunuz. Ama aşağıdan da bilgileri görmek istiyorum. O yüzden devre aşağıda benim odada çalışıyor, bilgiler seradan yukarıdan geliyor.
10 metre uzun bir metraj gibi görünse de LM 35'in kitapçığında belirtiler 75 ohm diren ve 1 mikrofarad kondansatör ilavesiyle, en küçük bir sapma bile olmadığını bizzat test etmiş bulunuyorum. Keşke 20 metre de deneyip sonucu buraya yazabilseydim.
İşlemci olarak, 16F877 A serisini kullandım. Fiyatı 7,5 TL. Hafızası oldukça büyük (yeterli), 10 kanal dijital/Analog çevirici içerisinde hazır bulunuyor ve seri haberleşme imkanı var. Daha ne istenebilir ki :)
Analog girişlerini EC metre okumada da kullanacağız. Aslında LM 35'i okumasından hiç bir farkı yok. Nem sensörümüz gelince de nem kodlarını da yazacağız.
Seri haberleşme bölümüyle de, entegreden gelen bilgileri, bilgisayar aracılığıyla hazırladığımız veri tabanına bilgiler istediğimiz aralıkta kayıt yapacaklar.
Bu entegrede oldukça fazla çıkış portu da bulunuyor. Ben şu anda üç portu kullanıyorum. Sulama için, hava motoru için ve vantilatör için. Isı belirli miktarı geçince çalışacak.
Aslında kodlamayı Pic Basic Proda basic dilinde yazıyordum. Eskiden bir tek o vardı. Sevgili Osman Varol devreye girince, kodlamayı CCS de yazdım. Kendisine de yardımları için teşekkür ediyorum. Gecenin 11 inde telefonla program Idesini çalıştırmama yardımcı oldu.
474080
474081
474082
474083
474084
leventali
05-03-2014, 22:33
474085
Suyun içerisine derece ve bizim sensörümüzü koyarak ölçüm yaptık.
474086
Sensörümüz sonucu doğru okuyor.
474087
Devremizin bordaki konumu..
474088
Üst kattaki seramıza sensörümüzü koyduk, seradaki civalı derecede 25.5 gibi görünüyordu ısı ve aşağı gelip sensörümüz doğru okuyor mu diye baktık : Sonuç harika. Artık benim odadan yukarı çıkmadan sulama dışında sera ısısını da görebiliyorum. Bu sensörü sulama deposunda kullanacağım, bir sensör de sera iç ısısı için eklemek gerekecek.
Çok yakında...
474089
Leventali abi,
Gayet başarılı bir çalışma gerçekleştirmişsin , lm35 e metal kılıf olayını tuttum :) . Nem sensörü konusunda hangisine karar kıldın ? Ben piyasada bir SHT (sensirion) birde DHT (çin malı) iki nem sensörünü biliyorum .
Çalışmalarında başarılar dilerim :)
Saygılarımla.
leventali
08-03-2014, 02:49
Aşırdıklarımızdan kalan domateslerimizin ilk hasatını yaptık. Emeği geçenleri de paylaşalım dedik.
474567
474568
474569
474570
474571
leventali
08-03-2014, 03:01
474572
474573
474574
474575
474576
Bunlar görünen emekçiler. Bir de görünmeyen emekçiler var ki onları saymakla bitmez. Başta Ağaçlar. Sonra bir birinden değerli üyelerinin katkıları...
Domateslerim inanılmaz lezzetli. Ve kokusu yok mu? Hastayım kokusuna. Bu kadar insanın yardım eli, sevgisi, ilgisi, emeği olunca böyle oluyormuş demek ki.
Yakın zamanda tecrübelerimi paylaşacağım gibi, yeni bir düzenek üzerinde de çalışmalarım bittiğinde burada paylaşacağım. Çünkü seramın boyu çok engin. 2.2 m. Domatesler çoktan bu boyu aştılar. Ve dip dibeler.
Dijital EC Metre çalışmalarımız bitmek üzere. Yakında besin deposunu bayağı bir otomatikleştireceğiz.
İş yoğunluğundan fırsat kalan vakitlerde de, besin ayarını otomatikleştirdiğimiz zaman artık tam bir kıravatlı çiftçi oluruz sanırım :)
Emeği geçen herkese teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Saygı ve sevgilerimle...
leventali
10-03-2014, 12:15
Sayın Kızıltan,
Özledik sizi...
vetman996
10-03-2014, 19:47
Sayın Leventali abi merhaba.
Çalışmalarınızı imrenerek izliyorum. İşin içinde elektronik de olunca ayrı bir heyecan duyuyorum.
Bir seranın verimli çalışabilmesi için otomasyon çok önem arzediyor. Özellikle bizim gibi başka şehirde çalışıp serayı çalışana emanet edip gidenler için çok daha önemli.
Sizin elektronik bilginiz ile sera ilginiz bir araya gelince muhteşem eserler ortaya çıkacağını düşünüyordum zaten. Yanılmamışım.
Takipteyim abi. Seri üretime geçerseniz satış siteniz hazır: Anasayfa : madrasol.com (http://www.madrasol.com/) (gerçi altyapımızı tamamlamadık ama idare eder) biz kar beklemeyiz sizden. Yeter ki topraksız tarım yapacak dostlara faydamız olsun.
Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...
Levet abi topraksiz tarim kontrol ile ilgili su basligi inceleyebilirsin. http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/27666-2.htm
Potasyum isimli arkadasin calismalari. Ama bayadir aktiv gozukmuyor. Kolay gelsin.
leventali
11-03-2014, 14:17
Merhaba Sayın Vetman,
İnceliğiniz için teşekkür ederim. Ev laboratuvara döndü. Hele ki benim oda :)
Dijital bir EC metre üzerinde çalışıyorum. Çalışmalar test aşamasında. Amatörün işini görecek, maddi olarak da üzmeyecek bir sistem üzerine çabalıyorum. Kendi deneyimlerimi de örnek alarak.
Amacım bir el cihazı üretmek. Probunu da kendim tasarlıyorum. İşlerin yoğunluğundan tabi daha az vakit ayırıyorum. 1 ay gibi bir zamanda sonuca ulaşacağımızı düşünüyorum.
Aslında bilgisayar kontrollü olsa şimdiye çoktan biterdi. Ve hazır prob kullandığımda.
Probu kendim tasarladığım için biraz zaman alacak.
Bitince kapınızı çalmaktan mutluluk duyarım.
Sayın fagu03,
Evet gönderdiğiniz linki de inceledim. Bizim gibi amatörlere fazla gelir arkadaşın çalışması. Ama çok güzel bir çalışma yapmış. Dilerim sonuçlarının meyvesini yemiştir.
Topraksız Tarımla ilgili, seram olduğundan dolayı, çok geniş bir tecrübe edindim. Onlarca hatalar, denemeler yaptım. Harcadığım para bir amatöre göre fazlaca. Bunun en büyük sebebi, konu hakkında bilgi sahibi olmadığım ve tecrübe edinmediğim konularda oldu.
Amatörün ihtiyacı şunlar:
1- Pratik olacak
2- Karmaşık olmayacak
3- Ekonomik olacak
Satın almalarım hep bu ölçütten uzak oldu. Çünkü insan ne alacağını, ne yapacağını bilemiyor. Bilemeyince de hep ihtiyacının üzerinde alışveriş yapıyor. Olay böyle olunca da balkonda üç beş bir şey yetiştirmeye heveslenenler, maliyetleri görüp okuyunca, haliyle vazgeçiyor. Oysa Topraksız Tarım yapmak çok maliyetsiz bir iş. Toprak neyse, o da o.
Ama bazı konular ticari üretimle anlatılınca işler değişiyor.
O yüzden üretmeyi düşündüğüm herşeyde iki ölçüyü alıyorum. 1.si amatöre yönelik, 2. pratik ve ekonomik.
Saygı ve sevgilerimle...
leventali
18-03-2014, 14:57
Yeniden merhabalar,
Otomatik sulama sistemini bitirince, Dijital EC Metre çalışmalarına başladık. Her zamanki gibi önce resimler... Minik laboratuvarımızdan görüntüler...
476722
476723
476724
476725
476726
leventali
18-03-2014, 15:01
476729
476730
476731
476732
476733
Elektronik ve yazılımdan anlamak öyle bir şey olsa gerek. :)
ömer çiftçi
18-03-2014, 16:52
çok emek vede gayret olmuş önce emeğinize bereket diyelim bu işi hobi olarak yapıyorsun sanırım eee biz kayseriliyiz ticaret gözlüğüyle bakarız
olanı deniyorsun başarılar
leventali
18-03-2014, 19:46
Merhabalar,
Keşke daha çok zaman ayırabilsem, o kadar yapmayı istediğim şey var ki?
Sayın Ömer Çiftçi, olanı deniyorsun derken tam anlamadım?
İmal etmek benim ruhumda var. Satmak ise benim pek beceremediğim bir şey. İyi bir gözlemle ihtiyacı belirlerim. Onu en ekonomik olarak üretmeye çalışırım. Satışını firmalara bırakırım. Çünkü satış bambaşka bir olay.
Ürettiğim market otomasyon programınında satışı firmalarda. Ben üretirim. En iyisini, en ekonomik fiyata.
Biz bir bitirelim, teşhir edelim, satacak ve satın alacak birileri çıkar mutlaka:) Olmadı mı? zaten kendimiz kullanıyor olacağız :)
Bu arada değerli arkadaşımız Osman Varol'un katkılarını unutmamak gerekiyor. Sağ olsun her derdimize derman oldu.
Bir sonraki aşamamız Dijital PH Metre olacak. Sonraki aşamamız da dozajlama sistemiyle gübrelemeyi otomatikleştirmek.
Ne kadar sürer bilemem. Ama Dijital EC metre 15-20 gün sonra hazır olur ümit ediyorum. Tabi yine testlerini kendi seramda deneyeceğim ve buradan yayınlayacağım.
ömer çiftçi
19-03-2014, 18:38
leventali kardeşim başarılar dilerim hoş olmuş beğendim benim demek istediğim sizin bu çalışmalarınızın daha geniş sahalarda olması gerektiğidir böyle küçük alanlarda bir gelir elde edemediğiniz gibi geniş alanlarda aynı sistemlerin çalışıp çalışmayacağı nı vurgulamak istedim
biz kayseride ektiğimiz m'nin yıllık getirisi o toprağın satış veya alış bedelini karşılamasına çalışırız yani o bahçenin bir metre toprağı kaç liraysa o parayı getirmesini isteriz getirmiyorsa orada bir yanlışlık bir eksiklik vardır
şimdi sizin bu çalışmanız kendini bir yılda amorti edecekmi ?
ateşkaptan
19-03-2014, 18:50
Kişinin; Kendi ürettiğini kullanırken ulaşacağı haz, alacağı keyif bambaşka olmalı.
Üretene saygı duyarım.
Destek bizden sevgili Leventali. Bildiğin gibi devam et.
vetman996
19-03-2014, 20:35
leventali kardeşim başarılar dilerim hoş olmuş beğendim benim demek istediğim sizin bu çalışmalarınızın daha geniş sahalarda olması gerektiğidir böyle küçük alanlarda bir gelir elde edemediğiniz gibi geniş alanlarda aynı sistemlerin çalışıp çalışmayacağı nı vurgulamak istedim
biz kayseride ektiğimiz m'nin yıllık getirisi o toprağın satış veya alış bedelini karşılamasına çalışırız yani o bahçenin bir metre toprağı kaç liraysa o parayı getirmesini isteriz getirmiyorsa orada bir yanlışlık bir eksiklik vardır
şimdi sizin bu çalışmanız kendini bir yılda amorti edecekmi ?
Sayın Ömer Bey merhaba.
Her çalışma amatör ruhla başlar. Başarılı olursa devamı gelecektir.
Sayın Leventali Bey'in çalışmalarını takdirle izlemekteyiz. Böyle çalışmalar topraksız tarıma gönül veren dostların işlerini kolaylaştıracaktır.
Ayrıca her çalışmaya bir yılda amorti eder mi gözüyle yaklaşmak bence yanlış. İşin zevki, stres atması, başarı sonucu duyulan mutluluğu siz para ile ölçebilir misiniz?
Çalışmalar kendini bir yılda amorti etmese bile ürünü alıp kullananların kazancı bir yılda amorti edebilir mesela.
Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...
leventali
21-03-2014, 04:47
Herkese Hayırlı günler, hayırlı cumalar olsun,
Sayın Çiftçi, Söylediğinizi çok iyi anlıyorum, daha sonra yazdıklarınızı da. Benim asıl branşım yazılım. Özel sektöre yazılım geliştirerek kazancımı sağlıyordum. Paket program üretmeyi her istediğimde, yerelde ve ulusalda oldukça fazla adette böyle yazılımlar mevcut olduğundan hep kötümser bakılıyordu. İster istemez bende 1-2 yıl emeğin karşılığında, üretilmiş olan programların benzerini üretecektim. Farkı ne olacaktı da benim programımı satın alacaktı insanlar?
Oturup, bilgisayar program satıcılarının şikayetleri, istekleri ve son kullanıcı şikayet ve isteklerini bir potada eriterek, yılların birikimi ile bir süzgeçten geçirerek 2 yıl süren bir paket program ürettim. Market otomasyonu ve ticari program (Çek, senet, cari, fatura, stok vs.)
Sonuçta şu anda 180'in üzerinde market, bir o kadar da ticari kurum benim programımı kullanıyor. Çünkü kolay ve ulasal programlardan eksiği yok.
Ürün geliştirmede en büyük maliyet, insan gideridir. Yani AR-GE'nin en büyük gideri, personel maaşıdır. Şayet bu çalışmayı, gerçek bir AR-GE çalışması konumunda düşünseydik;
1- elektronik mühendisi
2- Kimya mühendisi
3- Yazılım mühendisi
4- Araç gereç
gerekecekti. Bunların 1 aylık gideriyle de bu ürünün AR-GE maliyeti oldukça yüksek olacaktı.
Türk endüstrisinin en büyük handikapı da bu zaten. 3 liraya satılan bir ürünü neden 15 lira maliyetle yeniden üretim, mantığı.
O yüzden de bizim patent sayımız yok denecek kadar az. O yüzden ülkenin AR-GE'ye ayırdığı para milli gelirin Yüzde 1'i bile değil. O yüzden bizde "Adamlar yapmış abi!" diye bir deyim vardır.
Bir şey satın alırken bunun yerlisi yok mu?, diye sorarım hep. Her zaman da vardır. Ama toplum her zaman Avrupa'sını ister. Çünkü böyle alıştırıldık.
Uçak fabrikamızın kapatılma hikayesini okuyun. Tüyleriniz ürperir. Son 15 uçağı, Fransızlara üretip öyle kapattık. Yani devam etseydik Mirage'leri bugün biz üretiyor olacaktık.
Etrafınıza bakın. Dün Ankara'dan Eskişehir'e giden lokomotifi götürecek makinist ararken, bugün hızlı treni üretebilecek kapasitede mühendislerimiz mevcut.
O yüzden bu ülkenin her yıl milyarlarca doları yurt dışından aldığımız ürünlere gider. Ericcson ve Nokia'dan sonra dünyada cep telefonu üreten ilk ülke hangisiydi biliyor musunuz? Türkiye. Aselsan üretti. Özellikleri itibariyle her iki markanın ürettiği ürünlerden daha fazla özelliğe sahipti. Ne oldu biliyor musunuz? Devrim Arabaları, filmini izleyin. Ne olduğunu görürsünüz.
Bir kaç gün önce, her gün yolsuzluk, olumsuzluk haberlerinin arasına sıkışmış bir haber vardı. 1 litre benzinle 1000 km giden araç yapılmıştı üniversitede. Keşke haberlerde 1 dakika yerine, tapeler yerine bunları konuşuyor olsaydık saatlerce... Ha, bu bugüne, bu hükümete mahsus bir şey de değil, onu da belirtmek isterim.
Son bir kaç yılda çevik kuvvet polisine, hani şu etrafı gaza bulayan, destek olarak alınan personel sayısını biliyor musunuz? Bunların ne kadarı mühendis onu da biliyor musunuz? Ne kadarı Ziraat mühendisi mesela?
Ve Kayseri, Türkiye'nin üretim ticaretinden çıktığından beri ilerlemesi ne kadar durdu biliyor musunuz?
Bunları sadece size yazmıyorum, sakın yanlış anlamayın. Amacım size yüklenmek de değil. Bir vesile ile bunları da anlatmak istedim.
O kadar karamsar ve tüketici bir toplum olduk ki, mühendislerimiz farklı bir alanda iş bulduğunda kendini mesleğiyle ilgili geliştirmek yerine, kazandığı parayla, meslek intiharına gidip tüm bildiklerini unutuyor. Bu çok acı bir şey. Bu mühendislere asla kimsenin kızmaya hakkı yok.
Çok gezdim, çok gördüm. Kıyıda, köşede yapılanları gördükçe 10 yaş yaşlandım. Türk olduğumla gururlanamadım. Her yaştan, her alandan farklı insanların çabalarını.
Bu kadar yazdıklarımın benim yapmaya çabaladığım elektronik aletle ilgisi olmadığını umarım anlamışsınızdır. Bu iş elektronik mühendislerinin işi. Turizm Otelcilik mezunu, yerel bir yazılımcının yapabildiğinin biz çok daha iyi yaparız, diye bir cesaret olur ümidiyle yapıyorum.
Ve benim yaptığımdan bin kat daha güzelini yapabileceklerine adımın Levent Ali olduğundan daha fazla inanıyorum.
Sayın AteşKaptan, Vetman, Çiftçi, sabah sabah beni coşturdunuz ya...
Saygı ve sevgiler...
ömer çiftçi
26-03-2014, 22:11
uf uf levent ali kardeşim içini dökmüşsün be kardeşim hani bir dokun bin ah işit diye
rast gele çalışmalarında başarılar dileğimle takibindeyim
leventali
27-03-2014, 11:06
Merhaba Ömer kardeşim,
Hedefim gerçekten siz değilsiniz. Aman ha, böyle anlaşılmışsam üzülürüm. Gündemimiz hep bunlar olsa keşke...
Saygı ve sevgiler...
ömer çiftçi
29-03-2014, 17:38
yok alınmadım gönlünü ferah tut saygı ve de sevgi bizden de
leventali
12-04-2014, 13:47
12-04-2014
482737
482738
482739
Ağaçlara uzunca bir ara verdik. Ama domateslerimizin yetişmesine sadık kalarak.
Seçim süreci etkili oldu bu aramıza. İşler de girince işin içine biraz geride kaldık.
Bu süreç zarfında Türkiye'nin çeşitli yerlerinden kişiler gerek facebookta gerek nette gördükleriyle ulaştılar bize. Biz de elimizden geldiğince yardımcı olmaya çabaladık.
Genelde ilk kez görüp beğenip profesyonelce yapmak isteyen arkadaşlar aradılar. Dilimizin döndüğünce bu işin profesyonelliğinin beraberinde getirdiği zorluğu anlatmaya çabaladık. İkna edebildiklerimizi küçük bir sera kurup, en az bir yıl uğraşması yönünde telkin ettik.
Dinlemeyenlerin de yollarının açık olmasını temenni ettik.
Gördüğüm o ki, bu iş bir kurum olarak ya da sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek olmadı sivil grup oluşturarak köy köy dolaşıp anlatılması gerekiyor.
İnanılmaz derecede yanlış bilgiler, hatta şehir efsanesi olacak türde bilgiler dolaşıyor. Bu da mevcut çiftçileri bu alandan uzaklaştırmaya yetiyor ve artıyor da.
Bu yöredeki seçim sürecinde ilk kez bir siyasi parti bu konuda, yani topraksız tarım konusunda, belediye olarak girişimler yapacağını yazmıştı seçim bildirgesinde. Üç beş mahalle toplantılarına da katıldım. Ama Türkiye gündemi, yerel gündemin önüne geçmişti, siyasi parti vs. ayırmaksızın.
Hatta bu konuda bir cümle dahi edilmedi.
Bu iş dönüp dolaşıp sivillere yüklenecek. Yoksa kimsenin bu konuyu gündeme bile alacağı yok. Yakın bir zamanda Tarsus'ta Ağaçlar toplantısını organize edeceğiz. Belki bu toplantıda bununla ilgili gönüllü bulabiliriz.
Şimdilik saygı ve sevgilerle...
leventali
27-04-2014, 13:48
Herkese hayırlı pazarlar,
Sera ile ilgili son resimleri atıyorum. Akşam da zaman bulabilirsem yeni bir yöntemi sizinle paylaşacağım...
486833
486834
486835
486836
486837
leventali
27-04-2014, 13:50
486838
486839
486840
486841
486842
leventali
27-04-2014, 19:10
Herkese Hayırlı Akşamlar,
Bir süredir düşündüğüm ama elim değmeyip yapamadığım işe koyuldum bugün. Henüz eksik durumda ama bir çok arayan arkadaşa örnek olabilmesi açısından resimleri bugün eklemeyi düşündüm.
Topraksız tarımda zorluk çektiğimiz en büyük unsur bitkinin yetiştirileceği düzenek. O kadar çok örnekleri varki hangisinde karar kılacağını şaşırıyor insan.
İlk zamanlarda düşündüğüm sonradan çeşitli videolarını da görünce ikna olduğum bir sistem vardı. Kova içerisine perlit doldurup, yine drenajını sağlayarak topraksız tarım düzeneği hazırlamak.
Birkaç ay önce getirtip kenarda tuttuğum plastik turşu kovalarını, beni arayıp balkonda bu işi yapmak isteyenlere örnek oluşturması açısından düzeneği hazırlayıp resimledim.
Düzeneğimizde kullandığımız plastik kova (sanırım 20 lt) turşu kovası. 30 tane kadar bana hediye geldi. O yüzden fiyatını bilemiyorum ama kapaklı olarak 4-5 TL'den aşağı olacağını sanmıyorum. 200 litre de yeniden perlit aldım. Çuvalı 15 TL'den. Diğer parçalar damlama sisteminin parçaları. Onları çok önceden aldığım için tek tek fiyatını bilemeyeceğim ama kullandığım T parça, 16'lık Conta sanırım 1-2 TL'dir.
Bu sistemi göstermek adına bugün resimledim. İlave etmeyi düşündüğüm şeyler mevcut. Otomatik sulama gibi. Onları da yaptıkça buraya ekleyeceğim.
Resimlerle birlikte ne yaptığımı anlatmaya çalışacağım.
Damlama 20'lik T parçası, Dirsek, 16'lık conta, 20'lik sonlandırıcı ve 20'lik sulama borusu.
486879
Kovamızın en dibinden 16'lık conta çapında (ben bıçakla kıvırarak deldim ve hiç zor olmadı. Dikkat etmeniz gereken şey mümkün olduğunca zorla contayı geçirebileceğiniz kadar küçük olsun deleceğiniz delik. Çünkü sızdırmazlık mükemmel oluyor.) delik deldim.
486880
Contayı deliğe yerleştirdim.
486881
Tamamen yerine oturttum.
486882
16'lık girişli, 20'lik çıkışlı T parçayı buraya oturtacağız.
Not: Bu ebatların nedeni elimde bunlar olduğundan dolayı. Ancak kullandıktan sonra test ettiğimde sonuç mükemmel. 20'lik çıkış olmasının nedeni, drenaj için birden çok kovayı yan yana bağlamak istiyorum bir süre sonra. Tahliye için birden çok kovadan su aynı borudan geçeceği için büyük olması daha uygun olur diye düşündüm.
486883
leventali
27-04-2014, 19:16
T Parçayı contadan içeriye yerleştirdim. İçine sokarken biraz ıslatmanızı önereririm kayması açısından.
486888
T'nin kovanın içerisinde kalan kısmına fileden süzek koydum ama çabuk tıkandı ilk denediğimde. Fileyi kaldırdığımda da perlit tıkadı. Bende çözüm olarak kola şişesinin tabanını keserek, T'nin girişi olan bölümde bir boşluk yaratmayı düşündüm.
486889
486890
Kola şişesinin tabanını kestikten sonra, T'nin içeride kalan kısmı yüksekliğinde, yarım ay şeklinde kestim. Diğer boğum gibi duran yerlerine de küçük oyuklar açtım.
486891
486892
leventali
27-04-2014, 19:21
Ters olarak T'nin içeride kalan kısmını kapadım.
486893
Oynamaması için elimle tutarak etrafını perlitle doldurdum. Bu arada perliti daha önce yıkamıştım ve elimde yıkanmış olarak vardı. Kuru olarak bu işlemi yapmamanızı öneririm.
486894
Perliti tamamen doldurdum. Yaklaşık 20-25 litre kadar sanırım.
486895
Test için altına bir kova koyup yükselttim ve T'den gelen drenaj için altına kova koydum. Geçici bir test düzeneği hazırladım. Sürahi ile içerisine su dökerek tahliye durumunu izledim.
486896
Sonuç mükemmel.
486897
leventali
27-04-2014, 19:48
Mevcut domateslerimin dalından çoğaltarak büyüttüğüm domatesimi hazırladığım düzeneğin birinin içerisine ektim. Tabi büyük ve köklü bir bitki olduğundan kapağının bir ucunu ortadaki deliğe kadar kesmek zorunda kaldım. Ama fideyi ilk ekerken kapağın ortasına deleceğiniz delik yeterli olacaktır düşüncesindeyim.
486899
Düzeneğimiz şu anda elle çalışacak. Kısa bir süre içinde düzeneği mevcut pompaya bağlayacağım. O zaman diğerleri sulanırken bu da sulanacak.
486900
Bu düzeneğin güzel olan yanları var. Birinci ve en önemlisi hareket özgürlüğü. Dilediğiniz yere hareket ettirirken ne köke zarar verirsiniz ne de düzeneğinize.
Perlit torbası gibi yırtılma vs. gibi zorlukları da yok. Düzenek güzel hazırlanırsa yıllarca kullanılır düşüncesindeyim.
Köklerin ve perlitin ışık görmemesi ve yosunlaşmaması için, kova içerisine perlit koymadan kovanın iç duvarını kaplayacak şekilde siyah naylon serilebilir. Geç olduğundan uğraşmak istemedim ama yakın zamanda ekleyeceğim.
Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Bir süre gözlem yaptıktan sonra tecrübelerimi yine buradan aktaracağım.
Parçalarının kolay temin edilebilecek olması, maliyetinin çok düşük olması, esnek ve pratik olması, çok kolay yapılabilmesi, yapımında bir sürü araç ve gerece ihtiyaç duyulmaması (Makas ve bıçak dışında bir şey kullanmadım) topraksız tarımı küçük de olsa yapmak isteyen arkadaşlara uygun olduğu kanısındayım.
Kullandığım besin eriyiğini soran arkadaşlar oluyor. Ben kendim hazırlıyorum. Uzunca bir süredir denediğim ve memnun kaldığım, internetten bulabildiğim formüllerin üzerinde oynayarak elde ettiğim ve çok memnun kaldığım bir formülüm oldu. Şu ana kadar bu formülle domates, biber, nane, yeşil soğan ve bir sürü çiçek yetiştirdim. Levent Ali Body formülü gibi oldu :)
Unuttuğum sanılmasın bu hafta içerisinde fiyatlarını yeniden alıp, ortaklaşa besin alımı işini organize edeceğim. Ayrı bir başlıkta da olabilir buradaki başlıktan da devam edebilirim. Zaten sınırlı sayıda arkadaşla yapmayı planladığım için büyükçe bir organizasyon olmayacak.
Zaten makro elementler için böyle bir girişim yapacağım. Mikro elementler için benim de Sayın Kızıltan'ın da bana göndermiş olduğu ve paylaşılmasını istediği mikro elementler mevcut. Bunu bilaücret paylaşmaktan Sayın Kızıltan da bende memnun olurum.
Saygı ve Sevgilerle...
volkan0048
28-04-2014, 07:47
Sizi uzun süreden beri atkip ediyorum sayın leventali,
yine harika bir sisteme başlamışsın,bu sisteme tam otomasyon sistem adapte edildiğinde süper bir sonuç olacak inşaallah,Allah kolaylık versin....
kiziltan
28-04-2014, 10:04
Merhaba Sn Levent Ali
Yeni sistem basarili olacaktir, " Dutch Bucket " denen sistem bu .
Bu kovalarin hepsi ayni buyukluk ve olculerde olursa, yanyana dizip , seri sekilde hortumlari baglanirsa, bir adet " akilli vana " ile bir nevi otomasyon yapilabiliyor. Bu yapilirsa pompa ve elektrik gerekmedigi gibi bitki ihtiyaci kadar besin aldiginda tekrar sivi saglaniyor, koklerin hava almasi da saglanmis oluyor. Depoda onceden ph ve ec ayarlanmis besin surekli oldugundan kovalarda degerler sabit kaliyor.
Basarilar, saglicakla kal
Engin
Cumhur Tonba
28-04-2014, 13:16
Ve benim yaptığımdan [B]bin kat daha güzelini yapabileceklerine adımın Levent Ali olduğundan daha fazla inanıyorum.
Sayın AteşKaptan, Vetman, Çiftçi, sabah sabah beni coşturdunuz ya...
Saygı ve sevgiler...
Mesajınızın tümünü zevkle ve acı hissederek okudum. Çok güzel konulara değinmişsiniz. Demek ki bizde potansiyel var. Geçde olsa yapabileceklerimiz var. Teşekkürler. İyi çoştunuz ve bizde yazınızı okuduk.
Saygılarımla
Cumhur Tonba
28-04-2014, 13:28
Sayın leventali
Turşu kovası ve topraksız tarım konusunu ne kadar da güzel anlatmışsınız. Harika.
Hani diyoruz ya agaclar.net bir hazine, bir umman. Giren kaybolur diye. Anlatımınıza, fotoğraflara hayran olmamak elde değil.
Ve şunu söylemek istiyorum. Sizler agaclar.net'in hazinesi ve gerçek bir lokmatifisiniz.
Teşekkürler.
Not, Alt+0178 Alt+0179 u kullanarak 12 m² ya da m³ yazabilirsiniz.
leventali
28-04-2014, 22:26
Merhabalar,
Sayın volkan0048, Kızıltan ve Cumhur Tonba. İyi dilekleriniz ve önerileriniz için ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bu alandaki denemelerim tamamen amatör düzeyde. Amatör arkadaşlara da örnek olması açısından paylaşıyorum. Bu kova sistemi oldukça hoşuma gitti. Eğer seraya ilk başladığımda aklıma gelmiş olsaydı tamamını bununla yapardım.
Cumhur Tonba, koyunun olmadığı yerde keçiye apdurahman çelebi derlermiş. Benimki de o misal. Topraksız tarım bir okyanus. Biz olsak olsak bir bardak su olabiliriz ancak.
Ancak amatör arkadaşlara nacizane tavsiyelerim olabilir. Bu tavsiyelerim amatörce topraksızla uğraşmak isteyenler içindir. Bu işi ticari olarak yapanlar, kuralları neyse uymak zorundalar.
1- Yazıları okuyup bu işten korkmayın. Matematiksel ve mühendis düzeyinde tarımsal bilgiye inanın ihtiyacınız yok. 1 daldan kaç kilo domates aldığınızın bir önemi yok, bir daldan kopartıp yiyeceğiniz domatesin önemi vardır. Onun kokusunu duymanızın, tadına doyamamanızın önemi var.
2- Topraksız tarımın 1. ve en önemli konusu besin eriyiğidir. Besin olmazsa topraksız tarımda olmaz. O yüzden ortaklaşa alımlarla besin maddesi temin edip, kendiniz yapın. Bunu ben yaptıysam herkes yapar. Elimde küçük bir iş var biter bitmez organize edeceğim.
3- İnanın bana öyle pahalı şeylere ihtiyacınız yok. Balkona koyacağınız iki üç kova bile yeterli. Motora, otomasyona da ihtiyaç yok. Yeter ki drenaj sağlayın yani kovaya döktüğünüz besinli su tahliye olabilsin. İsterseniz canınız sıkıldıkça sulayın. isterseniz bir sabah bir akşam sulayın.
4- En zorundan, yani tohumdan üretmeye çalışmayın, bir fide alıp dikin. Çünkü tohumdan fide aşamasına kadar geçecek sürede, fidenin yaşayacağı olumsuzluklar maalesef hüsranla sonuçlanabiliyor. Hele ilk yapıyorsanız mutlaka fideden başlayın. Fide aşamasına kadar geçen süreyi beklemezsiniz.
İnanın bana sizin yaptığınız her hatayı, fidenin kendisi onarıyor. İnanılmaz deneyler yaptım ve gözlemledim. Domateslerle ilgili birçok bilgi bulursunuz. Hepsi de doğrudur. Ama amatörce yapıyorsanız o bilgilerin yüzde 90'ı çöpe gider. Ya da gereksiz uğraştan işin zevkini kaçırırsınız.
Burada belirtmeden geçemeyeceğim. Uzunca bir süre deneylerim sonucu gördüm ki, hava taşı ile su deposu havalandırıldığı sürece bitkilerdeki gelişim, köklenme inanılmaz fark ediyor. Tabi yosunlanma da bir o kadar hızlanıyor. Tabi benim damda olduğum düşünülmeli. Çift çıkışlı, 15 tl değerindeki akvaryum hava pompası çalıştırıyorum. Otomasyona bağlı olduğundan sulama ile birlikte çalışıyor, birlikte duruyor. Otomasyon dediğime bakmayın, picle, saatli çalışan bir role sistemi. Abartmaya gerek yok.
Bitkilerin arasını mesafeli dikin. Bir birine yakın olmasınlar ve iyi havalansınlar. Hastalıkların büyük çoğunluğundan kurtulursunuz. Aynı zamanda bitkilerle boğuşmak zorunda kalmazsınız.
Lütfen ama lütfen çok çeşit ekmeyin. Ne kadar çeşit, o kadar çile ve eziyet. Hem size hem bitkiye.
İlle her ölçü aletini almanıza da gerek yok. Eriyiği siz kendiniz yaparsanız, ölçüyle EC değerlerini tutturabilirsiniz. Dediğim gibi bu sözüm amatörce evinde topraksız yapmak isteyenlerle ilgili. Ticari düşünenlerle ilgili değil. Ticari düşünenler bu işin en ince ayrıntısını bile gözden kaçırmamak zorundalar. Zira topraksız tarımın hiç acıması yoktur. Yanlış bir işlem, ticari olarak felakete yol açabilir.
O yüzden yazdıklarım amatör düzeyde yetiştiricileri kapsıyor.
Saygı ve sevgilerle...
Cumhur Tonba
28-04-2014, 22:59
Teşekkürler leventali.
Arkadaşlara da büyük bir moral veriyorsunuz mesajlarınızla.
Ayrıca 'Biz olsak olsak bir bardak su olabiliriz ancak' demişsiniz. Unutmamak gerekir ki; Damlaya damlaya göl olur. Göller denizleri, denizler de okyanusları besler. Kaynağın başındaki ufacık damlalar olmasa
okyanuslarda olmaz.
Sayfanızı büyük bir zevkle takip ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Sevgiler, saygılar.
volkan0048
30-04-2014, 07:52
sayın leventali,
ne güzelde amatörün halini isteklerini anlatmışsın,aynı ekranda hem ısıyı hem EC yi hem nem'i görebilsek,amatörce kendimiz yapabilsek umuduyla sizi takipteyim bekliyorum,iyi çalışmalar...
volkan0048
30-04-2014, 08:34
sayın leventali,
(2- Topraksız tarımın 1. ve en önemli konusu besin eriyiğidir. Besin olmazsa topraksız tarımda olmaz. O yüzden ortaklaşa alımlarla besin maddesi temin edip, kendiniz yapın. Bunu ben yaptıysam herkes yapar. Elimde küçük bir iş var biter bitmez organize edeceğim. )
demiştin bu organizeye beni de dahil edersen sevinirim...
leventali
30-04-2014, 11:12
Merhabalar,
Sayın volkan0048, amatör özgürdür. Her istediğini her istediği gibi yapar :)
Bugün müsait olursam son fiyatlarını alacağım gübrelerin. Yakın zamanda da bunu organize edeceğim...
Çünkü sözüm var ağaçlardaki arkadaşlara...
Saygı ve sevgilerle...
vetman996
30-04-2014, 22:41
Sayın Leventali Bey merhaba.
Yapacağınız organizasyonda Vetman olarak benim yapabileceğim bir şey varsa lütfen bildiriniz. Çam sakızı çoban armağanı katkı yapmaya hazırım.
Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...
kiziltan
01-05-2014, 08:33
Sn Levent Ali`nin bu besin icin ortaklasa alim projesi epeydir gundemde. Sorun varsa eger, malzeme temininde degil. Talepte. Kimler ne istedigini liste olarak bildirse kendileri plan yapabilir.
Zaten belli olan bir malzeme listesi var, bu listeden bazi kalemler cok kullanildigindan agirligi cok oluyor ve uzakta olanlara ulastirilmasi kargo masrafi cikartiyor.
Onerim, bir liste yazilsin, talebi olanlar listede miktar yazip bildirsin ki Sn Levent Ali ne alacak nekadar alacak bilebilsin. Gerisi kolay olacaktir. Kendileri yazdilar zaten, elimde fazla olan bazi kalemleri ucretsiz dagitabilsin diye gonderdim. Liste miktarlari ile belirlenince Sn Vetman gibi yardimci olmak isteyenler de ne yapacaklarina karar verir ve malzemeyi merkeze, yani Sn Levent ali`ye ulastirir is kolaylasir.
Vakit ayirmak istiyor. Ama ilk adim hangi malzemeden nekadar talep var belirlemek saniyorum.
Kolay gelsin, saglicakla kalin.
leventali
06-05-2014, 12:43
Önce Resimler-1
489916
489917
489918
489919
489920
leventali
06-05-2014, 12:44
Önce Resimler-1
489921
489922
489923
489924
Tecrübeler yazısı akşama...
Vay be dedirttiniz :) Harika gidiyorsunuz, başarılarınızın devamını dilerim.
Yolladığınız iz elementler... "Çorbanda tuzumuz bulunsun." edasıyla ücret almaksızın yaptığınız yardım için ne kadar teşekkür etsem azdır.
kiziltan
07-05-2014, 19:40
Bir Trabzon`lu, bir Tarsus`lu ve bir Rize`li, birbirlerini hic gormeden forum yardimiyla tanisip yardimlasabildigine gore, sanirim bir tesekkur de " agaclar.net " icin lazim ve sanirim amatorlugun ne oldugunu da anlamisiz.
Saglicakla kalin
leventali
07-05-2014, 20:05
Sayın Kızıltan,
Çorbada sizin de tuzunuz oldu. Benimki tükenmesin diye molibdatı sizin gönderdiğinizden tartıp gönderdim :) Siz de teşekküre hak ediyorsunuz.
Hiç önemli değil Erdal kardeşim. Güle güle kullan. Hayırlı hasatların olsun. Bu arada sana gönderdiğim demir % 6 bilgin olsun...
Bu mikroları göndermek büyük sıkıntı. Ben sigara jelatini içine koydum. Gece gece anca onu bulabildim. 1 gram oldukça az bir yer kaplıyor. Yakın zamanda yapacağım organizasyona da deneyim oldu. Mikro elementleri koymak için sanırım ilaç şişeleri uygun olacak. Bu konuda fikri olanlar paylaşırsa sevinirim. Ona göre deneyler yaparım.
kiziltan
07-05-2014, 20:27
Sn Levent Ali
Onemli olan amatorce bir seyler yapabilmek, kim kime tesekkur etmis onemli degil ki.
Penisilin konulan kucuk siseler olabilir, hatta tibbi malzeme satanlarda bos ampul ( ucu acik ) satiliyor.
Sorun olur mu bilmiyorum, ama tam gramaji bir miktar su icinde eritip sivi olarak siseye koymak olabilirse kullanisli olabilir. Uzerine sadece kuru madde gramini yazmak yeter sanirim. Boylece ornegin 2 gram malzeme 10 cc su olsa, isteyen oranlayarak kullanabilir, ornegin 1 gram icin 5 cc alir, 1.5 gram icin 7.5 cc alir gibi.
Saglicakla kalin
leventali
07-05-2014, 23:28
İzleyenler bilir, sürekli yaptıklarımı kayıt altında tutuyorum. Bu da bana bitkilerle ilgili öngörü sağlıyor. Marul'da dikkatimi çeken aynı şey şimdi domateste başıma geldi.
Benim otomatik sulama saatim sabah 6 da başlayıp akşam 19'da bitiyordu. Günlük 300 ml A ve B besin ekliyordum. Neredeyse her gün eşit miktarda tüketim oluyor. Yaklaşık 20-25 litrede su tüketiyorlardı.
Hem yaz geldiğinden hemde maruldaki gibi mi olacak diye sulama programlarını 3 gündür değiştirdim ve izledim. O kadar ilginç ki, maruldaki gibi beslenme durumu ortaya çıktı.
Sulama saatini sabah 5 akşam 21 yapmıştım. Ve saatte 20 dakikaya çıkardım. İlk birinci gün biraz fazla besin ve su tükettiler. İkinci ve üçüncü gün kasanın tamamını bitirir hale geldiler.
Günlük tüketimleri 750 ml A ve B olmak üzere 40-50 litrelik deponun neredeyse tamanını bitirir oldular. Bugün sulama programını 1 saat daha uzatıp, 22 ye getirmiştim. Ne olup bittiğine bakmak için çıktığımda kasada pompanın çekeceği su kalmamış.
Marul bölümünü okuyanlar hatırlar, marulda akan su kültürü olduğundan bunu takip etmek daha kolay oluyordu. Orada da marullar akşam 5-6 dan sonra besin tüketmeye başlıyor ve gece 10-11'e kadar sürüyordu tüketimleri. Gece 11 de tamamlıyordum, sabah yeniden baktığımda tüketim fazla olmamış oluyordu.
İlginçtir domateste de beslenme saat 18'den sonra hızlanmaya başlıyor. ve 22-23 e kadar sürüyor. Gün boyu beslenmeleri normal seyrederken, bu saatten sonra inanılmaz besin ve su tüketiyorlar.
Bunun bir nedeninin hava şartlarından kaynaklandığını sanıyorum. Gündüzleri sera sıcaklığı yükseldiğinden beslenme yapmayıp yan gelip yatıyorlar :) Akşam ısının düşmesiyle birlikte beslenmeye başlıyorlar gibime geliyor.
Ama her iki bitkinin de bu saatlerde beslenmeye başlayıp bitirmesi bir tesadüf olmamalı kanısındayım. Tabi bunu yorumlamak benim boyumu aşar. Bu gösteriyor ki amatör yetiştiricilik yapan arkadaşlar bu saatleri dikkate almalı diye düşünüyorum.
Bitkilerim çok büyüdüğü için dün hazırladığım besin formülünde değişiklik yaptım. Sonuçlarını izledikten sonra buradan yayınlayacağım. Bitkiler çok büyüdüğünden dolayı kalsiyum ve potasyum miktarını artırdım. Bugünkü kasanın boşalmasının sebepleri içerisinde bu da var mıdır bilemiyorum. İzleyip göreceğiz.
Domates yetiştirmek isteyen amatör arkadaşlara birkaç (uyulmayacak :) ) tavsiyede bulunmak isterim.
1- Domateslerin ekim araları en az 40-50 cm olmalı. İkinci bir sıra ekilecekse bunların bir birine olan araları da en az 30-40 cm kadar olmalı. Çok hızlı büyüyen bir bitki ve çok fazla yaprak veren bir bitki. Biz profesyonel büyütme yapmadığımızdan dallanıp budaklanmasında bir sakınca görmüyoruz. Öyle olunca da kollar bacaklar bir birlerine giriyor.
2- Besin tankını (amatörler için söylüyorum) küçük tutun. 40-50 litre civarı. Ben 10-15 gün besin ve su ile tamamlıyorum, kasayı komple boşaltacağım zaman tamamlama yapmıyorum ve suyun bitmesini bekliyorum. Sonra komple taze suyla doldurup bir gün sulamayı besinsiz yapıyorum. Bitki köklerinin yıkanması amaçlı. Ertesi gün yeniden besinini tamamlayıp yoluma devam ediyorum.
Deponun büyük olmasının elbette avantajları var. Ama en büyük dezavantajı bir süre sonra o tankı boşaltıp, yeniden hazırlamanız gerekecek. Ve içindeki suyu da bir şekilde tabiata bırakacaksınız. Hem malzemeden tasarruf edersiniz küçük tankla, hemde tabiatı kirletmezsiniz. Tabi ilgilenme sürenizde beraberinde düşecektir.
Sürekli mesaj yazıp soran arkadaşlara bir de buradan belirtim. Sandığınız kadar zaman ayırmıyorum. Akşamdan akşama besin ve su tamamlaması yapıyorum o kadar. Ha bir de sabahları kahvaltı için uğruyorum o kadar :)
Evden ayrıldığım zamanlar anneme tankı suyla doldurmasını söylüyorum o kadar. 3-4 gün ayrıldığım bile oldu zaman zaman.
3- Besin tüketim miktarını yazıyorum ki 10 kök domates yetiştirecek olan arkadaşlar besinlerini ona göre temin etsinler diye. Besin, bu işin olmazsa olmazı olduğu gibi, sürekli artan miktarlarda ihtayacınız olacaktır. O yüzden kendi besininizi hazırlamayı öğrenmenizde yarar görüyorum.
Sayın AteşKaptan gramajlı olarak bile formülleri vermiş durumda. Kafa karıştıracak çok şey ortadan kalkmış durumda. Miktarlar büyükse tüm rakamları 2 ye bölerek aynı miktarın yarısını hazırlarsınız. Ya da 4'e bölerek daha az üretebilirsiniz.
Buradan en iyi, en mükemmel, en harika, en muhteşem, en verimli formülü açıklamak istiyorum.
Kendinizin hazırladığı besin varya, işte o formül.
O yüzden hangisi daha iyi diye aranıp durmanıza gerek yok. Beğenin birini ve hazırlayıp başlayın. Başladığınız formülün ne kadar mükemmel sonuçlar verdiğini göreceksiniz. Çünkü 10 dönüm serada bitki üretmeyeceksiniz. Çok çok domateslerinizin bir kısmı küçük çıkar, kimisi büyük. Kimisi erken kızarır kimisi geç. Kimisi çiçek açar vermez, kimisi 5-6 çiçeğin hepsinde verir. Siz onu büyütürsünüz, o da sizi :)
Amacınız amatörlükse bu yazdıklarım tecrübeyle sabittir.
Saygı ve sevgilerimle...
volkan0048
08-05-2014, 07:53
Selam sayın leventali,
pratik ve güzel proje ,güzel sonuç,en güzeli deneylerinden bize aktardığın tecrübelerin,bu aktarımların çok işimize yarıyor,çok teşekkür ederim....
ykaya194
08-05-2014, 08:58
Bunun bir nedeninin hava şartlarından kaynaklandığını sanıyorum. Gündüzleri sera sıcaklığı yükseldiğinden beslenme yapmayıp yan gelip yatıyorlar :) Akşam ısının düşmesiyle birlikte beslenmeye başlıyorlar gibime geliyor.
Nedeni; Besin ihtiyacının bir kısmını gündüzleri ışıktan aldıklarından dolayı, gündüzleri daha az besin eriği tüketmiş olabilirler. Ayrıca bitkiler gece karbondioksit salınımı ve gündüzleri oksijen salınımı yaparlar, bununla ilintili de olabilir.
Kolay gelsin.
vetman996
08-05-2014, 08:59
Bu mikroları göndermek büyük sıkıntı. Ben sigara jelatini içine koydum. Gece gece anca onu bulabildim. 1 gram oldukça az bir yer kaplıyor. Yakın zamanda yapacağım organizasyona da deneyim oldu. Mikro elementleri koymak için sanırım ilaç şişeleri uygun olacak. Bu konuda fikri olanlar paylaşırsa sevinirim. Ona göre deneyler yaparım.
Sayın Leventali Bey merhaba.
Bu mikroları göndermek için 5-10-50 -100 gr.lık kilitli poşetler var. Bunları kullanabilirsiniz düşüncesindeyim. Aşağıda resimlerini ekledim.
Penisilin konulan kucuk siseler olabilir, hatta tibbi malzeme satanlarda bos ampul ( ucu acik ) satiliyor.
Sorun olur mu bilmiyorum, ama tam gramaji bir miktar su icinde eritip sivi olarak siseye koymak olabilirse kullanisli olabilir. Uzerine sadece kuru madde gramini yazmak yeter sanirim. Boylece ornegin 2 gram malzeme 10 cc su olsa, isteyen oranlayarak kullanabilir, ornegin 1 gram icin 5 cc alir, 1.5 gram icin 7.5 cc alir gibi.
Sayın Kiziltan kargoya sıvı olarak vermek uygun olur mu bilemiyorum. Bazı kargo firmaları sıvı ürün taşımak istemiyorlar. Sıvı olarak göndermek istediğinizde hem şişeleme maliyeti, hem de taşıma maliyeti yükselecektir. Ama kilitli poşetleri zarf içinde de gönderebilirsiniz düşüncesindeyim.
Bu organizasyonda bize verilecek görevi sabırsızlıkla beklemekteyim. Molibdatı biz 25 kg olarak almıştık. Bu nedenle bize çok uyguna geldi. Çorbada tuzumuz olmasını arzu etmekteyiz. Bu nedenle ihtiyaç bildirilebilirse katkı yapmaya hazırız.
Her şey gönlünüzce olsun... Selamlar... Saygılar...
kiziltan
08-05-2014, 11:22
Sn Vetman
Kargolarin sivi tasiyip tasimadigini bilmiyorum.
100 cc bir sise icerisinde ( plastic ve ya cam ) toz malzeme bulunsa, adi ve tam gramaji yazili olsa bile olur. Alan kisi uzerine su ekleyerek ornegin 100 cc tamamlasa ve erimesini saglasa kolaylik olur sanirim. Isterse yarisini kullanir ve kalani saklar.
Posetteki tozu hele de 1-2 gram ise bosaltmak benim icin sorun, su doldurup calkalayip dokmek zorunda kaliyorum, zaten birkac gram malzeme olunca %10 unu bile kaybetmek sorun oluyor.
Elinde hassas terazisi olmayanlar icin uygun olabilir bu yontem.
Bir konu da pipet, sanirim almaya gerek yok. Seker hastalarinin kullandigi plastic enjektorlerden 9-10 tane alinsa yetebilir. Her malzeme icin belli birisini kullanip uzerine malzemenin adi yazilsa karisma olmaz. Bu enjektorlerin uzerindeki taksimat cok hassas.
Saglicakla kalin
Sayın Kızıltan,
Çorbada sizin de tuzunuz oldu. Benimki tükenmesin diye molibdatı sizin gönderdiğinizden tartıp gönderdim :) Siz de teşekküre hak ediyorsunuz.
Hiç önemli değil Erdal kardeşim. Güle güle kullan. Hayırlı hasatların olsun. Bu arada sana gönderdiğim demir % 6 bilgin olsun...
Bu mikroları göndermek büyük sıkıntı. Ben sigara jelatini içine koydum. Gece gece anca onu bulabildim. 1 gram oldukça az bir yer kaplıyor. Yakın zamanda yapacağım organizasyona da deneyim oldu. Mikro elementleri koymak için sanırım ilaç şişeleri uygun olacak. Bu konuda fikri olanlar paylaşırsa sevinirim. Ona göre deneyler yaparım.
Teşekkürler Sn. Kızıltan.
Engelli olduğumu belirtmiştim, T.Sandalye kullanıyorum. Genetik bir hastalığım var, DNA mutasyonunun FXN proteininin üretilmesini engellemesiyle oluşan ve kümülatif ilerleyen nadir görülen bir sinir sistemi hastalığı. Mitokondriyal hastalıklar için 2005 ve öncesi yıllarda ülkemizde bulunmayan idebenone isimli supplementi ABD den 20g toz olarak sipariş ederdim. Araştırmalarda kullanılan dozda almak içinse yine ilaçla sipariş ettiğim gelatin kapsullerine doldururdum. Kapsuller 500mg idi. Bunlarla mikro elementlerde depolanabilir. :D
Bahsettiğim kapsuller resimdeki gibi şeffaf, suda dağılıyor, zararsız, doldur-kapat ve kapatınca açılmıyor,dağılmıyor. 250mg, 500mg ölçeklerinde. Yurtiçi fiyatlarını bilmiyorum ama yurtdışından ebay aracılığla getirilebilir. 500 capsul posta dahil 10$... Renkli de var, BURADAN BAKINIZ. (http://www.ebay.com/sch/i.html?_sacat=0&_from=R40&_nkw=empty+gelatin+capsules&_sop=15)
leventali
09-05-2014, 08:52
Buna dolum yapmak oldukça zor Erdal Bey...Sayın Vetman'ın önerisi oldukça güzel ve ucuz bir çözüm gibi görünüyor...
Buna dolum yapmak oldukça zor Erdal Bey...Sayın Vetman'ın önerisi oldukça güzel ve ucuz bir çözüm gibi görünüyor...
25 kapsüllük bir tablası vardı. Tablaya kapsülleri yerleştiriyordum, altına titreşim modunda cep telefonu koyuyordum. Üzerine tozu koyup telefonu arıyordum :D titreşimle dağılıp doluyorlar, geriye kapaklarını kapatmak kalıyordu. Aslında kredi kartı gibi plastiği var, tozu dağıtarakta oluyor. Arıcıların arı sütlerini alıp muhafaza etmek için kullandıkları minik plastik şişelerde alternatif olabilir.
leventali
10-05-2014, 17:36
Önce Resimlerimiz...
491450
491451
491452
491453
491454
leventali
10-05-2014, 17:38
Önce Resimler-2
491455
491456
491457
491458
491459
leventali
10-05-2014, 18:09
Önce Resimler-3
Bu çiçeğin adı Yaprağı Güzel. Burda öyle diyorlar. Domates besinini bunun kadar seven bir bitki daha var mı bilemiyorum. Bu gördüğünüz küçücük bir daldı. Yaklaşık 1 ayda bu hali aldı. Belirtmek isterim. Oksijeni çok seviyor kökleri. Nereden mi biliyorum? Çünkü bunlar suyun içerisindeyken hava taşı koymuştum birine, bir diğerine koymamıştım. İnanılmaz farklı büyüdüler.
491465
Bu domatesimizi de köküyle komple buraya aktarmıştık. Gelişimi durdu gibi. Ama dün onları da otomasyona bağladım. Düne kadar sabah akşam elle suluyordum. Bu önümüzdeki hafta gelişimine bakacağız...
491466
Seranın yan boruları arasına tel çektik. 50 şer santim arayla. Bu tele domateslerimizi bağladık. Artık boyları seranın içine sığmayacak düzeyde. Şu anda 3 metreyi çoktan geçmiş durumdalar. Kaldı ki büyümesinler diye tepelerini geçen ay kesmiştim. Yoksa şimdi kat be kat daha da uzarlardı.
Seranın yüksekliği 2.20 m. Domatesler yerden 40 cm yüksekte kökleri. yani tepe noktası 1.80. Sera eni 3 m. Ölçmedim ama tahmini boylarını görüntüyle hesaplayabilirsiniz. Neden mi yazdım bunları. Domates eken arkadaşlar bunları dikkate alsın diye...
491467
Ortalığı bu hale getirebilmek için sabahtan beri uğraşıyorum. Kamera arkasını görmek istemezsiniz bile :) Derli toplu olmak kadar güzel bir şey yok. Bir hafta kadar gider sanırım bu :)
491468
PH ölçerimiz. Bayağıdır kullanmıyordum. İki gündür yeniden kullanmaya başladım. İzleyenler hatırlar kara lahanadan yapmıştım PH ölçerimizi. Tek kelimeyle harika bir çözüm. Herkese öneririm. PH'ımız yüksekmiş haberimiz yok. Daha doğrusu nötr. Bu da bitkilere yüksek sayılır. Biraz düşürmek gerekiyordu. 5.5 - 6 civarına. Sodyum Hidroksit kullandık.
Burada ustalara sormak istediğim birkaç şey olacak. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmeye düşürüyor ancak tanktaki suyu da bulandırıyor. Bunun normal olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
Şelatlı demir kullanıyorum. Bunu suyla karıştırdığımda kırmızı bir renk alıyor. Sayın MeyveliTepe bir yazısında kırmızıya dönüşen demirin aslında oksitlendiğinden (paslandığından) bahsetmişti. Bu yüzden kırmızıya dönüştüğünü yazmıştı. Benim aldığım şelatlı demir hazır satılanlardan. Markalı bir ürün. Sordum hepsinin böyle olduğunu söylediler. Doğruluk payı nedir ustalar cevaplarsa sevinirim. Bitkilerde demir eksikliğini gösterecek bir emareye de rastlamadım.
491469
Bitki yapraklarında bazı değişiklikler oldu. Yaprakları incelediğimde ve yaptığım araştırmada Çinko, Molibden ve Bor eksikliğinden kaynaklı olabileceğine kanaat getirdim. Çünkü araştırdığım kaynakta en yakın bunu gösteriyordu. Son hazırladığım besinde bunların oranlarını artırdım.
Ancak bunun nedenlerinden birinin de PH'ın yüksek olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Yaptığım araştırmada yüksek PH'ta en çok da mikro elementlerin alımında zorluk yaşandığı notu eklenmişti. Her iki unsuruda şu anda halletmiş durumdayız. Bu önümüzdeki haftayı gözlemleyeceğiz.
Bu arada bitkilerin besin alımının hızlandığını anlatmıştım geçen yazılarımda. Bir nedenin de bu olduğunu düşünüyorum...
Çok yararlı gördüğüm bir kaç kaynak paylaşacağım. Besin noksanlıklarının bitkilerdeki belirtileri...
http://yadi.sk/d/wQeK6euqPjVam
http://yadi.sk/d/RVlAp9wAPjVnK
http://yadi.sk/d/zUAj7YTAPjVqt
Dileyen indirip arşivine atabilir..
Saygı ve sevgilerle...
MeyveliTepe
10-05-2014, 18:37
PH'ımız yüksekmiş haberimiz yok. Daha doğrusu nötr. Bu da bitkilere yüksek sayılır. Biraz düşürmek gerekiyordu. 5.5 - 6 civarına. Sodyum Hidroksit kullandık.
Burada ustalara sormak istediğim birkaç şey olacak. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmeye düşürüyor ancak tanktaki suyu da bulandırıyor. Bunun normal olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
Aman dikkat. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmez, yükseltir.
Sayın MeyveliTepe bir yazısında kırmızıya dönüşen demirin aslında oksitlendiğinden (paslandığından) bahsetmişti.Bu söylediğim EDTA ile şelatlarken ortaya çıkan bir durum. Şelatlama esnasında ölçüler tam doğru iken renk koyu sarı iken, 3-5 damla potasyum hidroksit çözeltisi ilave edildiğinde renk bir anda kırmızıya dönüp demir oksitleniyor. Siz muhtemelen eddha şelatlı bir hazır ürün kullanıyorsunuzdur. Söz konusu renk demirin oksitinden değil de başka bir şeyden geliyor olabilir.
vetman996
11-05-2014, 05:19
.......
PH ölçerimiz. Bayağıdır kullanmıyordum. İki gündür yeniden kullanmaya başladım. İzleyenler hatırlar kara lahanadan yapmıştım PH ölçerimizi. Tek kelimeyle harika bir çözüm. Herkese öneririm. PH'ımız yüksekmiş haberimiz yok. Daha doğrusu nötr. Bu da bitkilere yüksek sayılır. Biraz düşürmek gerekiyordu. 5.5 - 6 civarına. Sodyum Hidroksit kullandık.
Burada ustalara sormak istediğim birkaç şey olacak. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmeye düşürüyor ancak tanktaki suyu da bulandırıyor. Bunun normal olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
Sayın Leventali Bey merhaba.
Sodyum Hidroksitin Ph değeri = 13.8 dir. Dolayısıyla kullanıldığında Ph yükselir.
Biz Ph'yı düşürmek için zamanında Sülfürik Asit bile kullandık. Ama kanser dahil zararlarını okuyunca da kullanmaktan vazgeçtik. (zararları ile ilgili burada özet bilgi var http://www.metinsert.com/?Syf=15&cat_id=175&baslik_name=U8O8bGbDvHJpayBhc2l0IG5hc8SxbCBiaXIgdG VoZGl0Pw==)
Daha önce sayfanızda kimyasal gübrelerin zararlarıyla ilgili yazılar paylaşınca tartışmalar ortaya çıkmıştı. Yazımız solucan gübresinin reklamını yapmak için yazdığımız yorumlarına neden olmuş, biz de bu yorumlardan alınarak kimyasal gübreleri de satacağımız e-ticaret sitesi kurmaya karar vermiştik.(Yazıları takip edenler bilirler, sitemiz bu tartışmalar sonucunda ortaya çıktı :D)
Ph'yı düşürmek için önerdiğimiz bir ürün var. Bu ürün Carboxylic Acid % 24, Percarboxylic Acid % 10 ve Peracetic Acid % 15 içeriyor ve %100 doğal bir ürün. Ph'yı düşürdüğü gibi mantari hastalıklar, kırmızı örümcek vs. için de koruma sağlıyor.
Ürünle ilgili detayları yukarıda bahsettiğim siteden (mantari hastalıklara kesin çözüm (http://www.madrasol.com/urun/hidronyum-plus-1-lt---kdv-dahil--_1435.aspx)) okuyabilirsiniz.
Sayın Leventali abi; Ticaret ile ilgili girişimde bulunduktan sonra yazılar paylaşmaktan çekinir olduk. Topraksız tarım konusunda düşüncelerimiz o kadar örtüşüyor ki. Örneğin :
Tarsus'ta evimin 4. katında damda tarım yapabiliyor olmak büyük ayrıcalık. 20 m2 gibi bir serada verimli kullanıldığında bir ailenin kendi ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayabilecek imkan sağlanıyor. Eğer damın komplesini kapatsam ki yaklaşık 140 m2, bir aileye ciddi sayılabilecek bir gelir getirebilecek bir sistem. Çukurova'da yüz binlerce dönüm dam var. ...
Biz de bu düşünce ile yol alıyoruz. "Her eve bir sera" yeni parolamız. İnsanın kendi yetiştirdiği ürünler o kadar lezzetli oluyor ki, hele kimyasal gübre kullanılmadan (çok az kimyasal gübre kullanılan) elde edilen topraksız tarım ürünleri. Bu tadı tüm dostlarımız tatmalı düşüncesindeyim.
Bu düşünce ile organizasyonda (besin eriyiği ile ilgili) üzerimize düşeni yapacağımızı yazmıştım. Hala görev beklemeye devam ediyorum.
Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...
beingobserver
11-05-2014, 18:52
Sevgili Levent Ali bey, özenli paylaşımlarınız için tekrar teşekkür ederim.
Genelde başlığınızı takip ediyorum fakat kaçırmış olabilirim.
Besin eriyiği hazırlama konusunda biraz detay rica edebilir miyim?
Soru 1: Hangi kimyasalları, hangi gramajlarda almamız lazım?
Soru 2: Büyük paketlerle aldığınızda fiyat neydi ve nereden aldınız?
(Toptan fiyatlarını öğrenirsem küçük gramajlarda alınca ne kadar pahalıya geldiğini hesaplayabilirim)
Soru 3: Tüm bitkilere uyduğunu söylediğiniz karışımın detaylarını mahsuru yoksa paylaşır mısınız? (Gram bazlı olursa şu aşamada daha faydalı olur)
Soru 4: Karışım hazırlamak için Kudret bey'in anlattığı şekilde moleküler ağırlıkları hesaplama yoluna mı gittiniz, yoksa gram bazlı mı yapıyorsunuz?
Kusura bakmayın "Soru 1", "Soru 2" diyerek sanki cevap verme zorunluluğunuz varmış gibi bi hava oluşturmak istemedim, sadece eğer cevap verecek olursanız işiniz kolaylaşsın diye bu şekilde bölümledim.
Topraksız tarım konusunda atılan bireysel ve küçük adımların bile büyük etkiler yaratacağı konusunda sanırım herkes hem fikirdir. Elinize sağlık.
leventali
12-05-2014, 10:33
Sayın MeyveliTepe, Uyarınız ve ilginiz için teşekkür ederim. Zamanlaması inanılmaz harika oldu; bitkiler size minnettar :)
Sayın Vetman, Size de teşekkür ederim ilginiz için. Organizasyondan mutlaka haberdar olursunuz.
Sayın beingobserver, Size madde madde yazmıştım dün gece. Yaklaşık 25 dakikada yazdığım yazı, gönderilirken uçtu gitti. Şu ana kadar da giremedim Agaçlara. Bu üçüncü yaşadığım bu tip facia oldu. Size yeniden buradan yazacağım.
Saygı ve sevgiler...
beingobserver
12-05-2014, 11:15
Geçmiş olsun :) Teşekkür ederim zaman ayırdığınız için.
Chrome'da geri tuşuna basarak birçok kez formdaki textleri kurtardığım oldu, bilginiz olsun.
leventali
12-05-2014, 23:40
Herkese Hayırlı Geceler,
Sayın beingobserver, madde madde sormanızda sakınca yok, bende öyle yaparım.
Cevap 1-2) Makro besinleri 1 er kilo almanız yeterli. Ancak tavsiyem, kalsiyum nitrat ve potasyum nitrat ya da sülfat'ı 2-3 kilo almanızı öneririm. Zira bunlar diğerlerinden çok kullanılıyor. Özellikle kalsiyum.
Bunları kilo ile aldığınızda pahalılığına bakmayacaksınız zira zaten torbadan hesapladığınızda pahalı olması gayet doğal ve normal. Ben 3 ila 5 tl arasında aldım kilosunu. Bir tek mono basic fosfat gübresini göz göre göre 30 tl ödedim 1 kilosuna. Emir Kimya'dan almıştım. Hepsi var dediler, üç parça da geldi ürünler ödediğim kargo parası cabası.Halen göndermedikleri pipet ve ürünüm de ayrı cabası.
Alımlarınızı içimizden birinden yaparsanız, ki satışını online olarak yapan arkadaşlarımız var, Sayın Vetman yapıyor bunu, pahalı ucuzuna bakmayacaksınız eğer torbayla almıyorsanız. Onlar da haklı. 25 kg lik torbayı açıp, kilo kilo anca amatörlere satabilirler; çiftçi almaz bu miktarı. O yüzden torbası şu kadar, kilosu bu kadar geliyor demeyin, bir kaç milyon pahalı olsun önemli değil.
Siz makroları satın alın, mikroları isteyen arkadaşlara ben ücretsiz gönderiyorum zaten. Gramajını tartar gönderirim. Söylemeniz yeterli.
Cevap 3-4) Benim iddialı olduğum formül, bir amatörün ordan burdan bulduğu formülleri beğenmeyip, kafası karışıp, hepsinin ortalamalarını alıp hazırladığı bir formül. Yani iddia kısmı işin şakasıydı ki sanırım sitedeki arkadaşlar anlamışlardır; bu konularda bu kadar iddialı olabilecek bilgide değilim. Ama gerçek şu ki ben memnunum. Sadece çikeklere verirken bazılarına ağır geldiğini düşünüyorum, o yüzden yarı yarıya sulandırarak veriyorum. Bir anlamda EC sini düşürüyorum anlayacağınız.
4. defa hazırlayıp kullandığım formül. Son formüle eksikliğini hissettiğim potasyum ve kalsiyum miktarlarını artırarak verdim. Benim bitkilerim çok büyükler ve çok fazla meyve var üzerlerinde. Bakır, Çinko ve molibden eksikliği hissettim onlarında ölçülerini bir miktar artırdım.
Geçen de yazmıştım en iyi, en mükemmel formül, ucundan tutup hazırladığınız formüldür. Zaten bitki size bas bas bağıracaktır benim şuyum eksik diye.
formülü buraya ekliyorum. Arzu eden indirip deneyebilir. Excel tablosunda açıklamalarıyla anlattım. Gram bazlı, ama tüm hesaplamalar yapılarak gram elde edilmiş durumda. O yüzden PPM den grama kadar her şey mevcut tabloda.
http://yadi.sk/d/__u7retTQ2Gxx
Buradan tekrar belirtmek isterim. Ben bir amatörüm. Kullandığım formüller, öneriler bir amatörün yaşayarak, deneyerek paylaşmak istediği bilgiler olarak değerlendirin. Bazı bilgilerin eksikliği, teknik noksanlığı, profesyonelliğe uymadığı durumlar olabilir.
Deneyerek başıma gelenleri amatör arkadaşlara öneriler olarak paylaşıyorum.
Şu sıralar bana yine çok sorulan bir kaç konuya değinmek isterim. Bir çoğuna uymayacağınızı bile bile :)
1-) İlk başlıyorsanız işi zevkten eziyete çevirmeyin. O yüzden bir birine yakın besinlerle büyüyecek, bitkiler seçerek başlayın. Çok çeşit ekmeniz size ayrı ayrı zahmetler getirecektir. İnanın bir süre sonra işin tadı kaçacaktır. Çünkü çocuk gibi her biri ayrı emek istiyor. Ha buna zamanı olan arkadaşımız vardır amenna...
2-) Bitkileri asla ve asla sık ekmeyin. 15 kişilik dolmuşa 30 kişi bindiğimiz çok oldu. Biz orada ne hissediyorsak bitkilerde böyle hissediyor emin olun. Biz bir süre sonra inip kurtuluyoruz ama bitkiler son nefeslerine kadar buna mahkum kalıyorlar.
Bu size hastalık olarak dönecektir. Zira iyi havalanmadıklarından nemlenme artacaktır. Bir sürü zararlıyı barındırma görevi üstleneceklerdir. Sizin müdahele şansınız azalacaktır. Domates ekiyorsanız bir birleri arasını enaz 40-50 cm bırakın. İlk ektiğinizde fide gözünüze küçük gözükecek ama bir kaç ay sonra benimkiler gibi 3 metreyi bulacaklardır.
3-) Besin tankınıza bir tane akvaryum hava motoru ile hava taşı bağlayıp sürekli çalıştırın. Bunun çok faydasını göreceksiniz. Bizzat deneyerek yaptığım testlerim var. Heleki kök gelişiminde inanılmaz etkili bir durum.
4-) Besin tankınızı küçük tutun. Benimki 50 litre portakal kasası. Bunun dez avantaj olduğu kadar avantajlı yönleri de çoktur. Dökmek zorunda kalacağınız besin suyunuz olmaz. Hata durumunda giderme şansınız var. Bir şekilde fazla besin dökmüştüm, 1 kovasını alıp, bir kova su ekleyip, yeniden EC sini ayarladım. Diğer kovayı da ertesi gün ekleyip, eksiğini gidererek kullandım. 250 litrelik bir tank olsaydı bu hatayı düzeltmek pek kolay olmayacaktı.
5-) Besin eriyiğinizi kendiniz hazırlıyorsanız, ilk başlarda küçük miktarlarda hazırlayın. Örneğin benim burada gönderdiğim formülasyon 250 litrelik. Buradaki gramajları 10 a bölerek 25 litrelik hazırlayabilirsiniz. Ya da 4 de bölerek 75 litrelik hazırlayabilirsiniz.
Böylece hatalı bir durumda ki siz hesaplayı öğrenene kadar bolca olacak, bazen benim gibi PH'ı düşürmek için Sodyum Hidroksit kullanma gafletinde bulunacaksınız ve belki sizi hemen uyaran çıkmayacak :), çok çok elinizdeki eriyiği gidip bir ağaca boca edeceksiniz...
Bu arada Sayın beingobserver, geri tuşu server aktifse işe yarar, dün site durdu o yüzden geri getiremedim. Normalde gönder butona basmadan CTRL-A ya basıp, komple blokluyorum, CTRL-C'ye basıp kopyalıyorum öyle butona basıyorum. Eğer bir hata olursa, yazdıklarımı worde aktarma imkanım olabiliyor idi. Dün delikanlılık yaptık, o da sökmedi :) Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Saygı ve sevgiler..
MeyveliTepe
13-05-2014, 00:19
Ne tür bir kalsiyum nitrat kullanıyorsunuz? N %11, Ca %16 olarak formüle sokmuşsunuz. Markadan markaya değişiyordur belki, benim kullandığımda 14,40 + 1,10 N (14,40 nitrat + 1,10 amonyum), Ca 18,80 (26,3 CaO'dan indirgenmiş yüzde) olduğunu belirtmişler.
Kullandığınız formülde azot, potasyum ve kalsiyum gerçekten epey yüksek. Fakat fosfor'u 118 ppm olarak formüle etmişsiniz ki bu değer hiç bir formülasyonda bu kadar yüksek değil. Genellikle kullanılan fosfor seviyesinin iki mislinden de çok. Buna kaynak olan formül hangisidir?
beingobserver
13-05-2014, 20:09
@leventali bey çok teşekkür ederim. Harika bir kaynak olmuş, elinize sağlık.
Makro besinler için yakın civarda sadece Amonyum Nitrat (NH₄NO₃ - Azot: %33) bulabildim.
Yarın farklı firmalara da bakacağım.
Sayın Vetman'ın e-ticaret sitesinin adresini bilmiyorum, yazan olursa bakmak isterim.
@leventali bey, en azından ilk sefere mahsus mikro besinleri gönderirseniz çok sevinirim.
Bu sefer için mikro besin tedariğiyle zaman kaybetmemiş olurum.
Gönderdikleriniz bitene kadar da yeni bi tedarikçi bulurum.
Fakat ücreti neyse de göndermek isterim, banka hesap bilgilerinizi bildirmeniz yeterli.
Adresimi size mesaj yoluyla mı iletmem gerekiyor?
@vetman996 sülfirik asidin kanserojen olduğu ile ilgili bir kaynak paylaşmışsınız.
Ben de çok küçük bir araştırma yaptım, gördüğüm kadarıyla, araştırmalar sülfirik asit solumanın akciğer kanserine sebep olduğunu göstermiş.
Fakat suya karıştırıldığında kanserojen olur mu emin olamadım.
Bilen arkadaşlar varsa lütfen bizi de aydınlatsınlar.
Bildiğim kadarıyla Ph- olarak sülfirik asit kullanımı oldukça yaygın.
İyi çalışmalar, tekrar teşekkürler.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.